Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ1994 CUMARTESİ
DIZIYAZI
TICARET
VE
SİYASET
ERBİLTUŞALP /
Ya katlanacagız
ya savaşacağız...ntiemperyalist ve antiamerikancı Islamcılık,
Amerikancı ve Özalcı İslamcılık,
İrancı İslamcılık, Avrupalı İslamcılık gibi
yapay bölünmelerin arkasında hangi
gerçek ve çıkar ilişkileri var?.,
eriat düzeninin, kendisinden başka
düşünce ve inanca varlık hakkı tanımayan,
temel hak ve özgürlüklere kapalı bir
niteliği varsa; şeriatçı düşünce ve eylem bir
hak ve özgürlük konusu yapılabilir mi?
içbir belgede, hiç kimseye, hak
ve özgürlükler düzenini geri götürme hakkı
tanınmamışsa; şeriatçı düşüncenin
örgütlenme hakkı ile din ve inanç özgürlüğü
nasıl ilişkilendirilebilir?
"On tane keUemiz olsa.. ber gûn birini
kesseter.. şeriat için feda olsun!" sözleriyle
başlayan bir siyaset konuşması; üçüncü
binyıl'ın eşiğindeki Tûrkiye'nin yadsına-
maz, kaçınılamaz, ertelenemez bir gerçeği
olarak karşımızda duruyor.
Dinin, siyaset ıçinde kazandığı bu etkin
konuma hangi aşamalardan geçerek ula-
şıldığını irdelemeden; aklın önerdiği hiç
bir soruya somut yanıt verilemez.
Bu gerçeği ya sorgulayacağız ya da so-
nuçlanna katlanacagız; ya kendı gerçek-
lerimizle hesaplaşacağız ya da onlann
gerçekJeriyle savaşacağız. Veya çoğu za-
man olduğu gibi, gerçeğin başına bir nö-
betçi dikip görmezden, duymazdan gele-
ceğk
Bu bir tercih sorunu.
Din ve siyaset ilişkilerinin bu önlene-
meyen yükselişi; tarikatlann/cemaatlerin
belirgin siyasal söylemleri olmayan, daha
çok öteki dünya ile ilgili dinsel düşünce
biçimleri olduğu yanılgısından kaynakla-
nıyor.
27 Mart yerel seçimlerinden sonra kı-
mine korku kimine cesaret veren gelişme-
ler, işte tam bu noktada başhyor.
Binlerce soru, yanıt bekliyor.
Tarikatlann, bize söylendiği gibi, siya-
sal ideolojileri yoksa; tarikatlar inanç ve
din özgürlüğünün kurumlanysalar; İaik
rejimi tehdit savlannın kaynağı ne?
lküdardaki tarikat kavgasını, irticai bir
başkaldın olarak görenler de.. sorunu
ideolojisinden ve iktidar boyutundan so-
yutlayarak salt din ve inanç özgürlüğü
çerçevesinde değerlendirenler de hep bir-
Ükte yanılmıyorlar mı?
Bir askeri yönetim döneminde Süley-
roancılann ön plana çıkanlmasında Nur-
culann etkisi yok mu?
Süleymancı Nurcu karşıtlığıru düş-
manlığa dönüştüren nedenler, bu ya da
öteki dünyaya ilişkin yorum farklılıklan-
ndan mı kaynaklanıyor?
Ya da son zamanlann pınltılı, modern,
yetişkin ve seçkin ve de "mazlum" görü-
nümleriyle, iç ve dış "resmi" dayanaklar-
la kamuoyunun gündeminde tutulan
Fethullahçılann yükselişine Nakşilerin
verdiği destek bir rastlanü mı?
Nakşi, Işıkçı ve Fethullahçı dayanış-
ması hangi ortak paydada temelleniyor?
Şeriat düzenini amaçlayan tarikatlar
arasındaki çelişkileri belirleyen temel et-
ken; coğrafya mı, tarih mi, siyaset mi, ti-
caret mi?
Antiemperyalist ve antiamerikancı İs-
lamahk, Amerikana ve Özala İslamcı-
hk, lrana Islamahk, Avrupalı İslamcüık
gibi yapay bölünmelerin arkasında hangi
gerçek ve çıkar ilişkileri var?
| Uzlaşma olanağı....
Din özgürlüğü, insanın dilediği dini
seçme ve bu dinin gereklerini serbestçe
yerine getirme Özgürlüğunü anlaüyorsa;
inanç özgürlüğü, yine herkesin her türlü
baskıdan annmış olarak dilediği bir inan-
ca bağlanma ve inanan gerekJerine göre
davranma özgürlüğünü kapsıyorsa "La-
ik devlet, yıkılacak elbet" isterisi nasıl ve
nereden ürüyor?
İslam bağlamında şeriat düzeninin,
kendisinden başka düşünce ve inanca
varlık hakkı tanımayan. temel hak ve öz-
gürlüklere kapalı bir niteliği varsa; şeriat-
çı düşünce ve eylem bir hak ve özgürlük
konusu yapılabilir mi?
Şeriat düzeni. başka düşüncede olanla-
ra "yaşam hakkı" bile tanımıyorsa; öteki
dünyanın değerleri üzerine bir İslam dev-
leti kurmayı amaçlayanlarla siyasal alan-
da uzlaşma olanağı var mıdır?
Hiçbir ulusal ve uluslararası belgede,
hiç kimseye, toplumu ve toplumun da-
yandığı hak ve özgürlükler düzenini geri
götürme hak ve özgürlüğü tanınmamış-
sa; şeriatçı düşüncenin örgütlenme hakkı
ile din ve inanç özgürlüğü nasıl ilişkilendi-
rilebilir?
Böylesine dev bir sorana; tarikat yuva-
lan, Kuran kurslan, öğrenci yurtlan, tür-
ban, tesettür ve en son örneğiyle "medya-
on heykel ve tûkûrük sığuğıyla" bakmak
acaba yeterli mi?
İnsanlık tarihinin din ve mezhep saldı-
nlan nedeniyle uğradığı yıkımlardan pa-
yımıza düşen son Sıvas kıyımının; Tür-
kiye'de siyaset pratiği içindeki yeri ve an-
lainı ne?
Bunlar iktidara geldiklerinde inanma-
yanlan gerçekten yok edecekler mi, ka-
dınlara çarşaf giydireceklar mi; namaz kı-
lmayanı, oruç tutmayanı kırbaçlayacak,
hırsızlık yapanın elini kesecek, zina ya-
panı ise taşlayarak öldürecekler mi? Bu
sorulann yanıtı eğer "hayır" ise Iran'da
ve Suudi Arabistan'da yaşananlar ne?
Islamı; güncel, ideolojik ve siyasal söy-
lemlerle süsleyerek "şeriatın o kadar da
kötü bir yönetim biçimi olmadığını" anlat-
ma çabalannm ardında kimin ve kimlerin
somut çıkan var?
Sorgulanamayan inançlar üzerine te-
mellenen din; Türkiye'de demokratik ve
İaik toplum istemlerinı ve yaptınmlannı
aşarak 'siyasal iktidara nasıl yöneldi?
Hangi olanaklan kullandı, hangi aymaz-
lıklardan yararlandı, hangi ilişkılerle ko-
runup kcllandı?
Din ve inanç özgürlüğü; bireyin inanç-
larmı secerken ve inançlannın gereklerini
yerine getirirken özgür olmalan demekse;
silahlı kuvvetler, milli eğitim, emniyet,
üniversite, yargı ve son öraekleriyle yerel
yönetimlerde gözlenen İslami örgütlen-
me, "özgürlüklerin elde edilroesi" anlamı-
nın dışında yorumlanabilir mi?
Mezhep aynlı-
klannın devlet ve
düzen aracüığıyla
körüklenmesi so-
mut gerçeğinden
hareketle, siyaset
ve toplum bilimi
açısından Türki-
ye'de asıl tartışı-
lması gerekenin;
din özgürlüğü de-
ğil, gerçekten
inanç özgürlüğü-
nün bulunup bu-
lunmadığı değil
midir?İslamın"Al-
lah'a, peygambere
ve yaşama" ılışkin
değişik yorum-
lanrun bile ağır ir-
ticari baskılar altı-
nda tutulduğu,
Alevi inançlı yurt-
taşlara soluk
aldınlmadığ) Tür-
kiye'de, "türban ve
tesettür" tepkisi-
nin, kişi özgürlü-
ğünün engellen
mesi olarak anlaşılması; hak ve özgürlük-
leri ortadan kaldırmayı amaçlayan şeria-
ta dolaylı destek vermek değil midir?
'Dindar'Ukla, 'dinri'liği ayıramayanlar;
dincilerin devlet düzeninde, düşünce ve
inanç özgürlüğünün olmadığını bilmi-
yorlar mı? Dinlerini salt bir inanç olarak
yüreklerinde taşıyan dindarlarla; onlann
inançlannı kullanarak siyaset ve ticaret
yapan dinciler arasında bir ayınm yok
mu?
