22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 6 HAZİRAN 2009 CUMARTESİ 3 Cumartesi Şairi KAPAROZCU: Kötüye kullanma yoluyla havadan mal ve para kazanan kimse.. KAFESLENMEK: Aldanmak,para kaptırmak.. AKOZ ETMEK: Ses çıkarmamak.. ? Komşunu sev, ama bahçe duvarını yıkma. ? Sisli bir sabah, günün bulutlu olacağını belli etmez. ? Sansür kargalara dokunmaz güvercinlere kıyar. Ozonsentır Pet - şop Üç soruda Marmara depremi Off the record Misafir Çizer Sevda Deniz Adamlar var Bir elleri satışta Alışta bir elleri Develer gibi Çökmüşler su başlarına... Onların Enseleri vardır kalın Bizim Dileklerimiz Biz onları yeneriz.. MEHMET KARABULUT kamilmasaraci gmail.com Küresel maksat - Dostlar alışveriş merkezinde görsün!.. Küresel efekt - Ahh.. Offf... Öff.. Uff.. Üff.. Küresel aktör - Heeeyyyt!.. - İkinci soruya kadar deprem olur mu? - Üçüncü soruya kadar deprem olur mu? - Yoksam teğet mi geçti?.. - Diplomat; “evet” demekle “belki”yi düşünür, “belki” derse “hayır” demek istiyordur, “hayır”derse diplomat değildir. - Van minit..van minit!.. Sahibinin sesi Argodan al haberi Çocuklardan büyüklere: Mavi ve yeşili sadece boyama kitaplarında görmek istemiyoruz Keyveni’nin 23 Nisan’da çocuklar için başlattığı ve gelecekte nasıl bir dünyada yaşamak istediklerini şimdiden düşünerek, çevre sorunlarına bugünden müdahil olmaları ve sorumluluk üstlenmelerini amaçlayan yarışmada, 8-13 yaş arasındaki çocuklar ‘çevre için küçüklerden büyüklere nasihatlerini’ yazdı. Yarışmaya katılımlar 23 Mayıs 2009 günü sonuçlandı ve çevre için yerine getirilmesi en önemli nasihatleri bulan ve bunları çocuk gözü ile en iyi dile getiren 3 mektup seçildi. Yarışmaya katılan 8-13 yaş arasındaki çocukların arasından ilk üçe giren Bilfen Koşuyolu İlköğretim Okulu’ndan Begüm Topuzdağ (13) , Özel Kıraç İlköğretim Okulu’ndan Ömer Dai (13) ve Özel Bursa Final İlköğretim Okulu’ndan Simay Uluca (13) 500’er TL’lik ödül almaya hak kazandılar. Mektuplar arasında çok ilginç örnekler var. Annesine “Bizi eğlence için mangala götürme” diyen Ömer, “Marketlerde değil, dalında tanımak istiyorum meyveleri. Siz yaşadınız hiç değilse büyükler! Bize de kalsın biraz” diyen Simay Uluca, “Çocuklarıma ‘bir varmış bir yokmuş mavi bir gezegen varmış….’’diye başlayan masallar anlatmak, ağacı, balığı vb. doğa tarihi müzelerinde, mavi ve yeşili boyama kitaplarında göstermek hepsinden önemlisi suyu sadece rüyamda görmek istemiyorum” diyen Hakan Berke Erkan gibi... Yarışma ödül töreninde ödüllerini ve plaketlerini, çocukların Erozyon Dedesi TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca ve Çevre gönüllüsü sanatçı, eski milletvekili Ediz Hun’un elinden aldı. Yarışmayı düzenleyen Keyveni Hazır Yemek ve Kurumsal İletişim Direktörü Işıl Ş. Gökyokuş, gelecek nesilleri şimdiden uyarmanın ve onların sorumluluk almalarını sağlamanın önemine dikkat çekmek istediklerini vurgularken, çocuklara anlatmanın daha kolay olduğunu belirtiyor. Bu yüzden de alışılmadık bir şey yapmışlar. Normalde sürekli çocuklarına nasihat eden ebeveynler bu kez, çocuklardan nasihat dinlemiş. Çocuklarından duymanın daha etkili olacağını düşünen Keyveni’nin çevreye duyarlı ekibi, bu şekilde yetişkinlerin dikkatini çekebileceklerinden emin. Gökyokuş, yarışmanın sonuçlarını özellikle Dünya Çevre günü 5 Haziran’dan önce açıkladıklarını, bu şekilde bu anlamlı güne tekrar dikkat çekmek istediklerini belirtiyor. Stelarc’õnki, varoluşa bir muhalefet mi? O insan vücuduna ruhsal ve manevi değerleri atfetmiyor. Böyle düşünürsek tabiî ki “insan vücudu kõsõtlõdõr” demesine hak vermeliyiz. Avustralyalõ sanatçõ, 70’lerden beri vücudunu bir performans alanõ olarak kullanõyor. Ancak teknolojiyi dõşarõda bõrakmamak kaydõyla... “Çünkü” diyor; “bedeni teknolojiden ayrõ olarak algõlamõyorum. Bu sayede ellerimin ve ayaklarõmõn ulaştõğõndan daha fazla hareket alanõna sahibim.” Bu Stelarc’a has bir özellik değil. Aslõnda hepimiz teknolojik gelişmelerle birlikte kendi fiziksel alanõmõzõn çok uzağõna ulaşma imkânõna sahibiz. Kazaya açık gösteriler Stelarc her şeyden önce bir bilim adamõ değil, performans sanatçõsõ olduğunu hatõrlatõyor. “Gösterilerimde kullandõğõm teknolojiler gelecekte kullanõlacak diye bir iddiam yok” diyor. Sadece ihtimaller var. Stelarc’a göreyse üç ihtimal. Birincisi gösterisinde de kullandõğõ yürüme makinesi gibi dõş iskeletler, bir diğeri insanõn dõş görünüşünü değiştirmeyecek, vücudun içine doğru eklenerek gelişecek araçlar. Belki içimizde onlarca robot, bizi virüslerden korumak için çalõşcak. Bu ikisi, vücut ve makineler arasõndaki direk ilişkiye örnekler. Bir de yapay zeka alanõnda yaşanan hõzlõ gelişme var. Organizma ve makinenin birleşiminden oluşan yeni bir tür ortaya çõkabilir. Bu öngörülerin gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceğini zaman gösterecek. Ancak dediği gibi maneviyatõ dõşarõda bõraktõğõmõzda değişime ihtiyacõmõz var. Çünkü belki farkõnda değiliz ama kõsõtlõ ortamlarda yaşõyoruz. “Vücut sõcaklõğõm birkaç derece yükselse başõm dertte demektir, vücudumdaki suyun yüzde onunu kaybetsem ölürüm. Aslõna bakarsak hayatta kalma şansõmõz oldukça düşük” diyor Stelarc. Vücuduna üçüncü bir kulak yerleştirmek, ister istemez performans sanatõna ilgi göstermeyenlerin bile dikkatini çekecek bir hareketti. Stelarc’õ sõrf bu sebepten tanõyanlarõn bile sayõsõ oldukça fazla. Ancak bunun basitçe, bir kulağõn alõnõp Stelarc’õn koluna monte edilmesi olarak görülmesi büyük bir hata. Çünkü hücreleri alõnõp plastik cerrahiyle bir kulak olacak şekilde koluna eklenmiş. Bu yeni organizma zamanla bir kulak şeklini alõyor. En heyecanlandõrõcõ aşamaysa kulağõ üç boyutlu hale getirmek. Bunun için yapõlacak ameliyat da işin en riskli kõsmõ. Ancak proje burada bitmiyor. Kulak tam şeklini alõnca içine bir GPS ve mikrofon yerleştirilecek ve kulak dünyanõn neresinde olursa olsun, duyduğu her şey internetten takip edilebilecek. Stelarc “İlginç bir çağda yaşõyoruz” diyor. “Ölü ve canlõ arasõndaki farkõ belirlemek giderek zorlaşõyor. Artõk yaşam destek üniteleriyle komadaki bir hastayõ sonsuza kadar yaşatmak mümkün veya bir ölünün bedeni çürümeden muhafaza edilebilir.” Dediği gibi her yeni teknoloji kazalarõ da beraberinde getiriyor. Ancak o bunu olumlu bir söz olarak algõlõyor. Çünkü kazalar ya da olasõlõk dõşõ gerçekleşenler aynõ zamanda yeni fõrsatlar demek. Gördüğünüzde şaşõrabilirsiniz; kendini kancalara asõyor, elektronik kas uyarõcõlarõyla internet üzerinden kullanõcõlarõn kontrolüne girip istemsiz hareketler yapõyor, ya da midesine bir heykel yerleştiriyor. Belki kazaya açõk gösteriler ama belki de insanoğlunun önüne yeni fõrsatlar sunuyor. Bu yõl dördüncüsü gerçekleştirilen Kurye Video Festivali Stelarc’õn Türkiye’ye gelmesini sağlayan organizasyondu. Başõndaki isimler ise iki kardeş Ceren ve Irmak Arkman. 300 video bu festival sayesinde izleyicilerle buluşuyor. Yoğunluklarõndan dolayõ yalnõzca Ceren’le görüşebildik. “Bizce Youtube’dakiler ‘sanatsal’ olarak nitelendirilen videolar arasõnda aslõnda teknik anlamda çok fark yok” diyor Ceren. Festivalin isminin çõkõş noktasõ da bu. Dahasõ kuratörlerin videoya bakõşõndan duyduklarõ rahatsõzlõk. Kuratör değil kurye “Geleneksel sanatlarda masonumsu bir yapõlanma var. Onlarõn arasõna girmeniz için sizi beğenen bir küratör ya da galerici olmalõ. Oysa video öyle değil. Kuryeyle yollanõr siz oynatõcõya takarsõnõz ve izlenir” diyor. Türkiye’de video anlayõşõndan da rahatsõz. Galeri gibi steril ortamlarda üç ya da dört video oynatarak kendilerini çok büyük iş yapmõş gibi göstermektense birçok insana imkan yaratmõş olmayõ tercih ediyor. Bir amaçlarõ da dõşarõya kapalõ galerilerden uzak kalan insanlarõn geleceği bir alan yaratmak. Böylece video üretimi “ev yapõmõ” çizgisine kayõyor; “ki bu bence çok iyi bir şey” diyor Ceren ve devam ediyor: “İşi çok demokratikleştiriyor. İyi bir fikriniz varsa, bilgisayarõn başõnda sebat edilerek yapõlabilecek bir şey.” 12 Haziran’a kadar sürecek festival kapsamõndaki gösteriler Akbank Sanat ve Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde gerçekleşiyor. Stelarc de bugün Santral Kampus’ta gerçekleşecek Beden ve Teknolojiler Paneli’ne katõlacak. DENİZ ÜLKÜTEKİN Ev yapımı festivalde ‘üçüncü kulak’ Vücudunu performans alanı olarak kullanan Stelarc’ın kolundaki kulak tam şeklini alınca içine bir mikrofon yerleştirilecek. Kulağın duyduğu her şey internetten izlenebilecek. Fotoğraf: UĞUR DEMİR Ceren Arkman
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle