25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 1995 PAZAR 14 KULTUR Artık FM 94.8'de bölgesel test yayınını sürdüren farklı bir radyo var: Açık Radyo Sıradışı ve özgjar bir A nık özgür, tüm çıkar gruplanndan bağımsız, demokratik, sıradışı ve özgün bir yayın formatına sahip bir radyo var: 'Açık Radyo'. Çoğunluğu aydınlardan, işadamlanndan ve nitelikli genç gırişimcilerden oluşan yaklaşık 40 ortaklı. Müzik, kültür programlan ve haber bültenleri dışında bir de 'Açık Radyo Üniversitesi Projesi' düşünülüyor. R MEFARETVKTAŞ Yenı bir •adyo açılıyor: "Açık Rad>»". Özel değil, özgür. tüm gkar gruplann- dan bağımsız. demokratik. sıradışı ve özgün bir yavın formatına sahip... Yayın vapan çok sayıda radvo istasyonunun varlığı yüzünden. gerçek bir kirlili- ğin yaşandığ- FM bandında şu sıralar. 948'den bölgesel test yayınını <ürdüren "Açık Radyo" ötekıradyolardan ol- dukça farklı bir temelde. Ço- ğunluğu aydınlardan. işa- damlanndan ıe nitelikli genç girişimcılerden oluşan 40 cı- vannda ortağı var. Bir kısmı program da hazırlayan bu or- taklann arasında. Ömer .Madra. F.nis Batur, Sevin Okyay. Halis Komili. Pozirif, Murat Belge.Engin Altaş \e AtiUa Aksoy ıar. Başlangıç- ta 100 olarak düşünülen or- tak sayısına ulaşılması da gerçekten olası gözüküyor. Radyonun kuraluşunda, yak- laşık 3 yıldırtüm cefayı çe- ken Ömer Madra'nın çok bü- yük payı var. Bu işe nasıl gi- riştiğinı. nasıl tanıtım yaptı- gını. bunca üstün nitelikli or- tağı nasıl iknaettiğinı sordu- ğumuzda "Tanıtım ve rek- lam yapmadmı. tek tek in- sanlaria konuştum. Zaten Türkiye'nin yansını tanıyo- nım. tanımadıkJanmı da gözüm bir yer- lerden ısınyor" diyen Madra, radyonun kurucusu. genel sorumlusu ve ortağı. 13 yıllık ögretim üyelıginden sonra, YÖK'ün gelmesiyle ıstifa eden Ömer Madra'nın. Uluslararası Hukuk ve Insan Haklan konusunda iki kitabı var. Birçok dergi ve gazetede yaptığı editörlük ve editör asistanlıgı görev lerinden ilkesel nedenlerle istıfa eden Madra'nın, "Ro- manımlaSanaBirSes'adlı birromanı da bulunuyor. Ömer Madra'nın bu işe soyunması, ilk defa 3 yıl önce bir radyo programı hazır- lamadüşüncesiyle ortaya çıkmış. Istedi- ği programı hazırlayamayınca aklına radyo kurmak gelen Madra. Türkiye'de ve tüm dünyada en çok eksikliği d'uyu- lan şeyin kültür olduğunu ve fazlaca tek boyuta indirgenmiş yaşamımıza renk katmak gereğini düşünüvor ve "Gerek yazüı basında gerekse TV ve radyolarda, bir sıglık egemen. pek fazla iyi program olmadığına inamyonım" dıyor. Radyonun hedeflen arasında "Sıradı- şı bir yayın formatına sahip olmak üa var. Nasıl sıradışj olunur? Madra"ya gö- re Türkiye'de sıradışı olmak çok kolay. İyi düşünülürse. ıy ı düşünme çabasına girilirse rahatça sıradışı olunur. Ömrü- nün büyük bir kısmını dergi yayıncılığı yaparakgeçirmışolduğundan. radyonun da asıl olarak "bir dergi anlayışında" ol- ması gerektiğine inanıyor. Türkiye'de yayımlanan dergilenn nıtelıksızliğinın. dergisel bakışın yanlış olduğunu ıspatla- madığını düşünüyor. Radyoculuk ve der- gi yayıncılığı arasında kurduğu bagı da şöyle açıklıvor: "Logosuna ya da adına bakmaksızın bir derginin sayfalannı çe- "lirdiğinizde. bir fotoğrafaltı haberi ile bi- le hangi dergi olduğu anlaşılıyorsa o iyi bir dergidir. Radyoda da eğer bir prog- ramın "jıngie'ından, herhangi bir prog- ramın bir parçasından ya da belki çok ideal ama, alınan bir reklamdan hangi radyo olduğu anlaşıiıyorsa o iyi bir rad- yodur." Radyonun en önemü özelliği. son de- rece özgür bir yayıncılık anlayışına sa- hip olması. Ümer Madra. bu genış yel- pazeyı şöyle açıklıyor- •'Bizim radyo- muzda tamamen zıt düşünceyi savunan iki insan, düşüncelerini art arda yayım- lanacak iki programda rahatça açıkla- yabilecek." "Açık Radyo"nun hedeflen arasında diğer radyolarda pek de rastlanmayan. parlakbirdüşüncedahavar "Demokra- tik shii örgütler için bir üetişim aracı ol- mak." Ülkemizde azolmaklabirlikte,sayıla- n gıtgide artan, semtlerin güzelleştirme örgütlerinden, kadın haklan derneklerı- ne kadar birçok hükümet dışı örgürün düzenli bir haber organı olmadığını fark eden radyo, gelen istekleri de değerlen- dırerek toplumu, bu örgütlenn faaliyet- lerınden haberdaretme görevini üstleni- yor. Kuşkusuz ülkemizde bir radyo kuru- lurken düşünülmesı gereken en önemlı iki nokta. RTÜK(Rad>t>-Televizy<>n Üst Kurulu) iznı ve finansman. RTÜK, şu günlerde FM bandında yer alan radyola- adyonun kurucusu. genel sorumlusu ve ortağı Ömer Madra. Türkiye'de ve tüm dünyada en çok eksikliği duyulan şeyin kültür olduğunu ve fazlaca tek boyuta indirgenmiş yaşamımıza renk katmak gereğini düşünüyor. Radyonun da asıl olarak 'bir dergi anlayışında' olması gerektiğine inanıyor. nansman tabii ki ortaklar ve alınması düşünülen reklam- larla sağlanacak. Ortaklar bu radyonun çok büyük bir gelir kaynağı olmayacağını bilen, bunun yanında, ülkenin kali- telı ve kültürel atılımlaraolan ıhtiyacını da gözardı edeme- yen kişıler. Radyonun yaşa- ma geçmesinde. ünlü ısimle- rin yanında. ülkemizde sayı- lan gittikçe artan, cesur. genç ve kültürlü girişimcilerin pa- yı çok yüksek. Fınansmanı sağlayacak reklamlar konu- sunda oldukça seçici davra- nacak olan yayın kurulu. tü- keticı haklannı ıhlal etmeyen. uluslararası reklamcılık ku- rallanna uygun reklamlar al- mak konusunda da oldukça kararlı. Radyonun müzik direktör- lüğünü, son yıllarda başanlı cazorganızasyonlanna imza- sını atan Pozitif üstlenmiş. Esas olarak her türlü kaliteli müziğı çalmanın hedeflendi- ği programlarda en büyük yer. tabii ki caza ayrılmış. Radyonun programcılan ara- sında Enis Batur, Sevin Ok- yay, Murat Belge, Mehmet- Ahmet Uluğ, Cem Yegül, Oruç Aruoba, Filiz AIL, Ömer Madra, v e Can Koziu v ar Po- zıtıf'in ortaklarından Cem Yegül. "Chart radyosu değil, alternatif bir müzik radyosu olacağız. Progresi\e. caz, funk. rock. blues. Türk halk müziği. kla- sik Türk müziği. her türlü kaliteli müzi- ğe yer verecegiz. Diğer programlarda ol- duğu gibi. müzik konusunda da kimse- nin kimligi ile ilgilenmiyoruz" diyerek radyonun müzikal çizgisini özetliyor. Müzik programlan, kültürel programlar ve haber bültenleri dışında birde büyük bir aydın kitlenin desteğiyle gerçekjeş- tınlmesi düşünülen "Açık Radyo Üni- versitesi Projesi" var. Gerçekleştirılirse ilk olacak bu projede dinleyicilerin, ta- rih, sosyoloji, edebıyat, coğrafya gibi ko- nularda gerçekleştirilecek kısa program- larla bilgilendirilmesi amaçlanıyor. Açık Radyo'nun eylül ayında gerçek- leştirilmesi planlanan açılışı. bazı ortak- lann maddı yükümlülüklerini yerine ge- tirmemesi sonucu ortaya çıkan zorluklar yüzünden kasım ayına ertelendi. Ömer Madra, haklı olarak, medya gibi hiçbir kışı ve kuruluşun etkisınde kalmadan öz- gürce hayatta kalmanın zorunlu olduğu bir alanda bu tıp zorluklara hazır olmak gerektiğine inanıyor rın çokluğu nedeniyle ortaya çıkan fre- kans sorununa çözüm bulmaya çalışıyor. İlkşartlan da çok aynntılı teknik ve ida- ri donanıma sahip bir anonim şirket ol- mak ve en az yüzde 10 oranında Türk müziği çalmak. Bunlar aynı zamanda Avrupa Yayın Birligi'nin de (EBU) şart- lan. Radyonun müteşebbis heyeti, deği- şık fikirlen yansıtmak. çoksesliliği sağ- lamak adına bu şartlann yerine getinl- mesi gerektiğine inanıyor. Ülkemizde radyo yayıncılığına geçi- lirken yerel. bölgesel ve ulusal radyocu- luk şıklarından birı seçiliyor. Madra, 'Açık Radyo' için bölgesel yayını seç- melerini şöyle açıklıyor: "Verel radyo kursaydık. sponsor ortaklarımı/a bile ulaşamayacaktık. l'lusal rad>t> kurma- nın da getirdiği 2 yıl içinde ülkenin yüz- de 70'ine ulaşmak gibi bir yükümlülük \ar. Bu, büy ük bir finansman gerektirir, aynca ben FM bandından yay ın yapan bir radyonun ulusal olmasını, kavram olarak saçma buluyorum." Radyonun finansmanına gelınce, fı- Görme özürlüler de fılm seyredecek Kültür Servist- MeJen Harris adında doğuştan kör bir ressam. Hollyvvood film endüstrisınde çığır açacak bir buluşun peşinde. "Theatre Vlsion" adı verilen, görme özürlülerin de fılm "seyredebileeegi v '. bir elektronik sistem geliştiren Harns, buluşuyla Hollywood"un dâhi çocuğu olarak tanınan yönetmen Steven Spielberg'ın dikkatini de üzerine çekti. Harris. film endüstrisinin önemli bir kısmını. "Theatre VTsion"la ele geçıreceğini söylüyor. "Bu teknoloji sayesinde, görmeyen insanlar yaşamlannda bir filmi gerçek anlaında ilk defa izleyebilmenin zevkini tadacaklar*' 59 yaşındaki ressamın projesinde izleyiciye sözlü olarak aktarılan film daha zengin bir içeriğe kavuşuyor. lnsanlann düşgücüne seslenen bu yöntemde, normai boyutlarda bir İcasetçalar büyüklüğünde bir radyo alıcısı kullanılıyor. Film başlar başlamaz, devreye bir "anlatıcr giriyor ve her sahneyi izleyiciye daha doğrusu. dinleyiciye anlatıyor. Bazı filmlerde öyle sahneler var kı, insanın görmeden anlayabilmesi mümkün değil. Doğuştan görme özürlü olanlar için en büyük zorluk da burada başlıyor. Örneğin," Forrest Gump*"ta, Forrest'ın ünlü koşusu ya da sakalının sürekli uzadığı sahne... Bu gibi durumlarda. Theather Vision. görselliği söze dökerek filme farklı bir renk ve içerik katıyor. Harris, bu yöntemin,"Schindler's List" ve "Forrest Gump"'ta denendiğini ve çok başanlı sonuçlar alındığını söylüyor Geçtiğimiz ay, "Little VVomen" (Küçük Kadınlar)'ı da projesine dahil eden Harris. şimdi MelGibson'ın yeni filmi "Braveheart"ın (Cesur Yürek) peşinde. Helen Harris'ın bu gayretli girişimleri büyük beğeni topluyor. Sanatçı, geleceğe dönük en büyük idealinin, bu sistemi ülkenin her şehrine yerleştirmek olduğunu söylüyor ve şöyle devam edıyor: "Çevrenizdeki her kapı üstünü/e kapansa da. yapılabilecek bir şey mutlaka vardır" Türkiye Yayıncılar Birliği 'Korsan kitaba Hayır' kampanyasını başlattı Korsan kitap ilıJ>amıa ödül • Kamuo\r unu korsan kitap basan, ciltleyen, taşıyan, depolayan, dağıtan. pazarlayan ve satanlan Yayıncılar Birliği"ne bildirmeye çağıran 42 yayınevi, bildiride bulunanlara ele geçirilen korsan kitap miktanna göre 3 milyara ulaşan para ödülü verilecegini belirtivorlar. Kültür Servisi - Türkiye Yayıncılar Birliği korsan yayıncılarla mücadelede kapsamh bir kampanya başlattı. "Korsan Kitaba Hayır" sloganıyla yü- rütülen kampanya çerçev esınde 42 yayı- nevi bıraraya gelerek, korsan yayıncılık- la kararlı bir mücadelenin ilk adımını at- tılar. Kampanyaya Afa.Adam.Altm.Ar- kadaş, Aydan, Aydın, Aynntı, Basan, Bu- han, Cem. Cep, Ders Kitaplan A^, Do- ğan, Dost, Dünya. Fil, İletişim. Imge. ÜÇ SAATTE BİTEN DÖRT YILLIK BİR KOAIİSYON Ö^TCÜSÜ RÜZGAR GİBİ GEÇTİ... TÜRKİYE'NİN HALKTAN EN YÜKSEK "KREDİ"Yİ ALAN KOALİŞYON HÜKÜMETİ FİNAL VERDİ. MERKEZ ŞAĞ VE MERKEZ SOLUN İKİ BÜYÜK PARTİSİNİ BİRARAYA GETİREN 1399 GÜNLÜK KOALİSYONUN TAM ÖYKÜSÜ. "ÇİLLER ÇÖZÜM HÜKÜMETİ NE GİDECEK!" DEVLET BAKANI YILDIRIM AKTUNA, ÖNÜMÜZDEKİ GÜN- LERDEKİ GELİŞMELERİ NOKTA İÇİN DEĞERLENDİRDI. DOĞALGAZ EMRİNİZDE TOPRAK ANANIN BIZE VERDİĞİ EN VERİMLI VE TEMİZ KAYNAK OLAN DOĞALGAZ ENERJİSINE, TÜRKİYE 560 MILYON DOLAR YATIRIM YAPTl. YURTDIŞINDAKİ TÜRKLERE TÜRKİYE'DE OY HAKKI SON YAPILAN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ, YURTDIŞINDA YAŞAYAN TÜRK SEÇMENLERE OY KULLANMA HAKKINJ • TANIDI. ANCAK SEÇIM SİSTEMİNİN DÜZENLENMESİ . ÇALIŞMALARINA HENÜZ BAŞLANMADI. • l\ HUH'KULIGIMIK YFMLCAM \I->ILC.\M IN VI l \K.AI'AM MN MLDIZLAKI. Bl KKZ 1)P 'IM'IIKL^KI I1A11I K I'ROC.KAMLARI \F"ARA^IR \1 \C.I iAZiniX.ILIKLI.KI~ ILh MKIYOKI.AK KAR.MMIZA J Kav raın. Longman. Mega, Meris, Milli- yet .Nisan. >obel Tıp Kitaplan, Oda, Ogün, Özgün, Özkay nak, Papirüs, Pasi- fik, Remzi. Sav, Secan, Sistem, Tekışık, Turgut, İ'mit, L ner, Varlık, Yıldınm ya- yınevlen destek venyor. Basınkuruluşlannaverdikleri ilanlar- da. kamuoy unu korsan kitap basan. cilt- leyen. taşıyan. depolayan. dağıtan. pa- zarlayan ve satanlan Yayıncılar Birli- ğı'ne bildirmeye çağıran yayınevleri. bildiride bulunanlann kimliğinin saklı tutulacağını ve bu kışılere. ele geçinlen korsan kitap mikta- nna göre 3 milyara ulaşan para ödülü verileceğini belirtivorlar. Yargıya ulaşan 100"ün üzennde olay bulunduğuna değinen yayı- nevi temilcilerı, Fikır ve Sanat Eserleri Ya- sası ile Patent ve Markalar Yasası'nın sağladığı bütün ola- naklan sonuna kadar kullanacaklarını. kampanyayı korsan yayıncılık tehdıdı kaîkana kadar kesin- tısız sürdürecekleri- ni bildırdiler. MülkıyehlerBırli- Si'nın Ankara'daki . . . ğenel merkezınde bir A t l 1 A n t basın toplantısı düzenleyen Tür- kiye Yayıncılar Birliği Başkanı Atıl Ant kitap fiyatlarının "haü- nsayıur boyutlara" ulaşması kar- şısında korsan yayıncılıgın oku- ra yarar sağlayacağı görüşünün yanlışlığına değınerek. "Oysa korsan kitapçılığın alıp yürümesi halinde htç bir yazar ve çevirmen emeginin karşılığı olan telif bede- lini alamayacaklardır. Yazar\<eçe- virmenlerin ayakta duramaz ha- le geldigi bir ortamın okuyucuya hiç bir faydası olamaz" dedı. Ant, korsan kitapların yayın ve kültür yaşamının karabasanı ol- duğunu söyleyerek. önceleri çok satan edebi ve bilımsel kıtaplann korsan basıldığını. şimdiyse ders kitaplan da dahıl olmak üzere her türlü kıtabın korsan baskısı oldu- ğunu v urguladı. Korsan kitap ba- ^anlann vazann alın terini sömür- düğünü belırten Ant'a göre, korsan ya- yıncılık "yazardan veyayıncıdan hırsız- lık" olduğu gibi. okurun karşısına "ça- mur gibi" baskılarla çirkinleştirilen ki- taplar çıkardığı için, okura da en büyük saygısızhk Ant, yazarlann ve çevinnenlerin telif bedellenni gasp ederek onlan ayakta du- ramaz hale getiren korsan yayıncılan or- tadan kaldınncaya dek mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti. Yasalann sağ- ladığı olanaklar çerçev esinde. korsan ya- yıncılığı yok etmek için her türlü yolun deneneceğıni vurgulayan Ant, Yayıncı- lar Birliği'nin bu yasalann getirdiği ha- pis, para ve matbaa imha cezalannın uy- gulanmasının takıpçisi olacacağını söy- ledi. Konuyla ilgili önemli bir gelişme de Ankara'da yaşandı. Dogan Yaymcıhk Şirke- ti'nın ısrarlı takibı sonu- cunda EmeçOfsetveMas Matbaacıhk tesislerinde 3 cins ders kitabının bin- lerce korsan baskısı ele geçırildı. MiUi Egirinı Ba- kanhğı'na aıt 23 bin adet korsan ders kitabı ıse As- lınlar Matbaasfnda bu- lundu.Ant, bu kitaplann kültür ve yayın hayatına kazandınlmak üzere ye- niden kağıt hamuru halı- ne getırileceğini ve buradan elde edile- cek gelırin "Korsan Kitapla Mficadele" kampanyasına destek olmak amacıy- la"Korsan Kitapla Mücadele Fonu"na aktanlacağını belirtti. Ant, bütün matba- alan, yayın dağıtımcılannı, kitabevleri- ni, adli makamlan, medyayı. okurlan ve kitapseverleri bu kampanyaya destek vermeye çağırdı. Korsan basılmış yakla- şık 100 milvon lira değerindeki kitabını SEKA"ya teslim eden Doğan Yayıncılık sahibi CelalAydın. "Tümyayıncılanya- kalartıkları korsan kitaplan SEKA'ya vermeye ve elde edilen geliri oluşturulan Korsan Kitapla Mücadele Fonu'na ba- ğışlamaya davet ediyorum" dedı. Kitap- lan teslim alan SEKA yetkılisi .^ariKı^ cı da," Yeni kâğıtların yeni korsan yayın- larda kullandmamasını diliyorum" gö- rüşünü dile getırdi.Kampanya çerçeve- sınde. korsan kitap basımını bildırenlere 3 milyar lıraya uiaşan para ödüllen ver- ıleceği açıklandı. KOŞEBENT ENİS BATUR Değişimin Farkında olmak Selim lleri'nin "Neden EskiKüftürümüz?' başlık- lı yazısı durgun gölde pek çok halka doğurdu. Me- lih Cevdet Anday'ın, Tahsin Yücel'in. Ahmet Ce- mal'in, benim yazılarımla bitmedı bu yayılma- baş- ka gazetelerde, dergılerde tartışmanın sürdüğü gö- ze çarpıyor, daha da yayılacağını tahmin etmek güç değil ayrıca. Ortaya anlamlı bir bütün çıkar, çıkabi- lirse, dileğim, bu yazılann bir kitapta toplanmasını sağlamak olacak. Tartışmaya, Zaman gazetesindeki köşesinden Be- şir Ayvazoğlu da katıldı. Selim lleri'nin yazısının Cumhuriyet Yazı Işleri'nın "gözünden nasıl kaçtığı- nı", gazeteye nasıl "s/zd/gVn/"merak ediyor. Belli ki bu yazının denetlenmiş, yasaklanmış olması gerekir- di Cumhuriyet'te. demeye getıriyor. Aynca, Selim lle- ri'nin burada değil de orada yazması daha uygun bir seçim, Ayvazoğlu'na göre. Bu kadaria da kalmryor saptamalan: Selim ileri'nin görüşlerine karşı çıkan- ların Batı'yı bilmediklerine, anlamadıklarına dikkat çekiyor ve herbirimizin tutucu yazarlar, aydınlar ol- duğumuz noktasında son yorvmunu getiriyor. Hani tutmasak, kimbilir daha neler söyleyecek Ayvazoğ- lu. Kültür sayfalarıyla sınırlı kalacak olursak: Kimler "sızmıyor" ki Cumhuriyet'e! Bunların arasında Tah- sin Yücel, Ahmet Cemal gibi Batı'yı bılmeyen. an- lamayanlar; Melih Cevdet,îlhan Mimaroğtu gibi tu- tucular; Ataol Behramoğlu, Memef Baydur, Sehm lleri, Enis Batur gibi aynı siyasal oluşumu, aynı sa- nat görüşünü, aynı kültürdeğerlerinısavunanlargöz- den kaçmıyor. Bir de, ortak bir noktalan daha var bu yazarlann, Ayvazoğlu'na göre: Değişime karşı çıkan, gelişmelenn farkında olamayan aydınlar bunlar. öteki yazarları bilemem ama, Cumhuriyet'e yaz- maya başladığımda "gelişmelerin farkında"yd\m ben; Soldan, demokratik soldan, sosyalizmden, de- mokrasiden ve laiklikten, çağdaşlıktan ya da mo- dernlikten, evrensel bireyden, kültürün çoğul yapı- sından, insan haklarından. kadın-erkekeşitliğinden, farklılıklann korunmasından söz etmek, bu tür değer- lerin savunusunu üstlenmek bütünüyle demode, aşılmış, "out" bir yaklaşımdı. "Değişim" çırılçıplak ortadaydı 1995 Türkiyesi'nde: Sonuna kadar lıberal, sonuna kadar özgürlükçü olunmalıydı: Dışişleri Bakanlığı'nı ABD'ye kiralamak- ta, Boğaziçi'ni satmakta, bombalı paket gönder- mekte, insanlann kaybolmasında, yargısız infazda sakınca yoktu. Türkiye mozaik değil mermerdi; ulus değil ümmettik; bütün komşu ülkeler düşmandı, biz de onlara düşman kesilmeliydik; anadilimiz "bu ka- dar da" Türkçe değildi, olmamalıydı; solculuk geri- cilik, geri kalmışlık, geç kalmışlık, yerinde saymay- dı; idealizm en hafifinden enayilikti. Bu değişimi kabullenmeyen, gelışmelere/carp/n di- renen yazarlann, aydıntann dinozor, hatta fosil olduk- lannı anlayamamaları ne kadar da hazin. Şimdi ikti- darda olan, daha da iktidar sahıbı olacağı şimdiden belli olan anlayışlara, zihniyetlere karşı kürek çekme- ye çalışmak acınası bir seçim değil midir? Batı'yı Tahsin Yücel'den iyi bilen, anlayan; Melih Cevdet'ten daha özgürlükçü, devrimci; gelişmelerin Enis Batur'dan daha iyi farkında olan Ayvazoğlu'gil- lere gıpta etmemek elde değil. Kendi payıma, o ta- rafta, kısacası iktidar nereye doğruysa orada olama- dığım için hayıflanmalıyım. bıliyorum. İktidarderken, siyasetten söz etmediğimi, egemen düşünme biçi- minden yola çıktığımı gene de belirtmek isterim. Gelgelelim, kendi taraflannda birbirlerini onayla- maktan başka tek muhalif tavn kalan, onu da karşı tarafı gömmenin yolunu aramakta biçimlendiren bir duruş Türkiye'yi mermer kılmaktan başka nasıl bir "çözüm" getirebilir, onu dasonmadan edemiyorum. Belli ki hâlâ şaşınyor Ayvazoğlu: Nasıl oluyor da, pek çok konuda aynı görüşleri paylaşmayan yazar- lar, aydınlar aynı gazetede yazabiliyor, düşünceleri- ni tokuşturuyor, ilişkilerini sürdürüyorlar? Neden bir- birlerini yasaklatmıyor, görmezlikten gelmiyor, gö- rünmelerinin engellenmesini sağlamıyorlar? Ana fark da burada ya işte: Ayvazoğlu, alt başlığı "Türk Çiçek Kültürü Üzerine Bir Deneme" olan "Gül- ler Kitabı"nda, çağdaş şiirimizin en büyük çiçek şa- irlerinden birinin, bir kitabına "Yerçekimli Karanfil", bir başkasına "Gül Dönüyor Avcumda" başlığını ya- kıştırabiImiş. "gül kokuyorsun amansız kokuyorsun " dizesinin sahibi Edip Cansever-ın adını olsun anma- yabilecek ölçüde devrimci, değışım yanlısı, çoğulcu, hoşgörülü, kültürlü, geleceğı bıçimlendirici bir aydın değil mi? Hamiş: Bu kısa metinler sanıyorum başıma dert açacak: Adıvar'ın ikipartinin birden listesinde yer al- mak istemesini oportünist bir davranış olarak gör- medim, tam tersine, bugüne de uzatılabilecek bir birieştirici davranış aramak gerekir o davranışta. Adı- var'ın anılmasına gelince: 40 yıl önce son yazısı Cumhuriyet'te çıkmıştı. "Sanata Evet" 1 yaşında ANKARA (ANKA)- Devlet Tiyatrolan'nın başlattığı "Sanata Evet" kampanyası 1 yaşına bastı. TOBAV, kampanyanın bırinci yılını bir dizi etkinlikle kutlamaya hazırlanıyor. TOBAV Genel Başkanı Tamer Levent. "Sanata Evet" diyen herkesi bu etkinlıklere sahip çıkmaya çağırdı. Kutlama programında kampanyanın bir yılını değerlendirecek toplantılar. Kültür Bakanlığı'na bağlı birimlerin gerçekleştireceği etkinlikler, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konsen ve çeşitli hipodrom konserleri düzenlenecek. Etkinliklerin önümüzdeki aylarda gerçekleştirilmesi planlanıyor. Bedri Rahmi amsına sergi Kültür Servisi - 20. ölüm yıldönümünde Bedri Rahmi Eyüboğlu amsına düzenlenen resim sergisi. perşembe günü Orün Sanat Galerisi'nde açılıyor. Resim. şiir. yazarlık ve eğitimcilik alanlannda etkin olan Bedri Rahmi'nin, Anadolu halk sanatından etkilenmeleri yansıtan resimleri, 28 ekime dek görülebilecek. 1975 yılında aramızdan aynlan sanatçı, resim yaşamında pek çok ödül almış, sergiler açmış ve çok sayıda öğrenci yetiştirmişti. Tiyatro biletlenine pekor zam ANKARA (ANKA)- Devlet Tiyatrolan'nda bilet fiyatlan geçen sezona göre yüzde yüz zamlandı. Tiyatroseverlerbu sezon oyunlan 100 bin lira ödeyerek izleyebilecekler. Geçen sezon 40 bin lira olan balkon fiyatlan 80 bin lira olurken 150 bin liradan satılan loca biletleri ise 300 bin lira oldu. 65 yaşını dolduran seyirciler ile malul ve muharip gaziler ve bedensel engelliler oyunlan her zaman olduğu gibi ücretsiz ızievebılecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle