Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 OCAK 2000 PAZARTESİ
4 HABERLER
Çier'den asgari
ucrot elefttnsi
• lstanbuJ Haber Servisi -
DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller, "Net 80 milyon 650
bin lira oiarak belirienen
asgari ücret, insanlan aç
bırakmak, sefalete mahkûm
etmek, yaşamak için gerekli
asgari gıdayı bile alamamak
demektir" dedi. Çiller,
konuya ilişkin yazüı
açıklamasında, Asgari Ücret
Tespit Komisyonu'nda 2000
yılının ilk 6 ayı için kabul
edilen net 80 milyon 650
bin liralık yeni asgari
ücretin kabul edilebilir bir
rakam olmadığıru kaydetti.
Sivil iıüsiyatif
toplantısi
• ANKARA (AA) - Tûrk-Iş
Başkanlar Kurulu, Şeker
Bayramı'nın hemen
ardından toplanarak, başta
yeni asgari ücret ve bu yıl
kamuda bağıtlanacak toplu
iş sözleşmeleri olmak ûzere,
işçilerin sorunlannı masaya
yanrarak, sorunlar
karşısında izlenecek tavn
belirleyecek. Kamuoyunda,
"7'li Sivil Inisiyatif" oiarak
bilinen Türk-îş, Hak-Iş,
DlSK, TÎSK, TOBB, TESK
ve TZOB genel başkanlan
ise 18 Ocak'ta bır araya
gelerek, Ekonomik ve
Sosyal Konsey ile tşsizlik
Sigortası Fonu'na ilişkin
değerlendirmede bulunacak.
Bedelli askerlik
uygulaması
• AıNKARA (AA) - Bedelli
askerlik uygulaması
kapsamında Ocak 2000
döneminde temel askerlik
eğitimine tabi tutulacak
yükümlüler bugünden
itibaren yerli askerlik
şubelerinden sınıf, eğitim
birlik veya merkezleri ile
sevk tarihlerini
öğrenebilecekler. Milli
Savunma Bakanlığı
tarafmdan yapılan
açıklamaya göre, 17Aralık
1999 tarihine kadar askerlik
şubelerine başvuranlardan
Ocak 2000 döneminde
temel eğitime katılmak
istediklerini bıldirenlerin
tamamı Ocak 2000
döneminde sevk edilecek.
Cesede tecavüz
ettîler
• ÇORUM(AA)-
Çorum'da, mezardan
çıkardıklan bir cesede
tecavüzde bulunan 4 kişinin
yakalandığı bildirildi. Tiner
bağımlısı oldugu bildirilen
Arif Koçak (38), Caner
Coşkuner(17), Yıldıray
Çınar (19) ve Ergani Biçer
(16)29Aralıkl999
tarihinde mezardan
çıkardıkJan 60 yaşlanndaki
kadırun altın dışlerıni de
söktü. Gözaltvna alınan 4
kişi çıkanldıldan
mahkemece tutuklandı.
Sanıklann. ölüye kötü
muamele suçundan
yargılanacaklan bildirildi.
TKKO'dan kaçan
Aton'ın ifadesf
• TOKAT (Cumhuriyet) -
TKP/ML-TÎKKO örgütünde
Tokat kırsalmda faaliyet
gösterirken örgüt içi
sorgulamadan kaçan ve 27
Aralık'ta Hafık'te
yakalanan Veysel Altın'ın
verdiği ifade sonucunda,
Tokat Merkez, Almus ve
Erbaa kırsallannda 12
malzeme ve silah deposu
ortaya çıkanldı.
Uyuşturucu
operasyonu
• Istanbui Haber Servisi -
Istanbul narkotik şube
ekipleri kentin 7 üçesinde
düzenlenen 8 ayn
uyuşturucu operasyonunda,
73 kılogram esrar, 12
kilogram afyonsakızı ve 2
kilogram kokain ele geçirdi.
Operasyonlarda 4'ü yabancı
uyruklu 25 kişi gözaltına
alındj.
Düzeltme
• Istanbul Haber Servisi -
Gazetemizin dünkü
sayısında yer alan "Tıp
yenüiklere koşuyor"
başlıklı haberde Türkiye'de
ilk böbrek nakiinin Prof.
Yılmaz Sanaç tarafindan
yapddığı belirtiliyor.
Doğrusu Prof. Dr. Mehmet
Haberal olacaktır. Düzeltir,
özür dileriz.
PKK'nin olağanüstü 7. kongresinde Öcalan-Bayık mücadelesi yaşanacak
Avrapa'nın altematifi Bıırkay
SERIAÇEŞ
ANKARA - PKK lideri Ab-
dullab Ocalan'ın yakalanması-
nın ardından örgüt içinde başla-
yan liderlik mücadelesi sürüyor.
Öcalan'ın yakalanması sonrasın-
da kararlaştınlan Olağanüstü 7.
kongre öncesinde şiddet yanlısı
Cemfl Bayık ile Öcalan taraftar-
lan arasındaki mücadele iyice
belirginleşmeye başladı. Öca-
lan'ın kongreye "Başkan" sıfa-
tıyla açış konuşması gönderme-
si beklenirken, Bayık'ın da mer-
kez komite üyelerine mektup
göndererek desteklerini istediği
öğrenildi. Kongrede Öcalan'ın
silahsızlanma politikasmın ka-
bul edilmesinin büyük olasılık
olmasma karşın, PKK'den büyük
kopmalann yaşanabileceği de
dilegetirildi. Öcalan'uıyakalan-
masryla örgütün Avrupa kana-
dmda kendilerine "PKK Dev-
rimci Çizgi SavaşcılarT adını ve-
ren grubun Kürdistan Sosyalist
Partisi (PSK) lideri Kemal Bur-
kay'ı ön plana çıkarmak için ça-
lıştıklan kaydedıldı.
Istihbarat birimleri, Öcalan'ın
yakalanmasının ardından bölün-
me sürecine giren ve diğer ör-
gütlerle ilişkiye geçen PKK'li
gruplan incelemeye aldı. PKK
Merkez Komitesi'nde, Öcalan
ve Bayık yanlılan oiarak ortaya
çıkan bölünmerün Avrupa kana-
dına da yansıdığı, Kürdistan Sos-
yalist Partisi lideri Burkay'ın
tran'daki PKK'liler ve Avru-
pa'daki örgüt üyeleri arasmda ta-
raftarlannın arttığı belirlendi.
Dışdestek
Istihbarat binmleri. PKK Bas-
kanlık Konseyi'ne muhalif olan,
kendilerine PKK Devrimci Çiz-
gi Savaşçılan adını veren grubun
Isveç, Almanya ağırlıkh dış des-
tek ile Öcalan'ı tasfiye etmek ve
Burkay'ı ön plana çıkarmayı he-
deflediklerini tespit etti. îstihba-
rat binmleri, Burkay yanlısı gru-
bun Öcalan'ın sözde banş ve ge-
ri çekilme çağnlanna karşı çık-
tığını ve şu eleştirileri yöneltrik-
lerini belırledı:"Tasfiye planı hız-
la ve tam anlamıyla bir oidu-bit-
tiyle sonuca götürülmek isteni-
yor. Başkanhk Konseyi tasfiye
çizgisini yürütürken, bunu baş-
kana bağhhk oiarak ortaya ko-
yuyor ve herkesi de böyle bağla-
maya çahşryor. Oysa biz başkan-
dan bağlılıgı, mücadele ve şehit-
lerimizin kanıtiadığı öndertikçiz-
gisine bağhlık oiarak öğrendik."
DYP - FP
'Öcalan
dosyası
meclise
gelsin'
ANKARA (ANKA) -
DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı MehmetSağfaun,
Türkiye'nin AbduDah
Öcalan'ın ölüm cezası
konusunda "çok daha
derin" düşünmesi gerek-
tiğini söyledi.
FP Grup Başkanveki-
li Abdöflatif Seoer de
Öcalan'ın ölüm cezası
konusunda referanduma
gidilmesi yolundaki öne-
rilere karşı çıktı. Sağlam
dün düzenlediği basın
toplannsında, Öcalan da-
vasının özel bir konumu
olduğunu belirterek ko-
nunun Meclis'e gelmesi
durumunda kendisinin
idamdan yana oy kulla-
nacağını kaydetti.
FP Genel Merke-
zi'nde dün bir basın top-
lantısi düzenJeyen Şener
de hükümetten Öcalan
dosyasını bir an önce
Meclis'e göndermesini
istedi. Şener, idam için
referanduma gidilmesi
konusunda, "Oyle bir
noktadadeğaJz" dedi.
tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
El konulan Egebank'm sahibi Murat Demirel'in 1998'deld askerlik ertelemesi ile
bedelli başvurusu iptal edildL Yeğen Demirel, yakalanma emriyle aranıyor.
Iran Türkiye'deki Kürtlerin baskı altında yaşadığı tezini işlemeye çalışıyor
Iranlı Kürüer hak arıyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Istıhbarat birimleri,
PKK'ye destek veren Iran'm bu
çabasının geri teptigini
belirledi. PKK'ye verilen destek
nedeniyle Iran'da yaşayan 5
milyon Kürt'ün de
bilinçlenerek, hak arayışına da
yol açıldığı kaydedildi.
İstihbarat birirnlerince yapılan
değerlendirmede Iran'ın;
ülkesindeki Kürtlerin dikkatini
PKK'ye kaydırmak,
Türkiye'deki Kürt kökenlilerin
baskı altında yaşadığı,
"PKK'nin buna karşı çıkan bir
mücadele içinde olduğu" tezini
işlemeyi amaçladığı kaydedildi.
istihbarat raporlannda, "Iran,
ülkesindeki Kürtlerin,
Tûrkiye'dekUere nazaran çok
daha i>i koşullarda yaşadığı
mesajuu vermek peşinde
koşnıaktadır. Aynca Iran,
PKK'ye katılmak isteyenleri de
tesvik etmektedir. Nitekim, tran
Radyosu sürekli s&z konusu
propagandayı iştetmektedir"
denildi.
Öcalan lehine bfldiri
Iran Parlamentosu'ndaki bir
grup milletvekilinin Abdullah
Öcalan lehinde bir bildiri
yayımladığını belirleyen
istihbarat birimleri, tran'ın bu
tutumu nedeniyle Türkiye
karşısında zor durumda
kaldığını kaydetti.
Iran Kürtlerinin arasında azınlık
olmanın getirdiği olumsuz
koşullan protesto eden çeşitli
gelişmelerin yaşandığı anlatılan
istihbarat raporlannda, "Bunun
neticesinde 20'den fazla tran
Kürdistan Partisi yönetictsi
idam edilmiştir. Bir o kadan da
PKK'liler tarfindan İran'la
yapılan anlaşma neticesinde
öldürülmüştür" denildi.
tran'dakı Kürtlerin hemen
hemen hiçbir memurluk
görevinde bulunmadığı, subay
yapılmadıklan, askerliğini er
olarak yapanlann kritik
birliklerde
görevlendirihnedikleri belirtilen'
raporlarda şu bilgilere yer
verildi:
"Ulkede okuma yazma oranı
yüzde 72'yken, bu oran Kürtler
arasında yüzde 15'i
geçmemektedir. Ülke genelinde
elektrik görüriilen yer oranı
yüzde 80 iken, Kürt nüfusun
yoğun olduğu bölgede bu oran
en fazla yüzde 20'dir. Kürtlerin
yaşadığı bölgeye önemli sanayi
tesisierinin kurulması
yasaklanmakta, tran hükümeti
Kürtlerin yaşadığı bölgede
tarun ve ha\"vancdığı teşvik
etmekte, ancak bölgede
zenginleşmeyi engelkmektedir.
Kürtlerin ortak hareket
etmesinin dnlenmesi amacryla,
bölgede mezhep çaüşmalan
çıkanlmakta ve körüklenmekte,
bu bölgede hiçbir siyasi
kuruluşun varhğma izin
verilmemekte, bölgeden meclise
gönderilen millerv ekiUeri de
Iran yanbsı kişilerden
seçihnektedir.*'
Burkay'cılann örgütün Avru-
pa kanadında sürekli olarak güç-
lendiği, Kuzay Irak ve Iran'daki
örgüt üyelerinden de destek gel-
mesi üzerine Isveç ve Almanya
gibi ülkeler tarafindan desteklen-
diğini kaydeden istihbaratbirim-
leri, bu destekle Öcalan karşıtı
çıkışlanyla tamnan Burkay'ın
hâkiın konuma getirilmesinin
amaçlandığını bildirdi. İstihba-
rat bilgi notlannda, "Böylece,te-
rör örgütü PKK'nin. silahh bir
güç olarak başanh olamayacağı-
na inananlann terör ÖrgütünÜ â-
yasallaştırma amacmda da
öoemB bir adım atümış olacak-
ör" denildi. istihbarat bi-
rimleri, bütün bu destek ve
çabalara karşın Burkay'ın
PKK'yi kontrolü altına
alamayacağını vurguladı.
Öcalan-B^ık
mficaddesi
PKK'nin önümüzdeki
günlerde gerçekleştirmeyi
planladığı olağanüstü 7.
kongresinde Öcalan'ın "si-
lah bırakma" ve Bayık'ın
"silahlı mücadeleye de-
vam" politikalanrun tartı-
şılacağı bildirildi.
Öcalan'm yakalanması-
nın ardından toplanma ka-
ran alınan kongrede
PKK'nin önümüzdeki dö-
nemde izleyeceği politika-
nın belirleneceği kaydedil-
di. istihbarat raporlannda,
Öcalan'm kongreye "Baş-
kan" sıfatıyla bir açış ko-
nuşması göndereceği ve si-
lahlı mücadele terk edile-
rek, faaliyetlerin tamamen
siyasal alana kaydırüması-
m isteyeceğinin tahmin
edıldıgı anlatıldı.
Bayık'ın mektubu
istihbarat birimleri,
PKK'nin silahh mücadele-
de güttüğü amacı henüz
gerçekleştiremediğini sa-
vunan Bayık'ın 20'den faz-
la merkez komite üyesine
gönderdiği mektupta, şu
görüşleri savunduğiınu be-
lirledi: "Partinin askeri
kanadı dışlanarak geri
plana abfanıştır. Siyasi ka-
zannn eMe etmedentesHm
olma ve siyasallaşma süre-
cine girilmesi parriye ve
amacına ihanet aniamma
gebnektedir. Bu nedenle
partinin yapması gereken,
silahh mücadeleyie TC'yi
bize siyasi kazanunlar ver-
meyezorlamaktır. Silanın,
akan kanm. partiye ka-
zandırdıklannı göz önüne
aldiğunızda, 'sılaha veda'
gibi bir ania>ısın yanlıs ve
zamansız olduğu kabul
edümeüdir. Örgütü silah-
sızlaştırmak. eylemsizleş-
tirmek yok etmek anlarru-
na gelecektir. Partimizin
kongresinde göstereceği-
nizyaklaşımın bu temelde
olacağına manıyorum."
İstihbarat birimleri,
PKK'nin mevcut durumu
dıkkate alındığında, Ab-
dullah Öcalan'm silahsız-
lanma talimatımn yerine
getirilmesinin büyük ola-
sılık olduğunu, buna kar-
şm önemli sayılabilecek
bir gücün bu karan pro-
testo için örgütten kopa-
bileceğini kaydetti.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR
Yeni bir yüzyıla girdik ya, dö-
nüp geriye bakmak, geçmişe
doğru uzun bir yotculuğa çık-
mak iyi geliyor. 150 yıl öncesi-
nin Istanbulu'nu, o zamanki
gündelik yaşamı merak etmez
misiniz? Elimde 1902 yılında
Pariste basılmış bir kitap var.
Günlerdir heyecanla okuyo-
rum. Türkçe baskısının da
1977 yılındayapıldığı ve bu ne-
denle pek ortalıkta görünme-
yen bir kitap olduğunu söyleye-
bilirim.
Şimdi size bir Beyoglu man-
zarasını aktarayım, sizin de be-
nimle aynı duygulan paylaşa-
cağınızdan eminim: "Beyoğlu
Caddesi denen bu dar, uzun, I-
nişli yokuşlu yola çıkıldığı za-
man, çok çeşitli unsurlardan
meydana gelen kalabalık ilk
bakışta insanı şaşkına çeviri-
yor. Bu kanşıklık, bu gidiş ge-
liş içinde insan sanki her an
ezilme tehlikesiyle burun bu-
runa. Önden biratın sağnsı ne-
redeyse yüzünüze çarpacak
kadar yakından giderken, ar-
kadan başka biratın ya da eşe-
ğin kafası neredeyse sırtınıza
çarpacak gibi oluyor."
"Ama asıl tehlike bu değil.
Türkler de bizim papazlar gibi
çok ağıryürüyorlar. Bizsokağa
yalnızçıkmıyoruz. Kavaslarbel-
lerinde tabancalar, ellerinde kır-
baçlarla bize yol açıyoriar. Bu
150 Yıl Önce İstanbul
kavaslar, eskiden Bab-ı Âli'nin
(Osmanlı hükümeti) sefirieri ve
yabancı misafirlerikonımak için
görevlendirdiği yeniçehlehn
yerinialan Türkmemuriar... Bu-
rada araba tehlikesi yok. Atya
da kupa arabası hiç görvnmü-
yor. Yol öylesine bozuk ki, za-
man zaman ortaya çıkan yaysız
küçük arabalara binmekten de
insan bayağı ürküyor."
"Müslüman kadınlannın,
şehrin Hıristiyan yabancılarla
dolu bu bölüme girmelerine
müsaade edilmiyor. Zaten bu
çevrede gerçek Türk'e pek
rastlanmıyor... Yabancıların
mekânı olan bu bölgeyi baştan
başa kateden bu yol bir yan-
dan Boğaz'a, bir yandan Ha-
liç'e kadar uzanıyor. Burası
umumiyetle dükkânların bu-
lunduğu bir alışveriş merkezi.
Birkaç büyük konak ile bütün
sefaret binalan burada. Solu-
muzda eski cûzzamlılann has-
tanesi olan Hıhstiyanlara ait bir
karantina merkezi var. Sağ ta-
rafta Rumlann çıplak, boş, terk
edilmiş mezarlığı uzanıyor.
Önümüzde yüksek pembe du-
varlararkasında görünen hey-
betlibirbina var. Burası III. Se-
lim devrinde yapılmış süvari
kışlasıymış."
Anılann sahibi, Kınm Savaşı
sonrasında amcası Fransız Bü-
yükelçisi Thouvenel'i Istan-
bul'da ziyarete gelen Barones
Durand de Fontmange isimli
Fransız bir kadın. Bayan Font-
magne, 1856 ile 1858 yıllan
arasında kaldığı Istanbul'un
gündelik yaşamının aynntılan-
na varan ilginç gözlemler akta-
nyor.
•••
Özellikle çöküş halindeki Os-
manlı'nın güvenlik güçlerine
ilişkin dikkat çekici saptamala-
n var.
"Söylendiğine göre Tün\i-
ye 'de emniyet ve güvenlik ge-
niş çapta temin edilmiş bulu-
nuyor. Ancak zaman zaman
yollan kesip soygun yapan ka-
badayılarda eksik değil... Eski
deviherde Türk eşkıyalarancak
suçüstü yakalanmak şartıyla
hapsedilip cezalandınlırmış...
Bu hüküm, ancakgasp ettikle-
riyle vahığını sürdürebilen bir
millet dûşûnülerek konulmuş-
tu. Imparatorfukzamanında ül-
ke haydut denen bu eşkıyalar-
la doluymuş. Bu adamlar dev-
letin peşlerine düşmeyişinden
şımararak gittikçe işi azıtmak-
ta bir mahzur görmemişlerdi.
Nadiren, polispeşlerine düştü-
ğü zaman ise öylesine bilgisiz
ve beceriksiz davranılıyorki, ki-
min haydut, kimin polis oldu-
ğunu kimse ayırt edemez olu-
yor. Bu haydutlar, kadıdan ya-
kalannı kurtanrlar ve çaldıklan
malın vergisini öderlerse ser-
best bırakılırmış. Aslında Türki-
ye'de jandarmalar umumiyet-
le eski haydutlardan oluyor.
Onlann, eskiişlerini, değişikbir
şekilde de olsa, yeniden icra
etmeye kalkışmamalan büyük
birşans. Zaman zamanjandar-
malar, haydutlara soyulacak
yerieri haber verip, sonra da
ganimetten pay alıyorlarmış."
Barones Fontmagne, güven-
lik açısından İstanbul ve Paris'i
karşılaştınyor ve şöyle bir göz-
lemde bulunuyor:
"Türkiye'de hırsızlık ve eşkı-
yalık, Avrupa 'dakine nazaran
çok daha küçük çapta oluyor.
Aslında etrafta görülen fakiriik,
böyle bir havayı hazırlamaya
oldukça müsait. İstanbul'da
polis o kadar az ki.. Buna rağ-
men, bu şehirde Paris'te oldu-
ğundan daha çok emniyette
sayılınz."
150 yıl önce Istanbul'daki
yaşamdan görüntüler bunlar.
Ne kadar çok benzeyen ve
benzemeyen şey var. Beyoğ-
lu'nun o kalabalık havası hâJâ
bütün haşmetiyle sürüyor. Hâ-
lâ, devlet içinde çeteler sorunu
çözülememiş. Kadınlann gün-
delik yaşama katılmasına ilişkin
çok mesafe alındığı görülüyor.
Yine de bu alanda çözüleme-
miş çok büyük sorunlar yaşan-
dığı da bir gerçek.
Avrupa ile ilişkilere ışık tuta-
cak bazı saptamalar da günü-
müze çok benziyor. Avrupa Bir-
liği'ne giriş tartışmalannın ya-
pıldığı bir dönemde, Türklerin
150 yıl önce Avrupa'ya bakışı
da ilginizj çekebilir:
"Türkler, ananelerine bağlı
bir millet. Batı'nın sözde me-
deniyetinden bazı şeyleralmış
olmalanna rağmen, bunun
kendilerini daha mutlu kılma-
dığını söylüyorlar. Dış ülkelere
en çok uymuş, medeniyeti tam
manasıyla hazmetmiş sayılan
kişiler, memleketlerine daha
çok Türkleşmiş olarak dönü-
yoriar... Sultanın etrafında iki fı-
kir çarpışıyor: Biri eski rejimi
konımak ve devam ettirmekis-
tiyor, sayıca daha az olan diğer
düşünce taraftarlan ise yenilik-
lerin kabul edilmesi için müca-
dele ediyor."
Yeni binyıla girerken, geçmi-
şe bir göz atmakta yarar oldu-
ğunu düşünüyorum. Ne kadar
değişmişiz, ne kadar değişebi-
liriz...
BİZ BİZE.
ERDAL ATABEK
21. Yüzyılın Kendini
Yöneten insan'ı...
"Kendiniyöneten insan" yeni bir kavram.
Geçmiş yüzyıllann insanı, "yönetilen insan"d\.
Büyük çoğunluğu oluşturan "yönetilen insanlar"\
yöneten liderfer ise sayılan çok az olan "kendini
yöneten insanlar"û\. Bu çok az sayıdaki lider kişi-
likler, sonradan tarihin "büyük insanlan" olacak-
lardı. Büyük liderler önümüzdeki yüzyılda da, bin-
yılda da olmayı sürdüreceklerdir ama artık doğuş-
tan yeteneği olmayan, sıradan denilen insanlarda
bu yüzyılda "kendiniyöneten insan" olmayı öğre-
neceklerdir. Çünkü, başlayan yeni yüzyılın üretim
süreci, iletişim modeli, tüketim kalıbı, kültüret pay-
laşımı "kendiniyöneten insan" olmayı zorunlu kıl-
maktadır. Bu nedenle de yüzyılın eğitim modelle-
ri, kültürel açılımlan, bilgi üretim süreçleri değişe-
cektir. Bu değişime ayak uydurabilenler "yönetici
ve üretici" olacaklar, ayak uyduramayanlar "yöne-
tilen ve tüketen" olarak kalacaklardır.
Giderek büyüyen, bütün dünyayı tek bir pazar
yapan küreselleşme, insanlar üzerine öylesine bir
tüketim saldınsıyla gelmektedirki, artık insanlar her
şeyi "kendini yöneten insan"\r\ süzgecinden ge-
çirmek zorunda kalmaktadırlar. tzlenen TV kanalı-
nı, izlenen programları seçebilenler zamanlannı
yönetebilecekler, geri kalanlarakıntıdasürüklene-
ceklerdir. Evrensel küttürü bilen ve izleyenler ge-
niş bir bakış açısı kazanacaklar, popüler kültürle
yetinenler günlük gündemlere takılıp kalacaklardır.
Ezberledikleri bilgiyi uygulayanlar, her konunun
sadece teknisyeni olabilecekler, bilgi üreticileri ise
üretim sürecini yönlendirip yöneteceklerdir. Geç-
miş yüzyıllann çok iyi uygulayıcılan bile yeni yüz-
yılın yaratıcılan yanında sıradanlık çizgisini aşa-
mayacaktır.
Bunu bugünden görenlerden birisi olan PeterF.
Drucker, bu durumu şöyle açıklıyor: "Çokbüyûk
başanlar kazananlar, bir Napolyon, bir Leonardo
da Vinci, bir Mozart her zaman kendi kendilerini
yönetmişlerdir. Onlan bu kadar başanh yapan bü-
yük ölçüde budur. Ama onlar istisnalann en na-
diheridir. Gerek yetenekleri gerek başanlanyla,
normal insan varlığının dışında düşünülecek ka-
darolağandışıdıriar. Bundan sonra, doğuştan ge-
len yetenekleri mütevazı olan, yani vasat insanlar
bile, kendi kendileriniyönetmeyi öğrenmekzorun-
da kalacaklardır.
Bu nedenle bilgi işçileri kesinlikle yeni talepler-
le karşı karşıyadıriar
1. Ben kimim? Güçlü yanlanm nelerdir? Nasıl
çalışıyorum?
2. Nereye aidim? sorusunu sormalıdıriar.
3. Benim katkım nedir? sorusunu sormalıdıriar.
4. llişki sorumluluğu almak zorundadıriar.
5. ömürierinin ikinci yansını planlamak zorun-
dadıriar. "
Peter Drucker'in Epsilon Yayıncılık'tan çıkan
"21. Yüzyıllçin Yönetim Tartışmalan" adındaki ki-
tapta konunun aynntılan var.
2000 yılıyla başlayan yeni dönemdeinsanlar her
konuda "akılct seçimteryapmak" zorunda olacak-
lardır. öyle çok uyan ile karşılaşacak, öyle çok se-
çenek karşısında kalacaklardır ki, bu uyanlan doğ-
ru süzebilmek, bu seçenekler karşısında doğru
karar verebilmek, güdülenmeleri aşabilmek, şaşırt-
malan yenebilmek çok zor olacaktır. Bunlan yapa-
bilmek için de "kendiniyöneten insan" olmayı öğ-
reneceklerdir. öğrenemeyenlerin olayların akışına
kapılmaktan başka yollan kalmayacaktır.
Önümüzdeki yüzyıllann neler getireceğini bu-
günden görmek zorundayız. Başlayan sürecin
hangi insanlara başan şansı vereceğini bugünden
saptamak zorundayız. Geleceğin insanlannı ye-
tiştirmeye bugünden başlamalıyız, çünkü ancak
bugünden başlarsak 20 yıl sonra sonuç alabilece-
ğiz.
2020 yılını düşünmeyen hiçbir ülke başanh ol-
mayı bekleyemeyecektir. Bize düşen de, bugün-
den başlayarak gelecegi planlamak ve buna uy-
gun programlar yapmaktır.
2000'li yıllaryeniden "insanınyüzyıllan"olacak-
tır.
300 yıl makinelere tapmayı öğrenen insanoğlu,
yeniden doğaya ve kendine dönecektir. Endüstri
toplumunun makine kültürü, bilgisayar devrimiy-
le doruğa ulaşmış, ancak makineyle insanı karşı
karşıya getirerek büyük bir hizmet yapmıştır. Bir
kez daha, insan kendi "rönesansını-yeniden do-
ğuşunu" yaşayacaktır. Her şeyin insan için, yalnız
insan için, sadece insan için olduğu gerçeği gü-
neş gibi parlayacaktır. Doğayı yenmek için verilen
savaşın yerini "doğa ile kurulan banş" alacaktır.
Yapaydünya, haksız ve dengesiz tüketim, mutsuz
hayatlann hırsı, akılcı bir eleştiriyle yerini doğal ha-
yata, üretimle dengeli tüketime, mutlu yaşamanın
huzuruna bırakacaktır.
Bu yüzyılda insan yeniden insan olacaktır. "Ken-
dini yöneten insan" olarak yaşamayı öğrenecek-
tir. Doğru bir geleceğin tek şansı da budur.
em.erdalata@cumhuriyet.com.tr ••--
Faks:0212 513 90 98
Sanlıurfa
DSP'de belirsizlİk
ÖZCANGÜNEŞ
SANLIURFA - DSP
Genel Merkezi'nce Şanh-
urfa il yönetiminin görev-
den alınmasLnın ardından
il bınasının tabela ve bay-
raklanrun sökülerek ka-
patümasrna partililer tep-
ki gösterdiler. DSP millet-
vekiü aday adayı ve eski ıl
sekreteri HaUI Kelleoğlu
partinin yeni yerinde ça-
hşmalannı sürdürecegini
belirterek "DSP bayragı
gönüHerde dalgalanmak-
tadn-" dedi.
Sanlıurfa il ve merkez
ilçe yönetimlenni "basa-
nstzİık ve emirlere uyma-
dıklan için" 6 Araîık'ta
fesheden, ardından il baş-
kanlığına atanan Naci Sa-
bş'ı ANAP'lı olduğunun
anlaşılması üzerine gö-
revden alan DSP'de belir-
sizlik sürüyor. Son olarak
Atatürk Bulvan'ndaki il
binasının boşaltılarak kılit
vuruhnası, DSP tabanın-
da tepkilere yol açtı. DSP
milletvekili aday adayı ve
eski il sekreteri Halil Kel-
leoğlu, DSP'nin her şeye
karşuı kentte varhğını sür-
dürdüğünü belirterek, en
kısa zamanda partinin ye-
ni yerinde faaliyetini sür-
dürecegini söyledi. Parti-
nin sahıpsiz ohnadığrnı,
yaşanan sıkmtılann elbir-
liğiyle aşılacağına inan-
dıklannı belirten Kelleoğ-
lu şöyle konuştu:
'-BizpSP-Uler,partimi-
ze gönülden bağhyızdır.
Kişiler gelip geçicidir.
Önemli olan, partimizin
faaliyeridir. DSP ülke ge-
nelinde olduğu gibi Şanh-
urfa'da da her geçen gûn
daha da güçlenmektedir.
Parti binasının geçici bir
süreliğine kapalı olması
bu gerçeği değistirmeye-
cektir."