Islamda özgürlük Allah'a teslim ol-
mak, onun buyruklannın "tanmdığı ka-
danyla" yetinmek olarak tanımlanıyor-
sa; yirminci yüzyüın sonunda gerçekleşti-
rilecek bir şeriat düzeninin temel hak ve
özgürlükler sorunu olmayacak mı?
Asıl tartışılması gerekenin, her geçen
gün biraz daha "ama ber cuma günü mut-
laka" eylemli siyasal bir ideolojiye dönüş-
türülen İslami hareket olduğu niçin gör-
mezlikten geliniyor?
Gelenekçi İslamdan farklı bir siyasal
ideoloji olarak karşımızda duran bu ol-
guyu, gerçek bir siyasi hareket olarak
görmemek, ona büyük bir hoşgörü ile
bakmak kimin işine yanyor?
Çağdaş siyasal propaganda ve ajitas-
yon teknikleriyle çalışan, kent kökenli
ağırlığa ulaşan, uluslararası destekli ve
devlet ödenekli "camiler ve hocalar" ara-
ahğıyla ülkenin en geniş örgütlenme ola-
nağına sahip İslami hareketin; gerçekten
iktidar olma şansı var mı?
Aile ve miras hukukundan ceza huku-
kuna, vergi düzeninden kamu yönetimi-
ne uzanan Allah ve onun peygamberinin
buyruklanyla; siyasal, toplumsal, ekono-
mik ve kültürel sorunlara çağdaş-gerçek
çözümler getirilebilir mi?
Nurcu, Süleymancı ya da Fethullahçı
eylemlerini, sadece toplanma ve gösteri
özgürlüğüyle ilişkilendırmek; hak ve öz-
gürlükleri amacından saptırmak, dahası
içeriklerinden soyutlamakla özdeş değil
İslam, içinde oluştuğu toplumsal ko-
şullar nedeniyle salt bir inanç sistemi ol-
makla kalmamış, aynı zamanda siyaseten
bir dünya görüşü olarak algılanmış ve uy-
gulanmışsa; İslami devletlerin çağm geri-
sinde kalmalan nasıl açıklanabilir?
Ümmet düzenini kuracak olan temel
aracın bir İslam devleti olacağı kabul
edildiğinde; ister 'ümmet'ın bir parçasın-
da kurulmuş olsun, ister tümünü kapla-
şın, din ile siyasetin birliğine dayandınlan
İslami devlet, yaşam pratiğine uyum sağ-
Iayabilecek midir?
Egemenlik halkın değil, salt Allah ve
İslamcılann
yaymorgaru
CuinadCTgisi
AzizNesin'e
çikarabüecek
kadar
yayro
poiitikası
izliyor.
NesJn'İB
amkafıVeli
Devecioğlu
dergjyiSıvas
olarak
ceza-
mıdır?
İslamda özgürlük Allah ve onun pey-
gamberinin buyruklanna tesUm olmak-
sa; şeriat düzeninin egemen olduğu top-
lumlarda hak ve özgürlükleri "geliştirme
ve zengüüeştirme" bir sorun ohnayacak
mı?
Demokrasiyle, temel insan hak ve öz-
gürlükleriyle uzlaşmayı reddedenlerle
hangi ortak paydada uzlaşılabilir? "Sivil
toptum" adına yapılacak böyle bir uzlaş-
mada bir tarafta "dinciler" olacaksa; öte
tarafta yer alacaklar kimlerdir?
I Degişerek çağdaşlaşma...
Sonsuza kadar geçerliliği olan, değişti-
rilemez bir nitelik taşıyan bir kurallar bü-
tünü olan İslami Ukelerin egemen kı-
lındığı toplumlann "değişerek çağdaşla-
ması" olanaklı mıdır?
İslami hareketin dünya pratiğine bakı-
larak; "birey"i dışlayıp "ümınet"i temel
alan, Kuran'a dayah yaptınmlarla Batı'-
dan farkh bir toplum yaratma hedefi.
inandmcı olabilir mi?
İslam devletinde siyasetin amaa Al-
lah'ın düzenini ve isteklerini gerçekleştir-
mekse; İslami partilerin birbirinden ne
aynmı olacakür, siyaset adamlan birbir-
lerinden farklı ne söyleyebileceklerdir?
onun peygamberinin olacaksa; bu ege-
menliği onlar adına kim kullanacaktır?
İslami siyasal mücadeleıîin yöntemi ne
olacakür?
Bu sorunun yanıtı, İslam'da var olan
"cihat" kavramı olacaksa; en masum si-
yasal propagandadan, İslami devrime
kadar gelişebilecek bir çeşitlilikte "ûlke,
bölge ve gjderek dünya", bir baştan bir
başa kana mı bulanacaktır?
islam ideolojisinin modeli olan İslami
devlet, ulusal devlet ilkesine dayalı her
türlü örgütlenmeyi reddederken; Tür-
kiye'de askeri ve sivil yönetimler Kürt so-
rununun çözümlenmesinde niçin din mo-
tifıni kullandılar?
Uluslararası ilişkilerine bakılarak Tür-
kiye ve öteki ülkelerde İslami hareketle-
rin antiemperyalistliği, antiamerikanalı-
ğı inandıncı olabilir mi?
Ve eğer Türkiye aydınlan demokrasiyi
bir araç olarak değil de, bir amaç olarak
görüyorlarsa, İslami hareketin de örgüt-
lenme ve siyasal yaşama girme sorunu-
nun çözümüne ilişkin görüşlerini ne za-
man açık açık söyleyecekler?
Çağdaşdemokrasidenyanaolanlar"uz-
laşmanın sığ sulan"nı mı, "savaşmanın çe-
tin koşullarını" mı yeğleyecekler?
Bunlar ve benzeri daha birçok sorunun
yanıtlanna ulaşılmadan; kiminin "tapö-
ğı". kiminin "korktuğu" İslami hareketin
boyutlannı ortaya çıkarmaya, şenatı an-
lamaya bence olanak yok.
| Ortak amaç şeriat...
Günümüze ulaşan toplumsal, siyasal,
kültürel ve ekonomik sonuçlan her za-
man tartışılabilecek Ulusal Kurtuluş'a
karşı bir tepki olarak doğan kimi tarikat-
lann ortak siyasi amaçlan, şeriat düzeni-
nin egemen olduğu bir İslam devietidir.
Anadolu yanmadasının tarihi, bu dü-
zeni isteyenler için Sevr ya da Lozan'ın
çok farklı ol-
madığını gösteren
örneklerle dolu-
dur.
Bu anlayış, için-
de köklü bir kini
de banndırarak
günümüze
taşınmıştır.
Işgal altındaki
İstanbul'da, Aya-
sofya'dan, şeriata
göre "1. Dûnya
Savaşı'nın sonuç-
lan"nı yorumla-
yan bir din adamı
şöyle diyordu:
"AUah Os-
manlı'yı
landırmtştır.
kü bu kavim İtti-
hatçılar'ı başa ge-
çirmiştir. Emane-
tullahı zayi eden
kavmiıı başka ne
görmesi beklenebi-
^ ^ ^ _ _ ^ ^ _ ^ _ U r d i
"
^ • Ulusallığı tüm
İslam topluluğu-
na, ümmete yaygmlaşüran şeriata daya-
nan bu yorumda, bir anlamda İngiüz
İmparatorluğu'nun batmayan güneşine
sığınma çabalannın, işbirliği isteklerinin
ipuçlan vardı. Şeriat, ister Anadolu yan-
madasında Türkiye'de, ister Kuzey Afri-
ka'da Cezayir'de olsun; ulusal kurtuluş,
bağımsızlık savaşı gibi siyasal ve toplum-
sal başkaldınlan içermiyor. Osmanb
İslam devleti şeyhülisîammın Anadolu is-
yanına bakışı; bu konunun en yakıcı ör-
neği olarak belleklerdeki diriüğini koru-
yor.
Bir inançlar dizisi olarak "îslamiyet"
ile iktidar perspektifi olan "siyasal İslami-
yef'in yollan, ulusal kavşaklarda işte
böyle aynlıyor.
Asünda şeriat düzeninin amacını
özümsemek için ille de Nurcu, Süleyman-
a, Işıkçı ya da Fethullahçı olmak gerek-
miyor. Bir amaç olarak şeriat, yani devle-
ti, İslam esaslanna göre yeniden kurmak
düşüncesi, tarikatlar dışı İslama gruplar
içinde geçerli olmuş ve Tûrkiye'nin poli-
tik gündeminden hiç çıkmamıştır.
"Bcn, inanan bir insanun, inançlaruna
göre yaşamak isdyorum" demokratik
masumiyetiyle şeriat isteminin örtüşme-
diğini sanmak yanılücı olabiliyor.
Böyle bir çelişkiyle karşılaşıldığı za-
man, kimine göre güzel bir ses, kimine
'LAİK
DEVLET
YIKILACAK
ELBET'
İSTERİSİ
Din özgürlüğü,
insanın dilediği
dini seçme vebu
dinin gereklerini
serbestçe yerine
getirme
özgürlüğünü
anlatıyorsa;
inanç
özgürlüğü, yine
herkesin her
türlü baskıdan
annmış olarak
dilediği bir
inanca
bağlanma ve
inancın
gereklerine göre
da>Tanma
özgürlüğünü
kapsıyorsa
"Laik devlet,
yıkılacak elbet"
isterisi nasıl ve
nereden ürüyor?
göre bir tehlike çanı olan "Şeriat nedir"
sorusunu, kendı kaynaklanndan yanıtla-
mak gerekiyor.
"Şeriat, Allah'ın iradesini gösteren ve
bütün İslam toplumları için geçerli olan tek
yasadır. Bu yasa ile Müslüman tophımlar,
evrensel bir İslam devleti hükümranuğı al-
tında birleşecektir.
Şeriat Allah'ın iradesini gösteren ilahi
bir yasa olduğundan tarttşılamaz ve insan-
lar tarafından değiştirilemez. Bu yasa insa-
nın ya da inananların nasıl ibadet edecekle-
rini göstermekle kalmaz, aynı zamanda
ekonomik ilişkilerden. politik \aşama, ka-
dın-erkek ih'şkilerinden yemek yemeğe, gj-
yinmeye kadar yaşamuı her alanını düzen-
ler. Bu düzenleme ilahi bir köke sahip oldu-
ğundan, insanların geliştireceği her yasa-
dan, düzenleme ve kurumdan tartışmasız
üstün olacaktır"
Tartışmasız kurallan bir kez böyle be-
hrlendikten ve bunlara koşulsuz olarak
evet dedikten \ e inanıp iman ettıkten son-
ra "Laikliğin yanlış anlaşılması, dinin tüm
gerçekleriyle öğretilmesini engellemiştir"
eleştirisinin, siyasal bir kurnazlık olmak-
tan, "takıyye" ya da "hüd'a"ya başvur-
maktan öte bir anlamı var mı?
Kitlelere olduğu gibi doğru olarak an-
latılacak tez, bu olduktan ve tartışılmaz-
lıkla sınırlandınldıktan sonra "Dini öğ-
retme işini devlet üstlenmiş durumda.
Devlet laik olunca. yani din ile hesaplaş-
masıru kendi açısından bitirmiş olunca,
dini doğru anlamaz" eleştirisinin, ahlakı
zorlayan bir kurnazük olmaktan öte an-
lamı var mı?
Bir Müslüman için neyin, ne kadar ye-
terli olacağı Kuran'da tartışmasız olarak
belirlenmışken "İslami devlet ve Müslü-
manların y aşamak istedikleri devlet sonın-
salı, İslam tarihinin her devTesinde ve bu-
gün de tartışma konusudur. Bence, yöneti-
cilerin Kuran >e sünnete inanmalan, bir
Müslüman için yeterli görülebilir" yargısı,
şenat gerçeğının arkasına gizlenmek değil
midir?
Hayatın her alanını tartışılmaz dogma-
larla saran 'şeriat'ın kurallan açık seçik
ortadadayken "Müslüman modernistte
otoriteye körii körüne bağlanma yoktur. O
şüpheye, eleştirel tutuma. tashihe, açıkh-
ğa, riski göze almaya açık olup, deneyi ön
planda tutar" öykünmeşiyle yola cıkıp;
"Bu satırlarda yenilikçi İslam düşüncesi-
nin devrimci özünü görnıek mümkün değil
mi" diye sormak, değişim rüzgarlannın
arkasına yeniden sığınmak değil midir?
"Laik devlet, yıkılacak elbet" dıyenle-
rin de "Türkiye laiktir, laik kalacaktır"
diyenlerin de şeriat düzeninin ne olduğu-
nu iyi bilmelerinde büyük yarar var.
Yaşamın her alanmdaki insan ilişkileri-
ni sınıflandıran, örgördüğü davranış bi-
çimlerini tartışmasız kılan, yasaklara
karşı ağir yaptınmlar getiren bir inanç
sisteminin siyasal bir ideoloji olarak yö-
netim bilimi açısından taşıdığı imkansız-
lıklan; varsa, sağladığı olanaklan çok iyi
bilmek ve tanımak gerekiyor.
YARIN:
Esld Solcu Ağabeyler