Katalog

15 U nilever Türkiye ve Tesco Kipa çocuklar- da “ekolojik ayakizi bilinci” oluşturmak üzere bir sosyal sorumluluk projesine baş- ladılar. Küresel ısınmaya dur demek için birey- sel olarak yapacağımız katkının en önemli ara- cı olan “ekolojik ayakizi” bilincini çocuklarda oluşturmak üzere sürdürülen kampanya büyük ilgi görüyor. Unilever ve Tesco Kipa’nın, Milli Eği- tim Bakanlığı ve TOÇEV (Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı) işbirliğiyle hayata geçir- dikleri ‘Yarının İzleri’ projesi, Türkiye genelinde 10 bin ilköğretim öğrencisini küresel ısınma ko- nusunda bilinçlendirmeyi hedefliyor. İnteraktif bir eğitim programı olarak hayata geçen proje ile dünyayı bekleyen gelecek ve alınması gere- ken önlemler konusunda farkındalık sağlanması amaçlanıyor. Proje kapsamında Mithat Bereket tarafından çekilen ve "çocuk gözüyle" küresel ısınmayı anlatan belsegelde Türkiye'nin bir çok farklı yöresinde yaşayan çocuklar kendi göz- lemlediklerini anlatıyorlar. Çevre bilincinin ka- zanılması için en uygun yıllar olan 2. ve 3. sınıf öğrencilerini kapsayan okul eğitiminde ise, TO- ÇEV Eğitim ve Tiyatro eki- bi ile okullara ziyaretler gerçekleştiriliyor.Hakan Bilgin yönetiminde “Dün- ya Kurtarıcıları” isimli in- teraktif çocuk oyunu ile çocuklara küresel ısınma- yı ve sebeplerini küresel ısınmanın önüne geçebil- mek için yapılması gere- ken temel hareketleri an- latıyorlar. Ayrıca oluştu- rulan bir internet sitesi ile farklı kentlerdeki çocukla- rın birbirleri ile ilişkide ol- maları ve bilgilerini taze- lemeleri hedefle- niyor. Eğitim içerisinde kampanyanın internet si- tesine yönlendirilen öğrencile- re eğitim sonrasında konu ile il- gili bilgilerin olduğu eğitim ki- tapçığı veriliyor. "Yarının ayak izleri" projesi hem Unilever Türkiye hem de Tesco Kipa tarafından her an- lamıyla sahiplenilen bir proje. Univeler Türkiye Kurumsal İle- tişim Müdürü Ebru Şenel Erim "Bugün dünyanın karşı karşıya bulunduğu tehdit yalnızca hü- kümetlerin ya da devletlerin çabalarıyla aşılamayacak kadar büyük. Her bireyin, her şirketin üzerine düşen ödevler var. Bu nedenle ekolojik ayak izlerimi- zi bilirsek çevre üzerindeki et- kilerimizi de daha kolay anlarız" derken Tesco Kipa Kurumsal İlişkiler Direktörü Yılmaz Attila ise “yarına sahip çıkma bilinci ile hareket eden iki şirket olarak küresel ısınmayı durdurma sava- şında birlikte hareket etme kararı aldıklarını ve sosyal sorumluluk projelerinin başına bu projeyi taşıdıklarını kaydetti. Çocuklar ekolojik ayak izlerinin peşinde... Unilever ile Tesco Kipa, Milli Eğitim Bakanlığı ve TOÇEV işbirliği ile küresel ısınmaya karşı çocukları bilinçlendirmek amacıyla "Yarının izleri" adını taşıyan bir projeye başladı. TOÇEV’den Hakan Bilgin yönetiminde ‘Dünya Kurtarıcıları’ isimli çocuk oyunu. “The Humane Society Interna- tional”ın verdiği bilgiye göre kürk ti- caretine yılda 2 milyonun üzerinde kedi ve köpek kurban ediliyor. Kürkler için hammaddenin sağ- landığı yerlerin başında Çin ve Doğu Asya’nın bazı bölgeleri geli- yor. Üreticiler kürkleri, giyim eşyası, hediyelik eşyalar ve ak- sesuarda kullanmak üze- re Avrupa’ya pazarlıyor- lar. Ürünlerin bazı kısım- ları kedi-köpek kürkü içerebildiği gibi tamamı bu hammaddeden olu- şan eşyalar da mevcut. Hayvanlar geniş gruplar halinde kürk çift- liklerinde üretiliyorlar. Çiftliklerin en çok bu- lunduğu yer soğukta tüy örtüsünün daha sert bü- yüdüğü Kuzey Çin. Hay- vanlar özellikle kürk ya- pısının daha sert olma- sını sağlamak amacıyla kışın başından itibaren tahammül edilemez so- ğuk ortamlarda hapse- diliyor. Toplanan kürkler aracılar tarafından açık arttırmaya tabi tutuluyor ve Avrupa ülkelerinde satışa sunuluyor. Üreti- cilerin en çok ticaretini yaptığı canlılar ise kısa tüylü kediler ve çoban köpekleri. T okyo Teknoloji Enstitü- sü’nde robotlar üzerine ça- lışan Prof. Shiegeo Hiro- se’nin geliştirdiği robotlar içinde en dikkat çekici olanlar, yılan ro- bot olarak gösteriliyor. İlk örne- ğini 1972’de geliştiren Hirose, yı- lan robotlar için “en gurur duyduğum projem” diyor ve bu- güne kadar bu ro- botlar üzerine çalış- maya devam ediyor. Farklı modellerde geliştirilen yılan ro- botlar, ince uzun ya- pıları sayesinde dar alanda hareket edebiliyor ve özel- likle deprem sonrası çökmüş bi- naların içindeki insanları kurtarıl- ması için geliştiriliyor. Prof. Hiro- se’nin diğer çalışmalarında ol- duğu gibi yılan robotlar da do- ğadan etkilenerek yapıldı. Rob- otun hareketlerinde yılanların is- kelet sisteminin izleri görülebili- yor. Ancak bu robotlardan bazı- ları, kendi etrafında dönmek gibi yılanların yapamadığı hareketle- ri de gerçekleştirebiliyor. Suya ve toza dayanıklı olan robatlardan bazıları suda yüzebiliyor. En az riskle arama kurtarma Robotlarda bulu- nan kamera, sensör ve mikrofonlar gö- çük altında kalanların tespitinde büyük avantajlar sağlıyor. Böylelikle çok dar alanlarda hareket edilebiliyor, göçüğün içerisinden görüntüler dışarıya gönderililebiliyor, çok düşük ses- ler tespit edilebiliyor ve kurtarma çalışmalarındaki kaza riskleri en aza indiriliyor. Robotların geliştirilme çalış- maları devam ederken, benzerleri 11 Eylül saldırıları sonrası çöken İkiz Kuleler’in enkazında arama kurtarma çalışmalarında kulla- nıldı. Depremde hayat kurtaracak yılan robotlar Geliştirilen yılan şeklindeki robotlar dar alanlarda hareket edebiliyor, taşıdıkları kamera, sensör ve mikrofonlarla göçük altında kalanları tespit ediyor Yılda 2 milyonu aşkın kedi ve köpek kürk kurbanı oluyor Arjantinli doktor ve gazeteci Ri- cardo Coler, iki aydan fazla bir süre Güney Çin’deki Mosuo şehrinde ya- şadı. Mosuo’nun özelliği, dünyada anaerkil yapının hüküm sürdüğü, otoritenin kadınların elinde olduğu nadir yerlerden biri olması. Arjantinli gazeteci Coler, Mosuo’yu bir kitapta anlattı. “Cennet dişidir” isimli kitap, Arjantin’de 60 binden faz- la satarak en çok okunanlar listesi- ne girdi. Coler, Alman Spiegel der- gisine verdiği röportajda, kadınların hüküm sürdüğü dünyayı şöyle tarif ediyor: “Kadınlar başka türlü yöne- tiyorlar. Onların yönetiminde şiddet yok. Mosuo’lu kadınlar güç sahibi, ancak amaçları daha fazla para ka- zanmak değil. Kadınlar gücü ailesi- nin her anlamda mutluluğunu ve huzurunu sağlamak için kullanıyor.” Dünyayı kadınlar yönetirse...