26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 24 EYLÜL 1995 PAZAR PAZAR YAZILARI Jçurum kenannda dans etmiştikICimimiz I5'indeydi, kimimız 25'inde. Okulda dersleri aksatmaya başlamıştık. Futbol oynamaya da pek zamanımız yoktu. Diskoteİdere hiç gıtmemiştık. Karşı cınse ya çok uzaktık ya da bırbirimizden gizleyerek yaklaşmaya çalışırdık. Dünyayı omuzlanmızda taşırdık. Türkiye'nin yazgısı bıze bağlıydı. Bu yüzden yürüyüşümüzü, bakışımızı ve konuşmamızı yaşımızın iki katına çıkarmaya çabalardık. Sınır tanımaz ölçüde sorumlu ve ciddiydik. (Ya da öyle görünmek isterdik.) Kimimiz I5'indeydi, kimimiz25'inde. Toplantılar düzenlerdık; mitinglerde yûrürdük; afışler asardık; ajitasyon ve propaganda yapardık; doğru bildıklenmizı elımizden geldiğınce anlatarak yandaş edınmeye çalışırdık. Birkaç yıl ıçinde iktidara gelmeye hazırlanırdık. Gecemizı gündüzümüze katardık. Ne polisten korkardık, ne haptsten, ne ışkenceden, ne ölümden. (Korksak da kımseye söylemezdik.) Kimimiz 15'indeydi, kimimiz 25'inde. Nice kavgalar ve gûrültüler yaşardık. Defalarca saldınlara uğrardık. Gözaltına alınırdık: hapis yatardık; işkence görürdük; her çeşit ıhanete uğtardık; öldürülürdük. Yanı başımızda yıtıp giden o sımsıcak dostlan '"devrim şehidi" sayıp arkalanndan gözyaşı dökmezdik. (Döksek de kimseye göstermezdik.) Kimimiz 15'indeydi, kimimiz 25'inde. Ideolojik ve politik olmaktan çok, ahlaksal amaçlar uğruna savaşırdık. Okuyup araştırmaktan çok dinleyip sezmeye, bilgilerimizı çoğaltmaktan çok inançlanmızı sağlamlaştırmaya çalışırdık. Çok sık yanılırdık. ama bencillık ve namussuzluk yapmazdık. Ölenlerimiz ceplerinı doldıumak içın ölmedi; işkence görenlerimizin amacı yüksek mevkilere tırmanmak değildi. (Ama aramızda onursuzlar ve çıkarcılar da vardı.) Kimimiz 15'indeydi, kimimiz 25'inde. Soru sormasından çok ezbere yanıtlar vermeye çalışırdık. Yaşamı ve MOSKOVA HAKAN AKSAY insanlan "siyah ve beyaz" olarak ikiye ayınrdık. Kutsallaştırdığımız örgütlerimizin yöneticileri bizim için yeryüzü tannlan idi; onlann iki dudağının arasındaydı yazgımız. Birbirinden pek de uzak olmayan farklı ülkeleri ve farklı lıderleri destekledığimız içın, komşu görüşteki gençlerle bir türlü dost olamazdık. Başkalanna karşı acımasız eleştiriler yapar, ama kendimize dokunmazdık. (Kendini ve içinde bulundugu hareketleri eleştirmeyi becerenler de yok değildi.) Kimimiz 15'indeydi, kimimiz 25'inde. Aşksızdık, ailesizdik, işsizdık, müzıksızdik. balesızdık, şıirsizdık. En önemlisi, gencecik yüreklerimizde yeterince sevgi yoktu. iNefrete daha yakındık. "Bir şe\ler uğruna" olmaktan çok, "bir şeylere karşı" savaşmaya alışıktık. Birleşmeye değil. aynlmaya yatkındık. "Gerekirse'' vurup ktrmaya hazırdık. Uğrunda mücadele ettığimizi söyledığımtz toplumdan çok uzaktık. (Yakm olanlanmız, halkı hissedenlerimız de vardı.) Şımdı kimimiz 30'unu geçti. kimimiz 40'ını. 12 Eylül'ü yaşadık: sosyalist sıstemın yıkılışını ve Sovyetlerin dağılışını gördiik: örgütlerimizin ve görüşlerimızin üzennden firtınalar, kasırgalar geçtı. Galipler, mağluplara karşı olağanüstü boyufta bir psıkolojık savaş başlattı; düşüp de yerde yatanlara televızyonlarla, gazetelerle, devlet gücüyle sınsı ve acımasız tekmeler atılmaya başlandı. Bır yandan da ekmek kavgası, çoluk çocuğun boğaz derdı... Kırlaşan ve dökülen saçlar bır şey değil, ama çoğumuzun gözlerindeki ışiğm kararmasıdır felaketımiz: yüreklerimızdekı umudun ve inancın küllenmesidir. Gerçekleri göremeyen kımiierimizin inat hastalığına yakalanarak aynı söylemleri ezbere yinelemesidır. Yenılmeye dayanamayan kımılenmizin kendi geçmişine sövecek kadar zayıflamasi ve dizlerinın üzennde şahlanmayı denemesidır. Mustafa Balbay'ın "78 kuşagı" dedığı bizım kuşağin öyküsü bazen trajiktir, bazen komiktir Özveriyle. cesaretle, onurla doludur. Ama kör ve sağırdır bazen. Uçurumun kenannda edilen dans gibidır Bilgi ve bilinç değil, duygu ve hayal yüklüdür. Belki bu yönüyle ona inanç kuşağı"da denılebilir. Nice darbeler yemiştır bu kuşak. Ve yemege devam etmektedir. Bitmemiştir bu kuşağın öyküsü. Geçmişten bugüne uzanan, yalnızca bazı şarkılann içımizde uyandırdığı coşku ve sevinç dolu buruk titreşımler değildır. Alışveriş merkezinden manzaralar MINNEAPOLIS LEYLA TAVŞANOĞLU St. Paul-Mall of America... Yani Amerikan çarşısı. Ya da daha doğru bir deyişle söylemek gerekırse Mega Mall... "Minnesota'nın ikiz kentteri" dıye adlandınlan. Mıssisippi nehrinın birer yakasında kunılu Minneapolis ve St. Paul şehırlenne çok yakm bır alanda kurulmuş... İçinde tam dört. büyük çok katlı mağaza. 400 tane de dükkan var... Her gün binlerce kişi buradan gelip geçiyor, alışveriş ediyor. Mall of America aynı zamanda ABD'nın de bu türden en büyük alışveriş merkeziymiş. Bunu duyunca, herhalde dünyanın da diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz. Çünkü ABD'de her şey dev boyutlarda... Mallof Amenca'nın en ilginç bölümü bize göre dördüncü katı. Burada çeşıtli lokantalar ve bır sinema var. Bu sinemanın tam bitışiğınde de ülke çapmda birkaç yıl önce bir zıncir oluşturan planet Hollywood lokantası. Lokantanm ortaklan "Dokuz Buçuk Hafta" fılmınin yapımcısı Keith Baıish, sinema oyunculan Amold Schvvarzenegger, Syhester Stalione, Bnıce NVlllis ve Demi Moore. Içeri adım attığınızda önce mekana egemen olan kırmızılık gözünüzü alıyor. Sonra dikkath bakınca pek çok Hollyvvood filmınde kullanılan çeşıtli eşyalar görüyorsunuz. Örneğin "Ferris Bueller's Da> Off"un Ferrari otomobili, "Cocoo"fîlminin kozası... Minnesota'da çekılmiş "Purple Rain", "l ntamed Heart" ve "little Big League" filmlerinde kullanılan bazı eşyalar da Planet Hollyvvood'daki aksesuarlardan bazılan. Duvarlardakı ekranlardan çeşitli fılmlerden bölümler izleyebiliyorsunuz. Yemek listesine göz attığınızda hamur ışleri, salatalar ızgara etlenn yanı sıra Arnold Schvvarzenegger'in annesinin tarifine göre hazırlanmış elmalı pastanın da müşterilere sunulduğunu görüyorsunuz. Burada da "Amerikan alışkanbğı" diye tantmlayabileceğimiz inanılmaz miktarlarda yemekler geliyor. Hıç kuşkusuz Amerikalılann böylesine ıştahlı olmalannın nedeni bırakın sıgara içmeyı, sıgara içilen mekanda bir an bile durmaktan korkmaları. Çoğunun devasa gövdesine bakınca akciğer kanseri ve kalp hastalıklanna yakalanmaktan kaçarken çok yüksek kolesterolden damarlannın yağ bağladığını düşünmek hıç kuşkusuz yanlış olmuyor. Mall of Amenca'dan çıkıyoruz. Gözümüze bir afiş ılişiyor. Dünyaca tanınmış, "Muhteşem Gatsby" romanının yazan Minnesotalı F. Scott Fitzgenüd'ın 100. doğum gününü kutlamak içın bir edebıyat şenliği düzenlenmiş. Afişin bir köşesınde de Fitzgerald'ın ölümünden sonra yayımlanan **Not befterieri" adh kitabından şu cümle yer alıyor: "Yamacın kıyısına iskemleni çek de sana bir öykü anlatayım." F Scott Fitzgerald'ın ABD'nin 20'lı ve 30'lu yıllannı nasıl dolu dolu yaşadığını anımsayıp "ülkesinin bugününü görseydi acaba ne derdi" diye düşünüyonız. ABD'nin Honolulu kıvısındaki meraklı izfcyiciler, hayatlannı tehlikeye atüklaraun bilincinde olmadan yûksekliği zaman zaman 20 metreye kadar ulaşan dalgalan seyrediyorlar. Sörfçülerin sürekli uğrak yeri olan Honolulu'daki OahuKuzev Plajı'nda dalgalar son bir hafta içerisinde en korkusuz sörfçüleri bile korkutacak bir yüksekliğe ulaşınca plajda denize girmek yasaklandı. Bir uzun oykudur eski aşklarEskı aylan ne yaptıklannı biliyoruz: pekı eskı aşklan ne yapmalı? Hiç ummadığınız bir anda. yüreğınizın dennlıklennde hafifçe kıpırdayan, uzaktan kulağınıza gelen bir şarkıyla sizi geçmışe götürüveren o hınzır duyguyu ne yapmalı? Burada eski aşklan fotoğrafalbümü yapıyorlar. Sevdiğinizin evine tatlı beklentilerle ilk kez gittiğinizde, mum ışığında akşam yemeğını yıyıp iki kadeh şarap içhkten sonra karşınıza çıkanyorlar. Uzak ülkelerin görüntüleri, esmeri sanşınıyla eski sevgılıler, önünüzden görmek istemediğınız bir film şendi gıbı geçıyorlar. Henüz ilişkinin başında olduğunuz, işi sağlama bağlamadığınız için ıçinızdeki kıskançlığı dişa vuramıyorsunuz. "Ha, ne Uginç", "iyi birine benziyor" diye tatsız fılmi bir an önce bitirmeye çalışıyorsunuz. Eskı aşklan burada kartpostal da yapıyorlar. Yıllardır evlisınız, birlıkte yaşıyorsunuz. büyük bir olasılıkla en az bır çocuğunuz da var. Yok, bıtmez! Hiç bıter mı? Renklı pullan özenle kuşanmış bır kartpostal, yıne en olmayacak bır gün, atılıverir posta kutunuza. Bilmem kaç yıl öncesınin kızgın bır yazinda yaşanan ıkı hızlı hafta, bozuk bır Ingilizceyle anımsatılır iki "How are you?" arasında. Altında Dimitri'nın. Lena'nın mı. Juanito'nun mu, Bırgitta'nın mı neyse kımın ımzası varsa onu, yakalasanız o an bır kaşık suda boğacaksınız tçinizden, "Sana ne ulan" derken, hiç beceremedıginiz bir gülümseme çabası içinde, "_bn da km" diye sorarsınız. Sorduğunuz anda da pişman olursunuz. Sizi bunca yıldır çok işi tanıyan eşınız, hemen açar ağzını. "Ben sana bilmem neyi soruyor muyunT diye. O kartpostal ve yaz manzarası. birkaç gün sonra yanlışlıkla çöp sepetini boylar. Eski aşklan n en beterleri, bugün karşınıza çıkanlandır. Erkek, bir zamanlann genç kızının iki çocuk annesı bir kadın olarak göriince; kadın da eski günlenn çıta gibı delikanlısını bıra göbeği ve dökülmeye başlayan saçlann yarattığı açıklıkla görünce yıllar sonra ortak bir duygu oluşur: "Böyle mi obmış? Bunu mu sevmişinı'* diye. Siz bocalarken "yanınızdaki" ne olduğunu sorar. Dünyanın en spontan yalanını atıvenrsıniz. "Yok bir şey, eski bir arkadaşa benzetöm de" diye. Bana kalırsa eski aşklann en güzelleri, geçmişte kalanlardır. Bir müzik dolabından Tımur Selçuk "Bir derin SIZI kahr" derken akla gelendir. Bıraktığınız, bırakıldığınız halıyle belleğınızde yaşayan sevgilidir. Yıllar her şeyi böylesine değiştirirken eski bir aşkı birkaç dakika belleğınızde, yüreğinizde yaşamak da bir mutluluktur. özgürlüktür. Eğer hiçbır şey yapamazsanız eski aşklan, bir pazar yazısı yaparsımz... Bu Türkler iyi hoş da işletmeleri berbatBir turist, Türkiye'ye ilişkin ılk izlenimlerinı nasıl edinir? Türk Hava Yollan'yla uçacaksa daha biletini almak için gittiği THY bürosunda. Biletini turizm acentesınden aldıysa, bir THY uçağinın merdivenlerinı rırmanıp içen girdiğınde. Uçak, Türkiye'de hangi havaalanına indiyse. pasaport polisinin veya vıze gişesınin önünde kuyruğa gtrdığinde. Bavulunu almak için bagaj salonunda. Sigara içilmez levhası altında hemen sıgarasına sanlmış Türkleri gördüğünde. Ve kapıdan çıkıp taksiye nasıl binileceğini kestırmeye çahşırken. Otelıne giderken trafik canavanyla taruştığında. Oteline adımını attığı andan itibaren her saniyesinde. Türkiye hakkında ne kadar cafcaflı broşür de basılsa, poster de hazırlansa, turistin izlenimı. bu kağıt parçalanyla değil, kendi görüp yaşadıklanyla şekillenir. Yabancı, Batılı üikelerde artık standartlaşmış davranışlan Türkiye'de de otomatık olarak bekler: Güleryüz. anlayışlılık, kibarlık, hizmet yeteneğı Bu temel hizmetler zaman zaman aksayabilir. Aksadığı an ise derhal özür dilenmesıne alışkındır yabancı. Çünkü yabancı, Türk değildir. Yani. bir Türk gibi derin bir nefes çekip, kadenne razı biçimde "Işte biz böyleyiz" demez. Eğer bır THY uçağına sabahın köriine bilet almışsa tunst ve eğer o uçak havalanamıyorsa açıklama bekler. Hele bekleme süresi 45 dakikaya çıkmışsa. baştan savma ve açıklama olmayan bır anons, ondaki güvensizlık ve aldatıltnışlık duygusunu katmerler tçini öfke bürür. Çünkü yabancı turist, yabancı üikelerde bu tür hızmetleri satın alırken adam yerine konulur. O, bir müşteridir. Ona özen gösterilir. . Bunu Türkiye'de de bekler. Doğal bir beklentidir bu. Ve eğer bır THY uçağının anzalı olduğu ancak bır saat sonra nihayet anlaşılır da yolcular salona alınmak üzere indinlirse. LONDRA EDİP EMİL ÖYMEN yolculardan sıkı bır şekilde ve sıcak bir ıfadeyle özür dılenır. Bekleme süresınce THY hesabından bir şeyler yıyıp içmelen için onlara kupon verilir. Bu, bu tür hizmetleri adam gibi yapan yabancı büyük havaalanlannda standart uygulamadır. Yolcular, uçaktan indirilip, bir otobüse tikıştınlıp, bekleme salonu yenne alanın taa öbür ucuna götürülüp, bir uçağın yanında yeniden bekletilip. ındırilmeden tekrar alanın taa öbür ucundakı bekleme salonuna, hiçbır açıklama yapmaya tenezzül etmeden alınırsa, vabancı tunstin o sırada aklından ne geçer? Türkiye posterleri mi? Ve hele turist, bir koli gibi, bir balya. birçuval gibi bekleme salonuna öylece bırakılırsa? Turizm demek, ulaştırma ve konaklama hizmeti demek. Bu kadar. Tunsti A noktasından alıp vaat ettiğin saatte B noktasına götüreceksin. B noktasında vaat ettiğin şekilde ona hizmet sunacaksın. Tek parça halinde A noktasına dönmesini sağlayıp selametleyeceksin. Buoperasyon sırasında bır aksama her zaman her yerde her ülkede olabilır. Ona karşı tedbırli olacaksın. Turistin canlı hayvan olmadığını bıleceksın. Her turistin kendi ülkesinde kamuoyu yaratma gücü olan bin olduğunu akıldan çıkartmayacaksın. Hizmet sunmanın uşaklık olmadığını. bir tican alışveriş olduğunu kafana yazacaksın. Ama bütün bunlan her an becermek zor. Çünkü Türkiye'de turizmin hem içinde hem kenannda sektörden para kazananlar alaca bulaca. Kimileri bu ışe gönül vermış. Kımileri zoraki yapıyor. Kimileri, mıde ülsen uğruna özveriyle yürütüyor işi. Kimileri. müşteriyi pav lama azarlama hakkıni bile kendisinde görebıliyor. Ey turizmin A'sından Z'sıne kadar her santımetresınde bu ışten ekmek yiyenler! Ve Türk Hava Yollan! Turistle karşı karşıya olduğunuz her saniye önemıni anlayın artık. Onlan adam yerine koyun. Türk rükerici lahavle çeker, "Biz adam olmayız" der, unutur. Yabancı, unutmaz. Sizin bir anlık bir davranışınızı bile tunst tüm ülkeye ve ülkenin tüm tunzm sektörüne mal etmeye hazırdır. Sonra ağzınızla kuş tutsanız bile yaranamazsınız. Olumsuz izlenimleri silemezsinız. Siz. yabancı bir ülkede olumsuz izlenimleredınseniz, bunu nasıl hep hatırlarsanız, yabancı turist de hatırlar. "Bu Türkler iyi hoş da, işletmeleri berbat" dıyerek... İLAN T.C. EYNESİL ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1993 '79/ Karar No: 1995/6 Davacı Fatma Küpçü tarafından. davalı Ömer Küpçü aleyhine mahkememıze açılan şıddetli geçımsızlık nedenıyle boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda tarafla- nn boşanmalanna ve küçük çocuklan Anf Küpçü, Yalçın Küpçü. Ayşegül Küpçü, Raşıt Küpü'nün velavetlennin davacı anne Fatma Küpçü'ye venlmesine karar venldiğinden. karann davalı Omer Kiipçü'ye yapılan araşrırmalara ve tebhgatlara rağmen teblığ edile- medığı, dolayısıyla adresinin meçhul olduğuna karar venldığinden mahkeme karannın Teblıgat Kanunu'nun 28. ve müteakip maddelen gereğınce ılan yapılmasına karar venl- miş olmakla: Samsun ilı Alaçam ılçesi Bahşioymağı Köyü, cılt no: 014/04, sayfa no: 53, kütük sıra no: 150'de nüfusa kay ıtlı Mıkdat ile Ipek'ten olma 10.5.1960 doğumlu davacı Fatma Küp- çü ıle aynı yerde nüfusa kayıtlı Arif ve Elmas'tan olma 3.4.1963 doğumlu Ömer Küp- çü'nün boşanmalanna. taraflan müşterek çocuklan 17.1.1980 doğumlu Anf Küpçü, 21.4.1983 doğumlu Yalçın Küpçü. 22.4.1984 doğumlu Ayşegül Küpçü, 24.7.1985 do- ğumlu Raşit Küpçü'nün velayetlennın anneye venlmesine, velayetı anneye verilen ço- cuklar için taraflann aynı şehirde bulunduklan takdirde her hafta cumartesi günü saat 10.00'dan 18.00"e kadar, dını ve mıllı bayramlann ılk günlen aynı saatlerce okul duru- muna engel teşkıl etmeyecek şekilde baba yanında kalmak suretıyle her yılın 1 temmuz ve 20 temmuz akşamına kadar baba ıle çocuklar arasındakı şahsı münasebetin tesısıne. davacı taraf kendisını vekılle temsıl ettırdığinden davacı lehine 650.000.- TL vekalet üc- reti takdırine. 2 672.000.- TL yargılama masrafınmdavalıdan alınarak davacıya venlme- sine daır temyız yolu açık davacı vekıhnin yüzünde davalının yokluğunda venlen karar açıkça okunup anlatıldı şeklındekı ışbu karann, yayımlandığı tarihten itibaren adı geçen davalı vönünden 15 eün sonra kesinleşeceği ilan olunur. Basın:42111 T.C. İZMİR 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1993/505 E; 1994/238 K Davacı Saime Tarhan vekili Av. Nizam Özer tarafından. davalılar Resmıye Topay ve arkadaşlan aleyhine açmış olduğu tespit davasının vapılan duruşması sonunda: Mahkememizın 31.3.1994 tarih ve aynı sayılı kararı ile dava sabıt olduğundan kabu- lü ıle Güzelbahçe'de tapunun 2139 parselınde kayıtlı olan davacı ve davalılann tapuda- kı hısselen oranında malıki bulundugu taşmmaz üzennde teknik bilirkişınin 28.2.1994 raporuna ekJi krokıde san taranmış olarak gösterilen ve A harfi ile işaretlerin 54 m2'lik kısmma oturmuş tek katlı kâgir binanın davacı Saime Tarhan'a ait olduğunun tespitine. yapılan yargılama gıderiennın davacı üzennde bırakılmasma, 600.000.- TL ilam harcı- nın davacıdan tahsilıne daır verilen ışbu karann davalılardan Resmiye Topay'a karann teblıfiı yenne kaım olmak üzere ılan olunur. 15.9.1995 Basın: 42335 İLAN T.C. MANAVGAT 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1994/458 Davacı Mehmet Rüzgâr'ın davalılar Murat Yıldız, Mustafa Durmaz ve Hasan Zorlu aleyhine açtığı tazmı- nat davasının mahkememızde yapılan açık yargılamasın- da venlen ara karan uyarınca. Davalılardan Mustafa Durmaz ve Hasan Zorlu adla- nna davetıye teblığ edilemediğınden ve adreslen de tes- pit edilemediğınden ılanen teblığ yapılmasına karar ve- nlmiş olup. Davalılar Mustafa Durmaz ve Hasan Zorlu"nun Ma- navgat 1. Aslıye Hukuk Mahkemesı'ne aıt duruşma sa- lonunda, duruşmanın atılı bulundugu. 14.11.1995 günü saat 9.00'da bızzat hazır bulunmalan v eya kendilennı bir vekılle temsıl ettırmelen, aksı takdirde HUMK'nin 213 ve 377. sayılı maddesi gereğınce tahkıkat ve yargılama- nın yokluklannda devam edeceğı ve karar venleceğı. da- va dilekçesinın ve duruşma gününün davalılara tebliğı yo- lunda ılanen tebliğ olunur. 25.8.1995 Basın 41899 İLAN T.C. HENDEK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1994/67 Esas - 1995/331 Karar Davacı: Mehmet Nun Arman - Eskibıçkı Köyü / Hen- dek Vekili: Av. Isa Cerav - Sakarya Barosu'ndan Davalılar: 1- Fuat Yılmaztürk, 2- Canan Kocabay, 3- Erol Yılmaztürk. 4- Pamela Yılmaztürk. 5- Kann Yılmaz- türk. Adreslen meçhul. Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan ala- cak davasında. davacının davası sübut bulmadığından reddine karar venlen hüküm. davalann adresı bütün ara- malara rağmen tespit edilemediğınden gazete ıle ılanına karar venlmış olup yasa yolu açık olmak üzere verilen karar, davalılara karar tebliğı yerine kaım olmak üzere ılanen tebliğ olunur. 3.8.1995 Basın: 36835 İLAN T.C. İZMİR 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1993'506 E' 1994239 K Davacı Okan Oral vekili Av. Nızam Özer tarafından, davalılar Resmıye Topay ve arkadaşlan aleyhine açmış olduğu tespit davasının yapılan açık duruşması sonunda: Mahkememizin 31.3.1994 gün ve aynı sayılı ılamı ıle da- vanın kabulü ile lzmır ılı Güzelbahçe ılçesi tapusunun 2139 parselınde davacı ve davalılar adına tapudaki hısseler oranında kayıtlı bulunan taşmmaz üzennde fen ehlince düzenlenen 28.2.1994 tarihlı raporun ekındekı krokıde A harfi ıle göstenlen ve 90 m2 mesahasındakı ıkı katlı kâgir evın davacı Okan Oral'a aıt olduğunun tespitine. Yargılama gıderlerinın davacı üzennde bırakılmasma, 600.000 - TL yargılama gıderlerinın davacı üzennde bı- rakılmasma daır verilen işbu karar, davalılardan Resmi- ye Topay'a karann teblıöi yenne kaim olmak üzere ılan olunur. 15.9.1995 Basın: 42338 İLAN T.C. TARSUS ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1993 976 Davacı Mehmet Alıcı vekili Av. Mehmet Benlı tara- fından, davalı Ökkeş Zekı Ateğmen, Ahmet Konuralp aley- hine açılan tazmınat davasının yapılan açık duruşması so- nunda: Mahkememız tarafından 1993'976 esas ve 1995/425 karar sayılı 30.6.1995 günlü karar venlmış olup 44.986.500 liranın olay tarihı olan 28.10.1993 tari- hınden itibaren vasal faızleriyle birlıkte davalılar Ökkeş Zeki Ateğmen ve Ahmet Konuralp'ten tahsilıne karar ve- nlmış olup davalılardan Ahmet Konuralp'in adresinin meç- hul olması nedenıyle adına karar tebliğ edilemediğınden, karann davalı adına ılan edılmesı ve ılan tanhinden iti- baren 15 gün içinde karan temzyiz etmesi. etmedıği tak- dirde karann bu şekilde kesinleşeceği ve avnca karann dığer davalı Ökkeş Zekı Ateğmen vekili Av. Murat Necati Işık tarafından da temvız edıldiğı ılan olunur. 30.7.1995 Basın: 36429 Bilimsei bakım ve eğitim vermek üzere yetiştirilecek EV OGRETMENLERI ve ÇOCUK BAKICILARI 3 Istedığı semtte çaiışacak n Üniversite veya lise mezunu, gelışmeye açık • 0-3 yaşa tam gün bakım ve egrtım verebılecek, 0 Kendine güvenen, gelışmeye açık, güleryüzlü ve sevecen, 0 Bebek ve çocuklan seven, enerjı dolu, ÎJ lyı ücret ve sevgı dolu bır ortam arayan 3 20-45 yaş arasında sıgara ıçmeyen bayanlar. Lûtten bizi arayınız (0216) 336 04 62/418 28 93 MATURE E p m BULL ENERJİ İÇECEĞİ Pazan gelişmekte olan ürünümüzün Is- tanbul'da satışını yönetecek dinamik, pre- zentabl, konusunda deneyimli, 35 yaşım aşmamış Bay - Bayan satış müdürleri aran- maktadır. Tel: 249 89 38-249 89 39 Nüfus cüzdanımı ve sefer görev kâğidımı kaybettim. RAMAZANEKtK KARŞIYAKA 1. ASLİYE HLTOJK MAHKEMESİ 1995/517 Davacı Erol Menç vekili tarafından davalılar Onur Baykent ve Mehmet Yucel Kırkalı aleyhine açılan tazminat davasının yapılan duruşmasında. Davalı Mehmet Yücel K.ırkah'>a ıla- nen tebligat yapılmasına karar verılmıştır Duruşma 4.10.1995 günusaat9.15'tedir Belırtılen gün ve saatte dum^maya gelmesı ya da kendısıni bir vekıl ıle temsıl ettırmesı, aksı takdirde yokluğunda durus- maya devam olunacağı \e karar venleceğı hususu ılanen teb- lig olunur. 14 9 1995 BaMn: 42840
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle