18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
10 Dünya Nasıl Değişir? David Bornstein’in kitabı toplumların sorunlarına çözümler bulmaya çalışan sosyal girişimciliği ve yeni fikirlerin gücünü anlatıyor Y oksulluğu kökünden söküp atmak müm- kün mü? Dünyanın her köşesine sağlık hizmetleri götürülebilir mi? Her ülkede her çocuğun iyi eğitim alması sağlanabilir mi? Gerçekleşmesi zor konular bunlar. Ancak bi- rileri bu sorunların çözümü için kolları sıvamış halde. Dünyanın farklı yerlerinde kazanılan irili ufaklı başarılar aslında bize eğer istersek dün- yayı değiştirebileceğimizi açıkca gösteriyor. Bu- gün bir yerlerde birçoğumuzun gözardı ettiği giz- li bir tarih yazılıyor; dünyanın her yerinde yaşa- mı dönüştürme potansiyeline sahip çözümler geliştiren kişiler ortaya çıkıyor. Sosyal girişim- ciler olarak tanımlanan bu insanlar yüklü para ve zeka gerektiren sorunlara farklı çıkış yolları bulmakta son derece başarılılar. Hükümetler ve geleneksel kuruluşlar sorunlara dışardan ba- karken, sosyal girişimciler onlara içerden samimi yaklaşımda bulunuyorlar. Arkalarında ordular ve polis gücü olmadığından, değişimi zorla kabul ettirmek için değil, değişimi sağlamak için ça- lışırlar ve gerekli insan kaynağını oluştururlar. Özellikle son yıllarda, Nobel Barış Ödülü, sos- yal girişimcilere layık gö- rüldü: 2004’de Yeşil Kuşak Hareketi’nin ku- rucusu Wanga- ri Maathai, 2006’da ise Mu- hammed Yunus ve Grameen Bank bu ödülü al- dı. “Dünya Nasıl Değişir?” adlı kitap sosyal sorunları geniş bir yelpazede ele alıp çözen in- sanların öyküsünü anlatıyor. Kitaptaki karakterlerin çoğu öyle ünlü insanlar de- ğil. Kimi doktor, avu- kat ya da mühendis. kimileri ise yönetim danışmanı, sosyal hiz- met görevlisi, öğret- men ya da gazeteci. Bazıları ise sadece bir ebeveyn olarak bu gör- evi üstlenmiş. Onlar bu- gün Bangladeş‘ten, Brezilya’ya, Macaristan’dan Hindistan’a, Polanya’dan Güney Afrika’ya ve Amerika’ya kadar dünyanın pek çok ülkesine ya- yılmış durumdalar. Ortak özellikleri; toplamda artı değer yaratma becerileri; yenilikçi ya da gi- rişimci olma özellikleri. Kitap, başka insanların hayatlarını iyileştirmek için güçlü fikirlerle do- nanmış olan bu kişilerden örneklerle dolu: Amerika’da bir adam, J.B. Schramm binlerce düşük gelirli lise öğrencisine üniversiteye git- meleri için yardım etti. Güney Afrika’da bir ka- dın, Veronica Khosa’nın geliştirdiği AIDS has- taları için bakım modeli hükümetin sağlık poli- tikasını değiştirdi. Brezilya’daki Fabio Rosa, kır- sal kesimde yaşayan binlerce kişiye elektrik gö- türdü. Bir diğeri Amerikalı James Grant bir kü- resel aşı kampanyasını hem yürütüp hem de ta- nıtımını yaparak 25 milyon ki- şinin hayatını kurtardı. Bir diğeri, Bill Drayton sosyal gi- rişimcilerin öncü kuruluşu Ashoka’yı kurarak dünyanın dört bir yanından binlerce sosyal girişimciyi fonladı ve destekledi. Kitap, dünyanın her kö- şesindeki değişimleri göz- lemlemekle birlikte, bun- ların nasıl yapılabildiği- nin de ipuçlarını ayrıntılı bir şekilde sunuyor. Ka- rarlı, kolay boyun eğ- meyen yaratıcı bireyle- rin, en güç sorunların üstesinden gelmek için toplumun gereksinim duyduğu inovasyonu (yenilikçilik-yaratıcılık) nasıl harekete geçirdiklerini gösteriyor. Aslında önemli bir sosyal değişim tek bir yaratıcı ile baş- lar: Sorunu saptayıp, çözümünü tasarlayan bu tutkulu birey, inisiyatifi ele alarak, oluşturduğu vizyonu korumak ve pazarlamak için tüm kay- nakları ve kurumları bir araya getirir. Önlenemez direnişlerin üstesinden gelmek için gücünü ve odak naktasını yitirmeden, bir vakitler sıra dışı bir fikir olan vizyonunu “yeni bir norm” olarak ka- bul ettirinceye kadar büyütür güçlendirir ve so- nunda mutlaka yaygınlaştırır. Aslında sosyal girişimciler çağlar boyunca hep var oldular. Ancak günümüzde sosyal gi- rişimciliği farklı kılan, sadece ABD, Kanada ve Avrupa’da değil, aynı zamanda Asya, Afrika ve Latin Amerika’da da artık araştırılan, soruş- turulan bir alan olması ve bir meslek durumuna gelmesi. Örneğin, 20 yıl önce Endonezya’da sade- ce bir tane bağımsız çevre örgütü varken gü- nümüzde STK’ların sayısı 2 bini aşmış du- rumda. Bu değişimin sebebi ne? İletişim devrimi milyonlarca insana dünya- yı daha geniş ve daha ayrıntılı kavrama imkanı verdi. Ama bununla birlikte küresel eşitsizlikleri de hiç olmadığı kadar gö- rünür ve hissedilir kıldı. Bu durum bugün dün- ya nüfusunun yarısını oluşturan yoksul halk- ların toplam gelirin ancak yüzde 5’inden pay almakta oldukları gerçeğini üzerinde düşün- meye başlamalarını sağladı. Peki bu yoksul in- sanlar, her gün televizyonlarda ekonomik ba- şarı kazanan kişileri seyrettikçe ne oluyor? Bu insanlar yetersiz koşullar ve tecrit ortamlarda kalmaya daha fazla dayanamadığı için hızla kentleşmeye, organize olmaya ve teknolojinin gücünü keşfetmeye başlıyor. Küresel sorun- lar dağ gibi büyürken, hükümetlerin bunları çözmede başarısız olduklarına ilişkin inanç da artıyor. Hükümetler çevre kirliliğini önlemek için etkin önlemler almakta, kötü çalışma koşullarını iyileştir- mede ve finnasal kurumların bütünlüğünü güvence altına almakta çoğu kez başarısız oldular. Küresel yurttaş sektörü gelişti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle