20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 OCAK 1996 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Kafkasya'da petrol savaşı HAKAN AKSAY MOSKOVA - "Özgür dü- sünce." Bu ıkı sözcük. 1985 sonrasında Sovyetler Bırlı- gındeki büyiik değişimleri sımgeliyordu. "GüçKi devtet" Bu ıki sözcük de bugünkü Rusya'da siyasal yelpazenin en sagtndan en soluna kadar herkes tarafından benimseni- yor. Aşın sağcısından komü- nıstine kadar herkes, Rus- yanın federatif yapısmı koru- mak ve uluslararası ağırlığını güvence altına almak için "karariı" adımlar atılmasını istıyor. Rus milliyetçıligi ülke ça- pında güçleniyor. Siyasal çev- reler. bu sürecin en olumsuz görüntülerine bile karşı çık- mıyorlar. Başkent Mosko- va'da genellikle yüzlenn tık- sintiyle buruşturularak telaf- fuzedildiğı "Kafkasya ulusu- na mensup şahıs" tekerleme- sı. "rengârenk uluslar moza- iğFnın yüreğine her gün yüz- lerce bıçak saplıyor. Yeni Rusya Dışişleri Baka- nı Yevgeniy Primakov, işe Ba- gımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde yitirdikleri ko- numlan yeniden elde etmeye çalışarak başlayacaklarını açıklıyor. tçişleri, savunma ve ulusai güvenlık bakanlıklan- na, bunun için önce "içeride düzen" gerektiğı tekrar tekrar açıklanıyor. "Içte vedışögüç- lü Rusya devieti" yaratılması amacı, bazen ilginç paradoks- lar ve karmaşık görüntüler ya- ratıyor. 1991'deMihailGorbaçav'a karşı mücadelesınde Çeçen- tnguş Sovyet Cumhuriyeti 'nin lıderi Doku Zavgayev'e karşı "asi general" Cahar Duda- yev'i desteklemiş olan Boris Yettsin, şımdi Dudayev'in ik- tidanna kesin bır son vermek için Zavgayev'i göreve getiri- yor. Çeçenya'da yaklaşık üç yıl boyunca sûren karmaşa, Moskova'dan pek çok kişinin adının kanştığı ekonomik yol- suzluklar, petrol gelirinin pay- laşımı ve silah ticareti, giderek kanh bir savasa yol aralıyor. 1994 sonunda bu "düzen- sizliklerin düzeni"nın artık tü- müyle bozulması, gelirin pay- laşımında taraflar arasındaki uzlaşma köprûlennın birer bi- rer yakılması ve yaklaşan pet- rol boru hattının iştah kabar- tıcı kokusu, savaş çubuklan- nın yakılması sonucunu doğu- ruyor. Ve bir gün öncesine ka- dar bölgeyle ilgili hemen hiç- bir şey bilmeden binlerce genç insan, ellerinde sılah, "ülke- nin bfitünlüğünü korumak" amacıyla ölmeye ve öldürme- ye yollanıyor. Savaşta dökülen kan gide- rek yayılıyor: Çeçen smırlan- nı aşarak Dağıstan'a sıçnyor; JCuzey Osetya'ya yaklaşıyor; Gürcistan'ın benzer yöntem- lerle ezmeye hazırlandığı Ab- hazya yakınlannda tehlikeli bir gerginlik yaratıyor. Mos- kova ve Tiflis'e karşı oluşabi- lecek bir Çeçen-Abaza işbirli- ği bölgeyi karmakanşık ede- bilecek ve Kafkasya savaşını alevlendirebilecek bir potan- siyel taşıyor. Bu arada Islam- cı düşünceler ve şeriat, tam olarak tanınıp bilinmeden Rusya'ya karşı bir "tepld ide- olojia'' olarak yayılma eğilimi taşıyor. G U N D E M MUSTAFA BALBAY Azeri petrolleri kaygısı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Azeri erken petrolünûn Türkiye'nin tezi doğrultusunda Bakü-Supsa hattından akıtılmasından vazgeçilmesinin gündeme gelmesinin Ankara'da kay- gı yarattığı kaydedildi. Azerbaycan'ın üreteceği yılda 5 milyon ton varil er- ken petrolün tamamının Rusya'nın projesine uygun olarak Novorossisk Lima- nı'na ulaştınlmasının ciddi olarak tartışılmaya başlan- dığı belirtildi. Ankara, 9 ekimde Azeri petrolünûn Supsa ve Novorossisk li- manlanna "eşzamanlı" akı- tılmasi yönünde alınan ka- rara, anlaşmaya imza atan bütün taraflann uymasını beklediğini bildirdi. Azerbaycan erken üretim petrolündeki son gelismele- rin, "Türkiye'nin esas ama- a olan Hazar petrolünûn ta- mamının Bakü-Ceyhan hattuıdıti) akıtümas projesi- ni de zora soktu" yorumla- nna neden olduğu da belir- tildi. Karadenîz'de • Baştarafi 1. Sayfada süre sonra her 10 dakıkada bır Rus rehineyi öldüreceklerini açıkladılar. Bu konuşmadan sonra gemiden silah sesleri duyuldu. Gemiyle iletişim kurmaya çalışan Trabzon Emniyet Müdür Yardımcısı Fevzi Erdoğan'ın gınşimleri önce başanlı olmadı ve saat 21.20'ye kadar gemiyle bağ- lantı kurulamadı. Bu arada te- röristler Atilla Beyer adlı bir Türk'ü bırakarak geminin li- mana baglı olduğu halatlan çözmesini sağladılar. Saat 21.20'de geminin bi- nnci kaptanı Mustafalunçay ile görüşme yapan Panama bandıralı geminin sahiplerin- den Mecit San, kaptanın tel- sizle kendisüıe "Hareket edi- yonız" dedığini bildirdi. Terö- ristlerin. kaptanın gemide bu- lunmadığını sandıklan için mürettebat istedikleri tahmin ediliyor. Gemi 21.30'da lima- run ortakesimine doğru hare- ket etti. Bu arada sahil güven- lik botlan ve polis botlan ge- minin limandan çıkışını en- gellemek amacıyla liman çı- kjşını kapattılar. Saat 21.25 'te Trabzon Em- niyet Müdürü Aydın Genç, te- rönstlerle telsiz bağlantısı kurdu. Genç gemidekılere, li- man dışına çıkmalanna izin veremeyeceklerini, Anka- ra'dan emır aldıklannı, liman dışına çıkmalan halınde ope- rasyon yapmak zorunda kala- caklannı belirterek Çeçen te- rönstlerden Türk hükümetıy- le karşı karşıya gelmemeleri- ni istedı. Genç'in "Mnham- met" dıye hitap ettiği terörist- lerin sözcüsü, kendilerinin de görevlerinı yerine getirmek için emir aldıklannı, canlan- nı bu yola koyduklannı ve da- vadan dönmeyeceklenni söy- ledi. Gemiyi Istanbul'a götür- mek istediklenru bildiren söz- cünün. Genç'e "Biziın Türk cemaati ile bir sorunumuz yok. Biziın sorunumuz Rusya ile" dediği. basın mensupfa- nnca da duyuldu. Gemi daha sonra rotasını Istanbul'a çevirerek hareket ettı. Saat 22.30'-da gelişmeler ile ilgili açıklama yapan Trab- zon Valt Yardımcısı Ahmet Önal da şunlan söyledi: "Gerekli güvenlik tedbirle- rini aldık, ısraria geminin Trabzon'da kalmasını istedik, ancak Ankara'daki ilgililer ge- minin güvenlikle hareket et- mesine izin verdiler. Bu izinde- ki amaç, bir çaoşma olmasını önlemek. Gemide 180 yolcu \ar. 30'u Türk, aynca 30 da personel var. Can ve mal kay- bı olmaması için elimizden ge- len çabayı gösteriyonız. Yap- öğımız görüsmelerde bir kişi dışında yaralı olmadığmı öğ- rendik.'- Önal, gazetecilerin sorusu üzerine, gemide 6 eylemcinin olduğunu, geminin aynlma karannı lçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay'ın ortaklaşa verdiğini söyledi. Önal, gemi- nin sahil güvenhk ekipleri ta- rafından izlendiğıni ve yakı- tının ancak Samsun'a kadar yeteceğini kaydetti. Trabzon- Samsun arası, gemiyle 12 sa- at sürüyor. Dışişleri Bakanlı- ğı Mûsteşan Ozdem Sanberk, geminin rotasının Türk kara- sulan içinde yer aldığmı, uluslararası karasulara çık- ması durumunda Rusya ile ortak operasyon düzenlenme- si olasılığımn doğabıleceğıni dile getirdi. Geminin basılmasından sonra kurrulan Nadya Basko- va adlı yolcu, ellerinde oto- matik tüfekler bulunan ve maske takmış yedi sekiz kişi- nin "Allah AUah" diye bagı- rarak gemıye gırdiklerini ve kapılan kapattıklanm söyle- di. Görgü tanığının ifadeleri- ne göre Çeçen teröristler, 150'ye yakin Rus yolcuyu di- ğer yolculardan ayırarak baş- ka bir bölüme koydular. Canlı bağlantı Kanal D televizyonunda dün gece yayımmanan "Ha- ber Hatü"programında canlı yayında sorulan yanıtlayan Muhammet, eylemlerinin Rusya'ya karşı olduğunu vur- gulayarak gemide bulunan Türk yolcu ve mürettebata bir zarar vermelerinın söz konu- su olmadığı söyledi. Iki gün- de tstanbul'da obnayı amaçla- dıklannı belirten Muhammet, Rusya'nm Dağıstan'da Çeçen gerillalara karşı yürüttüğü as- ken harekâtı durdurmaması durumunda Türkleri indirdik- ten sonra gemiyi tstanbul Bo- ğazı'nda havaya uçuracaklan- nı öne sürdü. Muhammed, ge- mide 50 eylemci olduğunu söyledi. Gemi kaptanı Tunçay da yolculannın sağlık duru- munun oldukça iyi olduğunu, gemide yaralı ya da ölü olma- dığını kaydetti. Öte yandan gemiyi kaçıran Çeçenlerin lideri Muham- met'in Düzce'de yaşayan Mu- hammet Topcan adlı kışi ol- duğu ve ailesınin gözaltına alındığı iddia edildi. Geminin kaçırıldığının öğrenılmesin- den sonra Rusya'da televiz- yonlar yayınlannı keserek ha- beri verdiler. Olay, dünya te- levizyonlannda da geniş şe- kilde yer aldı. • Baştarafi 1. Sayfada Bu tanımdan yola çıkıp yıllannı pet- rol konusuna vermiş birkaç petrol mühendisine SheH'in açıklamalarını gösterdim, katıla katıla güldüler. Sanki Kemal Sunal filmi izliyoıiar. Ne diyelim? Petrol akar güldür güldür, haydi Shell bizi güldür... Hollanda'nın dolar ineği Shell'in al- tı soruya verdiği yanıta geçmeden önce bir haber aktaralım. Çevre Ba- kanlığı'ndan Petrol Işleri Genel Mü- dürlüğü'ne (PİGM) kadar "stratejik önemi kalmayan" Türkiye'de petrol arama ve çıkarılmasıyla ilgili kurum- ların uzmanları Ankara'da toplantıya çağnldı. 1 ocaktaki yazımda, konuyla ilgili kurumlann temsilcilerinin Fildişi Sa- hilleri'nde "toplantıya " çağrılabilece- ğini ve sorunun çözümlenebileceğini vurgulamıştım. Fildişi Sahilleri yerine Ankara yeşil- kınnı yeğlediler. 5 ocakta, gündüz ko- nuşup akşam yemek yediler. Yedikleri içtikleri onlann olsun, biz konuşulanlan aktaralım. Hollanda'dan büyük büyük adam- largelmiş. Shell'in böJgede herhangi bir kirliliğe neden olmadığmı anlat- mışlar. Tabii pek çok kişi tatmin olmamış. Shell'in ve PlGM'nin daha önce ha- zırtadığı raporların hiçbiri gündeme gelmemiş. Ancak, petrol atıklarının içme sulan üzerindeki etkisinin araş- tınlması için bir çalışma yapılması ka- Shell Dosyası... (3) rarlaştınlmış. Konu, Çevre Bakanlığı'nın sorum- luluğunda. Biz de izleyeceğiz. Shell'in yanıtlanna geçelim. Shell'in Diyarbakır ve çevresindeki 150 petrol kuyusundan çıkan pis su- yun çevreye ve içme sulanna zaran olup olmadığı sorusuna şu karşılık verilmiş: "...Midyat akiferine enjekte edilen suda yok denecek kadar az bir oran- da petrol bulunmaktadır. Ayrıntılı tek- nikaraştırmalarsonucunda Diyarba- kır'ın içme suyu kaynaklannın kalite- sinde enjekte edilen su nedeniyle bo- zulma olmadığı görülmüştür..." Shell'in ciddi araştırmalar sonucu ortaya çıkardığı bulgu şu: "Yok denecek kadar az petrol..." Bu nasıl bir oran? Acaba yeni bir hesaplama yöntemi mi? Bu topraklarda petrol var mı? Yok denecek kadar az... Toprağa bastığınız su kirli değil mi? Kirlilik yok denecek kadar az... Oysa raporiara göre sudaki kirlilik uluslararası standartlardan 500 kat fazla. Shell'in içme sulannın bulunduğu bölgeye bugüne dek 500 milyon va- rilin üzerinde atık su pompaladığı ra- porlarda yer alıyor. Buna ilişkin soru- ya verilen yanıt şöyle: "Başından beri bu rakamlar PlGM'ye bildin'liyor..." Demek ki kirlilik ikiye ayrılıyor: Haberli kirlilik, habersiz kirlilik... Shell kirli sulann durumunu PİGM'ye bildirdiğine göre sorun yok demektir. Shell'in kuyulan Perenco şirketine satışı öncesinde PlGM'ye haber ve- rildiği belirtiliyor. Oysa bu kurumun genel müdürü Ahmet Akçael'le 15 aralıktatelefon- la görüşmüştum. Akçael, "Satışı ba- sından öğrendik" demişti. Birileri bizi satışa getiriyor, ama kim? Akçael mi doğru söylüyor, Shell mi? Biraz ciddiyet, biraz hassasiyet Dün Akçael'i telefonla aradık. Ay- nur arayıp bağlayacaktı. Önce, "La- vaboda"dediler. Bekledik. Ardından, "Toplantıya girdi" dediler. Acaba, lavaboyla toplantı yeri aynı mı? Demek ki hem çalışıyorlar hem ku- rumun içine ediyorlar... Öğleden sonra yine aradık. "Bizsi- zi arayalım " dediler. Beş saat arama- sını bekledik. Başka birtanımla Shell Diyarbakır'da 2740 varil petrol üre- tinceye dek bekledik; ama, Akça- el'den ses çıkmadı. Shell yetkilileri bölgeden aynlış ne- denine ilişkin sorumuza şu yanıtı ve- riyorlar: "Tamamen stratejik bir karardır." Strateji sözcüğü Yunanca ordu an- lamına gelen "stratos"ve gütmek an- lamına gelen "ago" sözcüğünün bir- leşiminden türetilmiş. Yani, önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tu- tulan yol. Konunun bu yönünü daha önce birkaç kez vurgulamıştık. Azerbay- can petrolünden pay alamayan Shell strateji değiştirdi. Kafkaslar'daki ka- nşıklığı, Kuzey Irak ve Güneydoğu- muzdaki belirsizliği, Çeçenya'daki kanamayı biraz da petrol penceresin- den irdelemek gerekiyor. Bu ayrı bir yazı konusu. Shell, Diyarbakır kuyularını devret- tiği Perenco şirketi için, "Kamuoyu- nun aşina olduğu adı büyük şirketle- rin dışında birçok sorumluluk sahibi ve itibahı petrol şirketi vardır" diyor ve Perenco'yu bunların içinde görü- yor. Nedense bu şirketle ilgili uluslara- rası bilgi bankalarında bile yeterli bil- gi yok. Konunun pek çok boyutu var. Özet- lersek Shell topraklanmız içindeki ku- yulan kendi istediği bir kuruma sattı. Bölgenin kendisi için stratejik önemi olmadığmı açıkladı. Petrol üretiminde ortaya çıkan atık suyun içme sulannı tehdit ettiği yö- nünde ciddi buluntular var. SheH'in Türkiye'deki yönetimi ciddiye alıp al- madığı da kuşkulu. Shell'den biraz ciddiyet, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden de "eser miktarda" hassasiyet bekliyoruz... FENERBAHCE-EFES PILSEN Tarihimizde ilk kez! Koraç kupasında çeyrek finale yükselen ilci başanlı temsilcimiz birbiriyle eşleşti! Yarı final mücadelesinin ilk ayağında, kıran kırana bir karşılaşma seyretmeye hazır olun! Aşk ve cinayet! Güzel bir öğrenci (Drew Barrymore) ve bir mahkumun mektup arkadaşlığı... Birbirini takip eden cinayetler... Bu film soluk kesiyor! OLAYLARIN ARDEVDAKT GERÇEK B Baştarafi 1. Sayfada haklan ihlaline"ilişkin suç- lamalar var. The European gazetesinde yayımlanan bır fotoğrafta askerlerin bir elinde silah, bir elinde ölü insan başı var. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), terörün önlenmesi için üzerine düşen görevi eksiksiz yerine getirme çabasında. Ancak, konu- nun yurtdışında işleniş bi- çimi, TSK'nin amaçlarıyla taban tabana zıt. Bu tür iddiaları "yok sa- yarak" bir yere varamayız. Bir Geceyarısı Ekspresi filmini anımsayalım. Türki- ye'nin temel çabası, bu fıl- min olabildiğince az gös- terilmesini sağlamak, ülke içinde de yasaklamak ol- du. Bunun sonuç getirme- diği görüldü. The European gazetesi- nin iddiasını da yok saya- rak bir sonuç elde edeme- yiz. Bu gazetenin yayının- dan birkaç gün sonra Amerikan CBS televizyo- nu, Türkiye'nin teröre kar- şı yürüttüğü mücadelede sürekli "insan haklannı ih- lal ettiğini" öne sürdü. Teröristler dün 11 ma- sum yurttaşımızı daha katletti. Katliama katılan- ları bulmak, güvenlik güç- lerinin görevi. Bu mücade- le ne yazık ki kısa sürede sonuçlanmayacak. Terörle mücadele salt silahla verilemez. Dıştaki bu iddialara gerçekçi ya- nıtlar vermek, hata yapıl- mışsa kabul etmek, orta- da haksız bir suçlama var- sa aynı yayın organlannda yanıt hakkını kullanmak da bu mücadelenin aynlmaz bir parçası olmalıdır. • • • Ddolay beş görüş lstanbul Haber Servisi - Sa- nayici Üzeyir Garih, DİSK Genel Başkanı Rıd>an Budak, eski istihbaratçı Mahir Kay- nak, DSP tstanbul Millerve- kili ErdoğanToprak ve Yazar Orhan Pamuk, Sabancı su- ıkastı ve gazeteci Metin Gök- tepe'nin öldürülmesini değer- lendirdıler. Alarko Holding'in yönetim kurulu başkanı Üzeyir Garih: "Zengin ile yoksul sınıf ara- sındaki fark büyüyor. Kıs- kançlık büyüyor ve bu ço- cuklar geleccğin tetikçileri olarak yetişivorlar. Gazeteci Metin Göktepe'nin polis ta- rafından öldürüldüğiinü söylemek mümkün değil. Araştırmanın tamamlan- ması gerekir." DİSK Genel Başkanı Rıd- van Budak: "Sabancı suikastının ar- kasında, paylaşımdaki bü- vük adaletsizlik var. Devlet gazeteci Metin Göktepe'nin katillerini biliyor ancak ya- ' kalamak istemiyor. Devlet katilleri kendi içinde arama- b." DSP lstanbul Milletvekilt Erdoğan Toprak: "Sabancı suikastını ya- panlar açıklandı, ancak Me- tin Göktepe olayında yetki- liler aynı duyarlıbğı göster- miyor. " Prof. Dr. Mahir Kaynak: "Sabancı suikastı hükû- metin kurulmasıyla ilgili. Hedef RP, ANAP ve DSP ko- alisyonu seçeneğini ortadan kaldırmak. Göktepe cinaye- ti ise Emniyet Teşkilatının yıpratılması için işlenmiş olabilir". Yazar Orhan Pamuk: "Sabancı suikastını. gelir dağılımının bozukluğu, eşit- sizlik ve başkaldırıyla ilişki- lendirmek istemcm. Aksi halde tcrör gücüne dayana- rak siyaset yapmaya sûrük- lenirim. Gazeteci Metin Göktepe ise İstanbul'un gö- beğinde polisler tarafından göz göre göre öldürüldii, tüm kanıtlar bu yönde." Ankara'dan denge politikası .\NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Çeçenya bunalımıyla ilgili suskunluğu- nu bozdu. Ankara, Mosko- va'nın toprak bütünlüğünü te- yıt ederken "Sivil halka zarar \erecek yöntemleri kınıyoruz" dıyerek Moskova ve Çeçenle- remesaj verdi. Dışışlen Bakanlığı jvlüste- şan Büyükelçi Onur Öymen, dün düzenledıği basın toplan- tısında. Çeçenlerin Mosko- va'dan daha fazla hak elde et- mek için araç olarak kullan- dıklan rehıne tutma olayıyla ilgili bır soru üzenne, "Once- likle Rusya'nın toprak bütün- lüğünesaygıduyuyoruz"dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle