23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 1996 ÇARŞAMBA HABERLER 222 şüpheli' 1. ocakta doğanlara gözaltı İstanbul Haber Servisi-Dev- let Bakanı MehmetSevigeıı'in ısteğı üzerine lstanbul Emni- yet Müdürlüğü tarafindan ken- disine verilen iki gûnlük gö- zaltı listesinde '222' kişinin "şüpheli şatus" olarak gözal- tına alındığı belirlendi. Gö- zaltına alınan şüpheli 222 ki- şiden 100'ünün Doğu ve Gü- nevdogu kökenli olduklan dik- kat çekti. ListeyegöreGüney- doğuluolmak kadar I ocakta doğmak da suç unsuru. Çün- kü çeşitli suçlardan gözaltına altnan toplam 421 kişiden 334ü -büyük tesadüf" 1 ocak doğum tarihini taşıyor. Istanbul'da 5 ocakta Ümra- niye Cezae\i'nde meydana gelen olaylarda yaşamını yi- tırenlenn cenaze töreninde ka- rakollara sığmayan gözaltılar ve gözaltında dövülerek öl- dürüler> Metin Cöktepe olayı üzenne harekete geçen lstan- bul Milletvekili vedenizcilik- ten sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Sevigen, lstanbul Emnıyeti'nden gözaltı liste- sini istedi. llk olarak 11-12 ocak tarihli gözaltı listelerini alan Sevigen, ailelerin bilgi- lenmesi içın listelen ıl baş- kanlığı ve gözaltılann yoğun olarak yaşandığı Eyüp, Bay- rampaşa, Gazıosmanpaşa ilçe- lerinegönderdi. Sevigen, em- niyetten özellikle Metin Gök- tepe'nin gözaltına alındığı 8 ocak tarihli listeyi istedi. Sevigen'e verilen, gözaltı- na alınanlarla ilgili bilgilerin bulunduğu listelerin emniyet- çe gayri ciddi bir şekilde tu- tulduğu görüldü. Özellilde do- ğum tarihi hanesinde yılı doğ- ru olsa bile büyük çoğunluğu- nun 1 ocak günü doğduklan saptandı. 421 kişiden 334'ünün aynı gün ve ayda doğmasının "büyük bir tesa- düf" olamayacağı, büyük bir olasılıklagörevli memur tara- findan rasgele yazıldığı sanı- lıyor. Bu durumu Devlet Bakanı Mehmet Sevigen'ın de fark ettığı ve lstanbul Vali Vekili Rıdvan Yenişen'e sorduğu öğ- renıldı. Yenişen'ın ise Sevi- gen 'e "bilgisayar hatası olabi- leceğini" söylediği öğrenildi. Özellikle Metin Gökte- pe'nın cenazesinin kaldınldı- ğı gün olan 11 ocakta yapılan gözaltılann daha çok Küçük- çekmecc ve Gaziosmanpaşa il- çe emnıyet amirlikleri tara- findan yapıldığı görüldü. Ay- nı gün Göktepe'nin cenazesi dışında Gazi Mahallesi'nde de polısin ıki kişiyi yaralaya- rak gözaltına almasından son- ra gece yollara barikat kuran bazı gruplarla polis arasında çatışma çıkmış ve 47 kişi gö- zaltına alınmıştı. Polisin "şüphefi şahıs" ola- rak gözaltına aldığı 222 kişi- den 100'ünün Güneydoğuve Doğulu olduklan görüldü. Gö- zaltına alınan Doğululann özellikle Diyarbakır, Ağn ve Van doğumlu olduklan dik- kat çekti. Taşanlar'a suç duyurusu ANKARA (Cıımhuriyet Bü- rosu)-Çağdaş Hukukçular Der- neğı (ÇHD) Istanbul Şubesi, ls- tanbul Emnıyet MüdürüOrhan Taşanlar ile Üsküdar Ceza- evi*nde öldürülen kışılenn 8 ocaktakı cenaze töreni sırasın- da gözaltı işlemı yapan emıuyet görevlileri hakkında suç duyu- rusunda bulunmayı kararlaştır- dı. Eyüp Cumhunyet Savcılı- ğı'na bugün demokratik kitle örgütleri temsilcilen ile birlik- te verilecek olan suç duyurusu dilekçesinde, Üsküdar Çeza- evı'nde öldürülen Ortıan Özen ve Rıza Boybaş'ın 8 ocaktakı cenaze töreni sırasında. o böl- gede yaşayan ve seyahat eden yurttaşlarilegöre\ yapan gaze- tecılenn keyfi olarak gözaltına alındığı ileri sürüldü. Gözaltı- na alınanlann çevredekı karakol- lara ve Eyüp Kapalı Spor Salo- nu'na götürüldüğü kaydedilen dilekçede, şöyle denildi: "Bu şekilde bini aşkın kişi sa- üverilinceye kadar dövülme su- retiyle işkence ve kötü muame- ie görmüştiir. Spor salonunda Evrensd gazetesi muhabiri Me- tin Göktepe dö\ülerek ökiüriil- müştür. 8 ocak günü yaşanan- lar. polisin görevini aşarak ve kötüye kullanarak vahşet boyu- tunda zor ve şiddet uygulama- st hukukdevleti anlayışj ile bağ- daşmaz. KaJdı ki, u vgulamalar bireyseldeğjL kunım olarak ida- renin ve polisin tutumunun yan- sıtılmasKhr." Dilekçede, sorumlulann bu- lunup yargılanmasının zorun- lu olduğu kaydedilerek, Taşan- lar ve olay günü görev yapan em- niyet görevlileri hakkjnda. se- yahat, haber alma özgürlüğü ile toplantı-gösten hakkmı engcl- lemek ve işkence uygulaması nedenıyle dava açılması iste- rnınde bulunuldu. İnsan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Ekmen polisi suçladı: Göktepe salonda öldürüldüANKARA (Cumhunyet Bürosu) - Polis tarafindan gözaltına alındıktan sonra öldü- rülmüş olarak bulunan Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe ile ilgili gelişme- ler, insan haklanndan sorumlu Devlet Ba- kanlıği ile lstanbul Emniyet Müdürlüğü'nü karşı karşıyagetirdi. İnsan haklanndan so- rumlu Dev let Bakanı Adnan Ekmen, Gök- tepe'nin öldürülmesinden tstanbul Emniyet Müdürlüğü'nü sorumlu tutarak "İstanbuipo- lisi şaibe altındadır" dedi. Ekmen, bakanlık tarafindan görevlendi- rilen 2 kişilik heyetin çalışmalannı sürdür- düğünü belirterek ilk bulguların, Metin Göktepe'nin gözaltında öldürüldüğünü or- taya koyduğunu bildirdi. Ekmen'in açıkla- • Göktepe'nin çantası, gözaltına alınanlann toplandığı stadyumdaydı. Polis, diğer gözaltına alınanlar gibi Metin Göktepe'nin de kimliğini aldı. malan, dikkatleri, polis kayıtlannda cese- dinin Eyüp'teki bir cay bahçesinde bulun- duğu öne sürülen Göktepe konusunda ay- nca soruştunna başlatan Içişleri Bakanlığı ile Eyüp Cumhunyet Savcılığı'na çevirdi. Adnan Ekmen, tnsan Hakları Yüksek Danışma Kurulu'nun dün yapılan toplan- tısı öncesınde düzenlediğı basın toplantısın- da, son günlerde yâşanan insan haklan ih- lallerine ilişkın bilgiler verdi. Cezaevı olay- lan sırasında yaşamını yıtirenlerin cenaze töreni sırasında gözaltına alındıktan sonra 9 ocakta öldüriilmüş olarak bulunan Metin Göktepe ile ilgili araştırmanın sürdüğünü belirten Ekmen, bakanlıkça 2 kişilik bir he- yetin görevlendirildığını anımsattı. 'Cinayet stadyumda işlendT Ekmen, heyetin. hazırlanacak raporla ıl- gıli ön bulgulan kendisine ulaştırdığını be- lirterek bulgulann Göktepe cinayetinin, gö- zaltına alınanlann toplandığı ve sporsalo- 'Polisler döve döve öldürdü' Evrensel gazetesindeki basın toplanüsına kaûlan 'gözalunda ölümün tanıklan*, Metin Göktepe'nin çevik kuv\et görevlisi polislerce dövülerek öldürüldüğünü anlattılar. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL) nunu da ıçeren stadyumda işlendiğini orta- ya koyduğunu söyledi. Göktepe'nin cese- dinin öne sürülenin tersine parkta değil. stadyumda bulunduğunu savıınan Ekmen, Göktepe'nin çantasının da stadyumda bu- lunduğunu belirtti. Ekmen, gözaltına alınanlardan toplanan kimJiklerinin, serbestbırakjldıklanndates- lim edildiğinin belirlendigini kaydederek po- lisin Göktepe'nin de nüfus cüzdanını aldı- ğına dikkat çekti. 'Metin gözaltında öldürüldü' Ön raporda, gözaltına alınanlann toplan- dığı stadyumun çevresinin ve içinin emnı- yet görevlileri nce denetim altında tutuldu- ğunun belirlendigini anlatan Ekmen, "Ön raporda açıkla- nan şudur: Metin gözarana ahnnuşbr vegözaltında öldü- rülmüştür. Polis gözaltına al- mıştır" diye konuştu. Olay nedeniyle tstanbul polisinin "şaibe" altında ol- dugunu vurgula>an Ekmen, " tstanbui asa>işsiziigin va>gın olduğu bir kenttir. İstanbul polisi şaibeden kurtulmakis- tiyorsa sorumlulan bulmalı- dır" dedı. Ekmen, gazetecilerin so- rusu üzerine, olayın çeşitli kurumlarca araştınldığını anımsatarak yabancı insan haklan kuruluşlannın kendı- lerinden herhangi birbilgi is- tcminde bulunmadıklarını söyledi. Ekmen, raporun ha- zırlandıktan sonra Başbakan Tansu Çiller'e sunulacağını bildirdi. Tanıkhıt;gazetecinin ölümünü anlattı 'Gelişmeler kaygı vericr Ekmen. Özdemir Saban- cı, Haluk Cörgiin ve Nilgün Hasefe cınayetlerinın de ka- muoyunu derinden yaraladı- ğını söyledi. Cezaevlerinde- ki olaylann kaygı verici bo- yutlara ulaştığını kaydeden Ekmen, şunlan söyledi: "Olaylar kaygı verici bo- \ utlara gelmiş. giderek ceza- evlerini aşarak kamu dfize- nini ciddi şekiide etkiiemeye başlamıştır. Olaylann önlen- mesinde asla zora ve silaha baş\urulmamalıdır. Silahlı girişimk'rin gelişmeleri daha kötü NA uta ulaştıracagi unu- tulnıamalıdır. Tutuklu ve hü- kümlülerin vakınlanna ilgh- le yaklaşılmalı, demokratik talepleri karşılanmalıdır." • Gazeteci Metin Gökltepe'nin gözaltına alınmasını ve polislerce dövülmesini gören 7 tanık, Göktepe'nin ölümünü anlattı. İstanbul Haber Servisi - Gözaltına alınan Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe'nin polisler tara- findan dövülerek öldürül- düğü, tanıklann ifadesiyle de kesınlik kazandı. Beyin kanaması ve iç kanama so- nucu öldügü raporedilen ga- zetecinin gözaltına alındı- ğını gören 7 tanık, -resmı açiklamalann aksine, Gök- tepe'nin "cevikkuvvrtgörev- lisi polislerce" dövülerek öl- dürüldüğünü ılen sürdü. Ga- zeteci olduğunu söylediğiri- de Göktepe'ye polislerin da- ha fazla vurmaya başladığı- nı anlatan tanıldar. başlan- na gelebılecek olaylardan polisin sorumlu olacağına dikkat çektiler. Olayın ta- nıkları, basına yaptıkları açıklamadan sonra Eyüp Cumhuriyet Savcısı ErolCa- nözkan'a da giderek ifade verdiler. Evrensel Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü İhsanÇaralan. gazetesi nde düzenlediği basın toplantı- sında, Metin Göktepe'nin ölümünün üzennden bir haf- ta geçmesıne karşın yetkılı- lerin, suçlulan ortaya çıka- np adalete teslim etmek ye- rine "Duvardan düştü". "Sandaheden düştü" şek- linde ciddi olmayan açıkla- malarla olayı geçiştirdikle- rini vurguladı. Ölümün du- yulmasının ardından bazı görgü tanıklannın gazeteye başvurarak olayı anlattığını dile getiren Çaralan, bu ta- nıklann, yetkililerin "yalan- lannı" ortaya çıkardıklannı söyledi. Çaralan'dan sonra söz alan ve Göktepe'nin Eyüp Kapalı Spor Salo- nu'nda dövüldügünü gördü- ğünü belirten DenizOzcan, cenazelerin kaldınldığı gün Alibeyköy'de polislerce gö- zaltına alındığını söyledi. Kendisinın de gözaltına alı- nanlann götürüldüğü Eyüp Kapalı Spor Salonu'na gö- türüldüğünü anlatan Özcan. başına montunu geçirdikle- rini, ancak kapüşonunun bü- yük olması nedeniyle çe\Te- yı görebildiğıni belirterek şunlan anlattı: "Spor salo- nunun girişinde sonradan Metin Göktepeolduğunuöğ- rendiğim kişi, kendisinetek- me tokat ve coplarla > uran poüslere gazeteci olduğunu ve amirlerivlc görüşmek is- tediğini söviüyordu. Sletin'in sözleri bitnıetk'n polisler çok daha şiddetle dövmeye baş- ladılar. Hatta bir polis, kaz- ma sapıyla vurnıa\a başla- dL Yerde\atan Mctin'in ha- reketsiz kaldığını gördüm. Başından çok fazla kan akı- yordu. Lavaboya götürdü- îer. Birpolis,' Bu ölecek, has- taneye götürelim' dedi, an- cak "Bırak ölürse ölsün' di- ye söyknen diğerleri, dava- ğa itinı/ eden polisi oradan uzaklaiftırdılar. Ben Metin'in orada öldüğüne eminim. O ana kadar birbirlerine' Hay- dar'di\c hitap eden polisler telaşlandılar ve 'Abdullah. Alı, Yalçın" diyeseslenmeye başladılar. Medn'i de süriik- leyerek götürdüler. Tuvalete giittiğinHİe lavabonun tıkan- dığını ve >olda da Metin'in kömürlükte hareketsiz >at- tığını gördüm." Gözaltında da> ağı gördü- ğünü söyleyen Aİi Ekber Pa- labıvikda gözaltına alındık- tan sonra götürüldüğü yer- de, Metin Göktepe'yi gördü- ğünü kaydetti. Palabıyık, şunlan söyledi: "Merdivenin yakınlannda birini çok kö- tü dövüyorlardı. Bu kisi, 'Ben gazeteciyım. Evrensel de ça- lışıyorum' dedL Ama polis- ler daha çok \urnıa\a baş- ladılar. Bu kişi,yediği dayak- tan sonra "Fenalaştım, amı- nnize haber venn'dedL.\n- cak polisler dövmeyi sürdür- düler." Gözaltında ölümün üçün- cü tanığı İlhan Ucar. bir bü- fenin yanındayken gözaltı- na alındığını ve dövülerek kapalı spor salonuna götü- rüldüğünü. burada üzeri ara- nırken bmnin "Gazetedyim, beni neden gözaltına alıyor- sunuz, neden dövüyorsu- nuz?"diye bağırdığını duy- duğunu ifade etti. Sürekli dö\ülen bu kişinin hareket- siz kaldıktan sonra dayak atan çevik kuvvet görevlisi polislerce tuvalete götürül- düğünü kaydeden Lçar, bir süre sonra ya polislerin de- ğiştirildiğini ya da Metin'in ölmesi üzerine polislerin na- zikleştigini söyledi. Gözaltına alınarak Eyüp Kapalı Spor Salonu'na gö- türülenlerden Kurtuluş mu- habiri Ceyhun Emre Dağ- deviren, akşam 22.00'de ser- best bırakılırken Metin Gök- tepe'nin çantasını gördüğü- nü, unuttuğunu düşünerek onu da aldığını kaydetti. Çantadan kemerler, Gökte- pe'nin basın tanıtım kartı. başka kişilere ait banka kart- lannın çıktığını anlatan Dağ- deviren, polislerin davranı- şının 'münferitolay' olarak değcrlendirilemeyeceğini belirterek "PoHsler, 'Bizim arkamızda Allah var, sizin ar- kanızda kim var?'. "Siz de mi devrim şehidi olmak ıstiyor- sunuz?' dKerekdÖNÜyorlar- dı"dedi. BU CÎNAYETİN TANIKLARI VAR... Bu cinayeti nasıl gizleyecekler? Olay, tanıklanyla gün gibi ortada. Metin Göktepe sadece gazeteci olduğu, onlann yazıjmasını istemediklerini yazmaya, görülmesini istemediklerini görüntülemeye çalıştığı için gözaltına alındı ve ardından ölü bulundu. Biz, gerçeği yansıtmayı ilke edinen gazeteciler, yeni bir cinayet daha işlenmeden, Metin Göktepe'nin katillerinin bulunup yargılanmasını istiyoruz. Dürdane Kocaoğju, Güneş Giirson, Ercan İpekçi, Ömer Sehi, Sabahat Karakoyıın, trfan Başçuhadar, Celal Akgün, Şerife GüzeL, Zübeyir Kındıra, Recep Kaban, Özden Alpdağ, Arzu Çakır, Aylan Uncu, Yücel Kayaoğlu. Gülsüm Atik, Veüz ÇelikteC Turan Başbay, Saııiye Sağlam, Mehri Kutlu, Berrin DaL, N. Taner Ersan. Neşe Karanfil, Hıdır Göktaş, Bahadır Selim Dilek, Mehtap Aytar, Cemal Gökçamh. Tülay Ağaoğlu, Murat Öztek, Mehmet Mahsun Doğan, Betül Banş, Hüseyin Gökçe. İsmet Çetin Bayhaa, Metin Kayıhan, Şeref Özer, Fethiye Karabacak, Gülsen BaJcı. Ali Erdoğan, Nilgün Koşar, Tinıur Türkkan, Atilla Akay, Sevkuthan Karakaş, Adnan Keskin, Zübe>de Valçın, F.rdcm GüL Ahmet Dirican, Saliha Çolak, Rahmi Yıldınm, Naki Bakır, Burcu Ceyhaa, Önder Doğan, Alaattin Aktaş, Tuncay Keser, Ebru DönmezoğiiL, Banu Mertvürek, Dilek Şahin. Hamza Şahin, Ali Ekber Ertürk, Sultan Gürsoy, Mustafa Balbay, Doğan Akın, Işık Kansu, Yılmaz Gümüşbaş, Yusuf Özkan, Banu Sabnan, Bilal Uçar, Rıza Ezer, Hülya Karabağh, Esra Yener, Bülent Sanoğlu, Emine Kaplan, Lale Sanibrahimoğlu, Ergün Aksoy, E\in Göktaş, A\şe Sayın, Osman A> doğan, Türty Köse, Mehmet Açıktan, Tank Tmazay, Ece Temelkuran, Hazai Ateş, AJi Yazan, Alpcr Ballı, Serkan Demirtaş, Mithat Şeren, Hüseyin Erler, Mete Belovacıklı, Deniz Güçer, Fahrettin Fidan, Evren Değer, Nursun Erel, Kcnan Tümer, Volkan Kanbolat Hakan Şanlrtürk, Senıa BingöL, Av han Aydemir, Cengiz Kuşçuoğlu, Örsan Kunter Ö>men, Aydın Hasan, Abdullah Karakuş, Hüha Aydoğan, Hatice GüreL, Soner GüreL, Metin Karabat, Ümit Bektaş, Serhan Asker, A. Rezzak Oral, Önder Yılmaz, Bülent Hiç\ThnaA Mustafa İstemL Burhan Eliş, Işuı GüreL Esat Pala, Ahu (^yurt, Temel Okaygün. Yüksel Şipka, Zahidin Köşüş (/iko), Hakan Ayan, Serhat Ödün, Veh' Güney, Bekir Daşçı, Nisani Koç, Murat Koç, \edat Çuhadaroğlu, Ali Berat Meriç, Mehmet Ali Balo, Tuncay Yıldınm, Metin Türkyılmay. Tülin Yılmaz, Mervem Ozçelik, Halide ÖzkuL Funda Uzunyol, Hatice Aydoğdu, Fatma Orhan Coşkunoğlu, Bebna İşiten, Derya Kıncı, Esin Yıldmm, Faruk Albayrak, Ünzile Dirican, Ömer Başbudak, Haydar Oztürk, Nurcan Gökdemir, Berrin TunceL, Tamer İncesu, Taşkın ŞenoL, Günseü Önal, Mehmet Çetingüleç, Nesrin Hocaoğju. Mehmet Öngüoğlu, Ahmet Kıvanç, Orhan Coşkua, Ahmet Erhan ÇeUk, Servet Yüdınm, Nurhan Yönezer, Hanife Şenyüz, Lale Ozan, Yasemin Uyanık, Taylan Erten, Levent Akbay, Mehmet Daşer, Fırat Gazel, Mehmet Doğan, M. Hüseyin Gökçe, Betül Banş, Canan Sakarya, Bülent Tangüç, Ali Bilge, Cevdet Kaiell Perin Pigey, Canan Gedik, Şebnem Güngör, Sedat Bozkurt, tsmet Demirdöğen, Ayşe FerlieL Şule Türker, EüfErgu,G. Ayşe Karabat, Şükür Küçükşahin, Ali Ekeyümaz. Murat Şahin, Haydar Öztürk, Olgunay Köse, Necdet Peksimetçi, Yavuz Oğhan, Erhan Karadağ, Halim Abanoz, Ercüment Alhan, Mirgün Cabas, Ateş Can, Fatih Çotur, Çiğdem Anat, Enver Erdem, Hayri Özuğur, Faruk Biidirici, tsmet Solak, Mehmet Güler, Saffet Korkmaz, Erdal Sağlam, Yavuz Alatan, Ateş Yalazan, Sezai Şengün, Ümit Sezgin, Zeynep Gürcanh, Oya Armutçu, Şaban Sevinç, Çiğdem Toker, Ümit Turpçu, Yaşar Sökmensüğer, FahirAnkan, HühaGüzel, Ash Küçükkömürcü, Serdar Cebe, Deniz Büyükyılma/, Göksel Polat, Dilek Önder, Arif Goriça. Ferhat Yalçuıer, Canan İmsak, Sûrhan Türegün, Mustafa Gü\enç, Asü Işık, Mustafa Erdoğan, Yasemin Öztürk, İsmail Erörs, Nükhet Büyükyıldınm, Esra Vona, Cengiz Güven, Serkan OraL Hasan EreL, Umut Yertutan, Tülay Çetingüleç, Utku Çalarözer, Cengiz Tağtekin, Evrin Güvendik, Aysel Alp, Vahit Aras, Cahit Uyamk, Tamer Erkiner, Zafer Gedik, Veli Özdemir, Sinan Öztürk, Nuri Sefa Erdem, Nafiz Kaya, Meltem Yümaz, Göksel Bozkurt, Deniz Zeyrek, Mete Karakul, Sultan Özer, Şirin Sümer, Duygu Şentaş, Duygu Güvenç, Hale Gönültaş. Yuşa Anş Fatma Biçer, Nezih Tavlaş, Hikmet Çiçek, Pınar Asoğlu, Aydın An, Tuğrul Doğan, Mehmet Demir, Güler Yılmaz, Nida Yümaz, Koray t. Serten, Kadir Karakoca, Nebahat Erkök, Hürkal Aksoy, Mete Gönültaş, Necmi Kurucu, Cem Sultan SaraL GLOBAL/POLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Globalleşme ve Kültürel Soykırımd) Sermayenin uluslararasılaşmasına paralel olarak hızlanan dillerin ve kültürlerin yok olma süreci, global- leşme ile yeni bir ivrrıe kazandı. Insanlık, kültürel ola- rak fakirleşiyor! Tahminlere göre, 15 bin yıl önce dünyada yaklaşık 10 bin dil konuşuluyordu. Bugün insanlığın yüzde 95'i, 100 kadar dil konuşuyor. Beş büyük dil insanlığın yüz- de 50'sine egemen olmuş durumda. Dilde çeşitliliğe ilk darbeyi düzenli tarımın yaygınlaşması vurdu. Yer- leşik halklann dilleri zamanla egemenlik kazandılar. 15. yüzyıldadünya pazarı ve buna bağlı olarak kapıtalizm gelişmeye başladığında diller tekrar büyük bir saldın altına girdi. Ancak bu sefer saldın, yerıni bir süre son- ra birduraklamaya bırakmadı, giderek hızlandı, sürek- lilik kazandı. Sermayenin uluslararasılaşmasının baş döndürücü bir hıza ulaştığı globalleşme sürecinde ise dillerin ölümü, belki de artık bir dilin yok olmasının ne anlama geldiği bilincimıze çıkmaya başladığı içindir ki, trajik bir boyut kazandı. Bir dil. New Atlas of Word Languages 'ın edrtörü Christopher Mostey'e göre, "bir halkın deneylerinın ve düşüncelennin, metaforlannın ve uzmanlaşmış bılgılehnin, kuşaklar boyunca birik- miş özgün deneylehnin deposunu" oluşturuyor. Bu yüzden bir başka linguist, VVoodfield'e göre "bir dil öldüğünde, henüz anlamaya bile başlamadığımız bir şeyikaybediyoruz". Bıyomatematikçi vezoolog Mark Pagel ise "birdilyokolduğunda, dünyayı kendine öz- gü birkavrama biçiminı de kaybediyoruz" diyor. Böy- lece insanlık kültürü kaçınılmaz olarak yoksullaşıyor. Kendi dilini koruyarak başka dıllen ögrenenler ise baş- ka halklann kavrayış bıçımleri, kültürleri hakkında ye- ni bilgiler ediniyorlar, bu bağlamda zengınleşiyorlar. Ancak süreç, özellikle bu son dil oğrenme örneğin- de olduğu kadar basit değil. Bir dil aynı zamanda, bir kültürün egemenlik ve bağımlıhk ilişkilerinin izlerinj ta- şıyor. Althusser in dedıği gibi ideoloji, dil içinde ya- şıyor. Bu yüzden, dil yolu ile bir toplumun egemenlik ilişkılerı de bir başkasına ulaşıyor, orada yaygınlaşa- biîiyor. Bu yüzden zaman zaman dillerin yok olması, bunun gerçekleştiğı coğrafyada daha önce olmayan bir egemenlik ilişkisinin getışmesiyle de çakışıyor. Ant- ropologlara göre ilk sömürgecılik dalgası başladığın- da, güney yanmkürede, kuzeydekine göre 6 kat da- ha fazla dil konuşuluyormuş. Sömürgecilik, hem fizi- ki yok etme hem de ekonomik çıkar ile egemen dili özdeşleştirerek yerel dillenn yok olmasını hızlandırmış. Örneğin İngilizcenin yaygınlaştığı az gelişmiş bölge- lerde konuşulan dillerin yüzde 80-90'ı bu süreç için- de yok olmuşlar. ingilizce, yani sömürgecilerin dili yaygınlaşırken kültürü, bununla bırlikte de hem ken- dilennı hem de diğer halklan görme biçımleri, önyar- gıları, ırkçılığı yaygınlaşmış, zaman zaman da sömür- ge halkının okumuş kesimleri tarafindan içselleştiril- miş. Böylece emperyalizm, kültürel, yani "içsel" bir bo- yut da kazanmış. Globalleşme, teknolojik devrim, bu dil soykınmını ve egemenlik-bağımhlık ilişkilerinin dil ile taşınması sü- recinı, yeni bir gelişme düzeyıne çıkarmışa benziyor. Uydulann, global ve bölgesel TV kanallannın ortaya çıkması ile bu kanallann hâkim dili hızla yaygınlaşıyor. Önce tabii ki İngilizce, daha doğrusu Amerikancanın etkisi güçleniyor. Bu dilin taşıdığı değer yargılan, öz- lem ve ruyalan, sembolleri ve metaforlan, egemenlik ilişkileri, meta ilişkileri (tüketim normlannın homojen- leşmesi) hızla yaygınlaşıyor. Bu TV yayınlannın prog- ramlannın "yerel" dile çevrilmesi de (örneğin, Füsun Akatlı'nın Zamansız Yazılar'öaki bazı denemelerinde hoş bir şekilde gösterdiği gibi) bir çare değil. Çünkü bu yolla yabancı bir dılın gramer ve yapılan bir başka dile sızıyor ve o dılı ıçeriden çürütmeye, düşünce sis- temlerini bozmaya başhyor. TV kanallan ise bir ülke içinde, tek bir dille yapılan yayınlann tekelci hâkimi- yeti ile bir ulusun/kültürün diğerleri üzerindeki hâki- miyetinin pekişmesinin aracı oluyor. Örneğin Hindis- tan'da, Hintçe ve Çin'de Mandarin Çincesi, uydu ya- yınlan aracılığı ile hızla diğer yerel dilleri yok ediyorlar. Ancak, dillerin ve kültürlerin katledilmesinden mem- nun olanlar da yok değil. Örneğin, medya kralı Ru- pert Murdoch, dillerin homojenleşmesinin (yani kül- türlerin homojenleşmesinin ve bazı dillerin yok olma- sının) global narmonı ve ekonomik verimlilik açısın- dan önemli bir itici güç olduğunu savunuyor. Dillerin homojenleşmesı, tabii ki reklamcılığı kolaylaştıracak, TV programlarının maliyetini azaltacak, çünkü müş- teriyi daha kolay tarif edilir kılacak. Bilin bakalım, bu homojenleşme, Asya'da ve Avrupa'da uydu yayınla- rın neredeyse tekeline sahip olan hangi medya kralı- nın işine yanyor? (1) Bu yazının içındeki verilen, ocak ayında A/evv Scientist dergisinde yayımlanan "Death ofa Mother Tongue" (Bir Ana Dilin Ölümü) isimli makaleden aldım. Düşünce suçlulan Göktepe için suç duyurusunda bulundu • Sakarya gazetesinin geleneksel "Abdurahman Ünüğür Altın Kalem Yanşması"nda birinciük ödüJü alan 5 gazeteci, ödüllerini Göktepe'ye verdiler. İstanbul Haber Servisi-ls tanbul DGM'de 'düşünce suçu' işledikleri iddiasıyla yargılanan bir grup aydın, DGM bahçesinde Metin Göktepe cinayetinin aydm- lığa kavuşması için suç du- yurusunda bulundu. 'Dü- şünce suçlusu' aydın ve ga- zetecilerin Göktepe için ön- ce birdakikalık saygı duru- şunda bulunmasından son- ra 'Düşünce Suçuna Karşı Girişim' sözcüsü ŞanarViır- datapan, suç duyurusu met- nini okudu. Yargi makamı olarak ta- rih' ifadesinin kullanıldığı suç duyurusu metninde "canlan devlete teslim edil- miş tutuklu ve hükümlüler için yargısız infa/ karan ve- renler, bu karan uygulayan ve uygulatanlar, infaz edi- lenlerin cenazelerine giden- leri toptan suçlu kabul edip gözaltma aidıranlar, gözaî- bna aunanlan spor salonu- na doldurup meydan daya- ğı çeken ve çektirenler, ga- /eteciv«avukatlara ö/el kar- şılama yaptıran ve yapan- lar, Metin Göktepe'nin ölü- müne neden olanlar"eleş- tirildi. "Tümsuçlulanntop- lum ve dünya önünde yar- gılanması ve cezalandınl- ması" isteminin yer aldığı naetinde usulüne uygun suç duyurusu dilekçesinin ÇHD ve Göktepe'nin ailesi tara- findan bugün Eyüp Cumhu- riyet Başsavcılığı'na veri- leceği kaydedildi. Öte yandan yerel Sakar- ya gazetesinin geleneksel "Abdurahman Unüğür Al- tın Kalem Yanşması''nda, "Poliste İşkence" haberiyle birincilik ödülü alan 5 ga- zeteci, ödüllerini gazeteci Metin Göktepe'ye verdiler. Geçen yıl ocak ayında oto hırsızlığı suçlaması ile Es- kişehir polisi tarafindan gö- zaltına âlınan.ve işkence gö- ren Ahmet Ozçil'in öykü- süyle Sakarya gazetesinin Abdurahman Ünüğür adına verdiği Altın Kalem Ödü- lü'ne değer bulunan Rahmi Emeç, Şaban Bağcı, Bülent Teoman l zun, Yaman Ya- maner ve Ferda Aydınalp yaptıklan ortak açıklamada ödüllerini gazeteci Metin Göktepe'ye verdiklerini söylediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle