19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 KASIM 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, süreci Cumhuriyet’e değerlendirdi 5 oturma eylemi için hazırladığı konuşmada AKP hükümetine: “Devlet pazarlık etmez, diyor Sayın Başbakan. Devlet vatandaşına zulüm de etmez Sayın Başbakan. Kimsenin sizden pazarlık beklediği yok. Çözüm yolunu açmanızı, ölümlere son vermenizi bekliyoruz.” Bir başka toplantıda yüz yıllık çınar Yaşar Kemal sesleniyor, kulak verin: “Açlık grevlerini önleyemeyenler, kendilerinden olan bir nesli yok edeceklerdir.” ??? CHP milletvekilleri Kandıra ve Bolu cezaevlerinde açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerle görüştü... Açlık grevine katılanların ağız, makat, idrar yollarından kan geldiğini, ölüm sürecinin başladığını açıkladı. Ne olur vicdanınızın sesini dinleyin! Zindanlarda yatanların suçu ne olursa olsun, onların yaşamı, anayasanın, yasaların, devletin güvencesi altındadır. Cezaevlerinde kimse şov yapmaz... Ne Silivri’de şov yapılır, ne Sincan’da, ne de Siirt’te... Yakında zindanlardan “ölüm haberleri” gelebilir. AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle’nin sözcüsü Peter Stano yaptığı açıklamada, açlık grevlerine katılan tutuklu ve hükümlülerin durumlarının kötüye gittiği yolunda duyumlar aldıklarını söylüyor. Bir insan hakları savunucusu olarak açlık grevlerine karşıyım. Genç bedenlerin açlık grevlerine yenik düştüğünü, pek çok hastalığa neden olduğunu biliyorum. Benim “grevlerden vazgeçin” çağrım bir işe yaramaz. Bunu ancak ve ancak Başbakan Erdoğan yapabilir. Ancak bir çağrım da BDP ve PKK’ye: “Açlık grevlerini sonlandırma çağrısı yapın. Kürt gençlerini ölüme göndermeyin!” ??? Onur kırıcı sözlerle bir yere varamayız... Bu ülkenin tümlüğe gereksinimi var. Oslo’da görüşeceksiniz, Habur’da karşılayıp umut vereceksiniz... Sonra Meclis’te BDP’yi muhatap almayıp açlık grevi yapanlar için “tehdide boyun eğmeyiz” diye efeleneceksiniz... Yok öyle 25 kuruşa üç simit! ‘Zehirlenme sürpriz olmaz’ FIRAT KOZOK Ahmet Özal ANKARA 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, babasının zehirlendiği yönündeki haberlerin henüz kesin bilgiyi yansıtmadığını ifade ederken, “Ancak Adli Tıp Kurumu raporundan böyle bir sonuç çıkarsa sürpriz olmaz” dedi. Özal, 19931995 yıllarındaki suikastların Uğur Mumcu’dan başlanarak Meclis tarafından araştırılmasını istedi. Özal, cemaate yakınlığıyla bilinen Bugün gazetesinin gündemi sarsan “Özal’ı zehirlemişler” başlıklı haberinin ardından yaptığı de ? Ahmet Özal, 19931995 yıllarındaki suikastların ve tartışmalı ölümlerin Uğur Mumcu’dan başlanarak Meclis tarafından araştırılmasını istedi. ğerlendirmede, “Ben de konuyu basından öğrendim. Ama tabii bunlar doğru mu değil mi açıklanacaktır. Ben de bu açıklamalar üzerine daha net açıklamalar yapacağım ancak zehirlendiği sonucu çıkarsa benim için sürpriz olmaz” dedi. Kendisinin zehirlenme iddiası ile ilgili 18 yıldır bir mücadele sürdürdüğünü belirten Özal, “Bazı köşe yazarları ve enkırmenler bizi rencide etti. Sanki biz mezarı açtırmışız gibi davrandılar. Oysa DDK raporu üzerine başsavcılık böyle bir karar vermişti” diye konuştu. Özal, şunları söyledi: “Ben yıllardan beri bana gelen ihbarlara dayanarak bu konunun arkasında koştum, uğraştım. Milletvekili olduğum dönemde de Meclis’te araştırma önergesi verdim. Bugün bence Meclis’in 19931995 yılları arasını kapsayan, Uğur Mumcu cinaye tiyle başlayan süreci ciddi ciddi ele alması lazım.” Özal, “Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili sürekli olarak Orta Asya ziyareti ve bir gün önce katıldığı sergi üzerinde duruldu, oysa haberde sözü geçen zehirin insanı 20 dakikada öldüreceği belirtiliyor. Özal Köşk’te zehirlenmiş olabilir mi?” sorumuza da “Bugün modern çağımızda teknoloji ile zehir de saatli bomba gibi ayarlanabiliyor. Köşk’te de yapılabilir, başka bir yerde de yapılabilir. Bunun örnekleri var ama Adli Tıp’ın açıklamasını bekleyelim” dedi. Yok Öyle 25 Kuruşa Üç Simit... İnsanların yüzlerinde bir gülümse yok, dudaklarında titreme; ılık bir havada bir yerlere oturup boğazın mavi sularında gezinen, geçen tekneleri, gemileri seyretmek yok. Toprağın ıslak kıvrımında, çocuksu bakışlarda, yüreklerin kıpırdamasında bir öfke var... Sevgi yok! Aşk yok! Takılmış gidiyor bu ülkeyi yönetenler “kuzu kebap”, bir aşağıdan, bir yukarıdan vuruyorlar. Yaşam nedir onlar için! Güçlü olmak! Egemenliğini hissettirmek, kendi çektiği acıları unutup iktidar erkinin verdiği güçle ezip geçmek, demokrasiyi ve özgürlükleri çiğnemek. Açlık grevlerinin sonu nedir? Ölüm! Bu toplum bunları yaşadı, tanık oldu... Bu acımasızlık niye? Her şey olağanmış... Açlık grevinde olanlara bal, şeker, su, tuz verilmiş. Karanlık bir ateş evindeyim sanki, yüzümde dalların savaştığı, mevsimlerin yok olduğu bir zaman dilimindeyim. Anlamı kalmayan sözcüklerin içinde geziniyorum... ??? Başbakan Erdoğan, açlık grevlerini önemsemiyor, “Şantaja boyun eğmeyiz” deyip ekliyor: “Cezaevinde ölerek devlete şantaj yapılmasına izin vermeyiz.” Dağda ölenlerin, öldürülenlerin olduğunu elbet biliyoruz... Polis memuru İbrahim Ergün’ün nöbet tutarken şehit edildiğini, yine polis memurlarının, Mehmetlerin MuşBingöl karayolunda minibüslerde, otobüslerde taşınırken terör örgütü PKK tarafından bombalı tuzaklarda can verdiğini de... Tunceli’de genç bir savcının, lojmanın girişinde... Sınır karakollarında Mehmetlerin nasıl şehit edildiğini de... Yoksulların çocukları şehit oluyor, öldürülüyor... Kana kan intikam duyguları tüm ülkeye dalga dalga yayılıyor. Bakın edebiyatçı Vedat Türkali ne diyor, Taksim’deki AKP’li Elitaş, Ergenekon işinin daha ciddi boyutlara gitmesi gerektiğini belirtti Ergenekon bağlantısı iddiası DOÇ. DR. İNCE ‘Bulgu var ama o madde yok’ ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın zehirlendiği yönünde Bugün gazetesinde yer alan iddialarla ilgili, “Haberde yer alan maddeyi biz bulmadık. Çalışmalarımız şu anda sürüyor. Biten herhangi bir rapor yok” dedi. İnce’nin açıklamasında, “Elimizde bulgular var ama bu bulguların sonuçlarıdır diyebileceğimiz bir şey yok” ifadesi dikkat çekti. Ailesinin zehirlendiği yönündeki açıklamaları ve DDK’nin ölümün şüpheli olduğu raporunun ardından 2 Ekim’de 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarı açılarak, iddiaların araştırılması için kan ve doku örnekleri alınmıştı. Özal’ın “striknin keratin” adlı bir maddeyle zehirlendiği yönünde dün bir gazetede çıkan haberler üzerine Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce, bir kongre için gittiği Antalya’da açıklama yaptı. İncelemelerin devam ettiğini belirten İnce, “Bu sonuçların 2 aydan önce açıklanmayacağını aktarmıştım. Çalışmalarımız şu anda sürüyor. Biten herhangi bir rapor yok. Çıkan birtakım sonuçlar var ama bu sonuçları hep birkaç defa çalışarak teyit haline getiriyoruz. Sadece toplumun bu çalışmaları disiplinli bir şekilde yürüttüğümüzü bilmesini istiyoruz. Söylediğim sürede de raporumuzu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndereceğiz” diye konuştu. İnce, “Gazetede çıkan haberde yer alan maddeyi biz bulmadık. Bu haber nasıl oluştu onu da bilmiyoruz. Biz bu çalışmanın başından itibaren başta cumhuriyet başsavcılığı olmak üzere emniyet müdürlüğü olay yeri inceleme ekipleri ve Adli Tıp Kurumu iyi uygulamalar örneği gösteriyoruz. Bu süreçler sizin olduğu kadar bizim de kafamızı karıştırıyor” dedi. ? CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “Adli Tıp’ın kritik konulardaki tespitlerine hep şüpheyle bakıyorum” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın zehirlenerek öldürüldüğü iddiası ortaya atılır atılmaz, bunu Ergenekon’un yapmış olabileceği açıklamaları da gecikmedi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Ergenekon ile ilgili işin daha ciddi boyutlara doğru gitmesi gerekir” dedi. Elitaş, Meclis’te gazetecilerin Özal’ın zehirlendiği iddialarıyla ilgili soruları üzerine, bir gazetenin manşetinde bu iddianın yer aldığını, ancak Adli Tıp Kurumu Başkanı’nın da böyle bir bulguya ve zehire rastlanmadığı açıklaması yaptığını kaydetti. Elitaş, “Sonuçları beklemek lazım. Umuyor ve diliyoruz ki, Sayın Cumhurbaşkanımız vadesiyle rahmeti rahmana kavuşmuş olsun” dedi. Elitaş, Adli Tıp Kurumu Başkanı’nın “Bahsedilen zehre rastlanmadı” sözleri anımsatılarak “Bu sözlerden başka bir zehirlenme olayı olduğu sonucu çıkabilir mi” diye sorulması üzerine de “Yorum yaparsak o şekilde bir sonuç çıkıyor. Başka şeyin olmadığı anlamına gelmez. Umuyorum ve diliyorum ki vadesiyle bir dünya değiştirme gerçekleşmiş olsun. Aksi takdirde, rahmetli Özal’ın 20 yıl önce Türkiye üzerine yaptığı gelişmeler ve ortaya koyduğu tezlerin birilerini aşırı derecede rahatsız ettiği, Türkiye’nin önündeki ufku daraltmak, önündeki aydınlığı karartmak için suikast sonucu hayatına son verildiği, bir şehit haline dönüştürüldüğü görülecek ki Ergenekon ile ilgili işin daha ciddi boyutlara doğru gitmesi gerekir” açıklamasını yaptı. Elitaş, “Ergenekon ifadesini kullandınız. ‘Zehirlenme varsa Ergenekon ile ilgili araştırmayı daha öteye GÖRÜŞMELER YARIDA KALDI Turgut Özal’ın zehirlendiği iddiası açıklamaları da beraberinde getirdi. ötürmek gerekir’ dediniz. Ergenekon’dan mı şüpheleniyorsunuz” sorusuna, “Ergenekon’un ne zaman kurulduğu konusunda ilk iddianamede 1950’lere giden sürecin var olduğunu” söyleyerek, “Orada o süreçte Türkiye ile ilgili çeşitli plan ve projelerin ortaya çıktığı, bunun da en önemli ayaklarından birisi Özal ile ilgili durum... Şimdi sonuçlara baktıktan sonra değerlendirme yapmak gerekir” yanıtını verdi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ise düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin tüm uzmanlık kurumlarının sıradanlaştırıldığını, uzmanlık özelliklerini kaybettiğini ve “parti memuru” haline geldiklerini söyledi. Kart, bunların en başında da Adli Tıp Kurumu’nnun geldiğini belirterek, “Adli Tıp’ın kritik konularda yapmış olduğu tespitlere hep kuşkuyla, hep soru işaretiyle bakıyorum” dedi. Genel Kurul’da AKP’den sahte oy ANKARA (Cumhuriyet Bü Kabakçı, Sermin Balık, Mehrosu) TBMM Genel Kurulu’nda met Öntürk, Nihat Zeybekçi ve finansal kiralamaya yeni düzenle Canan Candemir Çelik olarak me getiren yasa tasarısının tümü açıkladı. Tartışmalar sürerken üzerindeki görüşmelerin ardından Sağlam, maddelere geçilmesini tasarının maddelerine geçilmesi oylamaya sunacağını söyledi. Bu oylamasında “sahte oy krizi” çık arada MHP, tasarının tümü üzetı. Muhalefet ile iktidar arasında sa rindeki görüşmelerin devam etbaha kadar süren tartışmalarda ön mesine ilişkin verdiği önergeninin ce yoklamada 6 vekilin sahte oy pu oylamasının açık oyalama şeksulası kullandığı ortaya çıktı. Daha linde yapılması için yeni bir önersonra tasarının maddege verdi. Sağlam, dalerine geçilmesine ilişha sonra açık oylama ? TBMM Genel kin yapılan oylamada yaptı. Sağlam, oylaAKP’li Muhyettin Kurulu’nda 6 vekilin manın ardından oyAksak’ın Genel Kulamaya ilk olarak sahte oy pusulası rul’da olmamasına karoylama isteminverdiği ortaya çıktı. açık şın oy kullandığı belirde bulunan üyelerDaha sonra tasarı lendi. Böylece 184 olan den başlanacağını ve toplantı yeter sayısı üyelerden en az maddelerinin sağlanamayınca görüşGenel Kurul oylamasında AKP’li 15’inin meler yarıda kaldı. salonunda bulunmaMuhyettin Aksak’ın ması veya oylamaTasarının tümü üzerine yapılan görüşmeya katılmaması haGenel Kurul’da lerin bitmesinin ardın olmamasına karşın oy linde açık oylama isdan MHP milletvekilteminin düşeceğini leri tasarının tümü üze kullandığı belirlendi. söyledi. Kriz nederindeki görüşmelerin niyle Genel Kurul devam etmesi için önerge verdi. 03.35’e kadar çalıştı. MHP önerge talebinin oylamaya suekiller isyan etti nulmasından önce yoklama tale“Sahte oy” kullanıldığı ortaya çıbinde de bulundu. Yapılan yoklamada Başkanlık kınca CHP ve MHP’li vekiller Divanı’na sunulan pusulalarda Twitter üzerinden “TBMM’de isimleri olmasına karşın 6 AKP sahte oy rezilliği” etiketiyle çok samilletvekilinin salonda olmaması yıda twit attı. CHP Grup Başkanüzerine “sahte oy” tartışması çık vekili Muharrem İnce, “Bunu tı. CHP ve MHP milletvekilleri yapanlar ne demokrat olabilir, ne Meclis Başkanvekili Mehmet Sağ de Müslüman” dedi. CHP’li Özlam’a, bu konuda nasıl bir uygu gür Özel “Pusula ile oy kullanan lama yapacağını sordu. Sağlam, 6 AKP vekilinin aslında Meclis’te kimlerin kimler yerine imza attı bulunmadığı, birilerinin onların ğının tespitinin mümkün olmadı yerine oy attığını yakaladık” diğına işaret etti. MHP ise TBMM ye twitt atarken MHP’li Sinan Genel Kurulu’nda olmamasına Oğan da “AKP’yi sahte oy kulkarşın isimleri adına sahte imza ve lanırken suçüstü yakaladık” dirilen vekilleri Ali Aşlık, Mustafa ye mesaj gönderdi. Zehrin nerede bulunduğu sorusunun önemli olduğu belirtildi ‘Vücutta 19 yıl kalmaz’ SİNAN TARTANOĞLU ANKARA İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Profesörü Nevzat Alkan, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüne neden olduğu iddia edilen “striknin kreatin” zehirinin “19 yıl boyunca vücutta kalamayacağına” dikkat çekerken, Ankara Üniversitesi Farmakoloji öğretim üyesi Prof. Dr. Eyüp Akarsu ise “Zehirin kalp krizine değil, boğulmaya yol açacağını, dramatik gözlemlerin olması gerektiğini, epilepsi krizi gibi bir durumun yaşanması gerektiğini” söyledi. Akarsu ayrıca, “zehrin vücudun neresinde tespit edildiği” sorusunun çok önemli olduğunu belirtti. Özal’ın “striknin kreatin” maddesiyle zehirlendiğinin iddia edilmesi üzerine Adli Tıp ve farmoko ? Ankara Üniversitesi Farmakoloji öğretim üyesi Prof. Eyüp Akarsu, zehrin kalp krizine değil, boğulmaya yol açacağını söyledi. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Nevzat Alkan da söz konusu zehrin ölüme neden olmayacağını söyledi. loji uzmanları “zehrin vücudun neresinde bulunduğu” sorusunun çok önemli olduğunu açıkladı. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Nevzat Alkan, “Derinin üzerinde bulunduysa ayrı bir skandal. Kanda, karaciğerde ve böbrekte çıkabilir. Böyle bir zehir saça, kemiğe geçmez. 19 yıl sonra bu zehirin tespit edilmesi çok zor. Bitkisel kaynaklı bir madde olduğu için bozulur, ağır metal değil bu” dedi. Alkan, “Striknin ölüme neden olmuş olamaz. Bulantı, kusma olacak, kasılmalar başlayacak. Sonra kalp krizi olacak ama bu aşamaya gelene kadar etrafındaki herkesin görmesi gerekiyor. Yarım saat Cumhurbaşkanı için uzun bir süre. Herkes uyanır ve ortaya çıkardı. Ölüm strikninin sonuçları ile uyuşmuyor” değerlendirmesini yaptı. ‘ alp krizi görülmez’ Prof. Eyüp Akarsu, tıpta 5060 yıldır kullanılmayan bir madde olan “striknin”in bir kerede öldürecek kadar çok büyük bir dozda verilmesi gerektiğini belirterek “Bu zehri alan in K sanda kalp krizi görülmez. İnsan kasların kasılması sonucunda boğularak ölür. Çok dramatik gözlemlerin olması gerekir. Yere düşmesi, bağırması, kusması, vücudunun kasılması, epilepsi krizi gibi bir durumun yaşanması gerekir, huzurlu bir ölüm olmaz. Cumhurbaşkanı’nın etrafındaki insanlar mutlaka fark eder. ‘Zehirlendi’ teşhisini koyar” dedi. Akarsu, adli tıp inecelemelerinde vücudun çeşitli noktalarından numuneler alındığını belirterek, “Bu zehirin naaşın neresinde bulunduğu önemli. Eğer karaciğerinde bulunursa, yaşarken, yemeğine ya da içeceğine katılarak verilmiş demektir. Ancak vücudun başka bir yerinde bulunursa, toprağa dökülerek bulaştırılmış olabilir” diye konuştu. V
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle