19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] CMYB C M Y B PARA-META-PARA MUSTAFA SÖNMEZ Çakma İhracatçı Sektörler… Ekonomik performansın kıstası sayılan, bir tür kutsanmış sözcük olan “ihracat”ın üstündeki şalı çekip atmak, gerçek muhtevasını sergilemek gerek. Çarşamba günkü yazımda söz ettiğim “Çakma ihracat”ı biraz daha teşhir etmek yerinde olacak. İhracatçı gibi görünüp gerçekte ise ithalatı. ihracatının üstünde olan sektörlere “çakma ihracatçı” diyoruz. Neler var bunların arasında? Önce şunu hatırlatalım: Türkiye 2000 sonrası muazzam bir dış ticaret patlaması yaşadı. 2000- 2009 döneminde Türkiye’nin dış ticaret hacminin 1 trilyon 750 milyar dolara çıktığını görüyoruz. Bu, yılda ortalama 175 milyar dolarlık dış ticaret hacmi demek. 2000’de 78 milyar dolar olan dış ticaretin, 2008’de 334 milyar dolara çıkması yüzde 328 artış demek!… Küresel kriz öncesinin likidite bolluğu, bu patlamada en önemli etken. Muazzam bir ithalat, “patlayan” bir ihracat ve bu dış ticaret rüzgârıyla yıllık yüzde 7’leri bulan bir büyüme dönemi… Peki elde ne var? Elde, büyümeyle birlikte 397 milyar dolara ulaşan büyük bir dış ticaret açığı, dış açığı finanse etmek için yükselmiş dış borç stoku, dış kaynağa artan bağımlılık ve deforme olmuş bir sanayi yapısı var. Ama en çok da ithalat bağımlılığı artmış sektörler var. Bunlardan bazıları ihracatçı gibi görünüyor, ihracat rakamları küçük değil, ama ithalatları öyle büyük ki… Dış ticarete konu sektörlerin başında demir-çelik ağırlıklı ana metal sanayi var. Toplamdaki payı yüzde 12. 2000 sonrası ithalatı, ihracatının çok üstünde ve bütün ihracatçı görüntüsüne karşı 38 milyar net ithalatçı bir sektör. Otomotiv, dış ticarete konu malların yüzde 11’ini oluşturuyor. İthalatı da var, ihracatı da. Ama yine de 2000 sonrası 2 milyar dolar net ithalatçı görüntüsünde. Dış ticaretin üçüncü önemli sektörü kimya da yüzde 11 paya sahip ve tam bir net ithalatçı sektör. 2000 sonrasını 130 milyar dolar net ithalatla kapatmış. Petrol, ister ham petrol, doğalgaz biçiminde, isterse işlenmiş olarak Türkiye’nin net ithalatçı olduğu bir sektör olarak kendini belli ediyor. Teknoloji ağırlıklı, katma değeri yüksek sektörlerde de Türkiye net ithalatçı. Makine-teçhizat, tıbbi aletler, televizyon, haberleşme araçları, bilgi işlem makineleri, elektrikli makineler, kâğıt sektörlerinde Türkiye ihracatçı görünse de “net ithalatçı”… Geriye ne kalıyor? Net ihracatçılar. Yani ihracatı, ithalata ağır basanlar. Onlar hangileri? Başta giyim ve tekstil. Bu iki sektörün 2000 sonrası dış ticarete konu mallardaki payları yüzde 12’ye yakın ve toplamda 123 milyar dolar net ihracat gerçekleştirmişler. Ancak tekstilde ithalat eğilimleri hızlı. Net ihracatçı sektör listesinde ikinci sırada gıda-içecek var. Bu sektörün toplamdaki payı yüzde 3.5’e yakın ve 2000 sonrası 17 milyar dolara yakın net ihracat performansı göstermiş. Yine de yılda 2 milyar dolar ithalat yapıyor. Çimento- seramik, bir başka net ihracatçı. Metal eşya, mobilya, plastik-kauçuk, bazı maden üretimleri net ihracatçı olduğumuz diğer sektörler. Özetle, Türkiye, ihracatçı ülke profilinin aksine net ithalatçı bir ülke. Net ihracatçı olduğu sektörler, geleneksel sektörler: Tekstil-konfeksiyon, gıda. Çimento ve seramikte net ihracatçı olmuş. Mobilya, lastik-plastikte de ihracatı ithalatının üstünde. Otomotivde, net ihracatçı duruma geçmenin eşiğine gelmiş. En önemli değişimi bu. Bunların dışında başta petrol-enerji sektöründe olmak üzere net ithalatçı. Kimyada müthiş net ithalatçı. Katma değeri yüksek, teknoloji ürünlerinde de net ithalatçı. Bu da bize hangi sektörlerin çakma ihracatçı, hangilerinin gerçek ihracatçı olduğu konusunda yeterli bir bilgi vermiş bulunuyor. [email protected] http://mustafasnmz.blogspot.com DIŞ TİCARETTE BAŞLICA SEKTÖRLER VE NET İHRACATÇI DURUMLARI (2000-2009, Milyon $) 2000-09 2000-09 Dış.Tic Pay Net ithalat ihracat Hacmi % İhracat Ana Metal Sanayi 123.902 85.354 209.257 11.96 -38.548 Motorlu Kara Taşıtı 96.309 94.404 190.713 10.90 -1.904 Kimyasal Ürünler 158.961 28.592 187.553 10.72 -130.369 Makine ve Teçhizat 108.920 48.788 157.708 9.01 -60.132 Ham petrol d.gaz 138.228 193 138.421 7.91 -138.034 Tekstil Ürünleri 35.873 79.625 115.498 6.60 43.752 Giyim Eşyası 8.621 87.926 96.547 5.52 79.305 Kok, Petrol Ürünleri 60.112 25.503 85.615 4.89 -34.609 Elektrikli Makineler 39.228 23.652 62.881 3.59 -15.576 Televizyon, Haber, C. 41.277 21.570 62.847 3.59 -19.707 Tarım ve Ormancılık 31.858 28.871 60.729 3.47 -2.987 Gıda ve İçecek 20.969 37.915 58.884 3.37 16.945 Metal Eşya Sanayi 18.844 26.317 45.161 2.58 7.473 Plastik ve Kauçuk 20.292 24.446 44.738 2.56 4.154 Diğer Ulaşım Arc. 19.199 17.117 36.316 2.08 -2.082 Diğer sektörler* 124.455 72.227 196.682 11.24 -52.228 Toplam 1.047.048 702.502 1.749.550 100 -396.775 (*) Çimento, tıbbı aletler, mobilya, kâğıt. maden kömürü, deri, maden, basım, tütün, balıkçılık Şimşek’in mali kural açõklamasõ, hükümetin seçim ekonomisine yöneleceği endişesini doğurdu Ekonomi Servisi - Hazõrlõklarõ bir yõl süren, Devlet Ba- kanõ Ali Babacan tarafõndan açõklamasõ yapõlan mali kuralõn ekimde yasalaşamayacağõ, hükümetin en yetkili ağõzlarõndan biri tarafõndan açõklandõ. Bu da kamuoyunda ilk açõklandõğõnda, ‘bir yıl içinde seçime gidecek bir hükümetin böyle bir kuralı yasalaştırması zor’ yorumlarõnõ haklõ çõkarõrken, hükümetin seçim eko- nomisi için kesenin ağzõnõ açacağõ endişelerini de güçlendirdi. Orta vadede Türkiye’nin bütçe açõğõnõ, milli gelirin yüzde 1’ine indirecek ve yõllõk büyüme hedefleri- ni de yüzde 5 olarak be- lirleyen mali kuralõn ya- salaşmasõ bir başka ba- hara kaldõ. Reuters’in haberine göre, Helsinki’de bir ba- sõn toplantõsõ yapan Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek, ma- li kural yasa tasarõsõnõn, Meclis ekim ayõnda toplandõğõnda, gündeme gelmeyebileceğini söyledi. Piyasa hoşlanmamıştı Önceki gün Helsinki’de işadamlarõnõn katõldõğõ bir ba- sõn toplantõsõ yaparak, “Mali kredibilitemizi güçlen- dirmek bizim için çok önemli. Mali kural taahhüdü- müzden vazgeçmedik, taahhüdümüz duruyor... Bir süre sonra yeniden ele alınacağını umuyorum” diyen Şimşek, hükümetin seçim döneminde daha rahat dav- ranabileceği mesajõnõ da verdi. Resmi olarak açõklanmasa da ertelemenin ilk sin- yallerinin geldiği temmuz ortasõnda piyasa söz konusu durumdan rahatsõz olmuş, hatta borsada düşüş ya- şanmõştõ. Piyasa uzmanlarõ bu ertelemenin mali ku- ral uygulamasõnõ 2012’a taşõyabileceği korkusunu ta- şõdõklarõnõ açõklamõş, mali kuralõn, 2011 bütçesine ye- tişmeme riskine dikkat çekmişlerdi. Açõklamanõn negatif anlamda bir sürprize neden ol- duğunu söyleyen piyasa uzmanlarõ, bunun mali pi- yasalar açõsõndan olumsuz bir sinyal olacağõnõ ve pa- ra politikasõ uygulayõcõlarõ tarafõndan da dikkate alõ- nacağõ uyarõsõnda bulundu. Ekonomi Servisi - Türkiye’nin ihracatõn- da bir eksen kaymasõ olup olmadõğõ konu- sundaki tartõşmalar alevleniyor. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araş- tõrmalar Merkezi’nin (BETAM) bir araştõr- masõna göre, kriz sürecinde Türkiye’nin ih- racatõnda bir “eksen kayması”ndan bahset- mek pek de mümkün değil. BETAM’õn Dr. Zümrüt İmamoğlu tara- fõndan hazõrlanan “AB Pazarında Türkiye ve Rakipleri” konulu araştõrma notuna gö- re, Avrupa, Güney Amerika ve diğer ihracat pazarlarõnda kaydedilen gelişmeler, söz ko- nusu bölgelerin krizden ne kadar etkilendiğine bağlõ olarak değişti. Son günlerde büyük tartõşma yaratan Türkiye Ekonomi Politikalarõ Araştõrma Vakfõ’nõn (TE- PAV) “AB pazarındaki ihracat kayıpları” ad- lõ politika notunda, Türkiye’nin AB’deki pazar payõnõn kriz süresince düştüğü ve giyim, teks- til, otomotiv ve elektrikli makine alanlarõnda ra- kiplerine karşõ pazar kaybõ yaşadõğõnõn not edil- diği hatõrlatõlan BETAM araştõrmasõnda özetle şu noktalar vurgulanõyor.  Doğrudur; TEPAV’õn da belirttiği gibi Tür- kiye’nin AB’ye yaptõğõ ihracat Ekim 2007- Mart 2008 ile Ekim 2009-Mart 2010 arasõnda yüzde 19 azaldõ. Türkiye’nin AB’deki pazar pa- yõ yüzde 1.14’ten yüzde 1.10’a geriledi.  Ancak, Türkiye’nin en fazla ihracat yaptõ- ğõ 5 sektörden sadece birinde, giyim eşyasõnda pazar kaybõ oldu. Bunun dõşõnda kalan tüm sek- törlerde Türkiye’nin pazar payõ arttõ. AB’nin toplam ithalat talebi kriz öncesine göre yüzde 15 geriye düştü. Bir krizde önce tüketim eşyalarõnõn talebi düşer. Türkiye’nin en çok ihraç ettiği ürünler de bunlardõr. Tam bir analiz yapabilmek için kriz etkisinin geç- mesini beklemek gerekir.  Söz konusu dönemde Türkiye’nin AB’ye ihracat toplamõnda binde 4’lük bir gerileme var. Bu da giyim eşyasõ sektöründe AB’deki pazar payõmõzõn yüzde 7.73’ten 7.05’e düşmesinden kaynaklanõyor. Buna karşõlõk otomotiv dahil di- ğer kalemlerde artõşlar söz konusu.  Genelinde bakarsak Türkiye, bu süreçte AB pazarõndaki payõnõ giyim eşyasõ sektörü haricinde korudu. Dünyanõn diğer bölgelerine olan ihra- catõnõ ise arttõrdõ. Bu, krizin bu bölgeleri AB’den daha az etkilemesinden kaynaklandõ. Örneğin, kriz sürecinde AB’nin dõş talebi yüzde 16 aza- lõrken Güney Amerika’nõnki sadece yüzde 2 azal- dõ. Türkiye’nin bu bölgeye ihracatõ ise aynõ dö- nemde yüzde 48 arttõ. Yine krizden daha az et- kilenen Ortadoğu bölgesine ihracatõmõz yüzde 17, Asya’ya ise yüzde 30 arttõ. Denizbank’ın net kârı yüzde 24 arttı Ekonomi Servisi - DenizBank’õn 2010 yõlõ ilk yarõ konsolide net kârõ, bir önceki yõla göre yüzde 24 artarak 327 milyon TL olarak gerçekleşti. Deniz- Bank Finansal Hizmetler Grubu Baş- kanõ Hakan Ateş, “Bu yılın ilk yarı- sında sağlıklı ve kârlı büyümemizi sürdürdük” dedi. Bankadan yapõlan açõklamaya göre Ateş, değerlendirmesinde grupla ilgi- li şu gelişmelere dikkat çekti:  Konsolide aktifler 2009 yõlsonu- na göre yüzde 11 artarak 28 milyar 908 milyon TL’ye yükseldi.  Konsolide özkaynaklar bir yõl ön- cesine göre yüzde 25, yõlsonuna göre yüzde 10 büyüyerek sektör ortalama- sõnõn üzerinde bir artõş ile 3 milyar 270 milyon TL’ye çõktõ.  Konsolide sermaye yeterlilik ras- yosu ise yüzde 15.90 olarak gerçekleşti.  Müşteri mevduatõ konsolide baz- da yüzde 13 oranõnda artarak 16 mil- yar 616 milyon TL’ye yükseldi. Kon- solide krediler de yüzde 13 oranõnda ar- tarak, 20 milyar 884 milyon TL’ye yükseldi.  2010 yõlõnõn ilk yarõsõnda yakla- şõk 1000 kişiye iş olanağõ sundu ve Ha- ziran sonu itibarõyla 9.052 denizcimiz ile yeni başarõlara yelken açtõk. Yõl so- nuna kadar 50 yeni şube açõlacak. Sezon Pirinç pilavı renklendirdi Ekonomi Servisi - Sezon Pirinç, İtalya’da üretilen ve kökeni Himala- yalar’a kadar uzanan kõrmõzõ pirinci ve Peru’nun siyah kuru fasulyesini ra- mazan öncesinde tüketiciye sundu. Değişik damak tatlarõ arayanlara özel ürünler sunmayõ hedefleyen Se- zon Pirinç, risotto ve siyah pirinçten sonra şimdi de kõrmõzõ pirinç ve siyah kuru fasulye ile sofralarõ renklendirdi. Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanõ Mehmet Erdoğan’õn ver- diği bilgiye göre, yeni ürünler yarõm kiloluk ambalajlarda satõlacak. İtal- ya’da üretilen Ermes kõrmõzõ pirin- cinin rengini içeriğindeki bazõ seb- ze ve meyvelerde bulunan ve yüksek antioksidan özelliğe sahip antosianin maddesinden aldõğõnõ ifade etti. Erdoğan, geçen yõl pirinç tüketi- minin 600 bin tona ulaştõğõnõ, bunun 400 bin tonunun yerli üretimle kar- şõlanõrken 200 bin tonunun ithal edil- diği bilgisini de verdi. Bu yõl pirinç üretiminin 400 bin tonu aşmasõ bekleniyor. Ekonomi Servisi - Türkiye’nin dõş po- litikasõ ve ekonomik ilişkilerinde eksen kaymasõ tartõşmalarõ TÜSİAD’õn Görüş dergisinde ele alõndõ. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanõ Ümit Boyner, yeni küresel dengeler kapsamõnda Türki- ye’nin dõş politika eğilimlerini değer- lendirirken küresel refah dengesine uyum gösteren bir dõş politikadan bah- setmek gerektiğinin altõnõ çizdi. “Sarkaç Doğu’ya kayıyor: Türkiye sürüklüyor mu, sürükleniyor mu?” kapak sloganõyla çõkan TÜSİAD’õn Gö- rüş dergisinin yeni sayõsõnda Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu ile yapõlan söyleşiye yer verildi. Kapak konusuna bir makale ile katkõda bulunan Boyner, Türkiye için ekseni kayan bir dõş poli- tikadan ziyade, küresel refah dengesine uyum gösteren bir politikadan bahsetmek gerektiğini belirtti. Boyner, “Kürede değer yaratma eğilimi bariz bir şekilde Doğu’ya ka- yıyor. Dünyanın değer yaratan alanları artık nispi olarak Türki- ye’nin batısından doğusuna doğru ilerlemiş durumda. Üstelik bu ge- lişmede hiç şaşırtıcı bir unsur yok” ifadelerini kullandõ. TÜSİAD Yöne- tim Kurulu Başkanõ konuyla ilgili olarak, şu noktalara dikkat çekti: Ekonomik birimler olarak, tü- ketici, işveren, işçi olarak, Türki- ye’yi sürdürülebilir yatõrõm ve ti- caret kanallarõndan uzaklaştõran dõş politika tercihlerini benim- seyemeyiz. Ancak iyi bildiğimiz bir- kaç konu var: Birincisi, Batõ- Doğu salõnõmõ sürecinde, Tür- kiye’yi bölgesel güç olma düzeyine taşõyan temel öğe, bölge ülkelerine göre ne- redeyse bir asõrlõk farkla kurma yoluna girdiği, demokrasi, laiklik ve piyasa ekonomisine dayalõ sistemdir. Turkcell’in geliri 2.24 milyar TL’ye çıktı BETAM:Türkiye’ninihracatõndaeksenkaymasõyok İhracatta eksen kaymasõ tartõşmalarõ da kõzõşõyor. TEPAV’õn ‘AB pazarõnda ihracat kayõplarõ’ araştõrmasõndan sonra bir çalõşma yapan BETAM, “Evet, AB pazarõnda küçük bir düşme var ama bu AB’deki talep düşüklüğünden. Krizden az etkilenen diğer pazarlarda durum iyi” sonucuna vardõ. Sürüklenmeden refahtan pay kapalõm TÜSİAD’õn ‘Görüş’ dergisi ağustos sayõsõnda dõş ilişkilerde eksen kaymasõ tartõşmasõnõ ele aldõ Boyner, eksen kaymasõ tartõşmalarõna değinirken olayõn küresel refah dengesi açõsõndan değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Boyner, “Türkiye’yi sürdürülebilir yatõrõm ve ticaret kanallarõndan uzaklaştõran dõş politika tercihlerini benimseyemeyiz” ifadesini kullandõ. 6 AĞUSTOS 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 Bakandan itirafŞimşek, haziranda yasalaşmasõ beklenen, ancak seçim tarihi yaklaştõkça ötelenen mali kuralõn ekimde de Meclis gündemine gelmeyebileceğini söyledi. Turkcell 2010’un ikinci çeyreğinde toplam gelirlerini 2.24 milyar TL’ye çıkardı. Turk- cell’in ikinci çeyrekteki net kârı da geçen yı- lın aynı dönemine yüzde 8.5, bu yılın ilk çey- reğine göre de yüzde 1.1 artarak 422 milyon TL oldu. İkinci çeyrek sonuçlarını açıkla- mak üzere düzenlenen basın toplantısında konuşan Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, mobil data ve servis gelirlerindeki yüz- de 79 büyümenin yanı sıra grup şirketlerinin yüzde 34 artan gelir katkısıyla Turkcell’in gelirlerini yüzde 1.7 arttırarak tarihinin en yüksek ikinci çeyrek gelirine ulaştığını söyle- di. Turkcell’in 2004-2009 arası dönemde 5.6 milyar TL yatırım yaptığını vurgulayan Ci- liv, “Yatırım ektik, kapsama alanı ve kalite biçtik. Şimdi yatırımların getirisini almaya başladık. Bu yıl da 500 milyonu Superonline olmak üzere dış yatırımlarla 2 milyar TL’lik yatırım hedefliyoruz” dedi. Turkcell’in sekiz ülkede 62 milyon abonesi olduğunu belirten Ciliv, sürekli faturalı abonelere odaklandık- larını ve son çeyrekte 450 bin yeni faturalı abone kazandıklarını ifade etti. Ümit Boyner
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle