25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ1994 CUMARTESİ DIZIYAZI TICARET VE SİYASET ERBİLTUŞALP / Ya katlanacagız ya savaşacağız...ntiemperyalist ve antiamerikancı Islamcılık, Amerikancı ve Özalcı İslamcılık, İrancı İslamcılık, Avrupalı İslamcılık gibi yapay bölünmelerin arkasında hangi gerçek ve çıkar ilişkileri var?., eriat düzeninin, kendisinden başka düşünce ve inanca varlık hakkı tanımayan, temel hak ve özgürlüklere kapalı bir niteliği varsa; şeriatçı düşünce ve eylem bir hak ve özgürlük konusu yapılabilir mi? içbir belgede, hiç kimseye, hak ve özgürlükler düzenini geri götürme hakkı tanınmamışsa; şeriatçı düşüncenin örgütlenme hakkı ile din ve inanç özgürlüğü nasıl ilişkilendirilebilir? "On tane keUemiz olsa.. ber gûn birini kesseter.. şeriat için feda olsun!" sözleriyle başlayan bir siyaset konuşması; üçüncü binyıl'ın eşiğindeki Tûrkiye'nin yadsına- maz, kaçınılamaz, ertelenemez bir gerçeği olarak karşımızda duruyor. Dinin, siyaset ıçinde kazandığı bu etkin konuma hangi aşamalardan geçerek ula- şıldığını irdelemeden; aklın önerdiği hiç bir soruya somut yanıt verilemez. Bu gerçeği ya sorgulayacağız ya da so- nuçlanna katlanacagız; ya kendı gerçek- lerimizle hesaplaşacağız ya da onlann gerçekJeriyle savaşacağız. Veya çoğu za- man olduğu gibi, gerçeğin başına bir nö- betçi dikip görmezden, duymazdan gele- ceğk Bu bir tercih sorunu. Din ve siyaset ilişkilerinin bu önlene- meyen yükselişi; tarikatlann/cemaatlerin belirgin siyasal söylemleri olmayan, daha çok öteki dünya ile ilgili dinsel düşünce biçimleri olduğu yanılgısından kaynakla- nıyor. 27 Mart yerel seçimlerinden sonra kı- mine korku kimine cesaret veren gelişme- ler, işte tam bu noktada başhyor. Binlerce soru, yanıt bekliyor. Tarikatlann, bize söylendiği gibi, siya- sal ideolojileri yoksa; tarikatlar inanç ve din özgürlüğünün kurumlanysalar; İaik rejimi tehdit savlannın kaynağı ne? lküdardaki tarikat kavgasını, irticai bir başkaldın olarak görenler de.. sorunu ideolojisinden ve iktidar boyutundan so- yutlayarak salt din ve inanç özgürlüğü çerçevesinde değerlendirenler de hep bir- Ükte yanılmıyorlar mı? Bir askeri yönetim döneminde Süley- roancılann ön plana çıkanlmasında Nur- culann etkisi yok mu? Süleymancı Nurcu karşıtlığıru düş- manlığa dönüştüren nedenler, bu ya da öteki dünyaya ilişkin yorum farklılıklan- ndan mı kaynaklanıyor? Ya da son zamanlann pınltılı, modern, yetişkin ve seçkin ve de "mazlum" görü- nümleriyle, iç ve dış "resmi" dayanaklar- la kamuoyunun gündeminde tutulan Fethullahçılann yükselişine Nakşilerin verdiği destek bir rastlanü mı? Nakşi, Işıkçı ve Fethullahçı dayanış- ması hangi ortak paydada temelleniyor? Şeriat düzenini amaçlayan tarikatlar arasındaki çelişkileri belirleyen temel et- ken; coğrafya mı, tarih mi, siyaset mi, ti- caret mi? Antiemperyalist ve antiamerikancı İs- lamahk, Amerikana ve Özala İslamcı- hk, lrana Islamahk, Avrupalı İslamcüık gibi yapay bölünmelerin arkasında hangi gerçek ve çıkar ilişkileri var? | Uzlaşma olanağı.... Din özgürlüğü, insanın dilediği dini seçme ve bu dinin gereklerini serbestçe yerine getirme Özgürlüğunü anlaüyorsa; inanç özgürlüğü, yine herkesin her türlü baskıdan annmış olarak dilediği bir inan- ca bağlanma ve inanan gerekJerine göre davranma özgürlüğünü kapsıyorsa "La- ik devlet, yıkılacak elbet" isterisi nasıl ve nereden ürüyor? İslam bağlamında şeriat düzeninin, kendisinden başka düşünce ve inanca varlık hakkı tanımayan. temel hak ve öz- gürlüklere kapalı bir niteliği varsa; şeriat- çı düşünce ve eylem bir hak ve özgürlük konusu yapılabilir mi? Şeriat düzeni. başka düşüncede olanla- ra "yaşam hakkı" bile tanımıyorsa; öteki dünyanın değerleri üzerine bir İslam dev- leti kurmayı amaçlayanlarla siyasal alan- da uzlaşma olanağı var mıdır? Hiçbir ulusal ve uluslararası belgede, hiç kimseye, toplumu ve toplumun da- yandığı hak ve özgürlükler düzenini geri götürme hak ve özgürlüğü tanınmamış- sa; şeriatçı düşüncenin örgütlenme hakkı ile din ve inanç özgürlüğü nasıl ilişkilendi- rilebilir? Böylesine dev bir sorana; tarikat yuva- lan, Kuran kurslan, öğrenci yurtlan, tür- ban, tesettür ve en son örneğiyle "medya- on heykel ve tûkûrük sığuğıyla" bakmak acaba yeterli mi? İnsanlık tarihinin din ve mezhep saldı- nlan nedeniyle uğradığı yıkımlardan pa- yımıza düşen son Sıvas kıyımının; Tür- kiye'de siyaset pratiği içindeki yeri ve an- lainı ne? Bunlar iktidara geldiklerinde inanma- yanlan gerçekten yok edecekler mi, ka- dınlara çarşaf giydireceklar mi; namaz kı- lmayanı, oruç tutmayanı kırbaçlayacak, hırsızlık yapanın elini kesecek, zina ya- panı ise taşlayarak öldürecekler mi? Bu sorulann yanıtı eğer "hayır" ise Iran'da ve Suudi Arabistan'da yaşananlar ne? Islamı; güncel, ideolojik ve siyasal söy- lemlerle süsleyerek "şeriatın o kadar da kötü bir yönetim biçimi olmadığını" anlat- ma çabalannm ardında kimin ve kimlerin somut çıkan var? Sorgulanamayan inançlar üzerine te- mellenen din; Türkiye'de demokratik ve İaik toplum istemlerinı ve yaptınmlannı aşarak 'siyasal iktidara nasıl yöneldi? Hangi olanaklan kullandı, hangi aymaz- lıklardan yararlandı, hangi ilişkılerle ko- runup kcllandı? Din ve inanç özgürlüğü; bireyin inanç- larmı secerken ve inançlannın gereklerini yerine getirirken özgür olmalan demekse; silahlı kuvvetler, milli eğitim, emniyet, üniversite, yargı ve son öraekleriyle yerel yönetimlerde gözlenen İslami örgütlen- me, "özgürlüklerin elde edilroesi" anlamı- nın dışında yorumlanabilir mi? Mezhep aynlı- klannın devlet ve düzen aracüığıyla körüklenmesi so- mut gerçeğinden hareketle, siyaset ve toplum bilimi açısından Türki- ye'de asıl tartışı- lması gerekenin; din özgürlüğü de- ğil, gerçekten inanç özgürlüğü- nün bulunup bu- lunmadığı değil midir?İslamın"Al- lah'a, peygambere ve yaşama" ılışkin değişik yorum- lanrun bile ağır ir- ticari baskılar altı- nda tutulduğu, Alevi inançlı yurt- taşlara soluk aldınlmadığ) Tür- kiye'de, "türban ve tesettür" tepkisi- nin, kişi özgürlü- ğünün engellen mesi olarak anlaşılması; hak ve özgürlük- leri ortadan kaldırmayı amaçlayan şeria- ta dolaylı destek vermek değil midir? 'Dindar'Ukla, 'dinri'liği ayıramayanlar; dincilerin devlet düzeninde, düşünce ve inanç özgürlüğünün olmadığını bilmi- yorlar mı? Dinlerini salt bir inanç olarak yüreklerinde taşıyan dindarlarla; onlann inançlannı kullanarak siyaset ve ticaret yapan dinciler arasında bir ayınm yok mu? Islamda özgürlük Allah'a teslim ol- mak, onun buyruklannın "tanmdığı ka- danyla" yetinmek olarak tanımlanıyor- sa; yirminci yüzyüın sonunda gerçekleşti- rilecek bir şeriat düzeninin temel hak ve özgürlükler sorunu olmayacak mı? Asıl tartışılması gerekenin, her geçen gün biraz daha "ama ber cuma günü mut- laka" eylemli siyasal bir ideolojiye dönüş- türülen İslami hareket olduğu niçin gör- mezlikten geliniyor? Gelenekçi İslamdan farklı bir siyasal ideoloji olarak karşımızda duran bu ol- guyu, gerçek bir siyasi hareket olarak görmemek, ona büyük bir hoşgörü ile bakmak kimin işine yanyor? Çağdaş siyasal propaganda ve ajitas- yon teknikleriyle çalışan, kent kökenli ağırlığa ulaşan, uluslararası destekli ve devlet ödenekli "camiler ve hocalar" ara- ahğıyla ülkenin en geniş örgütlenme ola- nağına sahip İslami hareketin; gerçekten iktidar olma şansı var mı? Aile ve miras hukukundan ceza huku- kuna, vergi düzeninden kamu yönetimi- ne uzanan Allah ve onun peygamberinin buyruklanyla; siyasal, toplumsal, ekono- mik ve kültürel sorunlara çağdaş-gerçek çözümler getirilebilir mi? Nurcu, Süleymancı ya da Fethullahçı eylemlerini, sadece toplanma ve gösteri özgürlüğüyle ilişkilendırmek; hak ve öz- gürlükleri amacından saptırmak, dahası içeriklerinden soyutlamakla özdeş değil İslam, içinde oluştuğu toplumsal ko- şullar nedeniyle salt bir inanç sistemi ol- makla kalmamış, aynı zamanda siyaseten bir dünya görüşü olarak algılanmış ve uy- gulanmışsa; İslami devletlerin çağm geri- sinde kalmalan nasıl açıklanabilir? Ümmet düzenini kuracak olan temel aracın bir İslam devleti olacağı kabul edildiğinde; ister 'ümmet'ın bir parçasın- da kurulmuş olsun, ister tümünü kapla- şın, din ile siyasetin birliğine dayandınlan İslami devlet, yaşam pratiğine uyum sağ- Iayabilecek midir? Egemenlik halkın değil, salt Allah ve İslamcılann yaymorgaru CuinadCTgisi AzizNesin'e çikarabüecek kadar yayro poiitikası izliyor. NesJn'İB amkafıVeli Devecioğlu dergjyiSıvas olarak ceza- mıdır? İslamda özgürlük Allah ve onun pey- gamberinin buyruklanna tesUm olmak- sa; şeriat düzeninin egemen olduğu top- lumlarda hak ve özgürlükleri "geliştirme ve zengüüeştirme" bir sorun ohnayacak mı? Demokrasiyle, temel insan hak ve öz- gürlükleriyle uzlaşmayı reddedenlerle hangi ortak paydada uzlaşılabilir? "Sivil toptum" adına yapılacak böyle bir uzlaş- mada bir tarafta "dinciler" olacaksa; öte tarafta yer alacaklar kimlerdir? I Degişerek çağdaşlaşma... Sonsuza kadar geçerliliği olan, değişti- rilemez bir nitelik taşıyan bir kurallar bü- tünü olan İslami Ukelerin egemen kı- lındığı toplumlann "değişerek çağdaşla- ması" olanaklı mıdır? İslami hareketin dünya pratiğine bakı- larak; "birey"i dışlayıp "ümınet"i temel alan, Kuran'a dayah yaptınmlarla Batı'- dan farkh bir toplum yaratma hedefi. inandmcı olabilir mi? İslam devletinde siyasetin amaa Al- lah'ın düzenini ve isteklerini gerçekleştir- mekse; İslami partilerin birbirinden ne aynmı olacakür, siyaset adamlan birbir- lerinden farklı ne söyleyebileceklerdir? onun peygamberinin olacaksa; bu ege- menliği onlar adına kim kullanacaktır? İslami siyasal mücadeleıîin yöntemi ne olacakür? Bu sorunun yanıtı, İslam'da var olan "cihat" kavramı olacaksa; en masum si- yasal propagandadan, İslami devrime kadar gelişebilecek bir çeşitlilikte "ûlke, bölge ve gjderek dünya", bir baştan bir başa kana mı bulanacaktır? islam ideolojisinin modeli olan İslami devlet, ulusal devlet ilkesine dayalı her türlü örgütlenmeyi reddederken; Tür- kiye'de askeri ve sivil yönetimler Kürt so- rununun çözümlenmesinde niçin din mo- tifıni kullandılar? Uluslararası ilişkilerine bakılarak Tür- kiye ve öteki ülkelerde İslami hareketle- rin antiemperyalistliği, antiamerikanalı- ğı inandıncı olabilir mi? Ve eğer Türkiye aydınlan demokrasiyi bir araç olarak değil de, bir amaç olarak görüyorlarsa, İslami hareketin de örgüt- lenme ve siyasal yaşama girme sorunu- nun çözümüne ilişkin görüşlerini ne za- man açık açık söyleyecekler? Çağdaşdemokrasidenyanaolanlar"uz- laşmanın sığ sulan"nı mı, "savaşmanın çe- tin koşullarını" mı yeğleyecekler? Bunlar ve benzeri daha birçok sorunun yanıtlanna ulaşılmadan; kiminin "tapö- ğı". kiminin "korktuğu" İslami hareketin boyutlannı ortaya çıkarmaya, şenatı an- lamaya bence olanak yok. | Ortak amaç şeriat... Günümüze ulaşan toplumsal, siyasal, kültürel ve ekonomik sonuçlan her za- man tartışılabilecek Ulusal Kurtuluş'a karşı bir tepki olarak doğan kimi tarikat- lann ortak siyasi amaçlan, şeriat düzeni- nin egemen olduğu bir İslam devietidir. Anadolu yanmadasının tarihi, bu dü- zeni isteyenler için Sevr ya da Lozan'ın çok farklı ol- madığını gösteren örneklerle dolu- dur. Bu anlayış, için- de köklü bir kini de banndırarak günümüze taşınmıştır. Işgal altındaki İstanbul'da, Aya- sofya'dan, şeriata göre "1. Dûnya Savaşı'nın sonuç- lan"nı yorumla- yan bir din adamı şöyle diyordu: "AUah Os- manlı'yı landırmtştır. kü bu kavim İtti- hatçılar'ı başa ge- çirmiştir. Emane- tullahı zayi eden kavmiıı başka ne görmesi beklenebi- ^ ^ ^ _ _ ^ ^ _ ^ _ U r d i " ^ • Ulusallığı tüm İslam topluluğu- na, ümmete yaygmlaşüran şeriata daya- nan bu yorumda, bir anlamda İngiüz İmparatorluğu'nun batmayan güneşine sığınma çabalannın, işbirliği isteklerinin ipuçlan vardı. Şeriat, ister Anadolu yan- madasında Türkiye'de, ister Kuzey Afri- ka'da Cezayir'de olsun; ulusal kurtuluş, bağımsızlık savaşı gibi siyasal ve toplum- sal başkaldınlan içermiyor. Osmanb İslam devleti şeyhülisîammın Anadolu is- yanına bakışı; bu konunun en yakıcı ör- neği olarak belleklerdeki diriüğini koru- yor. Bir inançlar dizisi olarak "îslamiyet" ile iktidar perspektifi olan "siyasal İslami- yef'in yollan, ulusal kavşaklarda işte böyle aynlıyor. Asünda şeriat düzeninin amacını özümsemek için ille de Nurcu, Süleyman- a, Işıkçı ya da Fethullahçı olmak gerek- miyor. Bir amaç olarak şeriat, yani devle- ti, İslam esaslanna göre yeniden kurmak düşüncesi, tarikatlar dışı İslama gruplar içinde geçerli olmuş ve Tûrkiye'nin poli- tik gündeminden hiç çıkmamıştır. "Bcn, inanan bir insanun, inançlaruna göre yaşamak isdyorum" demokratik masumiyetiyle şeriat isteminin örtüşme- diğini sanmak yanılücı olabiliyor. Böyle bir çelişkiyle karşılaşıldığı za- man, kimine göre güzel bir ses, kimine 'LAİK DEVLET YIKILACAK ELBET' İSTERİSİ Din özgürlüğü, insanın dilediği dini seçme vebu dinin gereklerini serbestçe yerine getirme özgürlüğünü anlatıyorsa; inanç özgürlüğü, yine herkesin her türlü baskıdan annmış olarak dilediği bir inanca bağlanma ve inancın gereklerine göre da>Tanma özgürlüğünü kapsıyorsa "Laik devlet, yıkılacak elbet" isterisi nasıl ve nereden ürüyor? göre bir tehlike çanı olan "Şeriat nedir" sorusunu, kendı kaynaklanndan yanıtla- mak gerekiyor. "Şeriat, Allah'ın iradesini gösteren ve bütün İslam toplumları için geçerli olan tek yasadır. Bu yasa ile Müslüman tophımlar, evrensel bir İslam devleti hükümranuğı al- tında birleşecektir. Şeriat Allah'ın iradesini gösteren ilahi bir yasa olduğundan tarttşılamaz ve insan- lar tarafından değiştirilemez. Bu yasa insa- nın ya da inananların nasıl ibadet edecekle- rini göstermekle kalmaz, aynı zamanda ekonomik ilişkilerden. politik \aşama, ka- dın-erkek ih'şkilerinden yemek yemeğe, gj- yinmeye kadar yaşamuı her alanını düzen- ler. Bu düzenleme ilahi bir köke sahip oldu- ğundan, insanların geliştireceği her yasa- dan, düzenleme ve kurumdan tartışmasız üstün olacaktır" Tartışmasız kurallan bir kez böyle be- hrlendikten ve bunlara koşulsuz olarak evet dedikten \ e inanıp iman ettıkten son- ra "Laikliğin yanlış anlaşılması, dinin tüm gerçekleriyle öğretilmesini engellemiştir" eleştirisinin, siyasal bir kurnazlık olmak- tan, "takıyye" ya da "hüd'a"ya başvur- maktan öte bir anlamı var mı? Kitlelere olduğu gibi doğru olarak an- latılacak tez, bu olduktan ve tartışılmaz- lıkla sınırlandınldıktan sonra "Dini öğ- retme işini devlet üstlenmiş durumda. Devlet laik olunca. yani din ile hesaplaş- masıru kendi açısından bitirmiş olunca, dini doğru anlamaz" eleştirisinin, ahlakı zorlayan bir kurnazük olmaktan öte an- lamı var mı? Bir Müslüman için neyin, ne kadar ye- terli olacağı Kuran'da tartışmasız olarak belirlenmışken "İslami devlet ve Müslü- manların y aşamak istedikleri devlet sonın- salı, İslam tarihinin her devTesinde ve bu- gün de tartışma konusudur. Bence, yöneti- cilerin Kuran >e sünnete inanmalan, bir Müslüman için yeterli görülebilir" yargısı, şenat gerçeğının arkasına gizlenmek değil midir? Hayatın her alanını tartışılmaz dogma- larla saran 'şeriat'ın kurallan açık seçik ortadadayken "Müslüman modernistte otoriteye körii körüne bağlanma yoktur. O şüpheye, eleştirel tutuma. tashihe, açıkh- ğa, riski göze almaya açık olup, deneyi ön planda tutar" öykünmeşiyle yola cıkıp; "Bu satırlarda yenilikçi İslam düşüncesi- nin devrimci özünü görnıek mümkün değil mi" diye sormak, değişim rüzgarlannın arkasına yeniden sığınmak değil midir? "Laik devlet, yıkılacak elbet" dıyenle- rin de "Türkiye laiktir, laik kalacaktır" diyenlerin de şeriat düzeninin ne olduğu- nu iyi bilmelerinde büyük yarar var. Yaşamın her alanmdaki insan ilişkileri- ni sınıflandıran, örgördüğü davranış bi- çimlerini tartışmasız kılan, yasaklara karşı ağir yaptınmlar getiren bir inanç sisteminin siyasal bir ideoloji olarak yö- netim bilimi açısından taşıdığı imkansız- lıklan; varsa, sağladığı olanaklan çok iyi bilmek ve tanımak gerekiyor. YARIN: Esld Solcu Ağabeyler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle