23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 HAZİRAN 2010/ SAYI 1264 PAZAR Plastik geminin doğa yolculuğuSİNEM DÖNMEZ G ün boyu kullandığımız plastlkten maddeleri düşünün. Yemek kapları, içecek ve kozmetik kutuları, bardaktar, tabaklar, poşetler... Kısa bir süre sonra da sıcakların etkisiyle etrafımız plastik su şişeleriyle dolacak. Ancak ne yazık ki her köşe başından satın alıp, attığımız pet şişelerin çevreye verdiği zarar hiç aklımıza gelmiyor. Oysa plastik dogada yok olmuyor. Araştırmacılar her yıl 100 milyon ton plastiğin üretildiğini söylüyor ve bunların yüzde 10'u okyanuslara gidiyor. Şu anda Kuzey Samoa açıklannda bulunan ve plastik şişelerden yapılmış Plastiki adlı tekne gibi. Ama Plastiki diğer plastikler gibi dogayı kirletmek için değil onu kirletenleri uyarmak için yola çıkmış durumda. Plastiki, 12 bin 500 plastik şişe kullanılarak inşa edilmiş bir gövde ve geri dönüştürülmüş petten imal edilmiş bir yelkeniyle dünyadaki aşırı plastik tüketimine dikkat çekmek için Pasifik Okyanusu'nun üzerinde süzülüyor. Okyanusun üzerindeki plastik çöpleri, plastik malzemelerln parçalarını gördükçe dehşete düşen ekip, plastiği çöpe atmak yerine degerlendirmek, geri dönüştürmek gerekliliginin altını çiziyor. Yani, "başka bir dünya mümkün" diyor. Plastiki, şu an San Francisco'dan başladıgı, Sydney'de bitecek yolculuğunun sonlarında. Yolculuğun dünyadaki plastik atıklann biriktiği, irili ufaklı, parça ya da bütün yüzen plastik çöplerin bulunduğu Büyük Pasifik Çöp Yaması olarak bilinen bölgeye ziyareti de önem taşıyor. De Rothschild ve ekibi, su örnekleri de biriktiriyor incelenmeleri için ve an be an sitelerlnde, tvvitter Toplumu plastik kullanırken yeniden düşünmeye çağıran, tam 12 bin 500 pet şişeden inşa edilen Plastiki gemisi, San Francisco'dan çıktığı yolculuğunun sonlarına ıkiaştı. hesaplarında nerede oldukları hakkında bilgi veriyor. Doğu ve Batı Pasifik Çöp Yamaları'ndan geçen yelkenlinin yolculuğunun amacı plastik kullanımını sona erdirmek değil tam olarak. Evet, israfa da dikkat çekiyorlar fakat asıl üzerinde durdukları nokta bu plastikleri çöpe atmak yerine bir kaynak olarak degerlendirmek. Yani günlük yaşamımızda yedigimiz, içtigimlz, kullandığımız plastik kapların da yaşam döngüsünü anlayabilmek. Çözümleri de hazır, "kaynak olarak atık" sloganını benimsetmek. Plastiki'nin gezisinin yaratıcısı David de Rothschild. Kendisi Ingiliz bir milyoner. Bu uzun yolculuğun tetigi UNEP'in sular altında biyoçeşitlilik ve ekosistemle ilgili bir raporuyla çekilmiş. llham kaynakları ise Kon Tiki adındaki salıyla Güney Amerika'dan Polinezya'ya seyahat ederek bunun bir göç f rotası olduğunu kanıtlamış olan Thor Heyerdahl. Teknenin adı da Kon-Tiki'den esinlenerek Plas-Tiki konmuş. Heyerdahl'ın torunu OlaVda geminin ekibinde. Bütün ekip ise altı kişi. Kaptan Jo Royls, yardımcısı David Thomson, National Geographic adına seyahati izleyen Max Jourdan ve Vem Moen. De Rothschild, amaçlarının yarının çevre tüketimcilerini yakala nak ve onları etkilemek olduğunu söylüyor. GezegenimL için bir şeyler yapmak, atıklann çözümü konusunda akılcı davranmak ve en önemlisi, toplumu atıkları bir kaynak olarak yeniden düşünmeye itebilmek olduğunun altını çiziyor: "Bir tek kişinin atığı bir başkasının hazinesi olabilir." Plastiki inşa edilirken kuNanılan ^işeler karbondioksitle doldurularak t e l ^ J j | J ^ Plastlkle ilgili gerçekler Nisanda San Francisco'dan demlralan Plastiki gemlsi, 12 bin 500 plastik slşeden yapılmış. 12 bin 500 şlşe, Amerika'da 8.3 sanlyede tüketilen mlktara eşlt. Yılda 230 milyarton plastik kullanılıyor. Bunun yüzde 9O'ı geri dönüşmüyor. Dünyadaki denlz kirlillglnln nedeninin yüzde 60 lla 8O'I plastik malzemeden kaynaklanıyor. Yılda bir milyon su kuşu, 100 bin su memellsl ve su kaplumbağası ölüyor çünkü plastikleri ylyor ve slndlremlyortar. Her yıl Amerika'da 15 milyar pound degerinde plastik üretiliyor ve ancak 1 milyarı geri dönüşümle kazanılıyor. yüzebilmesi sağlanmış. Tekne bununla birlikte, olabilecek en sürdürülebilir malzemelerden yapılmış. İhtiyaçları tamamen doganın bize bahşettiği ama kullanmadığımız sürdürülebilir sistemlerle karşılanıyor. Güneş ve rüzgâr enerjisi teknenin temel enerji kaynakları. Toplam 7 bin 500 deniz mili aşacak olan Plastiki, sürdürülebilir tasarım teknolojilerini kullanıyor. Geminin üst kısmı srPET adlı geri dönüştürebilir bir plastikten üretilmiş. Depoda kullanılan organik yapıştırıcı ise cashevv fıstıgı ve şeker kamışından üretilmiş. Tekne aynı zamanda, güneş panelleri, rüzgâr türbinleri, bisikletten gelen enerjiyle laptopları çalıştıran jeneratörler de barındıyor. Yagmur suyundan yararlanan teknede, üreyi suya dönüştüren bir teknoloji bile var. Güneşle çalışan araçlar da rüzgârın yönü ve şiddetini gösteriyor. • ,-•• „ ..;• • Esmod Türkiye'ye geliyor F ransa'nın 170 yıllık moda okulu Esmod, Istanbul'u da moda merkezlerinden biri yapmak üzere hazırlanıyor. Dünyanın en eski moda okulu olarak kabul edilen Esmod'un Istanbul'da açılması, Türkiye'nin artık moda konusunda söz sahibi ülkelerden biri olmasının da kapılannı açacak. Bunu söyleyen ben değil, Esmod Istanbul'un kurucusu Nadine Massoud Bemhelm. Bernheim'le Esmod'u konuştuk. 1841 yılında 3. Napolyon'un eşi Imparatoriçe Eugenie'nin terzisi Alexis Lavigne açmış Esmod'u. Lavigne, aynı zamanda mezuranın ve prova mankeninin de mucidi. Her Fransız gibi metodun esas olduguna inanan Lavigne, çizim ve dikim konusundaki metodları anlatan ilk kitapları yazmış. ölümünün ardından kızı ve torunu okulun devamı için çalışmış ve 20. yüzyılın başında babalarının bilgisini tüm dünyaya yaymak için seyahat etmeye başlamışlar. 80'li yıllarda ilk olarak Tokyo'da açtıkları Esmod'u, Seul, Tunus, Moskova izlemiş. Bugün, dünyada 14 ülkede 20 Esmod var. istanbul'la birlikte bu sayı 21 'e yükselecek. Türkiye'yi neden tercih ettiniz diyorum ama Bernheim hemen düzeltiyor; Türkiye'de bir Esmod açılması neden bu kadar uzun sürdü?" Ve yanıtlıyor: "Türkiye bir tekstil ülkesi, kendi markalarınız, kendi tasanmcılarınız var. Artık Türkiye'nin kendi markasını, kendi tasarımcılarını yetiştirecegi iyi bir moda okuluna ihtiyacı vardı. Bu ihtiyacı Esmod karşılayacak." Esmod'a girmek isteyenler önce bir genel kültür sınavı ve mülakattan geçecek. Sınav da mülakat da ingilizce olacak. Çünkü okulda dersler İngilizce veriliyor. Ancak Bemheim'in en hassas oldugu konu bu işi yapmayı çok istemek, modanın tutkunu olmak: "Buraya gelenler modaya tutkulu, meraklı ve de çok çalışkan olmalı. Yıllık bin saat ders var, evde de çalışmak cabası. Bu çok çalışmak demek. Ve tutkusuz olacak iş degil." Okul, iki ana bölüm altında egitim veriyor. Biri modatasarımı digeri moda yönetimi. Bütün metod, müfredat, öğretmenler, hepsi Paris'ten geliyor. Okutulan kitaplar dahil. İlk iki yıl tasarım ve teknik eğitimi alacak ögrenciler, sonra da branşlarını seçecek. İlk olarak 60 öğrenci alacaklar. Egitim ise 3 yıl sürüyor. Bitirenlere dünyanın her yerinde geçerli bir sertifika verilecek. Moda endüstrisinin bu alanda profesyonelleri seçerken, okulun mezunlarının tercih edileceğini söylüyor. Çünkü Esmod'daki egitim sadece tasarım ya da dikiş üzerine değil. Moda yönetimi, pazarlama gibi üretimden tüketime kadar bir alanı kapsıyor. "Esmod diploması olan herkesin bir işi olacak yani" diyorum, Bernheim "İlk hedefim bu" diyor, "Bu okuldan mezun olan herkes en az bir iş teklifi alacak. Endüstriyle, markalarla, yapacagımız işbirlikleri hep bunun için. Eger bir iş mülakatı istiyorsan Chanel, Celine, Louis Vuitton'dan, Esmod diploman varsa, o mülakatı yaparsın. Dünyada Esmod'un mezunlarının yüzde 85'i 6 ay içinde muhakkak iş bulur." Peki, tasarımcı olmak için diploma şart mı? Bernheim "Evet" diyor. Bu ihtiyacın giderek de çoğalacağını söylüyor: "Müthiş bir tasarımcı olabilirsin ama kendini, ürününü satmayı bilmezsin, amacını, oturtamazsın. Zamanla diplomasızlar istisna olacak. Moda giderek büyüyen bir pazartüm dünyada. Artık Türkiye için de markasını Türkiye pazarında değil, dışarıda satmanın zamanı. Esmod'la birlikte, bu çok daha kolay olacak." • Davetsiz misafirler, dikkat! Artık evlerde alarm var! EvGüvenlik Htemeti Bana bir şey olmaz demeyin, önleminizi hemen alın. TürkTelekom ve Tepe Güvenlik Sistemleri işbirliğiyle şimdi ev alarmı çok uygun fiyattarla. Siz de alarmınızı taktırın, davetsiz misafirlerden korkmayın. Evde yenilik çok, ev gibisi yok. panyayakatıhfTi tçın JJ aylıkdijuc r^r, 24 ay Uahhut verip, j<, ay sui'-st) ılırler SdH>>uruluınveiJttj-.ıjnrasıCnmhiimrtl«r et kullanımı ve vnyallejfTienın «rtni'uğurui p«traltl ' oldrdl- ek urfPil^MdiuaiHrk0fl«îiu olabılır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle