23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 56 HAZİRAN 2009 CUMARTESİ figen_atalay yahoo.com Değişik sağlık sorunlarına bağlı olarak insanlarda organ yetmezliği geliştiği zaman, yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren imdada yetişen bir tedavi yöntemi geliştirildi. Tıp alanındaki gelişmeler sayesinde artık işlevlerini yerine getiremeyen organların yerine, başka insanlardan alınan organlar takılmaya başlandı. Organ nakli önceleri sadece böbrek hastalarının tedavisinde kullanılırken günümüzde çok farklı organların nakli olanaklı hale gelmiş durumda. Ayrıca sadece organlar değil, hücreler, kök hücreler ve dokular da insandan insana nakledilebiliyor. Bu alandaki en son gelişme bir hastaya yüz nakli yapılması oldu. Gelecekte ise enfeksiyonlar ve bağışıklık sistemleri arasındaki uyumsuzluğun üstesinden gelinebilirse farklı hayvanlardan yapılacak organ nakillerinin yeni bir çığır açması bekleniyor. Takılan organ veya nakledilen doku hangisi olursa olsun üstesinden gelinmesi gereken bir sorunla karşılaşılıyor. Bağışıklık sistemimiz devreye girip yabancı olarak kabul ettiği organ ve dokuları yok etmek ve vücuttan uzaklaştırmak için hemen harekete geçiyor. Enfeksiyonlara karşı bizi koruyan ve insanlık tarihi kadar eski olan savunma araçlarımız bu kez bir engel haline geliyor. Bu nedenle organ nakillerinde bağışıklık sistemimizi yatıştıran ilaçlar kullanılıyor. Daha etkili ama aynı zamanda vücut için daha az zararlı ilaçlar geliştirilmeye devam edilirken çok az insanın aklına meyve sineği (Drosophila) üzerinde yapılan araştırmaların önemli katkılar sağlayabileceği gelmişti. Bu insanlardan birisi olan Lüksemburglu biyolog Jules Hoffman yaşamını meyve sineği üzerinde araştırmalar yaparak geçirdi. Hoffman sineklerin bazı özel enfeksiyonlara olan yatkınlığını farketti. Sineklerin bağışıklık sistemi üzerine araştırmalar yaparken de aslında insanların temel bağışıklık mekanizmalarından birini tanımlamış oldu. Böceklerin yeryüzündeki varlığı insan da dahil olmak üzere, birçok canlıdan binlerce yıl öncesine uzandığından, bağışıklık sistemlerimiz arasında çok önemli benzerlikler vardı. Bu ortak özelliklerin tanımlanması bağışıklık sistemimizin hangi nedenlerle nakledilen organları reddettiğini anlamamızı sağladı. Bu bilgilerden yola çıkılarak geliştirilen ilaçlar günümüzde nakil olmuş olan hastalarda, bağışıklık sisteminin organı reddetmesini önlemek için etkili bir şekilde kullanılıyor. Bu küçük sineğin insanlık tarihinde bu kadar onemli bir yeri olabileceğini öngörebilmek yirmi beş yıl önce olası değildi. Öte yandan meyve sineği üzerinde biyoloji alanında gerçekleştirilen araştırmalar sadece organ nakli alanında değil, insanoğlunun farklı sağlık sorunlarının daha iyi anlaşılması, yeni tanı ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinde önemli katkılar sağladı. Sinek küçük ama! CEM SUNGUR [email protected] Anaokulu seçmek zor işAnne-babalar için çocuğunu bir okul öncesi eğitim kurumuna yerleştirmek hiç kolay değildir. “Güvenli bir yer mi?”, “çocu- ğuma iyi bakacaklar mı?”, “neler öğrenecek?’’, “mutlu olacak mı?’’ gibi bir sürü soru- nun yanõtõ aranõr. Kafalar karõ- şõktõr. Kurum aramaya başlama- dan önce bazõ konularõn netleştirilmesi gerekir. Devlet mi, özel mi, ilköğretime aynõ kurumda de- vam edebilecek mi, tam gün eğitim veren bir yer mi aranõyor vs... Anne-Çocuk Eğitim Vakfõ uzmanlarõ, anne- babalara anaokulu seçiminde yardõmcõ olabilmek amacõyla bazõ önerilerde bulundu. Kurum tercih ederken çocuğun gelişimi ve özellikleri göz önünde bulundurularak öncelik- lerin neler olacağõna karar vermek gerekiyor. Ör- neğin, sizin için en önemli konu nedir? Eve yakõn olmasõ mõ, yabancõ dil eğitimi ver- mesi mi, bahçede oyun oynama olanağõ tanõma- sõ mõ, öğlenleri dinlenme saatinin olmasõ mõ? Kaliteli bir okul öncesi eğitim kurumunun özel- likleri şu konulardaki değerlendirmelerle belirle- nir: Eğitimci kadrosu Çocuk sayõsõ Öğretmen-çocuk sayõsõ Okul-veli ilişkisi Eğitim yaklaşõmõ Ölçme ve değerlendirme Fiziksel koşullar Beslenme-sağlõk-güvenlik Çocuk sayısı Okul öncesi eğitim kurumlarõnda öğretmen ba- şõna düşen çocuk sayõsõ ve sõnõfta bulunan çocuk sayõsõ, kalitenin en önemli belirleyicilerinden bi- ri. Uygun koşullarda, 3-6 yaşta öğretmen başõna 12 çocuk, 3 yaşa kadar öğretmen başõna 4 çocuk ve bir sõnõfta iki yetişkin eşliğinde en çok 20 ço- cuk bulunmalõ. Öğretmenle ilişki Veliler, okula ilk ziyaretlerinde öğretmen-ço- cuk ilişkisine ilişkin bazõ sinyaller alabilirler: Öğretmen çoğu zaman çocuklarõn yanõnda. (Çocuklarõn başõnda her zaman bir yetişkin var. Öğretmen olmadõğõnda alandan bir yardõmcõ öğ- retmen çocuklara eşlik ediyor) Neşeli çocuklarõn sesleri duyuluyor. Öğretmen çocuklar ile olmaktan mutlu gö- rünüyor. Her çocuğa sõcaklõk, yakõnlõk ve saygõ gösteriyor. Konuşurken onlar ile aynõ seviyeye iniyor. Çocuklarõn sorularõnõ yanõtlõyor. Öğretmen Çocuklar ile teke tek de zaman geçiriyor. Çocuklarõn yiyecek, dinlenme, tuvalet vb ihtiyaçlarõnõ dikkate alõyor. Net, tutarlõ kurallar ve sõnõrlar koyuyor. Bun- larõ çocuklarla birlikte yapõyor. Çocuklarõn sosyal beceriler edinmelerine (sõra olmak, yardõmlaşmak, başkalarõnõn duygu- larõnõ anlamak vb.) yardõmcõ oluyor. Çocuklarõn soru sormalarõnõ, problemlerini dile getirmelerini, fikirlerini söylemelerini ve öneri getirmelerini destekliyor. Çocuklarõn birbirlerine zarar vermelerini ön- lemeye çalõşõyor. Kõzgõnlõklarõnõ doğru yol ile ifa- de etme fõrsatõ tanõyor. Olumlu disiplin yöntemlerini kullanõyor. Ce- za vermiyor. FİGEN ATALAY Doğu okulları kitap istiyor Özel Mauve House Eflatun Çocuk Evi, ihtiyacı olan okullara kitaplık kurmak ve eğitim masraflarını karşılamak amacıyla “Doğu Okulları Kitap İstiyor” (DOKİ) projesini başlattı. Bu amaçla her yıl düzenlenen okul sergisinde, öğrencilerin ürünleri satışa çıkarılıyor. Para yardımının kabul edilmediği projeye katkıda bulunmak isteyenler için ihtiyaç listeleri hazırlanıyor ve “bir tuğla da sen koy” deniliyor. Okul yöneticileri, öğretmenleri ve velileri 30 Haziran’da Hakkâri Yeşil Bayır İlköğretim Okulu’na giderek, derslik onaracaklar, öğrencilerin ders aralarında eve kadar gitmelerini önlemek için okula tuvalet yaptıracaklar, kitaplık kuracaklar. Okulun kurucu müdürü Leyla Kaya, bu okulun öğrencilerine, önlük, çanta, giysi ve kırtasiye malzemeleri desteğinde bulunmak isteyenlerin, Haziran sonuna kadar 0212 426 07 45 numaralı telefonu aramalarını istedi. “İlk Yardıma İlk Adım” projesiyle bugüne kadar Türkiye çapında 33 il ve 100’den fazla YİBO (Yatılı İlköğretim Bölge Okullu) ziyaret edilerek 20 bini aşkın öğrenciye ilk yardım bilgisi verildi. AstraZeneca, “İlk Yardıma İlk Adım” projesini Milli Eğitim Bakanlığı Sağlık İşleri Daire Başkanlığı ve Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) ile birlikte yürütüyor. Türkiye’ye ilkyardım bilincini aşılamayı hedefleyen bu projenin ekibi, her il için ayrı atanan formatör, TOÇEV Çocuk Tiyatrosu, AstraZeneca merkez ve bölge yetkilileri ile proje destek elemanlarından oluşuyor. “İlk Yardıma İlk Adım” projesi 26-29 Mayıs tarihlerinde 75. Yıl Merkez İMKB YİBO, Tekel 75. Yıl YİBO, 75. Yıl Gölbaşı İMKB YİBO, Harmanlı YİBO, Besni 75. Yıl Kemal Tabak YİBO ve Kahta Cumhuriyet YİBO olmak üzere altı okuldaki öğretmen ve öğrencilerle birlikteydi. Adıyamanlı öğrenciler program kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından atanan formatör öğretmenden öncelikle ilkyardıma dair temel eğitim bilgilerini aldılar. Ardından aldıkları bu bilgileri bir yarışmaya katılarak ve yine ilk yardım konulu bir tiyatro oyunuyla seyrettiler. AstraZeneca İletişim Müdürü Füsun Feridun da projenin amacını, “İlkyardım hayat kurtarmaya giden yolda kritik ve hayati bir adım. Acil yardım gereken durumlarda kaybedilecek her saniye önemli iken, bu aşamada bilinçli ilk yardım sağlıklı bir hayatın devamı için önem taşıyor. İlkyardım, büyük küçük herkesin bilmesi gereken temel bir eğitim. Bu nedenle, insan gelişiminde temel bir gereklilik olan ilköğretim yıllarında verilen bu bilinç, tüm hayatımız süresince gerek bizim gerekse çevremizdekilerin hayatı adına edinilmiş bir cankurtaran niteliği taşıyor” şeklinde özetliyor. Zira AstraZeneca, 2000 yılından bu yana Türkiye’de hayata değer katan fikirler üretme misyonunu yükleniyor. 19 ülkede üretim yapan AstraZeneca’nın sekiz ülkede araştırma merkezi var. Tüm dünyada 100’ün üzerinde ülkede, 66 binden fazla çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Araştırma-Geliştirme çalışmaları için 2006 yılında ortalama 3.9 milyar dolar yatırım yapan AstraZeneca, uzun vadeli stratejiler geliştiriyor. Yine 2006 yılında dünya çapında bin 500’den fazla toplumsal sorumluluk çalışmasına destek veren AstraZeneca, “Yaşama değer katmak” vizyonundan hareketle daha sağlıklı bir toplum için çalışmalarına devam ediyor. AstraZeneca, Dünya Kalp Federasyonu’nun girişimiyle kutlanan Dünya Kalp Günü’nün de global sponsoru. Adıyamanlı miniklerden ilkyardıma ilk adım Zihinsel engelli çocuklardan engelsiz bir komedi Türkiye’de ilk kez 2007 yılında hayata geçirilen Zihinsel Engelli Çocuklara Profesyonel Tiyatro Eğitimi ikinci yılında da yoluna devam ediyor. Özel Eğitim Danışmanı ve Tiyatro Eleştirmeni Yaşam Kaya’nın başlattığı projeye bu sene de dramaturglar, psikologlar deneyimleriyle katkı sunmaya devam ettiler. Zihinsel engelli çocuklarla, eğitimcilerin ortak olarak tasarladıkları farklı bir çalışma olan “Şahane Bir Komedi” bugün saat 19.00’da Atilla İlhan Kültür Merkezi’nde galasını yapacak. Böylece özel çocukların hayat öykülerinin dışına çıkarak, zihinsel engelli bireyleri dünyada nefes alan diğer insanların yaşamlarının içine sokacak. Projenin başladığı günden bu yana çalışmaya katılan eğitimcilerin, oyuncuların ortak fikir olarak benimsedikleri ‘sosyal sorumluluk’ kavramı ile zihinsel engelli çocukların kendilerini gerçekleştirmelerine olanak tanıyarak engelli ailelere de umut oluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle