Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A R A Ş T I R M A GEZİSİ "Karaya çıkan kaplumbağayı kumda son derece düzgün 60 70 cm derınlıkte çukur kazarken izliyoruz" kılıyor. Bunun yanı sıra kumsal boyunca da güneşlenmek amaciyla kullanılan çok sayıda şezlong var. Tüm bu koşullar altında anlatılanlar bıze pek inandırıcı gelmıyor. Etrafta ıse "Burada denlzkaplumbağası yuvası var, lütfen dikkatli olunuz" yazılı, her dilden pankartlar hazırlayan turıstler var. Öğrendığımize göre bu yazıları sahilde, etrafı küçük taşlarla çevrılen yuvaların yanına dikiyorlar. Biz bunları konuşurken sahilden gelen bir kamp görevlisi, bize bır kaplumbağanın yumurtlamaktaolduğunu söylüyor. Hayret ediyoruz, çünkü bu ış içın henüz çok erken bir saat. Oysa bılıyoruz ki, yumurtlama işlemi genellikle 23'den sonra başlar ve 04'e kadar sürer. Hayvanlar genellikle bu saatler arasında kumsala çıkar. Bize haber verıldiğınde ise saat 21 civarı ve hava henüz kararmış Gereklı araçları aldıktan sonra hızla sahile iniyoruz. Ne yazık kı kaplumbağayı bulamıyoruz. Buna karşın kumlar üzerinde, henüz bırakılmış izlere rastlıyoruz. TRT ekibi çekim yaparken biz de gerekli ölçümleri tamamlıyoruz Bu arada oldukça ilginç bir durum dikkatimizi çekiyor; son derece ürkek ve hassas olduğunu bildiğımiz bu hayvan, bu kez iki şezlongun arasına dek ilerlemiş. Üstelik bu şezloglardan bırinde yaşlı bir bayanın uyuduğunu, az ötede ise eşinin duş yapmakta olduğunu öğreniyoruz. Oldukça hassas ve ürkek olan bu hayvanın bu kez böylesine vurdumduymaz davranması hepimizi şaşırtıyor. O gece TRT ekıbiyle birlikte, bu kez yumurtlama olayını görüntülemek amacıyla geç saatlere kadar sahilde bekliyoruz; fakat ne yazık kı başka kaplumbağaya rastlamıyoruz. Ertesi sabah kamp görevlılerınden bıri tarafından uyandırılıyorum. Bana sahilde bir deniz kaplumbağasının yumurtlamakta olduğunu haber veriyor. Derhal diğerlerini de uyandırıyor, ölçüm ıçin gerekli aletlerle kumsala inıyorum. Gerçekten sahilde bir Caretta caretta yumurtluyordu. Gün ışımış olmasına karşın bu hayvanın hâlâ yumurtlamak üzere karada olması bizı şaşırtıyor. Havanın aydınlık olmasından yararlanarak bır iki fotoğraf çekiyorum. Bu arada hayvanın adeta ağlıyormuş gibi gözyaşı dökmekte olduğunu goruyorum. Bu olayın birçokları taratından, hayvanın acıdan ağlaması şeklınde yorumlandığını anımsıyorum Aslında bu olay, denız suyunda ışlev gören hayvanın gözlerının, yuva kazma ve örtme sırasında kumdan zarar görmemesı ıçın, goz tarafından kcruyucu bır sıvı salgılaması sonucu oluşuyor. Bunu bilmeme karşın yine de bu görüntüden etkıleniyorum. Hayvan ışıni tamamlayıp denize doğru ilerlemeye başlıyor. Bir süre sonra ölçüm ve markalama ıçin hayvanı yolundan alıkoyuyoruz. Işımizı tamamladıktan sonra serbest bıraktığımız kaplumbağa hıç şaşkınlık göstermeden doğruca denize yönehyor. Öğleye doğru ekıbımıze yenı katılacak olan iki konuğumuzu karşılamak üzere Anamur'a dönüyoruz Öğleden sonra konuklarımızla buluşuyoruz. Bir süre daha Anamur'da kaldıktan sonra kampa dönüyoruz. Kampta Anamur'a kadar olan çalışmalarımızı gözden geçirıp genel bır durum değerlendırmesı yapıyoruz. Bu sırada kamp yerimiz olan Pulİuyu da biraz tanıma olanağı buluyoruz. Burası karayolunun hemen yanı başında olmasına karşın, yoğun çam ağaçları nedeniyle karayolunun ses ve gürültüsünden etkilenmeyen bir yer. Kayalıklar arasında sıkışmış ufacık sahilı ve kumun bittıâi yerden başlayan çam ağaçlarıyla dolu, narika bır doğa parçası Kumsalın doğusunda ve batısında kayalıklar olmasına karşın; batısında kayalıklardan sonra yer alan uzun bir kumsaldan sonra, antik Anamurium kentı yer ayıyor. Özetle tarihı, doğa ve hepsını kucaklayan Akdenız'in mükemmel bir bütünlüğü. Akşam, hava karardıktan bir süre sonra kumsala iniyoruz. Kısa bır süre ıçinde zaten küçük olan sahili tarayıp kumsalın ortasına yakın bır yere oturuyor ve beklemeye başlıyoruz. Bir süre sonra iki kaplumbağa bırden sahile çıkıyor. Bunlardan bırı kumsalda kısa bir gezıntıden sonra geriye, denize dönerken; diğeri kumsalın ıçlerine doğru ılerleyıp yuva kazmaya girisiyor. Biz de arkasından sessizce yaklaşıp çalışmasını izlemeye koyuluyoruz. Çok dikkatli bir şekilde, önünü kağıtla kapatarak kullandığımız küçük bir el fenerının, çok az ışığında, hayvanın son derece sıstemli çalışmasını izliyoruz. Düzenli olarak ı v l . cuğ arka ayaklarını kullanan hayvan, kumda son derece duzgün, 6070 cm kadar derınlıkte bır çukur kazıyor Kumun en ust tabakasını yuva kazmadan once açtığı ıçın bu derınlık üstten ıtibaren 8090 cm kadar olabılıyor. Teonk olarak bu derınlığın kumun sürekli nemlı kalabılecek kadar derınlığınde olması gerekıyor. Bu derınlık kavramını hayvanın genetık olarak kazanmış olduğunu tahmın ediyoruz Bu arada kamp yönetıcısınin ve bır ıkı turıstın de bıze katılmasıyla ızleyici sayısı artıyor. Hayvan yumurtlamaya başladıktan sonra bıraz daha serbest davranabılıyoruz. Bu aşamaya kadar son derece ürkek olan hayvan, yumurtlamaya başladıktan sonra, fazla olmamak kaydıyla ışık ve gürültuden pek etkılenmiyor, genellikle yumurtlama ışlemını bıtırmeden ve yuvayı kapatmadan ışıni yarım bırakıp denize dönmüyor. Bundan yararlanıp bır ıkı totoğraf çekiyorum. Yalnız yine de flaş ışığının hayvana direkt olarak gelmemesine özen gösterıyorum. Denızkaplumbağaları bir yumurtlama mevsıminde 23 kez yumurtlamak amacıyla karaya çıkıyorlar. Her seferınde de yaklaşık 80100 adet olmak üzere bir mevsim boyunca yaklaşık 250300 kadar yumurta bırakıyorlar. 6070 cm yüksekten, üst uste düşen yumurtalar, yumurtlama ışlemı sırasında kırılmayacak denli esJU nek bir kabuk yapısına sahip. Morfolojik olarak ise tam masa tenısi topu görünümünde. Gözlemledığimiz bu bırey 95 tane yumurta bıraktıktan sonra, önce arka ayaklarıyla, daha sonra ön ayaklarının da katılımı ile yuvayı örtmeye başlıyor. Bu denli çok yumurtadan yalnızca bir ikısınin ergın duruma geçebileceğini düşündükçe ınsan üzülüyor Yumurtaları ve çıkacak olan yavruları karada ve denizde, başta ınsanlar olmak üzere bırçok tehlıke beklıyor Hayvan nihayet ışıni tamamlayıp denıze dönmeye başlıyor Dönuş yolu üzerinde de bır veya ıkı tane bıtmış yuvanın dış göruşune çok benzeyen "yalancı yuva" yapmayı ihmal etmıyor. Bunların gerçek yuvayı gı/ lemek amacıyla, olası saldırılara karşı önlen' olarak yapıldığım tahmın ediyoruz. Dah.ı sonra hayvan üzerinde gerekli olçüm ve mar kalama ışlemlerını yapıp serbest bırakıyoru. Onu çok fazla ürkutup canını yakmadığımı zı umuyoruz. Çünku. eğer yumurtlamak amacıyla karaya ılk çıkışı ıse bu ışlemleıır daha sonrakı çıkışlar üzerinde olumsuz etri yapma olasılığı var Hayvanın karaya çıkışından, ışıni tamamlayıp tekrar denize dönmesı yaklaşık iki saat kadar zaman alıyor Fakat her genellemede olduğu gıbı bu genel lemede de olağan dışı durumlara rastlamak olası. Ertesi gün erkenden kalkıp kampın batısında antık Anamurıum'a kadar uzanan sahılı taramak üzere yola çıkıyoruz. Sahilin başladığı yerde iki kışıyı bırakıyoruz. Onlar sahılın ortasına dek tarayacaklar. Uli ile ben ise sahılın ortasından. Anamurlum'a dek olan kısmı tarayacağız. Sahil boyunca yürümeye başlıyoruz. Kumsalın bir kısmı yumurtalamaya elverişlı bir yapıda. Ama ne yazık kı buralarda da dığer sahıllerımızde olduğu gıbı sahilden kum alan yöre halkının uygun tabiatı bozduğunu görüyoruz. Karşılaştığımız bır iki ızi ölçtükten sonra yolumuza devam ediyoruz Sahilin son kısımları ise yumurtlamaya uygun olmayan iri taşlarla kaplı. Uzun bır yurüyüşten sonra nihayet sahilin sonuna gelıyoruz. önümüzde antık bır şehir duruyor, tüm heybetiyle Anamurium. Kent, zamanın tüm yıkıcı gücüne karşı, bıraz yıpranmış olmasına rağmen, ayakta kalan bölümlerı ile oldukça etkıleyici. Eskı insanlar sırtlarını dağlara dayayıp yüzlerını denize dönerek kurmuşlar bu şehri. Antık şehrın ıssız sokaklarında dolaşıyoruz. Akdenız'ın sıcağı altında uzun bir yürüyüş yapmanın yorgunluğu ıçınde, bu antik kentin sokakları bize serın ve dinlendırıcı gelıyor Sokaklarında yürürken eski ınsanların seslerını duyuyoruz sankı Bır süre dinlendıkten sonra, diğerlerini almış olan arabamız bızı de almak üzere gelıyor, hep birlikte kampa dönüyoruz. Devamı haftaya K D AlanyaMersin arasınuakı ıstasyonlarımız N I 19