Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
=KİM 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
ûuslararası Para Fonu, Türkiye'ye karşı güvensizliğin hükümetten kaynaklandığını ortaya koyuyor
JVlPden stand-by'a soğuk tavır
u ı v
•IMF'nin 30 ağustos tarihli yönetim
raporunda, 1994 ve 1995 yılında
uygulamaya konulan istikrar
programlannın başarısız olduğu
tirtildi. Raporda, ."Mali tablodaki
sıntıların artarak sürmesiyle durum kötüden
cöte berbat bir noktaya ulaşmıştır.
Fkümetin en mütevazi iyileştirmeler için bile
nnevra yapacak alanı kalmamıştır" dendi.
ENER
- Uluslararası Para
Fc'nunılMF) yönetim
ra-unda. Türkiye'ye
"F-dini/i biz değil, hiikümet
sajvacak" denerek. yenı bir
an m a vapılmayacağının
işiitî \enldi. Raporda.
en syonun "3 haneli"
ralnlara ulaşacağı uyansında
bunulurken. Türkiye'nin
ulıararası piyasalarda
krtbiliteiinin kalmadığı da
vuulandı. CHP Kocaeli
Mi-r\ekılı Onur
Kubaracıbaşı. IMF'nin
TÜINe ile yeni bir stand-by
anlması yapmayacağını
belirkcn. "Hükümetegüven
dınıadıkları için anlaşmaya
gitmeyecekler. Bu durumda
Türkiye'nin dış kredi bulma
şansı kalmadj" dedi.
IMF'nin 30 agustos tanhlı
vönetim raporunda. 1994 ve
1995 > tlında uygulamaya
konulan istikrar programlannın
başansız oldugu belirtildi.
Raporda, tüm katılanlann ortak
görüşü olarak. "Mali tablodaki
sıkıntıiarın artarak sürmesiyle
durum kötüden de öte berbat
bir noktaya ulaşmıştır.
Hükümetin en mütevazi
iyileştirmeler için bile manevra
yapacak alanı kalmamıştır"
dendi. Raporda. Türkiye'nin
uluslararası piyasalarda
kalmayan güvenini. lMF'nin
değil. ancak hükümeiın yeniden
oluşturabileceği belinilirken.
Söylemez: Bütçe
yetişirse IMF görür
Ufiık Sövlemez
İZ.MİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu)- Devlet Bakanı Ufuk Söy-
lemez. 14 ekimde Türkiye'ye ge-
lecek IMF Heyeti'ne, hükümet
üyeleri üzerinde bir anlaşma sağ-
layabilirse, 1997 bütçe rakamlan-
nı da gösterebileceklerini söyledi.
Söylemez, Türkiye'nin kararlı bir
istikrar programına ihtiyacı oldu-
ğunu da belirterek 12-18 ay için-
de bunun başanya ulaşacağını sa-
vundu.
IMF Heyeti'nin hükümet olarak
hazırlanan çerçeve programın in-
celeneceğini de bildiren Söyle-
mez. buna destek isteyeceklerini
söyledi. Hükümet için önemli olan
konunun Türkiye'nin enflasyon
ve bütçe açıklannı aşağıya çeken
politikalann uygulanması oldu-
ğunu da dile getiren Söylemez.
Başbakan Erbakan'ın açıkladığı
denk bütçe konusunda, henüz ko-
alisyonu oluşruran iki parti ara-
sında görüşmelerin sürdügünü de
belirtti. Söylemez, "Bütçe rak-
kamlanyaklaşık 1 aydıryapılıyor.
Eğer bu IMF heyeti geldiğinde ha-
nr ohırsa kendUerine gösterebili-
riz. Bütçe büyüklükleri konusun-
da henüz hükümette bir anlaşma
yok"'diye konuştu.
ekonomide sıkı bir para
politikası \e \ergi reformu
gerektiği belirtildi.
Raporda. Türkiye'nin dö\ iz
rezervinin de ancak 3-4 aylık
ithalatı karşılayabılccek
durumda olduğu belirtilerek.
yeni bir bunalımın işareti
verildi. IMF raporunda aynca.
enflasyonun 3 haneli rakatnlara
koştuğu \ urgulanırken. şu
saptamalarda bulunuldu:
-1994 yılı 5 Nisan karariarı iyi
uygulanamamış. bu yü/den
sonuçsu/ kalmıştır.
- Dış ticaret açığı tehlıkeli
oranda büyümektedir.
- Enflasyonda düşürücü
önlemler alınmamaktadır.
- Mali ve yapısal reformlann
yapılması olasılığı çok zayıftır.
- Iç \e dış borç stoğu artan
oranda sürerken, Türkiye'nin
uluslarası kredibilitesi
düşmüştür.
Kumbaracıbaşı, raporun
lMF'nin hükümete güven
duymadığtnın ve yeni bir
anlaşma yapmak istemediğinin
bir göstergesi olduğunu söyledi.
IMF'nin Türkiye'nin
kredibilitesini ancak hükümetin
sağlayabileceğini de belirterek.
stand-by anlaşması
yapılmayacağını anlatmak
istediğini kaydeden
Kumbaracıbaşı. "IMF,
Türkiye'yi 6 ay izleyecektir.
Çünkü hükümete gü\en
duvmamaktadır" dedı.
6 ayın çok uzun bir zaman
olduğunu \e ekonominin bu
dönemde büyük birdarboğaza
girebileceğini vurgulayan
Kumbaracıbaşı. "Türkiye, hiç
dış kredi alamıyor. Ancak
borçlarını ödeyebilmesi için
krediye bü> ük gereksinimi \ar"
dedi. Başbakan Yardımcısı
Çiller ıle De\ let Bakanı
Söylemezin geçen ay ABD'ye
yaptıklan ziyarette, İMF'ye
sosyal gü\enlik reformunun
yapılacağı, özelleştırmenin
hızlandınlacağı. bütçe açığının
kapatılacağı yönünde bir paket
götürdüklerinı belirten
Kumbaracıbaşı. "Ancak IMF bu
pakete itibar etmedi. Anlaşma
yapmayı kabul etmemiştir"
dedi.
A3 Komisyonu Temsilcisi Michael Lake "Türkiye'ye para akacak" dedi
Mali yardım arahkta geliyor
Ekonomi Semsi-Türkiye. Avru-
pa Bırliği' nden a\ lardır bekledığı ma-
li yardıma nıhayet ka\uşuyor. A\ru-
pa Komisyonu Türkıye Temsilcisi Bü-
y ükelçi >İichael Lake. Aralık ayından
ıtibaren AB'den Türkıve'ye yapıla-
cak mali yardımın başlayacağını be-
lirterek. "Aralık ayından itibaren A\-
rupa'dan Türkiye've bir boru hattı
açılacak ve buradan para akacak" dı-
ye konuştu. Istanbul Ticaret Odası
Vönetim Kurulu Başkanı Mehmet
Yüdınm'ıziyaret eden Büyükelçi La-
ke. MEDA programı kapsamında Tür-
kıye için öngörülen tüm krediler için
ıse. "Sahrederek, beklemeye de\am
edin" dedı.
Lake. Filistin'in bir dolar için bir ytl
bekledığini hatırlatarak. Türkiye'nin
acele etmeme»ı gerektiğinısöyledi.
AB'nin Türkiye için bir rapor ha-
zırladığına dıkkat çeken Lake. bu ra-
porda Türkiye ekonomİM. demokra-
sı. iç polıtika \ e insan hakları gibi ko-
nulardakı son gelişınelerin yeralaca-
ğını belirtti.
Türkiye ıle AB arasındaki dış ti-
caret hacminin bu yılın ılk 8 ayı iti-
barıy le 36 mily ar dolara ulaştığını be-
lirterek. sözkonusu rakamın geçen > ı-
lın avnı dönemine oranla 3 mislı art-
tığını belirtti. lhracattakı artışın yüz-
de 11. ithalattaki arn$ın ise yüzde 65
olduöunu uıruulavan Lake. ithalat-
taki artişin ıse üretıme yönelik itha-
lattan kaynaklandığını, bunun ise ıler-
leyen yıllarda ihracata yansıyacağını
kaydettı. Türkiye'nin AB'nin ticaret
vaptığı ülkelerarasında 7'inci sıraya
yükseldiğını belirten Lake, Türkive
ekonomısinın yeniden yapılanmasının
çok önemli olduğunu ayrıca insan
hakları \e düşünce özgiirlüğü konu-
lannda da gerekli düzenlemelerın ya-
pılması gerektiğinı söyledi.
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Meh-
met Yıldırım ise gümrük birliğı ko-
nusunda A\ rupa'dan kaynaklanan sı-
kıntılar olduğunu belirterek. bunlann
çözümlenmesı konusunda beklenti-
lerinın devam ettigini söyledi.
Gümrük birliği ithalatı beklenenden hızlı artırdı
ANK.ARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dış Ticaret
Misteşar Vekili Göven Erdal, Avrupa Birliği kay-
n'kh istatistiklerin, Türkiye'nin 1996ocak-mayıs
dcneminde geçen yıla oranla 1.4 milyar dolar da-
hi fazla ihracat yapmasına karşın, aynı dönemde
3.+ milyar dolar daha fazla ithalat yapttğını gös-
tedigini belirterek. "Bu durum, AB-Türkiye tfca-
reinde gümrük birliğinin > ürürlükte bulunduğu ilk
5 A içindeak>\ himi/e olan ticaret açığının yüzde 129
oruunda artıgım göstermektedir" dedi. Türk Sa-
nayici ve Işadamlan Vakfı. Kondrad Adenauer Vak-
fı, Türk Demokrasi Vakfı. Türkiye-AB Derneği ve
Hürriyetçi Türk Alman Dostluk Derneği tarafın-
dan dün Ankara'da "Türkijie-AvTupa İşbirfiğinin Du-
rumu" konulu konferans düzenlendi. A\ rupa Par-
lamentosu üyesi bazı parlamenterierin de katıldı-
ğı konferansın açılış konuşmasını yapan Türk-Av-
rupa Parlamentolan Karma Komisyon Başkanı
Hasan Denizkurdu, AB'nin Türkiye'ye karşı ger-
çek bir politikası olmadığını belirterek. böyle bir
isteğin de bulunmadıgım ifade ettı. Bunun nede-
ninin AB'oin bedel ödemek istememesinden kay-
naklandığını kaydeden Denizkurdu, Avrupa Parla-
mentosunun gümrük birliği anlaşmasında yer al-
mayan bazı hükümlerle Türkiye'nin karşısınaçık-
tığını savundu. Konferansa katılan Dış Ticaret
Müsteşar Vekili Güven Erdal, tahminlerin gümrük
bırlığinin Türk ekonomisine ohımsuz sonuçlan-
nın daha kisa vadede hissedilecegini gösterdiğini
belirtti.
Yıınanistan'la
ekonomik barış
Ekonomi Senisi- Lefkoşa'da yaşanan *ba>-
rak krizi">le tırmanan Türkiye-Yunanıstan
arasındaki siy asi gergınlik. işadamlannın ıki-
li temaslarıyla aşılmaya çalışılıyor. Geçtiği-
mız hafta, Atina'ya giden Türk işadamlan, \w-
nan ışadamlarıyla yaptıklan görüşmelerde
"polin'kacılan bir kenara bırakarak ekono-
mklevakınlaşma" karan aldılar.
\unanistan Odalar Birliği Başkanı .\ndre-
as Kyriazis'in. Atına gezisı öncesinde TOBB
Başkanı FuatMiras'agönderdiği "banşmek-
uıbu"na verdiği yanıtı götüren Türk işadam-
lan. iki ülke arasındaki siy asi gergınliğin çö-
zümü için ticari ilişkileri arttırmanın şart ol-
duğu konusunda görüş birliğine vardı.
Avrupa Odalar Birlikleri'ni Genel Kuru-
lu'na katılmak üzere 6-10 Ekim tarihlerinde
Atina'ya giden TOBB heyetinin Yunan işa-
damlanylagerçekleştirdikleri temaslarla ilgi-
li olarak bu hafta içinde bir deklerasyon ya-
yınlaması bekleniyor. İSO Başkanı Hüsamet-
tin Kavi başkanlıgındaki heyette yeralan İK\'
Başkanı MeralGezgin Eriş, ASO Başkan Yar-
dımcısı Niyazi Akdaş, EBSO Yönetim Kuru-
lu üyesi Ender Yorgancılar ve İKV Brüksel
Temsilcisi Haluk Nuray; sözkonusu dekle-
rasyonun ana hatlarını belirlemek üzere salı
günü İstanbul'da birtoplantı yapacaklar.
Dünya Bankası'nm 15-17 ekim tarihlerinde düzenlemeyi planladığı toplantıya uluslararası dev firmalar da katılacak
Ortadoğu-Kuzey Afrika ekonomi zirvesi Istanbul'da
•Dinya Ekonomik Forumu'nun
Kahire'de düzenlemeyi planladığı
zirve ertelenince alternatif olarak
gündeme getirilen Istanbul
zirvesine yerli ve yabancı 15
bakan ile Rolls Royce, Coca
Cola, Nestle, Volksvvagen,
Loc<heed Martın gibi ünlü
firrr.aların temsilcileri katılacak.
ANhLAR-AAVASHINGTON (A.A)-
Istanbul. büyük birorganizasyona daha
e\ sahipliği yapmaya hazırlanıvor. Dün-
ya Ekonomik Forumu'nun Kahire'de
düzenleyi planladığı "Ortadoğu-Kuzey
Afrika Ekonomi Zirvesi" ertelenince.
alternatifolarak. Dünya Bankası'nm îs-
tanbul'dadüzenleyeceği zir\e gündeme
geldı. Dünya Bankası. 15-17 Ekim gün-
lerinde tstanbul'da. "Ortadoğu ve Ku-
zey .\frika'da .Aityapı \e Özel sektör"
konulu uluslararası bir seminer düzen-
leyi kararlaştırdı.
Dünya Bankası yetkililerinden edi-
nilen bilgiye göre, Dünya Ekonomik
Forumu tarafından. 12-14 Kasım'da Ka-
hire'de düzenlenmesiplanlananzırvenin,
Ortadoğu"daki siyasi istikrarsızlıklar
nedeniyle ertelenmesi üzerıne İstan-
bul'da uluslararası bir seminer düzen-
lenmesi karanna vanldı.
Seminere Türkiye'den iki bakanının
katılması beklenirken. bu bakanlardan
bınninBa\ındırlık\e!skan Bakanı Ce-
vat Ayhan. diğerinin ise henüz kesinleş-
memekle birlikte. Devlet Bakanı Ufuk
Söylemez olabileceği belirtiliyor.
Semineri Dünya Bankası'nın. Kuzey
Afrika ve Ortadoğu'dan sorumlu. Türk
asıllı Başkan Yardımcısı KemalDerviş
yönetecek. Kemal Der\ iş. seminerle il-
gili olarak 14 Ekim pazartesi akşamı, yer-
li \e yabancı gazetecilere yönelik bir
basın toplantısı yapacak. Seminere,
Türkıye'yegelecek IMFyetkililerinin de
katılması bekleniyor.
Ürdün. Tunus ve Cezayir başta olmak
üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülke-
lerinden 15 Ekonomi ve Maliye Baka-
nı, 200 üst düzey temsilci ıle dünyanın
önde gelen çokuluslu firmalarının baş-
kanlannın da seminere katılacağı belir-
tiliyor. Konferansa katılacak uluslara-
rası firmalar arasında. Coca Cola, Ama-
co. Eni. Lockhed Martin. Bank Hapo-
alim. ABB. Aerospapiale. Parisbas. Da-
imler-Benz. gibi tanınmış şirketler bu-
lunuyor.
İTO: AB'deki Türk girişimciler KOBİ'lere kapı açar
Gıırbetçi ihracata köprü
•İTO araştırmasında
sadece Almanya'daki
Türk firmalannın ciro
toplamının 34 milyar
markı aştığı belirtildi.
Ekonomi Sen isi - Istan-
bul T:caret Odası (ÎTO) Baş-
kanı Mehmet Yıldırını. A\ -
rupa Birliği'ndeki (AB) 52
bin Türk işadamının küçük
\e orta ölçekli işletmeler
(K.OBI) için sıçrama tahtası
olabileceğini belirtti.
Yıldırım vaptığı yazılı
açıklamada. İTO olarak
AB'ye üye ülkelerde faali-
yetgosterenTürkişadamla-
n ile ilgili araştırma dizisi-
nın ilkinde Almanya'daki
Türk gırişimcilerini ele aldık-
larını kaydetti. MehmetYü-
dınm. açıklamasında. "Araş-
hrmamız göstermiştir kû AB
ülkelerinde. etkin birer eko-
nomik güç haline gelen Türk
müte^ebbisleri, Türkiy e'deki
KOBI'lerin Avrupa'ya açü-
masında birer sıçrama tah-
tası olabilir" ifadesine yer
\erdi.
İTO Başkanı Yıldırım. AB
ülkelerinde yerleşik 52 bin
Türk işadamının. gerektec-
rube birikımi ve gerekse iş-
lem hacmı itibariyle önem-
li boyutlarda olduğunu kay-
dederek. AB'ye yönelik ih-
racatın geliştiriimesinde bu
potansiyelin değerlendiril-
mesi gereğıni sa\undu. Yıl-
dırım açıklamaünda. şunla-
rı kaydetti:"Avrupa"daki
Türk işadamlan. Türkiye
ekononıisinin dışa açılmasın-
da önemli bir fırsattır. Oda-
mızca bir araştırma di/isi
şeklinde tasarlanan bu konu
çerçevesinde ilk olarak yak-
laşık 40 bin işadamının fa-
aliyet gösterdiği Alm anya ele
ahnmıştır. Aunanya'da kıı-
rulan fırma sa\ ısı İ 973 \ dın-
da 7 bin iken, 1995 yılında 40
bini, ciroları da 34 milyar
markı aşh. Bu ülkede yerle-
şik Türk varlığının Türkiye
ekononıisi açısından artık
sağladıkları dö\ iz transferle-
rinden çok, bulunduklan pi-
yasalarda edindikleri tecrü-
bt'M'imkanlar bakımtndan
değerlendirilmeleri önem ka-
zanmıştır."
\'ıldırım, Almanya'da
Türk işadamlannınetkinlik
kazanmasının. doğrudan iliş-
kili görünmediği hallerde
bile Türkiye ekonomisi için
birpotansiyel kazanç\efır-
sat olduöunu ifade etti.
Zamma
karşı
çimento
boykotu
GAZİANTEP (A.A) -
Inşaat Mühcndısleri Oda-
sı (İMO) Gaziantep Şube
Başkanı Mesut Girişken.
çimento fiyatının y ılbaşın-
dan bu yana y üzde 96 ora-
nmda artış gösterdiğini. in-
şaat sektörünün çimentoya
her hafta yapılan zamlar
nedeniy le tıkandıâını söy-
ledi.
Girişken. Adıyaman ve
Gaziantep çimento fabrika-
larınca çimentoya yılba-
şından beri yüzde 96 ora-
ııında zam yapıldığını be-
lirterek. <öylededi: "Dar-
boğazdan çıkamayan inşa-
at sektörü, çimento fiyarla-
rınııı haftalık yükselmesi
karşısında daha da kötü
duruma düşüyor. Çimento
fiy atlannın belirienmesine
ölçü getirilmezse, inşaat
sektörü krize 0rer. Bundan
da ülke zararlı çıkar. Çi-
mento fabrikalan,fiyat ar-
tırma yarışını bir kenara
bırakıp. fiyat isrikran sağ-
lamazlarsa, çimento boy-
kotuna gideceğiz."
TİMSE düzenlediği toplantıda ekonomideki kötü gidişe dikkat çekti.
Müteahhitlerden hükümete, "Oyalamayın" uyansı
'Faizler ıııilli gelîri yutar'
Ekonomi Ser\isi- Bugünkü borçlan-
ma anlayışı de\am ettiği takdırde Türki-
ye'nin Gayri Safi Milli Hasılası'nın(GSMHl
tamamını ıç \e dış borç faizlerine ödemek
zorunda kalacağı vurgulandı. Türkiye İn-
şaat Müteahhitleri Sendıkası (TİM-SE) ta-
rafından düzenlenen ve REFAHYOL koalis-
yonu'nun bon üç buçuk aylık dönemiyle
îcaynak paketlerinin değerlendirildiği top-
iantıya katılan Toprakbank > önetim Ku-
rulu Başkanı Ertuğrul Kumcuoğlu. Türki-
ye'nin halen GSMH'nin yüzde 20'si düze-
y inde her yıl borçlanmak zorunda olduğu-
nu behrtcrek. " lOyılakalmazGSMHborç
faizlerini bile karşılayamayacak. Bu açıkla-
namaz >e dünyada eşi olmayan bir durum-
dur" diye konuştu. De\letin 1997 yılında
toplayacağı \ergı gelirlerinin borç faizleri-
ni bile karşılayamayacağına dikkat çeken
Kumcuoğlu. "Artık gerçek yapısal önlem-
leri gerçekleştirmek için siyasi istikrar şart-
tır. Bunun için siyasi yapı değiştirilmelidir.
550 kontenjan milletv ekiliy le Lstikrar sağlan-
maz" dedi. Bıryapısal önlem olan özelleş-
tırmenin önemli bir kurtuluş yoluymuş gi-
bi gösterilmesinin yanıltıcı olduğunu da
kaydeden Kumcuoğlu. devletın zaten son
10 yıldır KİT'lere aktardığı ödeneğin
GSMH'nin yüzde 2'sini geçmediğine dik-
kat çekti.
IŞÇMN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Linç
Televizyon kameralanndan en ufak bir rahatsızlık
duymayan, orta yaşın üzerindeki türbanlı kadın,
yumruğu havada bağırıyor: "Bize teslim etsinler"
diyor. Yanındaki, yine orta yaşın üzerindeki türbanlı
diğer kadına ise televizyon muhabiri mikrofonu
tutarak, aradıkları öğretmen ellerine teslim edilirse
ne yapacağını soruyor. Aynı rahathk içinde, ikinci
kadın, "Elime birgeçirsem parçalanm" diye bağınyor.
Polis, alışılmadıkölçüdeyumuşakvehoşgörülü.
Taşkınlık artınca, ister istemez yol kesiyor. Türbanlı
yaşlı kadın elindeki şeriat bayrağı ile polisin kafasına
kafasına vuruyor...
Başında namaz bezi, elinde tespihi, duasını
okuyan, herkese sevgi, hoşgörü saçan, yüzünden
gülümseme eksilmeyen, iyimserlik akan, anneler-
imizden, bir kadın öğretmeni linç etmek isteyen bu
canavar ruhu yaratmayı nasıl başardılar?
• • •
Ankara'daki şeriat gösterisinden hafta geçmeden,
Akit gazetesinin tahriki üzerine İstanbul'da yaşanan
ikinci şeriat gösterisi, linç isteği ile toplanmış,
bilincini yitirmiş, öfkeli bir kalabalığı sergilerken,
ayrıca bir ürkütüp insanın içini ürpertiyor.
Öfkesi bilincini, insan olma halini yok etmiş, linç
isteği ile toplanmış kalabalıklara ülkemizde pek
alışık değildik. Son yıllarda birdenbire ve ne yazık
ki çok sık olarak görmeye başladık. Üsküdar'daki
şeriatçı tahrikten birkaç gün önce, öldürülen birtaksi
şoförünün meslektaşları olarak karşımıza çıktılar.
Bu yıl boyunca birkaç kez, tecavüz suçlularının
yakalanması sırasında toplanan kalabalıklarda
görüldüler. En insanlıkdışı, kin kusan güruh, Sıvas'ta
Madımak Oteli'nde yangın çıkartmakla yetinmediler,
saatlerce insanların canlı canlı yanmasını seyrede-
bildiler.
Son yıllarda birdenbire artan namus cinayetleri,
aile meclisi karan ile kızlarımızın pazar yerinde
kollarından tutularak kesilmesi. taşlanarak
öldürülmesi olayları da birer toplumsal cinnet, linç
olaylan değil mi?
Daha geniş bir yorumla, yargısız infazları,
birdenbire şiddete dönüşen toplumsal gösterileri,
resmi, sivil elbiseli, gücü gücüneyetenin uyguladığı
her tür şiddeti. aynı kefeye koyabiliriz. Topiumumuzda
tehlikeli bir boyutta şiddet eğilıminin gelişmesinden
ve her bahane ile ortaya çıkmasından, bireylerin ve
kalabalıklann denetlenemeyen, giderek insani değer
ve boyutlardan uzaklaşan öfke ve kin duygulanndan
söz edebiliriz.
• • •
Linç eylemini, uzun yıllar sadece filmlerden,
Amerikan toplumunda yaşanan bir vahşet, çok
önemli bir sosyal yara, hastalık örneği olarak
tanımıştık. Beyaz ırkçılığın çok sık olarak zenci
düşmanlığını yansıtan, denetlenemeyen kin ve
öfkesi, genellikle suçsuz zencilerin linç edilmesi
eylemi olarak ortaya çıkardı.
Dünyanın her yerinden göç etmiş, değerlerini
yitirmiş insanlarının, acımasız çıkarcı bir düzen
içinde, bastırılmış duygularının, saplantılarının
patlaması olarak yansırdı.
Bize, kültürümüze uzak ve yabancı bir hastalık
gibi geliyordu. Müslümanlık tarihi, kanlı çıkar
hesaplaşmalan olarak yazılı olsa da bizde, Allah adına
ya da ırkçılık adına kanlı hesap sormaya kalkışma,
linç eylemi, en azından cumhuriyet döneminde,
demokrasi, laiklik, hukuk düzeninin işlemesi ile
unutulmuş gibiydi. Hele de Müslümanlığı çok özgür
yorumlamış, çocuklannı bilezoriamamış, kanşmamış,
evimizin en sevecen, saygıdeğer varlığı analar, bir
linç eyleminin yönlendiricileri olarak karşımıza
çıktıklannda donup kalmamız, çok korkmamız ve
üzerinde kara kara düşünmemiz gerekli bir yeni
durum.
"Kandmlmış, tahrik edilmiş, eline anlamını
bilmediği bir şeriat bayrağı tutuşturulmuş.."
değerlendirmelerinde doğruluk payı olsa da kolaycı
ve gidişi asla açıklamayacak bir açıklama olur. Linç
eylemine kalkışan kalabalıklann hiçbirinde akıla,
bilince, insani değerlere yer yoktur. Hepsinde
hastalıkh tepkiler, tahrik ve derin sosyal yaralar söz
konusudur.
Ama bir toplumda kalabalıklann tepkisi, linç
eylemini düşünme, isteme boyutuna gelmişse
bundan çok korkulur. Hele de linç eyleminin gündemi
ırkçı ya da dinci ayrımcılık, düşmanlıklar üzerine
oturtulmuşsa. insan haklarından, demokrasiden,
devlet ve hukuk düzeninden uzaklaşma. en ilkel,
en kaba, vahşi bir düzeni, baskıcı. aynı ölçüde ilkel
ve vahşi bir ideoloji adına yerleştirmeye çalışma
anlamına gelir.
ABD'de bu, ilkel bir ırk aynmcılığının, en acımasız
kuralları ile geçerli kılınmasının yansıması idi.
Türkiye'de bir boyutu ile hukuk ve iktidar. devlet
düzenindeki boşluğun, güvensizliğin yansıması.
Diğer boyutu ile şeriatın saldırganlığını gösterecek
kadar örgütlenmiş ve güçlenmiş olduğunun
göstergesi.
Şeriat güçleri hile yolu ile demokrasinin bütün
araçlarını kullanarak kaydettiği gelişmeyi kendine
yeterli görmüyor. Gücüne, siyasi partilerden,
iktidardan aldığı desteğe güvenerek daha sabırsız
ve saldırgan olarak, insan hakları tanımayan, ilkel,
vahşi, saldırgan yüzünü daha rahat ortaya çıkanyor.
İDİE araştırması
• •
'Ureten kesim
kan kaybediyor'
.4NKARA(AA)-1994
yılında hem de\ let hem
de özel sektörde istihdam
\e reel katma değer.
yatınm ve ücretlerde
önemli düşüşler
gözlendiği bildirildi.
DİE. panel yeri yaratma
yöntemi ile. 1992 yılında
katma değerin en az
yüzde 80'ini yaratan
işyerlerinde. 1992. 1993
\e 1994 yıllannda
meydana gelen
değişiklikleri inceleyerek
çeşitli sonuçlara ulaştı
Buna göre. çalışanlann
yıllık ortalama sayısında
'1993 yılında devlet
sektöründe yüzde 4.5
düşüş. özel sektörde
yüzde 2.2 artış sağlandı.
1994 yılında ise devlet
sektöründe çalışanlarda
yüzde 7.1. özel sektörde
ise yüzde 3.5 düşüş
yaşandığı ortaya çıktı.
Toplam ücret
ödemelerinde, 1993
yılında devlet sektöründe
reel yüzde 2.7 düşüş.
özel sektörde yüzde 5
artış görüldü.
1994 yılında ise reel \
ücretler dev let sektöründe
yüzde 15.4, özel sektörde
ise yüzde 24.8 geriledi.
1993 yılında yaratılan
katma değerde reel
olarak devlet sektöründe
yüzde 1. özel sektörde
yüzde 17.1 artış
olurken. 1994 yılında
dev let sektöründe yüzde
10.7, özel sektörde yüzde
6.2 düşüş olduğu
kaydedildi.
1993 yılında de\ let
sektöründe. yıl içinde
yapılan gayri safi
ilavelerle. sabit
sermây ede reel olarak
yüzde 58.4 artış
görülürken. 1994 yılında
yüzde 18.6 düşüş
yaşandı.