15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
11 KASIM 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER ‘Ulusal Kalite’de ‘Mükemmellik’ ödülünü Bilim İlaç, ‘Ulusal Kalite Büyük Ödülü’nü İDO kazandı Bilim kalitenin şampiyonu Mükemmellik ödülünü kazanan Bilim İlaç, 2006’da yine KalDer’in verdiği ‘Ulusal Kalite Büyük Ödülü’ne layık görülmüştü. İGDAŞ, CocaCola İçecek Ankara Fabrikası ve Barem de ödül kazandılar. Ekonomi Servisi Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve TÜSİAD tarafından 18’incisi düzenlenen ‘Ulusal Kalite Ödülü’ töreninde, ‘Mükemmellikte Süreklilik Ödülü’nü Bilim İlaç, Büyük Ölçekli İşletmeler Kategorisi’nde ‘Ulusal Kalite Büyük Ödülü’nü İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) aldı. 18. Ulusal Kalite Ödüllerinde Başarı Ödüllerini ise Büyük Ölçekli İşletmeler Kategorisi’nde İstanbul Gaz Dağıtım (İGDAŞ), Operasyonel Birim Kategorisi’nde CocaCola İçecek Ankara Fabrikası, KOBİ Kategorisi’nde Barem Pazar Araştırma kazandı. zarlarda da rakiplerine oranla farklılaşma yaratacak temel noktaları öne çıkarmada yol gösterici olma işlevi de bulunuyor. Ulusal Kalite Ödüllerinin, kalite alanındaki Türkiye’nin en büyük ve itibarlı kalite etkinliği olduğunu belirten Kalite Ödülü Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Durman “Kalite Ödülleri, kurum, kuruluş ve işletmelerin yönetsel yeterlilikleri ile ürün ve hizmetlerini sunmada ulaştıkları kalite ve mükemmellik düzeyini ölçen, kalite kültürünün bir yaşam biçimi olarak yaygınlaşmasına önemli katkı sağlayan, mükemmelliği özendiren ve ödüllendiren süreçlerdir. Önemli olan mükemmellik yolculuğuna çıkmak ve sürekli iyileşmeyi bir yaşam tarzı olarak benimsemektir” dedi. Yeni Balkan? Ankara Gazeteciler Cemiyeti ile Makedonya Türk Gazeteciler Birliği’nin ortak girişimleri “Atatürk Sempozyumu” için Makedonya’dayız. 10 Kasım sabahı Atatürk’ün ortaöğrenimini yaptığı Manastır’da idadi binası önünde büyükelçiliğimiz tarafından düzenlenecek anma törenine katılacağız. Programımız, AB tarafından hazırlanmış fotoğraf sergisi açılışı, iki gün sürecek Atatürk Sempozyumu etkinlikleri ile devam edecek. Biz Makedonya’nın başkenti Üsküp’e pazartesi günü geldik. Osmanlı tarihinde anlamlı merkezleri dolaşarak Manastır’a vardık. Zaten emperyal çıkarlara katkı adına, dünyanın tek anlamlı “çokkültürlülük” deneyimi olan Yugoslavya’nın ırklar, aslında ağırlıklı dinler ekseninde, çok kanlı, ağır bedeller ödenerek parçalanışının üzerine kurulan devletçiklerin (bugün için 9 devlet) büyüklükleri, toplam nüfusları ne ki? Yeni çizilen haritaları ile yeni Balkan devletçikleri ortalama 25 milyon nüfusları ile yeniden var olma, ayağa kalkma, ekonomiksosyalsiyasal güç olma, daha doğrusu yaşam savaşımı veriyorlar. Başta silahlı savunma kendini koruma, devlet olarak ayakta durmanın hiçbir gücüne sahip olmalarının söz konusu olamadığı, olamayacağı için de, tüm çabaları ile dışardan gelecek destek için, aynı kapıların, aynı kaynakların peşinde, daha anlamlı pay kapabilmenin yarışındalar. Bu anlamda dışardan siyaseten birbirlerine ne kadar düşman görünüyorlarsa da, içerden o kadar iç içe aynı kaderi paylaşmanın, var olmanın koşullarının dayatması ile şimdilik ticari, kültürel kurumlar, sivil örgütlenmeler arası, illegal ağırlıklı ilişkiler ağını kuruyorlar. Yarış, düşmanlık, kıskançlık duyguları içinde aynı düşü paylaşıyor, AB’nin toparlanıp kendilerini de üye almasını bekliyor, başta ABD, güçlü, zengin ağabeylerden daha anlamlı desteğin ötesinde kurtuluş yolu göremiyorlar. 1956 yılında Yugoslavya’dan Türkiye’ye göç ederken İstanbul’a varacağımız trene Üsküp’ten binmiş son günümüzü kentin bizim için anlamlı her köşesini dolaşarak geçirmiştik. Aradan 54 yıl geçmiş; aynı yerlerde, aynı noktalardan o günün eyalet merkezi, bugünün devlet başkentine bakıyoruz. Değişen bir şey yok. Keşke kent korumacılığı, uygarlık gerekçeli olabilseydi; korunmuş uygar kentlerin bakımı, zenginliği yok. Yoksullaşma, yoksunlaşma ağır basıyor. Bu kadar uzun yılların ardından olması gereken kentsel büyümeden de eser yok. Parçalanmadan önceki gelişmişliği kültürelsosyalekonomik zenginliği unutun, yaşamın her alanına dönük çok yıllı geriye dönüşler gündemde... Oteller, restoranlar, alışveriş merkezleri sinek avlıyorlar. Geçici krizden değil, sürekli geriye gidiş, toparlanamamaktan söz ediliyor. Üsküp’ün Osmanlı mirası eski çarşı özenle korunmuş olsa da, yaşam coşkusu, kaynaklarını kaybetmiş. Bizden sonra en çok, büyük Üsküp depreminin ardından göçle ayrılan Türk esnafın yerine Pomaklar yerleşmişti. Osmanlı kültür, geleneği refleksli Türkçeyi İstanbul müziği ile birlikte yaşatmışlardı. Elbette en çok çarşı zenginliğini. Parçalanmadan sonra ekonomik kriz bütün devletçikleri birden vurup ortak ekonomik çarkları kırınca akla gelmeyen şeyler yaşanmış; Kosova devletçiği Arnavutlar eksenli kurulmuş olsa da, geçim sorunu yaşayan Kosovalı Arnavutlar soydaş desteğinde Makedonya devletçiğine de göç eder olmuşlar. Şimdi eski çarşıda en çok Arnavutça konuşuluyor, esnaf ağırlıklı olarak Arnavut. Dükkânlarda bizdeki gibi yeni emperyal İngilizce ad ve markalar egemen... Taş köprüyü geçip Üsküp’ün en zengin yerleşim, alışveriş, eğlence merkezlerine geçtiğimizde tablo değişmiyor, ağırlaşıyor; oteller, restoranlar boş, alışveriş sönük, zenginlik göz dolduruyor.. Marka, yaşam tarzı taklitçiliği almış başını gidiyor. Vatikan merkezli “Rahibe Teresa” poster ve afişleri büyük boy, adım başı. Kosova ile Makedonya Rahibe Teresa’yı paylaşamazlarken görünürde Vatikan, perde arkasından AB ülkeleri, ArnavutlukKosovaMakedon Arnavutlarına, “Osmanlı sizi zorla Müslüman yapmış aslında Hıristiyansınız” mesajını veriyorlar. Laf aramızda İslami akımlar hele de cemaatler boş duracak değiller ya; BektaşiAlevi geleneği çoğunluklu Arnavutların bu anlamda öne çıkan örgütlenmelerine, para ağırlıkları ile başta Fethullah cemaati, kimi Suudi örgütlenmeler baskın çıkıyorlar. En pahalı, popüler okullarda Fethullahçılar ipe ulaşmışlar. Türkiye adına Erdoğan hükümetleri, bütün devletçiklere, SırbistanBosnaKosovaMakedonya, hep bir arada en büyük vaadi ile en büyük umut kaynağı olmayı başarıyorsa? Soydaş, giderek azınlığa düşen, kimlik yok oluşu tehdidini yaşayan Türkler, dinsel kimlik ağırlıklı destekten hiç hoşnut değiller. Kaçınılmaz ortak din, kültürden yola çıkarak kendilerini asimile eden Arnavutlardan daha çok baskı gördükleri gerçeğinin altını çiziyorlar... Yeni Balkan dengelerinin oluşumunda, dökülen kanların, açılan yaraların hesaplaşmasından çok öte bir ekmek kavgası, yaşamda ayakta durabilme kavgası gündemde... Türk şarap devleri güç birliği yaptı Ekonomi Servisi 7 şarap üreticisi firma bir araya gelerek, Türk Şarapları Platformu’nu (Wines Of Turkey) kurdu. Wines of Turkey Direktörü Taner Öğütoğlu, platformun tanıtıldığı toplantıda, Doluca, Kavaklıdere, Kayra, Kocabağ, Pamukkale, Sevilen ve Vinkara’nın Türk şarapçılığını ileri noktaya taşımak, şarap kültürünün yaygınlaşması ve ülke ekonomisine katma değer yaratmak amacıyla bir araya geldiklerini söyledi. Türkiye’nin şarap ihracatının 9 milyon dolar civarında olduğunu belirten Öğütoğlu, “5 yılda şarap ihracatının 100 milyon dolar olacağını, şarap turizminde en çok turist çeken ilk 5 ülke arasına gireceğimizi ümit ediyoruz” dedi. Öğütoğlu, sektör desteklendiği takdirde, şarap üretiminin gelişeceğini, bunun da turizm gelirleri ve istihdama yansıyacağını ifade etti. Yeniden ödüllendirildi Mükemmellik ödülünü kazanan Bilim İlaç 2006’da yine KalDer’in verdiği ‘Ulusal Kalite Büyük Ödülü’ne layık görülmüştü. Bilim İlaç, 2009’da 14.8 milyar TL’ye ulaşan Türk ilaç pazarında yüzde 4.7 pay alarak 4. sıraya yükseldi. Şirket geçen yıl yazılan her 100 reçetenin 6.4 tanesinde yer aldı. Büyük Ölçekli İşletmeler Kategorisi’nde ‘Ulusal Kalite Büyük Ödülü’nü alan İDO, İstanbul’un deniz ulaşımına ve trafik sorununun çözümüne katkıda bulunmak amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından 1987’de kuruldu. İDO şu anda toplam 19 hatta, 25 deniz otobüsü, 10 hızlı feribot, 17 araba vapuru ile 31 noktaya hizmet veriyor. ‘Ulusal Kalite Ödülü’, toplam kalite uygulamalarında kuruluşlara sadece referans değil, ulusal, bölgesel ve küresel pa CocaCola da kazandı Büyük Ölçekli İşletmeler Kategorisi’nde finale kalan İDO ve İGDAŞ, Operasyonel Birim Kategorisi’nde finale kalan CocaCola İçecek Ankara Fabrikası, KOBİ Kategorisi’nde finale kalan Barem Pazar Araştırma saha ziyaretlerinde EFQM Mükemmellik Modeli kriterlerine göre değerlendirildiler. Ödüle hak kazanan kuruluşlar, akademisyenler ve toplam kalite yönetimi uygulayan kuruluşların üst düzey yöneticilerden oluşan ödül jürisi tarafından kararlaştırıldı. Ekonomi Servisi Konut Edindirme Yardımı (KEY) hesaplarının tasfiyesi kapsamında, 139 bin 8 139 BİN hak sahibine daha dünden itibaren ödeme yapılmaya başlandı. E KİŞİY Hak sahiplerine ilişkin Tasfiye Halindeki Emlak Bankası KEY Birimi DAHA tarafından hazırlanan liste, Tasfiye Emlak Konut GYO tarafından Resmi Gazete’de yayımlandı. Liste EY K kapsamında, 139 bin 8 kişiye topDENECEK lam 48 milyon 682 bin 483.5 lira Ö ödeme yapılacak. Hak sahipleri, ala cakları KEY tutarlarını ‘www.keyodemeleri.com’ internet adresinden sorguladıktan sonra, Ziraat Bankası şubelerine başvurabilecek. KEY ödemeleri Türk vatandaşlarına TC kimlik numarasıyla, yabancı uyruklu hak sahiplerine ise yabancı kimlik numarası/vergi kimlik numarası ile yapılacak. KEY hak sahiplerinden Ziraat Bankası’nda hesabı ve bu hesabına ilişkin Ziraat Bankası kartı bulunanlar, ATM’lerden paralarını alabilecekler. Hausmann sanayi kongresinde konuşacak Ekonomi Servisi İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından 2002’den bu yana aralıksız sürdürülen Sanayi Kongresi ve İnovasyon Sergisi’nin dokuzuncusu 78 Aralık’ta İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Bu yılki kongrenin ana teması “Sürdürülebilir Rekabet Gücü”, alt teması ise “Sanayi ve Ekonomide Yapısal Dönüşüm” olacak. İki gün sürecek kongredeki beş oturumda 26 konuşmacı söz alacak. İlk günkü konuş İstanbul Sanayi Odası tarafından düzenlenecek olan 9. Sanayi Kongresi ve İnovasyon Sergisi, 78 Aralık tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. macı, Harvard Üniversitesi Uluslararası Kalkınma Merkezi Direktörü Prof. Ricardo Hausmann, ikinci günkü konuk konuşmacı The Financial Times Gazetesi Uluslararası Ekonomi Editörü Alan Beattie olacak. Kongre ile ilgili toplantı düzenleyen İSO Başkanı Tanıl Küçük’e göre, ilk kongre yapılırken (2002) ekonomi ağır bir krizi henüz geride bırakmıştı. 20022007 arasında ekonomideki rüzgârlar olumlu esiyordu. 7. kongrenin yapıldığı 2008’de fırtına koptu, ılıman ortamın yerini yine belirsizlikler aldı. Bu yıl küresel ekonomide taşlar yerine oturuyor gibi. Türkiye ise başarılı. Bunda sanayide 10 aydır kesintisiz olarak devam eden üretim artışı önemli rol oynadı. Pazartesi açıklanan eylül ayı sanayi üretim verileri de 2010’un yüzde 6.5 6.8 aralığında bir büyüme ile kapanacağının işaretini veriyor. [email protected] C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle