Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
FE LSEFE HABERLER Felsefe eğitiminin önemi ve Türkiye'deki çjörünümü üzerine, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe Böliımü Başkanı Prof. Dr. İsmail Tunalı ile konuştuk. Cem Hamuloğlu Ortaoğretimde felsefe eğitiminin önemi nedır? I.TUNALI llkogretım ve onu ızleyen oğ retım yıllarında, ınsan elde ottığı bılgı bırıkımıyle bellı bır bılgı aşamasına gelmış demektır Ama tum bu sureç ıçınde genç, bılgıyı alıcı, edılgen durumdadır Genç, 1516 yaşlarına geldığınde ıse, sahıp olduğu bılgılerın ne turden olduğunu, ıçınde yaşadığı toplumsal değerlerın ne turden değerler olduğunu, bağlı bulunduğu torelerın neden bırer tore olduğunu sormaya başlar Artık bu soruları soran genç, edılgen, yalnızca bılgı alıcı bır ınsan olmaktan çıkarak, bılgının eleştırısını yapmak ısteyen, özgur duşunceye adım atmaya çalışan bır kımlığe burunur Işte bu kımlık ıçınde felsefenın ılk tohurrıları atılmış olur Bu çağında, sahıp olduğu bılgılerın nelığım, özunu, yaşadığı değerlerın ne olduğunu sormak ısteyen genç, aynı zamanda bu soruların kaynağını da bılmek ısteyecektır Böyle bir ıstem onu felsefe ıle temasa felsefe ıle ılgı ıçıne goturur Ama bu gıbı soruların sorulmadığı bır durumda, kışı ozgur duşunceden, eleştırel duşunceden tamamıyle yoksun, alıcı, edılgen bır durumda yaşamaya mahkum olmuş demektır Bır genç boyle bır aşamada, hayat, varlık bılgılerı, değerler, töreler karışısında sorular sormaya başlayıp, bunları felsefe bılgılerıyle temellendırmeye başladığı andan ıtıbaren, bılınmelı kı böyle bır kışı artık ozgun duşunmeye, eleştırel bır tavra geçmış olur Boyle bır tavır, kışının kışısel yaşamında, aynı zamanda bu kışısel yaşamın toplumsal yaşama yansımış bıçımlerınde kendını gosterecek ve bugune kadar bırer uydu olan, yanı sahıp olduğu bılgılerın ve değerlerın bır uydusu olan ınsan, şımdı bırdenbıre başat bır duruma yukselmış olacaktır Nıtekım ıçınde yaşadığımız çağda, butun demokratık toplumların surecı boyle bır sureç halınde başlamıştır Bu bıze şunu göstermektedır kı, ortaoğretimde matematık, fızık derslerı ne kadar zorunluysa, felsefe dersı de aynı derecede zorunludur Çunku felsefe, kışıye ve genç ınsana bıldıklerının bır hesabını çıkartmayı oğretmekte, bıldıklerı karşısında eleştırel tavır almakta ve yalnız kendı kışısel, subjektıf varlığını değıl, toplumsal varlığın da bır kışılık, bır dınamızm kazanmasına hızmet etmektedır Türkiye'de felsefe hep yanlış anlaşılır, dahası felsefeden korkulur. Sizce bu korku nereden kaynaklanıyor? iTUNALI Turk toplumunda genellıkle felsefe ve felsefecı hakkında yanlış bır yargı vardır Felsefecı dendığı zaman gerçeklerın dışında, ıluzyonlarla uğraşan ve hayatın dışında gereksız şeylerle zamanını kaybeden ınsan anlaşılır Felsefe deyınce de bır safsata anlaşılır Ayrıca felsefecı, eleştırel bır tavrı sureklı on planda tuttuğu ıçın ve torelerı, duşuncelerı, bılımsel yaklaşımları eleştırdığı ıçın bu tutumuyla ıstenmeyen eleman, adeta zararlı bır eleman olarak görulmuştur Kendı Felsefe, yaşamın ta kendisi... sıne sureklı olumsuz bır gozle bakılmıstır Peki, felsefe, oğrencılere nasıl sejdirilebılır? I.TUNALI Her ders ılkın sevgıyle bas lar Hıç sevılmeyen derslerden çocuk korkar urker Bunlardan bırısı matematıkse otekı de felsefedır Çunku ıkısı de duşunceye dayanır Matematık ve felsefe, ınsan zıhnının yarattığı en yuce ıkı başarıdır Genç ılkın urkebılır, korkabılır Oysa gence felsefenın kışının dışında değıl ıçınde olduğunu anlatmak gerekır Her ınsan, az ya da çok felsefı bır tavra sahıptır Her ınsan çocuk ya da yaşlı, soru sormaya başladığı andan ıtıbaren, felsefe yapmaya da başlar Çocuğa felsefe kendısının dışında, sorunlu, ucube bır ders olarak değıl de kendı yaşantısı olarak gösterıldığı an sevecektır Siz yıllardır çeşitll universltelerde felsefe dersl veriyorsunuz. Liselerden unlversitelere felsefe öğrenclsi olarak gelen gençlerln duzeyl nasıl? İ.TUNALI Bızdekı durum Batıdakıne benzemıyor Ben Vıyana Unıversıtesı'nde profesörluk yaptım Oraya gelen oğrencıler, felsefeyı seçerek gırmışlerdır \fe ortaoğretimde Latıncesı, Grekçesı, yabancı dılıyle hazırlığını yaparak komple gelmıştır Unıversıtede felsefenın abc'sınden başlanmaz, komplıke felsefe oğrenımınden başlanır Öğrencıyle öğretım uyesı arasındakı ılgı, bır meslektaş ılgısıdır Bırlıkte duşunur, bırlıkte çalışırlar Bugun Batı unıversıtelerınde kursuden ders vermek ortadan kalkmıştır Bugun semıner şeklınde çalışmalar yapılmaktadır Hoca bır problemı, bır kıtabı getırırher oğrencı zaten o kıtabı okumuş ve hazırlığını yapmıştıronun uzerınde reparat yapılır Reparat uzennde tartışmalar olur ve öğrencı en azından hoca kadar aktıftır Bızde ıse boyle bır durum ne yazık kı yok Çunku lıseyı bıtıren gencın seçme şansı yok Genç IBM kendısını nereye takdır etmışse oraya gelır Belkı çoğu ıstemeden gelır Fakat Turk unıversıtelerınde en buyuk felaket YÖK'ten sonra başlamıştır Çunku YÖK, bılımı, bılım anlayışını ortadan kaldırmış, unıversıtelerı bırer yuksek lıse halıne getırmıştır Öğrencı ders notu, vıze peşındedır Butun çabalarımıza rağmen, öğrencıyı mustakıl, bağımsız, özgur duşunceye göturme çabamıza rağmen bunda başanlı olduğumuzu soyleyemeyız Çunku çocuklar sıstemın onlara verdığı şekılde not peşındedır, fınal ırntahanını verme peşındedır Ve bu bılım adına çok acı bır durumdur Bu YÖK'ten sonra başlamıştır Felsefe bölumunden bu halde mezun olan oğrencıler, sonra lıselerde felsefe dersı vermektedır Turkıye eğer AT'ye gırmek yonunde bır hazırlık yapıyorsa, bu hazırlık felsefı hazırlığı da gerektırır Çunku AT'de ancak demokratık bır toplum yer alabılır Demokratık toplum ozgur duşunceye dayalı bır toplum demektır Ozgur duşunce ancak felsefe ıle mumkundur Klinikler arası röntgen f ilmi alışverişi lmanya'nın Berhn kentınde klınık ve hastanelerın bırbırlerıyle rontgen fılmı alışverişi yapabılmelerı ıçın yenı bır haberleşme sıstemı kuruluyor Buyuk bolumunu Sıemens şırketının gerçekleştıreceğı sıstem sayesınde doktorlar rontgen fılmlerıne daha doğru teşhıs koyabılecekler ve tedavı uygulayabılecekler Röntgen fılmlerı cam elyafı aracılığıyla dıjıtal hale getırılecek ve başka hatanelere bılgı olarak geçılebı A lecek Sıstemın bır parçası olarak. doktorların rontgen fılmlerı uzerınde tartışabılmelerı ıçın de telekonferans sıstemı kurulacak Sıstemden rontgen servıslerı dışında dığer klınıklerın de yararlanacaklan ve teşhıs ve tedavıde böylece zaman kaybının onune geçıleceğı belırtılıyor Fotoğrafta, Berlın'de bır klınıkte sıstemın deneme uygulaması yapılırken (n.ı.) Aç kalmak kansere karşı koruyor ç kalmak kanser ve losemıye karşı koruyor Kanserlı sıçan ve fareler uzerınde yapılan araştırmalardan bu sonuca varıldı "Veterans Admınıstratıon Medıcal Center / Bronx" ve "Mt Sınaı School of Medıcıne / New York"dan L.Gross, "Ganser" dergısındekı bır yazısında "ışınlandıktan" sonra az yıyecek verılen farelerın kansere yakalanma olasılığının çok daha duşuk olduğunu yazıyor "SpragueDavvley" farelerı uzerınde yapılan denemelerden şu s o nuçlar elde edıldı "Işınlanmış" farelerın dışılerınde kanser oranı yuzde 22'den yuzde 93'e, erkeklerde yuzde 5'ten yuzde 59'a yukseldı "Işınlandıktan" sonra aç bırakılan farelerın ıse dısılerının yalnızca yuzde 35'ınde, erkeklerın de yuzde 7'sınde bır tumör gelıştı Benzer sonuçlara lösemı konusunda da varıldı Normal koşullarda losemıye rastlanmayan bır fare çeşıdı ışınlandı istedıklerı kadar yemek yemesıne ızın verılen farelerın yuzde 50'sı hastalandı Normal gıdalannın yarısı verılen farelerın ıse yalnızca yuzde 4'unde losemı gelıştı Farklılıklar oylesıne belırgın kı, bunun "ıstatıstıkı ınışçıkışlardan" kaynaklandığı soylenemez Ama sonucun makul bır açıklaması da yok Kanser vırolojısının önculerınden sayılan L Gross, çoğu durumda vıruslerın ışınlama ıle bırlıkte (ya da kımyasal maddelerın etkılemesıyle) atkıve edıldıklerı yolundakı hıpotezı savunuyor Deneylerın de gosterdığı gıbı, bu gelışıme azaltılmış gıda alımıyla karşı konulabılıyor Ancak bunun da bılımsel bır açıklaması henuz yok insanlardakı bazı tumorlerın de vıruslerden kaynaklandığı tartışma goturmez Buna ornek olarak Gross, Afrıkalı çocuklarda gözlenen BurkıttLymphom'unu gosterıyor Bu da muhtemelen EpsteınBarr vırusunden A kaynaklanıyor özellıkle Afrıka ve Uzakdoğu'da rastlanan karacığer kanserınden de HepatıtB vıruslerının yol açtığı bır enfeksıyon sorumlu tutuluyor Bu gozlemlerden, ama aynı zamanda dığer araştırma sonuçlarından hareketle Gross, kesın açıklaması olmamakla bırlıkte, ınsanların da açlık çekerek (daha az oranda yemek yıyerek) tumorlerın gelışımının engellenebıleceğı sonucuna varıyor Ancak bunun onkoşulu, daha once yuksek oranda ışınlanmış olmak ya da aılede sık sık kanser ya da losemı vakalarına rastlamış olunması (Sn. NuW) G enel olarak barışçıl otçul hayvanlar olarak bılınen koyun ve geyıkler vahşıleşıp kuş yuvalarına saldırabılıyor, yavru hayvanların kafa, kanat ve bacaklarını ısırabılıyorlar Glasgow Unıversıtesı'nden bır bıyolog, Shetland adalarında yaptığı ıncelemeler sonucu bu şaşırtıcı bulguları saptadı Koyunve geyıklerın bu alışılmamış davranışları, bu bölgedekı bıtkı örtusunun yeterınce kalsıyum ıçermemelerı ve bu nedenle hayvanların mıneral eksıklığı çekmelerınden kaynaklanıyor Nıtekım yeterlı oranda kalsıyum almayan gevış getıren hayvanların eskı kemıklerı kemırdıklerı gözlendı Ingılız araştırmacı "Journal of Zoology"de, bazı koyunların denızkırlangıçların yuvalarını bulup yavru kuşların bacak ve kanatlarını ısırdıklarından söz edıyor Sakatlanmış yavru kuşlar kısa bır sure daha yaşayıp öluyor Geyık cınslerı ıse gaga ve yelkovan kuşlarının yuvalarına saldırıyor (SnNuW) Koyunvegeyikde vahşileşebiliyor