20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19EYLÜL2010/SAYI1278 PAZARl 11 ydın Cakus, Türkiye rock tarihinin bilindik isimlerinden. Bunalım'ın, Ter'în kurucusu. 36 yıldır Amerika'da yaşıyor. Ülke değîşse de rock hep hayatında. 61 yaşında hâlâ grtanyla sahnede. Yıllar geçti rock hep benimleESRAAÇIKGÖZ T ürkiye rock tarihiyle ilgili olanlar için bu yazı bir çeşit müzik tarihinde yolculuk yapmak gibi olacak. İlgili olmayanlar içinse tanışma fırsatı. Çünkü Cem Karaca'nın da prodüktörlüğünü yaptıgı, Türkiye'deki en renkli rock gruplarından Bunalım'ın kurucusu Aydın Cakus'tan bahsedeceğiz. Türkiye'nin uzun saçlı, en eski hippilerinden biri o. Şimdi 61 yaşında. Yıllardır Amerika'da. Hâlâ rock yapmaya devam ediyor, hem de en sertinden. Fear Nature grubuyla üç albüm çıkarmış. Yakında Amerika'nın farklı yerlerinde çaldıgı müzikleri toplayıp bir albüm hazırlamayı planlıyor. - Müzik hayatında adınız iyi biliniyor. Grup Bunalım hâlâ unutulmadı. Ancak size dair pek de bilgi yok. Aydın Cakus kimdir? - 1949'da Nevvyork'ta doğmuşum. Babam Kemal ve annem Nadide Cakus'tur. Ailemle beraber dört yaşındayken Türkiye'ye dönmüşüz. Çocukluğum gayet iyiydi. Babam film direktörüydü yani film ailesi içinde büyüdüm. Belki bilirsiniz abim AN Cakus gençken çok tanınmış bir prodüktördü. Ama nedense benim kalbime müzik girmiş. - Rockla nasıl tanıştınız? Ne çekti rockta sizi? -12-13 yaşımda müzigin içine girdim, şarkı söylemeyi seviyordum. Kısa sürede bas çalmayı öğrendim. Jimi Hendrix, Zeppelin gibi gruplar ilgimizi çekti ve hippi hayatı yayılmaya başladı. Müzik, gençlerin yaşam tarzları beni içine çekti. - Oysa rock konserierinin polis kontrollerinde yapıldıgı, dinleyicilerinin tarikat olarak adlandınldıgı yıllardan bahsedlyorsunuz. Siz yine de bu yıllarda bir rock grubu kurdunuz. - Ahmet Güvenç'le tanıştığımızda o bas çalıyordu bir grupta, ben de bir süre sonra ikinci gitar olarak o gruba girdim. Biraz geçtikten sonra ilk grubumuzu kurduk: "Sorular". Ahmet basta, Hüseyin Sultanoglu davuldaydı, ben gitar ve vokaldeydim. Tabii herşeyi Ingilizce söylüyorduk. O zamanların en meşhur grubu Cem Karaca ve Apaşlar mahallelere gelip açık sinemalarda konser veriyordu. Bizim mahalleye gelince bir konseri acacak grup olarak bizi aldılar. O akşam Cem Karaca bir plak için bizimle anlaştı, havalara uçuyorduk. Hakikaten bir iki haftada ilk plagımızı yaptık, "Taş Var, Köpek Var/ Yeter Artık Kadın" adında 45'ligimiz çıktı. Aa, unuttum, aynı zamanda grubun ismi "Bunalımlar" diye değişti, tabii Cem Karaca'nın bunda etkisi büyüktü. Genceciktik, eger Cem Karaca bizi bulmasaydı "Bunalım" diye bir grup olmazdı. Cem Karaca ve Apaşlar ile bir sürü konser yaptık. Ama bir süre sonra kendi başımıza piyasada kaldık. Almanya'dan Shadoks Music 1970'de Bunalım'ın CD'sini bastı. - O dönemler rock pek de onayianan bir müzik tarzı değil. Hayat sizin için nasıldı? - Uzun saçlarımızla, sert bir müzik çalıyorduk. Hayat pek kolay değildi, ama zor da degildi. Ara sıra uzun saçlı olduğumuz için bize sataşıyorlardı, kavgalara giriyorduk. Özkan Uğur'la bir gece yürürken beş-altı kişi bize saldırdı, baya fena dövülmüştük ama ne olursa olsun hayat tarzımızı hiç degiştirmedik. Hâlâ da aynıdır. 61 yaşında sahnede gitarımla sert rock müzik çalmaya devam ediyorum. - "Ben neşeli müzik çalamam, kalbimde hep agnlar var" diyordunuz bir röportajınızda. Nedir bu ağnlann nedeni? - Bunu nasıl anlatayım bilemiyorum. Küçüklüğümden beri hep içimde iyilik ve her şeyin güzel olması hisleri vardı. Dünyayı, insanları gördükçe öyle olmadığını anladım. İnsan hayatının hiç kıymeti olmaması bana çok ama çok tesir etti. içimdeki, "Herkes barış içinde yaşasin", "Bir dünyamız var cennet gibi yapalım" hfsleri tamamıyla yıkıldı. işte bu yüzden neşeli müzik çalamazdım, çalamıyorum. Herkesin değişik rolü var hayatta, benimki de, yaptığım müzik de bu dertleri anlatmakmış. Herkesin barış ve özgürlük içinde yaşamasını istemek dışında politikayla hiç alakam yoktur. -Sizi Amerika'ya götüren neden neydi peki? - "Bunalımlar" dagılınca ne yapacagımı şaşırdım ama ne yapıp edip Haramiler'e katıldım. Basta Oğuz Durukan, klavyede Uğur Dikmen, davulda Gaby, vokal ve gitarda ben. Onlardan çok şey öğrendim. Hele Oğuz ve Ugur çok oturaklı adamlardı. Erkin Koray'la tur yaptık ama turdan sonra grup dağıldı. ikinci kez "Bunalımlar"ı kurduk, gitarda Berk Yenal, basta Melik Yirmibir, davulda Mehmet Gözüpek, vokal ve gitarda ben vardım, bir zaman sonra Mehmet Gözüpek ayrıldı ve Nur Yenal'i davula aldık, 16 yaşındaydı. Hakikaten harika davulcuydu. Bu grup ikinci Bunalımlar plağını yaptı; "Başak Saçlar". Cok dinleniyordu. Sonra Bunalım tamamen dağıldı. Pek çok kimseyle çaldıktan sonra kendimi toparlayamadım, kınk hayaller beni buralara getirdi. Ben de Türkiye'den 1974'te ayrıldım. - Amerika'da sizi bekleyen bir şey var mıydı yoksa hayata sıfırdan mı başladınız? - 1974'de Türkiye'den ayrıldığımda Kaliforniya'ya geldim, hâlâ buradayım. Nevvyork'a gitme imkânım olmadı, belki yakında... Üç ay ablamla kaldım, sonra kendi başımaydım. Evet, hayata sıfırdan başladım. ismimi bile Ayet olarak kullanmaya başladım, sanki yeniden hayata başlıyormuşum gibi hissettiğimden. Düşük ücretli işlerde çalıştıktan sonra Los Angeles'te müzikle alakalı bir şeyler yaptım. Bir sürü grupla çaldım ve Dick Grove Scool of Music diye bir okula gittim ancak parasızlıktan dolayı yarıda kaldı. Şimdi küçük bir boya şirketim var, onla geçiniyorum. -Yine de Amerika'da da müziğe devam ettiniz. - Bütün Amerika'da yaptığım müzikleri yakında bir albümde toplayacağım.... 1992-93'ten beri Fear Nature grup adımızla üç CD'miz çıktı; Broken Fate, Blame Me, Have Mercy. Yine de Fear Nature hiçbir zaman Grup Bunalım'ın başarısını gösteremez. Amerika'da milyonlarca grup var, çok büyük ilişkiler lazım. Ama benim için hiç fark etmez, ben her zaman, ne olursa olsun müzik yapmaya devam edeceğim, müzik hep hayatımda olacak. - Genelde rock hep gençlerin ilgi gösterdiği bir müzik türü gibi algılanıyor. Insanlarslzl sahnede gördüğündetepkisi ne oluyor? - Genelde ağızları bir karış açılıyor. Çünkü genç adam gibi vokallerim ve gitarcılığım var. - Rock sizin için ne ifade ediyor? - Benim için rock=hürriyet. Özgür olmanın da yaşı yoktur, değil mi? O halde rockı nasıl bırakabilirim...* Cem Karaca olmasaydı... -1969-72 yıllan arasında Türkiye rock tarihinin en renkli gruplanndan blri olan Bunalım'daydınız. Sonra da Ter"i kurdunuz. Bütün bu zaman boyunca müzik tarihlndeki hangi islmlerle karşılastınız? Kimler glrdi hayatınıza? - Cem Karaca, Haramilerden Uğur Dikmen ve Oğuz Durukan, Erol Büyükburç, Erkin Koray, Nihat Orelel, Moğollar'dan Taner Öngür, Murat Ses, Cihat Ersen, Orhan Gencebay... Bir defa Erkin Koray'la Orhan Gencebay'ın evine gitiniştik, müzik kütüphanesi akıl almazdı gerçekten. Ahmet Güvenç'le İngiltere'ye gittiğimiz zaman Cat Stevens bizi müzik dükkânına götürmüştü... - Bu insanlar arasında sizi en çok etkileyen kim oldu? - Tabii ilk başta Cem Karaca, Haramiler'den Uğur Dikmen ve Oguz Durukan'ın müzik hayatıma çok etkileri oldu. Cem Karaca'nın bizleri bulması mucize gibi bir şeydi. • PAZARIN PENCERESINDEN SELÇUK EREZ Osmanlı neden battı? Nebahat öğretmen iki kez öksürdü, sonra öğrencilerine sordu: "Osmanlı Imparatorluğu'nun neden battığını bileniniz var mı?" Çetin parmağını kaldırdı: "Orduların başında savaşa giden padişahların yerine, kendilerini içkiye, eğlenceye verenler geldiği için öğretmenim!" Nimetgül seslendi: "Karlofça, Pasarofça!" Öğretmen, "Hayır, hayır!" dedi, "Osmanlı Devleti, bazı kendini bilmezlerin asıl işlerini bir yana bırakıp devlet işine karışmaya kalktıkları için battı. Mesela, Lale Devri isyancısı Patrona Halil aslında bir hamam tellakı idi ve III. Selim'in ölmesiyle sonuçlanan ayaklanmayı yöneten Mustafa'nın asıl işi ise kabakçılıktı!" Öğrenciler not almayı sürdürürlerken öğretmen, "Bu yetmezmiş gibi devletin yöneticileri, yani padişahlar da asıl işlerini ihmal ederek şarkı söylemeye başladılar" dedi, "Bazısı daha da ileri gitti, şarkı sözü yazmaya, bunları bestelemeye başladı... Çocuklar bunları da yazdılar. "III. Selim, mesela "Aşkınla havalandım bilaneliğim gel de gör..." şarkısını Büzürg makamında, "Ey serv-i gülzar-ı vefa, niçin ettin bize cefa" gibi tuhaf sözlü şarkıyı da Şevk-i Efza makamında bestelemiştir. IV. Murat ve II. Mahmud da atalarının kemiklerini sızlatacak bir tutumla şarkılar söylemiş ve bestelemişlerdir. II. Mahmud'un marş bestelemeye kalktığı - maalesef- doğrudur! Vahdettin de besteciliği sürdürmüş, bu yüzden bir ingiliz gemisiyle kaçmak zorunda kalmış ve Osmanlı Devleti böylece son bulmuştur! Gördüğünüz gibi çocuklar, herkes bilmediği bir konuya burnunu sokarsa yanlış olur. Devlet yöneticileri kalkar müzikle alakalı şeyler söylerlerse aynen şarkıcıların ve kabakçıların ve hamam tellaklarının -burunlarını bilmedikleri devlet meselelerine sokmaları kadar yanlış bir şey yapmış olurlar! O zamanlar bütün bu gerçekler bilinmediği için kimse padişahlan, sonra hamamcıları ve kabakçıları uyaramamış, üç kıtaya yayılmış olan koskoca bir İmparatorluk böylece batmıştır! Allahtan şimdiki bakanlarımız bu gerçeği kavramışlardır. Bunlar, sırası geldiğinde, mesela birisi işini gücünü bırakıp Paşa Kaplıcası'na Alliaoni demeye kalktığında kendisini ve vatandaşlarımızı uyararak Türkiye Cumhuriyeti'ni, Osmanh'nın akıbetinden korumaktadırlar! Kaya Akalın, "Öğretmenim," dedi, "öyleyse yakında Çin ve ABD de batacak herhalde!" "Bunu nerden çıkardın Kaya?" "Süleyman Demirel'i ziyerete gelen Çin Cumhurbaşkanı Jiang Zemin Çankaya'da Hakan Aysev'le beraber "O sole mio" şarkısını söylememiş, Clinton da bir TV programında saksofon çalmamış mıydı? Öğretmen ne cevap vereceğini düşünürken zil çaldı, o da "Bunu sonra tartışırız" diyerek kendisini sıkıntıdan kurtardı. O [email protected] ç L2TL 1 ka m i e y -ı dcttnıL 1 ma sa N M r a c i • @g M ıvacı L m a i l . c o m ••; €* r A Espirisentır Deveye hendek atlatmak zordur ama sınıf atlatmak koiaydır. Ibrahim Ormancı Kalabalıktan acil Az yontulmuş şahıs aciliyetten satılıktır. Misafir şair MUHABBET Bir fasülye çimleniyordu Çiseledikçe yağmur Koştum vardım ki yanına Anlasın ne nimet olduğunu Sen git yerine! dedi Ayşa Kadın Böyle kibar erkeyin ayağ'na Ben kendi ayağ'mnan gelirim Bu muhabbeti görünce uzaktan Kıpkırmızı oldu biberiye Bayram nedir ki dedim kendi kendime Bayram bir ömürdür ben gibi bir deliye Can Yücel Tbp-ıis Golün önce belirtileri görülür, sonra kendileri gelir. Sahlbinin sesi Ümidiniz kadar genç, ümitsizliğiniz kadar ihtiyarsınız. M i s a f i r ç i z e r : Akdağsaydut İNANHANIN İÇİNDEYİM Fotoğraf: Nunettln Iğci Argodan al haberi Keşkekaleyhisselam: Budala. Koklatmak: Para vermek. Koridor: Oyunda çok gol yiyen.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle