25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Bir Başka Açıdan Referandum Sonuçları (2) Referandumda, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerindeki 27 ilden 16’sında “hayır” oyu çıkarken, Türkiye’nin geri kalan “coğrafi” bölgelerinde, Karadeniz, İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki 54 ilin -Artvin, Tunceli, Eskişehir dışında- tümünde “evet” çıkmasını nasıl açıklayacağız? Mantıklı bir açıklama yapabilmek için bu bölgelerdeki oy dağılımına bir göz atmak gerekiyor. Önce Karadeniz Bölgesi’ne bir bakalım. Bu bölgede Amasya, Artvin, Bartın, Bayburt, Bolu, Çorum, Düzce, Giresun, Gümüşhane, Karabük, Kastamonu, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Trabzon, Zonguldak olmak üzere 18 il yer alıyor. Bu illerdeki seçmen toplamı 4.438.259; sandığa gidenlerin sayısı ise 4.361.604 (yüzde 80). Evet oylarının sayısı 2.810.597 (yüzde 64), hayır oylarının sayısı 1.551.099 (yüzde 36). Coğrafi olarak İç Anadolu Bölgesi 13 ili kapsıyor: Aksaray, Ankara, Çankırı, Eskişehir, Karaman, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde, Sivas, Yozgat. Bu illerdeki toplam seçmen sayısı 8.100.433; oy kullanan seçmen sayısı ise 6.530.427 (yüzde 81). Evet oylarının sayısı 4.172.172 (yüzde 64), hayır oylarının sayısı 2.358.255 (yüzde 36). Görüldüğü gibi her iki bölgede de katılım oranı oldukça yüksektir (yüzde 81 ve yüzde 80). Evet ve hayır oylarının oranları ise her iki bölgede de aynıdır (yüzde 64 ve yüzde 36). Bu sayılar Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde seçmen davranışları arasındaki benzerliği belirgin olarak ortaya koyuyor. Toplam 31 ili kapsayan bu iki bölgede yapılan sosyo-demografik analizler seçmen yaşındaki yetişkin nüfusun eğitim/okulluluk düzeyinin başta Ankara ve Eskişehir olmak üzere beş-altı il ve il merkezi dışında Türkiye ortalaması düzeyinde olduğunu gösteriyor. Türkiye’deki okulluluk düzeyi ise bilindiği gibi beş yılın altındadır. Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Hakkâri, Iğdır, Kars, Malatya, Muş, Tunceli ve Van’ı kapsayan Doğu Anadolu Bölgesi’nde durum diğer bölgelere kıyasla farklılıklar göstermektedir. Bölge illerindeki toplam seçmen sayısı 3.371.121, bunlardan sandığa gidenlerin sayısı 2.183.167’dir (yüzde 65). Bölgede evet oyu veren seçmenlerin sayısı 1.774.266 (yüzde 81), hayır diyenlerin sayısı ise 408.901’dir (yüzde 19). Güneydoğu Anadolu Bölgesi ise Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak’ı kapsamaktadır. Bölgedeki toplam seçmen sayısı 4.097.524, sandığa gidenlerin sayısı ise 2.243.077’dir (yüzde 55). BDP’nin boykot çağrısı Doğu Anadolu gibi bu bölgede de etkili olmuştur. Örneğin, katılım oranı Batman’da yüzde 38, Şırnak’ta yüzde 17’dir. Referandumda bu bölgede toplam 1.892.170 (yüzde 84) evet, 360.929 (yüzde 16) hayır oyu çıkmıştır. “Evet” oranları temel alınarak bir sıralama yapıldığında bölgeler açısından şöyle bir Türkiye görünümü ortaya çıkmaktadır: Ege yüzde 44, Akdeniz yüzde 49, Marmara yüzde 53, İç Anadolu yüzde 63.88, Karadeniz 64.43, Doğu Anadolu yüzde 81, Güneydoğu Anadolu yüzde 84. Geçen yazımızda, Türkiye genelinde yüzde 58 evet, yüzde 42 hayır çıkması şaşırtıcı bir sonuç değildir, demiştik. Verdiğimiz sayılar bunu gösteriyor. Bu sonuçlarda birincil olarak belirleyici olan bölgelerdeki insanların eğitim/okulluluk düzeyidir. Düzey düştükçe evet oranı artıyor. Öte yanda sanayileşmenin insanların siyasal bilincini bire bir etkilemediği gerçeği de ortaya çıkıyor. Örneğin, hızlı bir sanayileşme gösteren Kahramanmaraş’ta “evet” oranı yüzde 79, Konya’da yüzde 78, Kayseri’de yüzde 73, Gaziantep’te yüzde 70, Kocaeli’de yüzde 61, Bursa’da yüzde 56’dır. Bu kentlerdeki insanlara “bilinç taşımak” solcuların, “örgütlü solun” görevidir; çünkü bilinçlenme “kendiliğinden” gerçekleşen bir süreç değildir. Sudan nedenlerle CHP’yi, özellikle de genel başkanını eleştirmek bize bir şey kazandırmaz. Feodal ilişkilerden kaynaklanan dinsel yapılanmalarla yeşil kapitalizm arasında tutsaklaştırılmış geniş kitleleri özgürleştirmek için neler yapılmalıdır, bu köşede bunları tartışacağız. dkavukcuoglu@superonline.com www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Halkoylamasõ Kültürü İktidar partisinin istediği anayasa değişikliği referan- dumu halkõn yüzde 58’ini se- vindirirken yüzde 42’sini de yasa boğdu… Ulusu oluşturan her 10 kişiden en az 4’ü “is- temedi”ği bir anayasa ile ya- şayacak. Hele referandum haritasõn- daki “hayır”cõ illerde; ya da “evet” çõkan büyükşehirler- deki “hayır” denen ilçelerde yaşayanlar? Aynõ zamanda eğitim düzeyinin de yüksek olduğu bu il ve ilçelerde be- ğenmedikleri bir anayasaya “demokrasi adına” katlana- caklarõn oranõ acaba neyi ka- nõtlõyor? İktidarõn en zeki temsilcisi bile buna, gözünü başka yer- lere kaçõrmadan yanõt vere- mez! ‘Sivil toplum’suz yarış Böylesi halkoylamalarõna alõşkõn olmayan halkõmõzõn adeta “seçim yarışı”na dönüş- türülen referandumda neye ‘evet’, neye ‘hayır’ dendiği- ni yeterince kavrayamadan sandõğa gitmesi ise demokra- si tarihimize acaba nasõl ge- çecek; gelecek kuşaklar buna ne diyecekler, bilemem... Ancak bildiğimiz o ki hal- koylamasõna sõkça başvurulan ülkelerde sadece siyasi lider- ler değil, farklõ fikirleri savu- nan sivil toplum kuruluşlarõ da propaganda sürecinde aktif yer alõrlar. Hatta hükümetler, karşõ görüştekiler de dahil, sivil kuruluşlara özel destek sağlayarak, fikirlerini halka anlatma olanağõ yaratõrlar... Örneğin ülkenin tüm dere- lerine HES’ler kurarak akar- sularõ pazarlama tartõşmasõ o ülkelerde de yaşansaydõ hal- koyuna başvurulmasõ duru- munda kürsülerde parti lider- leri değil, NGO denen hükü- met dõşõ kuruluşlar, yani sivil toplum örgütleri yer alõrdõ. Bu “demokratik uygar- lık” bizde de olabilseydi, HES’lere göz dikilen bölge- lerimizdeki sonuç farklõ olmaz mõydõ? Yine o demokrasiyi ger- çekten özümsemiş ülkelerde- ki gibi, örneğin belediyeler ilan panolarõnõ sadece iktidar partisine değil, fikirlerini top- luma duyurmak isteyen sivil kuruluşlara “bedelsiz” ver- selerdi; radyo ve TV’ler uz- man kuruluşlarõn görüşlerini topluma aktarma yarõşõna gir- selerdi, sonuç yine böyle mi olurdu? ‘Bağıran’ kazanıyor Şimdi denebilir ki ama ana- yasa değişikliği başka, çevre projeleri başka... Elbette ki anayasa değişikliği temel ve yaşamsal bir konu; ancak öy- le olsa bile, Başbakan’õn iki- de bir “fazla inciterek” yük- lendiği bir YARSAV’õn da liderler kadar ekran- larda görünüp, “neden hayır dedi”ğini halka anlatmasõna, hatta afiş panolarõnõ kullanmasõna olanak sağlanmasõ, ger- çek demokrasinin gereği değil miydi? Ya da paketin içindeki diğer maddelerle ilgili, örneğin kadõnlarõn, me- mur ve çalõşanlarõn hak- larõyla ilgili demokratik kuruluşlarõn da kent panola- rõnda bilgi afişleri olmasõ, da- hasõ “miting” yaparak gö- rüşlerini anlatmalarõ, o pek is- tenen “özgürlük demokra- sisi”ne yakõşmaz mõydõ? Ne var ki gelişkin ülkelerde referandum işte böyle olurken, biz ise hemen her gün lider- lerin bağõrmalarõnõ dinledik... Sivil toplum kuruluşlarõnõn ve uzman kurumlarõn görüş- lerini öğrenmek bir yana, on- lara saldõrõlan sözde halkoy- lamasõ nutuklarõyla, bende- niz sonunda “nevralji” ol- dum!.. Dedim ya şimdi halkõn ya- rõsõna yakõnõ üzgün... Oysa her yönüyle adeta “liderler yarışı”na dönüşen “sivil toplumsuz bir refe- randum”a karşõ halkõn tü- müyle üzgün ve hatta tepkili olduğunu görebilirsek, işte o zaman demokrasiyle tanõş- mõş olacağõz. SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 2010 PAZAR 14 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com HARBİ SEMİH POROY HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com ekinci@cumhuriyet.com.tr Yüzde 42’ye hakaret!.. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ İri ve sert taneli bir buğday cinsi. 2/ Kâğõtlarõ bir arada tutmaya yarar çen- gel... “Dost, met- res” anlamõnda argo sözcük. 3/ İmla... Bir hukuksal sõnõr- lamanõn kaldõrõlma- sõ. 4/ Arõlarõn çõkar- dõğõ bir tür salgõ... Yaklaşõk on iki bin yõl önce Pasifik’e gömüldüğüne inanõlan, in- sanlõğõn ve uygarlõğõn ana- yurdu sayõlan kõta. 5/ De- mir çubuk... Bir işi yap- makta usta olan. 6/ Ye- mek... Parlaklõğõ geçici olarak artarak patlayan yõl- dõz. 7/ Ortadoğu’da, “Ölü- deniz” de denilen bir göl... Birinin ardõndan gelip onun yerine geçen kimse. 8/ Tütün dizmek, kurutmak ve işlemek için kullanõlan üs- tü kapalõ sergi... Eldiven ve giysi yapõmõnda kullanõlan bir tür yumuşak deri. 9/ Yer’in jeolojik tarihinin ayrõldõğõ 11 dönem içinde, dördüncü en eski zaman dilimi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Afyonkarahisar’õn bir ilçesi... Üç bentten oluşan bir Ba- tõ şiiri türü. 2/ Soyundan gelinen kimse... Buğday, nohut, fasulye ve çeşitli yemişlerle pişirilen bir tatlõ. 3/ Küçük bir alan üzerine odaklanmõş yoğun õşõk kaynağõ... En uygun du- rum ve zaman. 4/ Yurdumuzda yetişen ve beyaz odunu tor- nacõlõkta kullanõlan bir ağaç... Japon lirik dramõ. 5/ Bir no- ta... Sevinç belirten bir ünlem. 6/ Gümüş elementinin sim- gesi... Yumurta ve irmikle yapõlan bir tatlõ. 7/ Dizi, sõra... Toplu olarak oynanan bir halkoyunu. 8/ Çaylak, toy... Es- krimde kullanõlan üç silahtan biri. 9/ Kokulu bir çörek... Ha- va ve gaz akõmlarõ oluşturmakta kullanõlan aygõt. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 E P İ F A N Y A Ş A T O K İ D A K R A K E D A T İ S S E R İ Y E N A R T İ Ş Ş C A R İ N A B İ S K O R Ç İ L A K E T E T E Z Ç İ T M U İ T 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 95 yõl aradan sonra ilk kez ayin yapõlacak Ermeni Kilisesi’nde haç kubbe yerine bahçeye konuldu Akdamar’da haç tartõşmasõ SELDA GÜNEYSU / YUSUF ZİYA CANSEVER ANKARA/ VAN - Van Müzesi’nde bulunan 110 ki- logram ağõrlõğõnda, 2 metre uzunluğundaki dökme de- mirden yapõlmõş olan “haç”õn, Akdamar Kilise- si’nin kubbesine konulmak is- tenmesi tartõşma yarattõ. An- cak bakanlõk, haçõn bahçeye konulmasõna izin vererek so- runa geçici olarak çözüm buldu. İstanbul Ermeni Patrikha- nesi’nce 2 metre yüksekli- ğinde ve 110 kilogram ağõr- lõğõnda yaptõrõlan haç, Van Valiliği’ne gönderilmişti. Va- li Yardõmcõsõ Atay Uslu, Ge- vaş Kaymakamõ Yusuf Gü- ni ile Van Ticaret ve Sanayi Odasõ (VATSO) Başkanõ Za- hir Kandaşoğlu tarafõndan tekne ile Akdamar Adasõ’na götürülen haç, geçici olarak kilisenin giriş kapõsõna yer- leştirilmişti. Kültür ve Turizm Bakanlõ- ğõ, dökme demirden yapõlmõş olan “haç”õn, Akdamar Ki- lisesi’ne konulmasõna izin vermeyeceklerini açõkladõ. Bakanlõğa göre kilisenin tarihi ve bina yapõsõ, bu ağõrlõktaki ve büyüklükteki haçõ kaldõ- rabilecek nitelikte değil. Ge- vaş Kaymakamõ Yusuf Güni de şunlarõ söyledi: “Burası SİT alanı ve ko- rumada olan bir kilise. Bir çivinin dahi çakılması için bir sürü prosedür uygula- nıyor. Haçın kubbeye yer- leştirilmesi için ihale yapıl- ması ve birçok kurumdan izin alınması gerekiyor. Bu işlem uzun zaman aldığın- dan İstanbul’daki patrik- hanenin ‘Haçõn kubbeye ko- nulmamasõ durumunda, kili- senin bahçesinde bir yere ko- nulmasõ bizim için yeterlidir’ demesi üzerine Kültür Ba- kanlığı’nın izni ve talimatı ile haçı buraya getirdik. Ayinden sonra da haçın kubbeye yerleştirilmesi için çalışma başlatılacak.” Ermeni Patrik Vekili Aram Ateşyan ise en geç 1.5 ay içinde haçõn kubbeye konu- lacağõnõ belirterek “Bu hem bakanımızın hem de vali- mizin sözüdür” dedi. Ateş- yan Ermenistan’dan bir gru- bun haçõn kubbeye konma- masõ nedeniyle ayine katõl- mayacağõnõ anõmsattõ. PROVOKASYON UYARISI VAN (Cumhuriyet) - Van Gölü’nde bulunan Akdamar Adasõ’ndaki Ermeni Kilisesi’nde 95 yõl aradan sonra ilk kez bugün ayin yapõlacak. Adada yaklaşõk 2 aydan bu yana devam eden ça- lõşmalar kapsamõnda, ayine katõlacak misa- firleri kõyõdan adaya taşõyacak tekneler bakõm ve onarõmdan geçirildi. Ayin sõrasõnda kiliseye giremeyecekler için dev ekran kuruldu. Gevaş Kaymakamõ Yusuf Güni, kentteki otel- lerin rezervasyonlarõnõn dolduğunu, kurum mi- safirhanelerinin ise hazõrda bekletildiğini ifa- de etti. Güni, konaklama konusunda yaşana- bilecek aksaklõkta 3 bin 500 Vanlõ’nõn, evle- rini açmak için hazõrlõk yaptõğõnõ anlattõ. Türkiye Ermenileri Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan ile iki rahip de dün İl Müftüsü Ni- metullah Arvas’õ makamõnda ziyaret etti ve ayine çağõrdõ. Vali Münir Karaloğlu’nu da makamõnda ziyaret eden Ateşyan, ayinin hu- zur içinde, herhangi bir provokasyona açõk ol- madan ve güvenli bir şekilde geçmesini ar- zuladõklarõnõn altõnõ çizerek, “Bu konuda sizden yardım istiyoruz. Çünkü provokas- yon sadece Türk tarafından veya bu şe- hirlerde yaşayanlar tarafından değil, ge- lenler tarafından da yapılabilir” dedi. ATEŞYAN’DAN VALİ VE MÜFTÜYE ZİYARET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle