18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 u r djj r u_Le bıi ıj 27Şubat2010Cumartesı Sorumluluk alabilecek miyiz r J FATMA AKMAN K openhag'da gerçekleşen Bırleşmış Milletler Iklim Değişikliği Konferansı 2 dcrecelik ısınmanın önüne geçilebilmesi ıçin gereken hedeflerin taahhüt edilmesini sağlayamadı. Iklim değişikliğiyle mücadele ve finansman konularında küresel hedeflerden uzak, siyasi iradenin yansıtılmadığı ve yasal bağlayıcılığı bulunmayan "metin", düşük karbon ekonomisine geçışin ertelendiğini gösteriyor. COP 15, fiyasko diye nitelendirilebilecek bir şekilde sonuçlandı. Sırada COP 16 var. Ancak BM lldim Değişiklıği araştırmalarını beklemek yerine, hepimizin ulusal, yerel, kışisel seviyede harekete geçme zamanı geldi. lnsanın doğal kaynakları tüketme hızı, doğanın kendini yenileme hızının %25 uzerinde... Ekolojik ayak ızı ölçümlerine göre dünyadaki herkes bir Kuzey Amerikalı kadar tüketse 5, bir Avrupalı kadar tüketse 3 gezegene daha ihtiyacımız olacak. Yeryüzünde herkes Türkiye'deki insanlar gibi yaşarsa iki gezegene ihtiyaç duyulacak. însanın ekolojik ayak izinın %70'i karbon emisyonlarından, geri kalan kısmı ise tarım, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık ve tatlı su temini gibi gereksinimlerden kaynaklanıyor. Dünyada bir çevre bilinci yaratmanın yolu temiz enerjiden geçiyor. Ancak küresel iklim değişikliğine neden olan temel unsurun ınsan faktörü olduğu göz önune alındığında bireysel çabaları da hafife almamak gerekiyor. Elektrikli küçük - büyük ev aletlerini kullanılmayan zamanlarda prize takılı bırakmamak; poşet kullanımını asgari düzeye indirmek; alışverişlerde dayanıklı kumaş torbalar kullanmak; pil, kağıt, cam atıkları belediyelerce belirlenen atık kutulanna bırakmak bile dünyanın daha yaşanabilir bir yer olması ve daha uzun süreler yaşanabilir kalmasına mutlak katkıda bulunacak. Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın (WWF) hazırladığı ve Kopenhag Zirvesi öncesinde bir yol haritası olarak kamuoyunun gündemine sunduğu Yeni Iklim Anlaşması Cep Klavuzu'ndaki öngörüler ve uyarılar hala ciddi önem taşıyor. WWF'ye göre gelişmiş ülkelerin, düşük karbon ekonomisini gerçekleştirmeleri yanında, gelişmekte olan ülkelerdeki emisyonlannı önemli derecede azaltmaları için yükümlülük almalan bir ön koşul olmalı. McKinsey firmasının yaptığı bir çahşma, küresel emisyonları 2O3O'a kadar 1990'daki seviyesinin yüzde 35 altına düşürme potansiyeli olduğunu ortaya koyuyor. Gerekli yaşam tarzı değişikliklerinin ve bazı pahah teknolojilerin maliyetine rağmen, dünya çapındaki toplam maliyet önümüzdeki 20 yılda 250-300 milyar Avro olacak. Bu rakam küresel GSYÎH'nin yüzde 0.5'i anlamına geliyor. WWF'nin önerdiği seçenek, paranın toplanabilmesi için ulusal veya küresel ölçekte kirlilik izinleri için açık artırma yapılması... WWF bu gelirin yüzde 10'unun bile gerekli fonu sağlayabileceğini düşünüyor. Ancak çözülemeyen bir konu da bu paranın toplansa bile nasıl yönetileceği hususunda... Zira gelişmiş ülkeler temin ettikleri bütçenin Küresel Çevre Fonu ya da Dünya Bankası gibi mevcut organlar üzerinden ilerlemesini tercih ederken gelişmekte olan ülkeler bu kurumların çoğunun demokratik olmadığını ve büyük ölçüde zengin ülkelerin kontrolünde olduğunu savunuyor. ACIAMA GERÇEK »/ tngıltere'de Çevre Araştırma Kurumu'nun araştır- masına göre, siipermarketlerdekı derın donduruculann çevreye verdığı zarar, naylon poşetlerın verdığı zararla es- değer Donduruculardan çıkan kımyasallar, süpermarket- lertn doğrudan sera gazı saltmlartnm %30'unu olusturu- yor Ustelık süpermarketlerın yalmzca bınde beşı daha yeşıl teknolo/tlerı benımsemış durumda Bu zarar ıse, Hıdroflorokarbonun yanı HFC gazının soğutucu olarak kullanılmaundan kaynaklanıyor 1990'lardan berı bu- nun alternatıfı olan CFC ve HCFC'ler var Bu alternatıf- ler önerılse de, pek çok süpermarket bunu benımseme- mekte ısrar edtyor V' Türktye Su Mecltsı'ntn açıklamastna göre, Türkı- ye'de wn 10 yılda 240 bın hektardan fazla sulak alan ku- rudu Bunun ıkı ana nedenı bulunu- yor îlkı doğrudan kurutma 1953 yılından berı, yak laşık 700 bın hektar sulak alan, Çukurova, Çarşamba Ova- ^ sı, Konya Ovast, Me- _ rıç ve Ergene havzaları gıbı pek çok böl- gede sulak alanlar bu şekilde kurutuldu Ikınct neden ıse dolaylı kurutma, yanı su rejimine yapılan plamız müda- halelenn sulak alanlar üzerindeki dolaylı etkılen... Orne- ğin, Konya Havzası'nda sulama barajlan ve btnlerce ku- yu nedenıyle suyun göllere gttmesı engellenerek, havza- daki doğal su akışı bozuldu Konya Havzası'ndan her yıl bir Tuz Gölü'nü dolduracak kadar su çekildı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle