26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 MART 1995 CUMA 8 DIŞ HABERLER Göttıan Paris'te • PARİS (Cumhuriyet) - Milli Sa\Tjnma Bakanı Mehmet Gölhan, Bati Avrupa Silahlanma Grubu'nun (WEAG) önceki düzenlenen ve resmi olmayan toplantısına katıldı. Fransa Milli Savunma Bakanı François Leotard'ın davetlisi olarak toplantıya katılan Bakan Gökhan, düzenlenmiş olan bır günlük seminerde dığer Batı Avrupalı meslektaşlanyla bir araya geldi. Kapalı kapılar ardında yapılan söz konusu seminerde, WEAG"m iki yıllık dönem başkanlığını almış olan Fransa'nın öncelik vermeyı tasarladığı konular gündeme geldi. Aknanya'da ilk sımr dışı • MÜNİH(AA)- Almanya'da, sınır dışı edilmeme yasağının kalkmasından altı gün sonra ilk sınır dışı Münih'tenyapıldı. Bavyera Eyaleti lçişleri Bakanlığı. uyuşturucu ticareti yapan 30 yasındaki Kürt kökenli bir Türk vatandaşını dün sınır dışı etti. Sınır dışı edilen bu şahıs, Alman mahkemeleri tarafından üç yıl hapis cezasına çarptınlmış ve cezasının ikı yılını Bavyera eyaletinde çekmışti. Eyalet lçişleri Bakanlığı, önümüzdeki günlerde sınırdışı edilecek olan Kürk kökenli Türk vatandaşlannın sayısının 50 ila 60 olduğunu belirtti. İran'a gizli silah ^Solım-e satışı • STRASBOURG (AA) - Fransa"da yayımlanan UExpress dergisi. Fransa'nın gizlice İran'a silah sattığını öne sürdü. Dergide yayımlanan haberde. Fransa'nın iran'a havadan karaya atılan fuzelerden sattığı ve söz konusu gizli silah satışının lçişleri Bakanı Charles Pasqua'nın denetiminde yapıldığı kaydedildi. Fransa'da 1991 yılında öldürülen eski Iran Başbakanı Şahbur Bahtiyar'ın katillerinin Paris'te yargılanmasının Tahran'ı kızdırmasından korkan Fransız lçişleri Bakanlığı'nın, söz konusu silah satışını bilerek organize ettiği ileri sürüldü. Fransa, İran'a füze sattıgına dair iddialan yalanladı. Fransa lçişleri Bakanı Charles Pasqua, ülkesinin iran'a fîize sattığını iddia eden L'Express dergisi hakkında soruşturma açılmasını istedi. Irak'taki iki Amerikalı • BAĞDAT(AA)-Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih, Kuveyt sınınnı geçerek Irak topraklanna girdikten sonra gözaltına alınan iki Amerikan vatandaşının "Güvenlikte olduklannı ve iyi muamele gördüklerini" söyledi. Salih. Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısmda, Irak'ta gözaltında bulunan iki Amenkalının durumu ile ilgili ilk kez resmi açıklamalarda bulundu. Bu iki kişinin Irak yasalannı ihlal ettiklerini belirten Salih, mahkemeye verilip verilmeyecekleri konusunda resmi bir karann henüz ahnmadığını kaydetti. Iraklı bakan. ülkesine yönelik BM ambargosunu ima ederek "Beş yıldan bu yana 20 milyon Irak insanı hapsedilmiştir. Bu iki Amerikalı. ABD ve tngiliz saldırganhk politikalannın rehineleridir" şeklinde konuştu. Lockertie samklarına ödül • W\SHINGTON (AA) - ABD Federal Soruşturma Bürosu(FBI), 1988 yılında lskoçya'nın Lockerbıe kasabası semalannda düşürülen Pan Amenkan yolcu uçağına yönelik sabotajın Libyalı sanıklar için adam başı 2 milyon dolar ödül konulacağını açıkladı. Sanıklar, ABD'nin "en çokaranan 10 kişi" listesine alınıyor. Libya, iki sanığın yargılanmak üzere ilgili ülkelere iade edilmelerini reddettiği için diplomatik ve tıcari uluslararası ambargo altında bulunuyor. Avrupa'nın pek çok ülkesinde son iki yılda yapılan seçimlerde sol partiler iktidara döndü GÜNSEÜ KARTAY Sovyetler Birlıği'nin dağıl- masından sonra dünya çapmda çözülme sürecine giren sol. Av- rupa'da yeniden toparlanmaya başladı. Kuzey Avrupa'daki re- fah toplumlanndan Orta Avru- pa'daki eski komünist devletle- re kadar pek çok Avrupa ülke- sinde sol partiler iktidara dönü- yor. 1990'lann başlannda olan- ca gücüyle eserek sol partileri iktidardan uzaklaştıran liberal rüzgarlar, artık etkisini yitirmi- şe benziyor. Komünist ve sosyal demok- rat yönetimler döneminde gele- ceği devlet tarafından güvence altına alınmış olan kitleler, 1990'larda liberal yönetimlerin sosyal politikalan terketmele- riyle birlikte bu güvenceden yoksun kaldı. Yükselen işsizlik ve enflasyonun yarattığı güven- sizlik ortamından bunalan kit- leler, çareyi 'eskiye dönöş'te buldu. Eski SSCB cumhuriyetlerin- den Litvanya'da başlayan 'sola döoüş' eğilimi, daha sonra eski Doğu Bloku ülkelerinden Po- lonya ve Estonya ile kuzeyin 'refah devletten" Isveç, Norveç, Danimarka ve Finlandıya'da et- kisini gösterdi. Litvanya Solculann iktidara dönüşü, 1992 yılında Litvanya'da yapı- lan seçimlerle başladı. Bu kü- çük Baltık cumhuriyeti, SSCB'ye ve Moskova'nın ege- menliğine bayrak açan ilk ül- keydi. Litvanya halkı bağımsız- lığa kavuşmak için Kızılor- du'ya karşı koymuş, Rus tank- lanna direnmiştı. Komünist yönetime karşı yo- ğun mücadele veren Litvanya halkı bağımsızlığa kavuştuktan yalnızca bir yıl sonra, 1992 yılı kasım ayında yapılan ilk ser- best seçimlerde eski komünist- leri yeniden iktidara getırdi. Bu seçım sürprizi. ekonomi- si tamamen Rusya'ya bağımlı olan Litvanya'nın bağımsızlığı- nı elde ettikten sonra Mosko- Nüfus: 8 mityon 800 bin Başbakan: Ingvar Caıisson Enflasyon:% 2.2 (1992) Kişi başına GSYH: 16.900 dolar NORVEÇ Nüfus: 4 milyon 350 bin Başbakan: Gro Harlem Brundtland Enflasyonr% 2.4 (1992) Kişi başına GSYH: 17.700 dolar , Tallinn ESTONYA DANİMARKA Nüfus: 5 milyon 200 bin Başbakan: Poul Nyrup Rasmussen Enflasyon:%2(1992) Kişi başına GSYH: 18.200 dolar V> LİTVANYA ilniusO İRkANDA J VarşovaO POLONYA İNGİLTERE \ HOLLANDA FİNLANDİYA Nüfus: 5 milyon 70 bin Başbakan: Paavo Lipponen Enflasyon:% 2.6 (1992) Kişi başına GSYH: 15.900 dolar ESTONYA Nüfus: 1 milyon 620 bin Başbakan: Arnold Ftuutel Enflasyon:% 1076 (1992) GSYH: 6.7 milyar dolar RUSYA LİTVANYA Nüfus: 3 milyon 850 bin Devlet Başkanı: Algirdas Brazauskas Enflasyon: % 1165 (1992) GSYH: 7.8 milyar dolar _L POLONYA Nüfus: 38 milyon 655 bin Başbakan: VValdemar Pavvlak Enflasyon: % 43 (1992) GSYH: 83.59 milyar dolar va'nın ekonomik desteğinden yoksun kalmasının sonucuydu. Bağımsızlık sonrasındaki bir yıllık zor dönemde iktidan üstlenen Vkautas Landsbergis liderliğindeki Sajudis. ekono- mik reformlan gerçekleştirme- ye çalışırken pek çok engelle karşılaştı. SSCB döneminde petrol ve elektriği sübvanse edilmiş fiyatlarla Rusya'dan sa- tın alan Litvanya, bağımsızlık sonrasında bunlara dünya fi- yatlan üzerinden bedel ödemek zorunda kalınca, denn bir knze gırdi Bunlara giderek artan hayat pahalılığı, düştükçe düşen üc- retler, bir türlü gerçekleştırile- meyen toprak reformu da ekle- nince, halkın seçimi 'eskiye dö- nüş'ten yana oldu. Polonya 1990'lann başlannda güçlü liberal rüzgarlann etkisinde ka- lan eski Doğu Bloku ülkelerin- den Polonya da ! 993 'te seçimi- ni 'eskiye dönüş'ten yana kul- landı. l"990 seçimlerinde 'ko- münistlerden kurtulmak' için merkez sağa oy veren Polonya halkı uygulamaya konan radi- kal ekonomik reformlardan duyduğu hoşnutsuzluğu, 19 Eylül 1993 'te yapılan seçimler- de eski komünistleri iktidara getirerek gösterdi. Sol partilerin iktidara geli- şiyle birlikte, Polonya"da tam gaz giden ekonomik reform sü- reci de yavaşlamış oldu. Ancak artık komünistler de değişmişti ve başlamış olan değişim süre- cini tersine çevirmek olanak- sızdı. Bu nedenle, ekonomik reformlar yavaşlamakla birlikte sürdü. Estonya Eski Doğu Bloku ülkelerin- den Estonya. solculann iktidara dönüş zıncirinin son halkasını oluşturdu. SSCB'den bağımsızlığını ka- zandıktan sonra reformcuları iktidara getiren Estonya halkı, 5 Mart i 995"te yapılan seçim- lerde eski komünistlen iktidara taşıdı. Solun yükselişi, Kuzey Av- rupa ülkelerinde de en parlak dönemlerini yaşıyorlar. Isveç, Danımarka ve Finlandıya'da son 6 ay içinde yapılan seçim- lerde sol partiler büyük başan kazanarak yeniden iktidara gel- di. Bu üç ülkeye, sosyal de- mokrat hükümetin ikı yıldır iş başında bulunduğu Norveç'i de eklediğımizde, tablo tamamla- nıvor. İsveç 1991 'de yapılan genel seçim- lerde iktidan Muhafazakar Par- ti'ye kaptıran sosyal demokrat- lar, geçen eylül ayında iktidara döndüler. 1991-1994 arasında ülkeyi yöneten Carl Bildt'in başbakanlığındaki dört partili orta-sağ koalisyonu, iktidan boyunca ülkeyi büyük bir hızla ekonomik darboğaza sokma- nın, Isveç'in tarihinde görme- diği oranda işsizler ordusu ya- ratmanın bedelini, iktidan ye- niden sosyal demokratlara kap- tırarak ödedi. Finlandiya 1991 seçimlerinde merkezci ve sağ partilerin karşısında ye- nılgiye uğrayarak 25 yıldır ilk kez muhalefete düşen sosyal demokratlann 'dönüşü mutıte- şem oldu'. Geçen pazar günü yapılan seçimlerde yüzde 28 oranında oy toplayan sosyal de- mokratlar, 2. Dünya Savaşı sonrasından bu yana en büyük zaferlerini kazandılar. Norveç 1993 yılında yapılan seçim- lerde iktidara gelen Gro Har- lem Brundtiand liderliğindeki sosyal demokrat hükümet, 1997 yılına dek iktidarda. Bütün bunlann yanı sıra, ls- panya, Portekiz ve Yunanistan gibi sol partilerin iktidarda bu- lunduğu Avrupa ülkelerini de göz önünde bulundurduğumuz- da, solun Avrupa'da altın çağını yaşadığını söylemek yanlış ol- maz. Kamuoyu yokİamaları, yıllardır Muhafazakar Parti'nın iktadarda olduğu Ingiltere'de bile Işçi Partisi'nin öne geçtiği- ni gösteriyor. Nedenteri Sosyal Demokratlan yeniden iktidara getiren Avrupa ülkeie- rinin hemen hepsi benzer özel- likler gösteriyor; derınleşen ekonomik bunalım. giderek bo- zulan gelir dağılımı, artan iş- sizlik ve yükselen enflasyon. Ekonomik bunalımın iktidara taşıdığı Sosyal Demokratlar, merkez-sağ iktıdarlann izlediği liberal ekonomi politikalannın yarattığı izleri, sosyal harcama- lara ağırlık vererek kapatmaya çalışacaklar. Ancak siyasal gözlemciler, sosyal demokratlann da eski- sinden daha farklı bir çizgi iz- leyebileceklerini savunuyorlar. Yaygın kanı. ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya bulu- nan sosyal demokrat liderlerin, ekonomik felaket tehlikesine karşı sağlık. eğitim ve sosyal güvenlik harcamalannda kesın- tiye gitmek zorunda kalacaklan yönünde. Gözlemcilere göre, bu du- rumda merkez-sağ ıktidarlann karşısında kozunu yitiren sos- yal demokratların gelecek se- çimlerde işi daha da zor olacak. topıın ağzuıda Belçika Dışişleri Bakanı Vandenbroecke'un Agusta skandah nedeniyle istifa etmesinden sonra gözler NATO Genel Sekreteri'ne çevrildi Dış Haberler Servisi - Bel- çika Dışişleri Bakanı'nın ön- ceki gün Agusta skandalına adı kanştığı gerekçesiyle isti- fa etmesınin ardından tüm gözler NATO Genel Sekreteri Willy Claes'e çevrildi. Dışişleri Bakanı ve Başba- kan Yardımcısı Frank Van- denbroucke'nin istifası bir yılı aşkın süredir devam eden olaylar dizisinde yeni bir per- denin açılmasına neden oldu. Vondenbroecke'un hatalarını itiraf ederek istifa etmesinin olumlu bir hareket olduğunu belirten Belçika basını, Claes için aynı şeyi söylemenin mümkün olmadığını ifade ediyor. Belçikalılar tarafindan geleceğin başbakanı gözüyle bakılan 39 yaşındakı Van- denbroucke, önceki akşam is- tifasını verdikten sonra yaptı- ğı açıklamada. ağır ithamlar altında bulunduğunu ve ken- disini bakan sıfatıyla koruma- nın zor olacağını düşündüğü- nü söylemişti. Dışişleri Baka- nı Vandenbroecke, istifasın- dan hemen önce Flaman Sos- yalist Partisi (SP) adına açıl- mış ve yolsuzluklarla elde edilen paranın yatınldığı bir gizli hesaptan haberi olduğu- nu itiraf etmişti. Vandenbro- ecke, Agusta skandalının pat- lak vermesine neden olan rüş- vet olaylannın yaşandığı dö- nemde SP'nin başkanıydı. Vandenbroecke, geçen ay yaptığı açıklamada, yolsuzluk suçlamasından şu anda ceza- evinde bulunan parti muhase- becisi Etienne Mange'm ken- disinin yanı sıra dönemin Ekonomi Bakanı Claes'ın ve yine dönemin içişleri bakanı Louis Tobback'ın Agusta'nın rüşvet teklifınden haberder et- tığini bildirmişti. 1988'de Belçika hükümeti, altı askeri helikopter için açı- lan ihaleyi helikopter üreticisi Italyan Agusta şirketinin ka- zandığını açıklamıştı. Bunu izleyen aylarda Agusta'nın, Flaman Sosyalist Partisi Ge- nel Sekreteri Luc VVallyn'in banka hesabına önemli mik- tarda havale yapıldığı ortaya çıkanlmıştı. Ekonomi bakanı olarak im- za yetkisini elinde bulundur- duğu dönemde gerçekleştiri- len yolsuzluklann ortaya çık- masıyla durumu büyük ölçüde sarsılan NATO Genel Sekrete- ri Willy Claes'ın Vandenbro- ecke'ın istifasıyla eskisinden de daha yoğun baskıyla karşı Skandalın kurbanları Belçika Dışişleri Bakanı Frank Vandenbroecke'un istifasına neden olan Agusta dosyası. gün ışığına çıkartıldığı günden bu yana Belçika siyaset sahnesinde fırtınalar kopanyor. Yolsuzluk skandah, geçen yılın başında aralannda dönemin Savunma Bakanı Guy Coetne da olmak üzere Flaman Sosyalist Partisi'nin üç üst düzey yetkilisinin istifa etmesine yol açmıştı. Skandalı ortaya çıkartan ve açıklamalarda bulunacağını açıklayan Sosyalist Milletvekili AndreCools, evınde öldürülmüştü. Belçika savcılığı. yolsuzluk ıddialanna adı kanşan parti sekreteri Johan Deiangfae. sayman Etienne Mange ve avukatı, 1 Şubat 1995'de tutukladı. Yine, skandala adı kanşan Belçika Hava Kuvvetlen eski komutanı emekli general Jacques Lefebre, bundan iki hafta önce Brüksel'de bir otel odasında intihar etmiş olarak bulunmuştu. Lefebre'nin Italyan Agusta ve Fransa'nın Dassault uçak şirketlerinden rüşvet aldığı ortaya çıkartılmjştı. Claes: Sıra ona geldi karşıya kaldığı ifade ediliyor. Claes. olayın ortaya çıktığı ta- rihten bu yana yolsuzluklar- dan hiç haberi olmadığını yi- neliyor. Ancak skandalın üze- rindeki örtü kalktıkça Cla- es'in sözleri de giderek inan- dıncılığını yitiriyor. Gözlem- ciler, 1989 yılında partinin ba- şına gelen Vandenbroecke'un olaylardan haberi olduğunu itiraf etmesinin ardından ola- yın olduğu 1988 yılında eko- nomi bakanı konumunda bu- lunan Willy Claes'in hala yol- suzluktan haberi olmadığını iddia etmesinin kesinlikle inandıncı olmadığını söylü- yorlar. Claes'in görevinden is- tifa etmesi gerektiğini savu- nan Belçika basını, NATO Genel Sekreteri'ni iyice köşe- ye sıkıştıran son gelişmeleri şöyle özetliyor # Vandenbroecke, eski parti saymanı Mange'ın parti yönetimini Agusta'nın rüşvet teklifinden haberdar ettigini itiraf edince, Claes varlığmı o ana kadar inkar ettiği toplanh- yı bir anda "haörladı". • # Claes'in yolsuzluğa bu- laştığını ilk iddia eden Flaman gazetesi Het Lassatse Ni- euvvs'a karşı açılan dava ge- çen ay aniden düşüriildü. # Agusta yolsuzluğuna ka- nştığı gerekçesiyle tutuklanan Claes'in eski Özel Müdürü Johan Delanghe'ın, geçen ay mahkemece serbest bırakıldı. Çeçen savaşçılar, Rus birüklerinin şiddetü sakünlan karşısında Şaü'deki mevzileriııi bırakarak dağhk bötgelere doğru çeküiyor. Çeçenler Şali'yi terk ettiDış Haberler Servisi - Rus birlikJeri Grozni'den sonra Çeçen direnişçüerinin yeni merkezi hali- ne gelen Şali kentıne yönelik sal- dırılannı aralıksız sürdürürken Çeçen komutanlar kentin güven- liğinin kalmadığı gerekçesi ile merkezlerini bilinmeyen bir böl- geye taşıdılar. Argun kentinin Rusların eline geçmesi ve Şa- li'nin yoğun topçu ateşi ve hava saldınsı altında kalması, Çeçen milis kuvvetlerinin savunma mevzilenni dağhk bölgelere çek- mesine yol açıyor. Interfax'ın dünkü haberine gö- re, Argun kenti Rusların eline geçti. Bölgedeki Rus güçlerinin komutanı Anatory Kulikov. ağır hava ve topçu ateşi sonrası Çeçen direnişçilerin Argun'u terk ettıği- ni açıkladı. Rus askerleri, Şali'ye 15 kilometre mesafede bulunan Meskeryurt köjünü ele geçirdiler ve Şali ile Argun arasındaki yolu da kesmeyi başardılar. Dolayısıy- la değişik merkezlerdeki direniş- çilerin birbirleriyle temasını en- gelledıler. Şali'de yaşayan siviller yoğun topçu ateşi ve hava saldın- sı altında kenti terk ederek dağla- ra doğru çekildiler. Şali'de pek çok bina, yol ve köprü yerle bir olurken kent merkezindeki işlek bır caddeye 3 roket isabet etti. Şa- lililer saldmda 4 kişinin yaralan- dığını ileri sürdüyse de kesin ra- kamlar henüz bilinmiyor. Çeçen savaşçılannın ağır kayıplar verdi- ği gelen haberler arasında. Konuk yazar Irak harekâtının düşündürdükleriPROF. DR ORAL SANDER Türkiye'nin 20 mart günü Kuzey Irak'ta başlattığı sınırlı askeri harekâ- tın amacının sınır güvenliğinin sağ- ianması olduğu anlaşılıyor. Eğer bu harekâtın, bu amaca yönelik son hare- kât olması bekleniyor ve askerlerimi- zin Kuzey Irak'ta uzun süre kalması is- tenmiyorsa bazı önemli konulann dik- kate alınması gerekiyor. 1989 sonrasının bekJenmedik geliş- meleri yeryüzünü kabaca ikiye bölme yolundadır. Batı Avrupa, Kuzey Ame- rika ve Pasifik bölgesinin bir bolümü- nün oluşturduğu banş. istikrar ve bü- tünleşme alanı ile geriye kalanının oluşturduğu çatışma, istikrarsızlık ve parçalanma alanlan. Bunlann içinde 20. yüzyıl biterken en tehlikelı olan- lan ise Ortadoğu, Kafkasya ve Bal- kanlar'dır. Türkiye ise bu üç istikrar- sızlık bölgesinin tam ortasında yer alı- yor. Türkiye. demokratik ve ekono- mik yapısını ne kadar güçlendirirse güçlendirsin ve hatta Avrupa Birli- ği'ne tam üye olarak da girsin, kom- şulan demokrasi, kalkınma ve siyasal istikrardan nasibini almamışsa uzun vadeli istikrar ve gönencın gerçekleş- mesi son derece zor olur. Dolayısıyla taktik düzeydeki askeri. ekonomik ya da siyasal gırişimlerin başanlan, stra- tejik nitelikli girişimlerle bütünleşme- dikçe kısa vadeli olacaktır. Banş alanlan Türkiye'nin içinde bulunduğu böl- gelerdeki stratejik basansı, bu bölge- lerin yukarda belirtilen banş alanlan içine alınmasıdır. Bu da uzun vadede Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Örgü- tü'nün dayandığı temel ilkelerin uygu- iandığı coğrafyanın, içine Kafkasya ve Doğu AJcdeniz'i alacak biçimde ge- nişletilmesidir. Bunun, bugün için ger- çekçi ohnadığı ileri sürülebilir. Ancak bu sürece bir noktadan başlanması ge- rektiği de doğru olsa gerektir. Türki- ye, bugünden tezi yok, Balkanlar, Kaf- kasya ve Doğu Akdeniz'de çok yoğun bir bölgesel banş ve işbirliği 'saldın- sına 1 geçmek durumundadır. Türkiye, gerek tarihi ve gerekse jeopolitik ko- numuyla böyle bir girişimde buluna- bilecek tek ülkedir. Cumhuriyet'in ilk yıllanndan aldığımız tarih dersiyle gü- ney ve doğumuzdan başlamak üzere, tüm komşulanmızla ikili ilişkileri kar- şılıklı güven temeline dayandıracak ikili siyasal düzenlemelere gitmek an- lamlı bir başlangıç noktasıdır. Tarihte başan kazanmış çok taraflı işbirlikJe- rinin temehnde, mutlaka güçlü bir böl- gesel devletin güvenlik sağlayıcı ted- birlere yönelik ikili girişimleri yatar. 1991 Körfez Savaşı, savaş sonrası- nın çok taraflı düzenlemeleri ve Bir- leşmiş Milletler'in bölge gelişmeleri- ne genel yaklaşımı, Türkiye'ye güven- lik sağlamadığı gibi, bu ülkenin • 1920'lerin ortalanndan 1980'lerin so- nuna kadar belirli bir başanyla sür- dürdüğü Doğu statükosunun temelle- rini de sarsmıştır. Bu statüko, 1920'lerle 1930'lann doğu ve güney komşulanmızla imza- lanan ünlü ikili banş ve işbirliği anlaş- malan, Sadabad Paktı ve Soğuk Savaş döneminin askeri nitelikli ve çok taraf- lı düzenlemeleriydi. Şimdi bunlar ta- rihe kanşrruş ve ortaya tam bir karma- şa çıkmıştır. Dolayısıyla bölge cumhu- riyetin ilk dönemJerindekı kararlılık- la harekete geçecek güçlü bir Türki- ye'nin girişimlerine gereksinim duy- maktadır. Bu gırişimlerin başlangıç noktası da BM kararlanna ters düş- meyecek biçimde, ancak ondan ayn bir platformda, Bağdat yönetimi ile karşılıklı güven sağlayıcı önlemleri ele almak ve yürürlüğe sokmaktır. Bundan sonra yapılacak iş, Avrupa Güvenlik ve îşbirliği örgütü örneğini göz önünde tutarak öteki komşularla yeni ve 21. yüzyılın siyasal ve ekono- mik koşullanna uygun, ikili güvenlik ve işbirliği anlaşmalan için girişim- lerde bulunmaktır. Eşzamanh olmalı "Türkiye'nin banş, güvenlik ve iş- birliği girişinu"" Doğu Akdeniz'le bir- likte Kafkasya ve Balkanlar'da da eş- zamanlı olarak ortaya konmalıdır. 21. yüzyılda bir ülkenin gücü ve prestiji, askeri ve ekonomik gücünün yanın- da. ideolojisini. kültürünü ve uluslara- rası kuruluşlan etkin bir biçimde kul- lanarak uluslararası gündemi belirle- me yeteneğine de bağlı olacaktır. Tür- kiye'nin gönenç ve istikran, ülke için- de gerçekleştireceği demokratikleşme ve ekonomik kalkınma kadar, sınırla- nnın ötesinde gerçekleştireceği banş, güvenlik ve işbirliği kuşağına da bağ- hdır. Bu yolda atılacak enerjik adım- lar, son zamanlarda uluorta kullanılan ve gerçek anlamlanndan uzaklaşma eğilimi gösteren "aktifdışpoBtika"ve "onurlu dış politika"nın da ta kendisi- dir. Körfez Savaşı ve savaş sonrası dü- zenlemeleri Türkiye'nin 70 yıllık do- ğu statükosunu bozmuş ve ülkeye gü- vensizlikten başka bir şey kazandır- mamıştır. Son harekâtın Türkiye'nin güvenliğine katkısı, bu askeri harekât "banş,gfivenlikve işbiriiğigbişimi" ile tamamlandığı takdirde kalıcı olabilir. Türkiye, Balkanlar, Kafkasya ve Do- ğu Akdeniz gelişmelerine, başkalan ve hatta uluslararası kuruluşlar tarafın- dan belirlenen gündemle katılmama- lı, gündemi banş ve işbirliği yönünde kendisi belirlemelidir. _ * AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Ogretim Üyesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle