Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8
Gelecekle nasıl başa çıkabiliriz
2 0 Y ü z y ı l ı n ö n e m l i b u l u ş l a r ı
Einstein
fizikte
çığır açtı
1900: Max Plank,
kuantum teorisi ile ışık
ve enerjinin nasıl hareket
ettiğini ortaya çıkardı.
Bu buluş modern fıziğin
temelini oluşturdu.
1 9 0 5 : Albert Einstein
görelilik teorisini tanıttı.
Görelilik teorisi fîzik,
kimya, biyoloji ve birçok
başka alanda devrim
yarattı.
1910: Thomas Morgan
genlerin, kalıtımın
temelini oluşturduğunu
ve kromozom denilen
hücre yapısı tarafından
yönetildiğini ortaya
çıkardı.
1913:NielsBohr,
kuantum teorisini
electronlann
hareketlerini anlamak
için kullandı. Bu buluş
atomik deneylere temel
model oluşturdu.
1942: EnricoFermi
ilk kontrollü nükleer
reaksiyon denemesinde
başanlı oldu. Bundan 3
sene sonra, ABD'nin
attığı atom bombalan
Japonya'da yüzbinlerce
insanın ölmesine ve
radyasyondan
etkilenmesine neden
oldu.
1 9 4 6 : İlk elektronik
diiital bilgisiyar
"ENIAC" üretildi.
1 9 5 3 : James Watson
ve Francis Crick, DNA
yapısıyla ilgili bir model
. . . . tanıttılar.
1 9 6 9 : Insanoğlu Ay'a
ayak bastı. Pentagon
interneti tanıttı.
1978: Enzimler,
genlerin yapısında
değişiklik yapmak için
kullanıldı. Genetik
mühendisliği ortaya
çıktı. İlk tüp bebek
doğdu.
1996: îngiliz bilim
adamlan Keith Campbell
ve îan Wilmut,
memelilerde ilk
"başanlı" klonlamayı
gerçekleştirdiler.
Tıptaki gelişmeler
Insan vücudu ve hastalıklan konusunda bilgimizi artıran
çok önemli ttfbi buiuşian
Tedavi yöntamtorinln
getiştirilmesi.
AmeJiyat
tekniklerinde iterteme.
Tıbbi tanı ve
görtintütome sistemterl
geliştirikli.
Radyotojinrn başiangıcı
Kangruplan
belırlendi.
InşüHn şeker hasteian
için kullanrimaya
başlandı.
Çok sayıda bulaşıcı
nastatık için aşılar
1960'lar
Doğum kontrol hapı
Anföiyotiktor geniş
çapta kullanılmaya
başlandı.
1967
İlk kalp naklı
1953
V DNAyapıst
Louise Brovvn,
İlk tüp bebek
sonra
Kansenesavaş
ketnoteraoisi
1971
Tıbbi görûntüteme araçlan
1980
Ultrason
1990'iarGenlerle oynanması
etik tartışmalara
yol açtı.
"Psychologie Heute" dergisi, 2000*li
yıllara "psikolojik olarak" nasıl
hazırlanabileceğimiz konusunda bize
ipuçlan veriyor. Yeni yıl, yeni yüzyıl,
derken 2000 yılına ulaştık... Insanlar
için özel bir önem taşır böylesi anlar.
Kimi zaman yeni başlangıçlar ıçın
birer firsat olarak algılanırlar.
Kendimizi 2000'li yıllara nasıl
hazırlayacağız? Gelecekte karşımıza
çıkabilecek güçlükleri nasıl aşanz?
lşte size bazı öneriler... Yeni zaman-
lann negatif akımlanna karşı pozitif
bir stratejiyle kendinizi koruya-
bilirsıniz.
Strese karşı Iç huzur'
Çağımızın en önemli sorunlanndan
biri stress. Yaşamımızın artan tempo-
su, "başarma zorunluluğu", geçim
kaygısı, var olma savaşı, gerginlikler,
psikolojik huzursuzluk ve fıziksel
sorunlar yaraöyor. "Gelişme", bize
yaşamımızda kimi kolaylıklar
sağlamakla bırlikte basansızlık riskini
de giderek artınyor. Geride kalmak-
tan, birşeyleri kaçumaktan korkuy-
oruz. Çevremizdeki dünya öylesine
hızlı bir değışim içinde ki... Bu
değışim bizı de ona "uyum
sağlamaya" zorluyor. Biz ise bu
değışime ayak
uyduramayabileceğimız endişesini
yaşıyoruz.
"Tutfcutaı-
Anfik dönero felsefesinde Stoacılar
da yaşamın güçlüklerini "rutkular-
dan" annarak, kayıtsızlık ve "iç
huzur"la aşmaya çabalıyorlardı.
îkibin yıl sonra, bu anlayış yeniden
güncel hale geldi...
Modenuzm pozitif insanlarda sanal
bir gerçeklik yarattı. Onlan, "kendi
yarartıkJarı dunyanın efendisi"
olduklanna inandırdı. Dünyada
herşey planlanabilir, hesaplanabılır ve
"gerçekleşririlebilirdi". Ama mod-
em dünya rayından çıktı.
Ellmlzde olmayan
Yasamımızdakı bazı şeyleri
değıştırme gücüne sahibız. stoacı
düşünür Epiktet bunlara örnek olarak
"Kabul etmeji, kavramayı, eylemde
bulunmayı. istemeyi, arzulamayı ve
reddetmeji" göstenr Yaşamda
değıştıremeyecegımız şeylerse
"başımıza gelenlerdir". Bizım etk-
ileyemedıklenmız: Görünüşümüz,
diğer ınsanlann karakterleri,
tesadüfler, kazalar, hastalıklar ve
ölüm.
Kayıtsız kalmak
Stoacılar "başa gelebilecek" ler lis-
tesınde yer alan olaylara karşı
kayıtsızdırlar. Bu "kayıtsızlık" başa
gelebıleceklerden kaygılanmamak,
değışmesı olanaksız olanlan
değıştirmek için boşuna güç harcama-
maktır. Bu nedenle böylesi olgulara
karşı ıçsel bir mesafe koymaya
çabalar stoacılar. Bu mesafe bir egz-
ersizle sağlanır. Beyinsel olarak ola-
bileceklerin tümünü önceden
düşünürsünüz. Ve bu kaygıyı
nıhunuzun elinden alırsınız. Böylece
hiçbirşeye hazırlıksız
yakalanmazsınız. Tûm kızgınlıklan
soğukkanlılıkla karşılayabilirsiniz.
Çünkü herşeyi düşümüşsünüzdür.
Sabah kaktığınızda, bugün kıskanç,
küstah ve dayanılmaz bir insanla
karşılaşabileceğınız aklınıza gelebilir.
Karşılaşacağınız bu tür ınsanlann
karekterleri bizim elimizde değil.
Stoacı bakışı açısı bu nedenle, bu
ınsanlara karşı "kayıtsız" olmayı
önerir.
Anı yaşamalt
Stoacı kayıtsızlık karamsar ve umur-
samaz değıldir. Bizi
"ilgilendirmeyen" şeylere karşı
"kayıtsız" kalmak "Anın sunduğu
fırsatlan" görme ve değerlendirme
olanağı tanır. Herşeye hazırlıklı
olduğumuz ıçın ( ölüme bile) anı
gerektiği gıbi yaşayabiliriz. Geçmişi
değıştiremeyız, gelecekse uzak. Onu
etkıleme şansımız az. Elimizde olan
şey şuan...
Var olmanın haflfllfll:
lş ve aşkın ötesi.
Yaşamın ciddiyet bizi sarmış durum-
da. "Eğlence toplumunda"
yaşadığımız söylenir ama bütün oyun-
lar git gide ortadan kalkıyor. " t j "
yaşamımıza hûkmediyor. "Amaca
uygunluk" yaşımımızı tanımhyor. Ve
herşey bir "ış"e dönüşüyor. Aşk bıle.
Boş vaktımızi mesaide gıbi geçıriy-
oruz. Randevular, Fıtness salonlan...
Seyahatlenmız bile "olabidiğince
herşeyi görme" telaşıyla
ayaklarımıza kara sular inınceye
kadar koşuşturarak geçmiyor mu?
Oyunu keşfedln
Sigmund Freud "iş ve aşkı" ruhsal
sağlığın demırbaşlan olarak görüyor-
du. Ama bu ikı gücün ötesinde çoğu
zaman önemsenmeyen bir güç daha
var: Oyun. Psikologlara göre oyun
kendiliğinden, özerk bir alan.
Eğlendığimız için oynanz. Oyunun
ödülü yıne kendisidır.
Oyun güdüsünü hıssetmeye
başladığımızda çelışik duygulara
kapılınz. Bir yandan eğlenceli olduğu
için daha fazla oynamak ısteriz, dığer
yandan oyunun çocukça bırşey
olduğunu düşünür ve çocukça görün-
mek istemeyiz.
Ama oyun lüks değıldir, puriten
ahlakın bize söylediği gıbi
"anlamsız" hiç değildur. Aksine.
Oyun yaşamsaldır. însana "insan-
laşma" yolunda önemli katkı
sağlamıştır. Bir canlı türü ne denli
gelışmışse o denli çok oyun oynar.
Oyunla kurallar ( aynı zamanda bu
kurllardan sapmak için yöntemler)
öğrenılir. Oyunlarla çeşıtlı davTanış
şekilleri ve sorun çözme yöntemlen
simüle edilir. Oyunda duygusal
boşalımlar, cezalandınlma korkusu
olmaksızın, yaşanabüır. Kızma
birader oyununu düşünün. Pek çok
oyun (saklanbaç gibi) yapay
heyecanlar, korku anlan yaratırlar. Bu
duygular, beyinde gerçek duygulann
yaşandığı alanı etkiler. Tek bir farkla:
Beden böylesi bir anda "Adrenalin"
salgılamaz. Yanı oyun "sanki öyley-
Çevre 21. yüzyıl için umut vermiyor20. yüzyılı geride bırakmaya hazırlanan
dünya, 21. yüzyılda büyük çevre
felaketlerine gebe. Fosil yakıtlarda ve
nükleer enerjide önlem alınmaması halinde,
21. yüzyılın sonlannda hava stcakhğının
1.5-4.5 derece artarak birçok adanın sular
altında kalmasına yol açacağı hesaplandı.
20. yüzyılın en sıcak 8 yılının son 10 yılda
gerçekleşmesi de tehlikenin boyutlannı
ortaya koydu. Petrol kaynaklannın 50 yıl,
doğalgaz kaynaklannın 200 yıl, kömürün
3000 yıllık ömrünün kaldığı saptamrken
nükleer kaza kurbanlannın ömürlerinin
20 yıl azaldığı belirlendi.
Dünyadakı 60 bin hastalık çeşidinden yüzde
60'mın, kanserin ıse yüzde 90'ının çevresel
kirlilikten kaynaklandığı ortaya çıktı.
Kocaelı Üniversitesi'nden Etoç. Dr. Tanay
Sıtık Uyar'm danışmanlığında, Doğu
Akdeniz Çevrecileri Demeği üyesi Umnr
Gûrsoy tarafından hazırlanan "Temiz ve
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan
Raporu"nda, dünyanrn varlığuıı
sürdürebılmesı için 21. yüzyüda
insanoğlunun yenilenebilir enerji
kaynaklanna yönehnesi gerektiği
vurgulandı.
Raporda, fosil yakıtlann (kömür-petrol-
doğalgaz) neden olduğu küresel ısınmanın
ve asit yağmurlannın çevreyi ve dünyayı
tehdit ettiğı, Türkiye'de yapımı planlanan
nükleer santrallann gelışmiş ülkeler
tarafından terk edıldığı anlatıldı. Raporda,
dünyanın yenilenebilir enerji kaynaklannın
teorik olarak yılda 10-13 TW (terevat) (1
terevat=l milyar kw) enerji potansiyelinde
olduğu, bunun da bugünkü küresel enerji
tüketimine eşit olduğu vurgulandı.
Atmosfere bırakılan emisyon gazlannın
sera etkisi yaratarak havayı kirlettiği ve
iklim değişikliği meydana getirdiğine
dikkat çekilen raporda, fosil yakıtlann
yarattığı çe\Te sorunlan anlatıldı. Raporda,
fosil yakıtlann yanması sonucunda ortaya
çıkan karbondioksidm küresel ısınmaya yol
açarak denizleri yükselttıği ve öldürücü
tayfunlara neden olduğu vurgulandı.
Küresel ısınmanın sahil şeritlerinin ve ada
ülkelerinın sular altında kalacağı bıldırilen
raporda, "Örneğin, denizdea alçak bir
ülke olan Holianda'da denizin daha da
yükselmesinin önlenmesi için boydan
boya barajlann yapılması gerekmektedir.
Banun da maliyeti 1990 hesaplanyla 70
trilyon dolardır" denıldı. Raporda, kar-
bondioksıdı yok edecek bir teknolojinin
ohnaması nedeniyle, yenilenebihr enerji
kaynaklannın önemine dikkat çekildi.
Nükleer enerji santrallannın kaza tehlikeleri
ve radyasyonlu atıklan yok etme sorunlan
nedeniyle nükleer enerjinin zararlannın
anlatıldığı raporda. şu saptamalarda
bulunuldu:
# Fosil yakıtlann kullanılmasıyla ortaya
çıkan karbondioksidin bir mıslı artışının 21.
asnn sonlannda dünyanın ısısmda 1.5-
4.5'ük bir artışa yol açacağı açıklanmıştır.
Bu yüzyılın en sıcak 8 yılı, son 10 yılda
gerçekleşmiştir. - Sera etkisinin
oluşumunda yüzde 36 enerjinin, yüzde 24
endüstrinin, yüzde 18 ormancılığın etkisi
vardır.
# Sera gazının yüzde 95'inden sorumlu
olan karbondioksit gazının havadaki
yoğunluğu geçen yüzyılın ortalanndan
günümüze kadar 290 ppm'den (milyonda
bir parça) 335 ppm'ye yükselmıştu1
.
Gelişmekte olan ülkelerin havaküreye 1990
yüında 1.8 milyar ton, 2025 yılında 5.5
milyar ton karbondioksit vermesi bekleniy-
or. Oysa küresel ısınmanın düşürülebilmesi
için karbondioksidin yüzde 60 azaltılması
gerekiyor.
# Asit yağmurlan, 1987'de Avrupa
ormanlanrun yüzde 14'ünü etkilemiş ve
verimi yüzde 16 azaltmıştır.
# Türkiye'de enerjinin yüzde 95'i asit
yağmurlanna ve sera etkısine neden olacak
kirli ve tükenebiür enerji kaynaklanna
dayalı.
9 Nükleer kaza kurbanlan ömürlerinin
yaklaşık 20 yılını kaybederler.
# Çernobil kazasmın 1992 yılı sonu
itibanyla maliyeti 350 milyar dolara
ulaşmıştu-. Bu 1999 Türkıye bütçesinin
neredeyse 3.5 katına denktir.
Tarih boyunca ilk kez insanlık yeni bir
yüzyıla soyu tükenme tehlıkesiyle karşı
karşıya giriyor.
Üstelik bu tehlikeyı de yaratan insanın ta
kendisi. Nüfiıs patlaması yalnızca dünyaya
daha fazla insanın gehnesine yol açmıyor,
kirliliğin, sera gazlannm, zehırlı atıİdann ve
biyosfere verilen zarann artmasına da
neden oluyor. Böylelikle çevre sorunu son
yüzyılda, dünyanın siyasal gündeminin
başlıca maddelerinden bırinı oluşturdu.
Çok fazla insan. orman, toprak, su ve hava
gibi yaşamsal kaynaklann da yetersiz
kalması ve on binlerce hayvan ve bitki
türimün yok ohnası anlamına da geliyor.
Bırleşmiş Milletler (BM) venlerine göre
dünya nüfusu 1900'den bu yana 3 kat
artarak 6 milyara ulaştı.
EMinyanuı en sıcak 14 yılı 1980'lerden bu
yana yaşandı. Dünyanın ortalama ısısı 1
derece yükseldi ve bu da buzullann erimesi
ve deniz düzeyinin yükselmesi tehlikesini
getirdi. Uzmanlar 21. yüzyılın en büyük
sorununun içme suyu olacağını belirtiyorlar.
1960-90 yıllan arasında yağmur
onnanlannın beşte biri yok edildi. Eski
ormanlann yüzde 80'i geçen 100 yıl içinde
kesildı.
Bunlann sonucunda 31 bin bitki ve hayvan
türü yok olma tehlikesıyle karşı karşıya.
1985'te ozon tabakasındaki delik keşfedildi
ve alarm zıllen çalmaya başladı. Bilim
adamlan en iyimser tahminle sıkı önlemler
alınması durumunda deliğin 21. yüzyıl
ortalannda kapanabileceğuıi düşünüyorlar.
Bir zamanlar ucuz ve temız enerjı kaynağı
olarak görülen nükleer güç de çok sayıda
kazanın özellikle de Çernobil'in ardından
sorgulanmaya başladı. Yüzyılın felâketi Çernobil'in etkileri hâlâ sürüyor.
miş gibi" yaptınr. Böylece gerçek
korkuyla karşı karşıya gelmeden,
korkuya karşı değişik tepkiler öğreni-
riz. Bunu "gerçek yaşamda" yapa-
mazdık.
Oyunda insanlar kendileriyle dış
dünya arasına mesafe koyuyor. Bu
sırada hafızısını, algılama gücü ve
yaratıcılığını gelıştıriyor.
Hlçblrşey yapmama sanatı
Zamammız gıtgide daralıyor. Zamanı
daha iyi kullanmaya çalışıyoruz.
Daha az zamanda daha çoİc iş yap-
mak... Daha az zamanda daha çok
şeyi başarmak, daha çok tüketmek.
Bunun için yeni teknılder öğreniy-
oruz. Sanki gizli bir plan var ve bize,
aynı anda bırkaç işı birden yapmayı
öğretiyor. Zamanımızı boşuna har-
candığımız kuşkusunu taşıyoruz.
Toplumlarda artan zengınlik ve
eğitım düzeyi "zamanı yitirme"
duygusunu da beraberinde getiriyor.
Bu, sosyologlann ortaya koyduğu bir
fenomen: "İnsanlar ne denli zengin
ve eğitimli iseler o denli az zamana
sahip olduklaruu söylöyoriar."
Zaman ayırnıak
Zamanı ve ona ait olan ekonomiyi
anlamadıkça o nun kurbanı oluyoruz.
Ekonomiden anlamıyor değiliz,
parasal konularda haklanmızı koruy-
oruz. Oysa zaman hırsızlanna karşı
kendimizi koruma stratejilenmiz
yeterli değil. İlk savunma hattını
zamanımızı çalan aletlerden
uzaklaşmakla çizebiliriz.
Her aldığımız mutfak. spor ve diğer
eşyalar için sadece paramızı
harcamıyoruz, zamanımızı da
harcıyoruz. Çünkü her alet
kullanılmak ıstıyor. Kullanmasanız
bile temizliği ve bakımı zamanınızı
alıyor. Zaman ayırmak kendimizi
bizi belli şeyleri yapmaya zorlayan
zamalayıcılardan (takvim, randevu
defeteri, zaman planlan ) kurtulmakla
başlıyor. Bedensel gereksinimlerinıze
ve isteklerinize kulak verin.
Bedenımızın ntmım dinleyın. Stres ve
yorgunluk belirtilerinin zamanında
farkına vann. Bunlan zaman darlığı,
hızlanma ve aşın yüklenmenin belir-
tisi olduğunu bılın.
Azvedz
Zamanın ekonomısinden söz ettik.
"Zaman yatınmuu" sizi en çok
hoşnut edecek, yaratıcılığınızı
geliştirecek, sizi rahatlatacak alanlara
yapın. Zamana "hakim" olmanın
"kendine zaman yaratmaıun" en
kolay yolu bu.
Zamanın en iyi biçimde değerlendir-
menin sırn onu "yönetmeye
çalışmaktan" vazgeçmekte yatar.
Zamanı planlamak için ne kadar çok
çabalarsak o denli derine düşeriz
zaman tuzağımn.
Çıkış kendini "zaman boşluğuna"
bırakmak. Kasada ya da trafık
ışıklannda bekleme süresini sıkıntılı
bir an olarak gönnemek. Bu zamanı
değerlendirmek. Psikolog David
Kuntz buna "stopping" diyor.
Yaşamın dengesl
Kişihğinizin çok yönlülüğünü, ren-
kliliğini geliştirirseniz yaşamınızı
dengeleyebilırsimz.
İnsan çok yönlüdür. Pek çok yeteneğe
sahiptır. Çeşitlı alt kimlıkleri vardu-.
Benlığimız tüm bu alt kimlikleri
birarada tutar. Alt kimlikler, değisen
şartlara daha hızlı uyum sağlamamıza
yardımcı olur. lşte rasyonel ve ciddi,
arkadaş çevresinde şakacı ve çocuklu,
sevgilinin yanında romantik...
Yaşam, tek bir ilgiden, yetenekten,
amaçtan daha fazla birşeydır. Yaşamın
renkliliği ve çeşitliliği, insancıl bir
ısteğin ötesmdedir. Sağlığımız için
gereklıdır
Koflsantrasyon
Çağımızda konsenrtasyon eksikliği
sadece çocuklarda görülen bir salgın
değil. Büyüklen de etkisi altına almış
durumda. Çoğu kez, aşın iş yükü, tek
bir konuyla ılgılenemeyecek kadar
çok uyan faktörünün varoluşunun bir
bedeli olarak karşımıza çıkıyor.
Giderek bir konu üzennde ılgimizi
yoğunlaştırmakta güçlük çekmeye
başlıyoruz. Düşüncelenmız dağılıyor,
huzursuz oluyoruz, çabuk sıkıhyoruz
ve daha çok hata yapıyoruz.
Heyecanlı, hıddetli, hummalı olmanın
ve çabuk yorulmanın ardında da kon-
sentrasyon yetersizliği yatıyor.
Konsantre
Konsentrasyon sadece istemekle
ohnuyor. Ne kadar konsantre olmaya
çahşsak, o denli konudan kopuyoruz.
Bu paradoksu çözmek için şu öneri-
leri dıkkate ahnanız yararlı olur:
tlgi konsenrrasyonun anahtan:
Birşey bizı gerçekten ilgilendiriyorsa
ideal bir dunım yaşamyor demektir.
Kendimizi tümüyle bu işin içinde
buluruz. Konsenrtasyon adeta Mihaly
Csikszentmihalyi'nin "flow" olarak
adlandırdığı hiper konsentrasyona
dünüşebiliyor. Tümüyle dünyayı ve
kendini unutma ve yapılacak olanla
bir olma... Bu durumda "gerçekten"
ilgılendıgımız şeyleri geliştirmek,
daha konsantre yaşamanın ilk adımı...