19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 2010 CUMA 18 SPOR BASKET YORUM / AHMET KURT Gizli Madde! Basketdergisi.com’un ‘medyada basket’ bölümünde yayımlanan ‘uzuuun’ bir röportaj okudum. Gerçekten de çok uzundu ama inanın bana her satırı dolu doluydu... Ergin Ataman ile bu içten söyleşiyi NTVSPOR.net’te Eyüp Yıldız ve Gökçe Başaran ile yapmış. Bravo çocuklara, bravo Ergin’e! Sorular bilgi dolu, yanıtlar ise korkusuz ve samimiydi... Bülbülün çektiği dilinin belası. O röportajda Ergin yine ağzına geleni söylemiş. Taşları yerinden oynatmış ama bence, kimse kızmamalı bizim agresif koça. O, önce çuvaldızı kendisine batırmış. Sonra.. İnce ince işlemiş iğneyle... Her konuya girmiş. Değirmenlere saldırmış. Efes Pilsen’deki son yılından başlayıp, altyapısına kadar inmiş. Ulusal takımı ve devşirme Emir Preldzic konusunu kurcalamış. Rakocevic ile yaşadıklarını anlatmış. Günah çıkarmış... Efes Pilsen’in Başkan’ı Tuncay Özilhan mutlaka okumalı bu söyleşiyi. Okumalı ve üzerinde düşünmeli... Basketbol Federasyonu’nun Başkanı Turgay Demirel ise mutlaka okumuştur o yazılanları. Okumuş ve kudurmuştur çünkü takıntılıdır bizim başkan: Ergin Ataman ‘tanrı birdir’ dese, Turgay kendisine çok tanrılı bir din arayabilir. Oysa.. Bence.. Doğru şeyler söylemiş deneyimli teknik adam. Gerçekten de ulusal takımımıza sınıf atlatacak bir oyuncu değildi Preldzic. Neden devşirildi o halde? Apar topar vatandaşlık verdiğimiz bu oyuncuyu neden oynatamıyoruz ulusal takımda? Bu soruyu bizim gazeteden Can İşbakan Adidas İstanbul Cup basın toplantısında Federasyon Asbaşkanı İmran Işıldar’a yöneltmiş. O da topu Ali Özsoy’a atmış. İşte yanıt: “FIBA Genel Sekreteri yeşil ışık yakınca vatandaşlık işlemlerini hemen başlattık. O aşamada bazı gizli maddeler ortaya çıktı. İzni alamadık.”(Bkz. Basketdergisi.com “Gizli madde ne?” başlıklı yazı) Evet! Sahi.. Nedir bu gizli madde? Eskiden tapu dairelerinde yabancı uyrukluların karşısına bir ‘gizli kararname’ çıkardı. Onun gibi bir şey mi bu? Eğer öyleyse.. Neden Bakanlar Kurulu’nun önüne götürüldü Emir dosyası? Suçtur bu! Ah! Eğer şu ‘gizli madde’nin anlamı “Biz gizli gizli yürüttüğümüz pazarlıklar sonucunda para konusunda FIBA Genel Sekreteri ile anlaşamadık” ise durum daha da vahim demektir. Ne alıp ne satıyorsunuz beyler? Neden gizli yapılıyor bu işler? Ne demektir gizli madde? Gizlice yürüttüğünüz FIBA Başkanlığı operasyonu (ödemeleri) fiyaskoyla sonuçlandı. Onun gibi bir şey miydi bu? Neyse! Şu Dünya Şampiyonası hele bir bitsin. Hesap soracağız hepinize... e-posta: [email protected] F.Bahçe-Young Boys maçından bir gün önce FB TV’de Burcu Ayhan ile yapılan röportajı izledim. Genç atlet henüz 20 yaşında ve F.Bahçe Kulübü’nün sporcusu. Burcu, Barcelona’daki Avrupa Şampiyonası’nda ülkemizi başarıyla temsil etmiş, yüksek atlamada 1.92’lik derecesiyle finale kadar gelmişti. Ancak finalde istediğine ulaşamadı. Hiç önemli değil. Burcu daha çok genç. Pırıl pırıl bir kız. Önü açık, yapacağı o kadar çok iş var ki. Gelecekte isminden de çok söz ettirecek. Ben bu ışığı gözlerinden aldım. Burcu’nun üzerinde Sarı - Lacivertli bir tişört vardı. Belli ki bu idman giysisiydi. Konuşma sırasında tişörtünü eliyle tutarak, “Bunun üzerimdeki ağırlığını biliyorum. Bu ağırlığı taşımalıyım. Bu üzerinizdeyken başarılı olmak zorundasınız, başarısız olursanız hiçbir şeyin önemi kalmaz. Ben bunun bilincindeyim, biliyorum ki herkes bizlerden başarılar bekliyor. Bizim de görevimiz bunu çok çalışarak gerçekleştirmek” dedi. Helal olsun sana Burcu. Daha kulübün kapısından içeriye gireli iki yıl gibi kısa bir süre de olsa sen, F.Bahçe formasının büyüklüğünü anlayabilmişsin. Ama diğer taraftan yıllar geçse de üzerlerine giydikleri formanın önemini, ağırlığını bilmeyenler de var. Örnek için tereddüt etmeden futbolcuları göstereceğim... Çünkü F.Bahçe Spor Kulübü’nde bir tek onlar bilmiyorlar bu formanın ağırlığını. Oysa bu formayı giymek öyle herkese nasip olmaz. Bakıyorum da geçen yıl neyseler bu yıl da öyle. Bir Avrupa maçına çıkılacak, hepsi işin ciddiyetinden uzak, hepsi ayrı ayrı havalarda, sahada koşan yok, mücadele eden yok, pres yapan yok, şut atan yok. Ne anladım ben bu işten. İnsanda bir kıpırdanma olur. Çıkıp bir maç oynayacaksın,İsviçre’den de avantajlı dönmüşsün; bırak kazanmayı beraberlik dahi yetecek. Ama oynayacaksın, koşacaksın; yürümeyeceksin.Yürüyerek maç kazanılır mı? Kazanılmaz. Şans faktörü de her zaman sizin yanınızda olmaz. Yazık değil mi tribündeki taraftara. Hiç hakkınız yok onları üzmeye, ağlatmaya. Santos hemen gitmeli Aykut’un yerinde olsam hemen Santos’u gönderirim. Adamın bölgesi her maçta yol geçen hanı. Hadi topu kaptırdın, koşsana. Tribündeki seyirci gibi ne olacağını izliyor. Futbol böyle mi oynanır? Biraz ağır olacak ama oynarmış gibi yapıp oynamayan bir ‘sahtekar’. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Bana kalsa Santos’u gönderileceklerin en başına koyarım. Fazla düşünmeye hiç gerek yok. Bu bölgede Caner ve Uğur var. Alex de başka bir facia. Her maç F.Bahçe sahaya 10 kişi çıkıyor. Yahu adam, bir kez de koş, mücadale et. Maç çıkışında küçük bir kız çocuğu babasına soruyor: “Bu Alex duran toplara gelip vurmaktan başka bir şey yapmaz mı?” Baba zaten sinir küpü, kızına ‘sus’ diyerek geçiştiriyor konuşmayı. Yanındaki Dia’ya bir top dahi atmadı. İster mi başarılı olmasını. Yerine artık birisi adapte edilmeli. Peki Cristian ne iş yapar? Bırakın bunları gitsinler. Sıkmaya başladılar. Bulmuşlar böyle bir çiftlik at koşturuyorlar. F.Bahçe kaybetmiş, umurlarında bile değil. Olan bizim çocuklara oluyor. Forvete oyuncu alınacaksa alınsın, alınmalı da. Semih’le Gökhan’ın çözüm olacaklarını hiç sanmıyorum. Aykut birçok değişikliğe imza atacak, buna inanıyorum. Sakatlar dönsün, gidecekler belirlensin, bir iki takviye yapılsın F.Bahçe tepeden tırnağa değişecek. Son sözüm kaleci Volkan’a; büyük kalecisin, formanın hakkını takımda belki de yalnızca sen veriyorsun. Maçtan sonra bulunduğun yere çöküp ağlarken neler düşündüğünü tahmin edebiliyorum. Sen çalışmana devam et. Çünkü arkandan gelen ikinci bir Volkan yok. F.Bahçe’nin sana hep ihtiyacı olacak. Unutma ki bu takımın gerçek kaptanı Alex değil sensin. GÖRÜŞ HİLMİ TÜRKAY Burcu Formanõn Ağõrlõğõnõ Biliyor, Peki ya Futbolcular? Fatura Sambacılara Fenerbahçe’de Brezilyalõ oyuncular kredilerini tüketiyor ALİCAN SEZER F.Bahçe’nin bu sezon sahasõnda oynadõğõ ilk karşõlaşmada Young Boys’a 1-0 yenilerek Şampiyonlar Ligi’ne 3. ön eleme turunda veda etmesi, Sarõ - Lacivertli kulüpte bardağõ taşõrdõ. Başkan Aziz Yıldırım’õn karşõlaşma sonrasõnda büyük üzüntü yaşadõğõ ve sahadaki futbolculara sinirlendiği görülürken yakõn çevresine, “Takıma milyon Avrolarca yatırım yapıyoruz. Chelsea’den bile transfer yaptık ancak sergilenen futbol ortada. Takımda bazı şeylerin değişmesi lazım” dediği kaydedildi. Başkan Yõldõrõm, takõmdaki Brezilyalõ futbolcular için bu ifadeleri kullanõrken teknik direktör Aykut Kocaman da maç sonrasõ yaptõğõ toplantõda faturayõ Cristian, Santos, Bilica ve Alex’e kesti. Özellikle Young Boys karşõsõndaki performansõyla sõk sõk taraftarlarõn tepkisine maruz kalan Cristian ve Santos’a, deneyimli teknik adamõn son bir şans vereceği ifade edildi. Futbolculara sert uyarı F.Bahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman da, Sarõ - Lacivertli takõmda değişikliğe gideceğinin sinyallerini verdi. Kaptan Alex dahil takõmda kimsenin yerinin garanti olmadõğõnõ belirten deneyimli teknik adam, dün futbolcularõyla yaptõğõ toplantõda sert uyarõlarda bulundu. F.Bahçe’de arka arkaya oynanan 3 karşõlaşmada da kõrmõzõ kart görülmesi, yeni sezon öncesi endişe yarattõ. Bu arada uzun zamandõr takõmdan ayrõ çalõşan Güiza dünkü idmanda yer alõrken İspanyol oyuncu hakkõnda Getafe Başkanõ Angel Torres’in “O, F.Bahçe’den ayrıldı. Para kaybederek bedava gelmeye karar verdi” açõklamasõ şaşkõnlõk yarattõ. Bu arada Alex, “Biz futbol oynamıyoruz, sadece rakibin peşinden koşuyoruz” diyerek özeleştiride bulundu. F.Bahçe’nin taraftar sitesi antu.com’da günlük olarak yapõlan ‘Taraftarın nabzı’ anketinde, teknik direktör Aykut Kocaman’a ilk göreve geldiğinde duyulan yüzde 76’lõk güven, Young Boys mağlubiyetinin ardõndan yüzde 26’ya kadar düştü. ‘YOUNG BOYS KEBAP YAPTI’ F.Bahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nden elenmesi UEFA’nõn resmi internet sitesinde ve İsviçre basõnõnda yer buldu. Sarõ - Lacivertli ekiple ilgili görüşler şöyle: UEFA: “Young Boys (genç çocuklar) Türkiye’de reşit oldu” Blick: “Young Boys Fenerbahçe’den kebap yaptõ” Tages Angeizer: “Fenerbahçe taraftarõ Young Boys’u alkõşlarla uğurladõ” diye yazdõ. Schaffhauser Nachrichten: “İsviçre takõmlarõ İstanbul’da kazandõğõ ilk galibiyete Fenerbahçe önünde ulaştõ” F.BAHÇE’NİN PAYI BURSA’YA F.Bahçe Devler Ligi şansõnõ yitirirken en az 12 milyon Avro’luk gelirden yoksun kaldõ. Sarõ-Lacivertliler’in Devler Ligi’nde yer alamayacak olmasõnõn avantajõnõ Bursaspor yaşadõ. Yeşil - Beyazlõlar, F.Bahçe’nin 5 milyon Avro’luk payõnõ elde etti. ‘Çek’i Beşiktaş kesti Vikingur 9 kişi kaldõ, Quaresma sahneye çõktõ ve Siyah-Beyazlõlar, 3-0’la Avrupa’da turladõ E L E Ş T İ R İ ADNAN DİNÇER DAKİKA ARİF KIZILYALIN 90 Kartal Uçuşu Beşiktaş, İnönü Stadı’nda çok önemli bir karşılaşma oynadığını düşünerek karşılaşmaya tedbirli bir taktikle başladı. Maça hızlı giren V.Plzen, kısa sürede Beşiktaş’ın orta alandaki dikkatli oyununa ve Quaresma’nın rakibi aut eden yaratıcılığına teslim oldu. Bunun ötesinde Quaresma farkının oyuna yansıması, attığı süper gol dışında, rakibi 9 kişi bırakan hareketleri de, galibiyette önemli rol oynadı. Yani, kısacası ‘Q7’niz varsa maçı alırsınız’ desek, yanlış yorum yapmış olmayız. 32. dakikada Navratil kırmızı kart görerek oyun dışı kalınca Quaresma’nın attığı golle Beşiktaş ikinci yarıya daha etkili başladı. Kadrodaki en önemli değişiklik, Schuster’in futbolcularına doğru bakmasından kaynaklanıyor. Holosko’nun ve Zapotocny’nin görev aldığı sürpriz 11, tüm futbolculara eşit şans tanındığını kanıtlıyor. Genç Necip, hem atak hem de savunma anlayışıyla, gayet sakin ve oturaklı bir görüntü sergilerken Ernst böylece geçmiş karşılaşmalara oranla daha rahat oynadı. Delgado, sahada kaldığı sürede çok etkili olmasa da Bobo ile birlikte gayretliydi. Ama kalede Hakan yine her zamanki gibi güven veren bir performans sergiledi. İkinci yarıda İ.Toraman’ın yerine Ferrari forma şansı bulurken bu, Sivok’un en az 6 ay sürecek sakatlığının zorunlu sonucu da oluyordu. Son yarım saatte Beşiktaş gayet başarılı oynarken tribünleri de coşturdu ve Holosko’nun harika golü maça renk kattı. İkinci golde Quaresma’nın ortasına kafa vuran Delgado, belki de futbol yaşamının en kolay sayısını kaydederken herhalde ‘Portekizli futbolcunuz varsa gol atmak kolaylaşır’ diye net mesajını da verdi. Guti’nin katılımı ile Beşiktaş, daha da tempo yükselterek ligin en iddialı takımı olmaya hazırdır. Ama Avrupa kupalarında daha da yukarılara çıkabilmek için bana göre, bir sağ bek ve bir de santrfora ihtiyaç var. BEŞİKTAŞ: 3 - V. PLZEN: 0 STAT: BJK İnönü HAKEMLER: Efong Nzolo (7), De Bruyn (7), Michael Gerard (7) BEŞİKTAŞ: Hakan (7), Erhan (6), Zapotocny (7), İ.Toraman (6) (dk. 46 Ferrari 6), İ.Üzülmez (7), Holosko (7), Ernst (7), Necip (7), Quaresma (9), Delgado (8) (dk. 60 Tabata 6), Bobo (6) (dk. 68 Nihat 6) V.PLZEN: Krbecek (4), Rajtoral (5), Navratil (3), Bystron (4), Limbersky (3), Horvath (5) (dk. 83 Rydel), Rada (4), Jiracek (4), Petrzela (5) (dk. 75 Hruska), Kolar (4) (dk. 75 Hajovsky), Rezek (4) GOLLER: Dk. 38 Quaresma, dk. 57 Delgado, dk. 71 Holosko KIRMIZI KARTLAR: Dk. 32 Navratil, dk. 52 Limbersky SARI KARTLAR: Delgado (Beşiktaş); Rezek B azen goller maçın önüne geçer mi? Geçer... Dün geceki gibi, Beşiktaş-Viktoria Plzen mücadelesinin önüne geçti Quaresma ve Holosko’nun Çek ağlarına bıraktığı müthiş ‘füzeler’. Önce ilkinden başlayalım; öyle bir gol attı ki Portekizli yıldız Q7, uzun süre unutulmaz; Delgado’dan aldığı topu sürdü, sağ ayağının dışıyla adeta filelere astı. Hem turun kapısını açtı, hem de 2008’den bu yana süren suskunluğunu noktaladı. Holosko aşağı kalır mı? O da ikinci yarının ortalarında İnönü’nün unutulmaz golcüleri arasına girdi 35 metreden yolladığı şutla. Zaten gerisi teferruat, bu kadar güzel futbol figürleri varken 9 kişi kalan 2. sınıf rakibi ve maçı da fazla sorgulamamak gerek. Gerçi, ilkyarı çok iyi değildi Beşiktaş. Karşılaşmanın üçte biri bittiğinde gol gecikmiş, pozisyon üretkenliği sağlanamamış, takım kimliğinde oynayan Plzen, kalesinin önüne set çekmişti. Ama bir hata onların sonunu hazırlayacaktı. Geri pasa pres yapan Bobo’nun kaptığı top kırmızı karta dönüşünce, Siyah - Beyazlılar sazı da ellerine aldılar. İlk yarım saat boyunca markajdan kurtulamayan Quaresma böylelikle serbest kalmış, savunmanın önündeki kalabalık kaleci Krbecek’e daha çok yaklaşmıştı; gol de geldi zaten. İkinci yarının hemen başlarında Çek’ler 9 kişi kalınca işler daha da kolaylaştı. Portekizli’nin, Delgado’ya verdiği gol pası gecenin kenar süslemesiydi. Arjantinli golünü attı, yerini Tabata’ya bıraktı. Plzen’in fizik gücü düşünce Holosko’nun uzun mesafeli golü zaten coşan İnönü tribünlerini iyiden iyiye uçururken maçın da sonucu belirledi. Ne var ki Beşiktaş’ın sorunları yok değil. Tribünlerle arasını düzeltemeyen Zapo, ilerleyen haftalarda sıkıntı yaratabilir. Erhan’dan sağ bek, İbrahim Üzülmez’den de sol bek; Guti’li, Quaresma’lı takımın savunma hattını oluşturmamalı. Eğer Schuster, bu isimlerle ve bu sistemle devam ederse, rakiplerin 11 kişiyle vereceği mücadeleyi Portekizli yıldızın bireysel çabası da çözemez. Elbette Guti’nin katılımıyla orta alan organizasyonu düzelir ama hücum bölgesinde de birilerine ihtiyaç var sanki... Bir paragraf da seyirciye... Takımda zaman zaman sorunlar olabilir; ama taraftar, dün geceki performansını sezon boyu sürdürürse, Beşiktaş İnönü’deki her maça 1-0 önde başlar. Q7 Defolarõ Örttü Quaresma 691 gün sonra SEZGİN GELMEZ Beşiktaş’õn yõldõz futbolcusu Quaresma, 691 sonra ilk kez resmi bir karşõlaşmada gol attõ. Plzen karşõsõnda sergilediği etkili futbolunun yanõsõra hõrsõyla beğeni toplayan Portekizli oyuncu ilkyarõda ağlarõ havalandõrarak uzun süredir devam eden gol orucuna son verdi. Başarõlõ oyuncu oynadõğõ takõmlarda yaptõğõ asistlerle ön plana çõkarken son golünü İnter formasõyla 13 Eylül 2008’de kaydetmişti. İnönü karnavalı Beşiktaşlõ taraftarlar, İnönü Stadõ’nõ tamamen doldururken 90 dakika boyunca takõmlarõnõ desteklediler. Özellikle rakibin eksik kalmasõ ve gollerin gelmesiyle coşan Siyah - Beyazlõ yandaşlar tribünlerde renkli görüntüler oluşturdu. Yaptõklarõ tezahüratlarla ve kareografilerle kendini tüm dünyaya tanõtan Beşiktaş’õn taraftar grubu Çarşõ, dün akşam İnönü Stadõ’nõ karnaval yerine çevirdi. Quaresma ve Guti transferlerinden dolayõ büyük mutluluk yaşayan Siyeh - Beyazlõ seyirciler eski açõk tribünde ‘Transfer manyağı olduk, Yeter Yıldırım Demirören, Yeeeteer’ yazõlõ pankart açtõ. Bu arada karşõlaşmayõ Ulusal Futbol Takõm Teknik Direktörü Guus Hiddink de izledi. Beşiktaş, sakatlığı nedeniyle 6 ay sahalardan uzak kalacak Çek futbolcusu Sivok’un sözleşmesini 31 Ocak 2011 tarihine kadar dondurma kararı aldı. Schuster, Prag’daki ilk maçtan, biri zorunlu olmak üzere ilk 11’de 4 değişikliğe gitti. Alman teknik adam, sakatlığı bulunan Sivok’un yerine Zapotocny’i sahaya sürerken, Nihat, Nobre ve Hilbert’in yerlerine de Holosko, Bobo ve Necip’i tercih etti. SIVOK’UN SÖZLEŞMESİ DONDURULDU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle