25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B Sincaplar Bize Ne Öğretir? Sincap deyince aklımıza ne gelir? Daldan dala atlayan, uzun kuyruklu, neşeli bir hayvan. Gamsız, sorunsuz, ağaçlar arasında gezerek yaşanan bir hayat. İşte size yüzeysel, sıradan bakışa da- yalı bir izlenim. Sincap yaşamı hiç de böyle değildir. Oyun oynamayı severler ama, bu oyunlar kendini koruma antren- manlarıdır. Sincap güçlü bir hayvan değildir. Kendini koruması için çevik olması ge- rekir. Bu bir yaşam öğretisidir. Hayatta kalabilmek için önce, Kendini korumayı bilmek gerekir. Biz insanların çoğu kez unuttuğu- muz bir şeydir bu. Onun için de çevik olmak gerekir. Hantal, yavaş bir sincap hayatını sür- düremez. Besin maddelerini saklayıp depo- lamak, sincapların en önemli alışkanlığıdır. Ağaç kovuklarına sakladıkları besinleri çok değerlidir. Çünkü onlarla beslenirler. Sincaplar ne bulursa yemezler. Abur cuburla, reklamla parlatılmış besinlerle ilgileri yoktur. Onlar doğal beslenirler. İnsanların unuttuğu beslenme biçimi- dir ‘doğal beslenme’. Tavuklarımız sıkışık kümeslerde yapay yemlerle şişmanlatılır. Balıklarımız denizleri unutturan ha- vuzlarda yetiştirilir. Hepsinin yemleri de hormonludur, ilaçlıdır. Bir an önce büyüyüp şişmanlamaları amaçlanmıştır. Oysa ‘sincap’ bize fındıkları yemeyi ha- tırlatır. Doğanın içinde beslenmeyi düşün- memizi ister. Elbette oyuncudur. Daldan dala atlar. Birbirlerini aldatırlar, şaşırtmaca verirler. Bize verdikleri derslerin birisi de bu- dur. Doğa ile iç içe oynamak. Biz insanların unuttuğu bir başka şey. Ekran oyunları ile oyalanmak. Kapalı, havasız salonlarda eğlenmek. Sincaplar bunu bilmez, sevmez ve is- temez. Bize, Doğaya çıkın derler. Doğada birbirinizle oynayın. İp atlayın. Çember çevirin. Bu dersleri öğrenebilir miyiz dersiniz? Üniversite kazanamayan ya da seçtiği meslekten memnun olmayan gençler, aşçõlõk okullarõna gidiyorlar ÇİĞDEM ŞENTUĞ İşsizlik ve aşçõlõğõn günümüzde prestijli bir meslek halini almõş ol- masõ, profesyonel aşçõlõk kurslarõna ta- lebi arttõrdõ. İstanbul’da gastronomi alanõnda eğitim almak isteyenler için birçok kurs bulunuyor. 2004 yõlõnda hizmete giren Mutfak Sanatlarõ Akademisi (MSA), profes- yonel aşçõlõk eğitimi veren kurum- lardan biri. MSA eğitmen şeflerinden Mete Alpay, aşçõlõk mesleğinde tut- ku, disiplin ve çalõşkanlõğõn çok önemli olduğunu söyledi. Alpay, “Günümüzün yaşam hızı ve tüke- tim alışkanlıklarını düşündüğü- müzde, bir şefin daima yenilikleri takip edip kendini geliştiriyor ol- ması, sadece Türkiye’de değil dün- yada olup bitenden haberdar olup bunları uygulayabiliyor nitelikte ol- ması gerekiyor. Bunun için ya- bancı dil bilmeleri, internet, yerli ve yabancı yayınların takibini yap- maları, aromatik otlar ve sıvılar gi- bi lezzet vericileri keşfetmeleri, damak tatlarını geliştirmeleri ve en önemlisi iyi bir takım arkadaşı ol- maları gereklidir” dedi. MSA’nõn Aşçõlõk Programõ’nõn üc- reti 11 bin TL, Pasta-Ekmekçilik eğitimi ise 9 bin 500 TL. İstanbul Culinary Enstitute da pro- fesyonel aşçõlõk eğitimi veriyor. Ön- celeri sadece amatör kurslar düzenleyen okul, 2009’un başõnda Chefschool adõ altõnda 6 ay süren uygulamalõ temel mutfak eği- timi vermeye başlamõş. Chefschool, İstanbul Culinary Enstitute ve İstan- bul Bilgi Üniversitesi’nin işbirliğiy- le hazõrlanmõş bir sertifika programõ. Yemek sektöründeki eğitimli ele- man ihtiyacõna karşõlõk vermeyi he- defleyerek teorik ve pratik eğitimi bir arada sunan programa katõlõmlar mü- lakatla gerçekleşiyor. Chefschool programõnõn ücreti 14.500 TL. İstanbul Culinary Enstitute Eğitim Programlarõ Koordinatörü Banu Öz- den, profesyonel eğitim veren aşçõ- lõk kurslarõna talebin günden güne art- tõğõnõ, enstitünün, üniversite mezunu olup da sevmediği işi yapandan ha- yatlarõnõ değiştirmek isteyen insanlara kadar çok geniş bir yelpazeye hitap et- tiğini söyledi. HAFTANIN SÖZÜ En büyük işler, büyük hayeller yaşamak özelliği olan insanlarca başarılır. WILLIAM RUSSEL ERDAL ATABEK 27 ŞUBAT 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 15 1980’li yıllardan sonra dünyada ken- dini hissettiren yeni li- beral politikalar kendinden önceki sosyal devleti alaşağı ederek piya- sacı devleti yeniden doğurmuştur. Yeniden diyorum çünkü piyasacı devlet modeli, sosyal devletten ön- ce dünyaya hâkim durumdaki dev- let modeliydi. Yani bu modeller ta- rihin belli dönemlerinde ortaya çık- maktadırlar. Bu yüzden kapitalizm yı- kılmamış, tüm tehlikelerle başa çı- karak kendini dönüştürebilmiştir. Sosyalizmin dünyaya egemen ola- mamasındaki başat neden bu dö- nüşüm yeteneğidir. Yıl 2010 ve kapitalizm tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşadı, ya- şıyor. Yeni liberal politikaların tarih- ten alıp yeniden dünyaya sunduğu piyasacı otistik devlet yapısı 1929 yı- lında da benzer bir krizi görmüştü. Her iki krizin de ortak yanı, bilindiği gibi finans sistemi. Yıllardır parayı pa- rayla kazanan finansal yapı, oyunun sonuna gelince kralın eteğine ya- pışmış vassallar gibi devletlerin ya- macına yapışmıştır. Her ne hikmetse daha önce “Bırakınız yap- sınlar, bırakınız geçsinler efendim, pi- yasa karışmayın” diyenler bir anda devlet müdahalesinin gerekliliğini ve finans sisteminin kurtarılması gerektiğini söyler hale geldiler. Mer- kez ekonomileri de buna kayıtsız kal- mayarak finansal sisteme milyar dolarları transfer ettiler. Çevre eko- nomilerine çeşitli kurumları aracılı- ğıyla ekonomiye karışmayın direk- tifleri veren merkez ülkeler kendile- riyle çeliştiler. Umarız bundan sonra çevre ül- keleride otistik devlet yapılarından vazgeçip gözlerini açarlar. Bankalara hiç düşünmeden milyar dolar akta- ran merkez ekonomileri, çevre eko- nomilerin klasik toplumsal gelişim çizgisini dahi izlemesine izin vermi- yor. Yazımı epik tiyatronun ünlü is- mi Bertolt Brecht’in ünlü sözüyle bi- tiriyorum: “Banka soymak banka kurup işletmekten daha ahlakidir.” Hakan Fırat Uludağ Üniversitesi BİZE YAZIN figen_atalay@yahoo.com GENÇLERİN KÖŞESİ ‘Etkin Ebeveyn’ nasıl olunur? Çevre Koleji’nin düzenlediği “Etkin Ebeveyn Seminerleri”nin bu yõlki konusu, “Biliyorum ama uygulayamıyorum” olarak be- lirlendi. 6 Mart 2010 tarihinde dü- zenlenecek olan konferansõn ko- nuk konuşmacõsõ uzman psikolog Fatma Torun Reid. Konferansa anneler, babalar, eğitimciler, reh- ber ve psikolojik danõşmanlar üc- retsiz olarak katõlabilecekler. Türk-Alman Üniversitesi açılıyor Bahçeşehir Üniversitesi, Ber- lin’de kurulacak Türk-Alman Üni- versitesi için ilk adõm olarak Ber- lin İrtibat Ofisi’ni kurdu. Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Baş- kanõ Enver Yücel, İrtibat Ofisi’nin açõlõş töreninde yaptõğõ konuşmada, çalõşmalarõn 6 ay önce başladõğõnõ ve hedeflerinin Almanya’da Uy- gulamalõ Bilimler Yüksekokulu açmak olduğunu söyledi. Bir süre- dir Avrupa’da ve özellikle Berlin’de bir yüksek öğrenim kurumu açmak istediklerini belirten Yücel, “Ber- lin’de bir Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu kurulmasıyla ilgili inisiyatifi başlattık. Hatta inisi- yatif değil, somut adımlar attık. Gerekli alt yapı çalışmaları hız- la devam ediyor. 2-3 ay zarfında Berlin Hükümeti’ne müracaat edeceğiz. İzin verildiği takdirde, Türk -Alman Üniversitesi çok ya- kın zamanda, bu Eylül’de öğrenci almaya başlayabilecek” diye ko- nuştu. Lise öğrencileri Boston’daİTÜ Geliştirme Vakfı Özel Ekrem Elginkan Lise- si öğrenci ve öğretmenleri, Harvard Model Birleşmiş Milletler (HMUN) konferansına katıldılar. Harvard Üniversitesi’nin Boston’da düzenlediği konfe- ransta, tüm dünyadan yaklaşık 3 bin öğrenci, ak- tif İngilizce pratiği ile birlikte, dünya gündemi, ül- ke sorunları ve çokuluslu stratejik çözüm yolları ko- nularında tartışmalar gerçekleştirdiler. Öğrenciler, konferansın yanı sıra Harvard, MIT, Boston Col- lege gibi üniversiteleri tanıma fırsatı buldular. Otistik Devlet ‘AŞÇI OLMAK İDEALİMDİ’ E mel Gümüştaş, Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dilbilimi Bölümü’nden mezun olmuş. İngilizce öğretmenliği yapabilmek için formasyon alan Gümüştaş, aynõ yõl idealindeki mesleği yapmak istediğine karar vermiş ve MSA’ya kaydolmuş. MSA’da profesyonel aşçõlõk eğitimi alan Emel Gümüştaş, uluslararasõ aşçõlõk sertifikasõnõ aldõktan sonra popüler bir restoranda çalõşmaya başlamõş. Emel Gümüştaş, “Üniversite eğitiminin tabii ki çok katkısı oldu, ancak severek ve isteyerek seçtiğim bir bölüm değildi. Bu sebeple aşçılık eğitimleri aldım. Şu anda yaptığım işi yapmak için 4 yıl gastronomi okumaya gerek olduğunu düşünmüyorum. Temel eğitimi almak yeterli. Zaten çalışmaya başlayınca aslında işin ne olduğunu, tüm detaylarını öğrenebiliyorsunuz” dedi. Aşçõlõk eğitiminin pahalõ bir süreç olduğunu söyleyen Gümüştaş, özellikle bu alanda yayõmlanmõş Türkçe kaynaklarõn bulunmamasõnõn büyük bir sorun olduğunu belirtti. Bu alanda iş bulmanõn zor olmadõğõnõ söyleyen Gümüştaş, çalõşma koşullarõyla ilgili olarak da “Kazanılan ücret başlangıç düzeyinde çok tatmin edici değil. Ancak deneyim kazandıktan sonra iyi ücretlerle çalışma imkânı doğuyor” diye konuştu. TÜYAP BURSA KİTAP FUARI ETKİNLİKLERİ PANEL “Devlet, İşveren, Sendika Sarmalında İşçiler” Yöneten Betül KUYUCU 68’liler Birliği Vakfı Bursa Temsilcisi Konuşmacılar Sönmez TARGAN 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Yıldırım KOÇ Araştırmacı – Yazar Candan COŞKUN Sağlık-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı TARİH: 1 Mart 2010, Pazartesi Saat: 17.30 - 18.45 YER: 1. Salon KİTAP İMZASI Serpil GÜVENÇ - Fikret BABUŞ VAKIF STANDI: Salon No: 4 - 105-B BİRLİĞİ VAKFI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle