Katalog

3 KASIM 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 15.5 ay tutuklu kalan Yıldız, bakanlığın hazırladığı CD’ye tepki gösterdi Binaya değil insana bak orada kalsınlar. Bizi daha iyi anlayabilirler. Mesela tecritteki arkadaşları çekmişler mi? ANKARA Odatv davasından 15.5 Balbay ve Özkan’ı çekmişler mi? Boş yeri ay tutuklu kalan gazeteciyazar Müçekmek mesele değil. Oradaki tutukluları da Sağlık imkânları açısından her şey çok iyiydi de yesser Yıldız , hazırladığı tanıtım konuştursunlar. madem Kaşif Kozinoğlu neden öldü, o insanlar neCD’sinde Silivri Cezaevi’ni “konforlu” Kütüphaneye gidemedik: CD’de den hasta? Rahatsızlandığınız anda, butona basıp göbir yer olarak gösteren Adalet Bakanlıkütüphaneden bahsediliyor. Oysa ben hiç kürevlilerden yardım isteyip sizin doktora ulaşmanız 45 ğı’na yanıt verdi.Adalet Bakanlığı Cetüphane görmedim, izin vermediler. Küdakikadan önce olmuyor. Gece saatlerinde ise mümza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tatüphane nerdedir bilmiyorum. Kültürel etkün değil. Cezaevi içinde nöbetçi bir hekim yok. İnrafından hazırlanan CD’de Silivri Cekinliklerden biz tutuklular zaten yararlanafaz memurları ilk yardım eğitimi almıyor. Jandarmazaevi’ne ilişkin ayrıntılı tanıtım yapılımıyoruz. nın gelmesi zaten yarım saat sürüyor. Ambulans öyyor. CD’de cezaevinin sağlık hizmetle Çamaşır makinesi dedim, gülle. Bu nasıl sağlık hizmeti? Diyelim ki mide veya baş rinden, yemeklerine, çamaşırhanesinden, düler: Çamaşırlar yıkanıyormuş da ütüleağrısı rahatsızlığınız var. Doktora çıkmak istiyorsuspor salonlarına, kütüphanesinden etniyormuş da... Bakan Ergin, gazetecileri geznuz; eğer doktor uygunsa gidebiliyorsunuz. kinlik odalarına kadar çok sayıda “imdirirken çamaşırhane olduğunu söylemesi kânlar” övülerek anlatılıyor. Yıldız ise üzerine ben sabah kalkıp görevli arkadaşa, yorum gerçekten. Pasları, rutubetleri çiçek ve be “çamaşır makinesi varmış” dediğimde, bana Silivri’nin gerçek yüzünü şöyle anlattı: Tamamen beton ve soğuk: Çıplak bek resimleri ile örterek kapattım. 5 senede çök “şaka mı yapıyorsun” dedi. Güldüler. Orada lebinayı, insansız mekânları çekmek çok kolay ta müş bir cezaevi. O cezaevini kim yaptıysa bir ğende nevresimlerimizi, çamaşırlarımızı biz bii. Ama orada biz yaşadık. Ben 15.5 ay kaldım. gece misafir etmeli. yıkardık. Ellerimiz yara oldu o yüzden. Balbay ve Özkan’ı da çeksinler: Öte O CD’yi hazırlayanlar değil 15.5 ay, 15.5 saat Yemekleri, yağı süzerek yiyorduk: Yekalsınlar orada yaşayabiliyorlar mı? Orası ta yandan siz isterseniz 5 yıldızlı bir otel inşa edin. mekler kâğıt üzerinde güzel olabilir. Ama biz bimamen insansızlaştırmaya dönük, beton ve so İnsanlar orada hukuksuzluğa maruz kalmış. liyoruz ki o kadar yağlıydılar ki, onlar süzüleğuk bir ortamdır. Anlatılanlar gibi fiziki mekânlar Cezaevleri sadece bina değildir. İçinde adaletin rek yeniyordu. Bazı yemekler de yeniden su ısıgüzel değil. Benim kaldığı 8 No’lu Cezaevi, 5 tecilli etmesi gereken bir yerdir. Adaleti tecel tıcısında pişiriliyordu. Yazkış bakliyat yedirisenelik ama her yer pas ve rutubet içinde dö li etmemişseniz, isterseniz 5 yıldızlı otel olsun. yorlar. Bir öğün pirinç, bir öğün bulgur pilavı pikülüyor acaba nereyi çektiler ben de merak edi O kadar reklam yapıldığına göre yetkililer gidip şiriyorlardı. Yemekler sağlıksızdı. ALİCAN ULUDAĞ DOKTORA ULAŞMAK ZOR Alafrangalılığın Alaturkası İSTERSENİZ, duruma ve konuya göre “alaturkalılığın alafrangası” da diyebilirsiniz. Şurası kesin ki, çağdaş, modern ya da “Avrupai” diyerek başladığımız her işe çoğu zaman biraz alaturkalık bulaşır. Ya da ara sıra tam tersi olur ve eski usül, rastgele, düzensiz davrandığımız bir konu birdenbire asrileşiverir. Bize özgü bir kültürün özelliklerinden biridir bu. Genellikle, işin ya da konunun başına geçen kişinin kimliğine, karakterine ve yeteneklerine göre değişen bir özellik. Ne var ki, henüz tam yerleşmemiş, yerine tam oturmamış bir kültürde zaman zaman bu değişkenliğin yararını görüp sevindiğimiz ya da zararını çekip kızdığımız da olur. Bu nedenle, bir kültürden öbürüne geçmekte ya da geçtiğimize pişman olup geri dönmekte yavaşızdır. Bunun çok kötü ya da pek hayırlı olup olmadığından da hiç emin değiliz. rnekler saymakla bitmez. Daha geçen gün Cumhuriyetin yıldönümünün halk bayramıyla kutlanmasını yasaklama kararı tam bir Alman disiplini, tutarlılığı, tamlığı ve eksiksizliğiyle uygulamaya konsaydı, devlet organları ve bürokrasinin çeşitli dalları arasında kusursuz bir bütünlük ısrarla sürdürülseydi neler olurdu? Belki, tıkır tıkır işleyen bir yönetim mekanizmasını ortaya koymuş, yasaklara kesinlikle uyan uygar toplum görüntüsü çizmiş bir ulus olmakla övünür; çatışmasız gazsız copsuz bir bayram geçirmiş olmanın huzurunu yaşardık. Ama, “tam Nazi Almanyasına benzedik ya da benzediniz” dendiğinde ne yapardık? Olayda bazılarınca kusur diye sayılanlar, Başbakan’la, Devlet Başkanı arasında değişik havaların çalınması, bazı gözlemcilere göre polisin görevini eksik yapması, sivil toplum örgütü denenler arasında eşgüdüm eksikliği bir büyük çatışma faciasını önlemiş sayılmaz mı? e var ki, yüz yılını tamamlamaya yaklaşmış bir Türkiye Cumhuriyeti’nde kültürleri birbirine daha çok yakınlaştırmanın, dili “belki, çok şükür, Allah’tan, şansımız varmış” gibi sözlerden artık biraz arındırıp dil ile akıl ve bilim arasında daha sağlam bir bağlantı kurmanın zamanı da gelmiş değil midir? Yıldız Ö TGB’den davet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir’e yürüyüşün örgütleyicilerinden biri olan Türkiye Gençlik Birliği (TGB), yurtseverleri ve cumhuriyetçileri 10 Kasım’da saat 09.00’da hazırladıkları 30 bin karanfille Tandoğan Meydanı’ndan Anıtkabir’e 2. Seferberlik Yürüyüşü’ne davet ediyor. Türkiye Gençlik Birliği Başkanı İlker Yücel, düzenlediği basın toplantısında, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda olduğu gibi 10 Kasım’da da tüm cumhuriyetçileri ve yurtseverleri Anıtkabir’e çağırdı. Kart: Emniyet ABD’ye brifing veriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Silivri ve bağlı davalarla ilgili olarak ABD Büyükelçiliği’ne raporlama yaptığını, brifingler verdiğini” açıkladı. Kart, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de diktatörlük rejiminin nihai dinamiklerinin hayata geçirilmek istendiğini belirterek “Türkiye’de bir diktatör var. Nefret söylemi diktatör eliyle tırmandırılıyor. Tarihte yaşanan diktatörlük süreçleri Türkiye’de yaşanıyor” dedi. Gazetecilere İngilizce belgenin fotokopisini dağıtan Kart, “Bu belge bir teslimiyet belgesidir. Bu yargının, siyasi idarenin teslim edilmesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğinin ayaklar altına alınmasıdır” dedi. Mahkemelerin gerçeklerin ortaya çıkmasından korktuğunu söyleyen Kart, “ABD Ankara Büyükelçiliği’nin düzenlenmiş olduğu 24 Kasım 2008 tarihli bu belgeye göre, Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürlüğü, Silivri ve bağlı davalarla ilgili olarak ABD Büyükelçiliği’ne raporlama yapıyor, brifingler veriyor. Yaptıkları açıklama ve değerlendirmelerle soruşturma ve yargılamalar sonucunda şüphelilerin mahkumiyetlerinden emin olduklarını dile getiriyorlar, soruşturmanın ayrıntılarını anlatıyorlar. Emniyet birimleri yargılama yapıyor, hüküm kuruyor. Bu belgeye göre, Başbakan Erdoğan’ın, Silivri soruşturması ve bağlı dosyalarla ilgili olarak davayı yürütenlerle haftalık toplantılar yaptıkları ifade ve tespit ediliyor” dedi. N 16 öğrenciye örgütten dava ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, KCK yapılanması içinde kurulan Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi’nin (YDGM) Ankara yapılanması içinde yer aldığı iddiasıyla 9’u tutuklu 16 öğrenci hakkında “terör örgütü üyesi olmak” ile “bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmek” suçlarından 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. İddianamede, öğrencilerin bazı yasaklı gazete ve dergileri kendi aralarında dağıtmaları da deliller arasında gösterildi. TMK’nin 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Şahin’in hazırladığı iddianame Ankara 13. Bölge Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Kart Ergenekon davasının dijital boyutu hesaplandı 80 kişinin ifadesi alınacak ? İstanbul Haber Servisi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen 28 Şubat soruşturmasında, müdahil olmak isteyen Adaleti Savunanlar Derneği temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 80 kişinin talimatla ifadesi alınacak. Dernek temsilcilerinin de aralarında bulunduğu kişiler, 5 Kasım’da Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda savcılığa ifade verecek. 3 terabaytlık dava İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında sanık avukatı olarak görev yapan avukat Hüseyin Ersöz, davadaki belge ve dijital verilerin en az 3 terebayt olduğuna dikkat çekerek “Hiç kimsenin bu boyutlarda bir dosyaya hâkim olması ve sağlıklı karar verebilmesi mümkün değil. Bu da adil yargılanma hakkı açısından ciddi bir sorun oluşturuyor” dedi. Ersöz, yaptığı açıklamada, “Silivri’de devam eden Ergenekon davasını, dünya üzerindeki en geniş ölçekli yargılama süreci olmaya aday” olarak niteledi. Davada 300’e yakın kişinin yargılandığını, her biri yaklaşık 200 sayfalık, yüzlerce delil klasörünün olduğunu ifade eden Ersöz, mahkemenin yazışmalarına, birleşen 18 davaya ilişkin iddianameler ve ek klasörlere ve savunma evrakına dikkat çekti. Ersöz şöyle devam etti: “Bu verilerin tamamı, Silivri Cezaevi’nin içinde bulunan duruşma salonundaki yazıişleri müdürlüğünde tutuluyor. Her yerde klasör klasör evrak var. Bu evrakları fiziken incelemek ise mümkün değil... Bir de dijital ortamda saklananlar var. Bunlar arasında, telefon görüşmelerine ilişkin ses kayıtları, cep telefonu baz istasyonu sinyal bilgileri, sanıklardan el konulan dijitaller, teknik takip video ve fotoğrafları gibi veriler var. Büyük bir kısmı kişiye özel ve sadeErsöz ce hâkimler tarafından incelenebiliyor. Şimdiye dek yapılan 253 celseye ait ses ve görüntü kaydını ve binlerce sayfa duruşma tutanağını da hesaba katmak lazım tabii.” Dosyada, geçmiş tarihlere ait gazeteler, televizyonlarda yayınlanmış tartışma programı ve belgesel görüntülerinin de olduğunu vurgulayan avukat Ersöz, “Mahkeme, Türkiye’de televizyon tarihine ışık tutacak bir arşive sahip anlayacağınız” dedi. Ersöz, “Asgari değerler üzerinden yapılan bu hesaplama Ergenekon davasının yaklaşık 64 milyon sayfa word belgesi demek. 300 sayfalık, 214 bin kitap anlamına geliyor. Sanırım dosyanın hacmi ve kapladığı alan zihninizde daha iyi canlanmıştır” değerlendirmesi yaptı. KCK operasyonu: 35 gözaltı ? KOCAELİ/ MARDİN ( Cumhuriyet) Kocaeli polisi, Gebze, Dilovası, Darıca ve Çayırova ilçelerinde düzenlediği KCK operasyonunda 26 kişiyi gözaltına aldı. Şüpheliler, sorgulanmak üzere Emniyet’e götürüldü. Mardin’in Midyat ilçesindeki operasyonda ise 9 kişi gözaltına alındı. 4 kişi tutuklandı. Susurluk’un 16. yılı İstanbul Haber Servisi Türkiye’nin yakın tarihinde hâlâ aydınlatılamamış olayların başında gelen Susurluk kazası, Balıkesir’in Susurluk ilçesinde 1996 yılında bir kamyonla Mercedes marka otomobilin çarpışması sonucu devlet içindeki yapılanmayı açığa çıkardı. Aradan 16 yıl geçmesine karşın söz konusu yapılanma, tam aydınlatılamadı. Kazada Bahçelievler katliam davasının sanığı Mehmet Özbay sahte kimlikli Abdullah Çatlı, sevgilisi Gonca Us ve İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ öldü. DYP Milletvekili Sedat Edip Bucak yaralı olarak kurtuldu. Karanlık ilişkileri araştırmakla görevli birçok kişi kuşkulu trafik kazalarında yaşamlarını yitirdi. Çatlı’nın iş ortağı ve arkadaşı Efraim Barut da trafiğe kurban gitti. Barut’la birlikte MHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı İbrahim Uçar da 29 Mayıs 2003’te Gebze’de yaşamını yitirdi. Kazanın ardından istifa etmek zorunda kalan dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar için de 5 yıl hapis cezası verildi. İnfaz Yasası gereği 3 yıl 9 ay cezaevinde yatacak olan Ağar, halen kendi istemi üzerine Aydın’ın Yenipazar K1 Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunuyor. Bursa’da gerilime gizlilik ? BURSA (Cumhuriyet) Cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkat çekmek isteyen BDP’lilerin basın açıklamasına sağ görüşlülerin saldırmasıyla geçen pazar akşamı başlayan gerginlik sürüyor. 1’i ağır 10 kişinin yaralandığı, çok sayıda ev ve işyeri ile aracın hasar gördüğü olayların ardından dün gece 14 BDP’li gözaltına alındı. Daha önce gözaltına alınan 16 kişiden 11’i savcılık tarafından serbet bırakıldı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayla ilgili gizlilik kararı aldı. Vurulan İlker Kaya’nın durumu ciddiyetini koruduğu bildirildi. CHP, MHP ve AKP’nin bölgeye gitmesine polis izin vermedi. ‘İnsan beynini zorlayan dava’ Böylesine büyük boyutlara ulaşmış olan bir davanın insan beyninin sınırlarını da zorlayacak durumda olduğunu vurgulayan avukat Ersöz özetle şunları kaydetti: “Sanıklara suç yüklerken binlerce klasör, milyonlarca sayfa evrak arasından sağlıklı bir değerlendirme yapmanız, tanık ve sanık beyanlarını karşılaştırmanız çok güç. Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin hukukçular, böyle bir yargılamanın mümkün olamayacağını söyleyecektir size.” Komutanlar cenazede ? İstanbul Haber Servisi Böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü GATA’da önceki gün vefat eden emekli Oramiral İsmail Arif Akdoğanlar (91) için Selimiye Camisi’nde cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman, Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Metin Ataç, emekli Orgeneral Edip Başer, subay, astsubay ve yurttaşlar da katıldı. ULUSL ARARASI BARIŞ, ÖZGÜRLÜK VE ADALET KONFERANSI Hukukçular İstanbul’da buluşuyor İstanbul Haber Servisi Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) ve İstanbul Barosu bugün “Evrensel Hukuk Kuralları ve Hukuk Felsefesi Perspektifinden Türkiye Uygulamaları” konulu uluslararası bir konferans düzenliyor. Taksim Tünel’deki İstanbul Barosu’nun Orhan Adli Apaydın Salonu’nda saat 09.30’da başlayacak konferansın açılışını Avrupa Yargıçlar Birliği Başkanı Vito Monetti, İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, GÖP Dönem Başkanı Ahmet Abakay ve YARSAV Başkanı Murat Arslan yapacak. Prof. Dr. Aysel Çelikel’in yöneteceği “Adil Yargılanma İlkesi” başlıklı ilk oturumda Prof. Dr. Timur Demirbaş, avukat Ahmet Çörtoğlu, cezaevinden çıkan gazeteci Barış Terkoğlu ve Uluslararası PEN Genel Sekreteri William Nygoord görüşlerini açıklayacak. Avrupa Yargıçlar Birliği Başkanı Vito Monetti’nin yöneteceği “UsulDelilİddianame” başlıklı ikinci oturumda, avukat Celal Ülgen, cezaevinden çıkan gazeteci Ufuk Akkaya, gazetemiz yazarı Orhan Bursalı ve Uluslararası PEN Başkanı Eugene Schoulgin konuşacak. Prof. Dr. Timur Demirbaş’ın yöneteceği, “Özel Yetkili Mahkemeler” başlıklı üçüncü oturumda ise Turgut Kazan, Fikret İlkiz, gazeteci Sedat Ergin ve Avrupa Yargıçlar Birliği Başkanı Vito Monetti görüşlerini paylaşacak. “Tutuklama” başlıklı dördüncü oturumu da EFJ Başkanı Arne König yönetecek. Oturuma Doç. Dr. Yılmaz Yazıcıoğlu, gazeteci Ahmet Hakan ve cezaevinden çıkan gazeteci Vedat Kurşun konuşmacı olarak katılacak. Konferansın sonunda da sonuç bildirisi açıklanacak. Polis Emniyet’te intihar etti ? ŞIRNAK(AA) Beytüşşebap ilçesi Beytüşşebap İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan Kahramanmaraş nüfusuna kayıtlı polis memuru Ökkeş Dilbirliği, girdiği bunalım sonucu tabancasıyla intihar etti. Arkadaşları tarafından 3’üncü katındaki odasında cesedi bulunan Dilbirliği’nin intiharı ile ilgili soruşturma başlatıldı.