Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 1996 ÇARŞAMBA
10 DMYAZI
S ı n ı r A ş a n S u I a r S o r u n u v e T ü r k i y e
Mana\gat Nehri'nden Akdeni/'e dökülen suyun, Ortadogu ve Kuzey Afrika ülkelerine taşmması projestyle giînde 500 bin metreküp su sabşı yapılabilecek.
Ulusal supolitikamız ve Banş Suyu
Prof. Dr. İLHAN AVCI
İTÜ tnşaat Fakültesi
Hidrolik Anabilim Dalı
-7-
Suriye ve [rak'ın özellikle F.rat hav-
zasmda yoğunlaşan itiraz ve isteklerinin
rutarsızlığını ve bu konuda iyi niyetli ol-
madıklannı anlamak için şu bırkaç örne-
ğe göz atmak yeterli olacaktır.
Fırat ve Dicle havzalannın, her üç ül-
ke içın de tek bir havza olarak değerlen-
dirilmesi ve su kaynaklannın en verimli
biçimde kullanılması mümkünken özel-
likle Irak, gündemde tunuğu su sorunun-
da Dicle Nehri'ni hiç işe kanştırmak is-
tememektedir. Bunun nedenı, Türki-
ye'nin tüm projelerini gerçekleştirmesı
durumunda bıle, Dicle'den alacağı yıllık
su miktannın 8 milyarrrP'ü geçmeyece-
ği ve kendisine ihtiyacının üzerinde
(I J.5 milyar m3
) su kalacağını bilmesi-
dir. Bu fazla suyu da Türkiye ve Suri-
ye'nin lehine Fırat bavzasma aktararak.
kendi sulamalan için bile kullanmak is-
tememekte ya da bu projeyi kendine sak-
lamaktadır. Oysa bugün taşkın koruma
amacıyla yine Irak tarafından yapılan ve
Bağdat'ın kuzeyindeki Fırat ile Dic-
le'nin birbirine yaklastığı bölge olan Tar-
tar çukurundaki Tartar kanalıyla bu irti-
bat fiilen yapılmış durumdadır. Bu su
aktarma işleminin yapılması durumun-
da, Irak'ın Fırat Nehn'nden talep ettiği
su miktan çok azalacak ve Türkiye ile
Suriye"nin su talepleri kolaylıkla İcarşı-
lanabilecektir. .
0 Suriye, Irak topraklan içinde Dic-
le'den Fırat'asuaktanlması olanağını ve
hatta gerekliliğini bilmesine karşın, I-
rak'la olan görüşmelerinde hiç bu konu-
yu gündeme getirmemekte ve böylece
Fırat konusunda Türkiye'ye karşı izledi-
ği uzlaşmaz politikasında Irak'ı da yanı-
na almak istemektedir. Bunun en tipik
örneği 1991 yılında yaşanmıştır. Bu yıl
içinde, Suriye ve Irak, Türkiye'yi haber-
dar etmeden Fırat sulan konusunda ara-
lannda gizli bir anlaşma yaparak Türki-
ye'nin Suriye sınınnda bırakacağı suyun
yüzde 59'unun Irak, yüzde 42'sınin de
Suriye tarafından kullanılmasını karar-
laştırmışlardır. Suriye, bu anlaşmayia
Türkiye'ye karşı, Fırat sulan konusunda
Irak'ı da yanına almıştır.
0 Suriye ve Irak'ın su taleplerinde
gerekçe gösterdikleri "sulanabilir ta-
nmsal toprak potansiyeliyle toprak
kalitelerı" konulannda verdikleri bilgi-
lertamamen abartılı ve gerçekdışı bilgi-
lerdir. Nitekim. bu veriierle ilgili olarak,
uluslararası tarafsiz bilim adamlan ve
kuruluşlann yaptığı yayın ve değerlen-
dirmeler de bunun böyle olduğunu açık-
ça göstermektedir.
0 Suriye ve Irak'ın yaklas,ımlan,son
aşamayagelmişolan smıraşan sularla il-
gili uluslararası hukuk ilkeleriyle de ters
düşmektedir. Bu bağlamda. Fırat ve Dic-
le'nin birer "sınır aşan su" değil de
"uluslararası su" olduklan tezler de
bunun en açık kanıtıdır.
0 Son yıllarda her vesileyle günde-
me getirilen ve Suriye sınınnda Türki-
ye'nin Fırat Nehri'nden bırakacağı yıl-
lık ortalama 500 m3
/saniyelik su ise, ay-
nca üzerinde durulması gereken bir ko-
nudur. Bu konunun özetini. 4-8 Ekım
1993 tarihinde Ankara'da yapılan bir
uluslararası toplantıda Sayın Safa Gi-
ray'ın bildiri ve değerlendirmesinden
alalım:
"500 m Vs kurata ilkdefa Karakaya Ba-
rajı 'nda kuIlanmıştır ve Karakaya Bara-
jı doldurulurken sınırda bırakılacak su
miktanna tekabül etmektedir ve Dünya
Bankası (rule of 500) tabirini kullanmış-
ör. Dünya Bankası ileyapılan anlaşma ta-
\ GMCYKKU MUOOLU HtDJfSI
Dlctı maul *
rihi 10 Eylül 1976'dır. 12 Mart 1976'da
bankanın Enerji ve Tabii Ka> naklar Ba-
kanı Selahattın Kılıç'a vazdığı mekrup-
la (rule of 500) dilc getirilmiş ve Türkiye
Sayın Kılıç imzası ile 2 Nisan 1976'da
Dünva Bankası'na olumlu cevap vermiş-
rir. Bilahare Suriye ile yapılan anlaşma-
daki 500 m3/s kuralının kaleme alınışı
maalesef hatalı. Hata şurada: "Atatürk
Barajı gölü doluncaya kadar Türkiye. sı-
nırda 500 m3
/s su bırakmayı kabul edi-
yor' yerine, 'Atatürk Barajı doluncaya ve
nihai anlaşma yapılıncaya kadar, Türki-
ye sınırda 500 m3
s su bırakmayı kabul
ediyor' ifadesinin anlaşmaya girmiş nl-
masıdır. Türkiye'ye baskı da nihayi an-
laşmaya varılması için yapılmaktadır.
Anlaşmada'Herhangi bir ayda aylık or-
talama 500 m
3
s altına düşerse, müte-
akip ay su tahliyesi arttınlarak telafi yo-
iuna gidilir' biikmü de yer almaktadır."
Türkiye'nin su politilcası
Türkiye. aniaşmazlık konusu olan Fı-
rat ve Dicle havzalan başta olmak üze-
re, tüm smıraşan sulariçin ulusal birpo-
litıka geliştirerek bunu hem taraf ülkele-
rin değerİendirmelerine hem de ilgili
uluslararası kuruluşlann dikkatine sun-
muşrur. Geliştirilen bu politika, tama-
men ulusiararası hukuk ilkelerine, ko-
nuyla ilgili tekn/k \e bilimsel gerçekle-
re ve iyi niyet yaklaşımlanna dayanmak-
tadır. Türkiye'nin Fırat ve Dicle havza-
sı sulannın u
akdavehakçakullanıını''na
ilişkin geliştirdiği planın aynntılan, Dı-
şişleri Bakanlığı tarafından şöyle veril-
mektedir:
0 Türkiye, Fırat-Dicle havzası sula-
nnın kullanılması konusunda Suriye ve
Irak'abirplanönermiştir. Bu planın tam
adı "Fırat-Dicle Havzası Sınır Aşan
Akarsulannın Hakça, Akılcı ve Opti-
mum Kullanımı için Üç Aşamalı
Ptan"dır. Sınır aşan sularla ilgili litera-
türde kısaca "Üç Aşamalı Plan" olarak
adlandınlan bu plan, Dicle-Fırat havza-
sında bütün ilgili taraflan tatmin edecek
bir çözüme ulaşılmasını amaçlamakta-
dır. Planın üç aşaması şöyle özetlenebi-
lir:
A. Birinci aşama: Su kaynaklan cn-
vanterçalışmalanyla ilgili olup şu faali-
yetleri kapsayacaktır:
a) Aşağıdaki seçilmiş ölçüm istasyon-
lanna ait tüm mevcut verileri (seviye ve
akım ölçümleri) teati etmek,
Ülkeler Fırat Dicle
Türkiye Belkısköy Cizre
Suriye Kadahiye
Abu Kemal
Irak Hubeyde (Hit) RshKhob
Nasıriye Musul Kırt
b) Üç ülkenin uzmanlannca Fırat ve
Dicle havzasında seçilen ve havzayı tem-
sil eden meteoroloji istasyonlanna ait ay-
lık bazda buharlaşma, sıcaklık, yağış,
karkalmlığı (eğer mevcut ise) ile ilgili
tüm verileri teati etmek,
c) Yukanda bahsi geçen verileri kont-
rol etmek,
d) Gerektiğinde yukanda belirtilen öl-
çüm istasyonlannda farklı dönemlerde
müşterek ölçümler yapmak,
e) Ölçümleri değerlendirmek ve dü-
zelrmek,
f) Mevcut su kalitesi verilerini (yoksa
bunlann elde edilmesinden sonra) teati
ve kontrol etmek,
g) Su rüketimlerinin ve su kayıplannın
tespit edilmesinden sonra çeşitli istas-
yonlarda doğal akımlan hesaplamak.
B. İkinci aşama: Toprak kaynaklannın
envanter çalışmaiannı kapsayacak olup,
aşağıdaki faaliyetler gerçekleştirilecek-
tir:
a) Her ülkede kabul edilerek uygula-
nan toprak smıflandırma ve drenaj kri-
terleri hakkında bilgi teatisinde bulun-
mak,
b) işletmede olan, inşa halindeki ve
planlanan projelerin toprak sınıflannı
kontrol etmek,
c) Eğer yukanda (b) maddesindeki ça-
lışmalar diğer taraflarca da mutabık ka-
Imacak kabule şayan gerekçelerle ger-
çekleştirilemezse, toprak sınıflan imkân
bulunabildiği ölçüde tespit edilecektir.
d) İşletmede olan. inşa halinde ve
planlanan projelerin, toprak sınıflan ve
drenaj koşullanna göre bitki desenlerini
etüt etmek ve tartışmak,
c) Yukandaki maddelerde belirtilen
çalışmalan esas alarak işletmede, inşa
halinde ve planlanan projelerdeki sula-
ma suyu ve yıkama suyu ihtiyaçlannı he-
saplamak.
C. Üçüncü Aşama: Bu safhada su ve
toprak kaynaklannın değerlendirilmesi
yapılacak olup, aşağıdaki faaliyetlerin
yürürülmesi öngörülmektedir:
a) Planlanan projelerdeki su kayıpla-
nnı en aza indirebilmek için sulama tipi
ve sistemini tartışmak ve belirlemek, iş-
letmedeki projelerin modernizasyon ve
ıslah ımkânlannı araştırmak,
b) İkinci aşamanın (c) maddesindeki
proje bazında yapılan çalışmalara daya-
narak her ülkedeki, içme. kullanma ve
endüstri suyu temini, rezervuarlardan ve
sulama şebekelerindeki iletim sistemle-
rinden buharlaşma kayıplan da dahil ol-
mak üzere tüm projelerin toplam su tü-
ketimlerini belirlemek,
c) Dicle'den Fırat'a su transferi imkâ-
nmı göz önünde bulundurarak arz-talep
dengesini sağlamaya yönelik bir benze-
şim modeli geliştirmek,
d) Planlama safhasındaki projelerin
ekonomikyapılabilirliklerini belirlemek
için yöntem ve kriterleri tartışmak.
Bu temel ilkeler üzerine kurulu olan
"Üç Aşamalı Plan" ın iki önemli yonü
bulunmaktadır:
a) Fırat ve Dicle'nin tek bir sınır aşan
akarsu sistemi olarak değerlendirilmesi
gerekmektedir. Bu iki nehir, Şattül
Arap'ta doğal akımlannın sonucunda
birleşmekte kalmayıp, Irak'taki Thart-
har kanaiı tarafindan yapay olarak da ir-
tibatlandınlmaktadır.
Dolayısıyla, halihazırda Fırat Nehri ta-
rafından sulanan bazı alanlann su ihtiya-
cının Dicle'den alınacak sularla da gide-
rilebileceği, Fırat Nehri'nden yapılan
mevcut ve ileride doğabilecek tanmsal
kullanımlann mutlaka Fırat'tan yapılma-
ya devam edilmesine gerek kalmayaca-
ğı anlaşılmaktadır.
b) Ülkelerin veri toplanması ve değer-
lendirilmesi ile ilgili yaptıklan çalışma-
lar, birbirleri arasında büyük farklılıklar
göstermekte olup, sağlıkJı bir mukayese-
ye temel teşkil edebilecek mahıyette de-
Dolum ıstasyonu
((lenızde) doldunna
Boşaltma ve balonu
guverteye toplama
.Manavgar'tan Ortadogu ve Kuzey Afrika ülkelerine su balonmla tatlı su taşıma projesL
"Bildiğimiz toprakların en bereketlisi bû topraktv ve en çok ûrûnü burası ve-
rir. Orûnleri bahmmdan o kadar iyi bir topraktır ki, normalyıllarda bire ikiyüz
ve bereket ytllannda bire üç yüz verir. Bunu bilen Babil kraliçesi Nitokris, ien-
ti îkiye ayıran Fırut Irmağı 'nayukarı doğru kanallar kazdırarak öyle girintili
çıhnlth biryatak açtırdı ki, ırmak bazı Asurköyleri içinden üç kez geçer oldu."
Heredot Tarihi
"Şark'ın bu muhitindeyeni bir dağdoğacak, bu dağın ortasından bir altın
fışJaracaktır. Buna el değdirmeyin çünkûyakar. Ama unutmayasınız, dağ bu
mıntıkaya ve Harran'a bereketsaçacaktır." KarababaMenUbesi
"Kurucu Nişcm Bin Abdülmelik. bir mervan suyu olmadığından, hesap uz-
manları ile görüşüp yerin yüksekliğini ölçerek, Fırat Nehri 'nin enyüksekye-
rinde. Doğu tarafından birer büyük setyaptırdı. Fırat 'm aktığı yerlere ikiyüz
bin adam toplayıp çadırlarımn bulunduğu yere deniz gibi Fırat suyu ahttı."
Evliya ÇelebiSeyahatnamesi
ğildir. Arada eşgüdümün sağlanabilme-
si amacıyla su ve toprak kaynaklan en-
vanter çalışmasının ortaklaşa gerçekleş-
tirilmesi gerekmektedir.
0 Türkiye, bu şekilde; yapılacak bi-
limsel çalışmalar sonucunda tespit edi-
lecek gerçek su ıhtiyaçlannın ortaya çık-
masıyla, su kaynaklannın hakça, akılcı
ve optimum bir yöntcmle kullanılması-
nın mümkün olacağı inancındadır.
0 Bu yönde atılacak adımlarla oluş-
rurulacak olumlu ortam, bölgedeki yal-
nızca su kaynaklannın değil. diğer dogal
kaynaklann da işbirliği ve karşılıklı men-
faatler çerçevesinde kullanılmasına ta-
ban hazırlayacak ve bu süretle ilişkiler-
de kök salmış olan güvensizlik ortamın
ortadan kalkmasına katkıda bulunabile-
cektir.
Barış Suyu Projesl
198O'li yıllann ikinci yansmda, Tür-
kiye, Ortadogu ülkeleriyle yeni bir işbir-
liği yaklaşımıyla kısaca "Banş Suyu"
olarak bilinen bir proje önerisi geliştir-
miştir. Proje, Türkiye'nin Seyhan ve
.Ceyhun havzalanndaki günlük ortalama
39 mılyon mv
lük su potansryelinın 6
milyon m3
'lük bölümünün Ortadogu ül-
kelerine pazarlanması esasma dayan-
maktadır. İki ayn hattan oluşan ve ön fi-
zibilite çalışmalan tamamlanan bu pro-
jede, "Batı HattT'la günde 3.5 milyon
m3
suyun Suriye ve Ürdün üzerinden Su-
udi Arabistan ve Cidde'ye kadar nakle-
dilmesı öngörülmüştür.
Bu hattm uzunluğu 2650 km olup, top-
lam maliyetı 8.5 milyar ABD Dolan dü-
zejandedir. "Körfez Hattı" olarak bili-
nen ikinci hat da yine Suriye ve Ürdün
üzerinden geçerek, Suudi Arabistan, Ku-
veyt, Bahreyn, Katar ve BA Emirliği'ne
kadar uzanacaktır. Bu hattm da uzunlu-
ğu 3900 km, kapasitesi 2.5 milyon
m3
/gündür. Toplam maliyeti 12 milyar
dolar olarak tahmın edilen bu hattaki 1
m3
suyun maliyetinin 1.07 ABD Dolan,
Batı Hattı'nda ise 0.84 ABD Dolan ola-
cağı ifade edilmektedir.
Yazı dizimizin ikinci bölümünde veril-
miş olan Ortadogu ülkelerindeki su sı-
kıntısının boyutu dikkate alındığında. bu
projenın bölge ülkelerinin özellikle ge-
leceği açısmdan taşıdığı önem çok daha
iyi anlaşılabilecektir.
Durum böyle iken, söz konusu ülke-
ler arasındaki mevcut güvensizlik olgu-
su nedeniyle projeye maalesef bugün
kuşkuyla bakılmaktadır. Türkiye'nin
kendi gelecek nesillerinin rezervlerin-
deo kullanarak iyi niyetle payiaşmak is-
tediği bu kaynağa, dileriz bu ülkeler ge-
lecekte de ihtiyaç duymazlar.
Türkiye'nin, su sıkınrısı çeken Ortado-
ğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin kullanı-
mına sunmak üzcre geliştirdiği ikinci
proje. Manavgat Nehri'nden Akdeniz'e
akan suyun bu ülkelere taşınmasıdır.
1991 yılı değerleriyle yatınm bedeli
"240 milyar TL + 9 milyon DM + 9.5
ABD Dolan" olan bu proje tamamlan-
ma aşamasına gelmiştir. Projeyle, gün-
de 500.000 m3
su satışı yapılabilecektir.
Değerlendlrme ve dileğimiz
Tarih boyunca ülkelerin ekonomik ve
sosyal kalkınmalan, daima "su" ve "ba-
rış" bir araya geldiğinde gerçekleşmiş-
tir. Ülkemizin de içinde bulunduğu Or-
tadoğu'da, dileriz bu iki güzel değer bir-
leşir ve bölge insanının özlemini çektiği
banş içinde bir kalkınmayı sağlar.
6. ve 7. bölümle ilgili kaynaktar:
Özden Bilen, "A TechmcalPerspectiveon
Euphnates - Tigns Basin ", Hacettepe Üni-
versitesi ve Friedrich-Naumann-Foundah-
on (Ankara) tarafından 4-8 Ekım 1993 ta-
rihinde Ankara'da dûzenlenen "Waters as
an Element of Cooperation and Develop-
ment in the Middle East" konulu konferans
tebliğleri kitabı, Ankara 1994.
Olcav Ünver, "Ortadogu'daSu Sorunu ve
Türkive " konulu brifîng notları, Ankara
1992.
TBMM, "Keban Barajı veAşağı Fırat Kal-
kınma Projesi", Araştırma Heyeti Raporu,
Ankara 1962.
TC Dışişleri Bakanlığı Bölgesel ve Smıra-
şan Sular Dairesi, "Ortadoğu'da Su
Sorunu ", Ankara 1994.
"Long roadfor Damascus asyriaplans for
futurdemand", Water and Environment In-
ternatıonal. Vol. 4. pp. 6, September 1995.
ÜTTİ
POLİTtKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL j
Bu Omuzlar Çökemez... \
Ekranda, "Teröristleryakalandı" yazıyordu. Ekra-j
nın dibindeki bantta, "Teröristleryakalandı"can\\ can-|
lı yürüyordu. Iskemlede oturan çocuk, tane tane he->
celiyordu: |
"Teröristler yakalandı."
Çocuk, babasına bağırdı:
"Ba-ba... Ba-ba!.." . \
"Ne var?"
"Baksana teröristleryakalanmış!.."
"Nerede?"
"Televizyonda."
"Ne televizyonu?" ' \
"Bak, işte gösteriyor." |
"Ne gösteriyor?"
"Teröristlerin yakalandığını yazıyor."
Çocuğun telaşına, babanın vurdumduymazlığı ka-»
nştı, evin içini bir "Teröristleryakalandı" sardı. Oda-J
nın içini bir şamatadır aldı. i
"Nerde, nasıl yakalanmış ? " i
"Polonya'da, Varşova'da..."
"Demekoraya kadargitmişler... Kimmiş"
"Bilmiyorum, sadece yakalandıklannı yazıyor."
Haber yayılmaya başladı.
Odadansofaya... Sofadan komşuya... Komşudan
sokağa... Sokaktan mahalleye... Yayıldı haber:
"Teröristler yakalandı."
Haber yayıldıkça gevşedi, gevşedikçe ilginçliğini yi-
tirdi. Şöyleymiş haber:
İki Türk tekstilcisi, bellerinde bir tabancayla Polon-
ya'da... Polonya'nın merkezinde Varşova'da yakalan-
mıştı...
Ekrandakj duyuru gittikçe çaptan düşse bile kulak-
tan kulağa yayılıp gidiyordu.
"Sabancı Holding'in gökdeleninde adam öldüren
teröristler yakalanmştı."
Haber dalga dalga dört bir yana yayılırken Fehri-
ye Erdal'ın Derbent'teki baba evierine de ulaşmıştı.
"Sahimi?"
"Bilmem öyle söylüyoriar."
"Benim kızım böyle bir şey yapmışsa ben elimle'
tutar teslim ederim. Benim kızım yapmaz öyle şey..
Bir kışkırtan, bir aldatan vardır. Küçücük bir kız ko-
caman holdinglerin gökdeleniniaşarda doruğa ula-
şırmı?"
"Teröristler yakalandı." Birileri diyordu ki:
"Ellerinde iki Ceymis Bond çanta, iki şık giyinmiş
delikanlı gökdelenden çıktılar, koşmaya başladılar."
"Otobüse bindiler..." }
"Hayırtaksiye..." •_-: '
"Hiç taksiye binerier mi? Şaşırtmaca olsun diye
özel bir arabaya bindiler."
"Nereye gittiler?"
"Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçtiler." i
Küçücük bir kız, bıyığı terlememiş iki çocuk maf-
yanın mı, terorizmin mi, başka çıkan olanlann mı pen-
çesine düşmüştü? Tevâtür almış başını gidiyordu. î
"İkikişiydiler... Üç kişiydiler... Dışardaadamlan var- '
dı, içerde adamlan vardı... Böyle büyük bir işiyapan-
lar kimin elulağıydı? Sadece terör diye bakılamazdı,
derinine inilmeliydi."
"Devler mi çarpışıyordu?"
"Amerikan otomotiv sanayisiyle Japon sanayisi'
çarpışıyordu." "J
^ '^^^^>^ *»*• •*- ••••" ••-• '"»• «^'- j
"Yani devler..." ""'' \
"İki büyük devin kapışması..."
"Bu kavga, küçücük Fehriye Erdal'ın cılız omuzla-
nna yüklenemezdi."
"Küçücük kızın cûız omuzlan bu yükü kaldırmaz-
dı."
-Ne olurdu?"
"Çökerdi."
Nitekim çöktü ve her şey karman çorman.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAGA:
1/ Lor peynirine
verilen bir başka
ad. 2/ Tavana ası-
lan süslü aydınlat-
ma aracı... Kuy-
ruksokumu kemı-
gi. 3/ Ahmet Ra-
sim'ın çocukluk
ve okul anılannı
içeren yapıtı...
lridyum elementi-
nin simgesi. 4/ Be-
lirti... Cinsel dür-
tülerin ruhsal
enerjisi. 5/ Henri
Charriere'nin, fil-
me de aktanlan ünlü romanı.
6/ Kale duvan... Üstün bir
yetkinin gücünü simgeleyen
değnek. 7/ Saz şairi... Döl
verme yetkinliğine eren. 8/
Müzikte. armoni kurallanna
göre üst üste bindirilmiş ses-
ler... Bir gıda maddesi. 9/Pa-
rola... Atletizm pistlerinin
kaplanmasında kullanılan
plastik madde.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Mafya üyesi. 2/ C)dün... Algılanan nesnelerin temel nite-
liği. 3/ Argoda karnı aç ya da parasız kimse... Bir işletme-
nin ani çöküşü. 4/ Yok etme, gidenne... Bir şeyi anımsamak
için yazılan kısa yazı. 5/ Özellikle Meksika'da yaygın sert
bir içki... Eski Mısır'da güneş tannsı. 6/ Kuran'da bir sure.
II Altının simgesi... Meydana gelen, oluşan. 8/ Kastamo-
nu'nun bir ilçesi... Verme, ödeme. 9/ Yumuşak bir çeşit ke-
çiderisi.
ACI KAYBDfE
Merhum Mahmut ve Seher ÖZERlŞ'in kızı, Em.
biyoloji öğretmeni Bedia YALÇINER ve Prof. Dr.
Süheyla ÖZERİŞ'in kardeşi, Kaptan Zekj
OKTAR'm yeğeni, Can YALÇINER'in teyzesi,
sevgili eşim, iktisatçı ve emekli bankacı
LAMİA DİCLELt
15.01.1996 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi
17.0|I. 1996 Çarşamba günü (bugün) Bebek
Camii'nden öğle namazını müteakip, Emirgan
Mezarhğı'na defnedilecektir. Merhumeye
Allah'tan rahmet diliyorum.
EŞt
Sevgili METİN GÖKTEPE
Üniversite bir dostunu yitirdi.
Resmi terör sona ersin isriyoruz.
Seni özleyeceğiz.
ÖES (ÖĞRETtM ELEMANLARI
SENDİKASI)