22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Siemens ve Norveç enerji şirketi Statkraft’ın ortak- laşa yürüttükleri bir çalışma, kombine çevrim enerji sant- rallarının egzoz gazlarındaki karbon dioksiti temizleme- yi hedefliyor. Kömürle çalışan enerji santrallarının ba- ca gazlarındaki CO2’yi ayrıştırma teknolojileri konusunda oldukça birikim sahibi olan Siemens, şimdi bu teknolo- jiyi kombine çevrim enerji santrallarına uyumlu hale ge- tirmeye çalışıyor. Daha randımanlı çalışan kombine çev- rim tesislerinin havaya saldığı CO2 kömürlü enerji santrallarının yarısı kadar. Kombine çevrim santralları, fosil yakıtı tüketen bugünkü enerji santrallarının içinde çevreye en az zarar veren santraller. Bugüne dek kombine çevrim enerji santrallerinde CO2’yi ayrıştıran herhan- gi bir sistem bulunmuyordu. Ne var ki bu santralları iş- letenler, AB yasaları gereğince CO2 emisyonunu azalt- maya yönelik hazırlık yapmak zorunda. Bu bağlamda Almanya’da CO2’yi yeraltında depolayan bir pilot tesis inşa ediliyor. Siemens’in yeni teknolojisi sayesinde po- litikacılar yasal çerçeveye uyum sağlayabilecekler. Siemens ve Statkraft’ın geliştirdiği yöntemde, yan- ma sırasında ortaya çıkan baca gazı bir temizleme eriyi- ği ile karıştırılıyor. Bu eriyik, gazın içindeki CO2’yi emi- yor. Bu yöntem sayesinde egzoz gazının içinde yalnızca %10 oranında atık CO2 kalıyor. Daha sonra CO2’yi emen eriyik, CO2’den tümüyle arındırılmak için yeniden ısı- tılıyor ve geriye yalnızca saf CO2 kalıyor. Bu da depo- lama bölgelerine nakledilmek üzere sıkıştırılıyor. Eriyiğin tüketilmemiş kısmı yeniden kullanılmak üzere tesise ge- ri gönderiliyor. Siemens Corporate Technology (CT), Linz ve Karlsruhe üni- versitelerinden bilim insanları ile işbirliği yaparak, bir mikro- metreden daha büyük dalgaboylarına sahip kızılötesi radyasyona duyarlı organik foto- diyotlar ürettiler. Bu dedektörler çok sayıda ölçüm işle- minde büyük önem taşıyor. Bu ölçüm işlemlerinin başında gaz sensörleri, gece görüşü sistemleri ve kanser teşhis sis- temleri geliyor. Yarıiletken nanokristalli organik foto- diyotların, bu teknolojilerde kullanılması durumunda ma- liyetler ciddi boyutta azalıyor. Bu diyotları üretmek için Erlangen’deki Organic Electronics’te çalışan Siemens araştırmacıları, kuantum noktalarından yararlandılar. Kuantum noktaları birkaç nanometre çaplı yarıiletken kristallerdir. Konvansiyonel fotodiyotlar ise silikondan yapılır ve 1.1 mm’den büyük dalgaboyuna sahip radyasyonlara duyarlı değillerdir. Bugün böyle bir radyasyon için galyum arsenid gibi III/V yarıiletkenler kullanılmakta. Ne var ki bunların maliyeti daha yüksek. Diğer taraftan yeni organik fotodiyotlar kristalin ya- rıiletkenlere değil, plastiğe dayandırılıyor. Bunun faydası üretiminde ortaya çıkıyor. Özellikle geniş yüzey alanlı di- yotlar için maliyetler belirgin ölçüde düşüyor. Bunun ne- deni kristalinin fiyatının doğrudan boyut ile ilgili ol- masıdır. Sony’nin geliştirdiği yeni WALKMAN® W Serisi MP3 çalarlar, giyilebilir MP3 çalar olarak nitelendirili- yor. Bu yeni ‘Kulaklık-Tarzı’ NWZ-W202, kablosuz oluşu ve hafif tasarımıyla özellikle çok seyahat edenle- rin, yürüyüş ve spor yapanların, hareketli yaşam tarzını benimseyenlerin gereksinimlerini karşılıyor. Siyah, be- yaz, pembe ve yeşil olmak üzere 4 farklı renk seçeneği ile sunulan yeni seri, kompakt ve hafif tasarımıyla da her ye- re kolayca taşınabiliyor. Serinin rahat oturan 13.5 mm EX kulaklıkları zengin ve net ses kalitesine sahip. Yeni ZAPPIN™ mo- du, müzik koleksiyonunu son derece hızlı bir şekilde taramayı sağlıyor. ZAPPIN™ mo- du, her şarkının ana nakarat kısımlarını otomatik olarak algılayıp çalarak, istenilen şarkıyı cihazın Jog Dial bu- tonuna birkaç basışta bulmaya yardımcı oluyor. Serinin “İçerik Aktarımı” (Content Transfer) yazı- lımı ise DRM olmayan müzik dosyalarını iTunesTM gi- bi çevrimiçi müzik servislerinden kolayca ‘sürükle ve bı- rak’ yöntemiyle aktarmayı sağlıyor. Walkman W serisi KDV dahil 199 TL olarak satışa sunuluyor. Türkiye’nin haber ve eğlence s i t e s i www.turk.net, araç takip sis- temleri alanın- da faaliyet gös- teren SATKO Teknoloji ile iş- birliği yaparak, Türkiye’deki in- ternet portalları arasında bir ‘ilk’i gerçekleştirdi ve kullanıcılarına anlık harita bilgisi ihtiyacını karşılamaya yönelik yeni bir ser- vis sundu! http://harita.turk.net adresi üzerinden ulaşı- lan TurkNet Harita ile aradığı yeri bulamama devri ar- tık son buluyor. Dileyen herkes, yüzde 100 Türk tekno- lojisiyle üretilen TurkNet Harita servisinden hiçbir arayüz kurmadan faydalanabiliyor! TurkNet Harita servisi, Türkiye’nin tüm illerini so- kak sokak göz önüne seriyor. Türkiye’nin yanı sıra dün- yanın birçok ülkesinin de yer aldığı bu serviste harita de- tayları sürekli olarak güncelleniyor. Kullanıcıların hari- tayı sürükleyerek gezebildikleri ve yakınlaştırma-uzak- laştırma işlemlerini yapabildikleri TurkNet Harita, ay- nı anda birçok kullanıcının faydalanabildiği web tabanlı bir hizmet niteliği taşıyor. Nike’ın yeni futbol to- pu T90 Ascente, teknik özellikleriyle olduğu kadar tasarımıyla da kalecilerin işini iyice zorlaştıracağa benziyor. Sahip olduğu ae- rodinamik tünel ile hava- lanma ve net vuruşlar sağ- layan bu top, futbolcuların daha keskin vuruşlar yapa- bilmesine imkan tanıyor. Topun içerisindeki hava akı- şını eşit oranda dağıtan mikro gözenekli yapı, üst düzeyde top kontrolü sağlarken, isabetli vuruşlarda önemli rol oy- nuyor. Bu arada 360 dereceli temas noktası, temasın to- pun her yüzeye eşit olarak dağılımına zemin hazırlıyor. Topu çevreleyen üç katlı konstrüksiyon ise hızı ar- tıran önemli bir etken. Top üzerinde bulunan geliştiril- miş performans grafikleri de topun sahanın her bölge- sinden rahatlıkla görülmesine ve takip edilmesine ola- nak sağlayarak, oyuncuların dikkatini topa vermesini ko- laylaştırıyor. Odun arılarının yumurtalarını bırakmak için ağaç- larda delik açmasından esinlenerek geliştirilen bir robot, beyne zarar vermeden beyin dokusunun içinde ilerle- yebiliyor. Bu da laparaskopik ameliyatların güvenilirli- ğini artıran bir tekniğin geliştirilmesine zemin hazırlıyor. Siricidae familyasından gelen odun arıları, iğneye ben- zer “ovipozitör” denilen uzuvları aracılığı ile yumurtalarını çam ağaçlarının gövdesi içine açtıkları deliklerin içine bırakır. Bu uzuv iki adet çubuktan ve bu çubuğun üze- rindeki geriye dönük dişlerden oluşur. Odun arısı, çam ağacının gövdesinde delik açmak için bu iki çubuğu ile- ri geri titreştirir. Çubuk geriye doğru çekildiği zaman kes- kin dişleri odun do- kusunu yakalar ve ge- ri gitmesini engeller, dolayısıyla her titre- şimde ovipozitör bir adım daha ilerler. Tahtayı tutan dişle- rin yarattığı gerilim iğnenin bel vermesini veya kırılmasını önler. İngiltere’deki Reading Üniversitesi’nden araştırmacılar bu me- kanizmadan esinlenerek tıbbi bir iğne geliştirdiler. Silikondan yapılan iğne, 50 mikrometre uzunluğunda yüz- gece benzer dişleri olan iki çubuktan oluşuyor. Bir mo- torun titreştirdiği bu iki çubuk, odun arısının ovipozitörü gibi beyin dokusu içinde ilerliyor. İlk deneysel çalışma- lardan alınan sonuçlara göre cihaz, beyin dokusuna ben- zer bir yüzeyde açtığı delikten iç kısımlara doğru ilerle- yebiliyor. Halihazırdaki ameliyatlarda kullanılan sert iğ- nelerden farklı olarak bu cihaz en güvenilir rota üzerin- de ilerleyebilecek esnekliğe sahip. Derleyen: Reyhan Oksay CBT1159/115Haziran2009 ÇEVRE DOSTU ENERJİ SANTRALİ MALİYETLERİ DÜŞÜREN ORGANİK FOTODİYOTLAR AERODİNAMİK TÜNELLİ FUTBOL TOPU KULAKLIK TARZI GİYİLEBİLİR MP3 ÇALAR ADRES SORMA DÖNEMİNE SON! LAPAROSKOBİK AMELİYATLARIN ESİN KAYNAĞI ARI İĞNESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle