20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada verilmeyişi ile ilgili eleştirilerin yetkililerce önemsenmediği… …adalet dağıttığını, adalete boynunun kıldan ince olduğunu söyleyen, yargı bağımsızlığı dedin mi kendilerinden başkasını düşünmeyen, düşünülmesine tahammül edemeyenlere yönelik sorumsuzluk suçlamalarına kulak vermeyenlerin çoğunlukla olduğu bir ülke, bu ülke… Bir hafta on gün önce gazetelerin arka sayfalarında bir sütunun altlarında dikkatlerden kaçan bir haber vardı. “Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Türkiye’de tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması ve medya ile ilgili yasaların düzeltilmesi çağrısında bulundu” diye başlayan haber şöyle devam ediyordu: “AGİT Özgür Medya Temsilcisi Dunja Mijatoviç, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na gönderdiği mektupta, 40’tan fazla gazetecinin tutuklu bulunduğunu, yüzlercesinin mahkemeye sevk edildiğini belirtti. Mijatoviç, mektubunda; ‘Türkiye’de gazetecileri hapisle tehdit eden adli işlemlerin sayısındaki artışı büyük bir endişe ile izlediklerini… gazetecilerin çoğunlukla hassas konuları ele aldıkları, gizli bilgileri yayımladıkları, yetkililerini eleştirdikleri için mahkûm edildiklerini’ vurguladı.” Bu mektubu basın özgürlüğü konusunda çoook duyarlı olduğunu -işine geldiği zaman- söyleyen bir hükümetin Dışişleri Bakanı’nın yanıtlayıp yanıtlamadığını bilen varsa parmağını kaldırsın. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, devr-i bakanlığında başarılı olduğuna inandığı politikalarla o kadar övünmektedir ki… AGİT’i yanıtlamaya, suçları sadece ve sadece mesleklerinin gereğini yerine getirmek olan Silivri’deki gazetecilerin aylardır içeride neden yattığına inandırıcı, Batılıyı tatmin edecek bir açıklama yapmaya ayıracak vakit bulamamış olabilir. Bu kadronun; ayna ellerinde, aynada bakıyorlar suretlerine… umurlarında mı Silivri’deki dünya! Ama unutmasınlar. Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi; “…Senin de çarkın kırılır / Güvendiğin padişahın / o da bir gün devrilir.” Yıllar önce Namık Kemal, bir şiirindeki şu dört dizeyi sanki bugünleri, günümüzdeki yalakaları anlatmak için yazmış: “Edepsizlikte tekleriz / Kimi görsek etekleriz / Hak’tan da ümit bekleriz / Ne utanmaz köpekleriz.” Buna karşın; ekonomideki övgüleri frenleyen, referandum öncesi söylemlerini, referandumdan sonra anımsamayanlara gerekli dersi veren kimileri de olmasa… Örneğin; anayasa paketinin yargı erkini, özellikle yüksek yargıyı iktidarın egemenliği altına almayı hedeflediğini yazan, söyleyen, yorumlayanlar… 13 Eylül’den beri milletin kararıdır deyip olacakları tribünde izlemeye başladılar. Ya yönetim? Referandumdan önce başta Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu, Anayasa Mahkemesi’ne söylemedik söz, yapmadığı saldırı kalmayan Başbakan RTE; pakete yüzde 58 evet çıkınca, bu sonuçtan herhalde tatmin oldu ki… o ürpertici hırçınlığı, yargıya saldırı nöbetleri izlenmez oldu. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek; 13 Eylül’de yargının yerini “düne oranla bir adım geride” diye yorumladı. Bugünlerde de 12 Eylül’den önceki savaşımları yitirdiklerini söyleyenleri şöyle yanıtladı: “Evet, yargı kaybetti ama bağımsızlığını!” Ama çoğunluğun umursamadığı kimi gerçekler de var. Örneğin bu kanıyı doğrulayan bir haber: “Dünyanın önde gelen finansal yayın kuruluşu Bloomberg, AKP’nin yandaşlarını nasıl zenginleştirdiğini analiz etti. Nahit Kiler, Metin Kazancı, Fettah Tamince ve Ahmet Çalık’ı örnek gösterdi ve şu yorumu yaptı: ‘Dindar olmak, RTE hükümeti ile iş yapmak için yardımcı bir unsur. Örneğin hükümetten bazı ihaleleri almak istiyorsunuz diyelim; o zaman daha dindar davranmanız gerekiyor. İş dünyasındaki güç dengeleri değişiyor.’” Bir başka örnek: “Çok kişi merak ediyor. Ekonomi yılın ilk 3 ayında yüzde 11.7, ikinci 3 ayında yüzde 10.3 büyüdü. Büyümede Çin ile yarışıyoruz. Dünya bize hayran... İyi de bu büyümenin nimetleri halka neden yansımıyor? Artan gelir kimin cebine gidiyor?” diye soruyor Prof. Güngör Uras. (16.9.10-Milliyet) Durumu; “Büyümüyoruz. Krizde indiğimiz çukurdan çıkıyoruz. Henüz tam olarak çıkamadık” diye özetliyor ve sonra anlatıyor okuruna “neyin ne olduğunu” ve son sözünde: “Gelir dağılımındaki çarpıklığı unutmayınız. Kriz dönemlerinde bu çarpıklık daha da artar” ve uzun lafın kısası bu dönemde: “Zengin daha zengin, fakir daha fakir olur” diyor. Neyse ki bu ülkede boynunun eğri olduğunu unutanlara anımsatanlar da var! SAYFA 19 EYLÜL 2010 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Eylül Oslo Y 14 Helsinki Y 13 Stockholm Y 13 Londra PB 17 AmsterdamB 15 Brüksel B 15 Paris B 17 Bonn PB 18 Münih PB 17 Berlin PB 15 Budapeşte Y 15 Madrid Y 22 Viyana Y 15 Belgrad Y 26 Sofya PB 25 Roma Y 24 Atina B 28 Zürih PB 15 Moskova Y 16 Aşkabat A 28 Taşkent A 23 Bakû Y 22 Bişkek A 22 Tiflis Y 29 Kahire A 32 Şam A 33 İstanbul S 28 Edirne B 33 Kocaeli S 33 Çanakkale B 30 İzmir A 32 Manisa A 35 Denizli B 35 Zonguldak B 27 Sinop B 26 Samsun B 26 Trabzon Y 25 Giresun PB 26 Ankara B 32 Eskişehir B 32 Konya B 30 Sıvas PB 27 Antalya B 34 Adana B 35 Mersin B 33 Diyarbakır B 35 Şanlıurfa B 35 Mardin B 31 Siirt B 32 Hakkâri B 26 Van B 22 Kars B 23 Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri parçalı bulutlu, Trabzon, Rize ve Hopa çevreleri kısa süreli ve gök gürültülü sağanak, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Birçok ürün “El Kapıları” başlõğõ ile bir araya gel- di. Alanlar, salonlar artõk onlarõndõ. Parti gecelerinde ve toplantõlarõnda dinletileriyle kitlelere eşlik ediyor- du. Ama yine kara günler gelmekte gecikmeyecekti. 12 Eylül 1980 Askersel Devirmesi Türkiye’ye koyu bir faşizm getirmişti. Ruhi Su’nun yine yüreği acõyacak, nefesi daralacaktõ. Yasaklõ sanatçõlar listesinde adeta göz hapsinde tutulacaktõ. Yurtdõşõna çõkmasõ da yasaktõ. Yaşõ 70’i aşmõş, üstelik de hastalanmõştõ. Yurtdõşõna çõ- kõp tedavi olarak bu hastalõktan kurtulma şansõ olma- sõna karşõn 12 Eylül yönetimi buna izin vermedi. 20 Ey- lül 1985 gününde, 73 yaşõnda yaşama veda etti. Sönmez TARGAN Ruhi Su’yu Anlamak Baştarafı 2. Sayfada Türkiye’nin en yüksek deniz yüzeyi kirasõnõ belirleyen İzmir’in direnci kõrõlmak isteniyor AKP’den çiftlik harekâtıEMRE DÖKER İZMİR - Denizlerde kirlilik yarattõklarõ savõyla tepki çeken balõk çiftliklerinin deniz yüzeyi ki- ralarõnõn düşürülmesi için AKP hükümeti hare- kete geçti. Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ, daha önce “kiraları düşürün” diye yazõ gönderdiği İzmir İl Genel Meclisi’nden olumlu yanõt ala- mayõnca bu kez de yasa çalõşmalarõna başladõ. Bu şekilde belirlenecek üst limitle kültür balõkçõlõ- ğõ yüzey kiralarõna sõnõrlama getirilmiş olacak. Türkiye’de en pahalõ deniz yüzeyi kirasõ İz- mir’de bulunuyor. Güney sahillerini kirliliğe bo- ğan çiftliklerin kuzeye yönelmesi üzerine İzmir İl Özel İdaresi Encümeni, dönüm başõna 4 bin 400 liralõk deniz yüzeyi kiralama bedeli belirlemiş- ti. İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç, bu be- dellerin düşürülmesi için Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan ve Tarõm ve Köyişleri Bakanõ Meh- di Eker’le görüştüklerini, bakanlõğõn alt ve üst sõnõr belirlemek için çalõşma yürüttüğünü söyledi. ‘Hiç görülmeden’ kiraya verildi’ 6 yõl önce fiyatõn belirlenmesi için yoğun ça- ba harcayan encümen üyeleri ise bakanlõğõn da- ha önce yazõyla başaramadõğõ fiyat indirme po- litikasõnõ, bu kez yasayla yaşama geçirmeyi amaçladõğõnõ söylüyor. Dönemin İzmir İl Genel Meclisi Encümen Üye- si Mehmet Şenel, deniz yüzeyinin kiralarõnõn ar- tõrõlmasõ kararõ alõnõrken olumlu oy kullandõğõ- nõ, çünkü Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ’nõn çift- likler için belirlediği alanlarõn Ankara’dan se- çildiğini söyledi. Kapalõ koy ve körfezlerde balõkçõlõk yapõlma- sõnõn yasaklandõğõnõ, buna karşõn bakanlõğõn be- lirlediği birçok alanõn “hiç görülmeden” kira- ya verildiğine dikkat çeken Şenel, “Bu bölgele- re gidip inceleme yaptımızda açık denizlere ta- şınmadıklarını öğrendik. Doğa harikası koy- larımız, çiftliklerin pislikleriyle neredeyse kullanılmaz hale gelmişti. Bu belirlediğimiz ra- kamlar üretim ve satış rakamlarına baktığı- mız zaman çok değil” dedi. Kiralama bedellerinin yükseltildiği dönemde encümen üyesi olan CHP’li Dilaver Koğ da İz- mir’in denizini çiftliklerin kirletmesine izin ver- meyeceklerini söyledi. Kira bedellerinin belir- lenmesi için yurtiçi ve yurtdõşõndaki çiftlik fi- yatlarõnõ araştõrdõklarõnõ ve ortalama bir fiyat be- lirlediklerini söyleyen Koğ, İzmir’dekinin 4 ka- tõ bedel isteyen ülkeler olduğunu dile getirdi. Koğ, “Madem çiftlikler bu paraları ödeyemiyor, ne- den hâlâ özel idareye sürekli çiftlik kurmak için başvuru yapılıyor” diye sordu. İzmir İl Genel Meclis Başkanõ Serdar De- ğirmenci de her kentin kendine özgü koşullarõ olduğunu ve Ankara’dan yasayla balõk çiftlikle- rine ücret belirlenmesinin doğru olmadõğõnõ söy- ledi. Hükümetin işine geldiği zaman “yerelleşi- yoruz” demesine karşõn sermaye gruplarõ baskõ yapõnca geri adõm attõğõnõ söyleyen Değirmen- ci, fiyatlarõn yüksek olmadõğõnõ düşündüklerini vurguladõ. Bu yõl 6. kez düzenlenen Türk-Yunan Medya Konferansõ İzmir’de başladõ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Türkiye ve Yunanistan arasõnda son yõllarda gelişen ilişkilere, gazetecilerin de Türk-Yu- nan Gazeteciler Birliği’ni kurarak katkõ koyabile- cekleri vurgulandõ. Bu yõl 6. kez düzenlenen Türk-Yunan Medya Kon- feransõ İzmir’de, Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı, Yu- nanistan Başbakan Yar- dõmcõsõ Theodoros Pan- galos, Basõn Konseyi Baş- kanõ Oktay Ekşi, konuk gazetecilerden Panagiotis Koliopanos, İzmir Ticaret Odasõ Başkanõ Ekrem De- mirtaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanõ Aziz Ko- caoğlu ve İzmir Valisi Ca- hit Kıraç’õn açõlõş konuş- malarõyla başladõ. Etkinliğin ilk oturumun- da “Türk-Yunan İlişkile- rinin İyileştirilmesinde Medyanın Rolü” konusu ele alõndõ. Oturumun açõlõş konuşmasõnõ yapan Gaze- temiz İmtiyaz Sahibi ve Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti Başkanõ Orhan Erinç; toplantõnõn, Türk- Yunan Gazeteciler Birli- ği’nin oluşumuna zemin hazõrlamasõnõn hedeflen- diğini söyledi. Erinç, Türk ve Yunanlõ gazetecilerin şiddetin özendirilmesine karşõ çõkan yayõnlarõnõn yanõ sõra dil, din ve siyasal düşünce ayrõmõ yapõlma- masõna yönelik çalõşma- larda birlikte hareket etme kararlõlõğõnda olduğunu söyleyerek, “Bu çerçeve- de oluşturulacak birlik, disiplinli çalışmasıyla her iki ülke dostluğunun ge- lişimine büyük katkı sağ- layacaktır” diye konuştu. ‘Sağduyu gerek’ Atina Gazeteciler Cemi- yeti Başkanõ Panos Som- bolos da gazetecilik mes- leğinin sosyal bir yönü ol- duğuna dikkat çekerek, “Türk ve Yunan ilişkile- rinin daha da geliştiril- mesi konusunda gazete- cilere büyük sorumlu- luk düşüyor. Uçlara kaç- madan, şiddeti reddede- rek kamuoyunu bilgi- lendirmeliyiz. Sağduyu- lu insanların kamuoyu oluşturmasına ihtiyacı- mız var” dedi. Daha sonra “Türk Yu- nan İlişkilerinin İyileşti- rilmesinde Medyanın Rolü” konulu oturum Nur Batur yönetiminde ya- põldõ. Oturuma gazetemiz yazarõ Ali Sirmen, Hürri- yet gazetesi yazarõ Ferai Tınç, Yunanistanlõ gaze- teciler Foivos Karzis ve Nikolas Voulelis katõldõ. Barõş mesajlarõnõn veril- diği panelde Sirmen, “Krizleri bazen impa- ratorluktan çıkmış ve ulus devlet olmuş iki top- lumun, ulusal çıkarları- nı savunma hali olarak algılamak gerekiyor. Evet ulusal çıkarlarımı- zı savunalım. Ama bir- birimize empatiyle bak- mamız gerektiğini de unutmayalım” dedi. Medya konferansõ bu- gün sona erecek. İklim treni İstanbul’da TAYAD yollara düştü Selanik’te saldırı İstanbul Haber Servisi - Türk ve Yunan iklim savunucularõnõn ortak etkinliği olan “İklim Treni” dün öğle saatlerinde İstanbul Sir- keci Garõ’na ulaştõ. İklim değişikliği konusunda bil- gilendirme çalõşmasõ yapmak için gönüllülerden oluşan Türk ve Yu- nan iklim savunucusu genç grup, iklim değişikliği konusunda far- kõndalõk yaratmak için Yunanistan ve Türkiye arasõndaki tren istas- yonlarõnda bir dizi etkinlik gerçek- leştiriyor. Selanik’ten 17 Eylül’de “İklim Treni ile Sınırları Aşıyo- ruz” sloganõyla hareket eden genç gönüllüler, bu etkinlik kapsamõnda oluşturduklarõ projeleri Sirkeci Ga- rõ’nda izlenime sundu. Gönüllüler, fotoğraf yarõşmasõ, eğitim modeli oluşturan okullarda uygulanacak sistem ve doğaya karşõ tüketicileri bilgilendiren web sitesi gibi proje- leri tanõttõlar. British Council Bi- lim Projeleri Koordinatörü ve pro- jenin Türkiye koordinatörü Esra Saruhan, bu etkinliği 2009 yõlõn- dan bu yana 15 Avrupa ülkesi ile sürdürdüklerini ifade etti. Haydar- paşa Garõ’nda da bugün bir etkin- lik düzenleyecek olan iklim savu- nucularõ, demiryolu güzergâhõ bo- yunca çalõşmalarõnõ sürdürerek Yunanistan’a dönecek. İstanbul Haber Servisi - Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) dün ce- zaevlerindeki tecrit politikalarına karşı, sohbet hakkının uygulanması, işkencenin sona erdiril- mesi talepleriyle İstanbul’dan Ankara’ya yürü- yüş başlattı. Kartal Meydanı’nda saat 12.00 sıra- larında toplanan yaklaşık 50 TAYAD’lı aile, “Sohbet hakkı uygulansın” yazılı pankart açarak çeşitli sloganlar attı. TAYAD Genel Başkanı avu- kat Behiç Aşçı, yaptığı basın açıklamasında, “Hapishaneler ülkemizin demokrasisinin aynası- dır. Tecridin kaldırılması, sohbet hakkının uygu- lanması, tutsak TAYAD’lıların özgürlüğü, hapis- hanedeki işkencelerin sona ermesi ve hasta tut- sakların özgürlüğü için Ankara’ya yürüyoruz” dedi. Emekli-Sen’in de destek verdiği yürüyüşün yaklaşık bir ayda tamamlanması planlanıyor. Dış Haberler Servisi - Yunanistan’õn Sela- nik kentindeki Türk Başkonsolosluğu’na mo- lotofkokteylli saldõrõ düzenlendi. Kimliği be- lirlenemeyen kişiler dün gece saatlerinde, konsolosluk binasõnõn önündeki koruma polis- lerine molotofkokteyli attõ. Molotofkokteyli- nin isabet ettiği polis kulübesinde çõkan yan- gõn, itfaiye tarafõndan söndürülürken olay ye- rine çok sayõda polis sevk edildi. Konsolosluk yetkilileri yaptõğõ açõklamada, saldõrõnõn cad- dedeki polis noktasõna yapõldõğõnõ ve konso- losluk binasõnda hasar meydana gelmediğini belirtti. Selanik Başkonsolosluğu’na 12 Ağus- tos’ta da kimliği belirlenemeyen kişiler tara- fõndan molotofkokteylli saldõrõ düzenlenmişti. NEW YORK (AA) - Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül, 65. Dönem BM Genel Kurulu ge- nel görüşmelerine katõlmak ve çeşitli temas- larda bulunmak üzere dokuz günlük ziyaret için önceki gün sabah saatlerinde ABD’nin New York kentine geldi. New York’a özel uçakla gelen Cumhurbaşkanõ Gül, eşi Hay- rünnisa Gül ve beraberindeki heyete Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Ali Babacan, Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu ile Çevre ve Orman Bakanõ Veysel Eroğlu eşlik ediyor. BM’ye üye 192 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarõ ile üst düzey temsilcilerinin katõlaca- ğõ 65. dönem BM Genel Kurulu genel görüşme- lerinde Türkiye’yi, Cumhurbaşkanõ Gül baş- kanlõğõndaki bir heyet temsil edecek. BM’deki temaslarõ çerçevesinde 20 Eylül’de BM Binyõl Kalkõnma Hedefleri Zirvesi’nin açõlõşõnda bir konuşma yapacak olan Gül, ayrõca zirve kapsa- mõnda düzenlenen “Yoksulluk, Açlık ve Cinsi- yet Eşitliği Alanlarındaki Sorunlarla Müca- dele” başlõklõ yuvarlak masa toplantõsõna da başkanlõk yapacak. Gül, 21 Eylül’de “Binyıl Kalkınma Hedefleri ve En Az Gelişmiş Ülke- ler” konulu etkinliğe katõlacak. BM’de arala- rõnda BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un da yer aldõğõ çok sayõda ikili temasta bulunacak. Gül ABD’de temaslara başlıyor Gazeteciler ‘birlik’ arõyor BM GENEL KURULU FotoğrafMEHMETCEBECİ Konferansın ilk oturumunun açılış konuşmasını TGC Başkanı Orhan Erinç yaptı. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle