27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
«lumhuriyet Imtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yoneınıau Orhan Lrinç# Genel Yayın Koordıııatoru Hikmtt Çetinkaya 0 Yaz'i>lerı Mııdıırlcrı lbrabim Vıldız. Dinç Tavanç ıSoaımluı 0 Habcr Merkezı Mudıını Hakan Kara 9 Görsel Yönetmen Fikret Eser Di; iiuberkr ErgunBalcı#l»iıhbarjt.Cenei/ Vılclııım 9 Fkonomr Bülent kı/anlık • K.fiİTÜı Handan Şenköken 9 Spoı Vhdulkaıliı Yücelman 9 Makuleler Sami Karaörefl 9 Diızeitme Abdullah ^ azıcı 9 FcioCr.il F.rdoğan köseoğlu 9 Bılgı-Bolgc Eılihe Bııgra 9 Vuıt Haberlcı ı Mehmet r'araç \ a\ ın Kunılu İlhanSel<;ukıBA5k.»nt. Orhan Krinç. Okta> kıırtböke. Hiknııt (, clinkav a. Şükran Soner. Krgun Bakı. Din; Tav am;. İhrahim % ıldız. Orhan Bursah, Mustafa Balba>, Hakan Kara. ^nkara TemMkiM. Mustufa Balbav 9 Haber MudurJ Doğan Akın Atatıirt. Bulvan \o. 125. kat4. Bakar.lıklar- Ankara Tcl 4145020 C hat). rjks 4 W 5 ( C 9 l?mır TeniMİcısi Serdar Kızık. H Zı>a Bh M52 S 2 3 Tel' 441lüO.Fdfc. 441911^9^danaTcnısılciM.Ç«iıı'\iğenoğlu. InönüCU 11SIS No.l Kat.l.Tel 3522550. Fjkv 35225''i) MU^SCM: Mtıdurü Erol Lrkut 9 Koorılındior Ahmet Korulsan 9 \1ııha-.ebe Büknt>ener9!darc Hüse\inGürer9Ulctme Önder Çelik • Bılgı-Işlem: Nail Inal 9 Bılgısjvar Sıstctn: MürüvetÇiler \C:»Yonelım Kurolu Ba^kanı-Oenci Mudur Gülbin Erduran 9 Koordınalor Reha IşıtmıHl 9 üı-ru-'l Mudur YardımciM MineAkdağ V1EDVV. G : • V oneîım Kurulu Ba^kanı - (ienel Mudur İstön .Vkmen • Murahha.s uv e Bora Ginenç \ a>ımla>ün ve Basan: Yenı Cjun Hah<:r \ianv. Basın \c Yj\ı Tuı'km,]>İı(.jJ _W 4! C J&ıloglu 3-1334 \-l PK 24fı Uunbul fel t:hk \ $ |U 212 l 512 (15 ( ı2(l h a l ı K ı k - ı ( ı 2 1 2 l lmsak: 5.51 üiiııeş. .-J Öğle: 12.P Ikindi: 14.36 Akşatn 16.57 Yatsı: 18.23 MEDV\CTd 5I k!, 5118466 Diana kanarsız H Çeviri Sen isi - Prenses Diana'nın a\ukatı, Prenses'in Karayıp tatilinden boşanma amacıyla döndüğüne ilişkin gazete haberlerini yalanladı. A\ ukat. henüz herhangi bir karar \enlmediğini ve Prenses Diana'nın önünde pek çok seçenek oldugunu söy îedı. Prenses Diana \e Prens Charles"ın bugün görüşmesi bekleniyor. Av ukat. gazetecilere Prenses"in bo^anmayı kabul ettiğinın doğru olmadığmı. bu yönde bir karar olmadığını belirtti. 'Temiz Körfez Projesi' • GEBZE(Cumhuriyet)- İzmit körfezındeki kirliliğın gıderilmesinı amaçlayan "Tenıız Körfez Projesi" dün TÜBİTAKın Gebze'deki tesislerinde düzenlenen bir toplantı ıle açıklandı. TÜBİTAK Marmara Araşttrma Merkezi (MAM) Mühendislik Bölümü ile Istanbul Üni\ersitesi Deniz Bilimleri \e Işletmeciliği Enstitüsü nün ortaklaşa hazırladıSı Temiz Kört'ez Projesi'. Iznıit Körfezi'ndekı kirliliğin nedenlen. siı kaliiesı. kirliligin canlılar üzerindeki etkisi \e nasıl temizleneceği çalışmalarım kapsıyor. HABİTAT için danışma kurulu • A\K.ARA(Cumhuriyet Bürosu)-lstanbul'da 3-14 haziran günleri arasında düzenlenecek Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı(HABITAT-II) çerçevesinde gerçeklestirilecek kültür ve sanat etkinlikleri için "Kültür-Sanat Etkinlikleri Danışma Kurulu" olusAuruldu. Seçim sonrası yoklaması • İslanhul Haber Strvisi - Istanbul Üni\ersitesi lletişim Fakültesi Akademık Medya \e Kamuovu Araştırmalan Grubul'AKAMEDYA) tarafından "Kamuo>unda Koalisvan Arayışı" adıyla \apılan bır araştırmada, seçmenlerin yüzde 41.3'ününDYP-ANAP- DSP koalisyonunu istediği belirtıldi. 2 milyon yıllık ağaç fosili • A\KARA(Cumhuri- yet Bürosu) - İstanbul'un Eyüp ilçesinde işletilen lin- yit ocaklarında, 2 milyon yıllık makrofosil ağaç küt- leleri bulundu. Eyüp'teki linyit ocaklarında vapılan kazılar sonucu. Kutvnan Şir- ketler Grubu tarafından bu- lunan agaç fosilleri. tstan- bul Üniversitesi laboratu- varlannda ıncelendi. Yapı- lan incelemeler. fosillerin "maınut" adlı bir ağaç türü- ne ait olduğunu gösterdi. Hipnoterapi, akupunktur ve nikotin tedavisi, bağımlılıktan kurtulmanm en etkin yolu Sigara bağunhsma üç yöntem• Sigarayı bıraktıktan sonra fiziksel istek azalsa bile ruhsal istek de\am ediyor. İçiciler genellikle altı ay sonra, stres ya da kendıne aşırı gü\ en nedeniyle tekrar sigaraya başlıyorlar. Çeviri Servisi - Nikotin, yiiksek oranda bağımlılık yaratan bir uyuşturucu. Nikotin yoksunluğunun yarattığı ruhsal etki. eroin yoksunluğu kadar şiddetli olabiliyor. Bır doktor. sigara içenlerin uyuşturucu bağımlısı olduğunu söyiüyor. Eroin bağımlılanna, eroini bırakma sürecinde tıbbi destek \eriliyor. oysa sigara bagımlılarının bu alışkanıktan bir gecede kurtulmaları bekleniyor. Bu yüzden de sigarayı bırakma oranı çok diişük. Pek az ınsan, sigarayı. çakmagı ve kültablasını çöpe atıp bir plan \e yardım olmaksızın sigara> ı bırakabili>or. Fiziksel istek azalsa bile ruhsal istek de\am ediyor. İçiciler genellikle altı a> sigarayı bıraktıktan sonra. stres ya da kendinc aşırı gü\en nedenivle tekrar başlıyorlar. "Bir taneden bir şe> olnıaz. kendinıi denetlevebili\orumr "İnsanlardan otlanma\a utanı>orum. O \ ü/den bir paket sigara aldım."* -\emekten sonra bir keyif sigarası." N'avaş ya\aş. bahaneler anıyor \e tekrar bağınılı haîe gelivorsunıız. Sigarayı bıraknıakta başarılı olan bağımlılann çoiu. akciğer kanscri \a da amfizem nedeniyle bır şakınını vitırmış olan vada doktor zoruvla bırakmış olan insanlar. Eğer sigarayı bıraknıakta kararlıysanız. ama nasıl yapacağınızı bilemİNorsanız. işte size birkaç ıpucu... Hipnoterapi: Biitün hipnotcrapistler si7e bu yöntemın ancak gerçekten sigarayı bıraknıak istiyorsanız yararı oiacağını söyler. Eüer kararlı olduüunuzu sövlersenız. bu kez yüzde 75lik bir başarı oranından söz ederler. Bu yöntemde bir buçuk saat süren bir konsültas>on \apiliyor \e yarım saat süresince kişısel alı^kanlığınız • üzerıne konuşuluyor \e buna göre sıze uygun hıpnotizma biçimine karar \erili\or. Ama sigara) ı bırakmaya gerçekten hazır Jeğilseniz bu vöntem pek işe varamıyor. Akupunktur: Bu \ontemle sigarayı bırakanlar, fiziksel isteğin üstesınden gelebildıklerı gibi göğüs sorunları gibi sonradan ortaya çıkan sorunlarla da karşilaşmadıklannı sö\lüvorlar. Batırılan iğneler \e parmakla uyanlan noktalar. hastaya vapılan konsültasyona ve hastanın cenel saölık durumuna baölı. Akupunktur uzmanlan gerçekten sigarayı bırakmak isteyenler üzerinde yüzde 80 oranında başanlı olduklarını belirtiyorlar. Tedavi genel olarak altı seans sürüvor. Nikotin tedavisi: Piasterler. burun spreylerı, sakızkar. En vaygın yöntem piasterler. 15 mg.. 10 mg. \e 5 mg.lık çeşitleri \ar. Sabahtan akşama kadar kullanılan 15 mg.lık plaster. 22 sigaraya eşit. 10 mg.lık plaster 15 sigaraya. 5 mg.Tık plaster ise 5 sigaraya eşit, Piasterler sigara içme isteğıni yok ettiği için kısa sürede yararlı olabiliyor. Ancak 5 mg.lık plaster aşamasına gelindiğinde istek yine başlayabiliyor. Hangi vöntemi kullanırsanız kullanın şıı gerçekleri bilmenizde yarar var: llk iki gün kolay geçer, çünkü hâlâ vücııdunuzda veterli nikotin vardır. En kötü gün üçüncü gündür. Her istek krizi dört dakika sürer Bu siire içinde soluk alma alıştırmaları. bilmece çözmek vb. gibı bır şeyler yapın. Akciğer sorunlan ve burun enfeksiyonlanyla karşıla.şacaksınız. Bronşlarınızyıllann katran birikıminı atmaya başlayacak. Üç ay bovunca C vıtamini alııı. Tarih uzmanı İngiliz Prof. Bernard Lewis, Hıristiyanların dinsel kimlikle itgilenmediğini söyledi 'Laiklik Müslümanlığın sorunu değü' LEYL.\ TW ŞANOĞLl Ortadoğu tarıhı uzmanı İngiliz Prof. Bernard Lewis,kımhk sö\ lemleri \e kim- lık kavramlarmın bellı döncmler ıçın ge- çerlı olduğunu. dönemleri bıttığınde ise artık hıç kuHanılınadıklannı sö>ledi. l.j- ıklığın Avrupa ve Hıristıyanlık tarafındjn >aratıldığını. Müslümanlıkta laıklık nıeNC- İesı olmadığının altını çızen Pvof. l.e\\ i-. "Müslümaıılar. A\rupa'dan gelen hasta- lıklara >akalandıklan i(,in belki bunun u- da\ i >öntemini de A\rupa'dan alırlar" de dı. Prof. Leuıs avrıca bugün Hırıstıvan dünyada artık ınsanlann dınsel kimlikle ılgılennıedıklerine ışaret ederek. "\ma son birkaç \ıldır terori/molgusu İslanıivct adınayapılıroldu. Müslüman nüfusun he- men hemen \ok savılacak bir oranını ted- hişviler oluşturuyor. Buna kar^ın A\ru- pa'da sinıdi ledhis, neredevst Müsliiman- bkJa eşdeğer tutulacak duruma geldi. Çok acı ve korkunç, ama gerçek" diye konuş- tu. Yapı Kredı Bankasi tarafından davet edı- len ve Istanbul'da Yapı Kredi Plaza Kon- ferans Salonu'nda 1.5 saat sûrevle dıııle- yıcılerine hitap eden Prof. Levvis'ın ko- nuşmasının başlığı "Ortadoğu'nun Çok Vönlii Kimliği"ydi. Akademık çevre. ba- sın ve aydınlann büyük ılgı gösterıği kon- feransa Prof. Bernard Lew ıs 10 dakika ge- cikmeyle geldi. Sırtında duman grisi. şık bır kostümle kürsüve çıkan Prof. Levvıs konuşmasının başında bütün dıkkatlerin kendisının üzennde olduğunu hatırlatnıak için hafif alavlı bir gülüşle. "Burada bir fılm vıldızı gibi bütün ilgilcri üzerimde top- lamak hem ho; hem de rahatsızlık verici bir duvgu" deyınce salonda bır kahkaha Napı Kredi Bankası'nın d^vetlisi olarak İstanbul'a gelen ünlü Ortadoğu tarih uzmanı Bernard Le\\is"in konusmasına İI0 bii>üktü. (ERZADE ERTEM) Prof. Bernard Levvis ULJ 1916. Londra doğumlu. 2. Dün- yaSavaşı'nda İn- giliz ordusunda görev aldı. Bır aralık Paris'e D> ğu Dılieri Oku lu'na Türkçe öğ- renmeyegitti. Bu- rada Türkçe ögretmenliğini Adnan Adı\aryaptı. Londra'yadöndüğün- de "Ortadoğu Tarihi Profesörü" oldu. I974"ten sonra ABD'nin Princeton Üniversitesi"nde öğretim üyeliğine başladı. 1986'da emekli oldu. Aynı üniversitede emekli profesör unvanıy- la dersler verivor. 30'dan fazla kita- bı var. "The Emergence of Modern Turkey" (Modenı Türkiye'nin Do- Şuşu) adlı kitabı Türkçeye çevrildi. koplu. Levv ^ bunun hemen ardından "Ko- nu^manıın başhğını psikivatridtn aldım. Ama hiçbir ^eyi tedav i ctme gibi bir nive- tinı vok. Sadece saptamalar vapmak isti- vorum" ıfadesinı kullandı. "Çok jönlü kimlik"ın sadcce bellı bır bölgeve ait ol- madığını. bunun bırev\el olarak ınsanlar- da da görüldüğünii belırten Prof. l evvıs. " Her birimizde farklı durumlardaçok v ön- lü kiınlik saptanabilir" dive konıiştu. Ba- zı durumlarda msaniarda. kıınlıklenn kar- >ı karşıvagelıpçatı^abıleceğının altını çı- zen Prof Bernard Leuıs. vıllarca önce Anglo-Türk Komıtesı adlı bır komıtede görev aldığızaman.budenevimı nasıl va- şadıûını >u eünılelerle anlattr. "Komite- nin Ingili/ tarafından üç İngiliz. Türk ta- ratjnda da üc Türk ü\e vardı. İlç Türkten ikisi. üç İn0lizden ikisi resmi şahsivet. iki taraftan biıvr üvedeakademisvendi. Bu ko- mitede görüldüğü gibi millivet. ırk ka*- ramlan oıtadan kiüknıış.iki prufesör ve dört bürokrat karşı karşıva kalmıştı." Büuik kımlıklerın ıçınde altkımlıkler bulunduğunu hatırlatan Prof. Levv ıs. "Ba- tı Avrupa da örneğin Basklar var. Afri- ka'da Berberileri iirnek»österebiliriA \ma burada bir rkrbtri dev leti va da vatandas- lığı vok. Sadece kimliği var" dedı. Esas konusu olan Ortadoğu'şa geçen Prof. Levv ı>. bunun daha görecelı yenı bır kıınlıkolduğunu belirtti. Ortadoğu ıle Av- rupa hantalannın benzerliklennın altmı çızen Prof. Levvis. "Bununnedenihelkide Birinci Diinva Savaşı'ndan sonra Ortado- ğu haritasının Av rupalılar tarafından çizil- mesidir~dedi. Prof. Levvis Türkıve'den söz ettığı ko- nuşmasının bu bölümünde >unları söyle- di: "Türkiye, Türklerin. Türkçe konuşan kişilerin vaşadığı ülke. Bu >ü/\ılda kıırııl- du. Ama Türk kimligi Avrupa'da 12. vüz- vıldan beri bilinivordu. Bakın Türkçe, ta- rihten beri Türklerin dili. Bu da kültürel kimliğin göstergesidi." Zaman içinde kav ramlar, koşullar ve dü- ^ünceler değıştıkçe kullanılan sözcükler ve anlamların da değıştığine ışaret eden Le- vv ıs şövlededı: "IstanbuPda yaşavan vük- »krHirjuvazieskkknTürkMinıcsini \na- dolu'dan gelenler için kullanırdı. Osmanh'da bir büvükelçi kendisine Osmanlı yerine Türk sefiri denmesine çok kı/ardt" Dın. etnık kiınlik ve dev let bağlamından söz eden L evv IN "Osmanh'da Rum. Erme- ni. Yahudi, hep dini kimliklerdi. Daha son- ra ulusal kinılik konusunda ilk bilinçlenen- ler Rumlar okiu. Etnik kimliğin iseOsman- lı'da önemi çokazdı. Müslüman.' nıilkt-i hâ- kime'vdi. Etnik kinılik. devletçilik va da egemenliğin temeli olarak hiçbirzaman gö- rülmedi 1 " dedı. Ortadoğu'da bu yüzyıl yeni fikırler or- tay a çıktığnı buna ömek olarak "laiklik" kav - ramının gösterılebileceğıni belırten Levvis şöyle devam ertı: "Laiklik Hırisrivanltğın bir mesek-Mvdi. Çünkü kiltse ve devlet Hı- risrivanlıkla iki güçlü kurumdu. Ama Müs- lümanlıkta bövle bir kavram yoktu. Çün- kü kilist karşılığı bir kurum yoktu. Müslü- manlar Av rupa'dan gelen hastalıklara ya- kalandıklan için belki laiklik meselesinin te- dav i yöntemini de Av rupa'dan abrlar." Ortadogu'da bugün dev letlerın çogunun yenı ve vapay olduguna işaret eden Levvis "Ortadoğu bölgesi iki yüzyildır dış güçler tarafından işga! ediimişti. İ8. yüzyılda Na- polyon'un Mısır'ı i^galiyle başlayan ve gi- derek vahimk-jen bu dönem stına erdi. Dış güçler artık Ortadoğu'yla fazla ilgilenmi- yoriar. Bu çok önemli bir değişiklik bütün bölgeyi de etkiliyor" ıfadesını kullandı. Ikizlerin zaferi Çeviri Servisi - 19 dakika aray la dogmuş olan ıkızler aynı sınıfa başjamak ıçın verdıklerı sava^ımı kazandılar. Caitrıona \Vhite ağustosta. Mananne White eylülde doğdugu için yetkıliler. okula birer yıl arayla başlamalan gerektığinı savunuyordu. Dört yıîhk bır savaşımdan sonra. ikizlerin annesi 35 yaşındakı Bernadette. ıkızlenn. Manchester. Stredford'daki okuluıı aynı sınıfına başlayabileceklenni söy ledı. Bemadette. bu durumun sağduyu ve ülkedekı ıkızler için bır zafer olduğunu ve ikizlerin yalnızca 19 dakıkalık bır fark için aynlmamalan gerektiğıni belirtti. Ikızler okulun en küçük ve en sevımlı öğrencilerı. Çemobil izleri 10 yıldır silinmedi tstanbul Haber Servisi - Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Saglık Örgütü'nün (\VHO) geçen kasım ayında Cenevre'de gerçekleştirdigi Çernobil Nükleer Santral kazasmın etkileri ile ılgili konferansta. felaketin olduğu 1986 yılından bu yana radyasyona maruz kalan insanlardaki kanser olaylannda artış olduğu ortaya çıktı. Yine UNİCEF'in 1990-1994 yıllan arasında yaptığı araştırmaya göre radyasyondan etkilenen bölgede yaşayan çocuklann sağhğında gözle görülür bozulmalar meydana aeldiği saptandı. WH0 konferansından ortaya çıkan sonuca göre. çocukların sinir sistemi ve duyu organları ile ilgili bozukluklannda yüzde 43,dolaşım bozukluklannda yüzde 28. kemik. kas ve eklem dokusu hastalıklannda ise yüzde 62. şeker hastalıklannda yüzde 28, anemı hastalarında yüzde 25. habis urlarda yüzde 38. d,alak bozukluklarında yüzde 8 artış gözlemlendiği ortaya çıktı. Uzmanlar. 1966-1985 yıllan arasında Beyaz Rusya'da 21 çocuğun tıroıt kanseri amelıyatı geçirdiğini belirtirken 1986 yılından bu yana bu sayının 379'a çıktığını söylüyorlar. \VHO verilerine göre 1986-1989 yıllan arasında bu sayı 18 iken 1990'da29'a.'l991'de 59'a. 1992'de66'ya. 1993'te 79 ve 1994 yılında da 82'ye çıkmış durumda. Beyaz Rusya yetkılilerine göre 1995 yılının ilk yarısında ise 46 tıroit kansen ameliyatı gerçekleşmiş. Konferanstan edinilen bılgılere göre. Çernobil Nükleer Santralı'ndaki kazanın etkileri sadece kanser vakalarıyla sınırlı değil. Yaklaşık400bin insanın kazadan hemen sonra yerlerinden göç etmek zorunda kaldığı belirtiliyor. Bu rakam. 150bin'BeyazRus. 150 bin Ukraynalı ve 75 bin Rusya Federasyonu vatandaşı olarak kayıtlara geçmi^. Taşınmayan işyerleri mühiırlenmeye başladı Tantan, SÎT karannı uygulamada kararh MEHMET DEMİRKLAVA Fatih Belediye Başkanı Sadettin Tantan ilçesini.Tarihi Yarımada'nın SİT alanı ilan edilmesiyle birlikte hurdacı. terlikçi. kon- feksiyoncu. galerici vcotokiralanıa şirket- lerinden temizlemey e kararlı. 1989 yılında Bakanlar Kurıılu'nun almış olduğu bir ka- ran da kendisine dayanak alan Tantan. söz konusu işyerlerini Surdışf na çıkmaya zor- luyor. \erilen süre içerisinde taşınmayan iş- yerleri mühürlenmeyor. Oto kiralama işi yapan şirketler uygula- maya kendilerine •"haksi2İık"yapıldığı ge- rekçesiy le tepki gösteriyor. Fatih Belediyesi kendılenne tanınan sü- re içerisinde taşınmayan oto kiralama şir- ketlerıni mülıürlemeyebaşladı. Fatih Bele- diyesi Basın Danışmanı CemilÖzyıldınm. belediyelerinin. bu y ılın en geç ağustos ayı- na kadar. ilçelerınin tarihi ve kültürzencin- liğini gölgeleyen işyerlerini Surdışı'na çı- karmaya kararlı olduğunu söyledi. Surdı- şı'na çıkanlması işleminı hızlandırdığını belirten Özyıldının. "Verilensürelereuyına- yan bu gibi işyerleri. yasaların tanıdığı yet- kiler içinde mühürienerek kapatılmay a baş- landı. Başkanımız Sadettin Tantan bu ko- nuda çok kararlı" dedı. Oto kiralama işı yapan şirket sahipleri bu karardan oldukça rahatsiz. Tantan'ın işyer- lerini kapatmasının gerekçesi konusunda şunlan söylüyorlar. "Korsançalışanbazıoto kiralamacılan. çoluk çocuğa araba \eriy or- lar. Mahalle aralannda sürat yapanlar. tey p- lerini sonuna kadar açanlar halkın şikâye- tint neden oluyor. Bizim araba larçoğunluk- la şirketlere veriliyor veçoğunlukla da bu şir- ketlerSurdışı'nda bulunuyor. Bizim çevre- ye bir rahatsızlık verdiğimi/yok. Tantan'ın böyie bir haksızlığa izin vermeyeceğini düşünüyoruz." MESELA DEDİK ERDAL ATABEK r ayatınızı nasıl kolay laştı- rabilirsiniz?" Bu soruyu da. yanıtlannı da zaman zaman dergilerde görürsünüz. "Stres- sizhayat" y a da "Gerginliğiniziatın" türünden başlıkların altında sıralan- mışöneriler vardır. Oysa bizim halkımız günlük haya- tı içinde öy le süzme foımüller bulmuş- tur ki değme araştırmalann pabucu- nu dama atar. Biz de yeni yılda şu formülleri su y üzüne çıkaralım da va- tandaş biraz rahata ersin dedik. Ba- kalım mı? Farketmez... rar. Buralardan başlayarak hayatın pek çok alanında bu "farketmez" for- mülü öyle rahatlatıcı bir iş görür ki. kıymetini bilen bilir. "Oyunu kimeve- receksin^den "Koalisyon nasıl kurul- sun?"a kadar pek çok sorunun rahat- latıcı formülüdebuolabilir: "Farket- mez"*. Tecrübeli vatandaş epeyce za- man "öyle mi olsun. böyle mi?" diye yorulduktan sonra bu formülü bulu- vermiştir. Kendisi içm değişen bir şey olmadığını göre göre "farketmez" formülünü keşfetmiştirde rahata er- Rahat yaşama formülleri... Tl farketmez" formülü sizi ka- rar vermek zahmetinden kurtanr. Karar vermek pek zahmetlı bir ıştir. bu da insanı pek yorar. Günlük y orgunluklann pek ço- ğu bu zahmetli işten dogduğu için foımülün işe yararlıhğı kesindir "Çay mı içersiniz. kahve mi?" sorusuna "Farketmez" yanıtını verineeortalık rahatlar. "Sinemay a mı gidelim. dola- şalırn mı?" sorusunda da çok işe ya- miştir. Pek güncelieşen bir konu olan "Paray 1 diivi/t1 m i yatırmalı, yoksa fa- ize mi?" sorusunun rahatlatıcı for- mülü de budur. "farketmez". Zira elinde para olmay ınca ne farkeder ki? Görüyorsunuz kı dünyanın bıılama- dığı yaşama kolay lığını gene bizim milletimız bulmuştur. Şimdı sıra bu büyük buluşun dünyuya açılmasina gelmiştir ki öteki milletler de rahata kav uşsun. Ama öyle de olsa. böyle de olsa. sonuçta "farketmez". Bilmem ki, öyle miydi?... ~T~\ u fonııül de bilinmesı sıkıntı ve- §-< ren her konuda çok işe yarar. JLJ Bu da sızi düşünmekten kur- tanr. Düşünmek. çok iyi biliyorsu- nuz ki pek sıkıntılı bir iştir. Ay nca kı- mi düşünceler de sikıntılı olmakla kalma7. MIÇ bile olıır Şımdı durdıık yerde "düşünüp" de başıniızı derde sokmaktansa "bilmem kLö\k> mKdi?" formülünü dev reye sokup rahatlamak daha iyi olmaz ını? Her şeyi biiece- ğim diye kendinı yorup, arkasından da "öyleydi. yok böylevdi" diye te- pinmek y üzünden ortalık kanşmıyor mu? Ybk yok. insancıklar kendini böy- le helaketmemeli canım. İnsan haya- tabir keregeliyor değil mi? Biitün dün- ya ahvalini de bilecek değil ya. Hem bilip de ne olacak? Ondan sonra hep bilip duracaksın. Oyle olunca da haydi bakaiım "öy- leydi, yok böyleydi" diye kendini sı- kıntıya sokacaksm Başka derdin mi yok be azız kardcşim? Bırak. onları da başkaları bilsın. Bılsin de karşılık- lı oturuşup "öyleydi,hayır böyleydi" diye saatlerce konuşsunlar. Telev izyonda da böy le şey lere rast- lay ınca hemen kanal deği^tirip "Sık- nıa Tatlı C'anını" diyen bir eğlence progr.ınımadönüvenrMn. Oh be. dün- ya varmış değil mi? Bır şey soran olursa hemen "bilmem ki, öyle miy- di?" formülünü uygular. başını din- lersin. Şimdikimileribuformülekar- şı çıkıp "öyle şey olur mu canım. biz otmuyuzTalandiyebilırler. Peki kar- deşıın. buy ruıı. siz de "biliyorum.öy- leydi"diyenlere katılın. Ama şunuda unutmayın ki başinızın derde girıne- sindeıı biz sorumlu deûiliz. Biz size "rahat yaşama formülleri" veriyoruz ama. rahat sıze batıyorsa bizim de bir diyeceğımiz olamaz. İdare eder... / şte size toplumun dehasını kanıt- layan bir formül. Her durumda işe yarar şahane bir buluş. "Na- sılsın"dan "Memleketinasdgörüyor- sun"a kadar her soruna yanıt veren bır formül. Hem bir şey diyorsunuz. hem de hiçbir şey demiyorsunuz. Bılim- sel allamelerbuna "optimizasyon te- orisi" derler ya. halkımız bunu en sa- de biçımıyle buluvermiştir: "İdare eder." Bu formülde her türlü hırsı or- tadan kaldıran rahatlatıcı bir şey \ar- dır. Hırslanıphırslanıpdatansiyonunu- zu yükselteceğinİ7e "idareeder" for- mülünü de\ reye sokup sağlığınızı ko- ruyabilirsiniz. Aslında lafolaberi ge- le türünden sorulara da en uygun ya- nıttır. Öyle ya. karşılaştığınız tanıdığı- nız. ne yaptığınızı bile bile "İşjerna- sıl?" diye sorarsa ne dersinız? "İda- re eder" demek pek münasip düşmez mi? Bu formül. ayrıca hertürden kıs- kançlığın da en iyi ilacıdır. Sizin "idareeder" durumda olma- nız çevrenizi de rahatlatır. sizi sem- patikktlar. "Çokiyi"olmamanız. siz- den nefretedilmesinı önler. "Çokkö- tü" olmamanız da size yardım edil- me tehlikesini önler. Böylece "idare eder" formülü sizi de. çevrenizdeki- leri de rahatlatır. Nasılsa yeni yılda hiçbir şey '•far- ketmez". o da eskileri gibi "idare eder"...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle