22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
8 9 nıyor, kafasında iş fikirleri üretiyor ve kocasıyla paylaşıyor. Kocası önce yanaşmasa da bu fik- re, araya komşuların girmesiyle denemekte fayda olduğuna inanıyor. Hemen alıyorlar krediyi. Hatice kocasının çay ocağında, öğ- lenleri satmak üzere köfte ekmek hazırlama- ya başlıyor. Gün boyunca evinde vakit geçi- rip, akşamdan akşama ertesi günün köftele- rini hazırlıyor, öğlenleri de eşine yardıma gi- diyor. Çabasıyla ailesine büyük destek olan eşine, şimdi daha farklı bakıyor kocası ve “İyi ki ikna olmuşum” diye düşünüyor. Kredi tak- sitleri gününde ödeniyor, üstelik kendilerine bile para kalıyor. Şimdi sabırsızlıkla ikinci krediyi bekliyorlar. En büyük hayalleri, bir köfteci dükkanı açmak... Kumaş artıkları Bir kadın, adı Şükran. Ticaret lisesinden me- zun olunca girdiği muhasebecinin yanında 10 yıl çalıştı. Mustafa ile görücü usulüyle evlen- di. Daha önce Almanya’da çalışan kocası, bu- radaki birikimiyle bir kamyonet alarak, nakli- ye işi yapmaya başladı. Mutlulukları, doğan ço- cuklarıyla perçinlendi. Her şey güzel gidiyor- du; ta ki kocası kamyonetiyle şehirlerarası yol- da kazana yapana kadar. İçinde nakliye fir- masının çalışanları da vardı. Ölen olmadı ama Mustafa hem yaralananların hastane masraf- larını karşılardı hem de kaza ücretli yolda mey- dana geldiği için yolun tamirini üstlenmek zo- runda kaldı. Aile bir anda sıfırı tüketti. Kaza- nın etkisiyle uzun yıllar çalışamadı Mustafa, eve kapandı. İş başa düşünce Şükran, evdeki di- kiş makinesiyle çeyizlik işler yapmaya başla- dı. Kocası da yavaş yavaş kendini toparladı ve bir iş hanına gece bekçisi olarak girdi. Handaki reklam şirketlerinin artığı olan kumaş ve çadır parçalarını, sahibinin iznini alarak, “belki bir işe yarar” düşüncesiyle eve getirmeye başladı. Bir gün küçük kızını parka götüren Şükran, eski bir tanıdığıyla karşılaştı, laf lafı açıp sıkıntıla- rını anlatınca, arkadaşı mikrokredi diye bir şey önerdi. Şükran eşine anlatınca, Mustafa’nın da aklına yattı ve krediyi nasıl alabileceklerini dü- şündüler. Evdeki kumaş artıklarını kullanarak çeşitli kılıflar dikmeye karar verince, krediye başvurdular. Kredi sayesinde rengarenk, çe- şit çeşit kılıflar diktiler. Hızla satıldı, giderek daha çok ilgi gördü. Hatta Şükran kendi ta- sarımlarını yapmaya başladı. Şükran ve eşinin evlerinin bir odasında kurdukları bu atölye, şim- di onların ekmek kapısı oldu. Işıltılı taşlar Bir kadın ... Baktığınız zaman Türkiye deki genel kadın profilini gördüğünüz bir ayna .. Daha iyi şartlarda yaşayabilmek için yıllar önce Ankara ya göç eden ailesi- nin geçimini sağlayabil- mek adına eğitimi- ni yarıda bıra- kan bir kadın ... Adı Derya ... Ama hikaye ve görüntü bir yerde tüm ezberleri de- ğiştiriyor. Derya ailesine yardım için İstanbul'daki ab- lasının yanına geliyor ve birkaç yıl hazır giyim atölyesinde çalışıyor. Evin en küçüğü Derya ablasının yanında da fazla kalamadığı için geri dönüyor. İstanbul'da atölyedeki işini zevkle yapmasına karşın bırakmak zorunda kalıyor. Bu işe eli çok yatkındı, biraz sermayesi olsaydı herşeyin çok farklı olacağını biliyordu. Ama An- kara'ya dönüyor ve burada da bir süre iş bu- lamıyor. Birgün mikrokredi diye bir konu ko- nuşulduğunu duyuyor ve peşine düşüyor Derya, başvurup ilk kredisini alıyor. Birkaç ter- zi ile anlaşıyor, işi için gerekli olan kıyafetleri süslemekte kullanılan taşları İstanbul'dan si- pariş ediyor. Elbiselerin üzerinde parlayan bu taşlar bir kadının da hayatını değiştiriyor. Derya paranın kalan kısmıyla da seçtiği ucuz giyim eşyalarını alıyor. Ve Derya bu ucuz kı- yafetleri ışıltılı taşlarla süsleyerek onlardan bambaşka bir dünya yaratıyor. derya'nın adı hemen duyulmaya başlıyor, işler büyüyor ve o çok kısa bir sürede kırk yıl- lık terzilerden daha çok sipariş almaya başlıyor. 700 lira- lık bir kredi ailesine destek olmak için eğitimini yarıda bırakan, iş bulmayan bir kadının kendi işini kurmasına neden oluyor.... Şekerrenk Sultani Ömrü boyunca yüzü gülmeyen bir ka- dın...Adı Sultani... Oturduğu mahallenin de çok sevilen tonton teyzesi. Çocukluğunda da, gelin gittiği köy evinde de mutluluğu görme- di gözleri...Hem kendisinin hem de eşinin paraya hasretti hep el- leri. Sultani Teyze ve işsiz ko- cası, tek gözlü evinin kirasını da, yediği üç lokma ekmeği de va- liliğin verdiği üç kuruş yardımla karşılayabilirdi. Çalışarak ken- disine bakacak ne bir evladı, ne de sığınacak, yardım isteyebi- leceği bir yakını yoktu Sultanı teyzenin...Sultani Teyzenin tek isteği elden ayaktan iyice düş- meden, kendi parasını kazanmaktı. Sultani teyze sonunda sermaye gerek- tirmeyen hem de geçim derdine çare ola- cak bir iş buldu kendine: Mardin’in yakıcı sı- caklarına çare olacak bir ev dondurması üretmeye karar verdi. Sultani teyze yöresel adı Eskimo olan ve yalnızca su ile şekerden yapılan, dondurmayı üretmeye başladı. Sultani Teyzenin kavurucu sıcaklarda ço- cukların özlemi olan rengarenk dondurma- sı zamanla mahallenin tüm çocuklarına evinin yolunu ezberletti. Her geçen gün ar- tan satışları, Sultani teyzeyi biraz daha kamçıladı. Hem çocuklarla vakit geçirerek içinde eksik kalan annelik duygusunu his- sedemediği, hem de aç girdiği yatağında uyuyamadığı günler bir bir yaşamından çıkmaya başladı Sultani Teyzenin. Ta ki, bir gün Sultani Teyzenin mahalle- nin dört bir yanından çocukların koşar adım gelmesine neden olan dondurmaları- nı ürettiği buzdolabı bozulana dek. Sultani teyze, yine çocukların neşeli gülücüklerinin ve ekmek alacak parasının olmadığı günlerin başlayacağı endişesini yaşamaya başladı. Sultani Teyze’nin işsiz kocası, bir gün eve Sultani teyzenin dudaklarında tebessüm ya- ratan bir haberler döndü. “Mikrokredi” ile buzdolaplarını tamir ettirebileceklerdi. Mik- rokredi başvuruları kabul edilen Sultani teyze, mahallenin rengarenk ve en tatlı dondurmalarını yeniden yapabileceği bir buzdolabı satın aldı. Sultani Teyze’nin de, Mardin’in yakıcı sıcağından kurtulmak için koşarak dondurma almaya gelen elleri kir- li çocukların da yüzleri güldü yeniden. Hayatımız Roman Türkiye’den Mikrokredi Hikâyeleri Hatice, Şükran, Nazife, Musa ve diğerleri... Dar gelirli insanlarõn küçücük bir sermaye desteği ile ne kadar önemli adõmlar atabileceklerinin öyküsü... Hatice’nin hayali Bir kadın, adı Hatice... Bir arkadaşının tanıştırdı- ğı Mehmet’le evlendi; biri 13 diğeri 5 yaşında iki kız- ları oldu. Eşi sanayi sitesinde küçük bir dükkanda çay ocağı işletiyor. Ev de kira, dükkan da; kıt kanaat ge- çiniyorlar. Kızları elden avuçtan çıktığı için, kocası- nın yüküne ortak olup, ek iş yapmak istiyor Hatice. Bu isteğini paylaştığı komşularından Aynur, bir si- vil toplum kuruluşunda takı tasarımı eğitimi veriyor. Aynur sayesinde, dar gelirlilere adına mikrokredi de- nen bir kredi verildiğini öğrenen Hatice heyecanla-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle