Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 1995 PAZAR
HABERLER
Ondül'e İnsan
Hakları Ödülii
• ANKARA (AA) - [nsan
Haklan Derneğı tHD Genel
Sekreteri Hüsnü Öndül,
Alman Yargıçlar Birliği'nce
\erilen 1995 İnsan Haklan
Ödülü'nü almak üzere bu
ûlkeye gidecek. iHD'den
\apılan yazılı açıklamada,
pazartesi günü (yannl
düzenlenecek ödül törenıne
Almanya Adalet Bakanı"nın
katılacağı. ödülü ise
Almanya Anayasa
Mahkemesi Başkanı Prof.
Dr. Jutta Limbach'ın
vereceği kaydedildı.
Açıklamada, Öndül'e.
ödüliin, tHD ve Türkiye
İnsan Haklan Vakfı
kuruculuğu, yönetıcılıöı ve
insan haklan alanında
yaptığı çalışmalardan doiayı
verildiği ifade edildı.
Ömer Topçu
yangılanacak
• ADANA (Cumhuriyet
Güney İlleri Bürosu) -
Yüreğir Belediyesi'nin
ANAP'lı Başkânı Ömer
Topçu hakkında. eski
partilisi tarafından ortaya
atılan ıddıalar. tam altı ayn
konuda "görevini kötüye
kullanarak kişisel çıkar
sağladığı" savıyla dava
açılmasına neden oldu.
"Sınavsız personel ataması
yapmak", '"yetkisiz kişılen
üst görevlerde ıstihdam
etmek". "'beledıye
telefonunu oğlunun aracında
kullanmak" ve "ıhale
yasasına aykm hareket
etmek" gibi savlarla
suçlanan ANAP"lı
Topçu'nun yanı sıra, 14
encümen üyesi ile ikı
yönetıci hakkında da
"Yargılanmaları gerekir"
diye kararlar çıktı.
Muhtarlar
yürüyecek
• GAZİANTEP (ANKA) -
Muhtarlar. durumlannın
iyileştirilmemesini protesto
için 30 eylülde Gaziantep'te
yürüyüş yapacak. Tüm
Muhtarlar Derneği
Güneydoğu Anadolu Bölge
Başkanı Murtaza Aydınlar
yaptığı açıklamada, 70 yıl
önceki köy kanunu ile köy
ve mahallenın
yönetilmesının mümkün
olmadığını. Muhtarlar
Yasası'nın bır an önce
çıkanlarak muhtarlann
yetkilerinin yeniden
belirlenmesi gerektiğinı
söyledi. Komik bır ödenekle
birçok işi yürütmeye
çalıştıklannı belirten
Aydınlar, durumlannın
iyileştirilmesı ıçin
yapacaklan yürüyüşe bıne
yakın muhtar ile azanın
katılacağını bıldirdı
Havaaianı yeri
için yüpüdüler
• MERSİIN (Cumhuriyet
Güney İUeri Bürosu) -
Çukurova Havaaianı"nın
Içel'in Tarsus ilçesıne baglı
Yenice kasabasından
vazgeçilerek Adana'nın
Karataş ilçesine
yapılacağının açıklanması.
yürüyüş ve mitingle protesto
edildi. tstasyon alanında
başlayan yürüyüşe CHP llçe
Milletvekili Aydın Güven
Gürkan. Yenişehir. Akdeniz.
Toroslar belediye
başkanları. ANAP. CHP.
DYP, DSP, MHP ve YDH ıl
\e ilçe örgütleri ile
Kuyuluk, Mezıtli.
Adanalıoğlu. Fındıkpınan
ve Karacailyas belediye
başkanları. Mersin'deki
meslek odalannın
temsilcileri ve çok sayıda
yurttaş katıldı Havaalanının
yerinin tartışıldığı sırada
"Mutlaka Yenice'ye
yapılmalıdır" diyen DYP
milletvekillerinın
hiçbirisinin yürüyüşe
katılmaması. yurttaşlann
tepkisine neden oldu:
"Gelmeye yüzleri yok"
yorumu yapıldı.
Buca'da tutukluya
sftah kırilanMı
• ADANA (Cumhuriyet
Güney İlleri Bürosu) - Buca
Cezaevi"nde çıkan olaylarda
ölenlerin sayısı beşe
çıkarken tepkiler de sürüyor.
Adana Demokrasi
Platformu Dönem Sözcusü
ve İHD Şube Başkanı
Mehmet Dağdogan. insanca
koşuilarda yaşam ısteğınde
bulunan tutukiu ve
hükümlülere. zincirlerle
demir çubuklarla ve
silahlarla saldınldığını öne
sürerek "Saldınlar sonucu
bu insanlaryaşamını
yitirmiştir" dedi. Eğitim-
Sen Adana Şubesi'nde basın
toplantısı düzenleyen
Dağdoğan, olaylarda ölü
sayısının daha da artacağı
endişesini de taşıdıklannı
belirterek '"Sermaye ve
gencılık, planlı bir şekilde
bu saldınyı gerçekleştirdi"
dedi.
Mutncu soırıştıırması askıda
Uğur Mumcu suikastı soruşturmasını savsakladığı belirlenen askeri savcı Ulkü
Coşkun'a verilmesi öngÖrülen disiplin cezası, Milli Savunma Bakanlığı'na takıldı.
MIKRO
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gaze-
temiz yazarı Uğur Mumcu'nun öldürülü-
şünün 32. ayında. suikasi soruşturmasında
hıçbir ilerleme sağlanamazken Mumcu so-
ruşturmasını savsakladığı adalet müfettişle-
nnce belirlenen askeri savcı ClküCoşkun'a
verilmesi öngörülen disiplin cezası. Mılli
Savunma Bakanlığı'na (MSB) takıldı. Gö-
revını aksatmasını "zaman ve imkân şartla-
nnm yetersiziiği'' gerekçelerine dav andıran
Coşkun hakkında, Adalet Bakanlıgı'nın 1.5
ay önce verilmesini öngördüğü disiplin ce-
zası. daha önce "gerekli soruşturma ve işle-
min vapılacağnıı" açıklav an Millı Sav unma
Bakanı MehmetGölhan tarafından henüz iş-
leme konmadı.
Gölhan'ın, Coşkun hakkındakı cezanın
verilmesini onaylayıp onaylamayacağı ke-
sınlik kazanmazken soruşturma sürecinde-
ki aksaklıklann belgelendıği TBMM Faili
Meçhul Sıyası Cinayetlen Araştırma Ko-
mısyonu Raporu. 2 ay önce komisyon üye-
• Mumcu suikastının soruşturulması sürecindeki aksaklıklann
belgelendiği komisyon raporunu henüz hiçbir üye imzalamadı.
Mumcu'nun katillerinin bulunmasını isteyen 1 milyonu aşkın kişinin
imzaladığı dilekçeler, TBMM'de muhatap bulamadığı için rafa kaldınldı.
lerınin imzasına açılmasına karşın henüz
hiçbir üye tarafından ımzalanmadı.
Mumcu'nun katillerinin bır an önce bu-
lurunası ıstemiyle 9 a> önce TBMM Başkan-
lığı'na sunulan 1 milyon kişinin imzasını
taşıyan dilekçeler, muhatap bulamadığı ıçın
dikkate alınmayarak rafa kaldınldı. Mum-
cu suikastı soruşturması sürecinde. soruştur-
ma makamlannda görev yapan savcı ve em-
nıyet görev lilerinin hatalannı belgelenyle sap-
tayan TBMM Faıli Meçhul Siyasi Cinayet-
leri Araştırma Komisyonu Raporu'nun, ge-
lecek ay TBMM Başkanlığı'na sunulması
beklenirken, bu vasama dönemi ıçınde
TBMM Genel Kurulu'nun gündemine alın-
ma olasılığının azaldığı belırtildi. Mumcu
cinayetinin ardından, faillerın bulunması
konusunda "namus sözü" verenler. iktıdar-
dan düşerken gözler. venı yasama dönemın-
de, komisyonun kurulması ıçin önerge ve-
renCHP'niruyeni lideri DenizBaykaTaçev-
rildı.
Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'nun, Ada-
let ve Millı Savunma bakanlıklanna. soruş-
turma sürecindeki aksakiıklara ılişkin yap-
tığı başvurular üzenne başlatılan soruştur-
ma sürecinde, halen Ankara 2 No'lu Dev let
Güvenlık Mahkemesfnde (DGM) yedek
üye olarak görev yapan kıdemli Binbaşı
Coşkun hakkında. "disiplin cezası uygulan-
ması" öngörülmüştü.
Adalet Bakanlığı müfettışlerince yapılan
soruşturmada. Mumcu soruşturmasını bız-
zat yürütmeverek güvenhk güçlenne bıra-
kan ve İslami Hareket Örgütü (İHÖ) sanık-
lannın yakalanma tutanaklanndakı tanh tah-
rifatlannı 7 ay gecıkmelı olarak basında ver
almasının ardından fark eden Coşkun hak-
kında. "Dogrudan kra etmesi gereken kinıi
işlemi verine getirmemek surerjvle. arzula-
nan özveri \e du> ariılığı göstermediği izleni-
miniuyandıracakturumizlediği'Bu ışıdev-
letyaprruştır. Siyasi ıktidarısterse.çözülür"
biçimindeki sözjeriyle, olava bakış açısını di-
le getirdiği'' bu nedenle. hakkında "disiplin
cezası tayinigerektiğr sonucuna vanlmıştı.
Mumcu soruşturmasını dogrudan vürüt-
memesinı, "DGM Başsavcüığı'nda geceli-
gündüzlü araştırma ve sorgulama vapüma-
sının mümkünolmadığı" \ e "Zaman veim-
kân şartJannın yetersizliğT gerekçelenne
dayandıran Coşkun. suıkastın "İslami Ha-
reket Örgütü ile bağlantılı olmadığının bilin-
diğinu bu nedenle bağlantmın araşnnlmadı-
ğpnı" belirtmiş, ancak bu bılginin dayana-
ğını açıklamamıştı.
OKTAY Kl RTBÖKE
B
ir süredır tedavısı
olmayan bir
hastalıktan yatan
Çetin'i yıtırdık.
Doktorları v e arkadaşlanm beni
acı sonun çok yakın olduğuna
alıştırmaya çalışıyordu. Ama
dün sabah odama gıren Hüsevin
Gürer'ın yüzünü görünce
anladım. Sadece "Çetin mi?"
dıyebildım. Çetın benım. Bülent
Dikmener gıbi. Kosta Daponte
gıbı, Orhan Apaydın eıbı,
Selahattin Güler gibı.~AG Alakuş
gıbı. Kemal Aydar gibı. Basri
l'sta gıbı. Nadir Bey gıbi, L'ğur
Mumcu gibi 70'li yıllarda
Cumhuriyet"te birlikte savaşım
verdiğim ve yitirdiğim
arkadaşlarımdandı. Çetın ve
Bülent'le 1968'den sonra
Cumhuriyet"te birlikte olduk.
Şımdı her ıkısı de >ok. Yazgı,
Bülent'ı çok daha önce alıp
Cumhuriyetten bir 'Çeto
1
gecti
Çeto'yu yitirdimgötürdü. Sıra demek bu kez
Çetin'e gelmiş. Bir süre önce
sağlık sorunlanmız ıçın
Paşabahçe SSK
Hastanesinde'ydik. Mehmet
Kemal, ben ve doğal olarak bu
tür angaryalanmızdaki
unutulmaz rehber Doğan
katırcıoğlu. Kanama geçiren
Çetın'ın getirildığinı orada
öğrendim. Hemen ona koştuk.
Rengı çok ürkütücüydü. O
halıyle bile bizlerle ılgilenmeye
çalışıyordu. Başhekim Dr. Kaya
Ergun Dizdaroğlu'nun yakın
ilgisinı hıç unutamam. Kısa
sürecek bir lyileşme ve son.
Akıl almaz bir terbiye. tarifsiz
bir zekâ ve kültür ve ştmdilerde
asla rastiayamayacağınız bir
lstanbul zarafeti. Sevgılı Çeto ile
ve takımın tüm elemanlanyla
70'lı yıllar boyu Cumhuriyet'te
çok güzel işler yaptık. O yıllarda
gazetenin herhangı bır servısıne
girmış gencecik arkadaşlar.
bugünkü kadrolara o günlerimizı
anlatıyor. 12 Mart günleri.
sıkıyönetim komutanının
Jstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne
yaptığı ziyareti elbette
hatırlıyorsundur.
Çıkışta sol elle verdiği selam
nasıl olay olmuştu. Ne çok ifade
vermiştik. Emır subayının
kordonlan, emniyet müdürlüğü
yazısının doğru okunması
kurtarmıştı hepimızi.
Artık sararmaya başlayan eski
fotoğraflara bakıyorum. Masada
kalabalık bırgrubuz. Çoğumuz
şimdi yaşamıyor. Bülent de yok.
Orhan Apaydın da yok. Sen de
yoksun. Vaşar KemaPin yeni
romanını kutluyoruz. Urfalı
Saıt'te. Bubizim bir
alışkanlığımızdı. Yunus Nadı
Seçıcıler Kurulu
toplantısındayız. Nadir Bey. sen
ve ben. Zarflan açıyoruz. Sen
oturmuş oylan saptıyorsun.
12 Mart günleri. Askeri cezaevi
kapısındasın. İlhan Abi ile beni
ziyarete gelmişsın.
Görkemli bir lokantadayız. Sen
olanca zarafet ve bilginle
yıyeceklerimizin siparişini
veriyorsun. Uzmanlığına
duyduğumuz saygı nedenıyle bu
görev hep sana düşerdi.
Cumhuriyet gazetesinin 50.
yılındaki davetteyiz. Nadir Beye
ve Berin Hanım'a
"çaktırmadan" toplantıdan
sonra Bebek Gazinosu'nda
Safiye Hanım'ı dınlemeye nasıl
kaçacağımızı planlamaya
çalışıyorsun. O zamanlar
labirente döndürülmemiş
salonun köşesindeki büyük
masada bir yanında Bülent bir
yanmda Orhan. gazeteyi
İıazırlarken sen. yanlış
davranmış bir arkadaşımızı
benım gazabımdan kurtarmak
için kendine özgü gayretler
ıçerisindesin.
Hepimız adına, "Toprağj bol
olsun", Kosta'nın
cenazesindesin. Telefonda
Cumhuriyet adına haber ızlerken
bir trafik kazası sonucu ölümünü
anlahyorsun. Hem ağlıyorsun
hem de bizleri ağlatıyorsun.
Fotoğraflan kaldınyorum
önümden. Yüreğım daha
fazlasını kaldırmıyor. Doğru
sevgıli Çeto, insanlar, birbirini
yaşatarak yaşarlar.
Cumhurhct'in
ağır
toplan
(soldan sağa)
Ali
Sirmen,
Agop
Arat,
Çetin
Özbayrak.
Ökta>
Kurtböke,
Sami
Karaören,
Nadir
Nadi,
Asaf
Ayçıl ve
Oktay
Akbal.
Mavi gözlü güzel gazeteci...ÖZGEN ACAR
C
umhunyet Gaze-
tesi Ankara Büro-
su'nunbirgelene-
ği vardı. K.adroda
bir boşalma olduğunda yeni
muhabiri çalışanlar bulur,
seçer, anlaşır ve en sonra
"Şef"e önerirlerdi. Yine bir
boşalma olmuştu. Bu kez de
öneri benden gelmişti.
"Fikret Baba" (Otvam)
sordu:
"NasıL i>i kafa çeker mi?"
Yanıt:
"Hem de çolt_~
Çünkü foto muhabiri rah-
metli "Mohini" Rıfat Atam-
türk'ün başlattığı geleneğe
göre bürov'a alınacak her ye-
ni muhabir. gece nöbetinde
iyi balık pişırebilmeliydi.
Yanına nasıl olsa bir şeyler
bulunurdu. Otyam'ın soru-
su. adayın balık pişirme ye-
teneğiyle ilgilıydi.
Ikinci soru "ihtiyar*'dan
geldi. Rahmeth Sait ArifTer-
zioğlu, "Çapkın mı" diye sor-
du.
"Kızlar, mavi gözlerine bi-
tiyorlar" dedım.
Her ikısı de başlannı sal-
lamışlar, çalışanlann "olu-
ru" sağlanmıştı. Büro çalı-
şanlan birlikte görev yapa-
caklan yeni arkadaşlanm be-
lirlemişlerdi. Çetin Özbay-
rak'ın adını "ŞePe bıldir-
dım. Kim olduğunu anlat-
tım. Fransızca ve Ingilizce bi-
liyordu.
"Çağır gelsüi'* dedi. Ara-
mızda herhangi bir anlaşma
olmadan kendisine bır ad
önerilmeyeceğini çok iyi bi-
lirdi.
Çetin, o zaman Ankara'da
Anadolu Ajansı'nda dış po-
litika muhabiri olarak çalı-
şıyordu. Telefon ettim, gel-
di. şefle konuştu, arkadaş-
larlatanıştı. Rahmetli odacı
"Şahin" (Şaban Karasu) her
ilk gelene yaptığı gibi ilk ve
son bedava "hoşgeldin kah-
vesini" ikram ettiğinde Çe-
tin'in de Cumhuriyet Gaze-
tesi Ankara Bürosu dış po-
litika muhabirliği tescil edil-
miş oldu. Çetin Özbayrak,
Türkiye'de 19601ı yıllann
başmda diplomatik muha-
birliğin en başanlı öncülerin-
den biriydi.
•
Bir gece Çetin'in nöbeti
bıtmış. Atatürk Bulvan'nda
yerini tş Bankası Yenişehir
Şubesi'nin aldığı binadan
caddeye henüz çıkmıştı.
Komşu bmada Yeni Sabah'ın
nöbetçısi "Koçero Kenan"
(Koç) da nöbetini tamamla-
mıştı. Kaldınmda karşılaştı-
lar. Kenan'ın ağzında birbak-
la vardı. Çetin ikırcıklenmiş-
ti. Koç'un ağzından baklayı
çıkarttı. Kenan. "Papa'nın
Türkiye've geleceğini" öğ-
renmiş. o gece haber yap-
mıştı. Çetin umursamaz bir
tav ırla "Bu haberi dahaşim-
di yeni mi verdiniz? Ben gün-
düz geçtim" dedikten sonra
"Ulus'a minga (rüküriik köf-
tesi) >eme} e gjdiyomm"" de-
di. Taksiye atladı, Rüzgârlı
Sokak'ta Ulus Matbaası'na
Ismigibi Çetin 'di
DOĞAN KATIRCIOGLU
Y
azı Işleri Müdürüm
meslektaşım
arkadaşım
Çetin Özbayrak
Gerçekten ismi gibi
Çerin'di.
O pınl pınl
Gözlerinin arkasmda
Bir başka âlem vardı;
Gazetecilik vardı,
Arkadaşlık vardı.
Insanlık vardı.
• • •
Çetin Özbayrak
Ankara'da gazeteciliğe
başlamış bir er kişi idi.
Ailesinden hocalanndan
Aldığı terbiye onu
Bir asil kişi yapmıştı.
Görünürde aristokrat bir
havası vardı.
Karşısında bilgiçlik
taslayanlara
bir "Efeeeniiiimmm"
Çekerdi.
Tadına doyum olmazdı
Renkli gözlügünün
Ardında gülerdi
Karşısındaki zavallı bilgiç kişi
Onun alay ettiğinin
Bile farkına
Varmazdı...
1971'li yıllar...
Türkiye askeri idare
ile yönetiliyor.
Silahlı Kuvvetler
Başbakan Süleyman Demirere
Muhtıra vermiş.
Cumhuriyet'te yönetim
Değişmiş
Üstadımız Nadir Nadi
Gazeteden uzaklaştınlmış.
IlhanAğabey(Seiçuk)
Yazı işleri müdürü Oktay Kurtböke
Selimiye'de ikamete mecbur...
Çetin görev başında...
Çetin bu Çetin
Cuntanın fstanbul sorumiusu
Paşası Faik Türün'ün
Acaib bîr fotoğrafi çıkıyor
Gazetede.
Neo:
Cuntanın lstanbul sorumiusu
Astığı astik, kestiği kestik
Paşası Faik Türün
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
Binastnın girişinde
"*Basın ülkenin mü^terek
sesidir" yazılı
Atatürk mozaiğinin
Önünde sol eli
ile esas duruşta
Solcu düşmam paşa
Sol eliyle Atatürk'ün
huzurunda.
Çetin bu arkadaşlannın
tntikamını hiç almaz mı?
Çetin Özbayrak,
Hiçbir arkadaşım
Ne sofrada
Ne de yolda
Bıraktı.
Gönlü gibi eli de
Açık bir arkadaşımızdı.
Bizim meslekte emeklilik
Haram
Çetin "dinleneceğim" dedi
Köşesineçekildi.
Dinlenirken hastalandı,
O kalleş hastalık
Yapıştı ona
Ev inden çıkmayaniar
Sofrasmda başköşeyi
Alanlar
Çetin'in son günlerinde
Kapısını çalmaz oldular.
• • •
Vefasız beyler, beyefendiler,
Hanımlar, hanımefendiler,
Artık çıkın ortaya.
Çetin öldü...
O öldü sizden kurtuldu
Esasölensizsiniz.
Çünkü sığınacak Iimanınız
Çetin Özbayrak yok
Bekleyin ilerde Kavuşacağız..
gitti. Cumhuriyet'in Ankara
baskısı orada yapılıyordu.
Baskıyı durdurttu. Haberi
lstanbul'a da geçti. O za-
manki dey ımiv le Ankara ka-
lıbında "\ama\T yaptı. Sa-
atO5.OO'te matbaadan a>Til-
dığinda belkı de yaşamında
ilk ayık amnı yaşıyordu.
Cumhuriyet dışında. (Ye-
ni Sabah dahıl) bütün gaze-
telerin .Ankara bürolan o sa-
bah firça yıyorlardı. Papa ha-
berini nasıl atlarlardı? Yeni
Sabah'ın Istanbul'da gece
sekreteri, sayfa değıştirme-
ye üşenmiş. Kenan'ın bu gu-
zelim atlatma haberıni saba-
ha bırakmıştı.
Çetin, galiba o gün Ke-
nan'a güzel bir yemek ik-
ram etmişti.
•
Çetin'in boyu 1.50 var
mıydı, yok muydu bilmiyo-
rum. Hİc nöbetinde "yama"
yapmaya gıttiği matbaadan
"6 punto italik" takma adıy -
la çıktı. Matbaanın "Turan
Lstası" (Duran Ocak) ile
idare amırı "Kötü V'ural"
(Saygılı). bu hap kadar ve
kafası yana eğik süreklı tır-
naklannı yıv en gence "6 pun-
to italik" adını takmışlardı.
Matbaa harflerinin en küçü-
ğü. en incesı. yana yatığına
"6puntoitaHk~ denirdı. O ge-
ceden sonra artık "Çetin"
adı kullanılamaz olmuştu.
•
Şimdi görür gibi oluyo-
rum. Ecvet Güresin, Kemal
Aydar, Sait Arif Terzioglu,
Dündar Arcayürek, Bülent
Dıkmener kadehlerini kal-
dırmış, Çetin'e "merhaba"
diyorlardır. Şahin Karasu da
geleneksel -Hoşgekün" kah-
vesinı ikram edıvordur...
DINÇ TAYANÇ
Melamet Hırkası...
Durup dururken, kendi kendime öykü düzmeye
koyuluyorum...
Anadolu'nun "pazarian ünlüdür: At pazan, kurban
pazarı, esır pazan.. saymakla tükenmez! Hemen tü-
mü, Anadolu uygarlıklarının tarihi denli eskidir. Son
dönemlerde, bu ünlü pazarlann ünlerini gölgeleye-
cek yepyeni bir pazar kuruluyor. MV pazarı!.. Bu pa-
zarın "satıcısı" yok... Mallann hepsi, birer işportacı
çığırtkanlığıyla kendi kendilerini "pazarlıyoriar"!
Milletvekillerinin "mılletin vekili" olduklan dönem-
lerde "keşfedilemeyen" bu pazar, 1970'liyıllarla bir-
likte birdenbire dolup taşmaya başlıyor. Once "Bu-
lun 226'yı. düşürün hükümeti" mantığının "mucidi"
ve de Adalet Partisi'nin "iktidara endeksii" başba-
kanı Süleyman Demirel, Türkiye Biriik Partisi'nde ûs
kurup MV transferine oturuyor.
Ardından "Birtek çivı bile sökülemez" denilen De-
mokratik Parti de Süleyman Bey'e pazar oluyor...
Sonra. "iktidara hevesli" Cumhuriyet Halk Partisı'nin
başbakanı Bülent Ecevit, parti merkezinı falan boş-
layıp üs endiği otelde "bakanlığa endeksii" MV'lerle
muratlanna eriyorlar.
Bütün bunlar olup biterken, milletvekillerı de mil-
letın vekili olmayı boşlayıp "parayıya da bakanlığı ('na-
sıl olsa ikısi de aynı kapıya çıkıyorj bastıran 226'yı
bulur, koltuğa kurulur" mantığıyla "arü namus şJşe-
s/"nı yere çalmaya koyuluyorlar!
• • •
Kendi kendime düzdüğüm öykünün sonu boyle bag-
lanamıyor. Oturup sürdürüyorum...
Bu pazarın yok edilmesi ıçin, arada derede neler
denenmiyor, neler! Partiden partiye transfer yasak-
lanıyor; paraya ve bakanlığa gözü dönmüş MV'ler par-
tilerinden aynlıp "hüllepartilen" kuruyor, sonra da "alı-
cı" partiye katılıveriyoriar...
Sonunda, 1982'den kalma faşist cunta anayasa-
sını "sözde" değiştiren de MV'ler oluyor ve pazaria-
rının yeniden açılmasına ımza koyuyorlar!
Ileri görüşlülük diye buna deniyor olmalı ki, ana-
yasa değişikliğinin üzerinden altı ay bile geçmeden,
pazarın "anlam ve önemi" bir kez daha gözler önü-
ne seriliyor...
Son günlerde, sırtında melamet hırkasıyla bir ka-
dın, MV pazannı didik didık etmeye dalıyor. Tezgâh-
larda aradtğı, ellerindeki ar ü namus şişelerini çok-
tan yere çalmış bir dolu MV...
Kadın n derdi, şöyle 15-20 şişlik kırık bulabilmek...
Mallan sırtlanıp doğru iktidar koltuğuna gidecek...
Mal "de/b/u"ymuş, "/caCp'mış hiç umurundadeğil. Ba-
badan gördüğü gibi fılesine doldurmaya çabalıyor...
Pazann çevresinde, kendilerini satmadan iktidar or-
tağı olmaya hevesli birsürü dolaşıyor. Sürüden, tek-
birle kanşık kurt ulumaları yükseliyor... Çevre halkı,
bu gulguleden son derece rahatsız ama, sırtında me-
lamet hırkalı kadının onlara aldırış ettiğı yok. Elınden
gelse, çevre halkını tekbirli kurtlara yem etmeye bi-
le çoktan hazır!
Dedim ya hatun "babadan görme" yöntemlerden
başkasını takmıyör...
• • •
Oturup kendi kendime öykü düzmek iyi de, ya bu
öykünün sonu da 1970'lerin ortalık yerinde başlayan
(ve bence hâlâ süriıp giden) öyküye dönerse?
Ya tekbircısiydi, kurduydu, defolusuyda, kalpıydı
derken ilk ikısini nice kurban verip sonunda faşistle-
ri getırtmecesıne "atlattığımız" MC'lerin "üçüncü-
sü" kurulursa?
Ya Üçüncü MC'nin şeriatçılan, mukaddesatçılan,
milliyetçilerı (!) ve de "her şey iktidar, iktidar servet
/ç/n"cileri el birliğiyle 21. yüzyıl eşiğinde ortaçağı
hortlatırlarsa?
Ya, tabanlan çoktan erimiş faşist çizmeleri, çöp-
lükten çıkanlıp ayaklara geçerse?
Işte o zaman, kalpak giyme zamanı gelmiş de-
mektir. kalpaksızlığı savunsak bile!!!
Ana fikir Makyavelızmin ilacı demokrasidir!
Ana fikrin ana fikri: Demokrasinin temel gereği,
siyasetin tıkandığı noktada, halkı oyuna getirmeye ça-
balamak değil, halkın oyuna başvurmaktır...
Gerger, para
cezası için de
hapis yatacakANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Terörle Mücade-
le Yasasına (TMY) göre
verilen hapıs cezasını dol-
duran gazeteci-yazar Doç.
Dr. Haluk Gerger. para ce-
zasının bir bölümünü de
günlüğü 10 bin lıradan 3 yıl
vatarak ödeyecek. Deniz
Gezmiş ve arkadaşlanm an-
ma gününe gönderdiği bir
mesaj nedeniyle 1 yıl 8 ay-
lık mahkûmıyetini dün dol-
duran Gerger, 208 milyon li-
ralıkparacezasının 10 mil-
yon lırası için günlüğü 10
bın lıradan 3 yıl mahkûm ka-
lacak; 198 milyon lıra daha
sonra hacizle tahsil edile-
cek.
DenizGezmiş v e arkadaş-
lannı anma toplantısına gön-
derdiği telgraf mesajının
TMY'nin 8. maddesi uya-
nnca suç sayılması nede-
niyle 1 yıl 8 ay hapis ceza-
sına çarptınlan ve bu mah-
kûmiyetını dün dolduran
Haluk Gerger, para cezası
nedeniyle Haymana Ceza-
evi'nden çıkamadı. Evren-
sel ve Özgür Gündem gaze-
telerindeki bazı yazılan ile
vnrtdışındaki bir konferans-
ta yaptığı konuşma nede-
niyle 4 ayn davadan daha
y argılanan Gerger, 208 mil-
yon liralıkpara cezasını pro-
testo amacıyla ödemeyece-
ğini bildırdı.
İsmail Beşikçi ve Işık
Vürtçu'nur. milyarlarca li-
ralık faturalar yüzünden ha-
pis yattıklannı ammsatan
Gerger. dun yaptığı açıkla-
mada şunlan kaydetti:
"Cezalan ödejemedikle-
rinden hapiste devteterehin
kalanlaıia davanışmanın ge-
reği olarak bir süre moral
bov utta olsun paylaşmak ve
dünva kamuovuna, >aşam
eenderemizin bu çirldn yü-
zünü teşhir etmek için pa-
rayıödemiyorum. Bu ülke-
de demokratik hassasiyet-
leri hareketegeçirmek, temel
haklan adalet ve banş için
bedelodemeve hazırolanla-
nn varlığına bir başka kü-
çük kanıt oluşturmak. ce-
zalann bizleri \ildirmadi-
ğını göstermek için bu para-
vı ödemhorum. Bunu, ba-
nş ve özgürlük mücadele-
nıin bir parçası olarak ka-
bul edivorum. Karariılıgı-
mız. müstafi Başbakan'm
inançlaruun aksine. düm a-
da hâlâ, arsa spekülasyonu
dışında başka insanhkdeğer-
lerinin de var olduğunu ka-
nıt lamaktadır. L'ğruna öz-
güriüğümUzü feda ediğimiz
idealler hükmünü icra et-
meye devam edecektir."
"Protestom amacına ulasn-
ğında 208 mitvon liravı fa-
izi) le birlikte Türkiye Cum-
huriyeti kasasuıa yatıraca-
ğım" diyen Haluk Gerger,
"bedelini ödeyecek; düzene
layık biçimde. özgürlüğü-
mü satın alacağım" dedi.
Kürt sorunu konusunda
görüş belirten "düşünce ve
barış suçlulan"nın fahiş
mıktarlarda para cezalan-
na çarptınldığını kaydeden
Gerger. "Bu cezanın mikta-
n. her vıl, belirti bir katsa-
v ıvlaçarpUarak artnnlmak-
ta, astronomik meblağlara
ulaşmaktadır. Bugün bu tu-
tar, yarım mitvar lira civa-
nndadır. Açıktır ki bu dfi-
zeydeki cezalar, pek çok in-
san için ödenemeyecek bo-
yutlardadır" görüşünü kay-
detti.