Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 27EYLUL1994SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Insanhaklan "buyrak"tur...
Ulusal egemenlik "insan haklan öğretisı"nın "yapma" dediğı
"nehjy"lerle (yasaklarla) bağlı olduğu kadar, belkı de ondan
fazla olarak "yap" dediğı buyruklarla çevnlıdır
Prof.Dr.BAHRİSAVCI
T
urkıyede, "insan hakla-
rı" uzennde konuşma
evresı açılmıştır Buyuz-
den "köktendınalik" de "vic-
dansal özgürlıik" alanını
aşıp devletı ve sosyo-kul-
türel yaşamın her yonunu ışgale kal-
karsa, bu bır boşuna çaba olacaktır
I- Once şunu bebrtmekte ve de oğ-
renmekte dayatmalıyız İnsan haklan
uzennde ne kadar durulsa azdır Vak-
üyle Fransız Devnmı'nın rahıp, fakat
etkın bır duşunur ve polıtıkacısı olan
Sieyes, "İnsan haklannı, tunç levhalar
özerine >azıp, her köşe başına asmalı;
geien okusun, giden okusun ve kendi in-
sansal olanaklarını, ayrıcahklannı oğ-
rensin" demıştır
II- Bızde de meşrutıyetlerden once
bıle yaabp soylenmıştır Onun ıçındır
kı konu. bırmoda olma duzevıne duş-
memıştır. bugunun "sivil toplum" ku-
rumlannın bır teması olmuştur Hat-
ta, köktencıler ıle kımı sev gı y andaşla-
n, ınsan haklannı, Islamın ıçınde go-
rûp yaymaya kalkmaktadırlar Ana-
yasalanmız (şu mahut 82 bıle) >ok et-
meye yonelık çabalanna karşın bır "in-
san haklarcı" rol o> namaktan gen kal-
mamıştır Cedıtçı Osmanlı teokrasıcı-
len bıle, Islamın ıçınde, ınsan haklan-
ndan soz etmektedırler
III- Ama, bızde, bu bolluğa karşın.
konuyu kavramada bır şe> ler. gene de
eksık kalmaktadır ve boylece eksık-
yanlış anlayışlara duşulmektedır In-
san haklan uzennde duranlardan ozur
dıleyerek bu konuda bır şeyler soyle-
mek ıstıyonım
l - Turkıye'de ınsan haklan derunce,
yalnızca devletı sırurlama -ıcra>ı gem-
leme-, onun ajanlannı (ozellıkle polısı)
o haşın tutumunda durdurma anlaşıh-
yor
Bu, yanlış değıl. fakat yetersız bıral-
gıdır Evet, "devlef'e yasama-yurut-
me->argı alanlannda, ıstedığını yaptı-
rmamak, ınsan haklan ıçınde vardır
Oğreünın ılk ışlevı, budur Ingıltere'-
de, daha 350 yıla yaklaşan bır geçmış-
te, "Habeas Corpüs" kurumu. "devlef-
'ı ve onun "ajan"lannı tutma. alıkoy-
ma, bedensel ve moral ışkence yapma,
tutuklama. hukum gıydırme ışlemle-
nnde. bağlayıcı. onu "keyfilil("'ten alı-
koyucu onlemler getırmıştır
Fakat "insan hakları öğretisi", bun-
dan once ve asıl temeünde. bır başka
ışlevındedeyımı olmuştur Buışlev 'İn-
san" denen varbğın maddesel, bıyolo-
jık. moral ve entelektuel kışılığı alan-
lannda, çağın ub-bılım-vıcdan-adalet
olçulenne gore y aşatılmasıru, gebştınl-
mesını sağlama konulannda, devlete,
onun butun organlanna. onlann da
butun ajanlanna, bunlann dışında da
butun sıvil kurumlanna. mesleklere,
sosval katmanlara aılelere ve de her kı-
şıye olumlu tutum ve uygulamalarda
bulunmayukumluluğudur Bunagore
butun bu saydıklanmız, ınsan haklan
oğretısının "yapma" dedıklennın ote-
sınde. "yap" dedıklenyle de ozelhkle
bağlıdırlar Yanı. ınsan haklan kur-
mada -geçerlı kılmada-, gelıştırmede
ve uyguiamada, sonsuz bır yukumlu-
luktedırler Butun bu kurumlar ve kı-
şıler, ınsanın kendı gucu v e sorumlulu-
ğu ıle kendını ınşada yetersız kaldığı
her yerde ve her zamanda, ınsanı. aıle-
yı, mesleğı. sosyal katmanı. ulusu, "in-
san ve insanlık onunT'na y araşır bır du-
zeyde korumak, gelıştırmek, yucelt-
mek ışlevı ıle gorevbdır Çağdaş oz-
gurluk. eşıtlık, guvence. katılma ve da-
yanışma, bu anlamda bır boyut ka-
zanmıştır Butun sıvıl toplum kurum-
lan vedevlet (sıyasal toplum) bu ışlevı-
ne gore vapılanma gorevındedır Bu,
"ulusal egemenlik"ı bıle bağlayan bır
ışlevdır
Ulusal egemenlik "insan hakları öğ-
retisi"nın "yapma" dediğı "nehi\"lerle
(yasaklarla) bağlı olduğu kadar. belkı
de ondan fazla olarak "yap" dediğı
buyruklarla çevnlıdır
Boylece. çağdaş ınsan haklan oğre-
tısı. bır yandan bu nehıylen, ote yan-
dan da bu ıstemlen ıçeren bır "isteme"
(talepte bulunma) ayncalığı duzeyıne
enşmıştır
Öyle kı, "çağdaş insan haklan öğ-
retisi". butun metafızıklen de genışlet-
mıştır Onlann. ancak bır lutuf. bır
bağış halınde ınsana verdıklennı, yanı.
gerçekte ınsan haklannı. butun meta-
fızıkçılerce tannnın yeryuzundekı gol-
gesı sayılan. bundan dolayı da hıçbır
yukumlulukle bağlanmayan devletın
"takdir"lenne bağlanan ınsan haklan,
butun nehıylen ve olumlu buyruk-
lanyla ulusal egemenlığı kullananlan
bıle bağlayıcı bır oğrelı duzeyıne
çıkmıştır
Batı'nın 1215 tanhlı Magna Car-
tasfndan, bızım de 1839 Gulhane
Hatt-ı Humayunu'ndan ben. ulusal ve
uluslararası bağlandığımız mevzuat
'Insan hakları"nı. kendısıne uyulması
gereken "buyruk",devletten yapılacak
"istem" duzeyıne çıkarmıştır Öğretı-
nın, "yap-geliştir-gerçekleştir" dediğı
buyruklar herkesın, devletçe yenne
getmlmesını ısteyeceğı "isteme ayrı-
calıklan"...
İşte, ınsan haklan kavramından soz
ederken bu ıkı ozellığı bırlıkte duşun-
mek gerekır Hatta, oğretının "yap"
dedıklennı one alan bır genış stratejı
ızlemek gereklı olur
Çunku, boylece tam gerçekleşen bır
"insan haklan ortamf'nda. ınsan hak-
lan oğretısının. o, "yapma"yı buyuran
bolumu de kendılığınden genış olçude
uygulama ıçıne gıncı bır ıvme kazan-
mış olur kı onun getıreceğı gelışmışlık
karşısında "siyasal iktidar"lann, ınsa-
nınfizıksel-bıyolojık-moral-entelektu-
el varlığını ezıcı, onurunu kıncı bır
"baskı" duzenı kurması ve uygulaması
olanaklan son derece zayıflar Butun
ınsanlar, oğretının ongorduğu "çağ-
daş olanaklar ve ölçiitler" ıçınde bır ya-
şamaya ve onura kavuşunca o, "yap-
ma"yı buyuran "nehiy"lenn "hasin-
kaba" uygulam ve usluplan, yavaşlar
veadaletleşme-uygarlaşma surea ıçın-
de soner gıderler
Bunu, ınsan haklan kavramının
çağdaş ıçenğını boyle,kavrarsak eskı
"İnsan Hakları Bildirgeleri"nden şım-
dıkı ulusal hukuklan ust duzeyden et-
kıleyen ve onlardan oncelık denen bır
anlayış surecı ıçıne gırmış olan ulusla-
rarası mevzuatın temel yonlennın ve
doğrultulannın şu anlamlarla. şu ılke-
lerde toplandığını goruruz
ı- Ozgurluk Butun maddesel-
moral-vıcdansal-entelektuel alanlarda
olmak uzere
ıı- Eşıtlık Butun bıreylenn-aılelenn-
mesleklenn-sosyal katmanlann "fır-
sat eşitlikleri"ne kavuşmalan ve "ada-
letü ölçıitler"e gore ışlem gormelen an-
lamını ıçennek uzere
ııı- Mulkıyet Emeğın urunu ve ka-
munun yaran doğrultusunda bır sos-
yal ıçenk kazanmak uzere
ıv-Guvence İnsanın-aılenın-mesle-
ğın-sosyal katmanın, butun maddesel,
moral, vıcdansal. entelektuel duşun ve
eylemlennı kapsamak uzere
v - Dırenme Sıyasal gucun ve ıktıdar
ajanlannın ınsan haklannı ıhlallenn-
den korunma ve kaçınmayı ıçermek
uzere
vı- Deneüm-katılma Bu beş husu-
sun uyumlaştmlmasının gereğı olarak
orgutlenmış olan "sivil toplum" ku-
rumlannca sureklı olarak yapılmak
uzere
vıı- Dayanışma Butun bıreylenn-
aılelenn-mesleklenn-sosy al katmanla-
nn, demokratık ılkelenn kabulu v e uy -
gulamalara geçınlmesı uğrunda bu-
tunleşmelen olmak uzere
Artık, ınsan haklannı tek tek sayıp
dokmeye gerek yok O, ışte bu ılkeler
doğrultusunda, zamanlann algılanna
gore boyuna artan. ureyen bır gelışım-
dır
ARADABIR
HASAN SATIR Emekli General
Solda İlke Bûtûnlüğü Genek
Bugun sosyal demokrat partılerdekı sorun bolunmuş-
luk değıl, tersıne onu yaratan ılke butunluğu ndekı nok-
sanlıktır
199O'lı yıllarda, ulkemızde partıler ıçınde bır ılke kar-
maşası olduğu gozle gorulur bır açıklıktadır Sol ıdeolojı
sağın ıçınde, sağ solun ıçınde, merkezdekıler en uçların
arasındafalan Bukarmaşao kadar belırgındırkı buışı
en lyı bılen koşe yazarlan bıle oldukça buyuk farklılıkları
olan bu ayrmtılara pek dıkkat etmek gereğını duyma-
maktadırlar Partılerde bolunmuşluğu yaratan ışte bu
karmaşadır
nKe, çok tyı bılındığı gıbı her partının bırımlerını bırbırı-
ne yapıştıran guçlu bır tutkaldır Ilke olmazsa ya da bır
örgutun bıreylerı, o orgutun ılkelerını kerhen (ınanmak-
sızın) kabul etmışler de aynı orgut ıçınde kendı kafaların-
dakı ılkelerı surduruyorlarsa, orgutte olması gereken ve
bırımlerı bırbırıne yapıştıran tutkal yok olmuş demektır
Bugun SHP ve CHP ışte tıpkısı tıpkısına boyledır Her ıkı
partıde de, partılerının ılkelerıne gonulden manmış, altta
da ustte de yeterlı kımse bulmak çok zordur A'dan Z'ye
kımınle konuşulursa konuşulsun, kendısını sol ıdeolojılı
ya da sosyal demokrat bır polıtıkacı olarak tanıtmakta-
dır Oysa bu kımselerın ıçınde bulundukları ve yukarıda
adı geçen partılerın ılkelerı ne sol ıdeolojılıdır, ne de on-
lann anladığı anlamda sosyal demokrattır Bu partıler
once merkez solda olan partılerdır ve sol ıdeolojıden
çok çok farklı yanları vardır Yıne bu part/ler 1980 oncesı
CHP'nın ılkelerını ve amblemını benımsemışlerdır ve
hâlâ da onun devamı olduklarını ıddıa etmektedırler
Oysa kı o CHP ılkelerı, bugun sol ıdeolojı olup da SHP ve
şımdıkı CHP'nın ıçınde çoğunlukta bulunan kımselerın
duşunduğu gıbı ne kadar sol ıdeolojıye yakıştırılırsa ya-
kıştırılsın, belkı bıraz yakın olsa bıle, o yakıştıran kışıle-
rın anladıkları şekılde sosyal demokrat ılkeler değıldır-
ler
O ılkeler, her bırı bırokla ıfadeedılen 'Ataturk ılkelerı'-
dırler Azız Atatürk, bugun olduğu gıbı bır ıkısının kaldığı
dunyada değıl, komunızmın faşızmın, sosyalızmm, ka-
pıtalızmın ve lıberalızmın dunyada kol gezdığı bır çağda
teker teker ınceleyerek, yasayarak, gorerek ve bılerek o
ılkelerı saptamıştır Eskı CHP'nın tabanındakı bır kımse
de onun ıçın yıllarca o CHP yı desteklemıştır sosyal de-
mokrat olduğu ıçın değıl O halde bır partının amblemı
altı oku taşırken, tuzuğu ılke olarak Ataturk ılkelerını ıçe-
rırken o partı, yonetım boşluğundan dolayı ıçıne karış-
mış olan yabancı ıdeolojılı kımselerce sol partı ya da
Marksıst kokenlı sosyal demokrat bır partı olarak sergı-
lenmeye başlanmışsa, orada ne tutkaldan soz edılebılır
ne fikırden ne de o partının alternatıflığı ınandırıcı olur
Elbette bır bırey ıçın çok solda olmak kabahat falan
değıldır Ama o bıreyın cok solda olduğu halde kendı
ıdeoloıısını ılkesı bu ıdeolo/ıye uygun olmayan bır partı-
de surdurmesı, hele bıferek ya da bılmeyerek bu ıdeolo-
jısını ıçınde bulunduğu partının ılkesıymış gıbı gormesı
ve gostermesı, durust bır davranış olamaz Partı ıçın
boyle bır durum ıse son derecede yıpratıcıdır Bolucu-
dur
Bugun butun partılerde bu durum vardır Ancak bun-
dan en çok etkılenen partıler, ılkelerını belırgın tutmak
zorunda olan partılerdır Ilkeler flulaştıkça partılerden
kopmalar kaçınılmaz bır sonuçtur Sağ partıler ıçın boy-
le bır zorunluluk olmayabılır Cunku onların ılkelerının
temelını teşkıl eden dın somurusu ve sermaye oyunları,
ulkemızın seçmen tabanının ozellığı nedenıyle bıreyı ık-
na etmede pek buyuk uğraşa gereksınım hıssettırmez
O halde, bugunku sorun, solda bırleşmek ve bolun-
müşluk değıldır Bugunku sorun, eksı sonsuzdan artı
sonsuza değtn sıyasal yelpazenın neresınde olursa ol-
sun, bır partının ılkelerıne sahıp çıkması ve onlarla taba-
nı, ulkenın başına oturunca bıreylere mutluluk getırebı-
leceğıne ınandırmasıdır
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
Cemıyetırruz uyesı. değerb arkadaşımız
MUZAFFER YORGANCIOĞLU
24 Ey lul 1994 Cumartesı gunu vefat etmıştır
1940 y ılında Antalv a"da doğan Yorgancıoğlu. gazetecılığe
1971 yılında Mıllı Gazete de başladı Zaman Gazetesf nde
mesleğını surdurdu Bırsure Basın-Y ayınve Enformasyon
GenelMuduclugu'ndeçalışan Yorgancıoğlu. 1984'teTRT ye
geçtı ve 1988"den ben TRT Yay ın Denetleme Kurulu'nda'
görevyapıyordu
Vefatı camıamızda buyıak uzuntu yaratan Muzaffer
Yorganaoğlu'nun cenazesı 25 Eylul 1994 Pazar gunu
Antalya'run Kumluca ılçesı Yaar Koy u'nde ebedı
ıstırahatgahına tev dı edılmıştır
Muzaffer Yorganaoğlu'na Tann dan rahmet. aılesı ve
uyelenmıze başsağlığı dılenz
TtRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ
Ormanlaryanarkenve biz seyrederken...
Bazılannın, "Abartacak bır şey yok, geçen yıl da aynı mıktarda
orman yanmıştı" bıçımındeki safsatalannı yüzlenne vurmak, böyle
bir savunmayı mahkûm etmek gerekıyor.
Doç. Dr. EROL KÖKTÜRK Harita Mühendisi
1
994 yıhnın yaz aylan, televızyon-
larda, başka toplumsal alevlenn
yanı sıra ormanlardakı alevlenn
de yukselışının seyredıldığı bır
donem oldu Gelıbolu ıle yoğun
bıçımde kamuoyu gundemıne
gırdı orman yangınlan Yangınlar yuksel-
dıkçe, ıçımız parçalandı Ama korkum,
bunlar unutulup gıdecek Insanlar yıne,
gundehk yaşam sıkıntılan ıçınde, bır daha-
kı yangına kadar anımsamayacaklar bun-
lan
Yangınlann bınne oburu eklenırken ve
yayın organlan değışık nedenler uzennde
dururken, bugune kadar devlet katında bu
nedenler, faıller, yakanlar konusunda ger-
çek bır kanıt ortaya konulamamış olması-
nı, bır vatandaş olarak hayretle ızhyorum
Anız gıdıyor, gıdıyor, ormanı bır kenann-
dan tutuşturuyor Pıknık denıyor, sıgara
ızmantı denıyor Daha ılen, sabotaj denı-
yor Daha ılen spekulatorler denıyor
Değerh bılım adamı Prof Dr Lütfîi Du-
ran'ın dediğı gıbı tam bır "yönetim karma-
şası" yaşanıyor ulkede Bır pohtıka uygu-
lanıyor Orman yanıyor, bır şey yapılamı-
yor Gecekondulaşma oluyor bır şey
yapılamıyor Kıyılar yağmalanıyor, bır
şey y apılamıyor Ondan sonra da denıyor
kı. "devlet küçülsün ve bu çerçevede elindeki
topraklan da elden eıkarsın..." Ve dıyor kı
bazılan, "gecekondulaşmanın nedeni, devle-
tin toprak sahibi olmasıdır." Hayretler ıçın-
de okuyorum
Bencje bunlann nedeni devletın toprak
sahıbı olması değıldır. tam tersıne "devletin
topraklanmn sahibi olamamasıdır." Ve
devlet cumhunyet donemı boyunda ozel
mulkıyete gosterdığı ozenı, hıçbır zaman
kendı mulkıyetıne gostermemıştır Ve son
yıllarda, hele hele 1983'lerden sonra kendı
mulkıyetıne tasfıyecı bır yaklaşıma gırmış.
bunu yasalanyla da desteklemıştır
Bu sureç 1926'dan ben boy le ışlemıştır
Saym Tului Sönmez'ın 31 12 1992 gunlu
Cumhıınyet gazetesındekı şu yaklaşımı ve
sorusu bugun de geçerlıdır Taşınmaz ıyelı-
ğı (mulkıyetı), Turk Yurttaşlar Yasası'run
(Medenı Kanun) 632 ve ızleyen maddele-
nnde tum esaslanyla tanımlanmış ve açık
hukumlere bağlanrruştır 4 Nısan 1926'da
yayımlanan bu kanun, 936 maddesı gere-
ğınce 4 Ekım 1926'da yururluğe gırecektır
Demeye kalmadan 15 gun sonra alelacele
19 4 1926 gunlu ve 810 sayılı bır kanun yu-
rurluğe konarak, "zamanaşımı veva senet-
siz olarak edinildiğd iddia edilen araziler"
muracaat edenın adına "mülkiyeti tapuya
tescil edilir" hukmu getınlıyor Yurttaşlar
Yasası kabul olunmuş, hatta ılan da olun-
muş, pekıyı, öyleyse bu temel yasanın ta-
şınmaz mulkıyetıyle ılgıh hukumlennı bır
anda bertaraf edıveren bu yasa kımler tara-
fından, kımler adına yururlüğe konuven-
yor
9
Bunun orneklen çok Ama bır tanesı
çok çarpıcıdır Ulkemızde adıyla-sanıyla
ılk toprak reformu uygulaması bılındığı gı-
bı 1973 yılında Urfa'da başlamıştır Bu çer-
çevede yapılan oncelıklı ve hızlandınlmış
kadastro sonucu ortaya çıkan tablonun bır
görüntusu ş-udur Tapulaması yapılan 16
mılyon 500 bın donum arazının yansı bu
zamanaşımı hukumlenne dayanılarak, bı-
lınen çevrelerce edınılmıştır Sozu edilen
hukumler bugun çağdaşlaştırmaya çalıştı-
ğımız kadastronun dayandığı yasalann
değışmez hukumlen durumundadır Ana-
yasanın değıştınlemez maddelen gıbı, de-
ğışmez zamanaşımı hukumlen
Işte boyledır bızım "taşınmaz mevzuatı-
mız..." Ormanlar da bu yaklaşımdan nası-
bını almaktadırlar Bılındığı gıbı, anayasa
ve yasalar gereğı orman alanlan daraltıla-
mazve mulkıyet konusu edılemez Ancak
bu alanlarda kullanım hakkı farklı ıkı bı-
çımde doğabılır, tahsısler ve orman rejımı
dışına çıkarmalar
Tahsıslenn konut amacına donuk olma-
malan gerekır O nedenle de bazı amaçlara
donuk olarak geçıcı tahsısler yapılabılır
Ocaklar, madenler, su urunlen tesıslen, en
az lOOyatakb tunzmamaçhyatırmlar,yat-
çekek yerlen, tunstık amaçb alışvenş mer-
kezlen vs Ama kabul etmek gerekır kı, bu
tahsıslerden tunzm amaçlı olanlan geçıcı
tahsıs olarak rutelemek zamanla olası ola-
mamaktadır Çunku 49 yübğına yapılan
bır tahsısten gen donuş herhalde pek soz
konusu olmaz Bu yolla, ozelbkle tunzm
yorelenndekı bırçok alan halkın gezebıle-
ceğı orman alanı olmaktan çıkmıştır Bıb-
yoruz Bazılan oralardagolfoynayabılır
Ashnda burada asıl sorun, orman rejımı
dışına çıkanlan alanlardır 6831 sayılı Or-
man Yasası'nın 2-b maddesı gereğı, orman
nıtelığını yıtıren yerlerde orman kadastro-
su yapılarak, bu yerler Hazıne adına tesal
edılmektedır Ancak, bıbnmektedır kı, bu
tur alanlann ayn ve ozel dokumu (envan-
ten), ne yazıktır kı, yapılmamaktadır
Hangı araziler orman rejımı dışına çıka-
nlmaktadır
9
31 12 1981 tanhıne kadar
orman nıtelığını yıtırenler Orman rejımı
dışına çıkarma ışı aslında 1977 yılında baş-
lamıştır O zamandan bu yana, orneğın İs-
tanbul'da 5 000 hektar arazı bu yolla Hazı-
ne adına tesal edılmıştır
Burada sorun ıkı turlüdür Bınsı omıan
alanlannın kaçak yapılarla ışgal edılerek
esas ozelbklennı yıtırmesı sorunu Ötekı
sorun ıse ağaçlann sokulerek tarla açılması
olaylan
İkına olay. yaru tarla ıçın yer açmalar
çokyaygın Istanbulveçevresmdegunduz-
len uyuyan, gecelen çabşan greyderlenn
sayısı çok Alemdağ'da. Beykoz'da bunJa-
ra ozellıkle çok ış duşuyor Orman ıdaresı
bu olaylan sınırlara tel orgu çekerek dene-
tım altına almaya çabşıyor Bunun onleyıa
bır etkı yapmasından çok, belkı caydıncı
bır etkısı olabıbyor Tel dedığın ne kı, kesı-
br bır şey sonuçta
Gorulmektedır kı, orman nıtelığını yıtır-
me. doğanın kendı koşullannda gerçekle-
şen olaylar değıl Yanı toprağın yapısında
ve o bolgedekı ıklım durumunda ortaya çı-
kan değışmeler sonucu "ağaç yetişmez" bır
durum oluşmuyor Tersıne "insan eli", ya-
nı yapaylık gınyor ışın ıçıne Ve bunun
sonucu ağaçtan yoksun bırakılan, ama
ağaç yetışme ozellığı yok olmamış olan
alanlar orman rejımı dışına çıkanlıyor, ka-
dastro sonucu Hazıne adına tescil yapıla-
rak. tapu Mıllı Emlak Mudurluğu'ne ven-
lıyor O zaman anlıyor kı Hazıne, yenı bır
alanın sahıbı olmuş Oysa orman kadast-
ro komısyonlannın çahşmaya başlamasın-
dan tapuya tescıle kadar geçen surede bu
alanlar zaten "halledilmiş" oluyor Yanı
devletın mulkıyetı. yıne kağıt uzennde de-
meyelım, ama tapuda kabyor
Bu ulkede ozel mulk tapular "deldiril-
mez". ama devletın tapusu, daha elıne geç-
tığj gun delınmış oluyor
Anayasanın 169 maddesı. yanan or-
manlarla ılgılı hukmunde, "yanan orman-
lann yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yer-
lerde başka çeşit tanm >e hayvancılık vapı-
lamaz" dıyor Ormanlann mulkıyetı
konusunda. "devlet ormanlannın mülkiyeti
devrolunamaz.. Bu ormanlar zamanaşımı ile
mulk edınılemez ve kamu > ararı dışında irti-
fak hakkına konu olamaz" hukmunu getın-
yor Bu da fena değıl Ama bır konuda
kapıyı aralık bırakıyor Anayasa dıyor kı.
"Orman olarak muhafazasında bilim ve fen
bakunından hiçbir v arar gorülmeyen, aksine
tanm aJanlarına domiştunilmesinde kesin
yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31.12.
1981 tarihinden once bilim ve fen bakunın-
dan orman niteliğini tam olarak kaybetmiş
olan tarla, bağ, zeytiıüik gibi çeşitli tanm
alanlannda veya hay^ancüıkta kullanüma-
sında yarar olduğu tespit edilen araziler, şe-
hir, kasaba ve köy yapılannın toplu olarak
bulunduğu y erler dışında, orman suurlarında
daraltma y apılamaz."
Aslında burada son "veya" kapıyı oyle
bır açıyor kı. ıçen mılyonlar gırebıbr Ve
oyle bır boşluk var kı, ormanlan kurutu-
yor Maddede, yanan alanlar dışında bır
ağaçlandırma zorunluluğu getınlmemış
Kımılennın. "abartacak bir şey yok, ge-
çen yıl da aynı miktarda orman yanmıştı"
bıçımındeki safsatalannı yüzlenne vur-
mak, boyle bır savunmayı mahkûm etmek
gerekıyor
Evet, haklann yazılmış olması yetmez
Onlann kazambnış olması gerekır Bılın-
melıdır kı, her yanlmış hak, kazanılmış
hak değıldır Asıl olan haklann yazılmış ol-
ması değıl, kazanılmış olmasıdır Bu olgu
ormanlar ıçın de geçerkhğını koruyor
Ummak ve dılemek ıstıyorum kı, yan-
gınlar da ulkemızdekı taşınmaz değerlenn
somuru araa olarak kurumsallaşmasın
TARTIŞMA
Demiral sankbları görmüyor!
B
ılındığı gıbı Nusret
Demiral bır
burokrat Yanı
devletın bır
memuru Polısgıbı.
oğretmengıbı,
askergıbı DGM savcısıolması
ona ustunluk sağlamaz
Gorev, yetkı ve sorumluluklan
yasa ıle belırlenmışür
Yasalann dışına taşabılır mı
DGM savcısı Nusret DemıraF
Asla
Amaçıkıyor
Bır yasa adamı olan Demiral.
yasatanımıyor Orneğın.
bırakalım şu ya da bu konudakı
davranışlannı Ama.Turkıye
Buy uk Mıllet Meclısı Faılı
Meçhul Cınayetler Komısyonu
Başkanf nın emırlennı
dınlemıyorDemıral Orneğın.
Uğur Mumcu cınayetı ıle ılgılı
soruşturma dosyasını
komısyona gondermıyor
Hangı komısyona''
Cumhunyet Meclısf nın
araştırma komısyonuna kı o
Mecbs. y asama v e y urutme
yetkısınesahıptır Yanı, hıçbır
kurum ya da kuruluş Turkıy e
Buyuk Mıllet Meclısf nden
ustun olamaz
ICım dıyor bunu11
Yasalar
Yasalann emnnı kım
dınlemıyor. takmıyor'
Bır yasa adamı. DGM savcısı
Nusret Demiral Vanı.vasa
adamı. yasalan takmıyor
Pekı, bu nasıl ış
7
Yasa adamı
kendısını yasalann ustunde.
hatta yasa yapıcı TBMM'den
bıle ustun v e guçlu goruy or
Hıçbır yetkılı de çıkıp "sen
kımsın'dıyemıyor Gorev e
başladığından gunumuze dek.
kendısıne teslım edilen tek bır
dosya sonuca ulaştınlmadı
Muammer Aksov, Çetin Emeç,
Bahriye Lçok, Turan Dursun,
Lğur Mumcu cınayetlen
Lıstey ı uzatmanın ne anlamı
v ar° DemıraFa gıden dosya.
tozlu ratta yennı alıyor
Ha sahı. Demiral cumhunvetın
mı savcısı. cumhunyet karşıtı
duşuncenın mı9
Ankara'da. gozlennın onunde,
yeşıl bayrakh. sanklı. c*ıppelı
Tıcanıler, cumhuny et
duşmanlan dolaşıyor Hıç
gızlenmek gereğı de duymadan
Sayın Demiral. bu kılık. bu
kıyafet. bu davranışlar, sızı
mudde-ı umumı yenne
cumhunyet savcısı yapan
cumhuny et ılkelenne a\ kın
değıl mı'
Saadettin Maikoç
PENCERE
TC, 'Ali Baba'nın
Çiftiiği mi?..
-Babaaa1
- Soyle benım aslan oğlum1
- Amerıka 'dayken bır arkadaşım vardı, adı Engin, fıs-
tık gıbı cocuktur, şunu Emlak Bankası'na genel mudur
yapalım
- Yapalım benım aslan oğlum1
.
-Babaaa1
Soyle benım aslan oğlum'
- Sen Amerıka 'dayken ıçtığımız su ayn gıtmeyen bu-
tun arkadaşlanmı devlete genel mudur yapalım, hepsı
bıze çalışır
- Aslan oğlum benım hık demış babasının bumundan
duşmuş1
Sen arkadaşlarının hepsını getır, devletın kılıt
noktalarına oturtalım, para musluklarını elımızın altında
tutalım
-Babaaai Sençokyaşa'
•
Amerıka'da sağda solda, kımı bankanın en alt katında
çalışan ne kadar zıbıdı varsa 'Devr-ı Oza/'da devletın en
duyarlı yerlerıne oturtuldular Turkıye Cumhurıyetı'nın
devlet bankalarında bır gelenek ve bır gorenek oluş-
muştu, aşağıdan yukarıya alınterıyle yukselen ne kadar
değerh ınsanımız varsa tumu tukaka'sayıldı
1980'lerde yıl uğursuzundu
Şımarık prensındı
Ne oldum delısınındı
Vurguncunundu
Pekı, sonuç neoldu?
Sonuç ortada1
•
Cumhurıyet'ın dunku sayısmda yayımlanan rakamlar
dehşet verıcı1
Kım ıktıdara geçerse, devletı hallaç pa-
muğu gıbı atıyor "Sıyaset, tıcaret, mafya kıskacına alı-
nan 8 kamu bankasında 1980 yılından bu yana toplam 48
genel mudur değıştınldı ' Banka genel mudurlerı artık
banka genel muduru değıl mılıtan ve partızan kımlığıne
burunduler
Çiller bu konuda özal'a rahmet okutacak bır sıyasetı
uyguluyor Son 14 yılda kamu bankalarında gorev yapan
48 genel mudurden 21 ı Hazıne ve DPT de gorev yapan
14 musteşardan 6 sı Tansu Çiller'ın Ekonomıden So-
rumlu Devlet Bakanı oldugundan bu yana geçen do-
nemde değıştırılmış
Neden"?
•
özal donemınde aıle ulkeyı yonetıyordu
Çiller donemınde aıle ulkeyı yonetıyor
Karı ve koca
1
Koca perde arkasındadır, ama, Çiller şırketınde anca
beraber kanca beraber ABDyeyatırım kuşkulu mal-
varlığı, şaıbelı kooperatıf ışlerı, en onemlısı de kamu
bankalarına ve para musluklarını elınde bulunduran ku-
ruluşların yetkılı koltuklarına yapılan atamaların perde
arkasında özer Çiller ın bulunmasıdır
özer Çiller, istanbul Bankası nı batıran kışı
Bu nedenle ustunde şaıbe var
Defterı kapanmış değıl
Ama istanbul Bankası nı batıran muflıs bankacı, aıle
şırketınde ıktıdara geçerek Turkıye Cumhurıyetı kamu
bankalarının genel mudurlerını hallaç pamuğu gıbı atı-
yor
•
Kamu bankalarını babalarının çıftlığı gıbı kullananla-
rın ekonomıde lıberalızmden soz açmaları çelışkıdır,
ama, kamu bankalarına atadıkları kışılerle bırlıkte mas-
kelerı duşup kırlı çamaşırları ortaya dokuldukçe suçu
kendılerınde arayacaklarına sısteme yıkmaya çalışan-
lar herkesı enayı yenne koyuyorlar
Kamu bankaları ozerkleştırılebılır, guç bır ış değıl bu;
bır tek yasayla butun kamu bankaları sıyasal ıktıdarın
elınde oyuncak olmaktan kurtulmuş ve korunmuş olur
Pekı, neden yapmıyorlar?
Işlerıne gelır mı> Bunlar TC yı babalarının çıftlığı gıbı
yonetıyorlar
ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GRUBU'NA
DUYURU
istanbul Barosu'nun ekım ayı ıçınde yapılacak Genel
Kurul çalışmaları ıle ılgılı olarak
16 Eylul gunu yapılan toplantıdakı goruşmeler de goz
onune alınarak bugune kadarkı gelışmelerın genel bır de-
ğerlendırmesını yapmak
13 Temmuz tanhlı toplantıda alınan karar gereğınce,
aday belırleme yontemlerını tartışıp sonuca bağlamak ve
benımsenecek yonteme gore gereken kararları almak
uzere, bır toplantı yapılacaktır
Sayın meslektaşlarımızaduyurulur
Av Hasan Basrı Akgıray, Av Gulçın Çaytıgrl, Av Alışan
Sertel,Av Cem Alptekın, Av ErgınCınmen Av AkınAta-
lay, Av Bulent Utku, Av Kamıl Tekın Surek, Av Levent
Tuzel Av Ismaıl Hakkı Karaca Av ErgınTursoy, Av Ke-
mal Keleşoğlu, Av Yucel Sayman
Yer : Prof. Dr. Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi
(Beyoğlu Eski Evlendirme Dairesi)
Tarih: 27.09.1994 Salı
Saat : 17.00
CUMHURIYET YOLUND A
YunusNadi
30 000 (KDV ıçınde)
} Yaunlan Turkoıaçı Cad 39-41 Cağabğlu-htanbul
ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCILERE
MÜJDE
TÜRK DİL KURUMU'NUN
OKUL SÖZLÜĞÜ
çıktı
Fıyatı 260 000 TL. (cıltiı)
Fı>alı. 200.000 TL. (plillık luplı)
öğrttmen vc öğrencJer ıçın % 25 ındınm yapılır
Adra : Ataturk Bulvan, 217 Kavaklıderc-ANKARA