Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yurt Haberleri Servisi - Yurdun çeşitli
kentlerinde düzenlenen Nevruz kutlamala-
rõ, PKK gösterisine dönüştü. Van’da açõlan
“İşgalci TC, Kürdistan’dan defol” yazõlõ
pankart 10 dakika sonra indirildi. Kapatõlan
DTP’nin eski eşbaşkanõ siyasi yasaklõ Aysel
Tuğluk da “30 yıldır direndik, önce bize
fiziki soykırım uygulandı. Şimdi siyasi bir
soykırım ile karşı karşıyayız” dedi.
Van’da Van Kalesi’nin kuzey tarafõndan
gerçekleştirilen kutlamaya yaklaşõk 35 bin ki-
şi katõldõ. Etkinlikler, sabahõn erken saatle-
rinde kapatõlan DTP’nin eşbaşkanlarõ ve si-
yasi yasaklõlar Ahmet Türk ve Tuğluk, BDP
Van milletvekili Özdal Üçel, Van Belediye
Başkanõ Bekir Kaya ve Kürt açõlõmõ kap-
samõnda Kuzey Irak’tan gelen PKK’li Nu-
rettin Turgut’un Nevruz ateşini yakmasõyla
başladõ. PKK lehine sloganlar atan ve terör
örgütü PKK’nin elebaşõsõ Abdullah Öca-
lan’õn posterlerini açan gruba polis müdahale
edince gerginlik yaşandõ.
Polisin biber gazõyla müdahalesine gös-
tericiler taşlarla karşõlõk verdi. Ahmet Türk,
hem Türkiye’de hem de Avrupa’da Kürtle-
re yönelik baskõlar olduğunu belirterek “Pe-
ki açılım bu mudur? Açılım beyinlerimi-
ze pranga vurmak ise bunu elbette red-
dediyoruz. Kürt halkı bir bütün olarak çö-
züme hazırdır. Muhataptır.” diye konuş-
tu. PKK’li Nurettin Turgut da “Onurlu
bir barışa hazırız. Ancak buna uygun ko-
şullar verilmezse de dağlarda ovalarda di-
renişe hazırız” diye konuştu.
Şanlõurfa’da kutlamaya katõlan binlerce ki-
şi de PKK lehine sloganlar attõ. Öcalan’õn
çağrõsõ üzerine Türkiye’ye gelen bir grup
PKK’li de alana alkõşlarla girdi. Etkinlikte
KESK Genel Başkanõ Sami Evren ve BDP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Gülten Kışanak
birer konuşma yaptõ.
Yine ‘Sayın Öcalan’ konuşması
Bingöl’deki etkinliklerde de benzer gö-
rüntüler yaşandõ. BDP lideri Selahattin De-
mirtaş, “Bize yapılan açılım kelepçe
açılımı oldu. Başörtülülere yapılan açı-
lım zulüm açılımı oldu. Alevilere yapı-
lan açılım inkâr açılımı oldu. Şimdi sı-
ra Romanlarda” diye konuştu.
Adana’da Mimar Sinan Açõk Hava Ti-
yatrosu’ndaki kutlamalarda da Öcalan pos-
terleri açõldõ, PKK lehine sloganlar atõldõ.
BDP Şõrnak Milletvekili Sevahir Bayındır,
Öcalan’dan “sayın” diye söz ettiği konuş-
masõnda, “Sayın Öcalan’ın cezaevi şart-
ları iyileştirilmeli ve kendisi de muhatap
alınmalıdır. Kürt halkının hakları veril-
mediği sürece açılımın başarılı olması
söz konusu değildir” dedi.
İstanbul’da BDP Kadõn Meclisi üyesi yö-
resel kõyafetli kadõnlar, bugün Zeytinbur-
nu Kazlõçeşme’de düzenlenecek Nevruz
kutlamalarõna katõlmalarõ için Taksim’de
yurttaşlara broşür dağõttõ.
SAYFA 21 MART 2010 PAZARCUMHURİYET
10 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Mart
Oslo K 3
Helsinki K 2
Stockholm K 3
Londra B 14
AmsterdamB 10
Brüksel Y 11
Paris Y 13
Bonn Y 14
Münih Y 11
Berlin Y 15
Budapeşte Y 19
Madrid Y 18
Viyana B 19
Belgrad PB 21
Sofya B 16
Roma PB 16
Atina A 18
Zürih Y 15
Moskova K 5
Aşkabat PB 12
Taşkent Y 15
Bakû PB 10
Bişkek Y 6
Tiflis B 9
Kahire A 22
Şam B 20
İstanbul B 15
Edirne B 17
Kocaeli S 19
Çanakkale B 16
İzmir B 19
Manisa B 20
Denizli B 20
Zonguldak B 15
Sinop B 13
Samsun B 17
Trabzon B 15
Giresun B 14
Ankara B 15
Eskişehir B 16
Konya B 13
Sıvas B 12
Antalya B 22
Adana B 20
Mersin B 21
Diyarbakır B 16
Şanlıurfa B 20
Mardin B 18
Siirt B 18
Hakkâri B 5
Van B 7
Kars B 7
Ülkemizde
yağış
beklenmiyor.
Doğu
Anadolu’nun
doğusu parçalı
bulutlu, diğer
yerler az
bulutlu ve açık
geçecek. İç
Ege ile Kocaeli
çevrelerinde
sabah
saatlerinde
hafif sis
görülecek.
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Oysa, iktidara sağduyu ve aklıselimle hareket
etmesi çağrısı muhalefet partilerinin hakkı.
AKP gerçekten sağduyulu ve aklıselimle
hareket etseydi, yargıyı siyasallaştıran ve
kuvvetler ayrılığını hiçe sayan değişiklik paketi
hazırlayıp muhalefetin önüne koymaktan
çekinirdi.
İktidara pek çok konuda olduğu gibi anayasa
konusunda da ne aklıselim ne de sağduyu
egemen.
Bu yargı kesinleşti. Muhalefet partileri,
yüksek hukuk kurulları, hukuk adamları
değişiklik paketinin sadece AKP’ye hizmet
etmeyi amaç edinen bir girişim olduğunda
birleşiyor.
Böyle olmasaydı, örneğin Danıştay Başkanı
Mustafa Birden, paketin içeriği medyaya
yansıyınca, bu değişikliklerin yargı
bağımsızlığına ve kuvvetler ayrılığına aykırı
olduğunu söyler miydi?
3-4 aydır sürekli olarak anayasanın özellikle
HSYK’nin bünyesini değiştirmeyi amaç
edindiğini ilan eden bir hükümet, hâlâ bu
paketin içeriğini doğru dürüst saptayamamış
görünüyor.
Anayasa değişikliğine yüksek mahkemeyle
ilgili bir madde koyalım mı, koymayalım mı?
HSYK’nin üye sayısını şöyle mi değiştirelim,
böyle mi diye bir karara varamayan hükümet,
sağlıklı bir anayasa paketi hazırladığını nasıl
iddia edebilir?
İki gün önce pakette örneğin Anayasa
Mahkemesi’nin bünyesiyle ilgili bir değişiklik
olmayacağını duyurdular. Dün sabah baktık ki,
bundan da vazgeçmişler. Anayasa
Mahkemesi’ni bünyesel açıdan da değiştiren,
hatta yüksek mahkemeyi iki daireye bölen bir
düzenleme getirmek için pakete bir madde
eklemişler.
Bir ara medyamız gerçekten umutlandı.
Örneğin HSYK’ye TBMM’den üye seçiminden
vazgeçildiğini ve Anayasa Mahkemesi ile ilgili
bir maddenin olmayışını iktidarın muhalefetin
eleştirilerine ve irdelemelerine kayıtsız
kalmayacağı biçiminde yorumladı.
Oysa iktidar bir türlü ortaya çıkaramadığı
anayasa değişiklik paketiyle HSYK’ye üye
seçimini TBMM’den alıp Çankaya’daki AKP’liye
veriyor.
Hükümet ve AKP Genel Merkezi, aylardır
kafa kafaya verip ortaya çıkarmaya çalıştıkları
paketi bir türlü muhalefet partilerine, medyaya
ve sivil toplum kuruluşlarına veremedi. Nedeni
de anayasada hangi maddelerin
değiştirileceğine bir türlü karar verememiş
olması.
Bu türlü çalkantı içinde bir anayasa
değişikliğini kimin hazırladığı, kimin yargı
bağımsızlığına veya kuvvetler ayrımına önem
vererek bu maddeleri örgütlediği de belli değil.
Başbakan RTE çıkıyor kürsüye, pazartesi
günü arkadaşlarının muhalefet partilerine
değişiklik paketini vereceğini söylüyor.
Muhalefete üç gün süre vermiş görünüyor.
Hükümet aylardır bir paketi doğru dürüst
hazırlayamıyor; ama muhalefetin bu paketin
içeriği üzerindeki irdelemelerini, eleştirilerini ve
önerilerini üç gün içinde hazırlamasını ve
bildirmesini istiyor.
Bütün bunlar Anayasa değişikliğini gerçekten
istenilen ve yapılması gereken bir değişiklik
olmaktan çıkarıyor.
Değişikliğin bir AKP anayasası değişikliği
olduğunu kanıtlıyor.
Muhalefet de medya da, hatta sivil toplum
kuruluşları, değişiklikleri medyadan izleyenler;
pakette bir gün öyle, bir gün böyle değişiklik
yapıldığını görerek, hangisinin kesin olarak
metne alınacağını bilememenin şaşkınlığını
yaşadılar, yaşıyorlar.
Ama RTE’ye bakarsanız her şey düzgün
gidiyor ki, bütün eleştirilerin hiçbir değeri yok.
AKP kendine hizmet edecek bir anayasa
değişikliği değil, üstelik yargı bağımsızlığını,
kuvvetler ayrılığını gözeten bir değişiklik yaptığı
inancında.
Elbette muhalefet de örneğin geçici 15.
maddeyi değişiklik paketinin içine alarak
iktidarın kurduğu tuzağa düşmüyor.
Nitekim iktidarın bu türden çabalarına karşın
CHP, MHP ve hatta BDP anayasa değişiklik
paketine oy vermeyeceklerini metni görmeden
ilan ettiler.
Görünen köy kılavuz istemiyor.
Ortaya çıkan gerçek şu ki; iktidarın tek amacı
yargıyı iktidara bağımlı hale getirmek!
IŞIL ÖZGENTÜRK
Hak Aramak!
Bütün büyük sözlerden vazgeçtim, şimdi bir
emekli olarak hak aramaya çıktım.
Bizim meslekte çalışanların büyük
çoğunluğunun tuzu kuru ama benim öyle değil.
Hayatım, kendimi geçindirmek için proje
oluşturmakla geçiyor. Neyse ki, bu konuda çok
yetenekliyim. Yoksa açlıktan ölebilirim.
Evet, şimdi şiddetle 30 Haziran’ı bekliyorum,
çünkü 30 Haziran’da Anayasa Mahkemesi bir
eşitsizliği görüşecek. Şöyle kendimden yola
çıkarak anlatayım, ben bir SSK emeklisiyim ve
aldığım üç kuruş para. Ama memur emeklileri
benim iki katım para alıyorlar, ayrıca SSK’den
yeni emekli olanlar da benim iki katımdan daha
fazla emekli parası alıyorlar.
Böyle bir eşitsizlik olabilir mi?
İşçi Memur Bağ-Kur Emeklileri Derneği
(İMBED), bu eşitsizliğin değiştirilmesi amacıyla
bir dava açtı geçtiğimiz 2009 yılı Haziran
ayında, şimdi tam bir yıl sonra Anayasa
Mahkemesi bu konuyu görüşecek. Bizim yargı
sistemimizin şiddetle onarılması gerekiyor.
Anayasa Mahkemesi üyeleri, aylıklarını güzel
güzel alıyorlar, ama ben bir yığın proje
tasarlamak, bir yığın insana bu projeyi
anlatmak zorunda kalıyorum. 62 yaşımda bu
bayağı zoruma gidiyor. Bana haksızlık oluyor.
Dilerim, 30 Haziran’da bu eşitsizliği
tartışacak Anayasa Mahkemesi üç kuruşluk
emekli maaşı alanları bir düşünür.
Sıkıldınız biliyorum, ben de sıkıldım, öyleyse
çok güzel bir hikâyeye geçelim.
Nisan ayında Amerika’ya gidiyorum. Beni
davet ediyorlar, ben de hayır demedim, şu
artık kısalan ömrümde New York’u görmek
istiyorum.
Bu müjdeyi verdikten sonra gelelim bu
ülkenin erkeklerine, ne oluyor, birisi
anaokulunda 24 öğrencinin önünde, kendisiyle
herhangi bir ilişkiye girmeyi reddeden
anaokulu öğretmenini önce silahla yaralıyor,
ardından kurşunla ölmez diye yanına aldığı
bıçakla 24 öğrencinin önünde genç kadının
boğazını kesiyor.
Ne oluyor, birileri bir başka öğretmeni adım
adım takip ediyor. Genç öğretmen bu takipten
öylesine bunalmış ki, başka bir yere tayinini
istiyor ve gencecik kadın öğretmenimiz
Ege’den başka bir yere tayin ediliyor. Ancak
adam onu buluyor ve öldürüyor, adamın
savunması da şöyle: “Sevdiğim için
öldürdüm.”
Vay canına, sevmenin şiddetle birleştiği bir
coğrafya da yaşıyoruz, korkun!
En iyisi İstanbul’un Karadeniz’e açıldığı
Garipçe köyünden söz etmek, yağmurlu bir
günde oradayız. Tuhaf bir yer, ekibimle birlikte
mekân bakıyoruz, çünkü yeni bir film
yapacağız, adı “İstanbul Bir Cennettir!” Nasıl
bir film bu, Pakistan’dan kaçan bir mülteci
bizim Garipçe kıyılarına vuracak, ölmeye yakın
ve karaya vurduğu Garipçe’yi cennet sanıyor.
Ve işleri sadece midye dolma yapmak olan bir
aile adama cenneti göstermeye karar veriyor.
Onu uyduruk teknelerine alıp Karadeniz’e
açılıyorlar ve teknede ailenin gelini var. Hem
Kürtçe, hem Arapça şarkılar söylemeyi bilen
bir gelin. Ve Pakistanlı mülteci cennete
giderken onu bu şarkılar uğurlayacak.
Güzel, bizi saran, bütün karmaşadan
kurtulmak için iyi bir hikâye. Bu arada
Garipçe’de bize rehberlik eden Kıvırcık Ali
lakaplı Ali Bey’i unutmamak gerek, o kadar
çok Atatürk’e benziyor ki, bir ara bendeniz
şaşırıyorum, sanki Atatürk’le konuştuğumu
sanıyorum. Neyse ki, asistanlarım yanımda,
“Hocam, o kıvırcık Ali” diyorlar.
Bir ara Garipçe’ye uğrayın.
isilozgenturk@gmail.com
“Yamalı bohça”,
Türkçemizin en güzel
deyimlerinden biridir.
“Tutarlılığı, bütünlüğü
olmayan” anlamına gelir.
Herhangi bir eşyanın, işin,
projenin, önerinin, yazının,
kitabın tutarsızlığını, mantıksal
bütünlüğe sahip olmadığını
vurgulamak için kullanılır.
Şimdi “yamalı yorgan” diye
yeni bir ürün de çıktı:
“Yamalı yorgan”, yüzü
yamalardan oluşan kumaşla
kaplı yorgan demek.
Belki ilk zamanlarda
yoksulluktan ve
gereksinmeden doğan yorgan
yüzünü yamamak işi, daha
sonra estetik kaygıları da
içeren yaratıcı bir etkinlik
halini aldı.
“Yamalı yorgan” yapmak
artık bir sanat kabul ediliyor.
İngilizcesi “patchwork quilt”.
Google’da bir arama
yaparsanız her biri gerçek
sanat yapıtı olan örnekler
görebilirsiniz.
AKP’nin anayasa değişiklik
önerileri için çeşitli sıfatlar
kullanıldı:
Mehmet Tezkan,
Milliyet’te “aşure” diye
niteledi.
Mehmet Yılmaz,
Hürriyet’te “ortaya karışık”
dedi.
Ben daha çok “yamalı
bohça” deyiminden yanayım.
Ama siz “çorbaya dönmüş”
de diyebilirsiniz.
Günlük yazılarını Türkçe
sözcükler üzerindeki esprili
oyunlarla bezeyen sevgili
Mustafa Balbay bu değişiklik
önerilerini nasıl nitelerdi,
merak ediyorum.
Aklımı kurcalayan bir soru
daha var:
İnsanlığa hizmet aşkını ülke
sorunlarının çözümüne de
yoğunlaştıran, değerli cerrah
ve bilim insanı, büyük eğitimci
ve girişimci Prof. Dr. Mehmet
Haberal nasıl bir anayasa
değişikliği önerisi hazırlardı
acaba?
Ya da yargılanmadan
tutuklanarak hapse yollanan,
yargılanma süreçleri bir
cezaya dönüştürülen öteki
tutuklular anayasanın
neresinin değiştirilmesini
isterlerdi?
Birbiriyle ilişkisiz ve kimi de
çelişkili olan çok farklı
önerileri tek bir paket halinde
referanduma sunmak ve bu
“yamalı bohçaya” sadece
“evet” ya da “hayır”
denmesini istemek ne denli
demokratik bir uygulamadır?
Halk dalkavukluğu yapanlar,
tümüyle karşı çıktıkları, yerden
yere vurdukları ve hem
değiştirilmiş olan hem de
yeniden değiştirilmek istenen
1982 Anayasası’nı halkın
yüzde 92 gibi ezici bir
çoğunlukla kabul ettiğini
unutuyorlar mı?
Seçmenin iktidarı belirleme
gücünü, referandum yoluyla
bizzat iktidarın yerine koyarak
yasa yapma gibi teknik bir
konuda istismar etmek
isteyenler ne denli tehlikeli bir
oyun oynadıklarının farkında
mı?
1982 Anayasası metni
taslak olarak tartışmaya
açıldığında onu “Hilkat
garibesi” olarak nitelemiştim.
Kimileri de “Deli gömleği”
demişti o taslak için.
Haklı olduğumuz zaman
içinde ortaya çıktı.
Türkiye, şimdi pek çok
düzeltme yapılmış olmasına
karşın, bu “hilkat garibesi”
anayasanın, bu “deli
gömleğinin” pençesinde
kıvranıp duruyor.
Bugünkü değişiklik paketi,
bu garip, tutarsız ve yetersiz
olan anayasayı daha da
uygulanamaz hale getirecek,
demokratik rejimin temellerini
iyice sarsacak.
Aynen son referandumda,
parlamenter sistemin içine
halk tarafından seçilen bir
cumhurbaşkanı monte etmek
gibi, kestirilemeyen sonuçlar
doğuracak!
İstenen, mevcut sistemin
gerçekten işlemez hale
getirilmesi midir?
Yıkıcı bir “yamalı bohça”
yerine, “yamalı yorgan” gibi
güzel bir değişiklik paketi,
muhalefetle ve bütün toplumla
mutabakat içinde
hazırlanamaz mıydı?
Amaç demokratik
uzlaşmanın gerçekleştirilmesi
midir, düşmanca
kutuplaşmanın
derinleştirilmesi mi?
ekongar@cumhuriyet.com.tr
www.kongar.org
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Yamalı Bohça, Yamalı
Yorgan Farkı...
D İ Y A R B A K I R
(Cumhuriyet Bürosu)
- Ergenekon soruştur-
masõ kapsamõnda tu-
tuklanan Erzincan
Cumhuriyet Başsavcõsõ
İlhan Cihaner’in tu-
tukluluk haline yapõlan
dördüncü itiraz da
“kuvvetli suç şüphesi-
nin varlığı ve mevcut
delil durumu” gerek-
çesiyle reddedildi.
Erzincan’da yürütü-
len Ergenekon soruş-
turmasõ kapsamõnda,
HSYK tarafõndan gö-
revden alõnan eski Er-
zurum Özel Yetkili
Cumhuriyet Savcõsõ Os-
man Şanal tarafõndan
tutuklatõlan Erzincan
Cumhuriyet Başsavcõsõ
İlhan Cihaner’in avu-
katlarõ, Erzurum 2. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nin
3. kez tahliye talebini
reddetmesi üzerine bir
kez daha itiraz haklarõ-
nõ kullandõlar. Cumhu-
riyet Başsavcõlõğõ’na ya-
põlan başvuru üzerine
Cihaner’in dosyasõ Di-
yarbakõr’daki yetkili 4.
Ağõr Ceza Mahkeme-
si’ne gönderildi. Mah-
keme tutukluluk halinin
devamõna karar verdi.
İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da Kazlõçeş-
me Meydanõ’nda bugün gerçekleştirilecek Nevruz
kutlamalarõ nedeniyle saat 07.30’dan itibaren bazõ yol-
larda trafik geçişine izin verilmeyecek. Sahil kuzey
güney girişleri ve Belgratkapõ arasõ, Zeytinburnu Var-
yanttan Zeytinburnu’na giriş, Yedikule Göğüs Has-
talõklarõ Hastanesi önü, Balõklõ Rum Hastanesi önü,
Kazlõçeşme pazar önü trafiğe kapatõlacak. Gerekti-
ğinde Mevlana Kapõ Kavşağõ sahil istikameti, Ye-
nikapõ istikameti, Galeria ilerisi, Zeytinburnu Köp-
rüsü ve Samatya Işõklar Ataköy istikameti ve ihtiyaç
duyulmasõ durumunda Kazlõçeşme mevkisi ve çev-
resindeki yollar trafiğe kapatõlabilecek.
TUTUKLULUK HALİ SÜRECEK
Cihaner’initirazı
yine reddedildi
ÖcalanposterlerininaçõldõğõNevruzkutlamalarõndagerginlikyaşandõ
PKK gösterisi gibi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, bugün
kutlanacak Nevruz Bayramõ’nõn özün-
de var olan değerler õşõğõnda kutlanmasõ
konusunda herkesin hassasiyet göste-
receğine inandõğõnõ bildirdi. Cumhur-
başkanõ Gül, Nevruz’un, BM Genel Ku-
rulu tarafõndan geçen şubat ayõnda oy-
birliğiyle alõnan kararla uluslararasõ ni-
telik kazanmõş olmasõnõn, bu yõlki kut-
lamalara ayrõ bir anlam da kazandõrdõ-
ğõna da dikkat çekti.
TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin,
“Nevruz’un gerginlik ve huzursuzluk
aracı haline getirilmesine fırsat ve-
rilmemesi en büyük dileğimiz” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
tabiatõn yenilenişi ve tazelenişini, ba-
harõn gelişini müjdeleyen Nevruz’un,
yeni ve güzel başlangõçlarõn, sevinç ve
neşeyle kutlandõğõ gün olduğunu belirtti.
MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçe-
li ise Nevruz’un geçmişle bugün ara-
sõnda kültürel köprü olduğunu belirte-
rek, “Ne var ki, milletimizin birliğini
ve beraberliğini simgeleyen Nevruz
Bayramı, zaman zaman bölücü mih-
raklarca kasıtlı bir şekilde yorum-
lanmış ve ihanet gösterilerine alet edil-
mek istenmiştir” diye konuştu.
CumhurbaşkanõvesiyasilerdenNevruz’dabirlikveberaberlikmesajlarõ
Adõna yakõşõr kutlansõn
Nevruz Paris’te
ANKARA (AA) - “Nevruz Bayramı”, bu yõl ilk
kez Paris’te UNESCO Genel Merkezi’nde de
kutlanacak. Türk Kültür ve Sanatlarõ Ortak
Yönetimi Genel Sekreter Yardõmcõsõ Doç. Dr.
Fırat Purtaş yaptõğõ açõklamada, 29 Mart’ta
bir kutlama yapmaya karar verdiklerini anla-
tarak “Hazırladığımız program, Nevruz’un ti-
yatralize edilmiş bir sunumu. UNESCO Ge-
nel Merkezi’nde Nevruz şarkıları söylenecek,
Nevruz dansları yapılacak” dedi.
Katılımın yoğun olduğu Van’daki kutlamalara Tuğluk ve Türk de katıldı. (AA)
Yollar kapalı