Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLUL 1995 PAZAf
8 PAZAR KONUGÜ
Uluslararası Avukatlar Birliği Başkan Yardımcısı Belkıs Baysal, Türkiye'de yasalara uyulmamasının iilkede anarşik bir ortam yarattığını söyledi:
YönetenlerbileyasalarauymuyorUluslararası A\r
ukatlar Birliği'nin bu yılki kongresi
Londra'da yapıldı. Birliğin başkan yardımcısı bir Türk
avukat; Istanbul Barosu yönetim kurulu üvesi BeJkıs Baysal. istanbuJ
Barosu da bu yılki kongrenin gündeminin çok ilginç olması nedeniyle
Londra'ya adeta bir çıkarma yaptı. Hal böyleyken birliğin her ay
yayımladığı Juriste International adlı meslek içi bilgilendirme dergisinin
ağustos ayı kapak konusu Türkiye oldu. Ama ne kapak konusu... Once
Türkıye'nin gerçek militarist ülke oiduğu izlenimini vermek için tören
kıtasının bir fotoğrafinı koymuşlar. Türkiye'yle ilgili yazının başlığı da
"Insan Haklannı Ihlal Eden Türkiye'ye Suçlayıcı Parmak"... Kendi başkan
yardımcısınm vatandaşı oiduğu bir ülkeyi bu şekilde kötü göstermek
isteyen birliğin neleryaptığı, amaçlan, Türkiye'nin bu uluslararası
platformda da neden karalanmak istendiğini Belkıs Baysal'la konuştuk.
SÖYLEŞ/ LEYLA TAVŞANOĞLU
l'luslararası Avukatlar Birliği'nin
(Union Internationale des Avocats) kongresi
buyıl Londra 'dayapıdı. İstanbulBarosu da bu
yılbu kongreyeepeyceönem vererekLondra 'ya
adetabir çıkarmayaptı. Bı'ze, UluslararasıAvu-
katlar Birliği Başkan Yardımcısı olarak bu
kongrenin önemini anlatır mısınız?
- Öncelikle size, UluslararasıAvukatlarBirli-
ği yle ilgili çok kısa bir bilgi vermek istiyonım.
Uluslararası AvukatlarBirliği, 1927yümda Pa-
ris Barosu 'nun ozamankibaşkanı Maurice Gu-
illaume trafmdan Paris 'tekurulmuş, buyüzyıfın
başlarında barolar \-e avukatlarda bağımsızlık
fikri, ilginçtir, başka hiçbir meslektaşla isbirligi
içinde olmamak biçiminde algılamyordu.
1927de. Guillaume'un da girişimiyle bunun
yanlış oiduğugöriilmüş, sadecebölgesel ve ulu-
salsınırlar içinde değil, ıılusalsımrlan da aşa-
rak awkatlar, barolar arasmda isbirligi, bir/ik-
te çalışma, hukııka birliktebakma egilimınin ba-
gımsız/ıgı değil zedelemek, daha da ileriye gö-
türecegifikrine vanlmış. Birinei ve Ikinci Dun-
ya savaşlan arasındaki ekonomik ve sosyal sı-
hntıların yaşandığı dönemde böyle bir birliğin
en azından hukukçulararasmda ulusal sımrlan
aşarak gerçekleştirirlmesi hem ekonomik hem
poliıık hem de insanların günlük vaşamlanna
önemli katkılarda bulunacagı düşünülmüş. Bu-
gün, Uluslararası Avukatlar Birliği 'nin 300 ba-
ro üvesi var. Merkezin ı erdiği bilgilere göre bu,
aşağıyukarı. dünvada ABD'den. Kanada'dan,
Lahey 'e kadargeniş biryelpaze içinde, baro ola-
rak bir milyon avukatı kapsıyor. Bunun dısında
da üç bin civarındaferdi üvesi var. Birliğin her
yılkongreleriyapılıyor Fakat buyıl Londra'da-
kikongresinin önemişu: Yıllıkkongrelerden son-
ra bir de oyıl içinde karşılaşılan zorluklarya da
ortaya çıkan Inıkuki meseleler, bir sonraki yıl
çıkması olası sorunlar konusunda isbirligi. gö-
rüş alışverişiyapıldığı seminerlerdedüzenleni-
yor. İstanbulBarosu. bu kıtruluşun iiyesi. Buyıl
kongreye verilen ayrı ö'nemin birçoknedeni var
Bunlarm başında da ele almacak konulargeli-
vor. Örnegin. basınlailgilibir çalışmagrtıbu. ba-
stntn sorunlarım irdeledi. Bu çok önemli. Insan
hakları konusu çok değişik bir açıdan ele alın-
dı. Doğumda insantn hakları olarak biyotekno-
loji, hukukçularaanlatıldı. Bu da son dereceçar-
pıcı birkonu. Ölümde insan hakları, yaniötana-
zi konusu ele ahndı. Çevre hukuku da tartısıldı
O nedenle Mimarlar Odast ndan da temsilciler
götürmek istedik. Bankalar Hukuku. AB Huku-
ku eleahndı Herşeydenönemliside Türkiye'de-
kı 32 bin avukat ilk kez bu kongreyle AB içinde
temsilediidi. Gerçi. AB'de 32 bin Türk avukattn
temsil edilmesi 24 Temmuz 1994 'te başlamıştı.
Ama aradan geçen bir vıllık süre içinde ilk kez
böyle bir kongrede temsil imkânı doğmuş oldu.
Bu kongrede belki avukatlanmıza daha geniş
imkânlar açacak, daha başka açıdan dünya ve
Avrupa meselelerinıgöriipdeğerlendirebilecek-
leriimkânlar verilecektir, divedüsünüyorum. Bu
yılki toplantıya buyüzden ayrı bir önem veriyo-
ruz.
• • • • Evet, tstanbul Barosu olarak ayrı bir
önem veriyorsunuz, Ancak bu arada Uluslara-
rasıAvukatlarBirliği, ayhkyayın organıJuris-
te Jnternational'ın (Uluslararası Hukukçu)
ağustos sayısında kapak konusunu Türkiye'ye
ayırdu Ama bupek de içaçıcıdeğil Bunda Tür-
kiye 'nin insan haklannı ihlal etmeye devam
eden militaristbir ülkegibigösterilmesL Bolbol
asker vepolis fotoğrafma yer verilmesini, yazı
başlığı olarak "İnsan Haklannı İhlal Eden
Türkiye'yeSuçlayıcıParmak " (Droitshumains
en Turauie: doigtaccusateur)gibi bir ifadekul-
lanıtmastnı bu birliğin başkanyardımcısı ola-
rak nasılkarşıtadınız?
• Evet, bu sizinki çok acımasız bir soru. Bu-
nun birkaçyönü var gibigeliyor bana. Biz bu ça-
lışmayı, avukatlanmızı, çeşitlikuruluşlannavu-
katlannı. basımn degerli temsilcilerini, tümünü
bu toplantıda buluşturalım, herkes yararlansm.
hem Türkiye 'yi temsil edelim. hem Türkiye 'ye
pek çok şeygetirebılelim, amacıylayaptık. Buça-
hşmalanmızm asağı vukan sonuna geldiğimiz
bir dönemde derginin ağustos sayısını vazıha-
nemde buhıncagerçekten şokgeçirdim. Sizin de
dediğinizgibi ben o birliğin başkanyardımcısı-
yım. En azından Türkiye'yle ilgilibiryazıyaztl-
dıgında her zaman yaptıkları gibi Türkiye'den
gelen tümyazıları bana geri gönderip hem ter-
cümesiniisteyebilirlerhem de en azından bu ko-
nudafikrimi sorabilirlerdi, Yazıya dikkat ettim.
içinde 1992-93 döneminden sonrakidönemle il-
gili hiçbir şeyyok. En azından bu. sözünü ettik-
leri insan hakları ihlallerınin devam edip etme-
diği, durağan bir şekilde mi devam ettigiya da
bunları engellemek için birtakım çalışmaların
olup olmadığım sorabilirlerdi.
Ben bıınu çok üzücü, belkiçok yanhşlarolma-
sa bile, içeriğt bakımmdan çifte standart olarak
kabul etmek durumundayım. Başka bir noktaya
da dikkatiniziçekmekistiyonım. Derginin kapa-
ğındayer alan konulara baktığımz zaman Tür-
kiye 'nindışındakiöbürkonularınhiçbiribirdev-
letle ilgilideğil. Türkiye'yleilgiliyazının başlı-
ğını demin sizsöylediniz. Yanihurada Türkive vi
doğnıdan doğruyasuçlamaamact var. Aynı der-
gide Cezayir, Fiîipinlergibi birülkede de yanlış
uygulamaların elealındığı biryazıyayımlanmış
olsaydı bıınu anlayabilirdim. Ama dergide ver
alan birlik başkanınınyazısında da "Buşekilde
yayımlanan ilkyazımız " cûmlesikullanılıyor ve
bu. iftiharlasunuluyor. 3 bin 500adetbasmışlar
ı e bütün büyük kuruluşlara göndermişler. Ayn-
ca kongresırasındada bankolann üzerindeüye-
leredağıtacaklar. Üstelikderginin içindeavukat-
lara yönelik, avukathk mesleğiyle ilgili hiçbir
şey yok. Uluslararası Avukatlar Birliği aslında
avukatlanndayanışması, avukatlarm korunma-
sı, avukathk mesleğinin ileriyegötüriilmesi için
kurulmuşbir mekanizma içermektedir. Ben, der-
gide Türkiye yle ilgilibuyazıyı hem Uluslarara-
sı Avukatlar Birliği nin ferdi bir üvesi hem de
başkan yardımcısı olarak üzüntüyle karşıladım.
Hatta birlik başkanını telefonla arayarak kendi-
sine üzûntülerımi ilettım. Buna karştlık cevap
PAZAR
KONUfiU
BELKIS BAYSAL
Ankara, 1943 doğumlu. Ortaöğrenimini Fran-
sız Notre Dame de Sion Ktz Lisesi 'nde tamamla-
dı. Biryıllıgına ingiltere'debir fngi/izce dil oku-
lunadevametti. Yüksekögreniminil.Ü. HukukFa-
kültesi 'nde yaptı. Uzunyıllardeniz hukukuyla il-
gili çeşitli şirketlere hııkuk müşavirligi yaptı.
1971-72 arasmda Fransız hükümeti bursuyla
Fransa'da, AT hukukunda uzmanlaşmak için tica-
ret hukuku üzerine ihtisas yaptı. Türkiye 'ye dö-
nûnce istanbulBarosu 'nda Uluslararası İlişkiler
ve Insan Hakları Komisyonu nda üye olarak ça-
hştı. Şimdibukomisyontın başkanı. 1992-94ara-
smda tstanbul Barosu Başkan Yardımcısı oldu.
MerkeziParis 'te olan Uluslararası AvukatlarBir-
liği 'nin Başkan Yardımcısı, Avnıpa BarolarFede-
rasyonu nda konsey iiyesi. Ayrıca AB'de Avrupa
BarolarKonseyi nde gözlemcisıfatıyla Türkiye 'yi
temsil edivor.
ma hürriyetiyle ilgili. Bu madde şöyle:
"Herkes, önceden izin almaksızın dernek
kurma hakkına sahiptir. Dernek kurabilmek
için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin ka-
nunda belirtilenyetkili mercie verilmesiyeter-
lidir." Anayasanın bu idealist görüntüsünü bir
yana bırakıyomm ve hemen Dernekler Kanu-
nu nun 43. maddesinden söz etmek istiyorum
Bunun başlığı "Yabancı Dernek ve Kuruluşlar-
latlişkL"
"Derneklerin,yabancı ülkelerdekidernekle-
rin ve kuruluşlann üyelerini Türkiye'ye davet
etmesiyada yabancıderneklerin ve kuruluşla-
rın davetlerine uyarak üyelerini veya temsilci-
leriniyurtdıştna göndermesi Dtşişleri Bakan-
lığı 'nin ve ilgili bakanhklanngörüşü ahnarak
İçişleriBakanlığı 'nca verilecek izne bağlıdır"
diyor. Bunlardan da daha vahim olarak TürkCe-
zaKanunu 'nun ikincı kitabınm "Cürümler"ana
başlığı altmda "DevletinŞahsiyetineKarşı Cü-
rümler" altbaşlığı var Biliyorsunuz, 141. 142.
maddelerkaldırıldı. Ama 143. maddeoiduğugi-
bi dunıyor. Bunun son paragrafım okııyorum:
"Memleketdışındakicemiyet ve müesseseie-
re hükümetin müsaadesi olmaksızın iştirak
eden memleket dahilinde mukim vatandaşa
ağır para ve hapis cezası verilir." Tabii bızim
Ceza Kanunumuzagöre agırpara cezası 500 ya
da bin lira oluyor. Ama sabıkalı oluyorsunuz ve
bıryıla kadarda hapisle cezalandınlabiliyorsu-
nuz. Ben, halen İstanbulBarosuyönetimindebu-
lunan bir avukat olarak söylüyorum. Halen yü-
rürlükte olan 1136 sayılı Avukathk Yasası nin
da ek bir ikinci maddesi var Bunda şöyle diyor.
"Türkiye Barolar Birliği'ni ya da baroları
temsil etmek üzere uluslararası toplantı ve
kongrelerekatılmakAdalet Bakanlığı 'nin izni-
netabidir."
•••• Yanibuyasa maddelerı anayasanın U-
keleriyle çelişkilL.
- Anayasadaki ana prensiplere ragmen. Der-
nekler Yasası. Türk Ceza Yasası vebizimgibi hu-
kukçularınça/tşmalarını düzenleyenyürürlükte-
ki Avukathk Yasası 'nda bugibi engelleyici, kor-
kutucu veyurtdışı toplantılarakatılmasözünden
bile insanı ı azgeçirtici düzenlemeler var. Buna
dayanarak bir uluslararası örgütün şubesini ül-
kemizdeaçmayakalksamz, birdernekkurmakis-
tesenizhemen hemen mümkündeğil. Oysabu, bı-
zım ülkenüzın temsıliiçin genç meslektaşlanmı-
zınyetişmesi için çok vararlı olacaktır. Düşüne-
biliyor musunıız? Her seferinde her çalışmamı-
zın faks mesajmı. meinıni Adalet Bakanlığı na.
dernek kurarsak İçişleri Bakanlığı 'na Dışı^lcri
hakkımm doğduğunu belirtince cevap yazımı
memnunlukla yayımlayacaklarını söyledi. Der-
giyi alınca biraz sarsildım. Yine de bunu olıım-
İuyöne döndürmeye çalışıyorum. Bunu da genç
hukukçulariçin bundan •ionra avukathk vapacak
olanlar için istivonım. Belki de böylece vanlış-
larımız. kendimizi iyi tanıtamadığımız ortaya
çıktı. Bu tür uluslararası toplantılara çok sık ka-
tılmadığımız. bugünkü moda tabıriyle imajımızı
çok iyi bir biçimde takdim edemedigimiz için bü-
tün bunlarbaşımızageliyor. Onlarbura\abir vö-
nüyle, sadece politik vönüyle bakıyorlar. Türk
avukatlan meslektaşlangibigörmüvorlarkanı-
sındayım. Yani. ötanazi, karaparamn aklanma-
sı sorunlarım tartışacakları kişiler olarak gör-
müvorlar bizi. "Olsa olsa onlara sadece acırtz
ve onlarla sadece insan hakları ihlallerini ko-
nuşabiliriz " diye düşünüyorlar. Bu da bizim ek-
sigimiz. Belkide bu dergideyayımlananyazı, bu
yanhşı telafietmekiçin bize imkân verecektir. di-
ye düsünüyorum.
• • • • Şimdikonumuz avukatlaroiduğu için
bunu soruyorum. Türk hukukçu ve avukatla-
rm uluslararası toplantılara çok ender olarak
katılntaları, kendiisteksizlikleri ve içlerine ka-
palı oluşlarmdan mı kaynaklanıyor, yoksa ba-
zıyasalarımız mı bu tür katıhmları engeüiyor
ya da hukukçulanmtzı caydırıyor mu?
- Bu sorumtz için de gerçekten çok teşekkür
ediyonım. Samyorum her iki neden de iç içe. Ya
da belkibibirindenhabersizikı engel. Mimarlar.
doktorlar, eczacılardan farklı olarak Türkive de
genelde hukukçulanmız uluslararası bir örgüt-
lenmeye va da uluslararası bir örgütün çalışma-
lartna katılmaya çok hevesli değiller Bunu bir
çeşitfantezi olarak kabul ediyoriar. Avukathk
mesleği için gerekli olmadığı düşüncesindeler
Bunun için bir kavnakyatırmanın da birfantezi
olduğuını düşünüyorlar. ABde, A\rupa Huku-
ku nda ya da dûnva hukukçularının bir arava
gelerek tartışacaklan bir konııda almacak me-
safenin, varılacak kararların Türkiye'de uygula-
namayacağı önycırgısı içmdeler Böyle olunca.
deminde helirttiğimgibihem maddt açıdan. hem
zaman kaybı vefantezi olarakdeğerlendihp is-
teksiz davramyorlar Bu düşüncenin henim gibi
68 kuşağmdan olanlar için geçerli olduğunu da
hemen eklemekistiyorum. Istisnatarkaide\•/hoz-
maz görüşünden hareket ederek 32 bin avukat
üzerindekonıışuyonım Gençlerin olaya, çok da-
ha aktij. çok daha değişikbiraçıdanyaklaşacak-
larından da eminım. Ama hazın birbiçimde önü-
müzde çok yasal engeller var. Bunu. meslektaş-
larımızm bir bölümünün büdığini, çok büyükbir
bölümünün isefarkında olmadığım dile getir-
mek istiyorum.
Size bazı yasa maddeleri okumak istiyorum.
Anayasamızın 26. maddesi aslında düşünceyi
açıklama veyayma hürriyetini içerir. Bu madde,
"Herkes düşünce ve kanaatlerinisöz, yazı, re-
sim vebaşkayotlarla tek başına, veyatoplu ola-
rak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu
hürriyet, resmimakamların müdahalestolmak-
sızın haber veyafıkir almakya da vermek ser-
bestliğini de kapsar" diyor. Bunun arkasından
anavasamn 33. maddesi var. Bu da dernek kıır-
Bakanlıgı 'na, öbür ilgili bakanlıklara gönder-
memizgerekiyor. Bu tür düzenlemeler içindebo-
ğuşuvoruz. Ben "Juriste International" dergi-
sinde çıkan yazının eksik oiduğu kamsındayım.
Bence bu saydığım hususlan unutmuşlar. Bun-
langündemegetirselerdihem a\'ukatlariçin hem
de genelde dünya hukukçuları için daha büyük
hizmet etmiş olurlardı.
Peki, şimdiye kadar bir avukat olarak
yurtdıştna çıkarken nasıl bir prosedürden geç-
tiğinizi anlatır mısınız?
- Burası Türkiye... Yasaları hiçe sayarak de-
mokrasiyı samndugumuzu iftiharladeğil, üzüle-
rek belinmekistiyonım. Bu tür yasalarıyok farz
ediyoruz. Bu gibi bir toplantıya gitmek için po-
lis bizi sımrda ya da havaalanında durdurursa
olay basınayansıyacakuı: Tabiibu, Türkiye için
ters propaganda olacaktır. Ama sonuçta bu bir
haberdir Şimdiye kadarböyle birdurdurma, bir
yol kesme olmadı Size bir olay anlatayım: Ge-
çenyıl Avrupa Barolar Federasyomı nun Akde-
niz Baroları Toplantısı Cannes'dayapıldı. Ön-
ceden verilenprogramagöre toplantıda Türkiye
konuşmacı değildi Konuşmacılar Fransa Ada-
let Bakanı, Fransa Başsavcısı, lıalya Barolar
Birliği Başkanı ve Ispanya Barolar Birlıgı Baş-
kanı ydı. Toplantıyı, Akdeniz Baroları Başkanı
olanMarsilyaBarosuBaşkanıyönetiyordu. Kür-
sûde boş bir yer oiduğu dikkatımi çekti, Ama
herhalde birisine soru soracakları için o iskem-
leyi boş tutuyorlar, diye düşünerekyerime otur-
dum. Tam o sırada vöneüci. "İstanbul Barosu
yönetim kurulu üyelerinden Sayın Baysal 'ı da
konuşmacı olarakdavetediyoruz"anonsunu va-
pınca şaşırdım. Hiç hazırhksızdım. Toplantı. ki-
şi hakları ve özgürlükleriyle ilgiliydi. Yönetici,
"Bize mutlaka söyleyecekleriniz vardtr" diye
üsteleyince kürsüye çıkmak zorunda kaldım.
"Madem ki kişi hak ve özgürlükleriyle bunla-
rm uygulanmasından söz ediyoruz, o zaman
ben size çarpıcı bir örnek vermek istiyorum.
Benim şu anda burada bulunuşum bile Türki-
ye 'deki yasalara aykırıdır" dedim. Anayasa
maddelerıni anlatuktan sonra Türk Ceza Yasa-
sı. Dernekler Yasası veAvukathk Yasası nin mad-
delerini okudum. Bundan sonra da "Buna rağ-
men bir Türk avukat ve bir Türk meslek kuru-
luşunun temsilcisi sizin aramzda bulunabil-
mektedir. Demek ki biz Türkiye 'de bazı yasa
maddelerıni, belki biraz Doğulu ağırlığımız-
dan, belkide çokfazla üzerindedurmadığtmız-
dan tutuyoruz, ama uygulamıyoruz, Buna de-
mokrasiderseniz, bizbelkide sizlerden dahage-
nişyaşıyoruz. Biraz, yasaları da çok iyi değer-
lendirmiyoruzya da uygulamıyoruz. Bu da bi-
zim ayıbımız"dedim Bu sözler televizyoncula-
rı çok etkiledi. O akşam Fransız televizyonu ana
haber bülteni bu konuşmayı on beş dakika, hiç
kesmeden verdi. Türkiye 'ye dönüşümde tutukla-
nacağımı düşünüp heyecanlandılar. Ama tabii
ki hiçbirşey olmadı. Buradagülüyoruz. Amadu-
rum hiç hoş değil. Bu yaşımda bir baroyöneti-
cisi, uluslararası bir örgüttegörev/i bir kişi ola-
rakyasaları saymadan bu şekildeyurtdışınagit-
mekten her zaman çok huzursuzum. çoküzgünüm
ve çok kötü bir örnek olduğum kamsındayım.
Ama şuandabaşka birçare değöremivorum. Ye-
ni Avukathk Yasası 'nda bu madde kaldınldı.
Ama tabii bu yeterli değil. Ceza Yasası 'ndaki
143. madde öyiece duruyor.
• • • • Fransız ve Türk avukatlann bir süre
önce ortak bir dernek kurma girişimleri oldu-
ğunu duymuştuL Bu ne oldu?
- O da başka bir konu Demin söyledim,
1927 de birtakım düşünceler terk edilmiş. Ama
biz hâlâ bu kıstrdöngünün içindeyiz. Belki o or-
tak dernek işi de başka bir macera. Paris Baro-
su çok etkin bir baro. Çeşitliülkelerin barolarıy-
la da ikili ilişkiler kuruyor Bu ikili ilişkiler için-
de deftkir alışverişinisağhyor. Avukatlann bir-
birineyakınlaşmasını, dahada ılerıgiderekstaj-
yer değişimini sağhyor Bu şekilde. stajyerler
hem öbür ülkenin hukuk sıstemini. hem bürola-
rının çalışma sıstemini öğreniyorlar, hem iş ha-
yatmda daha başarıh oluyorlar, hem vasalanm
daha iyi öğrenmiş oluyorlar hem de gerçek bir
uluslararası ilişki, dışişleri görevini de yapmış
oluyorlar. Paris Barosu, bizim haroya bu tür bir
dernek kurma önerisi getirdi. Herkese uygula-
nan, benzer bir statüsü olacakh. Birer yıl baş-
kanlıkyapılacaktı Örneğın ilk yıl Paris Barosu
Başkanı ya da bir Fransız avukat, ikinciyıl bir
Türk başkan olacaktı. Eşbaşkan sistemi oiduğu
için de iki merkez, yani Paris ve tstanbulgösıe-
rilecekti. Bunu duyunca çok heyecanlandım.
Böyle bir imkânıgeleceğmgençavukatlanndan
esirgemeyi doğrusu içime sindiremedim. Ama
buaradadurumubildiğim içinde Fransızlara eş-
başkanlık sisteminin Türkiye için zor olduğunu,
tstanbul Barosu 'nun olanaklannın sınırlı kala-
cagtnıbahaneederek "Bu sadeceParis 'teolsun,
Baskanlık değişebilir" dedim. iki yıl önce bu
derneğin bir de çok görkemli imza töreniyapıl-
dı. Paris Barosu törene, hayatta olan ve o güne
kadar Fransa 'nin Ankara Büyükelçiliği 'ni vap-
mış bütün diplomatlan çağırdı. Türkiye 'nin Pa-
ris Büyükelçiside oradaydı. Ona burada dernek
kurdugumuzu. avukatlann, baronun buiş/eriar-
tıkkamksadığmı, ancakDışişleri ne bilgi verme-
digımizi anlatınca büyükelçi, "Merak etmeyin,
benDışişleri'nebilgi verdim "dedı. Bu da ilginç.
Oradaki temsilcimız Dtşişleri Bakanlığı 'na bil-
gi veriyor, ama böyle bir dernek kuruluyordiye
izin istemiyor. Şimdiortada çok hazin birdurum
var. Derneğin ikisi dısında bütün üveleri Fran-
sız. Fransız olmayanlarda tstanbulBarosu Baş-
kanı Turgut Kazan ve ben. Fransızlar hep Türk
üyelerle tanışmak istıvor. Ama bu durumda ben
onlara bir liste veremivorum
•••ü Burada sorun nedir?
- Dostum ve büvügüm olan ceza hukuku pro-
fesörleriyle konuştum. Onlar, "Bu böyle olmaz.
Buradasenin Dernekler Yasası 'nagöreayrı bir
dernek kurman lazım. Bu dernek için ulusla-
rarası ilişkilere girmek üzere, herkesinyaptığı
gibi hükümetten karar aldırman lazım " dedi-
ler. Ben budurumu birFransızmeslektaşıma, bir
Fransız Baro Başkanı 'na anlatamam, Türki-
ye 'nin hâlâ bu koşullarda olduğunu onlara söy-
leyemem. Bu yüzden de böyle bir dernekşu an-
da hem var hem de yok Merkezi Paris 'te. tkita-
ne dısında Türk üyesı vok. Bu. çok acı bir şey.
Samyorum, durum keyifsiz birtakımgelişmelere
de neden olacak. Ama dilerim, olumlu gelişme-
lereyol açar. Bir hukukçu olaraksöylüyorum; bi-
ziyönetenler, demekki bazıyasa maddelerinihi-
çe sayabiliyorlar. Bir genç hukukçu bana gelse,
deseki "Sen deşuyasayı uygulamıyorsun "ona
ne cevap verebilirim? Bizim böyle kötü durum-
da kalmamızayol açan koşullan dogrusu lanet-
liyorum. Mutlaka, yasayı tavrımızaya da tavn-
mızıyasaya uydurmamız lazım. Bu böyle olmaz.
Bu, bir keşmekeştir, anarşidir. Bu anarşi orta-
mından ne kadaryakımyorgöriinsekde samyo-
rum içten içe memnunuz ki hiçbirşeyi degiştir-
mivoruz
İLSÛR1. SÜLHHUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞÎ'NDEN
DosyaNo: 1994/1702
Davacı Hanife Kutlu vekıli tarafmdan davaiılar Hasibe Semizoglu ve Mahmut Semi-
zoğiu aleyhine açılan açılan tapu iptali-tescil davasınm yapılan açık yargılamasında:
Ferace Sokak No: 33J Penköy'Istanbuî adresınde mukım davalılar Hasibe Semizoğ-
Ju ve Mahmut Senıizoğiu adlanna davetiyenin teblig edılemedıği ve adres araştırması ile
de adreslerinin bulunamadıgından adlanna ilanen teblıgaf yapılmasma karar venlmıştir.
Davacı vekiJı, davadilekçesı ıle: Izmir. Hasan HocaMahailesı. 9J4sokaktakaın ve ta-
punun cilt: 3, sayfa: 514, pafta: 55, ada: 343/1J48. parsel: 70'te kayıtlı taşınmazın I 2
hıssesi. davafılann müşterek murıslerı Ragıp Paşa adına kavıtiı ıken davalılann murisle-
rinin vekili Adil Cantürk tarafmdan müvekkiline noterce düzenlenen satış vaadı sözleş-
mesi ile satılıp satış bedelının ödenmış olduğundan müvekkılıne teslım edıldığinı. dava-
lılann murisı Ragıp Paşa adına kavıtJı tapunun ıptalı ıle müvekkiiı adına tescıline karar
verilmesini talep etmiş olup, bu dosya yine mahkememizin 1991 '550 esas sayıiı dosya-
sı ile aynı mahiyette olduğundan birleştirilmesme karar verilmiş ve mahkememizin
1991/550 esas sayılı dosyası ıle birlikte yürütüJdügünden;
Ferace Sokak No: 33'3 Penköy'fstanbul adresinde mukim davalılar Hasibe Semizoğ-
lu ve Mahmut Semızoğlu'nun duruşma günü bufunan 6.11.1995 günü saat: 09.20'de biz-
zat mahkememızde hazır bufunmalan veya kendilennı bir vekil ıle temsil ettırmelen. du-
ruşmava gelmedikleri veya bir vekıl tarafmdan temsil edıimedıkleri takdirde duruşma-
nın gıyaplannda devam edecegı. davalılar Hasibe Semizoglu ve Mahmut Semızoğlu ad-
lanna dava dilekçesı ve davetıye yenne kaırn olmak üzere ilanen teblığ olunur. 14.9.1995
Basın: 43092
ÎZMİR AHKAMIŞAHSİYE4.SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ
MEMURLUĞU'NDAN KArİİHALESİ
1995/43 Satış
Mahkemece satışına karar verilen ve /fK'nin hükümlerine göre satışı yapılacak olan taşmmaz, îzmir ili, Konak ilçesı
Şeyh Mahailesı, pafta 142, ada 1541, parsel 25'te kayıtlı, 212.75 m2 miktarlı, cınsi kâgir ev olan taşmmazın, tapunun
şerhler hanesınde eski eser şerhı denilmekte. dosyada mevcut imar durumuna göre Kemeraltı ımar planı lejant notuna
uyulacak eski eser bitişiği oldugundan TKTBK'den izin almması gerekır. Imar hattı talebi icap etmektedir. yıkım ve haf-
nyat ıznı alınması gerekır, nızamı bitişik 3. kat 9.80 m. çatı katsız bına dennlığı krokiye göre denilmekte olup, tasınmaz
Konak Şevh Mahallesı 945 Sok. 55 kapı no'lu yer olup. tasınmaz üzennde bodrum ve iki katlı eski kâgir bir bina bulun-
maktadır. Bodrum kat 55 A kapı no"Iu yer dört oda. mutfak, tuvaJetten ibarettır. 55 kapı no'dan girıldıginde birhol, 3 oda,
muffak. tmalet ve banyo olan kısım mevcut olup, arka kısmında bahçesi bulunmaktadır. holden ahşap merdıvenle üst ka-
ta çıkılmakta. üst katta ıse 4 oda ve mutfak bulunmaktadır. Bina oldukça eski, yerler ahşap. kapı ve pencere doğramala-
n kınk ve bakımsız. kuilanılmaz durumda oJup halen boş bulunmaktadır, binanın kullanım alanı 150 m2'den azdır.
Muhammen bedeli 1.200.000.000.- TL'dır. Sözü edilen gaynmenkul. daha evveice 1,081.000.000.- TL'ye ihale edil-
miş, alıcısı tarafmdan satış bedeli ödenmemiş oldugundan ihale resen feshedilmiş bulunmaktadır.
Kat'ı ihale günü, gaynmenkul kıymetınin % 40'ınm altında olmamak kaydıyla ve satış masrafiannı gecmek kaydıyla
gavrımenkul alıcısına ihale olunacaktır Kat'i ihale günü: 2.10.1995 günü, saat: 10.00-10.15 arasmda yapılacaktır.
İhale. Îzmır4. Suih Hukuk Mahkemesı kaleminde vapılacaktır.
ihaleye girmek isteyenler. °o 20 nakdi temınatlannı T. Emlak Bankası Başdurak Şubesi'ndeaçılacak satış hesabmaya-
tırmak zorundadırlar. İhale bedelmden başkaca. alım harcı damga resmı alıcıya aıttır fhaleyegirmek isteyenler, satış şart-
namesinı okumuş ve kapsamını aynen kabul etmiş savılırlar. Şartnamesı ilan tanhınden ıtibaren herkese açıktır, ılan olu-
nur. 19.9 1995 Basın: 43082
Ö L Ü M Ü N Ü N O N U N C U Y I L I N D A
RUHİ Sl YİM:BİZİ3ILE
25. CD VE KASETİ ÇIKTI:
AMANOF
ftuhı Su'yu 20 Eytûl -7 Ekim
tarihlen arastnda '10 Yıl
Etkınhkkn" ıle anyoruz.
Bu ethnüklenn içinde bir kaset
ve bir CD'nın çkanlması başta
geliyor Seçtığım türkuier,
Ruhi'nin radyo, teievızyan
programlanndan almış oiduğu
eserlerdır
Cene bu türkûler kulüpferde,
dost evlertnde verdığı konserlerin
ilk kayıtlarıdır.
Sıdıka Su
GEıVEL DAĞIT1M. >EPA MÜZİK YAPIM
Trl: (2121513 04 73 - 51.122 37 »F»*»: (212)311 81 »t