20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 13 HAZİRAN 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B YORUM ÖZTİN AKGÜÇ Tehlikenin Fakına Varmak Coşkulu CHP kurultayı ve toplantıları, Kılıçdaroğlu’na verilen destek, halkımızın tehlikenin farkına vardığının göstergeleri... Tehlike netleşir ve somutlaşırken duyarlı vatandaş kitlelerinin tepki vermesini doğal ve olağan görmek gerekir. Cumhuriyet gazetesi ve yazarları AKP’nin iktidara gelmesinden bu yana oluşan tehlike için uyarılarda bulunmaktadır. Cumhuriyetin kazanımları için tehlike, bireysel özgürlükler için tehlike, kamunun malvarlığı için tehlike Türkiye’nin saygınlığı için tehlike, sonuçta Türkiye’nin bağımsızlığı hatta varlığı için tehlike... Türkiye bu tehlikelerle, riziko ile en azından 2002 yılından itibaren karşı karşıya kalmış durumdadır. Türkiye’de ne yazık ki, kayırmacılık, partizanlık, kamu kesesinden savurganlık, besleme medya oluşturma, yandaş sermaye grubu yaratma hemen her parti döneminde olmuştur. Ancak AKP döneminde baskı, partizanlık, kayırmacılık, ayırmacılık, savurganlık en üst düzeye ulaşmıştır. Ayrıca bu baskı, partizanlık, ayırmacılık, bir de demokratikleşme, bireysel özgürlükler, ulusal irade alalaması ile yapılmaktadır. Türkiye’de ne yazık ki, kişilikli, bilgili, dik duran, savaşımcı kişi sayısı azdır. Bu az sayıda kişiye dahi tahammül edilemeyip, dışlanma, tasfiye planları uygulanmaktadır. Evet efendimci, şak şakçı, kişiliği gelişmemiş, bilgi düzeyi düşük, şarlatan, ağzı kalabalık kişiler yeğlenmektedir. Argo deyişli yağcı, kılcı tiplere rağbet fazladır. Bu gerçekler yazıldığında, söylendiğinde kimileri için için, kimileri de açıktan kızmaktadır, belki de kinlenmektedir. Ancak kişilikli, bilgili, tutarlı olmak için çaba harcamak, uğraşı vermek, iç ve dış güçlerin kullandığı ucuz kişi olmamak önemlidir. Türkiye’de baskı düzenleri kurulabiliyor, kişiler ilahlaştırılıyor, demokrasi bir yerde tek adam yönetimine dönüştürülüyor, yolsuzluklar önlenemiyor, haksızlık artıyorsa; bunda kişiliksiz, taşıdıkları etiketlere göre bilgi düzeyi düşük, liyakat ve nitelikleri ile değil bir yerlere yamanarak belli orunlara (mevkilere) gelmeye çalışan kişilerin varlığının ve çokluğunun payı vardır. Bu kişileri politikada, iş hayatında, bürokraside, medyada hatta eğitim kurumlarında gözlemliyoruz. İç ve dış güçler, bu tür kişileri kullanarak isteklerini gerçekleştiriyor, toplumu yönlendiriyor. Bu kişiler kendilerini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, yerine göre kamu görevlisi olarak görmüyor; buna göre hareket etmiyor; belli kişilerin hizmetkârı, adamı veya cemaatin ya da derneğin üyesi olarak görüyor, daha da kötüsü bazen dış güçlerin ajanı gibi hareket ediyor. Dış güçlerden, okyanus ötesinden yakınır, yaşanan olumsuzlukları bu güçlere bağlarız. Peki bu dış güçler ülke yönetiminde etkinliklerini nasıl gerçekleştiriyor? İşte politikada, iş yaşamında, medyada, bürokraside, eğitim kurumlarındaki işbirlikçileri ile asıl tehlike, içimizdeki bu niteliksiz kişilerdir. Aksi halde baskı rejimi, kişi egemenliği, dış güç vesayeti nasıl kurulabilir? Halkımızın asıl tehlikenin nereden kaynaklandığını görmesi, düzlüğe çıkışın, kurtuluşun ilk adımını oluşturacaktır. Önümüzdeki ilk sınav Anayasa Mahkemesi’nden karar çıkmadığı takdirde, anayasa oylaması olacaktır. Tek adam yönetimini daha da pekiştirecek bir anayasa değişikliğinin, hayırla sandığa gömülmesi ilk aşama olacaktır. Çabalar bu yönde yoğunlaşmalı, sesler kısılmaya çalışılsa da gerçekler halkımıza anlatılmaya başlanmalıdır. Yolsuzluk ve yoksulluğun da etkisi ile halkımızın tehlikeyi daha net görmeye başlaması, kurtuluş ümidini yeşertmiştir. Bu ümidi anayasa değişikliğine verilecek hayır ile canlı tutmak gerekir. Bu ülkenin, şarlatanlara, çığırtkanlara, işbirlikçilere, kişiliksizlere, sürekli takıyye yapanlara değil, halka hizmet edebilecek, dürüst, tutarlı politikacılara, liyakatli bürokratlara, emekçilere, gerçek bilim insanlarına gereksinim vardır. Türk Büro-Sen Genel Başkanõ Yokuş, 657 sayõlõ kanunda değişiklik tasarõsõnõn haklarõ tõrpanladõğõnõ belirtti Reform değil, kadrolaşmaEkonomi Servisi - Türk Büro-Sen Genel Baş- kanõ Fahrettin Yokuş, 657 Sayõlõ Devlet Me- murlarõ Kanunu’nda değişiklik öngören tasarõ- nõn reform değil, memurun haklarõnõn geriye gö- türülmesi ve kadrolaşma olduğunu vurguladõ. Yo- kuş, “Parti ilişkilerinin meşrulaşması ve hü- kümet memuru uygulaması esas alınmak is- tenmişse, taslak siyasi iktidarın amacına uy- gun olarak düzenlenmiştir” dedi. Tasarõnõn kendisini demokratik bir siyasi ik- tidar olarak niteleyenlerin, antidemokratik, tek taraflõ ve zorba yaklaşõmõyla hazõrlanmasõnõ eleştiren Yokuş, sendikalarõn görüşünü almayan bu anlayõşõ kõnadõklarõnõ bildirdi. Daha önce anayasa engeliyle hükümetin ha- yata geçiremediği konularõ parça parça yasa ta- sarõlarõnõn içine yerleştirmeye çalõşmasõnõ ibretle gördüklerini ifade eden Yokuş, memurlarõ uya- nõk olmaya çağõrdõ ve Truva atõ gibi birkaç iyi uygulamanõn içine yerleştirilen tahribat doğurucu maddeleri iyi okumaya ve oyuna gelmemeye da- vet etti. Yokuş şu noktalara dikkat çekti: Dün kamu yönetimi, sosyal güvenlik, sağ- lõk, yargõ, anayasa reformuyla milletin cebine, geleceğine, bütçesine saplanan hançer, bugün 657 Sayõlõ Kanun’da Değişiklik Taslağõ’yla memurlarõ yaralõyor. Kamudaki uzman ihtiyacõnõ konfederasyon olarak dile getirdik. Ancak uzman ihtiyacõnõ gi- dermek için kariyer uzmanlarõ da dahil olmak üze- re tüm uzmanlarõn sözleşmeli statüde çalõştõrõl- masõnõ öngören madde kabul edilemez. Esnek ça- lõşmanõn gereği olarak kamuda çalõşma saatleri- nin düzenlenmesinin kurumlara bõrakõlacak ol- masõ çok başlõ yapõ doğuracak, sorun getirecek. Memurlarõn yaptõklarõ hizmetin özelliğine göre çalõşma sürelerine işyerlerine bağlõ olma- dan çalõşmalarõ imkânõ getirilmiştir. Tasarõ tas- lağõyla idarenin memuru istediği yerde ve iste- diği zamanda çalõştõrabileceğinin esasa bağlan- masõ keyfi uygulamalara neden olacaktõr. Belli davranõşlar nedeniyle cezalarõn ağõr- laştõrõlmasõ, memurlarõn işten çõkarõlmalarõnõn ko- laylaştõrõlmasõ, dolayõsõyla memurluk güvence- sinin zayõflatõlmasõ gündeme getirilmiştir. Müş- teri odaklõ bir yaklaşõm getirirken, müşteri ola- rak gördüğünüz vatandaşa hizmet sunan kamu görevlisinin kendini savunma hakkõnõn olduğu- nu unutmak yaklaşõmõ kabul edilemez. Hedef köle memur Bir memurun tüm hareketlerini değerlen- dirmeyi amirlerin yetkisine bõrakan, amirlerine saygõsõz davranmak, iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak, kendini geliştirmemek, işleri yeterince ciddiye almamak gibi gayri ciddi ve subjektif ta- nõmlamalarla memurun işten çõkarõlmasõnõn yo- lunu açan ve güvencesini zayõflatan bir uygula- mayõ hayata geçirmeyi amaçlayanlarõn, görev- leri nedeniyle yargõlandõktan sonra suçsuz bu- lunan kamu görevlilerinin mağduriyetlerini gi- dermek için de bir çaba göstermesini beklerdik. Anayasa değişikliğiyle temel hak ve öz- gürlüklerden olan toplusözleşme hakkõnõ refe- randumda oylatmayõ düşünenler, daha uygula- ma hayata geçmeden, iş güvencesini yok ederek memura diyet ödetmek istiyor. Devlet, vatandaş, devlet memuru ve kamu hizmeti kavramlarõnõn içi boşaltõlõyor. Unutulmamalõdõr ki, devlet bak- kal dükkânõ değildir; vatandaş müşteri değildir; memur da köle değildir. Bu kavramlar değişti- ğinde, devlet algõsõ da kendiliğinden değişir ve sosyal devlet, bir anda tüccar devlet olur. Tüc- car devlet ise, hizmeti değil kârlõlõğõ ve maliye- ti, insanõ değil işi önceler. Yokuş, daha önce anayasa engeliyle hükümetin hayata geçiremediği konularõ parça parça tasarõlarõn içine yerleştirmeye çalõşmasõnõ ibretle gördüklerini ifade etti. “Parti ilişkilerinin meşrulaşmasõ ve hükümet memuru esas alõnmak istenmişse, taslak siyasi iktidarõn amacõna uygun olarak düzenlenmiştir” dedi. Japon tahvillerini ‘seks satar’ Ekonomi Servisi - Japonya, borç sorunlarõnõn geniş kapsamlõ bir krize dönüşmemesi için ilginç bir yöntemle finansman arayõşõna girdi. Maliye Bakanlõğõ hafta başõnda, Japonya’daki dergilere devlet tahvillerini satmak için seks içerikli reklamlar vermeye başladõ. Reklamda, bir adam çõplak olduğu görülen kadõnlarla para havuzu içinde yüzerken “Siz kazanın, kadınların gözdesi olun” ifadesi kullanõldõ. Başbakan Naoto Kan’õn, Japonya’nõn borç yükünü kontrol altõna alamazsa iflas edebileceğini söylemesi ülkenin ciddi bir tahvil krizi içinde olduğuna dair söylentileri arttõrmõştõ. Çin’de eylem dalgasõ büyüyor Ekonomi Servisi - Çin’de işçiler, yõlbaşõndan bu yana çalõşma koşullarõnõn iyileştirilmesi için eylemler düzenliyor. Öncelikle küçük şehirlerdeki ufak işletmelerde başlayan eylemler, Japon Honda ve Tayvanlõ Foxconn gibi büyük şirketlere de sõçradõ. Basõna uygulanan sansür ve hükümetin bilgi akõşõna yönelik uyguladõğõ baskõlar nedeniyle ülkeden sağlõklõ haber akõşõ sağlanamõyor. 2010 Dünya Kupasõ, harcamalarõn ve spor yatõrõmlarõnõn zirve yaptõğõ etkinlik oldu Ekonomiler yarışıyor Ekonomi Servisi - Dünya ku- pasõ sadece dünya futbolunun en iyi yõldõzlarõnõn ve milli takõmla- rõnõn yeşil sahada mücadele ver- diği sportif bir zirve değil, aynõ za- manda spor yatõrõmlarõnõn da zir- ve yaptõğõ küresel bir etkinlik haline geldi. Business’õn haziran sayõsõnda yer alan habere göre, dünya fut- bolunu yöneten Uluslararasõ Fut- bol Federasyonlarõ Birliği FI- FA’nõn son 20 yõlda tamamen pro- fesyonel yönetim modeline geç- mesi ve sponsorlarõn iştahõnõ keş- fetmesiyle birlikte futbola ve do- layõsõyla dünyanõn en büyük fut- bol turnuvasõna akan para da gi- derek büyüdü. 2000’li yõllarda ar- tõk milyar dolarlardan bahsedilir oldu. Örneğin dört yõl önce Al- manya’da düzenlenen dünya ku- pasõ finalleri için tüm dünyadaki yayõn haklarõndan ve sponsorluk anlaşmalarõndan 2.7 milyar do- larlõk bir gelir elde edilmişti. 2010 Dünya Kupasõ öncesi bu iki kalemdeki gelirler daha da yükseldi. FIFA Genel Sekreteri Jerome Valcke, mayõs ayõ ba- şõnda 2010 Dünya Kupasõ için yaptõklarõ ticari anlaşmalarõn 3.3 milyar dolar gelir getireceğini açõkladõ. Takõmlar ile ünlü futbol yõl- dõzlarõnõn bütçesi ve kazandõkla- rõ yanõ sõra kupa için yapõlan ya- tõrõmlar ile beklenen gelirin yer ve- rildiği Business haberine göre, ge- lirler sayesinde FIFA’nõn dört yõllõk hesap dönemini büyük bir kârla kapatacağõnõ tahmin etmek zor değil. Geçen ayki haberlere göre 2010 Dünya Kupasõ sonra- sõ FIFA’nõn kasasõna 1 milyar do- lar girecek. G. AFRİKA’NIN YATIRIMI 2.5 MİLYAR DOLAR Dünya Kupası etra- fında dönen para bu kadar büyüyünce ev sahibi adayı ülkeler de bu mali pastaya gözlerini dikiyor. Güney Afrika da 1995’ten beri Dünya Kupası finallerini or- ganize etmek istiyor- du. Güney Afrika hükümeti bu uğurda büyük fedakârlıklar yaptı. Hükümet, altı yıl önce 2010 Dünya Kupası Organizas- yon Komitesi’ne ta- mamen kamu bütçe- sinden stadyum inşa- atları için 1.2 milyar dolar, altyapı yatı- rımları için de 962 milyon dolar tahsis etti. Ek bütçelerle bu tutar 2.5 milyar do- ları buldu. Uluslararasõ bankalarõn analistleri, son zamanlarda vakitlerinin büyük bir kõsmõnõ Dünya Kupasõ’nõn ki- min kazanacağõnõ tahmin etmeye harcõyor. Danimarkalõ Danske Bank ve İngiltere merkezli fi- nansal danõşmanlõk şirketi Evolution Group, Brezil- yalõlarõn şampiyon olacağõnõ tahmin eden son kurumlar oldu. Danske, Avrupa’nõn ağõr borç yükü altõndaki eko- nomilerinden İspanya, Portekiz ve İtalya’nõn birbirlerini yeneceklerini ve en son Almanya tarafõndan elene- ceklerini tahmin etti. Evolution da şampiyonu Brezilya olarak gösterirken İsviçreli banka UBS, turnuvayõ ka- zanma şansõ en yüksek olan ülkelerin İtalya, İspanya ve Brezilya olduğunu söyledi ve İspanya ile Brezil- ya’nõn ilk üçte yer alacağõnõ belirtti. Goldman Sachs şampiyonun kim olacağõnõ tahmin etmese de yarõfinale kalacak ülkeleri İngiltere, Arjantin, Brezilya ve İspanya olarak sõraladõ. JPMorgan ise yaptõğõ tahminle diğerlerinden ayrõl- dõ. Bankanõn her zaman kazanan hisseleri ortaya çõkaran analistleri, algoritmalarõnõ bu kez Dünya Kupasõ’nõn kazananõ için yazdõ ve kazananõ İngiltere olarak be- lirledi. BORSA 55 BİNİ AŞTI Önceki haftayõ yüzde 1.12 düşüşle kapayan İMKB, hafta başõnda Avro Bölgesi’ne dair endişelerle 54 binin altõna gerilese de daha sonra yükselişe geçerek haftayõ yüzde 0.95 artõşla 55 bin 131 puandan tamamladõ. Yükselişte Bernanke ve Trichet’in açõklamalarõyla özellikle Çin’den gelen olumlu dõş veriler etkili oldu. Küresel piyasalarda yaşanan endişe gü- venli yatõrõm aracõ altõna olan ilgiyi art- tõrdõ ve altõnõ yeni tarihi zirvesi olan 1252 dolarõn üzerine taşõdõ. Altõn haf- tayõ 1220 dolar civarõnda tamamladõ. Avrupa’daki borç krizi dolarõn Avro kar- şõsõnda güçlenmesine neden olurken, içe- ride dolarõ 1.61 TL’ye taşõdõ. Daha son- ra dõş piyasalardaki toparlanmaya pa- ralel Türkiye’ye artan girişlerle birlik- te dolar tekrar 1.58 TL’nin altõna indi. Avro toparlandı Macaristan’daki borç endişeleriyle 1.19 seviyesinin altõna inerek dolar karşõsõnda 4 yõlõn en düşük seviyesi- ne gerileyen Avro, perşembe İspan- ya ve İtalya’nõn başarõlõ tahvil satõş- larõ ve Trichet’in güven veren açõk- lamalarõyla toparlandõ, haftayõ 1.215’ten kapadõ. Petrol tırmanışta Petrol fiyatlarõ ABD’de ham petrol stoklarõnõn beklenenin üzerinde düştü- ğü söylentileriyle 73 dolarõn üstüne çõ- karken, Çin’den gelen olumlu ihracat rakamlarõyla cuma 75 dolara yaklaştõ. Macaristan endişeleriyle haftaya düşüşle başlayan piyasalar, Fitch’in İngiltere’nin mali sõkõntõlarõnõn önemli boyutta oldu- ğunu açõklamasõyla olumsuz seyrini sürdürdü. Almanya da kemer sõkan ül- keler arasõna girerken AB’nin 440 mil- yar Avro’luk güvenlik ağõnõn onayla- masõ piyasalarõ kurtarmaya yetmedi. Standart&Poors bunun borçlanma so- rununu çözmeyeceğini açõkladõ. IMF de Av- rupa’daki krizin Asya’ya sõçrayabileceği ko- nusunda uyardõ. Hafta sonuna doğru ise Trichet’in ve Bernanke’nin olumlu açõklama- larõ piyasalarõn yüzünü güldürdü. İspanya ve İtalya’nõn başarõlõ tahvil ihracõ, Çin’den ge- len yüksek dõş ticaret rakamlarõ ve AB banka- larõnõn Moody’s’in stres testinden geçmesi olumlu gelişmeler arasõnda yer aldõ. İç piyasalar bu haftayõ da dõş gelişmelerin özellikle Avrupa’da gide- rek büyüyen borç endişelerinin etki- sinde geçirdi. Sanayi üretimi topar- lanmaya dair olumlu sinyaller verdi. Piyasalar haftalardõr Avrupa’daki borç krizine odaklanõrken Macaris- tan’dan sonra Japonya’nõn da iflas bayrağõnõ çekebileceğini açõklamasõ krizin yayõlacağõ endişelerini yüksel- tip çalkantõnõn boyutlarõnõ arttõracak. Pi- yasalar şu verileri izleyecek: Pazartesi Avro Bölgesi’nde ve Japonya’da sanayi üretimi açõklanacak. Japonya Merkez Bankasõ iki günlük faiz toplantsõna başlaya- cak. Çarşamba Avro Bölgesi’ne ait enflasyon rakamlarõ duyurulurken ABD’de açõklanacak kapasite kullanõmõ, sanayi üretimi, inşaat ruhsatlarõ, yeni konut inşaatlarõ verile- ri küresel toparlanmanõn işaretlerini verecek. Türkiye piyasalarõnda ise, haftanõn en önemli verisi salõ açõklanacak işsizlik verileri olacak. Perşembe Merkez Ban- kasõ’nõn faiz toplantõsõ yapõlacak, faiz- de herhangi bir değişiklik beklenme- mekle beraber, yapõlacak açõklamalar piya- salara yön vermesi açõsõndan önem taşõyor. H A F T A N I N Ç İ Z E L G E S İ NE OLDU? NE OLACAK? Hazırlayan: PELİN ÜNKER Kriz ağõrlaşõyor Çalkantõ sürecek Sabancı’ya Fransız nişanı Ekonomi Servisi - Sabancõ Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Güler Sabancı’ya, Fransõz dev- let nişanõ Legion d’Honneur verilecek. Nişan, 15 Haziran Salõ günü Sakõp Sabancõ Müzesi’nde tö- renle Fransa Ekonomi, Sanayi ve Çalõşma Bakanõ Christine Lagarde tarafõndan Sabancõ’ya takdim edilecek. Sabancõ Holding açõklamasõnda, 2002’de İtal- ya tarafõndan nişan verilen Sabancõ’ya 2007’de Belçika Senatosu Başkanõ Armand de Decker ta- rafõndan, “II. Leopold Commander Nişanı” ve- rildiği hatõrlatõldõ. Açõklamada ayrõca, geçen yõl İspanya’nõn en üst düzeydeki liyakat nişanõnõn iki ülke ilişkilerine olan katkõlarõndan ötürü takdim edildiği, son olarak, nisanda da Avusturya’nõn en üst düzey devlet nişanõnõn Avusturyalõ Bakan Re- inhold Mitterlehner tarafõndan Sabancõ’ya veril- diği kaydedildi. ALTINDA TARİHİ REKOR BANKA ANALİSTLERİ SONUCA KAFA YORUYOR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle