19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 2010 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Akif Büyük Şair, İnanmış Adam’ Sevgili, “Milli hasletler” diyerek, uluslara kimi özellikler kimi erdemler veya eksiklikler yüklenmesine pek yatkın değilim. “İngilizin kalleşliği”, “Almanın disiplini”, “Fransız’ın ukalalığı” gibi yakıştırmaları, yanlış, ayıp bulurum, herhangi bir ulusa dostluğun veya düşmanlığın da aptalca olduğunu düşünüp, ulus devletlerin, birbirleriyle dostlukları değil ittifakları olduğu, dostlukların halklardan halklara, daha doğrusu insandan insana işleyen bir mekanizma olduğu gerçeğine inanırım. Bu yüzden de, hiçbir ulusu kendime ne dost görürüm ne de düşman. Böyle bir bakışın da, kolayca abartılıp, şovenizme dönüşebilmesinden korkar, her etnik veya ulusal davada karşımda gibi görünenin ardında bir insan öğesi olduğunu, onu mutlaka görmek gerektiğini unutmamaya çalışırım. Bütün bu açıklamalardan sonra, Arap muhipliğinin oy kaygısından mı, doğduğu yoksa içten mi olduğunu bilemediğim, “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sözlerini işitince tüylerim diken diken olduğunu” söylememi yadırgamazsın sanırım. Başbakan, Arap muhipliğine tebdil eylediği Hamasseverliğini, Mehmet Akif’in şu dizeleri ile dile getiriyor: “Türk Arap’sız yaşayamaz, kim ki, ‘yaşar’ der delidir. Arap’ın Türk ise sağ gözü, sağ elidir”. Melih Aşık dünkü köşesinde, “1913’te İmparatorluk dağılma eğilimi gösterirken Mehmet Akif bu dizeleriyle Türk - Arap birlikteliğini sağlamaya çalışıyor, ama boşuna. Üç yıl sonra İngilizlerin vaatlerine kanan Şerif Hüseyin bizim orduları arkadan vuracaktır... Uluslararası siyasette duyguların değil, çıkarların geçerli olduğunu bize anlatan bunun gibi yüzlerce örnek birbirini izlemiştir...” diyor. Başbakan şiir okumaktan hapis yattı, Allah’tan şiirleri yanlış yorumlamaktan, uysa da uymasa da yakıştırmalar yapmaktan hapis cezası verilmiyor, yoksa Tayyip Bey, Ergenekon tutuklusu misali ömrü billah çıkamazdı içeriden. Gerçekten sözlerimizi şiirlerle bezemek güzel de, olur olmaz yakıştırmalar şairlerimizi de yanlış tanımamıza onların değerleri hakkında hatalı fikirler edinmemize yol açabilir. Nitekim, Mehmet Akif’in 18 Mart 1915’te yazılmış Berlin Hatıraları şiirini de, doğru çerçevesi içine oturtmazsanız, yanlış anlamalara yol açarsınız. Tümünü internetten indiren Hakan Kara’ya teşekkür ederek, okuyalım: “Değil mi bir anasın sen? Değil mi Alman’sın? O halde fikir ile vicdana sahip insansın. Bilir misin ki, senin şarka meyleden nazarın Birinci defa doğan fecridir zavallıların...” Bunları söyledikten sonra Akif biraz öte de, Alman’ı Doğu’ya elini uzatmaya şöyle çağırır: “Düşünme, içten dostluk elini Doğu’ya doğru uzat...” Şimdi bu dizelere bakarak, Mehmet Akif’in Almanlarda Doğu’nun kurtarıcısını arayacak kadar saf olduğunu, onları Doğu’ya dostluk elini uzatmaya çağırırken 20. yüzyıl Almanyası’nın “Drag Nacht Osten” diye ifade edilen emperyal Doğu’ya açılma politikasının insanlara ne acılara mal olduğunu anlayamayacak kadar kör olduğuna mı hükmedeceğiz? Tabii ki, her yapıtı zamanı ve koşulları içinde ele alıp yorumlayacağız. 1915 Martı’nda yazılmış ve Osmanlı ile aynı cephede savaşan oğlunu yitirmiş bir Alman anaya seslenen şiirden, Almanseverlik çıkarmaya çalışmak, hem yanlıştır, hem de Akif’e haksızlıktır. Nâzım Hikmet bu haksızlığı yapmıyor. Mehmet Akif’in kimi görüşlerine katılmasa bile büyük şairliği ve inanmışlığı karşısında şapka çıkarıyor. Nâzım 1939 İstanbul Tevkifhanesi’nde başlayıp, 1940’ta Bursa Hapishanesi’nde bitirdiği ”Memleketimden İnsan Manzaları”nda Nurettin Eşfak’ın ağzından şöyle der: “Bilmem ki, nasıl anlatsam?Akif büyük şair inanmış adam”. Benzer bir şair kadirşinaslığına da 28 yıl önce tanık oldum. 1982 yazı, Barış Derneği davasından bir spor salonunda yargılanıyoruz. İfade veren sanık şair Ataol Behramoğlu, bir anma gecesinden söz ediyor. Kürsüden soru geliyor: - Neye göre karar veriyorsunuz kimin için anma yapacağınıza? - Öyle ayırımlar yapmayız, diye yanıtlıyor Ataol ve ekliyor: - Nâzım’ı da anarız, Necip Fazıl’ı da çünkü o da bizim büyük şairlerimizdendir. Hâkim cüppesi giydirilmiş olan kişi ufalıyor, ne diyeceğini şaşırıyor. O an Ataol’u daha da çok seviyorum... [email protected] SEYFETTİN METE ALİCAN ULUDAĞ ÇORUM/TOKAT - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu, To- kat’a yaptõğõ yurt gezisinde Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan’a yük- lenerek “Bu düzeni değiştirece- ğiz. Recep Bey’in düzenini değiş- tireceğiz” dedi. CHP lideri Kõlõçdaroğlu, parti oto- büsü ile Zonguldak, Çorum, Tekir- dağ, Edirne ve Çanakkale’nin ardõn- dan 6. yurt gezisini Tokat’a yaptõ. Kõ- lõçdaroğlu’na Genel Başkan Yar- dõmcõlarõ Hakkı Süha Okay ve Ha- luk Koç, bazõ PM üyeleri ile millet- vekilleri eşlik etti. Yol boyuca yurt- taşlarõn sevgi gösterisi ile karşõlanan Kõlõçdaroğlu, bazõ yerlerde otobüsü durdurarak halkõ selamladõ. Kõlõçdaroğlu, Çorum’un ardõndan ikinci durağõ olan Tokat’õn Turhal il- çesinde de düzen vurgusu yaptõ. Kõ- lõçdaroğlu, “Bu düzen halktan ya- na değil. Bu düzen AKP ve yan- daşlarının zengin olma düzenidir. Bu düzen halka düşman olan dü- zendir. Onun için bu düzeni de- ğiştireceğiz” dedi. “Bir şeyi unut- mayın” diyen Kõlõçdaroğlu, halka “Bu Kemal sizin Kemalinizdir. Bu Kemal halkın Kemalidir ve halkın çıkarları için mücadele ede- cek” diye seslendi. Kõlõçdaroğlu’nu, bir sonraki dura- ğõ Zile’de binlerce kişi karşõladõ. “Bu süreçte Türkiye bir başka de- ğişimi yaşıyor. İşçisi, çiftçisi, me- muru emekçisi, alın teriyle kaza- nan, evine ekmek götüren, alın te- rini kutsal sayan yurttaşlarımız ar- tık tek yürektir” diyen Kõlõçdaroğ- lu, şöyle konuştu: “Bu düzende çiftçi perişan edi- liyor. Şekerpancarı ekilebiliyor mu artık bu ülkede? Tütün eki- lebiliyor mu? Emeğinizin karşı- lığını alıyor musunuz? Yunanis- tan’dan pamuk ithal ediyoruz. Rusya’dan buğday ithal ediyo- ruz. 10 milyar dolar dışarıya ve- riliyor. 10 milyar doları sen Türk köylüsüne ver. Pancarı da eker, tütünü de eker, buğdayı da eker. Hayvancılığı da yapar. Dünyayı doyurur.” Yoksulun onuru korunacak AKP’nin sadece düzenini bozma- nõn yetmeyeceğini belirten Kõlõçda- roğlu, aynõ zamanda onlarõn kimya- sõnõ da bozmak gerektiğini vurgula- dõ. Kõlõçdaroğlu, şunlarõ kaydetti: “Recey Bey diyor ki parayı nerden bulacaksınız? Recep Bey’in yalan düzenine, talan düzenine son ve- receğiz. O parayı halk için harca- yacağız. Yoksulluğu siyasi sömürü haline getirdiler. Yoksulun yok- sulluğunu afişe ettiler. Makarna kömür kuyruğuna dizdiler. Biz yoksulun onurunu koruyacağız.” Kõlõçdaroğlu, günün son mitingini Tokat’ta yaptõ. Cumhuriyet Mey- danõ’nõ dolduran on binler Kõlõç- daroğlu’nu “Başbakan Kemal” sloganlarõ ile karşõladõ. Konuşmasõnda 30 Ekim 2002’de bu meydanda Başbakan Erdo- ğan’õn verdiği sözleri anõmsatan Kõ- lõçdaroğlu, meydandakilere Erdo- ğan’õn vaatlerinin gerçekleşip ger- çekleşmediğini sordu. “Hayır” yanõtõ alan Kõlõçdaroğlu, “O zaman size bir görev düşüyor. Ampulü söndürmek” dedi. ‘Ölüme gönderdiler’ Başbakan’õn Gazze’ye Türk va- tandaşlarõnõ gönderdiğini ifade eden Kõlõçdaroğlu, “Ucunda ölüm oldu- ğunu biliyorsun. Garibanları gön- deriyorsun. Son dakikada AKP’li milletvekiller gitmiyor. Onlar ül- kenin vatandaşlarından daha mı değerli? Kalkıyorsun efeleniyorsun sonra. Allahaşkına şu Bağdat’ta 1.5 milyon Müslüman ölmedi mi? Bin- lerce Müslüman kadına tecavüz edilmedi mi? Neredeydi o zaman bu Recep Bey? Sormayacak mısı- nız bunu?” şeklinde konuştu. AKP’nin en büyük silahõnõn top- lumu ve inaçlarõnõ bölmek olduğunu vurgulayan Kõlõçdaroğlu, “Sakın bu tuzağa düşmeyelim. Herkesi ku- caklayacağız. Kimseyi ötekileştir- meyeceğiz. Hep beraber olacağız” görüşünü kaydetti. İZLENİMLER İşçiler işliklerden fırlıyorsa IŞIK KANSU ÇORUM/TOKAT - CHP seçim otobüsü, daha sararma- mõş bozkõrda kõrmõzõ gelincik, sarõ havyar otlarõ arasõndan sü- zülürken... Kamyoncular, kornalara asõlõ- yorsa... Kepçe operatörü el sallõ- yorsa... Kadõnlar, bağdan bahçe- den, çapadan doğrulup yemeni- lerini savuruyorsa... Nineler, ağa- cõndan güneş sinmiş kirazõnõ gö- nülden armağan ediyorsa... Trak- törler altõ oklu bayraklarla dona- tõlmõşsa... Köylüler, beklentisiz yollara inmişse... Bebeler, baba- larõnõn omuzunda mitinge gel- mişse... İşçiler, işliklerinden fõr- lõyorsa... Polisler bile yüzlerin- de gülümseme, çakõ gibi selam duruyorsa... Genel başkan, ge- cenin bir buçuğunda yatõp saba- hõn yedi buçuğunda Anadolu yollarõna çõkmõşsa... Mola ver- diği yerde araba yõkayõcõlarõyla sarõlõp öpüşüyorsa... CHP lideri Kemal Kılıçdaroğ- lu; Bülent Ecevit’in halkla ku- caklaşabilme becerisini, Erdal İnönü’nün nüktedanlõğõnõ ve al- çakgönüllülüğünü yanõna almõş, yollara dökülmüş. Miting alanla- rõ, çevre illerden getirilmiş parti- lilerce doldurulmamõş. Gözler õşõl õşõl. Belli ki, Kemal Kõlõçdaroğ- lu’nu benimsemişler, kendilerin- den bilmişler, dahasõ, düpedüz seviyorlar. “Yolsuz köy bırak- mayacağız” derken de seviyorlar, “Recep Bey’in düzenini değişti- receğiz” deyince de seviyorlar. Kemal Kõlõçdaroğlu, kõsa, öz, anlaşõlõr konuşuyor. Gündelik dertlere değiniyor, ekmek diyor, iş diyor, çocuklara okul diyor. Kasketliler dinliyor, alkõşlõyor. Kõlõçdaroğlu, “AKP’nin politi- kası sefalet üretiyor” diyor. He- lal alõyor; çobandan da, eczacõdan da, kahveciden de... Anlaşõlõyor ki, bir halk hareke- ti kõpõrdanmõş yõllar sonra yine... Umar bulmuş gibi, CHP otobü- sünün üstünden duyulan ses gibi: “Geliyor kılıçdar, Kılıçda- roğlu. Hem temiz, hem dürüst bir insanoğlu.” Kõlõçdaroğlu ne diyor? “İlk sö- zümüz halktır, son sözümüz de halk olacaktır” diyor. CHP Genel Başkan Yardõm- cõsõ Hakkı Süha Okay, dağla- ra taşlara Karaoğlan yazõldõğõ “Halkçı Ecevit” dönemine gön- derme yapõyor: “77 ötesi.” Tam kõvamõna ulaşmamõş daha. Ama bir dip dalgasõ kabarõyor, ka- barõyor... Kulak verin, gümbürtüsü duyuluyor. Çok belli, besbelli... Mecitözü, Turhal, Tokat, hele de Zile tõklõm tõklõm... İnsan de- ğil karõnca yuvasõ sanki... Bu işte bir iş var. Kılıçdaroğlu, Çorum’daki temaslarının ardından günün son mitingini Tokat’ta yaptı. Cumhuriyet Mey- danı’nı dolduran on binler Kılıçdaroğlu’nu “Başbakan Kemal” sloganları ile karşıladı. (Fotoğraf: AA) ‘HELAL SÜT EMMİŞ HERKES CHP’YE DAVETLİ’ Kõlõçdaroğlu’nun dün ilk durağõ Çorum’un Meci- tözü ilçesi oldu. Burada halka seslenen Kõlõçdaroğ- lu, açõlan bir pankarta dikkat çekerken, “Bu çağda bu zihniyet; Konaç köyünün yolu yok. Bir aydır telefonları kesik. Bu AKP’nin adaletini gösteri- yor” görüşünü kaydetti. AKP’yi kastederek “Bun- lar demiyor muydu yolsuz köy bırakmayacağız? Yolsuz deyince bunlar başka şey anlıyor” diyen Kõlõçdaroğlu, “Onlar hizmet için yola çıktılar ama bir baktık ki yırtık ayakkabı ile siyasete girenler İstanbul Kısıklı’da villalarda oturmaya başladı- lar” dedi. “Memnun musunuz bu iktidardan” so- rusuna “hayır” yanõtõnõ alan Kõlõçdaroğlu, “Uma- rım Recep Bey duymuştur. Duymuşsa bilin ki ez- beri bozulmuştur. Bu düzeni değiştireceğiz. Re- cep Bey’in düzenini değiştireceğiz” ifadelerini kullandõ. “Başbakan Kemal” sloganlarõ üzerine de Kõlõçdaroğlu “Başbakan olmak benim elimde de- ğil, sizin elinizde” karşõlõğõnõ verdi. “Helal süt em- miş” herkesi CHP çatõsõ altõna davet eden Kõlõçda- roğlu, konuşmasõnõ “İlk sözümüz halk olacaktır. Son sözümüz de halk olacak” diye tamamladõ. BAYKAL’DAN ‘TEZKERE’ GÖNDERMESİ ‘CHP mücadele verirken sen ne yapõyordun?’ ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski CHP Genel Baş- kanõ Deniz Baykal, eski Adalet Bakanõ Seyfi Oktay ile telefon konuşmalarõnõn dinlemeye ta- kõlmasõyla ilgili “saçma sapan işler bunlar” dedi. Genel başkanlõktan ayrõl- dõktan sonra ilk kez Ankara dõ- şõna çõkarak memleketi Antal- ya’ya giden Baykal önceki ge- ce Alanya ilçesinde Atatürk’ün yaveri Kılıç Ali’nin oğlu, ga- zeteci yazar Altemur Kılıç’õ ziyaret etti. Ardõndan partisinin ilçe teşkilatõnõn düzenlediği yemeğe katõlan Baykal, alkõş- larla karşõlandõ. Hükümeti eleştiren Baykal, “Bugün Baş- bakan çıkmış diyor ki Ame- rika’ya, ‘Irak’ta Afganistan’da bunca dul kadõn var. Niçin on- lar duldur bunun hesabõnõ sen veriyor musun?’ diyor. Sayın Başbakan, o kadınlar dul kal- masın diye CHP 1 Mart 2003’te senin gönderdiğin tez- kereye karşı TBMM’de bü- yük mücadele verirken sen ne yapıyordun? Bütün bu tutar- sızlıklar karşısında CHP ka- ya gibi duruyor” dedi. CHP’DEN BİR HEYET ABD’YE GİDECEK Kõlõçdaroğlu’nun ilk dõş gezisi KKTC’ye olacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu, ilk dõş ge- zisini KKTC’ye yapacağõnõ söy- ledi. Kõlõçdaroğlu, Brüksel’den davet geldiğini, CHP’den bir he- yetin de ABD’ye gideceğini açõkladõ. CHP Genel Başkanõ Kõlõç- daroğlu, dün bir televizyon kanalõnda gazetecilerin soru- larõnõ yanõtladõ. “Şehitlerimi- zin olmadığı, yurttaşlarımı- zın yaşamını yitirmediği, te- rörün olmadığı, herkesin karnının doyduğu bir Tür- kiye’yi özlüyoruz ve bu umu- du da halkımıza vaat ediyo- ruz” diyen Kõlõçdaroğlu, “Çift- çiye her yıl en az 10 milyar li- ra teşvik verilecek. Yetmediği zaman arttırılacak. Mazotta ÖTV kaldıracak. 176 sayılı Uluslararası Çalışma Örgü- tü’nün Madenlerde İş Kaza- sı ve İş Güvenliğiyle İlgili Uluslararası Sözleşmesi TBMM’den geçirilecek. Ka- muda çalışan 2 milyon taşe- ron işçiye iş güvencesi sağla- nacak. Atanmayan öğret- men kalmayacak” dedi. CHP lideri Kõlõçdaroğlu, AKP ve yandaşlarõnõn zengin olmasõna son vereceklerini söyledi ‘Bu düzeni değiştireceğiz’ Kõlõçdaroğlu dün Çorum ve Tokat’ta halkla buluştu. Yol boyunca yurttaşlarõn sevgi gösterisi ile karşõlanan Kõlõçdaroğlu, “Size bir görev düşüyor. Ampulü söndürmek” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle