19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 KASIM 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Onlar; bir kedi yavrusu ağlasa... Dayanamazlar... Siz; silah veriyorsunuz çocuklarımızın eline, birbirlerini öldürsünler diye... ? Onlar; meydanlarla ağlaşıyor ne zamandır... Sokağımızdaki canlılar öldürülmesin diye... Siz; mahalleyi ateşe verdiniz... Çocuklar yandı... ? Onlar; kafese karşıdır... Barınaklarda, demir kafeslerin içinde bir kedi annenin ya da bir kuğunun yaşamasına gönülleri asla razı değildir... Siz... Genç, yaşlı, hasta ve suçu kesinleşmemiş kendi insanlarınızı kafeslerinize kapattınız... ? Onlar; bir tek canlı açsa... Uyuyamazlar... Köşebaşındaki çöpler arasından 3 Onlar buna inanmazlar... İnsanın canı ne kadar kutsalsa, o kadar kutsaldır canı kurbağanın... ? Siz... Hiçbir getirisi olmayan canlı dostları için çırpınan o insanların yüreklerindeki duygunun yüceliğini anlayamazsınız... Zerresi olsaydı sizde; onları dostları yüzünden otellere almayıp, kedileri için otobüslerden indirip, köpekleri için lojmanlarından atmazdınız... Gücünüz var... Olmadı; cop, dipçik, biber gazı... ? Onlar... Bugün de yarın da yine sokaklarda olacaklar... Bu kez öbür canlılara getirdiğiniz “ölüm fermanı” bir yasaya karşı... Yanlarında dostları... Silahları; sevgi... Birer mendil... Ve gözyaşı... Onların Gözyaşları ve Mendilleri Var... yemek arayan bir anne köpek gördüklerinde, içlerinde kıyametler kopar... Ceplerinde, arabalarının bagajlarında, hatta makyaj çantalarında onlar için mama taşırlar... Siz yoksul insanların, açların, muhtaçların, hastaların, fakir çocukların rızkını çala çala doymadınız... ? Onlar kuşun uçuşunu sevdiler... Gölün ördeğini... Dağın geyiğini... Ormanın sincabını... Siz ormanı açıp, dağı delip, dereyi sattınız... ? Siz “yaratılanı, yaratandan dolayı” sevdiniz... Onların sevgisi dolaysız... ? Siz ağaca kereste olarak baktınız... Onlar için kuşun yuvasıdır dallar... ? İtiraf edin... Kuzuyu görünce aklınıza ilk gelen şey; mangal... Onlar telaşlanırlar: Kuzu uzağına düşmesin annesinin... ? Siz dünyanın insan için yaratıldığını söyleyip durursunuz... Erdal İnönü’nün Unutulmaz Kişiliği… Beş yıl olmuş Erdal İnönü aramızdan ayrılalı… Zihninin ve yüreğinin her zerresiyle demokrasiyi özümlemiş bir insandı… “Bir politikacıydı” demiyorum, çünkü o, her şeyden önce insandı: Demokrat bir insan! Siyasete yepyeni bir üslup, espri ve yeni açılımlar getirmişti… Sosyal Demokrat Parti ile Halkçı Parti’yi, sevgili Aydın Güven Gürkan’ın da desteğiyle birleştirmiş, SHP’yi kurmuş ve iktidara taşımıştı. 1991 seçimlerinde Kürt kökenli politikacılara SHP listesinde yer vermiş, Batı illerinde oy kaybetme bahasına onları Meclis’e taşımıştı. Bu eyleminin sonuçsuz kalması ve o milletvekillerinin kendisine verdiği sözü tutmaması üzerine büyük bir düş kırıklığı yaşamış, ama sıra dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gelince, karşı oy vermekte bir an bile tereddüt etmemişti. Çünkü o demokrat bir insan, demokrat bir politikacıydı… Başta Kürt sorunu olmak kaydıyla, ülkenin bütün sorunlarının Meclis çatısı altında çözülmesi gerektiğine inanıyordu. Onun açtığı yol, Kürt ve Türk politikacılar tarafından izlenseydi şimdiye kadar sorun çoktan çözüm yoluna girmiş olurdu! ??? Perşembe günü Milliyet’te Can Dündar, çok güzel bir yazı yazdı. Erdal İnönü’yle yapılmış söyleşi kitabı “Anka Kuşu”nun yeni baskısını, sevgili Sevinç İnönü’ye götürmüş… Bu yazıdan bazı satırbaşlarını size aktarmak istiyorum: “Erdal İnönü’nün ‘Benden sonra müze olsun’ dediği yalısına icra geldi… Vefatından sonraki 5 yıla bakıldığında, ‘yalı davası’nın tek örnek olmadığını, Erdal İnönü adının pek çok alanda ihmal edildiğini, adeta unutturulmak istendiğini görüyoruz. Kurucusu olduğu özerk Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), geçen yıl bir kararname ile hükümet kontrolüne alındı. Akademisyenler, bu müdahaleye isyan edip ayrıldı. Sevinç Hanım’ın tabiriyle ‘Erdal İnönü’nün bilimsel mirası’ da elden gitti… En son çalışmalarını yaptığı Feza Gürsey Enstitüsü, Gebze’de ilgisiz bir enstitüye bağlanarak kapatıldı. Oradaki ekip dağıldı. Sevinç İnönü, eşinin odasını gidip bizzat topladı, kitaplarını, notlarını, plaketlerini kolilere doldurup eve taşıdı… Sevinç Hanım, evdeki deponun su basma tehlikesi ve yer sıkıntısı nedeniyle bu arşivi kolilere koyup Maltepe’de kiraladığı bir depoya kaldırdı. Arşiv şimdi orada, vakit ayırıp ilgilenecek bir gönüllü bekliyor. Ya rektörlüğünü yaptığı Orta Doğu Teknik Üniversitesi? Yıllarını verdiği Boğaziçi Üniversitesi? ‘Beni en çok onlar hayal kırıklığına uğrattı’ diyor Sevinç İnönü; ‘Bu iki üniversitede de Erdal’ın çok emeği var. Özellikle ODTÜ’nün kuruluşunda, temel bilimlerin altın çağını yaşamasında, Erdal’la arkadaşlarının büyük katkısı oldu. İlk yıl bir anma yaptılar, ondan sonra ilgilenmediler, vefasız davrandılar maalesef. Ama bu, o kurumlara özgü değil. Maalesef Türkiye genelinde bir hafıza kaybı ve vefasızlık var.’ ‘Bu manzara karşısında kırgın mısınız’ diye sordum: ‘Kimseye kırgın değilim’ dedi Sevinç Hanım: ‘Erdal’la çok yakın çalıştıkları halde ölümünden sonra hiç aramayan, onu unutmuş görünen arkadaşları var, ama çok yakından ilgilenenler de var. Hepsine benden selam olsun.’...” ??? Ne kadar çabalanırsa çabalansın, Erdal İnönü’yü unutturmaya kimsenin gücü yetmeyecektir… Onun o yumuşak ve esprili ama kararlı politikacı kimliği, gerçek bilim adamı kişiliği ve dostluğu, insanlığı… Bilime, politikaya yaptığı katkılar… Hiçbir zaman unutulamaz! Kültür Üniversitesi, 5 yıldır şubat ayında “Erdal İnönü günü” başlığıyla konferanslar düzenliyor. Bugün, kurucusu olduğu TÜSES Vakfı, Dedeman Oteli’nde saat 14’te, “SHP’nin Kürt Açılımından Bugüne Kürt Sorunu ve Çözüm Arayışları” başlıklı bir panelle onu ve yaptıklarının bir bölümünü anacak. Anısı önünde saygıyla ve özlemle eğiliyor, sevgili eşi Sevinç İnönü’ye sabır diliyorum! Türkiye’deki ‘ucuz ölüm’lere bir yenisi daha eklendi Şantiyede 4 ölüm Taşeron firma gaz diyor ? İşçilerin çalıştığı taşeron firmanın avukatı Ali İhsan Turan da “Elimizde somut deliller yok. Kazan dairesinin yanında tahliye bacaları gözüküyor. Oradan işçilerin kaldığı konteynırdan içeriye gaz sızmış olabilir. Tabii bunlar şüpheden ibaret. Gönül isterdi böyle bir olay olmamış olsun. Kazanda hangi yakıt tipi vardı bilmiyorum. Olayın bir an önce açığa çıkmasını istiyoruz” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi Ümraniye’de bir şantiyedeki konteynırda dört işçi öldü. İşçilerin, bulundukları konteynırı böceklere karşı ilaçladıkları için zehirlenerek öldükleri öne sürülürken işçilerin bağlı olduğu taşeron şirket ise ölümlerin karbonmonoksit zehirlenmesi yüzünden olduğunu iddia etti. İşçilerin kesin ölüm nedeni Adli Tıp incelemesinden sonra kesinlik kazanacak. Necip Fazıl Mahallesi İlelebet Sokak’taki bir inşaat firmasında çalışanlar, babaoğul ile iki işçinin işe gelmemesi üzerine dün şantiyedeki konteynıra gitti. İşçiler, iki katlı konteynırın üst katında, çalışma arkadaşlarının yerde hareketsiz yattığını gördü. Durumun haber verilmesi üzerine olay yerine gelen cumhuriyet savcısı ve polis ekiplerince işçilerin öldüğü belirlendi. Ölen kişilerin Recep Cırıl (52) ve oğlu Adem Cırıl (22) ile Mustafa Bayrak (18) ve Ahmet Tiryaki (23) olduğu belirtildi. İşçilerin cenazeleri, kesin ölüm nedenlerinin belirlenmesi için otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. İnşaat işçilerinin çarşamba akşamı bayram izninden döndükleri, önceki gün de tüm gün çalıştıkları, sonra kaldıkları konteynıra geçtikleri kaydedildi. ‘Borular dışarı açılmıyor’ ? İnşaat firmasının yetkilisi Selvin Oyman, “İlk tespitlerde gaz sıkışmasından bahsediliyor, doğru mu?” yönündeki soruya, “Buna çok ihtimal vermiyorum. Bu konteynırlar radyatör sistemiyle ısıtılıyor. Net konuşmamız için resmi raporları almamız gerekiyor” yanıtını verdi. Oyman, doğalgaz borularının dışarı açılmadığı ve havalandırma direklerinin kapalı olduğu iddialarının anımsatılması üzerine, “Öyle bir şeye kesinlikle ihtimal vermiyorum. Çünkü tüm konteynırlar sürekli kontrol altında. Kesin konuşmamız için sonucu beklememiz lazım” diye konuştu. Otobüslerin son durağı Tarlabaşı ? İstanbul Haber Servisi Taksim Yayalaştırma Projesi nedeniyle Taksim Meydanı’ndaki İETT otobüsü ve dolmuş duraklarının yeri değiştirildi. 5 Kasım’dan itibaren Şişhane yönünden gelen ve son durağı Taksim olan hatlarda otobüsler, Tarlabaşı Bulvarı’nda inşaat bölgesine gelmeden yolcularını indirip Şişhane yönüne dönecek. Harbiye’den gelen ve yine son durağı Taksim olan otobüsler Divan OteliAsker Ocağı CaddesiMete CaddesiTaksim Meydanı’na gelip aynı güzergâhtan geri dönecekler. Tarlabaşı yönüne gidecekler ise Abdülhak Hamit Caddesi üzerinden Şişhane yönüne devam edecekler. ? GİRESUN (Cumhuriyet) CHP’li Giresun Belediyesi, dar gelirli ailelerin çocuklarının yararlanabilmesi için “Kitap ve Oyuncak Kumbarası” projesi başlattı. Giresun’u ziyaret eden sanatçı Levent Kırca da projeye destek verdi. Kırca, yanında getirdiği 15 adet kitabı ve bir oyuncak bebeği kitap ve oyuncak kumbarasına attı. İşçi dördüncü kattan düştü ? BİLECİK (AA) Bozüyük ilçesinde, Yeni Mahalle Gelişim Sokak’ta bir apartmanın 4. katında anten kablosu çeken işçi Yücel Kuz (42), dengesini kaybederek apartmanın havalandırma boşluğuna düştü. Arkadaşını arayarak yardım isteyen Kuz’un hayati tehlikesi bulunmuyor. Kitap ve oyuncak kumbarası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle