23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ1994CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER MEB'deatamalap • ANKARA (Cımhuriyet Bürosu)-MilliEğitim Bakanlığı Müsteşarlığı'na BenerCordan atandı. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanhğı'na Müsteşar Yardımcısı Ramazan Çetindağh atanırken, Araşürma Planlama Koordinasyon Kurulu Başkanı Cemil Çetin üe Teftiş Kurulu Başkan Yardımcaa Cevdet Cengiz, müsteşar yardımcılıklanna getinldiler. BakanJık Müşaviri Tolga Yağızath da Araşürma Plarüama ve Koordinasyon Kurulu Başkanhğı'na, vekaleten atandı. ÖYSf Meclis'te •ANKARA (Cumburiyet Bûrosu)- SHP Erzincan Milletvekili Ali İbrahim Tutu, üniversitesmavı sorulannın çabndığı yolundaki savlan TBMM gündemine getirdi. Tutu, TBMM Başkanhğı'na verdiği soru önergesinde, Başbakan Tansu Çiller'den, "üniversite giriş sınavı sorulannın çalındığı ve şeriatçılann soru ticareti yaptığı" yolundaki iddialara açıkhk getirmesini istedi. Ambara kapaülan taytaöldü • İSTANBUL(AA)- Kurnkapı'da demirh bir gemide huzursuzluk çıkardığı gerekçesiyle ceza olarak gemi kaptaru Hüseyin Atay tarafından ambpra kihtlenen tayfa Hakan Uzdiyen'in (24), bir gün sonra açılan ambarda cesedi bulundu. Geminin kaptanını gözaltına alan polis yetkilileri, olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü bildirdiler. 43 kilo eroin • İSTANBUL (AA)- Istanbul'dan Arnavutluk'a yolcu götüren bir otobüste yapılan aramada, gizli bölmeye yerleştirilmiş yanmşar kiloluk 86 pakette 43 kilogram eroin ele geçirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Sube Müdürlüğü'nden dün yapılan açıklamada Narkotik Şube ekipleri tarafından bir otobüste yapılan aramada, otobüsün koltuklanrun alüna özel olarak yapdmış böhnede yanmşar kilogram halinde 86 paket eroin ele geçirildiği bildirildi. 9 PKK'li yakalandı • İstanbul Haber Servisi- Istanbul'da, PKK örgütüne yönelik operasyonlarda, üçü bornbacı olduğu ileri sürülen 9 kişinin yakalandığı bildirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından dün yapılan açıklamada, yakalanan kişilerin Yunanistan'ın başkenti Atina'da örgüt kampındapatlayıcı eğitimi gördükleri ve daha sonra yasadışı yollarla Türkiye'ye giriş yaparak ve eylemlerde bulunmak üzere komitie oluşturduklan savlandı. Esenlep'de bomba • İstanbul Haber Servisi- Esenler'de iki ayn cadde üzerine poşet içine bırakılan patlayıa maddeler etkisiz hale getirildi. Bu sabah İstanbul Caddesi üzerindeki birçöp bidonuna bırakılan ses bombasının etkisiz hale getiriknesi sırasında yapılan araşürmalarda, aynı cadde üzerinde 2 patlayıcı madde daha bulundu. Poşet içindeki yanıcı ve patlayıa maddeler, bomba imha uzmanlan tarafından etkisiz hale getirildi. Dûzeltme • Gazetemizin 7 Temmuz 1994 sayısında yayımlanan, Sıvas anıtmezannın açılışına ilişkin haberde. "Dava uzadıkça öfkemiz kabaracak. Umıtturacaklannı sanıv orlar. Oysa, şehitlerimizin kaiılan yerde kalmayacak" sözleri, yanlışhkla Türkjye Barolar Birhği Başkanı ÖnderSav'a atfen verilmiştir. Sav, açıhşta yaptığı konuşmada, anıtmezann, Madımak Oteli kathamının tarihte bir iz bırakması amacıyla yapıldığını vurgulamış, laiklik karşıtı güçlerin tarih karşısında yenik düşeceğini anlatmıştı. Habere, adı da yanlış geçirilen ve gazetemize acıklama gönderen Sayın OnderSavile okurlanmızdan özür dileriz. • Yavuz Gör'ün dün 2. sayfamızda yayınlanan yazısında başlık dahil rnetinde geçen "Terorist" sözcüğü "Terörist" olarak ve "Başpapaz" sözcügü de "baş papaz" biçimindeçıkmıştır. Düzeltinz. RP en örgütlü parti olarak gözükürken SHP, DSP ve CHP'nin tek başlanna kazanma şanslan zayıf Sohuıkazanmasıbirleşmeyebağh İstanbul Haber Ser>isi - Fatih, Yalova ve Beykoz'da aylardır şüren seçim maratonu yann sona eriyor. Üç ilçede sağ partiler içinde RP "en örgütlü" ve "hırslı" gözükür- ken, işbirliğine yanaşmayan DSP ve CHP'- ye karşın SHP "Solda birtik" için uğraş ve- riyor. Başbakan, bakanlar, mılletvekilleri, adaylar, diğer illerden transfer edilen "ithal belediye baskanlarT'nın kamp kurduğu ilçe- lerde, tüm parti yöneticileri ile adaylan, "yazlıkçılar" ve "Pazar günü deprem ola- cak" söylentisi nedeniyle evlerini boşalta- rak sayfiye yerlerine gidenlerin oylan dü- şündürüyor. Seçim yapılacak ilçeleri tek tek inceledigi- mizde, kampanyalar süresince siyasilerin en çok önem verdikleri ilçe olacak Fatih gö- züküyor. Fatih'te sağ partiler arasında tari- katlann oylannı kazanma savaşı sürerken sol partiler birlik sağlayamamanın sancısını yaşıyor. ilçede sol partilerin oy toplamı tüm diğer partileri geride bırakıyor. 670 bin nüfuslu Fatih'te 297 bin seçrnen oy kullanacak. 27 Mart genel yerel seçimlerinde 70 bin 418 oy alan RP Fatih'te belediye başkanlığını ka- zandı. ANAP 57 bin 472 oyla ikinci olurken DYP 41 bin 687 oy aldı. SHP 35 bin 400 oyla 4. parti olurken DSP 31 bin 882, CHP ise 3690 oy aldı. Fatih'te anketlere göre RP ile ANAP, gene en iddiah partiler olarak gözüküyor. ANAP seçim yenilemesinde aday değiştirerek Saadettin Tantan'ı aday göstermesiyle şansım da arttırdı. Hem mu- hafazakar kanada hem de ANAP'm küs- kün seçmenine seslenecek bir kişilik sergile- yen Tantan, RP ile partisi arasındaki 12 bin oy farkını kapatmak için "kendine özgü" yöntemleriyle kampanyasını sürdürdü. Klasik particilik anlayını benimsemeyen bu nedenle zaman zaman parti yöneticileri ile Genel Başkanı Mesut yrimaz'ı da şaşırtan ve kızdıran Tantan, "Seçflirsem kimseye borçlu olmak istenuyorum. Kirienmiş potiti- kayı değistirmek istiyorum" diyerek açıklı- yor uygulamalannı. Tantan'ın aday olmasmdan sonra "pek de rahat" davranamayan RP adayı Meb- met Ali Şahin iki ay oturduğu belediye baş- kanlığı koltuğunda usulsüzlükler yapmak- la suçlandı. RP'h' adayın iddiası, gene ken- disinin açık farkla kazanacağı konusunda yoğunlaşıyor. Halkla belediye arasındaki duvarlan yıkacağını belirten Şahin, adil dü- zenin nimetlerinden tüm vatandaşlan fay- dalandınrken belediyenin kasasındaki pa- rayı da çok dikkath ve tasarruflu kulla- nacaklannı söylüyor. Fatih'te RP dışmdaki partilerin en büyük endişesini "sandık oyunlan" oluşturuyor. 27 Mart yerel genel seçimlerinde çöplükler- den çıkan oylan hatırlatan partihler, bu kez sandık başı görevlilerini sıkı sıkı uyararak oy kaybının önüne geçmeye calışıyorlar. DYP adayı Reşat Akçay, bu secimde ba- kan ağırlıklı kampanya sürdürdü. Çok sayıda bakan, genelHkle ilçede su ve erzak dağıtıp ünlü Çarşamba Pazan'nda vatandaşlann dert- lerini dinlediler. Fatih'te SHP, daha önce belediye baş- kaniığı yapan Yusuf Günaydın'la girdiği seçimlerde di- ğer sol partilere "Solda birlik" çagnsını son ana kadar CHP'nin de liste sonu olması kaçırulmaz gözüküyor. Tablo böyle olursa da büyük olasıhkla RP'li adayın birinci çıkması bek- leniyor. Çünkü RFlilerin seçim yöntemleri arasında yer alan "Seçmenini sandığa taşı" uygulamasını aynı ölçüde diğer partıler uy- gulayamıyorlar. Beykoz'da durum Yıllann 'işçi semti" Beykoz'da her se- çimde "Banko kazanmz" mantığıyla bakan sol partiler, 27 Mart 1994 seçimlerinde bü- yük hezimete uğradılar. RP'nin 23 bin 523 oy aldığı Beykoz'da, ANAP 22 bin 658 oyla ikinci parti olmuştu. DYP 9 bin 256 oyla üçüncü parti olurken geçen dönem belediye başkanhğını kazanan SHP, bu secimlerde ancak 8 bin 469 oy alabildi. CHP 1408, DSP ıse 13 bin 721 oy aldılar. SHP bu se- çimlerde "solda birliğin sağlanabilmesi" için bir adım atarak Beykoz'da aday çıkarmadı ve DSP adayı Mehmet Ketenci'yi destek- leyeceğınj açıkladı. DSP lıden Bülent Ece- vit'in "Bizim adayımızı destekledikkrini söy- lemesinler" dıye çıkışmasına neden olan bu destek, her şeye rağmen kampanyalar süre- sınce devam etti. DSP ve CHP'lilerin "Zaten SHP'nin kazanma şansı yoktu, o nedenle bizi desteklemek iştedUer" açıklamalanna aldı- rmayan SHP İl Yönetimi, sık sık Beykoz'a gıderek seçmenlere. "Demokrasi ve laiklik için DSP'nin adayına oy verin" çağnsı yapü- lar. Türkiye'nin çoğu bölgesinde olduğu gibi Beykoz'da da eger sol seçmen sandıkta bü- tünleşirse oylan tüm partileri geçiyor. RP'nin adayı Çeükbilek, bu seçimde de hayli iddiah. ANAP'la aralanndaki yaklaşık bin oyluk farkı daha da açacaklanru behrten Çelikbilek, göreve geldığı anda geçmiş yöne- timlerden kalan işçi ve yöneticileri işten at- mak ya da yerkrini değiştirmekle suçlandı. ANAP'h Hayri Zengin, ise işsizüği önlemek ve terruz bir Beykoz yaratmak sözlenyle sür- dürüyor kampanyasını. Zengin, seçimi ke- sinlikle kazanacaklannı ınandığjnı belirt- mekle birhkte seçmenlere, "Tatilde olsanız büe, eğer Uçenizi düşünüyorsanız gelip oy kuUanın" diye sesleniyor. Yalova il olabüecek mi? Yıllardır il ohna özlemiyle yanıp tutuşan Yalovahlar, bu seçimlerde de bol bol il ohna sözü aldılar. Belki de hiçbir zaman göreme- yecekleri kadar siyasi parti genel başkanı, milletvekih, bakan ve başbakan gören Yalo- vahlar vaatlere aldırmıyorlar. İlçelerine ge- len siyasileri adeta sorguluyarak hangisinin il yapma sözünün daha gerçeğe yakın oldu- ğunu tartıyorlar. DYP'nin kazandığı 27 Mart yerel seçimlerinde duygusal nedenlerle kaybettiğini behrten SHP adayı Cengiz Ko- çal, yanşın kendileri ile DYP arasında gece- ceği görüşünde. Yalova sakinlerine göre de yanş, SHP ile DYP arasında geçecek. RP'- nin "ithal belediye başkanlarT ile sürdür- yineledi. Ancak CHP ve DSP buyanıtlara. "Solda bir- düğü kampanyasına, istanbul Büyükşehir Belediye liğin adresi sandıkta belli olacak" yanıtını vermekle ye- Başkanı Tayyip Erdoğan da dışandan destek veriyor. tindiler. Eğer seçmen, sandıkta bir sol partiyi tercih Yalova da solda birlik konusunda genel kadersizhği ederek oy kullanmazsa SHP'nin dördüncü, DSP ile paylaşıyor. Fatih'te 6 Imar yetkisi' ne demek? OKTAY EKİNCİ Enûoönû ve Fatih ilçeleriyle İkiye bölüne- rek' yöneülen 'Suriçi' bölgesi, tstanbul'un 2600 yühk tanhsel geçmışini banndınr. Bu nedenle de ashna bakihrsa, iıygarük biriki- mi' açısından bir bürünlük gösterir. SözgeUmi, EdimekapTdaki bir Kariye Müzesi ile S«ıltanahmetteki Ayasofy a arası- ndaki 'kültür ziııcirini' Fatih ve Eminönü ü- çelerinin idari yetki suıırian' nası! kopara- mazsa, benzer şekılde bır Fatih Camisi ile örneğın Süleymaniye ya da Eminönü ndeki diğer Osmaıih dönemi ürünlen arasındaki tarihsel bağlan', yine farkh ilçekrde obna- lan yüzünden zayıflatmak rile mümkün değUdir. Denebüir ki, Suriçi bölgesi ya da bilinen deyişle tarihsel yamnada'. ashnda tstan- bul'un ta kendisidir ve idari olarak kaça bölünürse bölünsün, yıne Istanbul'un ta kendisi olarak tarihsel kimhğini gecmişine dayanarak sürdürür, gider... Ne var ki tarihsel bağlar böylesıne güçlü büe olsa, yine de Suriçi'nin f arklı iki yöneti- min' elinde obnası, özeUikle kent kimlığinin ve hatta 'kent kühürünün' ister istemez Yarkb yönleıde' gehşmesine, belki de 'gefiş- metnesine' yol açıyor. Bunun açık bir örneği, Suriçi bölgesinde- ki imar planı çaljşmalannm' yine Eminönü ve Fauh ılçe beledıyelennde İTarklı yaklaşı- mlarla' sürdürüJmesi şekhnde yaşanıyor. Ömeğin Eminönü'ndeki planlama kay- gılan, salt ilçe sınınna giren kesimi, yani Suriçi'ni bıcak gibi yaran Unkarjanı-Yeni- kapı arasındaki Atatürk Butvan'nın doğu- suyla sınırh kalırken, Fatih Beledıyesi de bu bulvann baüsındaki imar bekkntilerine' yanıt anyor. Böylece tarihsel yarımada, sanki tarihsel bir bölüşümün' kıskaa alD- nda giderek. adeta bır 'kültür parçalan- masına' uğruyor. Kuşkusuz, bu *böl ve yö- ılıtflcaslyla, sonunda olan da yine l'un kimliğine oluyor. tmarve iskansorunu Fatih'teki imar beklentileri, hem Eminö- nü' nden oldukca farkh hem de *yerel poBti- kanm' önemh konulan arasında. Eminönü daha çok tar iş, ticaret ve tu- rizm bölgesi. Gündüz nüfusu üe milyonluk bir ilçe. Gece nüfusu ise çok az. O nedenle Eminönü Belediyesi'nin seçmenleriyle yine aynı belediyenin hizmet ettiği nüfus çok farkh. Denebilir ki Eminönü sakinleri, ash- nda tüm tstanbul halkma hizmet veren' bir yerel yönetim seçiyorlar. Ya da belki, yine istanbul halkı adına karar veriyorlar. Fatih ise pek öyle değil. Suriçi'nin bu baü kesimi, ta Bizans ve Osmanh dönemin- den bu yana daha çok iskan bölgesi' olarak gelişmiş. Her iki uygarhk dönemınde de ör- negm imparatorluk saraylan, ucaret yapı- lan, büyuk dinsel yapüar Sultanahmet- Sarayburnu yöresinde yoğunlasırken bu- günkü Zeyrek, Fatih, Çarşamba, Edir- nekapı, Balat, Aksaray, Samatya, Cerrah- paşa, TopkapL.. oldum olası, hep 'halkm yaşadığı' semtler olarak bugûne dek gel- mış. Fatih'in bu özelhğı, elbette ki imar ve in- şaat' konusunda son yülarda gözle görülür bir 'animT yapan dina çevreler için de ol- dukca önem taşıyor. Hele. 1990'da onayla- nan Suriçi Koruma (!) Planı'yla bu ilçenin kalan boş alanlannda imar haklan sağ- ianmış ohnası, tanhı yanmada içinde ve özellikk Fatih'te 'nüfus çoğunluğunu' sağla- mayı hedefleyen 'şeriatçı kesim' için eşi bu- lunmaz bir olanak. Dına çevreler, bır yandan bu bölgedeki ve özelhkle 'Çarşamba-YavuzseKm' hatü- ndaki carni, tekke, Kuran kurslan ve imam-hatip okullannı 'siyasi örgutknne' yerleri olarak kullanırken öbür yandan imar ve inşaat beklentilerini* de zorlayarak. gelecek seçımlen bütünüyle garantiye ala- cak bir 'nûfus yerieşrirmesiniıı' planlannı yapıyorlar. Bu planın hıç kuşkusuz 'önce- likli hedefl' de 10 Temmuz 1994 seçimlerin- de 'ünar vetkilerinı" ele geçırmek. Özelhkle şu günlerde. sözgehmi Çarşam- ba'daki Fethiye Cami ve çevresini dolaşı- rsanız, şeriatçı akımlann her türlü giysileri- ni herkesin sırtında görebilırsiniz. Şalvarh. çanklı, cüppeh, sankh, takkeli ve üstehk "rengarenk' bir tankatçı gıysi 'öz- gürtüğü'. Fatih'm cadde ve sokaklannda yeniden 'mazbata' beldiyor.Her yerde olduğu gibi Fatih'te de belediye demek, imar yetkisi' demek. Ashnda yapılaşmaya 'doymuş' olan ve özelhkle tanhsel kimhği ve kentsel değerleri açısından artık imar hakkına 'kesin kısnia- malar' getirilmesi gereken Fatih'te ise bu yetkinin 'kimin etine' geçmesi gerektiği, 10 Temmuz seçimlerindeki en can ahcı soruyu oluşturuyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Umut Tûkenmez Sürekli bir umutsuzluk çemberiyle sarıhyor çevremiz. Telefonlar geliyor, umutsuz Mektuplar, fakslar geüyor, umutsuz. Toplantılarda sorular geliyor, umutsuz. Arkadaş- lar aramızda sohbet ediyoruz, çoğunluk umutsuzluklarını dile getiriyor... Ekonominin göstergelerine bakıyoruz, rezalet. Yıllıkenf- lasyon yüzde 100'ün üzerine çıkmış ve aşağılara inmesi de beklenmiyor. Son üç ayda yüz bmlerce insan işsiz kaldı. Zaten.ışsizlik oranı çok yüksek bir ülkede yaşıyorduk. işsiz- ler ordusu büyüdü. Toplumun değer yargıları tümüyle altüst olmuş durum- da. Gençlerimiz neye inanacaklarını, kime inanacaklarını, nasıl inanacaklarını şaşırdılar. Herkes "son on yılın kötü ekonomi politikalanm" eleştirıyor ve daha sonra da bu ekonomı politıkalarının mimarını, yanı özal'ı neredeyse "ekonomi dâhisi" ilan ederek, onun söylediklerini yineliyor- lar. Bırtürlü bıtmektükenmekbilmeyen, "fedakarlık'çağn- ları ve "acı reçete" masallarıyla avutuyorlar toplumu. Geçenlerde Sayın Başbakanımız, 5 Nısan Kararları'nın nasıl başarılı(!) olduğunu anlatırken, "Bundan sonra ihra- catayöneleceğiz"dıyordu. Kulaklarıma ınanamadım. San- ki bundan önce (son on beş yıldır) başka bir şeye yönelmi- şızgibi... Memurun, kamu işçisinin ücret zammı söz konusu ol- duğu zaman "bütçe olanakları" dile getirilıyor. Ama oto- motıv sanayıine destek söz konusu olduğu zaman, KDV oranlarını düşürünce, bunun bütçeye bir zararı dokun- muyor(!).. Devlet, memurunun zorunlu tasarruftarının yarısından çoğunu "gaspetti". ödeyeceğine söz verdiği kısmını da birkaç ay geciktirmeyi "kâr"saytyor. Yasa gere- ğı, haziran başında ödenmesı gereken paralardan ses seda yok. Ama borç taksitlerını ve faizlerinı "gününde öde- yeceklerini" ilan edıyorlar. Gerekçelerı de, "devletin itibarı ile oynatmazlar"mış... Bu ne bıçım bır devlettır kı; emekçi- sınin parasının üzerine yatınca itibarı zedelenmiyor, ser- mayedarın parasının ödenmesı gecıkınce itibarı zedeleni- yor... Güneydoğu'dakı yara kanamaya devam edıyor. HADEP'- in de DEP'ten bir farkı yok. Defalarca yazdım, "Demokrat olamayanlar, hiç değilse akıllı olsunlar" dedim. "Ama kim yaza, kim dinleye..." Eğitim de çökmüş durumda. Üniversıtelerımız zaten bilgi "üretemiyordu". Artık bılgı "aktarmayı" da yapamayacak bir düzeye geldiler. Her kente bir üniversite açmakla çözül- müyor bu işler. Artık başka çözüm yolları arıyor insanlar. Türkiye'nin başkentiyle, en büyük kentinde yerel yö- netimler 'Refah'lılarda. Hiçbir meseleye çözüm getire- mediler Gereksiz bır hırçınlık ve polemık içinde günler ge- çıyor. Herkes bir başka hesap peşınde, herkes bır başka telden çalıyor. Yolsuzluklardızboyu. Hangi taşı kaldırsanız, altından bır başka pıslıkçıkıyor, ığrenç kokular yukselıyor. Ama herkes "tfosyay/"elınin altında tutuyor ve gerektiği zaman, şantaj vesilesi olarak kullanmak ıstıyor Bu arada birıleri de "kendinı kurtarmanın" yollarını ara- makta. Ve bunun ıçın her şey "mubah". Kımse, kımseyi "ayıplamıyor". Bızım okulun karşısında bır ılkokul var. Yazın bahçesını otopark yapıyorlar. Geçenlerde bir hesap- ladım, ayda en az yuz-yüzelli milyon lıra para getiriyor. Ta- biı ne makbuz var, ne başka btr resmı belge. Sorarsanız, "Ofcu/a/7eo/r//ğ/acy/na"çalıştırdıklarını söylüyorlar. Bu ne bıçim bir okul aile bırliğidir ki, birkaç makbuz bastıramaz. ödenen para kıme, ya da kimlere gidıyor acaba? Gene bir arkadaşım anlattı LeventÇarşısındadabaşına benzer bir olay gelmiş Arabasını bıraktığı boş alandan çıkmak isterken, "park parası" istemışler. Her dürüst va- tandaş gibi, makbuz istemiş. "Yok" demişler, "Belediye başkanının emrıyle, biz makbuz falan vermeyız..." Beledi- ye, Beşıktaş Beledıyesi. Benim arkadaş karakola başvur- muş, netice yok. "Bız, bır olay olursa karışabıliriz..." yanıtını almış. Belediye'ye telefon etmiş. Çok ilgi göster- mişler, "Allah Allah"demişler, "Nasılolurbu?"Amadeği- şen bir şey yok. Birkaç bıçkın oraların haracını yemeye de- vam ediyor... Okurlarım, "bunca karamsar şeyler yazdıktan sonra, 'Umut Tûkenmez' başlığını nasıl koyduğumu" soracak- lardır kuşkusuz. Ama her şeye ve herkese rağmen, "Umut Tûkenmez"... Tüm olumsuzluklar bir yana, Türkiye "üretiyor". An- neler-babalar; bebelerıni büyütüyorlar, eğıtiyorlar. İnandı- kları değerler ıçın savaşıyorlar, inançları için mücadele ediyorlar. Unutmamak gerek ki; gecenin en karanlık saatleri, gün- doğumunun en yakın olduğu saatlerdir. Ve bu karanlıkların ardından doğan güneş, hiç kuşkum yok ki, Türkiye'yi aydınlığa boğacaktır. RP, çıkarvaadiyleoytopluyor Fatih'te şeriatuı her türlü üniformasıyla sokaklara taşan dind çevreler, bu yasadışı özgürlükJerini 'mazbataya' da bağlamak istiyor. ORALÇALIŞLAR ANAP Unkapanı temsüciliğinden içeri girdik. Rizeli Ahmet Fahri Cep, daha konuşmaya başlamadan cebin- den bir zarf çıkardı. Zarfın içinden Rize'nin RP'h Belediye Başkanı Şev- ki Yıunaz'ın mektubu çıktı. Şevki Yıhnaz, Faüh'teki tüm Rizelilere bi- rer mektup postalamış. Ashnda mek- tup Rize'den değil Istanbul'dan pos- taya verilmiş. Yılmaz, matbaada basılmış mektubunda hemşehrisin- den RP'ye oy vermesini istiyor. ANAP'hlann anlatüğına göre RP'- liler, Fatih ilcesindeki tüm yurttaşla- ra benzer mektuplar postalamışlar. Siirtli'ye Siirt Belediye Başkanı'- ndan, Trabzonlu'ya Trabzon, Kon- yahya Konya Belediye Başkam'ndan mektuplar postalanmış. Fatih'in merkezınden aşağıya doğru, Çar- şamba'ya, Balat'a da doğru ınince, sokaklann hakıminin RP olduğu dikkat çekiyor. Diğer parti temsilcile- ri RP'nin, güç kullanarak bölgede et- kinlik kurmaya çahştığını anlatıyor- lar. RP temsilcihğine girip diğer par- tilerin şikayetlerini aktardık. Güle- rek, yok böyle bir şey cevabını verdi- ler. RP temsilciliğinde ilginç bir soh- bete giriştik. Şivesinden Kürt kökenli olduğu anlaşılan emekh' zabıta amiri Muzaffer Çiftçi, nefes almadan etkili bir nutuk çekti: "Medya bize düşman. RP'nin hiçbir iyi işini topluma akset- tirmiyor. Ama Hoca'nın (Erbakan'ı kastediyor), Meüh Gökçek'in buyur- duğu gibi Allah'ın izniyle secimleri kazanacağız. Gece gündüz ev ev çahşıyoruz." RP'nin Unkapanı temsilcisi Suat Binici, aynı zamanda RP'nin Hanım Komisyonu Başkanı olduğunu söy- leyince şaşırdık. Bir erkek nasıl hanım komisyonu başkanı olabili- yordu. Binici, bu komisyona yalnızca evh olan erkeklerin girebildiğini, ken- disinin de eşi kanahyla bu komisyon- la ilişki kurdugunu anlatu. Erkekler eşlerine anlaüyorlar ve onlar da diğer • Fatih'te yanş RP'yle ANAP arasında. RP'nin temel seçim stratejisi, yoksulluk ve adaletsizlik üzerine kurulmuş. İktidara gelince her ikisine de son vereceklerini söylüyorlar. Bizim gözlemimiz, çıkar vaadinin RP'ye kısa dönemde güç verdiği şeklinde. kadınlara. İlginç ve RP'ye uygun bir yöntem. Böylece haremhk selamlık bozulmuyor. Binici, Kars'tan İstanbul'a işsizhk nedeniyle geldiğinı. Üniversite'de iken ateist olduğunu, adaletsizlik ve işsizliğe tepki nedeniyle, adaleti sa- vunduğuna inandığı RP'ye girdiğini söylüyor. RP gelince adaletsizlik ve eşitsizlik ortadan kalkacakmış. Ken- disine Erbakan'm düğünündeki şata- fatı hatırlatıp, adaleti bu zenginlikle mi sağlayacak deyince, masada otu- ran RP'lilerden birisi Peygamberden bir hadısi hatırlattı. Şöyle diyordu: "MüsKiman'ın iyi bir kadına. iyibirişe ve iyi bir arabaya sahip olması gere- kir." Peygamber dönenunde araba bulunmadığını söylemeye gerek duy- madık. öyle diyorlarsa öyledir. RP'nin Fatih'teki temel seçim stra- tejisi, yoksulluk ve adaletsizlik üzeri- ne kurulmuş. İktidara gelince, ticareti gehşüreceklerini, zengin bir tslam ce- maati yaratacaklannı, artık yoksul Müslümanlann kadenne son vere- ceklerini söylüyorlar. 27 Mart'ta ye- rel yönetimleri ele geçirmeleri, yaygın bir esnaf örgütlenmesine dayan- malan. çaresız ve yoksul kesimlerde çıkar ve gelecek unıudu yaratıyor. Bu tema, RP'nin seçimlerdeki en önemli kozu. Ne kadar etkili olacağını göre- ceğiz. Bizim gözlemimiz, çıkar vaadi- nin RP'ye kısa dönemde güç verdiği şeklinde. Fatih'te en dınamik ve çahşkan parti RP 27 Mart seçimlerinde ka- zandıklan başan, onlan daha da ce- saretlendırmiş. Sosyal demokrat par- tilerin bir araya gelemeyeceği ve her- kesin kendi adayına oy vereceği ve bu yüzden önemli bir sonuç alamaya- caklan gün gibi aşikar. Yanş, ANAP'la RP arasında geçecek. ANAP, RP kadar dinamik değil. An- cak. diğer partilerin kazanma umu- dunun ohnayışı ANAP açısından önemli bir avantaj. RP'nin kazan- masını ıstemeyen önemli bir kitlenın ANAP adayı Saadettin Tantan'a oy vereceği herkesin ortak kanaati. Bu tepki oylan. aradaki 13.000 oy farkını kapatmaya yetebiür mi? Buradakı başan ve başansızbk, Mesut Ydmaz'ın geleceği açısından önemh sonuçlar doğurabihr. Diğer partilerin tabanından ahnacak yuk- sek bir oy yüzdesi, ANAP'ı yeniden canlandırabihr. Tabii aksi bir sonuç datersietkileryapar. Kim ne derse desin görünen o ki, RP, kısa vadede iktidar ohna yönün- de ataklannı sürdürecek. Düzen ve sistem partilerinin, moralsizhk ve çü- rümüşlüğü çaresiz kitleleri, düzene seçenek olduğunu söyleyen lslama siyasi akıma yöneltiyor. RP'nin hiç- bir derde deva ohnaclığı çok uzak ol- mayan bir gelecekte ortaya çıkar. Bu balon da söner. Bürün mesele, bu sü- reç içinde, düzene altematif, eşitlikçi, halkçı ve devrimci bir seçeneğin geliş- tirilip, ortaya çıkanlmasında. Şimdi-. lik tablo umutsuz. Ama, umut to-~ humlan koşullann en olumsuz oldu- ğu dönemlerde toprağa dökülürler. Bunca güçlük, kendi çözümlerini de üretecektir. '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle