Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 MART 1995 CUMA
8 DIŞ HABERLER
Göttıan Paris'te
• PARİS (Cumhuriyet) -
Milli Sa\Tjnma Bakanı
Mehmet Gölhan, Bati
Avrupa Silahlanma
Grubu'nun (WEAG)
önceki
düzenlenen ve resmi
olmayan toplantısına
katıldı. Fransa Milli
Savunma Bakanı François
Leotard'ın davetlisi olarak
toplantıya katılan Bakan
Gökhan, düzenlenmiş olan
bır günlük seminerde
dığer Batı Avrupalı
meslektaşlanyla bir araya
geldi. Kapalı kapılar
ardında yapılan söz
konusu seminerde,
WEAG"m iki yıllık dönem
başkanlığını almış olan
Fransa'nın öncelik
vermeyı tasarladığı
konular gündeme geldi.
Aknanya'da ilk
sımr dışı
• MÜNİH(AA)-
Almanya'da, sınır dışı
edilmeme yasağının
kalkmasından altı gün
sonra ilk sınır dışı
Münih'tenyapıldı.
Bavyera Eyaleti lçişleri
Bakanlığı. uyuşturucu
ticareti yapan 30 yasındaki
Kürt kökenli bir Türk
vatandaşını dün sınır dışı
etti. Sınır dışı edilen bu
şahıs, Alman mahkemeleri
tarafından üç yıl hapis
cezasına çarptınlmış ve
cezasının ikı yılını
Bavyera eyaletinde
çekmışti. Eyalet lçişleri
Bakanlığı, önümüzdeki
günlerde sınırdışı
edilecek olan Kürk
kökenli Türk
vatandaşlannın sayısının
50 ila 60 olduğunu belirtti.
İran'a gizli silah
^Solım-e
satışı
• STRASBOURG (AA) -
Fransa"da yayımlanan
UExpress dergisi.
Fransa'nın gizlice İran'a
silah sattığını öne sürdü.
Dergide yayımlanan
haberde. Fransa'nın iran'a
havadan karaya atılan
fuzelerden sattığı ve söz
konusu gizli silah satışının
lçişleri Bakanı Charles
Pasqua'nın denetiminde
yapıldığı kaydedildi.
Fransa'da 1991 yılında
öldürülen eski Iran
Başbakanı Şahbur
Bahtiyar'ın katillerinin
Paris'te yargılanmasının
Tahran'ı kızdırmasından
korkan Fransız lçişleri
Bakanlığı'nın, söz konusu
silah satışını bilerek
organize ettiği ileri
sürüldü. Fransa, İran'a
füze sattıgına dair iddialan
yalanladı. Fransa lçişleri
Bakanı Charles Pasqua,
ülkesinin iran'a fîize
sattığını iddia eden
L'Express dergisi
hakkında soruşturma
açılmasını istedi.
Irak'taki iki
Amerikalı
• BAĞDAT(AA)-Irak
Ticaret Bakanı
Muhammed Mehdi Salih,
Kuveyt sınınnı geçerek
Irak topraklanna girdikten
sonra gözaltına alınan iki
Amerikan vatandaşının
"Güvenlikte olduklannı
ve iyi muamele
gördüklerini" söyledi.
Salih. Bağdat'ta
düzenlediği basın
toplantısmda, Irak'ta
gözaltında bulunan iki
Amenkalının durumu ile
ilgili ilk kez resmi
açıklamalarda bulundu.
Bu iki kişinin Irak
yasalannı ihlal ettiklerini
belirten Salih, mahkemeye
verilip verilmeyecekleri
konusunda resmi bir
karann henüz
ahnmadığını kaydetti.
Iraklı bakan. ülkesine
yönelik BM ambargosunu
ima ederek "Beş yıldan bu
yana 20 milyon Irak insanı
hapsedilmiştir. Bu iki
Amerikalı. ABD ve tngiliz
saldırganhk politikalannın
rehineleridir" şeklinde
konuştu.
Lockertie
samklarına ödül
• W\SHINGTON (AA) -
ABD Federal Soruşturma
Bürosu(FBI), 1988
yılında lskoçya'nın
Lockerbıe kasabası
semalannda düşürülen
Pan Amenkan yolcu
uçağına yönelik sabotajın
Libyalı sanıklar için adam
başı 2 milyon dolar ödül
konulacağını açıkladı.
Sanıklar, ABD'nin "en
çokaranan 10 kişi"
listesine alınıyor. Libya,
iki sanığın yargılanmak
üzere ilgili ülkelere iade
edilmelerini reddettiği için
diplomatik ve tıcari
uluslararası ambargo
altında bulunuyor.
Avrupa'nın pek çok ülkesinde son iki yılda yapılan seçimlerde sol partiler iktidara döndü
GÜNSEÜ KARTAY
Sovyetler Birlıği'nin dağıl-
masından sonra dünya çapmda
çözülme sürecine giren sol. Av-
rupa'da yeniden toparlanmaya
başladı. Kuzey Avrupa'daki re-
fah toplumlanndan Orta Avru-
pa'daki eski komünist devletle-
re kadar pek çok Avrupa ülke-
sinde sol partiler iktidara dönü-
yor. 1990'lann başlannda olan-
ca gücüyle eserek sol partileri
iktidardan uzaklaştıran liberal
rüzgarlar, artık etkisini yitirmi-
şe benziyor.
Komünist ve sosyal demok-
rat yönetimler döneminde gele-
ceği devlet tarafından güvence
altına alınmış olan kitleler,
1990'larda liberal yönetimlerin
sosyal politikalan terketmele-
riyle birlikte bu güvenceden
yoksun kaldı. Yükselen işsizlik
ve enflasyonun yarattığı güven-
sizlik ortamından bunalan kit-
leler, çareyi 'eskiye dönöş'te
buldu.
Eski SSCB cumhuriyetlerin-
den Litvanya'da başlayan 'sola
döoüş' eğilimi, daha sonra eski
Doğu Bloku ülkelerinden Po-
lonya ve Estonya ile kuzeyin
'refah devletten" Isveç, Norveç,
Danimarka ve Finlandıya'da et-
kisini gösterdi.
Litvanya
Solculann iktidara dönüşü,
1992 yılında Litvanya'da yapı-
lan seçimlerle başladı. Bu kü-
çük Baltık cumhuriyeti,
SSCB'ye ve Moskova'nın ege-
menliğine bayrak açan ilk ül-
keydi. Litvanya halkı bağımsız-
lığa kavuşmak için Kızılor-
du'ya karşı koymuş, Rus tank-
lanna direnmiştı.
Komünist yönetime karşı yo-
ğun mücadele veren Litvanya
halkı bağımsızlığa kavuştuktan
yalnızca bir yıl sonra, 1992 yılı
kasım ayında yapılan ilk ser-
best seçimlerde eski komünist-
leri yeniden iktidara getırdi.
Bu seçım sürprizi. ekonomi-
si tamamen Rusya'ya bağımlı
olan Litvanya'nın bağımsızlığı-
nı elde ettikten sonra Mosko-
Nüfus: 8 mityon 800 bin
Başbakan: Ingvar Caıisson
Enflasyon:% 2.2 (1992)
Kişi başına GSYH: 16.900 dolar
NORVEÇ
Nüfus: 4 milyon 350 bin
Başbakan: Gro Harlem
Brundtland
Enflasyonr% 2.4 (1992)
Kişi başına GSYH: 17.700 dolar
, Tallinn
ESTONYA
DANİMARKA
Nüfus: 5 milyon 200 bin
Başbakan: Poul Nyrup
Rasmussen
Enflasyon:%2(1992)
Kişi başına GSYH: 18.200 dolar
V>
LİTVANYA
ilniusO
İRkANDA J
VarşovaO
POLONYA
İNGİLTERE \ HOLLANDA
FİNLANDİYA
Nüfus: 5 milyon 70 bin
Başbakan: Paavo Lipponen
Enflasyon:% 2.6 (1992)
Kişi başına GSYH: 15.900 dolar
ESTONYA
Nüfus: 1 milyon 620 bin
Başbakan: Arnold Ftuutel
Enflasyon:% 1076 (1992)
GSYH: 6.7 milyar dolar
RUSYA
LİTVANYA
Nüfus: 3 milyon 850 bin
Devlet Başkanı: Algirdas
Brazauskas
Enflasyon: % 1165 (1992)
GSYH: 7.8 milyar dolar
_L
POLONYA
Nüfus: 38 milyon 655 bin
Başbakan: VValdemar
Pavvlak
Enflasyon: % 43 (1992)
GSYH: 83.59 milyar dolar
va'nın ekonomik desteğinden
yoksun kalmasının sonucuydu.
Bağımsızlık sonrasındaki
bir yıllık zor dönemde iktidan
üstlenen Vkautas Landsbergis
liderliğindeki Sajudis. ekono-
mik reformlan gerçekleştirme-
ye çalışırken pek çok engelle
karşılaştı. SSCB döneminde
petrol ve elektriği sübvanse
edilmiş fiyatlarla Rusya'dan sa-
tın alan Litvanya, bağımsızlık
sonrasında bunlara dünya fi-
yatlan üzerinden bedel ödemek
zorunda kalınca, denn bir knze
gırdi
Bunlara giderek artan hayat
pahalılığı, düştükçe düşen üc-
retler, bir türlü gerçekleştırile-
meyen toprak reformu da ekle-
nince, halkın seçimi 'eskiye dö-
nüş'ten yana oldu.
Polonya
1990'lann başlannda güçlü
liberal rüzgarlann etkisinde ka-
lan eski Doğu Bloku ülkelerin-
den Polonya da ! 993 'te seçimi-
ni 'eskiye dönüş'ten yana kul-
landı. l"990 seçimlerinde 'ko-
münistlerden kurtulmak' için
merkez sağa oy veren Polonya
halkı uygulamaya konan radi-
kal ekonomik reformlardan
duyduğu hoşnutsuzluğu, 19
Eylül 1993 'te yapılan seçimler-
de eski komünistleri iktidara
getirerek gösterdi.
Sol partilerin iktidara geli-
şiyle birlikte, Polonya"da tam
gaz giden ekonomik reform sü-
reci de yavaşlamış oldu. Ancak
artık komünistler de değişmişti
ve başlamış olan değişim süre-
cini tersine çevirmek olanak-
sızdı. Bu nedenle, ekonomik
reformlar yavaşlamakla birlikte
sürdü.
Estonya
Eski Doğu Bloku ülkelerin-
den Estonya. solculann iktidara
dönüş zıncirinin son halkasını
oluşturdu.
SSCB'den bağımsızlığını ka-
zandıktan sonra reformcuları
iktidara getiren Estonya halkı,
5 Mart i 995"te yapılan seçim-
lerde eski komünistlen iktidara
taşıdı.
Solun yükselişi, Kuzey Av-
rupa ülkelerinde de en parlak
dönemlerini yaşıyorlar. Isveç,
Danımarka ve Finlandıya'da
son 6 ay içinde yapılan seçim-
lerde sol partiler büyük başan
kazanarak yeniden iktidara gel-
di. Bu üç ülkeye, sosyal de-
mokrat hükümetin ikı yıldır iş
başında bulunduğu Norveç'i de
eklediğımizde, tablo tamamla-
nıvor.
İsveç
1991 'de yapılan genel seçim-
lerde iktidan Muhafazakar Par-
ti'ye kaptıran sosyal demokrat-
lar, geçen eylül ayında iktidara
döndüler. 1991-1994 arasında
ülkeyi yöneten Carl Bildt'in
başbakanlığındaki dört partili
orta-sağ koalisyonu, iktidan
boyunca ülkeyi büyük bir hızla
ekonomik darboğaza sokma-
nın, Isveç'in tarihinde görme-
diği oranda işsizler ordusu ya-
ratmanın bedelini, iktidan ye-
niden sosyal demokratlara kap-
tırarak ödedi.
Finlandiya
1991 seçimlerinde merkezci
ve sağ partilerin karşısında ye-
nılgiye uğrayarak 25 yıldır ilk
kez muhalefete düşen sosyal
demokratlann 'dönüşü mutıte-
şem oldu'. Geçen pazar günü
yapılan seçimlerde yüzde 28
oranında oy toplayan sosyal de-
mokratlar, 2. Dünya Savaşı
sonrasından bu yana en büyük
zaferlerini kazandılar.
Norveç
1993 yılında yapılan seçim-
lerde iktidara gelen Gro Har-
lem Brundtiand liderliğindeki
sosyal demokrat hükümet,
1997 yılına dek iktidarda.
Bütün bunlann yanı sıra, ls-
panya, Portekiz ve Yunanistan
gibi sol partilerin iktidarda bu-
lunduğu Avrupa ülkelerini de
göz önünde bulundurduğumuz-
da, solun Avrupa'da altın çağını
yaşadığını söylemek yanlış ol-
maz. Kamuoyu yokİamaları,
yıllardır Muhafazakar Parti'nın
iktadarda olduğu Ingiltere'de
bile Işçi Partisi'nin öne geçtiği-
ni gösteriyor.
Nedenteri
Sosyal Demokratlan yeniden
iktidara getiren Avrupa ülkeie-
rinin hemen hepsi benzer özel-
likler gösteriyor; derınleşen
ekonomik bunalım. giderek bo-
zulan gelir dağılımı, artan iş-
sizlik ve yükselen enflasyon.
Ekonomik bunalımın iktidara
taşıdığı Sosyal Demokratlar,
merkez-sağ iktıdarlann izlediği
liberal ekonomi politikalannın
yarattığı izleri, sosyal harcama-
lara ağırlık vererek kapatmaya
çalışacaklar.
Ancak siyasal gözlemciler,
sosyal demokratlann da eski-
sinden daha farklı bir çizgi iz-
leyebileceklerini savunuyorlar.
Yaygın kanı. ciddi ekonomik
sorunlarla karşı karşıya bulu-
nan sosyal demokrat liderlerin,
ekonomik felaket tehlikesine
karşı sağlık. eğitim ve sosyal
güvenlik harcamalannda kesın-
tiye gitmek zorunda kalacaklan
yönünde.
Gözlemcilere göre, bu du-
rumda merkez-sağ ıktidarlann
karşısında kozunu yitiren sos-
yal demokratların gelecek se-
çimlerde işi daha da zor olacak.
topıın ağzuıda
Belçika Dışişleri Bakanı Vandenbroecke'un Agusta skandah nedeniyle
istifa etmesinden sonra gözler NATO Genel Sekreteri'ne çevrildi
Dış Haberler Servisi - Bel-
çika Dışişleri Bakanı'nın ön-
ceki gün Agusta skandalına
adı kanştığı gerekçesiyle isti-
fa etmesınin ardından tüm
gözler NATO Genel Sekreteri
Willy Claes'e çevrildi.
Dışişleri Bakanı ve Başba-
kan Yardımcısı Frank Van-
denbroucke'nin istifası bir yılı
aşkın süredir devam eden
olaylar dizisinde yeni bir per-
denin açılmasına neden oldu.
Vondenbroecke'un hatalarını
itiraf ederek istifa etmesinin
olumlu bir hareket olduğunu
belirten Belçika basını, Claes
için aynı şeyi söylemenin
mümkün olmadığını ifade
ediyor. Belçikalılar tarafindan
geleceğin başbakanı gözüyle
bakılan 39 yaşındakı Van-
denbroucke, önceki akşam is-
tifasını verdikten sonra yaptı-
ğı açıklamada. ağır ithamlar
altında bulunduğunu ve ken-
disini bakan sıfatıyla koruma-
nın zor olacağını düşündüğü-
nü söylemişti. Dışişleri Baka-
nı Vandenbroecke, istifasın-
dan hemen önce Flaman Sos-
yalist Partisi (SP) adına açıl-
mış ve yolsuzluklarla elde
edilen paranın yatınldığı bir
gizli hesaptan haberi olduğu-
nu itiraf etmişti. Vandenbro-
ecke, Agusta skandalının pat-
lak vermesine neden olan rüş-
vet olaylannın yaşandığı dö-
nemde SP'nin başkanıydı.
Vandenbroecke, geçen ay
yaptığı açıklamada, yolsuzluk
suçlamasından şu anda ceza-
evinde bulunan parti muhase-
becisi Etienne Mange'm ken-
disinin yanı sıra dönemin
Ekonomi Bakanı Claes'ın ve
yine dönemin içişleri bakanı
Louis Tobback'ın Agusta'nın
rüşvet teklifınden haberder et-
tığini bildirmişti.
1988'de Belçika hükümeti,
altı askeri helikopter için açı-
lan ihaleyi helikopter üreticisi
Italyan Agusta şirketinin ka-
zandığını açıklamıştı. Bunu
izleyen aylarda Agusta'nın,
Flaman Sosyalist Partisi Ge-
nel Sekreteri Luc VVallyn'in
banka hesabına önemli mik-
tarda havale yapıldığı ortaya
çıkanlmıştı.
Ekonomi bakanı olarak im-
za yetkisini elinde bulundur-
duğu dönemde gerçekleştiri-
len yolsuzluklann ortaya çık-
masıyla durumu büyük ölçüde
sarsılan NATO Genel Sekrete-
ri Willy Claes'ın Vandenbro-
ecke'ın istifasıyla eskisinden
de daha yoğun baskıyla karşı
Skandalın kurbanları
Belçika Dışişleri Bakanı Frank
Vandenbroecke'un istifasına neden
olan Agusta dosyası. gün ışığına
çıkartıldığı günden bu yana Belçika
siyaset sahnesinde fırtınalar
kopanyor. Yolsuzluk skandah, geçen
yılın başında aralannda dönemin
Savunma Bakanı Guy Coetne da
olmak üzere Flaman Sosyalist
Partisi'nin üç üst düzey yetkilisinin
istifa etmesine yol açmıştı. Skandalı
ortaya çıkartan ve açıklamalarda
bulunacağını açıklayan Sosyalist
Milletvekili AndreCools, evınde
öldürülmüştü. Belçika savcılığı. yolsuzluk ıddialanna adı
kanşan parti sekreteri Johan Deiangfae. sayman Etienne
Mange ve avukatı, 1 Şubat 1995'de tutukladı. Yine, skandala
adı kanşan Belçika Hava Kuvvetlen eski komutanı emekli
general Jacques Lefebre, bundan iki hafta önce Brüksel'de
bir otel odasında intihar etmiş olarak bulunmuştu.
Lefebre'nin Italyan Agusta ve Fransa'nın Dassault uçak
şirketlerinden rüşvet aldığı ortaya çıkartılmjştı.
Claes: Sıra ona geldi
karşıya kaldığı ifade ediliyor.
Claes. olayın ortaya çıktığı ta-
rihten bu yana yolsuzluklar-
dan hiç haberi olmadığını yi-
neliyor. Ancak skandalın üze-
rindeki örtü kalktıkça Cla-
es'in sözleri de giderek inan-
dıncılığını yitiriyor. Gözlem-
ciler, 1989 yılında partinin ba-
şına gelen Vandenbroecke'un
olaylardan haberi olduğunu
itiraf etmesinin ardından ola-
yın olduğu 1988 yılında eko-
nomi bakanı konumunda bu-
lunan Willy Claes'in hala yol-
suzluktan haberi olmadığını
iddia etmesinin kesinlikle
inandıncı olmadığını söylü-
yorlar. Claes'in görevinden is-
tifa etmesi gerektiğini savu-
nan Belçika basını, NATO
Genel Sekreteri'ni iyice köşe-
ye sıkıştıran son gelişmeleri
şöyle özetliyor
# Vandenbroecke, eski
parti saymanı Mange'ın parti
yönetimini Agusta'nın rüşvet
teklifinden haberdar ettigini
itiraf edince, Claes varlığmı o
ana kadar inkar ettiği toplanh-
yı bir anda "haörladı". •
# Claes'in yolsuzluğa bu-
laştığını ilk iddia eden Flaman
gazetesi Het Lassatse Ni-
euvvs'a karşı açılan dava ge-
çen ay aniden düşüriildü.
# Agusta yolsuzluğuna ka-
nştığı gerekçesiyle tutuklanan
Claes'in eski Özel Müdürü
Johan Delanghe'ın, geçen ay
mahkemece serbest bırakıldı.
Çeçen savaşçılar, Rus birüklerinin şiddetü sakünlan karşısında
Şaü'deki mevzileriııi bırakarak dağhk bötgelere doğru çeküiyor.
Çeçenler
Şali'yi
terk ettiDış Haberler Servisi - Rus
birlikJeri Grozni'den sonra Çeçen
direnişçüerinin yeni merkezi hali-
ne gelen Şali kentıne yönelik sal-
dırılannı aralıksız sürdürürken
Çeçen komutanlar kentin güven-
liğinin kalmadığı gerekçesi ile
merkezlerini bilinmeyen bir böl-
geye taşıdılar. Argun kentinin
Rusların eline geçmesi ve Şa-
li'nin yoğun topçu ateşi ve hava
saldınsı altında kalması, Çeçen
milis kuvvetlerinin savunma
mevzilenni dağhk bölgelere çek-
mesine yol açıyor.
Interfax'ın dünkü haberine gö-
re, Argun kenti Rusların eline
geçti. Bölgedeki Rus güçlerinin
komutanı Anatory Kulikov. ağır
hava ve topçu ateşi sonrası Çeçen
direnişçilerin Argun'u terk ettıği-
ni açıkladı. Rus askerleri, Şali'ye
15 kilometre mesafede bulunan
Meskeryurt köjünü ele geçirdiler
ve Şali ile Argun arasındaki yolu
da kesmeyi başardılar. Dolayısıy-
la değişik merkezlerdeki direniş-
çilerin birbirleriyle temasını en-
gelledıler. Şali'de yaşayan siviller
yoğun topçu ateşi ve hava saldın-
sı altında kenti terk ederek dağla-
ra doğru çekildiler. Şali'de pek
çok bina, yol ve köprü yerle bir
olurken kent merkezindeki işlek
bır caddeye 3 roket isabet etti. Şa-
lililer saldmda 4 kişinin yaralan-
dığını ileri sürdüyse de kesin ra-
kamlar henüz bilinmiyor. Çeçen
savaşçılannın ağır kayıplar verdi-
ği gelen haberler arasında.
Konuk
yazar Irak harekâtının düşündürdükleriPROF. DR ORAL SANDER
Türkiye'nin 20 mart günü Kuzey
Irak'ta başlattığı sınırlı askeri harekâ-
tın amacının sınır güvenliğinin sağ-
ianması olduğu anlaşılıyor. Eğer bu
harekâtın, bu amaca yönelik son hare-
kât olması bekleniyor ve askerlerimi-
zin Kuzey Irak'ta uzun süre kalması is-
tenmiyorsa bazı önemli konulann dik-
kate alınması gerekiyor.
1989 sonrasının bekJenmedik geliş-
meleri yeryüzünü kabaca ikiye bölme
yolundadır. Batı Avrupa, Kuzey Ame-
rika ve Pasifik bölgesinin bir bolümü-
nün oluşturduğu banş. istikrar ve bü-
tünleşme alanı ile geriye kalanının
oluşturduğu çatışma, istikrarsızlık ve
parçalanma alanlan. Bunlann içinde
20. yüzyıl biterken en tehlikelı olan-
lan ise Ortadoğu, Kafkasya ve Bal-
kanlar'dır. Türkiye ise bu üç istikrar-
sızlık bölgesinin tam ortasında yer alı-
yor. Türkiye. demokratik ve ekono-
mik yapısını ne kadar güçlendirirse
güçlendirsin ve hatta Avrupa Birli-
ği'ne tam üye olarak da girsin, kom-
şulan demokrasi, kalkınma ve siyasal
istikrardan nasibini almamışsa uzun
vadeli istikrar ve gönencın gerçekleş-
mesi son derece zor olur. Dolayısıyla
taktik düzeydeki askeri. ekonomik ya
da siyasal gırişimlerin başanlan, stra-
tejik nitelikli girişimlerle bütünleşme-
dikçe kısa vadeli olacaktır.
Banş alanlan
Türkiye'nin içinde bulunduğu böl-
gelerdeki stratejik basansı, bu bölge-
lerin yukarda belirtilen banş alanlan
içine alınmasıdır. Bu da uzun vadede
Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Örgü-
tü'nün dayandığı temel ilkelerin uygu-
iandığı coğrafyanın, içine Kafkasya
ve Doğu AJcdeniz'i alacak biçimde ge-
nişletilmesidir. Bunun, bugün için ger-
çekçi ohnadığı ileri sürülebilir. Ancak
bu sürece bir noktadan başlanması ge-
rektiği de doğru olsa gerektir. Türki-
ye, bugünden tezi yok, Balkanlar, Kaf-
kasya ve Doğu Akdeniz'de çok yoğun
bir bölgesel banş ve işbirliği 'saldın-
sına
1
geçmek durumundadır. Türkiye,
gerek tarihi ve gerekse jeopolitik ko-
numuyla böyle bir girişimde buluna-
bilecek tek ülkedir. Cumhuriyet'in ilk
yıllanndan aldığımız tarih dersiyle gü-
ney ve doğumuzdan başlamak üzere,
tüm komşulanmızla ikili ilişkileri kar-
şılıklı güven temeline dayandıracak
ikili siyasal düzenlemelere gitmek an-
lamlı bir başlangıç noktasıdır. Tarihte
başan kazanmış çok taraflı işbirlikJe-
rinin temehnde, mutlaka güçlü bir böl-
gesel devletin güvenlik sağlayıcı ted-
birlere yönelik ikili girişimleri yatar.
1991 Körfez Savaşı, savaş sonrası-
nın çok taraflı düzenlemeleri ve Bir-
leşmiş Milletler'in bölge gelişmeleri-
ne genel yaklaşımı, Türkiye'ye güven-
lik sağlamadığı gibi, bu ülkenin •
1920'lerin ortalanndan 1980'lerin so-
nuna kadar belirli bir başanyla sür-
dürdüğü Doğu statükosunun temelle-
rini de sarsmıştır.
Bu statüko, 1920'lerle 1930'lann
doğu ve güney komşulanmızla imza-
lanan ünlü ikili banş ve işbirliği anlaş-
malan, Sadabad Paktı ve Soğuk Savaş
döneminin askeri nitelikli ve çok taraf-
lı düzenlemeleriydi. Şimdi bunlar ta-
rihe kanşrruş ve ortaya tam bir karma-
şa çıkmıştır. Dolayısıyla bölge cumhu-
riyetin ilk dönemJerindekı kararlılık-
la harekete geçecek güçlü bir Türki-
ye'nin girişimlerine gereksinim duy-
maktadır. Bu gırişimlerin başlangıç
noktası da BM kararlanna ters düş-
meyecek biçimde, ancak ondan ayn
bir platformda, Bağdat yönetimi ile
karşılıklı güven sağlayıcı önlemleri
ele almak ve yürürlüğe sokmaktır.
Bundan sonra yapılacak iş, Avrupa
Güvenlik ve îşbirliği örgütü örneğini
göz önünde tutarak öteki komşularla
yeni ve 21. yüzyılın siyasal ve ekono-
mik koşullanna uygun, ikili güvenlik
ve işbirliği anlaşmalan için girişim-
lerde bulunmaktır.
Eşzamanh olmalı
"Türkiye'nin banş, güvenlik ve iş-
birliği girişinu"" Doğu Akdeniz'le bir-
likte Kafkasya ve Balkanlar'da da eş-
zamanlı olarak ortaya konmalıdır. 21.
yüzyılda bir ülkenin gücü ve prestiji,
askeri ve ekonomik gücünün yanın-
da. ideolojisini. kültürünü ve uluslara-
rası kuruluşlan etkin bir biçimde kul-
lanarak uluslararası gündemi belirle-
me yeteneğine de bağlı olacaktır. Tür-
kiye'nin gönenç ve istikran, ülke için-
de gerçekleştireceği demokratikleşme
ve ekonomik kalkınma kadar, sınırla-
nnın ötesinde gerçekleştireceği banş,
güvenlik ve işbirliği kuşağına da bağ-
hdır. Bu yolda atılacak enerjik adım-
lar, son zamanlarda uluorta kullanılan
ve gerçek anlamlanndan uzaklaşma
eğilimi gösteren "aktifdışpoBtika"ve
"onurlu dış politika"nın da ta kendisi-
dir.
Körfez Savaşı ve savaş sonrası dü-
zenlemeleri Türkiye'nin 70 yıllık do-
ğu statükosunu bozmuş ve ülkeye gü-
vensizlikten başka bir şey kazandır-
mamıştır. Son harekâtın Türkiye'nin
güvenliğine katkısı, bu askeri harekât
"banş,gfivenlikve işbiriiğigbişimi" ile
tamamlandığı takdirde kalıcı olabilir.
Türkiye, Balkanlar, Kafkasya ve Do-
ğu Akdeniz gelişmelerine, başkalan
ve hatta uluslararası kuruluşlar tarafın-
dan belirlenen gündemle katılmama-
lı, gündemi banş ve işbirliği yönünde
kendisi belirlemelidir.
_ * AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi
Ogretim Üyesi