19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada 20 Temmuz 2009’da başlayan ikinci davada 4 Haziran 2010’a dek tam 70 duruşma yapıldı. Bunun anlamı şu: Türkiye’nin yargılama geleneğinde önemli bir davanın yılda en çok 5 duruşması yapılıyor. Bu istatistikle karşılaştırıldığında tam 14 yıllık yargılamaya bedel bir dönem yaşandı. Ne kadar yol alındı? Ne yol alması, tam tersine yol uzadı. 20 Temmuz’dan hemen sonra ikinci iddianame ile üçüncüsü 6 Ağustos’ta birleştirildi. Daha yola çıkarken dava ikiye katlanmış oldu. 10 Ağustos’ta duruşmalar yeniden başlayacak. Yeni davalarla birleştirilir mi? Birleştirilirse hangileri eşleşir? Net bilgi yok, yorum çok! Mahkeme salonunda hapishane koğuşunu özlemek ne demek? Duruşma sırasında bir sanık MİT’le bağlantısı olduğuna ilişkin tartışmalı bir durum ortaya çıkınca, bunun MİT’e mahkeme aracılığıyla sorulmasını istiyor. Mahkeme şu kararı alıyor: “Bu sanıkla birlikte bütün sanıkların MİT bağlantısının sorulmasına...” Bekleyin 6 ay! Ankara’da oturan bir sanığa mahkeme üye hâkimi soruyor: “Çayyolu semtinde tanıdıklarınız var mı?” Bir kişinin Çayyolu’nda tanıdığının olması suç mu? Her ay, mahkemenin yükünü neredeyse 6 ay daha uzatacak ek yapılıyor. Bir ay dava yürüt, altı ay ekle. Sonra da bu dava bitecek diye bekle! “Terör örgütü” Genelkurmay’a, Emniyet’e MİT’e sorulurken mahkeme bir karar alıyor: “Bülent Ecevit’e ait sağlık dosyalarının tümünün getirilmesine...” Ergenekon savcıları, hâkimleri her şeyden anladıkları gibi tıptan da mı anlıyor? Kesip sakladığım yazılardan biri 2 Haziran 2010 tarihli Hürriyet’te Ege Cansen’in. Yassıada’dan Silivri’ye başlıklı yazının bir bölümünü paylaşmak istiyorum: “Yassıada’da oynanan tiyatro beni siyasallaşan hukuktan nefret ettirdi. O gün bugündür, Yassıada benzeri bir mahkeme tarafından mahkûm edilmekten korkarım. Yıllar önce Yassıada hakkında ne hissetmişsem bugün aynısını Ergenekon mahkemeleri için duyuyorum. Beşer bin sayfalık kendi içinde tutarsız iddianameler, gizli tanıklar, ifade değiştiren itirafçı şahitler, sahte hahamlar, mülkün temeli adaleti rencide ediyor...” Ölüm, bir ceza olamaz. O nedenle yakın tarihimizin idamla sonuçlanmış hiçbir davasını hukuki bulmuyorum. “Ölüm sayısı” hesabı yapıldığında 1960’la 1971 eşit. 1980 onları katlıyor. Şekli ne olursa olsun Silivri davalarıyla bu dönemin 5 ölümü var. 1960’ı, 1971’i geçti. Bu gidişe evet derseniz, şüpheniz olmasın 1980 de geçilecek... Bu tabloyu “demokrasimiz gelişiyor” diye sunanlara hayır deyin... Yargılama cinayetlerine hayır deyin... Hukuku intikam aracı haline getirmek isteyenlere hayır deyin... GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada yapanlar TV’lerde... örneğin Iğsız’ın liste dışı bırakılmasını gelişen demokrasimizin canlı bir örneği diye sundular kamuoyuna... Böyle zamanlarda TV’lerin, sayıları bir ikiyi geçmeyen, hükümet davranışlarına karşı çıkanlar da var diye davet ettikleri kişiler de... konuştular. CHP’nin daha önceki yönetiminde sözcülük görevi yapan Mustafa Özyürek bir örnek. TV’de izlenen olayları gayet net biçimde açıkladı, şöyle dedi: “AKP’nin yargıyı da kullanarak TSK’yi de denetimine alma girişimi” Tasfiyenin ana amacı buydu! RTE ile Çankaya’daki AKP’linin, Orgeneral Hasan Iğsız’ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na karşı çıktıkları gün neden olarak internet andıçlığı olaylarında ifadeye çağrılması gösterildi. Acaba sadece bu nedenle mi Çankaya - hükümet, Iğsız’ın KK Komutanlığı’na karşı çıkmıştı? İnternet andıçlığında ifadeye çağrılmak terfi veya bir üst göreve atanmayı engelleyecek bir öğe olsaydı... aynı konuda ifadeye çağrılan Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu’nun da bir üst rütbeye, tüm generalliğe terfi ettirilmemesi gerekiyordu. Demek ki Org. Iğsız’ın KKK’ye atanmamasına neden andıç ifadesi değildi. Savcılığın atamanın yapılacağı gün acil kodla ifadeye çağrısının (veya çağrıltılmasının) AKP açısından başka önemli nedenleri vardı. Bu nedenler tamamen siyasal ve partisel içerikte nedenlerdi. RTE ve Çankaya’daki, çeşitli internet sitelerinde AKP aleyhine yapılan yayınların Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasında kanıt olarak gösterilmesini hiçbir zaman içlerine sindiremediler. İddiaya göre internet sitelerindeki yayınlar Iğsız’ın Genelkurmay İkinci Başkanı olduğu sırada başlamıştı. Veya Orgeneral Iğsız başlatmıştı. Demek ki Iğsız, AKP karşıtı, AKP’ye düşman bir generaldi! Iğsız’ı o gün tasfiye listesine aldılar. İki yıldan fazla bir süre beklediler ve Iğsız’ın KK Komutanlığı önerisi önlerine gelince... bu atamaya karşı çıktılar. Böylece gerçek ortaya çıktı. Çankaya ve hükümetin Iğsız’ın KKK’ye atanmasını engellemelerinin nedeni mesleki yetersizlik değil... tamamen partisel, siyasal bir nedendi. Seçmen oyunu kullanırken şu soruyu acaba soracak mı? Bir Başbakan zimmet, evrakta sahtecilik, kalpazanlık ve sahtecilikle suçlanıyor. Bu Başbakan hakkında düzenlenen dosyalara dokunulamıyor. TBMM komisyonlarında bekletiliyor. Bir asker ifadeye çağrılmış... AKP’yi kapatma davasındaki internet sitelerindeki yayınların sorumlusu diye, ne sorgusu yapılmış ne de hakkındaki suçlamalar kanıtlanmış bir askerin... ya terfi etmesi ya da bir üst göreve atanması engelleniyor. Bu iki olay, gelişen demokrasimizde açıklanması gereken bir tezat mı, yoksa... ...gazeteci olsun, ilim irfan sahibi olsun... iktidarı haklı çıkaranların mesleksel yüz karası mı? [email protected] SAYFA 6 AĞUSTOS 2010 CUMACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Ağustos Oslo PB 18 Helsinki PB 21 StockholmPB 24 Londra Y 18 AmsterdamB 19 Brüksel B 18 Paris B 22 Bonn PB 23 Münih Y 25 Berlin Y 19 Budapeşte Y 24 Madrid A 31 Viyana Y 19 Belgrad Y 29 Sofya Y 26 Roma PB 24 Atina B 28 Zürih Y 18 Moskova PB 36 Aşkabat A 35 Taşkent A 38 Bakû B 33 Bişkek A 38 Tiflis B 37 Kahire B 37 Şam A 39 İstanbul PB 32 Edirne PB 35 Kocaeli PB 36 Çanakkale PB 32 İzmir A 34 Manisa A 36 Denizli A 34 Zonguldak A 30 Sinop A 31 Samsun A 33 Trabzon A 33 Giresun A 32 Ankara A 39 Eskişehir A 36 Konya A 36 Sıvas A 36 Antalya A 32 Adana A 36 Mersin A 34 Diyarbakır A 42 Şanlıurfa A 43 Mardin A 38 Siirt A 41 Hakkâri A 34 Van A 28 Kars A 31 Ülkemiz genelinde yağış beklenmiyor. Ülkemizin kuzey ve batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. AKP hükümetinin 1. Ordu Ko- mutanı Hasan Iğsız’ı Kara Kuv- vetleri Komutanlığı’na atamama- sı, 2002 yılında dönemin 1. Ordu Komutanı Edip Başer’in Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getiril- mesi gerekirken emekli edildiği YAŞ toplantısını akıllara getirdi. Ba- sına sızan bilgilere göre Başbakan Erdoğan da Iğsız’a itirazına bu olayı örnek göstermiş. AKP hü- kümetinin Terörle Mücadele Özel Koordinatörlüğü’ne getirdiği, an- cak bu görevden daha sonra isti- fa eden emekli Orgeneral Başer ile dünkü konuşmamızda 2002 yılın- daki koşullarla (Kendi önünü tı- kayan kişi iktidar değil dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu idi) bu yılki koşulların aynı olmadığının altını çizdi. Kuv- vet komutanlıklarına atamaların usullerinin ve takdir makamlarının belli olduğunu anımsatan Başer, “Genelkurmay Başkanı, Başba- kan, Cumhurbaşkanı’nın yasal tak- dir yetkilerini kullanmasına dene- cek bir şey yok. Ama bu yetki sa- dece siyasi gerekçelerle kullanılı- yorsa o zaman doğru olmaz. Maa- lesef kamuoyundaki algılama son şûradaki bazı kararların siyasi ol- duğu yönündedir” dedi. Hükümetin Iğsız ısrarı karşısın- da ilk tepkiyi Kara Kuvvetleri Ko- mutanlığı için en güçlü isim ko- numundaki Jandarma Genel Ko- mutanı Orgeneral Atila Işık gös- tererek emeklilik dilekçesi verdi. Durumun “hükümet ile komuta kademesi arasında bilek güreşine” döndüğünü belirten Başer, “Ma- dem ki siyasi kanat, kendinde ‘o komutanla çalışmam bununla ça- lışırım’ deme hakkını görüyor, o za- man komutan arkadaşların da kendi durumlarıyla ilgili özgür ira- de ile karar verme hakları vardır” dedi. Yargı ile YAŞ iç içe girdi Bu yılki YAŞ toplantılarının en rahatsız edici yönünün “yargı süreçleriyle YAŞ sürecinin iç içe geçtiği” şeklinde bir izlenimin ortaya çıkması olduğunu vurgu- layan Başer, terfisi gündemde olan Balyoz sanıkları için YAŞ ön- cesinde yakalama kararı çıkarıl- ması, terfisi görüşülecekken Iğ- sız’ın ifadeye çağrılması gibi ge- lişmelerin bu algıya neden oldu- ğunu belirtti. Başer, “Hukuk her- kesi çağırabilir. Ama bu zaman- lamalar öyle denk geliyor ki fark- lı şeyler düşündürüyor insana. Ka- çak mı var da yakalama emri çı- kıyor YAŞ’tan önce? Bir emekli komutan zaten teslim olmaya gi- derken havaalanında tutuklanıyor. Görevdeki bir orgenerale top- lantı sırasında ‘ifade ver’ çağrısı geliyor. Bu zamanlamaların, YAŞ’ı etkilemeye yönelik olduğu yo- rumlarına ben de katılıyorum. Halbuki o kritik dönem geçtikten sonra halledilebilir bazı mesele- ler. Eğer gerçekten suçlu bulu- nurlarsa zaten yapılacak bellidir. O makamlarda oturamazlar. Ama ifade vermeye çağırarak o kişile- rin önünü kesmeyi planlıyorsanız bunun hem TSK içinde hem de toplumda endişe yaratması ka- çınılmazdır. Yargının siyaset ta- rafından kullanıldığı algısı tehli- kelidir, yanlıştır” dedi. Koşaner mağdur olur Ataması yapılmayan bir komu- tanın nasıl bir ruh hali içinde ola- cağı sorumuza ise Başer, “Tabii ki bunca yıl hizmet verdiğini düşü- nerek burukluk yaşayacaktır. Ama Hasan Iğsız yakından tanıdığım ol- gun bir arkadaşımızdır. Bu durumu fevkalade olgun ve ağırbaşlı kar- şılayacaktır. Hele hele kurumuna zarar verecek bir davranıştan ke- sinlikle kaçınacaktır” karşılığını verdi. Hükümetin TSK teamüllerine müdahalede ısrarcı tutumunun yaratacağı sakınca konusunda ise Başer şu uyarıları yaptı: “Tabii ki TSK başsız kalamaz. Bi- rileri sonunda o görevi alacaktır. Bu bir sorumluluktur. Ama hükümetin siyasi müdahale ısrarı önemli ya- ralar açar, fevkalade zarar verir. 1950’ler, 60’lar ve 70’lerde bu ol- muştur, sonuçları görülmüştür. Yaşanan süreçte en büyük zorlu- ğu yeni genelkurmay başkanı ya- şayabilir. Teamül şudur: TSK’de- ki atamalar konusunda personeli- ni en iyi tanıyan, kimin nereye gelmesini en iyi takdir eden kişi ko- mutandır. 30 Ağustos’ta Genel- kurmay Başkanı emekli olacak. Dolayısıyla bundan sonraki arka- daşımız en çok mağdur olacak ki- şidir. Beraber çalışmayı öngör- düğü kişiler o makamlara getiril- memiş olacaktır. Gelenlerle çalı- şamaz demiyorum ama ahenk içinde olmayabilir.” Siyaset elini çekmeli YAŞ toplantılarından dışarıya yansıyan havadan büyük üzüntü ve kaygı duyduğunu ifade eden Başer, “Siyasi irade elini dört alan- dan mutlaka uzak tutmalıdır: Eği- tim, yargı, din ve güvenlik güçle- ri. Askerin, polisin içine siyaset eli girmemeli. Bu kurumları kontrol gayreti oldukça tatsız sonuçlar vermiştir ve verecektir de. Şu an- da yaşanan da budur. TSK’nin saygınlığını, güvenilirliğini azalt- maya yönelik çabalar varmış gibi hissediyorum. Bundan sonrası için siyasi iktidarın TSK içinde da- ha da etkili olmaya çalışacakları en- dişesi taşıyorum. Bu ordu milletin ordusudur, yerine konacak başka bir ordu yoktur. Ama iddia edildi- ği gibi amaç kendi ordunuzu kur- maksa bunu da açıkça beyan edin, bilelim” diye konuştu. ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Başer: Hükümet TSK’den Elini Çekmeli [email protected] ‘Öz’ün yetkisi yok’ İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul Cumhuriyet Başsavcõsõ Aykut Cengiz Engin, milletve- killeri hakkõnda inceleme, so- ruşturma yapmak ve fezleke dü- zenlemek yetkisinin bizzat cum- huriyet başsavcõsõ veya onun gö- revlendireceği başsavcõ vekiline ait olduğunu belirterek “İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün bir milletvekili ve dola- yısıyla Deniz Baykal hakkında inceleme, soruşturma yapması ve fezleke düzenlemesi söz ko- nusu olamaz” dedi. Başsavcõ Engin, Savcõ Öz’ün, “Ergenekon” soruşturmasõ kap- samõnda adil yargõlamayõ etki- lemeye teşebbüs iddiasõna iliş- kin Baykal hakkõnda inceleme başlattõğõnõn sorulmasõ üzerine yaptõğõ açõklamada, Adalet Ba- kanlõğõ’nõn 20.01.2006 tarihli “yasama dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili işlem- ler” başlõklõ genelgesini anõm- sattõ. Genelge gereğince millet- vekilleri hakkõnda inceleme, soruşturma yapmak ve fezleke düzenleme yetkisi ve görevinin bizzat Cumhuriyet Başsavcõsõ veya onun görevlendirdiği baş- savcõ vekiline ait bulunduğunu belirten Engin, “Bu sebeplerle adı geçen cumhuriyet savcısı- nın Sayın Baykal hakkında in- celeme, soruşturma yapması ve fezleke düzenlemesi söz konusu olamaz” diye konuştu. İstanbul Barosu Başkanõ Mu- ammer Aydın, Öz’ün ve Baş- savcõ Aykut Cengiz Engin’in açõklamalarõna yönelik CNN Türk’e yaptõğõ değerlendirme- de, “Dokunulmazlığı kaldı- rılana kadar bir milletvekili hakkında bir işlem yapıla- maz. Zekeriya Öz’ün böyle bir yetkisi yok” dedi. Soruşturma gizliliğine dik- kat çeken Aydõn, Savcõ Öz’ün bizzat bu gizliliği ihlal ettiğini vurgulayarak 2007’den bu yana yapõlan hazõrlõk soruşturmala- rõnda sürekli olarak gizlilik ih- lalleri yapõldõğõnõ kaydetti. Çadırı hastalar kurtardı Beykoz-Paşabahçe Devlet Hastanesi’nde sendikal ör- gütlenme çalışmaları nedeniyle işten atılan ve 29 gündür hastane bahçesinde kurduğu çadırda eylemini sürdüren Türkan Albayrak’ın çadırına polis müdahale etti. Çevre- deki hastaların Albayrak’a destek vermesi sonucu polisler çadırı yıkamadı. Direnişe başladığı gün “İşten çıkarılınca eve gidip oturulmaması gerektiğini göstermek için bura- dayım” açıklamasında bulunan Albayrak, hastanedeki çalışma koşullarıyla ilgili şunları kaydetti: “Çok ağır şart- larda çalışıyoruz, doğru düzgün malzememiz yok. Temiz- lik işçisi olarak işe alınıyoruz ancak hastanede ameliyatın dışında her şeyi bize yaptırıyorlar. Bu ay işçi çıkarılacak, doğru çalışın, çalışmayanlar işten çıkarılır diye sürekli üzerimizde baskı kuruyorlardı. Baskılar nedeniyle temiz- lik işçisi olanlar gidip taşıma da yapıyor, hastaneyi su ba- sıyor o suyu boşaltıyor. Hiç kimse halinden memnun de- ğil. Koşulların iyileşmesi içinde sendikaya üye olmaya ka- rar vermiştik.” (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) 2023 VİZYONU! Harem selamlõk okul İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü, bölgesel, kültürel ve geleneksel sorunlar nede- niyle ortaöğretime erişimde ve devamlõlõkta yaşanan sorunun çözümü için kõz ve erkek öğ- rencilerin ayrõ okullarda oku- masõnõ önerdi. Türkiye’nin eğitimde 2023 vizyonunu çizeceği iddiasõyla düzenlenen 18. Milli Eğitim Şû- rasõ’nõn Ege Bölge Çalõştayõ’nda açõklanan İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü raporunda ayrõca, 8 yõllõk eğitimin 4’er yõllõk dö- nemler halinde, yaş gruplarõna göre ayrõlmasõnõ da önererek “İlköğretimde anasınıfından 8. sınıfa kadar okuyan öğren- cilerin gelişimleri, kazandırı- lacak değerler farklıdır. Öğ- renciler yaşlarına göre bölü- nerek farklı okullarda ders görebilir. Okulöncesi ve 1, 2, 3, 4. sınıflardan oluşan 5 yıllık okullar ve 5, 6, 7 ve 8. sınıflar- dan oluşan 4 yıllık okullar oluşturulabilir” denildi. İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ragıp Üye, raporun bağlayõcõlõğõ bulunma- dõğõnõ savunarak “Kente göçle gelenler, çocuklarını okula gön- dermiyor. Okulların ayrı ku- rulması önerisi, çocukları oku- la çekebilmek içindir” dedi. CHP’DEN TEPKİ ‘Sindirme operasyonu’ ANKARA / ÇEŞME (Cum- huriyet) - CHP Grup Başkan- vekili Akif Hamzaçebi, Deniz Baykal hakkõnda Ergenekon savcõsõ Zekeriya Öz tarafõndan inceleme başlatmasõnõ “muhalif güçleri sindirme operasyonu” olarak değerlendirdi. Hamzaçe- bi, “Savcıya şunu sormak iste- rim; ‘Ergenekon davasõnõn sav- cõsõyõm’ diyen Sayın Başba- kan hakkında acaba hangi iş- lemi yapmıştır? Erzincan sav- cısını arayan Başbakan Yar- dımcısı Cemil Çiçek hakkında acaba hangi işlemi yapmıştır? AKP, yargıyı, ülkenin kurum- larını şekillendirmede bir sopa olarak kullanmak istenmekte- dir. Türkiye faşizme götürül- mek istenmektedir” dedi. ‘Her olayda Öz devrede’ İzmir’in Çeşme ilçesinde tati- lini geçiren Baykal’õ ziyaret eden CHP milletvekili Yılmaz Ateş de “Deniz Baykal hakkında açılan soruşturma çok saçma, deli saçması bir girişim” dedi. Öz’ün yetkisiz olduğunu vurgu- layan Ateş, “Bu, özel yetkili mahkemelerin Türkiye’de sınır tanımaz yetki kullandığının bir göstergesi. Demokles’in kı- lıcı gibi her olayda Zekeriya Öz devreye sokuluyor” dedi. Başsavcõ Engin, milletvekilleri hakkõnda inceleme, soruşturma yapmak ve fezleke düzenlemek yetkisinin cumhuriyet başsavcõsõ veya vekiline ait olduğunu söyledi Baykal’dan Orgeneral Işık’a destek ÇEŞME (AA) - Çeşme’de tatilini geçiren eski CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, YAŞ karar- larõ sonrasõ emekliliğini isteyen Jandarma Genel Komutanõ Orgeneral Atilla Işõk’a destek verdi. Baykal, Orgeneral Işõk’õn dik bir duruş sergiledi- ğini ifade ederek, “Anladõğõm kadarõyla kendisi gerçekten toplumumuza büyük, olumlu yansõ- masõ olacak bir davranõş sergilemiştir. Bir hak- sõzlõğõn sonucunda çok önemli ve saygõdeğer bir konuma gelmeyi kabul etmemiştir” dedi. İtirazlar için yine karar çıkmadı İstanbul Haber Servisi - Balyoz davasõ sanõğõ eski kuvvet komutanlarõ emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Orgeneral İbrahim Fõrtõna, emek- li Orgeneral Özden Örnek’in de aralarõnda bu- lunduğu 102 asker hakkõndaki yakalama kararla- rõna yapõlan itiraz dün de sonuçlanmadõ. Talep- leri reddedilen sanõklardan emekli orgeneraller Doğan, Fõrtõna, Örnek ile emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, emekli Albay Mümtaz Can ve Albay Abdullah Zafer Arõsoy bir üst mahkeme olarak İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Gazetecileri ilgilendiren değişiklik İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), CMK’de yapõlan değişiklikle gazetecilere 2 yõlõ kadar verilen hapis cezalarõn- da “hükmün açõklanmasõnõn geri bõrakõlmasõ” kuralõnõn uygulanmasõnõn sanõğõn uygulamayõ kabul etmesine bağlõ hale getirildiği ve sanõkla- rõn Yargõtay’a başvuru hakkõnõn tanõndõğõna dik- kat çekti. Ceza alan gazetecilerin de 9 Ağustos Pazartesi gününe kadar itiraz haklarõ var. Tayin edildi, intihar etti Haber Merkezi - Osmaniye’de Orman İşletme Müdürü olan Mustafa Eroğlu, hakkõndaki soruş- turma nedeniyle Adana Orman Bölge Müdürlü- ğü’ne mühendis olarak tayin edildi. Eroğlu; aile- sine, “Bu yükü kaldõramõyorum” notunu bõrak- tõktan sonra çok sayõda ilaç içip intihar etti. Haber Merkezi - Ağrõ, Diyarbakõr, Van ve Hakkâri’de PKK’li teröristlerle güvenlik güçleri arasõnda çatõşma çõktõ. Çatõşmalarda 1 asker şe- hit olurken 1 asker ve 2 polis yaralandõ. 6 terö- ristin etkisiz hale getirildiği operasyonlarda böl- geye çok sayõda takviye ekip gönderildi. Ağrõ’nõn Doğubeyazõt ilçesinin dağlõk arazi kesiminde, arazi arama ve tarama çalõşmasõ yapan güvenlik güçleriyle, teröristler arasõnda çatõşma çõktõ. Çõkan çatõşmada 1 asker şehit olurken, bölgeye çok sayõda asker ve Skorsky tipi helikopterler sevk edildi. Diyarbakõr’õn Dicle ilçesinde İlçe Emniyet Amirliği binasõnõn arka tarafõ ile polis noktasõ- na teröristlerce düzenlenen silahlõ saldõrõda ise bir asker hafif yaralandõ. Diyarbakõr’õn Ergani ilçesine 2 kilometre uzaklõktaki İlçe Trafik Müdürlüğü yakõnlarõnda durdurulan şüpheli araçta da yapõlan incelemede bomba bulundu. Olayla ilgili 2 kişi gözaltõna alõndõ. Van’õn Çaldõran ilçesinde ise terör örgütü PKK üyeleri, yakõnõndaki inşaattan İlçe Emni- yet Amirliği’ne taciz ateşi açtõ. Çatõşmada 3 terörist etkisiz hale getirilirken İlçe Emniyet Amiri ile 1 polis memuru hafif yaralandõ. Hakkâri’ye 7 kilometre uzaklõktaki Helin Vadisi’nde çõkan çatõşmada ise 1’i kadõn 3 te- rörist etkisiz hale getirildi. Şõrnak’õn Silopi il- çesinde ise terör örgütünün Irak’taki kampla- rõndan kaçan 6 terörist teslim oldu. 6 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ Ağrı’da1asker şehit oldu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle