18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM D Ü N Y A S I N D A N psıkıyatrıst, bazı turden psıkolojık hastalıkların urık asıt kullanılarak lyıleştırılebıleceğını kestırmıştır Urık asıtın en çok çözunur tuzu lıtyum urat olduğundan, Dr Cade kobaylarda bu bıleşığı kullanmıştır Sonunda lıtyum karbonatı da denemış ve belırlı tur ruhsal hastalıkların tedavısınde urık asıtın değıl de lıtyumun etkılı olduğunu bulmuştur Boylece o zamanlar çeşıtlı turdekı psıkolojık rahatsızlıklarda lıtyum yaygın olarak kullanılmıştır Luigi Galvani'nın kurbağa bacağı yardımıyla hayvansal elektrığı keşfi, modern elektrık sanayıının oncusu olmuştur Yıne 1895'te VVilhelm Roentgen, modern katot ışını tupunun eskı şeklı olan Crookes aygıtıyla çalışırken Xışını analızı yontemını rastlantıyla bulmuştur Alfred Bernhard Nobel tarafından uretılmış olan nıtroglıserınden, tehlıkesızce saklanmaya elverışlı dınamıtın, nıtroglıserını kıle ya da dıyatome toprağına emdırılmesıyle eldesı de şans eserı olmuştur Şans yoluyla gerçekleşen buluşlara son örnekler olarak transıstörun ve sakarının keşfını de beiırtmelıyız Aral Gölü çölleşiyor Derleyen: Murat Arın yıl once balıkçıların ayaklalarını suya sokup sazan balığı avladıkları yer bugun karaya dönuşmuş durumda Aral Golu'ne ulaşmak ıçın duz, grı, tuzla kaplı bır arazıde 50 kılometre ılerlemelerı gerekıyor Sonunda karşılarına çıkan şey ıse tuzlu, yaşamın yavaş yavaş yok olduğu bır gol Bır zamanlar dunyanın dörduncu en buyuk gölu olan Aral Golu bugun gıttıkçe kuçulmektedır Sovyet otorıtelerının, 6O'lı ve 7O'lı yıllarda Ceyhun ve Seyhun ırmaklarının Aral Golu'ne dokulen sularından bır bolumunun yonunu sulama amacıyla değıştırmelerı sonucu göl çölleşmeye başlamıştır 1960'tan berı golun yuzeyı % 40 alçalmış ve gerıye 25000 km'lık tuzlu bır çöl bırakmıştır Bu durum sağlık, ekonomı ve ıklım yonunden çeşıtlı zararlara yol açmaktadır Şımdıye kadar görulmemış oranlarda yuksek olan gırtlak kanserı, mıde ve bobrek hastalıkları ırmakların ve yeraltı sularının tuz ve kımyasal madde yoğunluğunun yuksek olmasına bağlanmaktadır Aral Golu'nun kurumasının sonuçları şunlardır • Aral Golu bır zamanlar mavıydı ve balık doluydu Yaklaşık 60000 balıkçı her yıl 48000 ton balık avlıyordu Bugun ıse yeşıl ve bırçok turun yaşayamayacağı kadar tuzlu • Golun kuruyan tabanı, çekılen sular tarafından bırakılmış tuzla kaplı Tuzlu kum, şıddetlı ruzgârlarla suruklenmekte (yılda 43 mılyon ton) ve yuzlerce kılometre karelık bır alandakı tarım topraklarına zarar vermektedır • Gölun çölleşmesı ıklımı de etkılemeye başlamıştır, yazlar daha sıcak, kışlar daha soğuk olmaktadır • Aral Golu havzasında tarım tehlıkede, çunku gubredekı aşırı mıneraller tuzlu toprakla bırleşınce toprağı ekınler ıçın çok tuzlu kapıyor Bu durum, ancak sulamayla duzeltılebılır, fakat artık yeterınce su yok Aral Golu havzasında, Sovyetler Bırlığı'nde uretılen ham pamuğun °/o 95'ı, pırıncın % 1960 yılındakı Aral Gölu ıle gunumuzdekı Aral Gölu buyuk farklılıklar taşıyor 45'ı, sebzelerın % 25'ı ve meyvelerın % 32'sı uretılıyor Bu urunler şımdı tehlıkeye gırmış durumda 1960 yılına kadar, Ceyhun ve Seyhun ırmakları, Aral Golu'ne her yıl 50 km su taşıyorlardı 1986'da göle hıç su gelmedı Komunıst Pariı Merkez Komıtesı ırmaklardan gole her yıl 15 km suyun taşınmasını planlıyor, fakat bu yetersız Golun daha tazla kurumasının onlenmesı ıçın yılda 30 km su gerekıyor Aral Golu'nun kurtulması ıçın dığer bır onerı de 1940'ların sonundan berı tartışılan ve bazı donemlerde gundeme gelen Kuzey Denızı'ne dokulen Sıbırya'dakı Obı Irmağı1 nın 2500 km uzunluğundakı bır kanalla guneye yönlendırılmesı projesı Proje, 1980'lerın başında rafa kaldırılmıştı, fakat Ozbekıstan otorıtelerı, Aral Gölu ıçın artan kaygıların projenın gerçekleşmesı olasılığını arttırdığını belırtıyorlar Sovyet uzmanlar, yaptıklarının sonuçlarını nasıl oldu da tahmın edemedıler? Aslında tahmın ettıler Golun çolleşeceğını bılıyorlardı, fakat oluşturulacak tarım alanlarının buna değeceğını duşunuyorlardı Tuz artıklarının bır kabuk oluşturacağını ve çevreyı etkılemeyeceğını, ıklımdekı değışıklıklerın onemsız olacağını duşunduler Şımdı, ınsanın hırsının ve çılgınlığının bır anıtı olan bu yıkımı durdurmak ıçın çok geç kalmış olabılırler ! Kanser testi yaptırdınız mı? Erken tanı, akciğer kanserinden ölümleri azaltıyor. Dr. Cemal Asım Kutlu S Atılganlık, rüyalar ye derinlemesine düşünme Bılınmeyenı ınceleme, eskı çağlarda sınamayanılma, denegor yordamıyla uygulanmaya başlanmış, çozumsuzlukler çıktıkça da olay ve olguların ozune ınen kuramsal duşuncelerın doğrulanması şeklınde bır seyır ızlemıştır Gunumuzde bıle bazı durumlarda para ve zaman elverdıkçe, sorunların ıncelenmesınde ampırık yaklaşımla sınama yöntemı, pratık yararlar sağlamaktadır Atılımcı bır ruhla ve olası sonuçları goz onune ala« rak öngorulu tasarlanmış deneyleme, kımı zaman rastlantılar uzerınden gıderek çok yararlı sonuçlar getırebılmektedır Organık kımyanın gelışmesınde onemlı bır kılometre taşı olan "benzen bılmecesını" çozen August Kekule, bıçımledığı yapı kuramıyla, tıpkı satranç oyununda olduğu gıbı, yenı ve bılınmeyen bıleşıklerın kâğıt uzerınde yazılan açık (ormuller uzerınden preparatıf yolla uretılmesıne ve kuramsal açıdan olanaklı formullerın deneylenmesıne on ayak olmuştur Molekul mımarısı denebılecek bu uğraşılar, yapı kuramı çerçevesınde çok sayıdakı kımyasal maddenın analız ve sentezını getırmıştır Kekule benzen bılmecesını bır yerde, açık zıncır halınde tasarlanmış olan yapıyı, kuyruğunu ısıran yılana (sımyacıların Ouroboros una) benzeterek çozumlemıştır Kekule anılarında bu ışı ruyasında gerçekleştırdığını belırtmıştır Isaac Newton da sorunlarını çoğu kez ru yalarında çozuyordu 'Buyuk Adamlar' adlı kıtabında VVilhelm Ostvvald, onde gelen araştırıcıları 'klasıkler" ve 'romantıkler" dıye ıkı gruba ayırır Buna gore akıl yurutme hızı klasıklerde yavaş, romantikierde ıse hızlıdır Klasıkler yakınsak duşunen ıçedonuk kışılerdır romantıkler ıse ıraksak duşunen ve dışadonuk kışılerdır Klasıkler temel ıncelemeler yapmak uzere az sayıdakı sorunlarla ılgılenırler Romantıklerse ıvedılık sırasına gore pek çok soruna yuzeysel yonelerek bunların ayrıntılı olarak ışlenmesını başka araştırıcılara bırakırlar Kısaca soylemek gerekırse, klasıklerdekı duşunme derınlığıne karşılık, romantıklerde duşunme genışlığı vardır Bır çozeltının derışımı ıle onun elektrıksel ıletkenlığı arasında bır bağıntı bulmaya çalışan Svante Arrhenius, doktora tezı ıçın laboratuvar çalışmalarını tamamlandıktan sonra şuna karar verır "Yeterınce deney yaptım, artık duşunmem gerekır' I J ıgara ıçmo sıklığının yuksek olduğu ve her geçen gun arttığı yur dumuzda 2000'lı yıllarda akciğer kan serı vakalarında onemlı bır artış beklenıyor Son yıllarda ABD'de kanserden ölumde ılk sırayı erkek ve kadın gruplarında akciğer kanserı alıyor Kanserın bu kadar artmış olmasına karşın, hastalara sağlanabılen yaşam suresı 5 yılı geçemıyor Yurdumuzda bu konuyla uğraşan hekım lerın en sık rastladığı tumor tıpı epıdermoıd kanserdır kı genellıkle hastalar ılerı yaşta vo uzun yıllar sıgara ıçmış kışılerdır (ABD de ılk sırada bulunan adenokanser bızde ıkıncı sı radadır Ancak erken evrede tıpler arasında yaşamı etkıleme açısından fark yoktur) Bunun yanı sıra epıdermoıd kanser dığer akciğer kanserlerı ıçınde en yavaş buyuyen geç metastaz yapan kısacası en selım seyreden dır Öyle kı, tumor dokusunun akciğer grafı sınde gorulebıleceğı en kuçuk buyukluğe en şebılmesı ıçın 8 yıl geçmesı gerektığı hesap lanmıştır Bu kadar yavaş gelışen bır tumorle muca delede başarısız olunmasının nedenı tumorun yıllarca akciğer dokusu ıçınde buyume sı, ancak goğus ıçınde bır yapıya, goğus du varına veya buyuk bır hava yoluna yayıldm tan sonra belırtı vermesıdır Bu da tumorun artık son evrede olması demektır Bu asama da modern tıbbın kabul ettığı en etkılı tedavı şeklı olan cerrahı gırısım çoğunlukla yeter sız, hatta ımkânsız olmaktadır ABD'de geçen yıl sonuçları açıklanan bır çalışmada 45 yaşını aşkın gunde bır paket ten fazla sıgara ıçen 10040 erkek hasta 5 yıl sureyle 2 grupta taranmış sonrakı 2 yıl ta kıp edılmışlerdır llk grup sadece bellı aralarla çekılen goğus fılmı dığer grup goğus fıi'1,, ne ek balgam sıtolojısı ıle iar3rnnıstır (Bal gam sıtolojısı HSbianın balgamında tumor h'jcreierının aranmasına dayalı patolojık bır muayene yontemı) Epıdermoıd kanserler go nellıkle ılk olarak balgam sıtolojısı ıle ade nokanserler goğus fılmlerı ıle erken olarak teşhıs edılebılmışlerdır Bunun yanı sıra go ğus fılmı ıle tanı koyulan epıdermoıd kanser lerın de cerrahı yolla tamamen tedavı edıle bıleceğı sap'anmıs ve taramada sadece go ğus fılmının yeterlı olacağı SOMUCUMS vdnı mıştır Yurdumuzda her ne kadar hasta olmadan sağlığımızla ılgılenme alışkanlığı olmasa da kadın veya erkek 45 yaşın uzerınde, yıllar dır gunde bır paket sıgara ıçen herkes yılda en az 2 kez goğus fılmı çektırmelıdır Hasta nelerın yanı sıra Verem Savaş Dıspanserlerı de böyle bır başvuru ıçın uygundur Sıgara alışkanlığından kurtulamıyo' , . da 2 kez bırkaç saat ve bırkaç :;b* y Çernobil'den son haberler S ovyet Sağlık Bakanlığı bır grup doktor ve bılım adamını, Çernobıl facıasının bır bılançosunu çıkarmaları ıçın Kıev'e davet ettı Davet edılen kışıler arasında kemlk iliği konusunda uzman sayılan Alman doktor Martln Korbllng de bulunuyordu Dr Körblıng, olay sonrası 37 500 kışının (12 600'u çocuk) klınıklerde tedavı gorduğunu, halkın buyuk bır kısmının psıkolojık gerılım ıç.nde olduğunu ve ışınların sonradan ortaya çıkabılecek olumsuz etkılerınden öturu korktuğunu belırtıyor Sovyetler Bırlığı Sağlık Bakanlığı tum ulkeyı kapsayan kayıtlar tutuyor Radyoaktıv ışınlara maruz kalan kışıler ıçın ıse bır bılgı bankası kuruldu Burada, gelecek nesıllerın sağlık durumları hakkında önceden bazı bılgıler verebılecek etmenler değerlendırılıyor, ışın dozu, ortaya çıkan hastalıklar ve tıbbı mudahale konularında çeşıtlı bılgıler, gerektığınde başvurulmak uzere bılgısayarlara geçırılıyor 600 000 kışı, lyot 131, sezıyum 134 ve 137 açısından kontrol edılıyor llk sonuçlar, radyasyondan etkılenen bolgelerdekı halkın °/o 3'unun ılk yıl 50 mılırem, ıkıncı yıl ıse 15 mılıremlık radyoaktıv ışınlara m a " j ; kaldığını gösterıyor Buna h" 3 e Kozmık radyasyon ve tcprağa sınmış radyasyon ekiendığınde, Orta Avrupa'da yaşayan bır kışının ortalama 100 mılıremlık radyasyona maruz kaldığı belırlenıyor kı, bu oldukça tehlıkelı bır mıktar sayılıyor Çernobıl çevresındekı 30 km 'lık alanda yaşayan kadınların çocuk düşurme oranında bır artma olup olmadığı sorusu ıse ılgılılerce farklı bır şekılde yanıtlanıyor özellıkle Ukrayna ve Beyaz Rusya'dan alınan yanıtlar bırbırınden çok farklı Yabancı gazetecılere gore, Çernobıl facıasından sonra Klev ve çevresınde doğum oranı çok duşmuş, halkta ıse sakat çocuk doğurma korkusu çok buyuk Resmı makamlarca yapılan açıklama ıse, Çernobıl facıasının ustünden 2 yıl geçtikten sonra doğum oranında "hafif" bir azalma olduğu şeklınde. (N.l.) . l 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle