23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2010 PAZAR 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Bir Cesur Ses Devletin hâlâ aktif emniyet müdürü olan bir cesur sese kulak verin. Belki de o, devlet içinde, yaptığı görevler dikkate alınınca ortaya çıkabilecek tek insandı. Diğerleri ise ancak devlet içi süpürülünce ve iktidarları yıkılınca itiraflarda bulunabilecek insancıklardır. Ne diyor Hanefi Avcı? Gazetemiz manşetten duyurdu: Fetocu cemaat, TSK, Emniyet, MİT, yargı, basın ve diğer tüm devlet kurumlarını ele geçirdi ve bu kurumların başında birer “sorumlu imam” bulunuyor. Devleti kadrolu memurlar, bürokratlar değil, arka planda bu imamlar yönetiyor. Devlet bütün birimlerine kadar, Feto-Erdoğan- Gül-Arınç ortaklığıyla yönetiliyor. En aktifleri, şüphesiz ki, tam veya yarım gizli örgüt halinde, devletin kurum ve kuruluşlarına sızmış/atanmış olan Fetoculardır. Ergenekon davasıyla ilgili yaratılan, uydurulan, sızdırılan bütün belgeler, özellikle ordu ile ilgili olanlar, bu devlet kadrolu-yarı gizli elemanlarca / örgütçe sağlanmıştır. Zaman, cemaatin “amiral gemisi” ise kullandıkları liberal görünüşlü paçavra da, özellikle ordu ile ilgili her şeyi vurmak, yıkmak, yalan yanlış bilgi yaymak için yaratılmış tetikçidir. Ne demişti cemaat lideri, “Gatakulli..” Ana hedef orduydu; ordunun tamamen bertaraf edilmesiydi. En sert çekirdek, cemaat yönetiminin Türkiye planlarının önündeki en büyük engel orduydu. Bütün bakanlıkları kolayca halledebilirlerdi, 8 yılda bu işi bitirdiler. Zaten önemli değildi bu bakanlıklar, uygun yerlere birer “imam” koymak yeterliydi tüm denetimi sağlamak için. Bütün atamalar, ihale dağıtımları, atılacak-getirilecek adamlar... bu “imam”ların kontrolünde gidiyor. TRT-MRT gibi kuruluşları halletmek çok sıradan işlerdi. Hukuk, yargı aynı önemde ikinci konumdaydı. Bu iş uzun sürdü, tek tek hukuk adamları üzerinde çalışarak işlerini-başlarını bağladılar. Özel mahkemeler, kurullar, savcılar yarattılar. Yüksek yargıyı kısmen bağladılar ama özel yasalarla korunuyor olmaları nedeniyle işlerini tam bitiremediler. Şimdi referandumla, hukukun ve yargının tepesinin defteri tamamen dürülecektir. Atama, emir-kumanda, müfettiş-soruşturma ile aşağısını zaten yıllardır hizaya getirme çalışmalarını sürdürüyorlar. Bir dönem daha iktidarda kalırlarsa, beş yıl içinde adalet dağıtıcı birimlerin hepsi, iktidarın (Erdoğan’ın) sadece beden dilini anlamakla ve ona uyum sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda düşünce dilini de tam anlamıyla edinmiş olacaktır. Sadece Erdoğan’ın değil, tüm hoca hacı takımının da! Referandum, yargıyı tam anlamıyla, cemaatlerin-iktidarın kulu kölesine dönüştürme eylemidir. Ana mesele şimdi adaletin defterini dürmektir. Bu nedenle, CIA’nın denetimindeki Pensilvanyalı, oradan sesleniyor, ölüleri de kalkıp oy vermeye çağrıyor! Bu müthiş cihatta, umreye mumreye gitmek de günahtır! En büyük sevap referandumda evet oyu kullanmaktır. Referandumda evet, bir ölüm kalım meselesidir onlar için.(*) Çünkü, ilk genel seçimlerde şimdi sahip oldukları güce asla ulaşamayacaklarını biliyorlar... Eğer bir sandık-yargı-hukuk darbesi tezgâhlayamazlarsa! Devlet içindeki cemaat/gizli örgüt, şimdilik, referandumda hangi sahtekârlıkları nasıl yapabileceklerinin plan ve programı içindedirler. Dönelim orduya: En uzun soluklu savaş orduya karşı ve “vesayete son” gibi ne kadar aptal ve salak yarım aydın varsa hepsinin desteğini alacak ve büyük bir kamuoyu yaratacak şekilde sürdürülmektedir. Dedik ki, ülkeyi yöneten dincilerin-cemaatçilerin, büyük plan ve programlarının önünde en büyük engel ordu. İktidar, görünüşte ordunun defterini dürmüş gibi. Kolunu kanadını kırmış gibi. Ancak bu ordunun kuvvet komutanlıklarına resmen imam generaller getirilinceye kadar sürecek bir savaştır... Merak ettiğim, Hanefi Avcı’nın bahsettiği TSK’deki “imam” veya “imamlar”ın hangi rütbelerde bulunduğudur. İkinci merak ettiğim, bu subay “imamlar”ın gizli konumlarından, casus kılıklarından ne zaman sıyrılıp, faaliyetlerini resmen ve açıkça yürütmeye başlayacaklarıdır!!! Üçüncü merak ettiğim, Hanefi Avcı’nın varlığını görüğü “imamları”, koskoca Genelkurmay’ın, koskoca (kontr) istihbaratının neden saptayamadığıdır, saptayıp saptayamadığıdır, saptadıysa neden açıklayamadığıdır... Açıklayamadıysa, nasıl bir hesap kitap ve uzlaşma ile bunu yapmadığıdır! Defter dürme hesabı, daha sonra, şimdi ortalıkta dolaşan “bu kadarı yetmez ama evet”çiliğe soyunan artist martist danscı- uyduruktan aydın, satın alınmış aydın, küreselci işbirlikçilere gelecektir. Fetocular, acaba “Dur de”ci, yetmez ama evetçi sosyalist kılıklı hangi örgütleri denetlemekte, yönlendirmekte ve bunlar içinde acaba kimleri beslemektedir? Ama onlar belki de daha şimididen hepsi Fetocu olmuşlardır da haberimiz yoktur.. Yazıyorum: Türkiye sivil bir iç savaş yaşıyor. Uzun zamandır ve yıllardır. Referandum, bu savaşın son perdelerinden biridir. Türkiye’yi tamamen ele geçirmek ve tamamen yeniden tasarımlamak için bu savaşı sürdürenler, tıpkı PKK gibi, örgütlüdür ve devletin bütün silahlarıyla donatılıdır. (*) CHP, sahip olduğu, dünyanın en aptal büyük örgütü ile birlikte, var oluş-yok oluş savaşını kazanacak durumda mıdır? Milyonlarca insan çaresiz kıvranmaktadır, örgütlenememiş ve seferber edilememiştir. Sadece kılıç elde tek adam savaşmaktadır. O da kısmen doğru kısmen yanlış... obursali@cumhuriyet.com.tr ‘Terörden medet umuyorlar’ AKP’den yapõlan açõklamada muhalefet partilerine sert eleştiriler yöneltildi. Muhalefetin, iftira ve çamur atma siyasetini sürdürdüğü vurgulanan açõklamada altõ tespite yer verilerek, “Bunlarõ halkõmõzla paylaşmakta yarar görüyoruz” denildi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - AKP’den yapõlan açõklamada, “Halkoylaması sürecin- de halkımızın ‘evet’ di- yeceğini gören ‘hayõr’cı- lar cephesi, terörden medet umar hale gel- miştir. Bu siyaset Mak- yavelist, ‘Komşunun evi yansa da ben de yumur- tamõ pişirsem’ siyaseti- dir” denildi. AKP’nin resmi inter- net sitesinden, Medya ve Tanõtõm Başkanlõğõ im- zasõyla yayõmlanan açõk- lamada muhalefetin “if- tira ve çamur atma si- yasetine devam ettiği” iddia edildi. Açõklamada altõ adet soru ve tespite de yer verildi. Bunlar şöyle sõralandõ: 1.Ne zamandan beri terör örgütü elebaşları- nın açıklamaları, bazı muhalefet partilerinin liderleri tarafından sor- gulanmadan doğru ka- bul edilmekte, referans olarak kullanılmakta? 2. Başbakana inan- mak yerine terör elebaş- larõna inanmak ve bunun üzerine söylemler geliş- tirmek hangi sorumlu siyaset anlayõşõyla bağ- daşmaktadõr? 3. Terör örgütünün beyanlarına itibar eden- ler bilmeyerek de olsa PKK’nin psikolojik pro- pagandasına alet olmu- yorlar mı? 4. Güvenlik güçleri- miz şehit olunca, terör örgütü yerine hükümeti suçlayanlar, bu sefer ör- güt kendince geliştirdiği bir stratejinin gereği ola- rak eylemsizlik kararõ alõnca, bunu hükümetle yapõlan bir pazarlõğa bağlayarak yine AKP hükümetini suçluyorsa bunu vicdan ve iz’anla izah etmek mümkün müdür? Bir mantõk ha- tasõ yok mudur? ‘Makyavelist siyasetin ürünü’ 5. Terör 30 yıldan beri ülkemizin en sıkın- tılı ve maalesef kronik hale gelmiş meselesidir. AKP 90’lı yıllarda yok- tu ama terör en kanlı yüzünü bu yıllarda gös- terdi. Halkoylaması sü- recinde halkımızın “evet” diyeceğini gören “hayır”cılar cephesi, maalesef terörden me- det umar hale gelmiştir. Bu siyaset Makyave- list, “Komşunun evi yansa da ben de yu- murtamı pişirsem” si- yasetidir. 6. Malum muhalefet liderlerini tez elden bu yanlõştan dönmeye, so- rumluluğa ve demokra- tik değerler platformun- da siyaset yapmaya da- vet ediyoruz. Bahçeli, Erdoğan’õ, ‘yasaklar kalkmasõn’ diye referanduma giden, ancak oy kaybõnõ önleyemeyen Özal’a benzetti ‘İktidarõn her günü sorgulanacak’AYŞE SAYIN ANKARA - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, AKP ve Başbakan Tayyip Erdoğan’õn, referandumda “evet” çõkmasõ için toplumun tüm ke- simlerine baskõ yapmasõ ve “ölüler- den” bile medet umar hale gelmesinin “sağlıklı bir durum olmadığını” söyledi. Erdoğan’õ, “yasaklar kalk- masın” diye referanduma giden, an- cak oy kaybõnõ önleyemeyen Turgut Özal’a benzeten Bahçeli, iktidara gel- diklerinde AKP iktidarõnõn “her gü- nününün sorgulanacağını” söyledi. Bahçeli’nin Cumhuriyet’e yaptõğõ değerlendirmeler şöyle: Ateşkesle, ABD askerleri- nin çekilme sürecinin çakış- ması dikkat çekici: Obama’nõn açõklamasõ var, 2011 yõlõnda 140 bin askeri çekeceklerini ifade ettiler. Son hafta içinde 31 Ağustos’ta “90 bin as- ker çekeceğiz” diyor. Geriye 50 bin kalõyor. Bu asker nereden boşalacak? Bir söz mü verildi, araştõrõlmasõ la- zõm. Şimdi bakõyorsunuz bu taraftan boykottan vazgeçmek gündemde. İmralõ’ya bir taka bulup gidilebiliyor, bu 3 günde ne oldu? Kandil farklõ şeyler söylüyor. Gül’ün “Devlet terörle pa- zarlık etmez ama kurumları var” açıklaması: Devlet kim o za- man? Herhangi bir vatandaşõn devlet adõna temas kurma yetkisi de sorum- luluğu da yok. Cumhurbaşkanõ daha önce de ‘güzel şeyler olacak’ dedi. Arkasõndan açõlõm geldi. Geçenlerde YAŞ için de ‘Her şey normal’ dedi. Acaba bir şifre sözcük mü? “Her şey iyi olacak” diyor, açõlõmõn geldiği nok- taya bak. YAŞ’la ilgili “her şey nor- mal” diyor. Üç günde bitmesi gereken şey, altõ günde zor anlaştõlar. PKK Büyük Kürdistan he- definden hiç vazgeçmedi: Te- rör örgütü, Türkiye’de etnik temelde bir bölünmeyi ve bu bölünmenin so- nucunda da bir Kürdistan devletini kur- mayõ amaçlõyor. Bu amaca ulaşabil- mek için hangi aşamalardan geçildi- ğine dair, siyasi askeri, sosyal ve uluslararasõ ilişkiler boyutunda, kon- jonktürel değerlendirmeler yapõlõyor. Bunlardan bir tanesi özerk bölge kav- ramõ. Yani özerk bölgeye, otonom böl- geye “evet” dediğiniz zaman istekle- ri bitecek mi? Büyük Kürdistan kav- ramõnõ düşündüğünüzde ve Kuzey Irak’taki bağõmsõzlõğõ ilan edildiği takdirde, PKK veyahut böyle ayrõm- cõlõğõ güdenler açõsõndan artõk Güney Kürdistan’dõr. PJAK’õn İran’õn Kür- distan bölgesindeki neticeyi aldõğõ takdirde orasõ Doğu Kürdistan’dõr, Suriye’nin kuzeyiBatõ Kürdistan’dõr, Türkiye ise Kuzey Kürdistan’dõr. Bu üç coğrafyayõ bir araya getirdiğinizde Büyük Kürdistan’dõr. Bundan hiçbir PKK’linin vazgeçmişliği yok. Bertaraf sözü: Başbakan’õn TÜSİAD ile atõşmasõ, hele o cümle çok çirkin. Başbakan, ne yapmak istiyor? Tercihlerin netleşmesini istiyor. O zaman referanduma ne gerek var. Böyle şey olabilir mi? Başbakan, pa- nik içerisinde. Özal gibi: Başbakan referandum kampanyasõnda “evet” için her yolu deniyor. Menderes’ten tutun, her ola- yõ kendi lehine çevirmeye çalõşõyor. İn- sanlar oylarõnõn rengini söyleyemi- yorlar, güvenemiyorlar. Memurlara, sendikalara baskõ yapõlõyor. Yani Baş- bakan’da anayasa değişikliğini şahsõyla özdeşleştirme var. Aşõrõ derecede hõrslõ. Aynõ şey, rahmetli Özal’da da olmuştu. Yüzde 49’u Özal’a verilmiş oylar kabul edip erken seçim talep et- ti, sonraki seçimlerde oylarõ 21.75’e kadar düştü. 8 yılın her günü sorgulana- cak: Türkiye’de 8 yõlõn her gününü sorgulaya sorgulaya, AKP’nin açtõğõ tahribatõ onararak, Türkiye’yi istikrarlõ güvenli, huzur içinde yaşanan ülke ha- line getirmek mecburiyetindesiniz. 8 yõlõn her günü, ne kadar tartõşma var, hepsi değerlendirilecek, bakõlacak. MHP, yetkiyi aldõğõ gün bunu yapacak. MHP lideri Bahçeli, AKP ve Başbakan Erdoğan’õn, referandumda “evet” çõkmasõ için toplumun tüm kesimlerine baskõ yapmasõ ve “ölülerden” bile medet umar hale gelmesinin “sağlõklõ bir durum olmadõğõnõ” söyledi. Terör konusuna da değinen Bahçeli, “Terör örgütü, Türkiye’de etnik temelde bir bölünmeyi ve bu bölünmenin sonucunda da bir Kürdistan devletini kurmayõ amaçlõyor” dedi. CHP Bahçelievler İlçe Başkanı Hüseyin Öz- kahraman, bugün Çağlayan’da düzenlenecek CHP mitingine ilişkin duyuru afişlerinin, AKP’li Bahçelievler Belediyesi temizlik görevli- leri tarafından toplatıldığını belirterek, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. CHP Bahçelievler İlçe Örgütü, Bahçelievler Be- lediyesi önünde konuyla ilgili dün basın açıkla- ması yaptı. Grup adına basın açıklamasını oku- yan Özkahraman, Bahçelievler Belediyesi’nin, çöp arabası ve çalışanlarıyla CHP’nin afiş ve pankartlarını keserek çöp konteynerine attıkla- rını ve CHP’lilere saldırdıklarını iddia etti. Öz- kahraman, şunları söyledi: “Afiş ve pankartları toplayan kişilerin, Bahçelievler Belediyesi’nde çalışan kişiler olduğunu tespit ettik. Belediye yetkilileri, bu talimatın bizzat temizlik işlerine bakan Belediye Başkan Yardımcısı Zeynel Yıl- dırım tarafından verildiğini ifade etti. 29 Mart yerel seçimlerini hileyle kazanan Belediye Baş- kanı Osman Develioğlu, hilelerine bir yenisini daha ekledi. Develioğlu, belediye başkanı gibi değil, AKP’nin militanı gibi çalışmaktadır.” ‘AKP afişlerimizi toplatıyor’ ‘MASKESİ DÜŞTÜ’ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - MHP lideri Devlet Bahçeli, , “Türkiye’nin geleceğinde, Türk milletinin bekasında çok önemli sonuçlar doğuracak olan refe- randum sürecinin devam ettiği kritik bir dönemde, AKP ile PKK arasındaki kirli pazarlıklar bütün iğrençliği ile ortaya çık- maya başlamıştır” dedi. Bahçeli, yaptõğõ açõklamada şunla- rõ dile getirdi: “Önce Kandil kadro- larının hükümetin teşrifatıyla Ha- bur’dan törenle giriş yapmaları, ardından artan şehadetler üzerin- den sürdürülmek istenen alçakça istismarlar ve sonra İmralı canisi ile kanlı, barutlu, mayınlı, taşlı-so- palı pazarlıklar Erdoğan ve hükü- metinin maskelerini düşürmüştür. AKP, Türkiye’yi ayrıştırma ve bölme projelerini İmralı, Kandil ve Barzani’nin ortaklığıyla hayata geçirmek için yıkım yolculuğunda suçüstü yakalanmıştır.” AKP’DEN SERT AÇIKLAMA CMYB C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle