27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 OCAK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı, DİSK'e bağlı Birleşik Metal-tş'in itirazını dikkate almadı Eı^leıııir'de yetki Türk MetaPinGÜNEŞGÜRSON ANKARA-Erdemir'de 16 aydfr Türk- İş ile DtSK arasında siiren toplusözleş- me mücadelesinde yaşanan hukuk kar- gaşasına, bir yenisi daha eklendi. Zon- guldak 3. îş Mahkemesrnin karanyla Erdemir'de toplusözleşme yapma yetki- si alan Türk Metal Sendikası. işverenle pazarlık masasına oturmaya hazırlanır- ken davada taraf olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı karan temyız etme- di. DİSK'e bağlı Bideşik Metal-İş Sen- dikas.ı'nın.davay a yaptığı ıtırazıdadik- kate almayan bakanlık. dün Türk Metal Sendikası'na toplusözleşme yetkisini gönderdi. Bakanlığın. Türk Metal'e yetki veril- mesine ilişkin kararhakkmda Yargıtay "a temyiz başvurusunda bulunmaması, ~özelleştirmt'> i hı/landırmak için uygu- ianan si\asi bir taMr" olarak nitelendiri- • Bakanlıgın, Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulunmaması "siyasi bir tavır" olarak nitelendirildi. Başbakan Tansu Çiller'in "özelleştirmenin dirençle karşılaşmaması" yolunda direktif verdiği, bunun da yetkinin Türk Metal Sendikası'na verilmesinde etkili olduğu ileri sürüldü. nu karara bağladı. Zonguldak 3. İş Mah- kemesi"nin bu karanyla. Türk Metal Sendikası. Erdemir'de 16 ay aradan son- ra 5. kez toplusözleşme yapma yetkisi alırken bakanlıgın. taraf olduğu bu dava- da kararın temyizi yoluna başvunnama- sı. "siyasi tavır" iddialarının ortava atıl- masına yol açtı. Mahkeme karannın. bakanlıgın itiraz etmemesi üzerine 3 Ocak 19% tarihin- de kesinleştiğini ileri süren Türk Metal Sendikası, bugün Erdemir'de. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral'in de ka- tılacağı birtoplantıyla kutlama hazırlık- lannı başlatırken Başbakan Tansu Çil- lerin. "özelleştirmenin dirençle karşılaş- lirken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı Mustafa Kul. "1.5 yıldır işçi para alaınıvor. İşçinin daha fazla mağdur ol- maması için, Yargıtay'a başvurmadık" dedi. Ziya Halis'in Çalışma Bakanlığı döne- minde Erdemir'de başlatılan "sahteüye- lik" ıddialan hakkındaki soruşturma so- nuctında yetki alamayan Türk Metal Sendikası'nın. bunun üzerine bakanlık aleyhine açtığı yetki tespıtine itiraz da- vası. l^Aralık 1995tarihindesonuçlan- dı. Zonguldak 3. İş IVfahkemesi. Türk Metal Sendikası'nın itirazını kabul ede- rek. Erdemir'de çahşan 7 bin 270 işçıden 3 bin 690'ının Türk Metal'e üyeolduğu- maması" yolunda direktif verdiği. bu- nun da yetkinin Türk-Iş'e bağlı Türk Me- tal Sendikası "na verilmesinde etkili ol- duğu ileri sürüldü. Yetkinin verilmesi sürecinde. Türk-İş Genel Başkanı Meral'in. Türk-İş 17. Olağan Genel Kurulıı öncesinde. bakan- lığa. "Benim başkanlıgım ve Türk \le- tal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öz- bek'in destegi buna bağiı" dıyerek ba>kı yaptığı iddiası daorta> aatıldı. Başbakan TansuÇiller'den Erdemir'in özelleştiril- nıesini isteven Türk Metal Sendikası'nın "sırtını sermayeye dayadığı" yorumlan yapıldı. Birleşik Metal-İş Sendikası'nınbusü- reçte. bakanlıgın yetkisizlik tespitinin ip- taline ilişkın dava>a müdahil olarak ka- tılmak için yaptığı başvuru. mahkeme tarafından reddedildi. Bunun üzerine. müdahil olarak dava- yakatılmabaşvurusunutemyizeden Bir- leşik Metal-İş Sendikası. Türk Metal'in yetkisinin kesinleşmediğini ileri sürdü. Hukuki değeriendirme Bu arada. dün bakanlıkta yapılan hu- kuki değerlendirmede. Birleşik Metal- İş Sendikası'nın davaya ikinci derecede müdahil konumundaolduğu vehukuken "temyiz yetkisi bulunmadıgı" sonucuna vanldı. Bunun üzerine. Birleşik Metal-lş'in itirazını dikkate almayan bakanlık dün öğleden sonra. Çalışma Genel Müdürü AliToptaş'ın imzasıyla. Türk Metal Sen- dikası'na yetki belgesini resmen tebliğ etti. r Tarihi yanmada ne olacak? SİT karannın ıptalı ıçm oaşvuran belediye, aynı karar yönünde ımar planı hazırladı MEHMET DE\1İRKA\ A Istanbul Büyükşehir Belediyesi. Emınönü ve Fatih ilçelerini kapsavan tanhi yanmadanın SlTalanı ilan edilmesi karanna karşı takınacagı tavırda çelişkiye düştü. Kültür ve Tabiat Yarlıklannı Koruma Kurulu'nun SİT karannın iptal edilmesi için bir yandan mahkemeye başv ııran istanbul Büyükşehir Beledıyesi. öte yandan kıırul karan doğrultusunda "Tarihi \anmada Koruma Amaçlı Imar Planı~na ait planlama çalışmalanna bağladı. istanbul i Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu. 2 Ağustos 1995 tarihinde tarihi yanmadanın tamamım SİT alanı ilan etti. SİT karan üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi. mahkemeye başvurarak kararın ıptal edilmesini ıstedi. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi. geçen ay içerısinde 19 kuruluşa bir yazı göndererek kurul karan uyarınca *Tarihi Yanmada Koruma Amaçİı İmar Planı"na ait planlama çalışmalanna başlanıldığı belırtıierek konuyla ilgiti bilgi. belge ve görüşlerinı istedi. Genel Sekreter Yardımeisi Birol Tortop imzasıyla gönderilen yazı üzerine İstanbul Büyükşehir •Beledıvesi Batm Danışmanı Hüseyin fiesli'den mahkemeden vazgeçılipgeçilnıediğini sorduk. Hüseyin Besli. mahkemenin devanı ettiğini. mahkeme devanı ederken kurul karan doğrultusunda planlama çalışmalanna başlandığını söyledi. Hüsevin Besli. planın Büyük^ehır Belediyesi tarafından lıazırlanacağını. görüş istenen kuruluşlardan planın hazırlannıasına katkıda bulunmak üzere temsılci gönderrhelennin istenmeyeceğıni belırterek "Plan ha/ırlanınca bu kuruluşların tenısilcileri çağrılarak yapılan çalışma hakkında bilgi u'rikrck** dedı. Mımariar Odasi İstanbul Büyükkent Subesi İkinci Başkanı Prof. Dr. Cengiz Enızun ise konuy la ılgili şu değerlendirmeyi yaptı:"Bü\üksehir Belediyesi'nin tarihi yanmadanın koruma planını SİT statüsü içinde venidrn vapmak ü/.etv ha/ıılıklara başiaması \e bi/lerden de hu konuda doküman istemesi umut verici bir gclişme. Ancak. bir yandan SİT karannın iptal edilmesi için dava açıp öbür vandan böy le bir hazırlık içine girmesi bü> ük çelişki. Mimariar Odası olarak öncelikle davadan va/geçmeleri ve SİT kararını desteklemelerini istivoru/, Kaldı kLveni ha/ırlanan I 5<(.(MKI ölçekli na/ını planda da Suriçi tümiiv le SİT olarak gösterildi ve hu planı beledive meclisivle birlikte başkan da (inavladı. Kendi onavlaclıklan planda SİT uörünen bir tarihsel dokuv u. SİT'ten çıkarmak için dava açmaları hem anlamsı/ henı de ivi nivetleri hakkında kuşkulann dogmasına neden oluvor. Şinıdi asıl yapılması gereken. özelliklc toprak altındaki Bi/ans kalıntılarının saglıklı bir envanterini \apmak ve İstanbul'un dünya kenti kimliğini tamamlavan Bi/ans ve Osmanlı mirasını. iki kültüre de avm eş savgıvı «östererek koruma altına almaktır." 39 kişi gözaltında Nak Kargo işçileri polis ve işverenle tarhştı İZMİR (Cumhurivet Ege Bü- rosu)-İşlerine dönmek umuduv- la 32 gündür Nak Kargo önünde oturma eylenıi yapan Türk-İşe bağlı Tümtis üyesi işçilerle polıs arasında dün de gergin anlar va- şandı. Aralarında Tümtis Genel Teşkilatlandırnıa Sekreteri Şük- rüGünsili'nindebulunduğu4"ü sendikacı. toplam 39 kişi gözal- tınaalındı. Dün sabah Nak Kargo önüne giderek oturma eylemi > apan iş- çilerle polis arasında tartışma çıktı. Bu tartışma sırasında işçi- ler. Nak Kargo bahçesine sokul- du. Bahçe ıçınde işverenle ışçı- ler arasında >ert tartışmalar çı- kınca. işeverenlerin şikâyeti üze- rine polis olaya müılahale etti. fşçilerin ışvereniprotestoama- cıyla oturma eylenıinde kararlı olduklarını açıklamaları üzerine polis zor kullandı. $ükrü Günsı- li. Tümtis Şube Başkanı HalilD- inç. Maiı Sekreter Gazi Karakuş. Şube Sekreteri Hasan Ya>ık ıle toplam 39 kişi çalışma özgürlü- ğünü kisitladıkları sav ıv la gözal- tına alındı. Yetkililerı gözaltına alınan 10 kişinin daha önceden arandıöını sövlediler., Yargıtay karan Atatürk'e hakarete herkes dava açabilecek Cumhuriyet gazetesi EVİN GÖKTAŞ ANKARA - Yargıtay. Ata- türk'ün manev i kişiliğine saldı- nda bulunanlara karşı her Türk yurttaşinın dava açabifeceeini hükme bağladı. TBMM'de"dü- zenlediğı basın toplantısında "St'lanikli biri benim atam ola- msu. Ben veled-i zina değilim. Benim babam Batumludur. Ata- türk, kendini kanunla Türk Ata- sı ilan ettirdi" dıyen eski RP'li bağımsiz Milletvekili Hasan Me/arcı alevhine açılan davada yerel mahkemenin verdiği lehte karar Yargıtay tarafından bozul- du. Yargıtav 4 Hukuk Dairesi Başkanı Cahit Keskin. davayla ilgili hazırladığı gerekçeli kara- nnda. Atatürk'ün manev i kişili- ğine saldıranlara karşı her Türk yurttaşının dava açma hakkına sahip olduğunu belirterek. "Çünkü Yüce Atatürk. her Türk vatandaşı için bir milli önder ve manev i Ata'dır. O'nun manev i kişiliğine saldırı. her Türk v atan- daşının ölen ana ve babası gibi çok vakınlarına saldırı ile eşde- ğerdir"dedı. Toplu iş sözleşme görüşmesinde anlaşma İstanbul Haber Sen isi - Tür- kiye Gazetecıler Sendikası (T- GS) ile Cumhurivet gazetesi ara- sında sürdürülen toplu ış görüş- meleri anlaşmavla sonuçlandı. Çalışanların ücretlenne 1 Ocak I99(ı tarıhınden ıtıbaren ılk üç ay için yüzde 30 artı 4 mılvon (brüt) sev y anen. nisandan başla- varak her üç ay için ise yüzde 12.5 oranında zam yapıldı. Cumhurivet çalışanları ikinci vılda ise I Öcak 1997 ve 1 Tem- mıız 1997 tarihlerinde yüzde 30"ar zam alacaklar. C'umhurı- yet'te ücret dışında diğer sosyal haklarda da artışlar sağlandı. Buna göre. izin yardımı birin- ci yıl 4 milvon. ikinci yıl 6 mil- yon lira. ev lenmeyardımı 10 mil- von lira. doğum yardımı 4 milyon İira.çocukvardımıbirinciyıl 120 bin. ikinci yıl 150 bin lira. yol pa- rası bırinci yıl 350 bin. ikinci y ıl 400bin lira. kreşyardımı 0-6yaş çocuklar için birinci v ıl 450 bin. ikinci yıl 600 bin. vakacak birin- ci yıl ayda 300 bin. ikinci yıl ay- da 400 bin lira. kıdem yardımı da me.slekj kıdem ayda 20 bin lira. işyeri kıdemi ise ayda 40 bin lira olarak belirlendi. Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreter Yardımcısı Lapeyre 6 Batı, Türk ekonomisine yardımcı olmalı' • ASK Genel Sekreter Yardımcısı Jean Lapeyre. Türkiye'nin sorunlarını tek başına çözemeyeceğini, bu nedenle Batı'nın katkıda bulunması gerektiğini söyledi. ÖZGLR LLUSOY GLNMiR İLHAN Avrupa Sendikalar Konfederasyo- nu( ASK) Genel Sekreteri Yardımcısı Je- an Lapeyre. sosyal güvenlik anlavışıyla Avnıpa Bırliği'nin. dünyadaki diğer eko- nomik bloklar içinde çalışanlar lehine bir alternatif olduğunu söyİedi. Av rupa'da para birliğini sav undukları- nı da belirten Lapeyre, gümrük birliğine katılan Türkiye'de sorunların tek başına çözülemeyeceğini. Avrupa'nın Türki- ye'nin ekonomik gelişimine katkıda bu- îunması gerektiğini kaydetti. ASK, DİSK ve Türk-İşin Armada O- tel'de ortaklaşa düzenledikleri Avrupa Birliği-Türkiye. Sosyal Haklar ve Ser- best Dolaşım Semineri'ne katılan ASK Genel Sekreter Yardımcısı Jean Lapey- re, Çumhuriyet'in Avrupa Birliği. çalı- şanlann Birlik içindeki yerı ve GB've ilişkin sorularını yanıtladı. - Dünyadaki ekonomik bloklar için- de çalışanlar açısından AB'nin veri nedir? Jean LAPEV RE: Dünyada. ABD. Ja- ponya ve AB gıbı farklı modeller var. Sermaje giderek küreselleşıvor. Ulusla- rarası şirCetler dünya ölçeğindeki faali- and Freedom oî (Turkey * European ühion) Avrupa Birliği-Türkiye, Sos>al Haklar yetlerini büyük noktalara vardırıyorlar. AB. sosval güvenlik sistemiyle bu blok- lar içinde alternatif oluşturmaktadır. Önümüzdeki yıllarda Avrupalı sendika- cılar için üç temel sorun var. Birincisi. Av rupa'da dayanışma üzeri- ne kurulu olan sosyal güvenlik sistemi- ni. bireysel sosy al güvenlik kavramı üze- rine oturmuş ABD ve Japonya modelle- rıne karşı savunup sav unamayacaüımız- dır. İkmcisi. AB'nin "kamu yararına hizmet" anlayışına sahip çıkmasını isti- yoruz. Mart avında İtalya'nın Torino kentinde düzenlenecek hükiimetlerarası kont'eran.Nta AB'vi olıışturan reınel me- tınleryeniden gösden geçirilirken bu hü- kümlerin de yer alnıasını istıyoruz. Üçüncü sorun da sosyal haklar ve is- ve Serbest Dolaşım Semineri dün Armada Otel'de v apıldı. tihdamkonularındasosval muhatapların tanımlanması. Av rupa'da hükümetlerin sendikal hareketleri zav ıflatma çabalan- nı gördük. Demokrasi ancak pazarlık edecek tarafların varlığıy la mümkündür. - Fransa hükümetinin para birliği- için gerekli kriterleri vakalama çaba- sıyla sosyal haklarda kısıntıya »itıne- si kamu sektöründe vavgın grevlere neden oldu. Bu grevleri nasıl değerlen- diriyorsunuz? J. LAPEYRE: Fransa'daki grevler daha çok kamu işçilerinin yaptığı savun- ma grevleridir. Yani daha çok işçileriıı özel konumlarını korumava yönelikti. Fransa'da hükümetin sosval güvenlik si>- temindeyaplığıdeğışıklıklerözel .->ektö- rü de ilgilendiriyordu ama özel sektörde hiç bir grev olmadı. Y'ine de bu grevler- le bir toplumsal rahatsızlık dışa vurul- muş oldu. Asıl soru bu eylemlere nasıl olumlu biriçenk kazandırılabıleceğidir. Grevcıler grevin nedenınin Avrupa ol- duğunu saıııyorlar ama bu doğru değil. Tek para biriıni olsun olmasın sosyal gü- venlik sistemindeki açık hep var. Bir v aııdan da çok bü\ ük bir işsızlik söz ko- nusu. Neredevse emeklilerin sayısı çalışaıı- lardan fazla. Bu davanışma üzerine ku- rulu sisteme bir finuns kaynağı bulmak lazım. Sıstem çalışanlardan gelen finan- sadayalıysa veçalışnıav anlar çalışanlar- dan fazlavsa bu sorun varatır. İşte bu soruna liberal cevap. >osval gü- venlik sıstemıni kesip .ıtmaktır Ancak biz bu politikayı reddediyoruz. Çözüm olarak tek tek çalışanlardan vergi almak yerine toplumun genelini vergilendir- mek mi uerekli diye düşünmeye başla- dık. - Siz para birliğine karşı mısınız? J. LAPEYRE: Tek paraya ulaşmak için konan kriterler daha çok parasal. Biz iiC istıhdam ve sosyal dıırumun da para birliği için kriter olarak kabul edilmesi- ni istiyoruz. Av rupa sendikal hareketi tek paranın gerektiği düşüncesinde. Tek pa- ra sistemi güçlü olmak için şart. Dolann yiicü ABD'deki 50 federasyonun tek pa- ra birimine geçmesinden kaynaklanıyor. Para birliği spekülasyonu engellemenin önemlı bir yolu. Spekülatörler zayıf pa- raların üzerine o\nuyor. Para birliğiyle bu önlenebilecektir. - Türkive'de bir kesime göre GB iş- sizliği arttıracak. diğer kesime göre ise GB ile Avrupa'daki sendikal hareket geleneği Türkiye*>e verleştirecek. Si- zin değerlendirmeniz nedir? J. LAPEYRE: Şuandabirşe} söyle- mek zor. Ama GB ile yaşanacak serma- ye hareketleri belki Türk işçilerinden çok Avrupalı işçileriıı aleyhine. Türkiye'de yeni işsahalanyaratılacak. Genel olarak Türkiye'nin yararına olacağını sanıyo- rum. - Serbest dolaşım gündeme gelirse bunun istihdam ü/erindeki etkileri ne olacak? J. LAPEYRE: İstihdam açısmdan serma>e hareketindençokteknolojikde- ğişinı iş kavbına yol açıyor. Türkiyeeko- nomisinı Avrupa Toplııluğu'na entegre eden»enız karşılaşacağınız en büyük >o- run sanay inin modernizasyonuna bağlı iş kaybı olacaktır. Asıl sorun Türkiye'nin meslekı eğıtım ıle yarının teknolojık de- ğişimine nasıl hazırlanılacağıdır. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Siyaset Ayıpları Seçımlerin üzerinden iki hafta geçti, sular hâlâ du- rulmadı. Bu gıdişle kolayına durulacak gibi de görün- müyor. Zira seçimler sonrasında ortaya çıkan "has- sas dengeleri". herkes kendine doğru çevirmeye ça- lışıyor. Ve bu arada bence, olmaması gereken kimi "siyaset ayıplan" yapılıyor. Aslında siyaset ayıpları daha seçim kampanyası sı- rasında başlamıştı. Siyasal partilerimiz ve özellikle üst düzey siyasal parti yöneticilerimiz. olmaması ge- reken davranışlar içindeydiler. Ülkemin başbakanı ile ana muhalefet partisinin liderini tartışırken izlemek, bana gerçekten ıstırap vermişti. Bir yanda; arada bir dilini çıkaran ve koltuğunu sa- ğa ve sola sallayarak karşısındaki insanı kızdırmaya çalışan bir iktidar partisi lideri. öte yandan "Bir baş- bakanı azarlamaktan utanç duyuyorum" dese bile, hem karşısındakini azarlayan ve hem de uzlaşmaz bir tavır sergileyen bir ana muhalefet lideri... Doğrusubu kadarını hak etmemiştik. Ya "sosyalistlehmiz" arasındaki seviyesiz tartışma. Doğu Perinçek neredeyse otuz yıllık dostumdur. Ağ- zından bugüne kadar bir tek çirkin sözcük çıktığını, en olumsuz koşullarda bile bir kez küfür ettiğini duy- madığım bu insanın söylediği laflar... Inanın izlerken ateş basmış ve yerin dibine geçmiştim. Hiçbir pro- vokasyon, bu tutumu mazur göstermez. Seçimler sonrasında aynı seviyesiz tartışmalar de- vam etti. Üstelik seviye yitirerek. Ve sonunda iş, tam bir "kayıkçı kavgasına"dönüştü. Haberlerı izleyemez oldum, gazetelerde siyaset haberlerim okumaktan korkar oldum. Biri "Benden özür dilesinler" diyor, öbürü "Bunlar geride kalmıştır, neden özür dileyeyim?" diyor. Biri "Şu parti, rejim açısından tehlikedir, laik cum- huriyetimizi tehlikeye sokar" diyor. Sonra bakıyoruz, aynı partiyle bir koalisyon yapabilmenin çarelerini arı- yor, dirsek temasına geçiyor. Böyle bir dirsek teması içinde olan partilerden bi- rinin lideri, öbürü için "Bupartinin lideri, Yüce Divan 'a gönderilmeli" diyor. O lider, bir başka partiyle seçim ittifakı yaparak erken seçimlere gıtmenin yollarını arar havaya giriyor. Ya da en azından bu tutumunu bir şan- taj vesilesi olarak kullanıyor... Aradan buncazaman geçti, inanın hangi partilerve hangi liderler hükümete girmek ve hükümet sorum- luluğunu almak istiyor, belli değil. Siz ileri-geri konuş- tuklanna bakmayın. "Hadi" deseler çoğu ortadan kaybolacak. Seçmen kütüklerinin azizliğine uğrayan milyonlar- ca insanın sesleri pek duyulmuyor. Ama barajın al- tında kalanların haklı feryatları sürüyor. Haklı feryat- ları sürüyor, ama uğradıkları haksızlığı dile getıriş bi- çimleri. doğrusu haklılıklarını gölgeliyor. Oyların yüzde 4'ünün üzerindeki oranıyla parla- mento dışında kalan HADEP. seçimlerden sonra An- kara'yı suçlamaya başladı. "Ankara bize vıze verme- di" diyorlar. Laf mı bu? Barajı seçimlerden önce de biliyoıiardı. "Istanbul'dan 500 binin uzerinde oy alı- rız" gibisınden boş hayallere kapılmasalardı ve belli kentlerden bağımsız adaylarla seçimlere girselerdi, sanıyorum 5 ya da 6 temsilcileri olurdu. Ve bence çok da iyi olurdu. Barajın parlamento dışı bıraktığı MHP de yanlış is- tihbaratın kurbanı oldu. Onlar da Batı Anadolu'ya ve PKK terörüne güvenerek ittifaka yanaşmadılar. Ama PKK'nin tek yanlı ateşkesi. bu hesaplarının tutmama- sına neden oldu. Eğer seçimler öncesinde bazı mer- kezlerde "şehit cenazesi" töreni yapabilseydiler, oy- ları yüzde 9'u geçerdi. Ama olmadı. HADEP ve MHP, Meclis'e girseydi kötü mü olurdu? Rejim mi çöker- di? Hayır, çok iyı olurdu ve rejim falan çökmezdi. Hat- ta tam tersine. insanlann demokrasiye ve Türkiye'ye olan inançları pekişirdi. Şimdi bu insanları bir ölçüde yeraltına ve sokağa ittik. Faturası, yakında burnumu- za dayatılır. Böylesine yüksek bir baraj konulmasının ve oy ver- menin zorunlu tutulmasının ve oy vermeyenlere ce- zaöngörülmesinin sebebi, hep 12 Eylül'ün süperze- kâlı danışmanları. Amaç, homojen bir parlamento oluşturarak "istikrarlı hükümetler" oluşturabilmek ha- yali. Amaç, "ılımlı" ve merkez partilerine oy vermesi beklenen seçmenleri sandık başına çekmek. Ama olmuyor ışte. Kitaplarda yazanlar her zaman doğru çıkmıyor. Başka ülkelerde alınan sonuçlar, Türkiye'de alınmıyor. Oy vermeyi bir "hak" olarak değil, bir "görev" ola- rak değerlendiren ve oy venmeyeni cezalandıran an- layış. belki başka ülkelerde "merkez"in oyunu arttırı- yor. Ama bizde, adam pijamasını zorla çıkanp "ker- hen" sandık başına gittiği zaman, merkez partilere oy vermeyebiliyor. "Istikrar" dediğimiz şey de parlamen- toda değil. toplumda sağlanmak zorunda. Toplum- da siyasal istikrar olmadıktan sonra. parlamentoda istikrar mı olur? Ayıplarla dolu günlerden geçıyoruz. Ama en ilginçlerinden birini. toplumun çok saygı duy- duğu bir lider yaptı. Bir parti liderinin kuracağı bir hü- kümeti destekleyebileceğini açıklayan bu liderimiz, daha sonra aynı parti liderinin yurtdışındaki yatırım- larını diline dolayarak müthiş suçlamalarda bulundu. "Vallahi bravo" dedim. "Herhalde bu bilgileriyeni edindi..." Hızla biryerlere doğru gidiyoruz. Ama demokrası- den asla umudumuzu kesmeden ve çözümün de- mokrasinin kuralları içinde olduğuna inanarak... OSYM Başkanı özür dfledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Öğrenci Seçme \ e Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. ' Eres Söylemez. üniversitede okuyan öğrencilerin yeni- den sınavagirmelerinın ile- ride sosyal sorunlara \ol açabileceğine dıkkat çeke- rek ÖSY.Vf nin günün şan- larına göre yeniden yapı- landırılması gerektiğini söyledi. Söylemez. üniver- site başvuruları sirasında yaşanan izdihamdan dolayı öğrencilerden özür diledi. ÖSYM Başkanı Söyle- mez. dün düzenlediği ilk basın toplantısında. Öğren- ci Seçme ve Yerleştirme Sı- nav ı için bu \ıl yaklaşık 1 milvon 300 bin adayın baş- vurusunun beklendiğini bildirerek başvuru süresi- nin uzatılmasının ÖSYM'yi zorlayacağını kaydetti. Başv urular sıra- sında yaşanan izdıhamın aday ların ev raklannı aldık- tan sonra gerive teslimini geciktırmelerinden kavnak- landığına işaret ederek baş- vurulann ük hartasında İs- tanbul'da yalnızca 83 ada- yın başvurııda bulunduğu- nadikkatçekti. Asıl kalaba- lığın 27-2S aralık günlerı yaşandığını anlatan Prof. Dr. Söyiemez. ılerleyen günlerde izdıham yaşanma- dığını ve oluşan kuyrukla- rın eridiğını kavdetti. il ve ilçe tenisilcıhklerin- de alınan tüm önlenılere karşın ızdiham yaşanması- nı engelleyemediklerini ve bazı adaylartn sabahın er- ken saatlerinde kuyruğa girdiklerini gördüklerini belirten Söylemez. "Şah- sım adına bu adavlardan özürdilhorum. Bunlann ol- maması gerekirdi" dedi. ^'eni başvuru sistenıinin sonuçlarının henüzalınma- dığını ka>deden Sövlemez, yeni uygulama ıle ÖSYM temsilciliklerinde kııyruk- lar oluşmasina karşın lise- lerde öğretımın engellen- medığını ve geçnıiş yıllara oıanla adayların en az hata ile başvuru vuptıklarının görüldüğünii bildırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle