Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 TEMMUZ1994CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
MEB'deatamalap
• ANKARA (Cımhuriyet
Bürosu)-MilliEğitim
Bakanlığı Müsteşarlığı'na
BenerCordan atandı. Talim ve
Terbiye Kurulu Başkanhğı'na
Müsteşar Yardımcısı Ramazan
Çetindağh atanırken,
Araşürma Planlama
Koordinasyon Kurulu Başkanı
Cemil Çetin üe Teftiş Kurulu
Başkan Yardımcaa Cevdet
Cengiz, müsteşar
yardımcılıklanna getinldiler.
BakanJık Müşaviri Tolga
Yağızath da Araşürma
Plarüama ve Koordinasyon
Kurulu Başkanhğı'na,
vekaleten atandı.
ÖYSf
Meclis'te
•ANKARA (Cumburiyet
Bûrosu)- SHP Erzincan
Milletvekili Ali İbrahim
Tutu, üniversitesmavı
sorulannın çabndığı
yolundaki savlan TBMM
gündemine getirdi. Tutu,
TBMM Başkanhğı'na
verdiği soru önergesinde,
Başbakan Tansu Çiller'den,
"üniversite giriş sınavı
sorulannın çalındığı ve
şeriatçılann soru ticareti
yaptığı" yolundaki iddialara
açıkhk getirmesini istedi.
Ambara kapaülan
taytaöldü
• İSTANBUL(AA)-
Kurnkapı'da demirh bir
gemide huzursuzluk
çıkardığı gerekçesiyle ceza
olarak gemi kaptaru Hüseyin
Atay tarafından ambpra
kihtlenen tayfa Hakan
Uzdiyen'in (24), bir gün
sonra açılan ambarda cesedi
bulundu. Geminin kaptanını
gözaltına alan polis
yetkilileri, olayla ilgili
soruşturmanın
sürdürüldüğünü bildirdiler.
43 kilo eroin
• İSTANBUL (AA)-
Istanbul'dan Arnavutluk'a
yolcu götüren bir otobüste
yapılan aramada, gizli
bölmeye yerleştirilmiş
yanmşar kiloluk 86 pakette
43 kilogram eroin ele
geçirildi. İstanbul Emniyet
Müdürlüğü Narkotik Sube
Müdürlüğü'nden dün
yapılan açıklamada
Narkotik Şube ekipleri
tarafından bir otobüste
yapılan aramada, otobüsün
koltuklanrun alüna özel
olarak yapdmış böhnede
yanmşar kilogram halinde
86 paket eroin ele geçirildiği
bildirildi.
9 PKK'li
yakalandı
• İstanbul Haber Servisi-
Istanbul'da, PKK örgütüne
yönelik operasyonlarda, üçü
bornbacı olduğu ileri sürülen
9 kişinin yakalandığı
bildirildi. İstanbul Emniyet
Müdürlüğü Terörle
Mücadele Şube Müdürlüğü
tarafından dün yapılan
açıklamada, yakalanan
kişilerin Yunanistan'ın
başkenti Atina'da örgüt
kampındapatlayıcı eğitimi
gördükleri ve daha sonra
yasadışı yollarla Türkiye'ye
giriş yaparak ve eylemlerde
bulunmak üzere komitie
oluşturduklan savlandı.
Esenlep'de bomba
• İstanbul Haber Servisi-
Esenler'de iki ayn cadde
üzerine poşet içine bırakılan
patlayıa maddeler etkisiz
hale getirildi. Bu sabah
İstanbul Caddesi üzerindeki
birçöp bidonuna bırakılan
ses bombasının etkisiz hale
getiriknesi sırasında yapılan
araşürmalarda, aynı cadde
üzerinde 2 patlayıcı madde
daha bulundu. Poşet içindeki
yanıcı ve patlayıa maddeler,
bomba imha uzmanlan
tarafından etkisiz hale
getirildi.
Dûzeltme
• Gazetemizin 7 Temmuz
1994 sayısında yayımlanan,
Sıvas anıtmezannın açılışına
ilişkin haberde. "Dava
uzadıkça öfkemiz kabaracak.
Umıtturacaklannı sanıv orlar.
Oysa, şehitlerimizin kaiılan
yerde kalmayacak" sözleri,
yanlışhkla Türkjye Barolar
Birhği Başkanı ÖnderSav'a
atfen verilmiştir. Sav, açıhşta
yaptığı konuşmada,
anıtmezann, Madımak Oteli
kathamının tarihte bir iz
bırakması amacıyla
yapıldığını vurgulamış,
laiklik karşıtı güçlerin tarih
karşısında yenik düşeceğini
anlatmıştı. Habere, adı da
yanlış geçirilen ve gazetemize
acıklama gönderen Sayın
OnderSavile
okurlanmızdan özür dileriz.
• Yavuz Gör'ün dün 2.
sayfamızda yayınlanan
yazısında başlık dahil rnetinde
geçen "Terorist" sözcüğü
"Terörist" olarak ve
"Başpapaz" sözcügü de "baş
papaz" biçimindeçıkmıştır.
Düzeltinz.
RP en örgütlü parti olarak gözükürken SHP, DSP ve CHP'nin tek başlanna kazanma şanslan zayıf
Sohuıkazanmasıbirleşmeyebağh
İstanbul Haber Ser>isi - Fatih, Yalova ve
Beykoz'da aylardır şüren seçim maratonu
yann sona eriyor. Üç ilçede sağ partiler
içinde RP "en örgütlü" ve "hırslı" gözükür-
ken, işbirliğine yanaşmayan DSP ve CHP'-
ye karşın SHP "Solda birtik" için uğraş ve-
riyor. Başbakan, bakanlar, mılletvekilleri,
adaylar, diğer illerden transfer edilen "ithal
belediye baskanlarT'nın kamp kurduğu ilçe-
lerde, tüm parti yöneticileri ile adaylan,
"yazlıkçılar" ve "Pazar günü deprem ola-
cak" söylentisi nedeniyle evlerini boşalta-
rak sayfiye yerlerine gidenlerin oylan dü-
şündürüyor.
Seçim yapılacak ilçeleri tek tek inceledigi-
mizde, kampanyalar süresince siyasilerin
en çok önem verdikleri ilçe olacak Fatih gö-
züküyor. Fatih'te sağ partiler arasında tari-
katlann oylannı kazanma savaşı sürerken
sol partiler birlik sağlayamamanın sancısını
yaşıyor.
ilçede sol partilerin oy toplamı tüm diğer
partileri geride bırakıyor. 670 bin nüfuslu
Fatih'te 297 bin seçrnen oy kullanacak. 27
Mart genel yerel seçimlerinde 70 bin 418 oy
alan RP Fatih'te belediye başkanlığını ka-
zandı. ANAP 57 bin 472 oyla ikinci olurken
DYP 41 bin 687 oy aldı. SHP 35 bin 400
oyla 4. parti olurken DSP 31 bin 882, CHP
ise 3690 oy aldı. Fatih'te anketlere göre RP
ile ANAP, gene en iddiah partiler olarak
gözüküyor. ANAP seçim yenilemesinde
aday değiştirerek Saadettin Tantan'ı aday
göstermesiyle şansım da arttırdı. Hem mu-
hafazakar kanada hem de ANAP'm küs-
kün seçmenine seslenecek bir kişilik sergile-
yen Tantan, RP ile partisi arasındaki 12 bin
oy farkını kapatmak için "kendine özgü"
yöntemleriyle kampanyasını sürdürdü.
Klasik particilik anlayını benimsemeyen bu
nedenle zaman zaman parti yöneticileri ile
Genel Başkanı Mesut yrimaz'ı da şaşırtan
ve kızdıran Tantan, "Seçflirsem kimseye
borçlu olmak istenuyorum. Kirienmiş potiti-
kayı değistirmek istiyorum" diyerek açıklı-
yor uygulamalannı.
Tantan'ın aday olmasmdan sonra "pek
de rahat" davranamayan RP adayı Meb-
met Ali Şahin iki ay oturduğu belediye baş-
kanlığı koltuğunda usulsüzlükler yapmak-
la suçlandı. RP'h' adayın iddiası, gene ken-
disinin açık farkla kazanacağı konusunda
yoğunlaşıyor. Halkla belediye arasındaki
duvarlan yıkacağını belirten Şahin, adil dü-
zenin nimetlerinden tüm vatandaşlan fay-
dalandınrken belediyenin kasasındaki pa-
rayı da çok dikkath ve tasarruflu kulla-
nacaklannı söylüyor.
Fatih'te RP dışmdaki partilerin en büyük
endişesini "sandık oyunlan" oluşturuyor.
27 Mart yerel genel seçimlerinde çöplükler-
den çıkan oylan hatırlatan partihler, bu kez
sandık başı görevlilerini sıkı sıkı uyararak
oy kaybının önüne geçmeye calışıyorlar.
DYP adayı Reşat Akçay, bu secimde ba-
kan ağırlıklı kampanya sürdürdü. Çok
sayıda bakan, genelHkle ilçede su ve erzak
dağıtıp ünlü Çarşamba Pazan'nda vatandaşlann dert-
lerini dinlediler. Fatih'te SHP, daha önce belediye baş-
kaniığı yapan Yusuf Günaydın'la girdiği seçimlerde di-
ğer sol partilere "Solda birlik" çagnsını son ana kadar
CHP'nin de liste sonu olması kaçırulmaz
gözüküyor. Tablo böyle olursa da büyük
olasıhkla RP'li adayın birinci çıkması bek-
leniyor. Çünkü RFlilerin seçim yöntemleri
arasında yer alan "Seçmenini sandığa taşı"
uygulamasını aynı ölçüde diğer partıler uy-
gulayamıyorlar.
Beykoz'da durum
Yıllann 'işçi semti" Beykoz'da her se-
çimde "Banko kazanmz" mantığıyla bakan
sol partiler, 27 Mart 1994 seçimlerinde bü-
yük hezimete uğradılar. RP'nin 23 bin 523
oy aldığı Beykoz'da, ANAP 22 bin 658 oyla
ikinci parti olmuştu. DYP 9 bin 256 oyla
üçüncü parti olurken geçen dönem belediye
başkanhğını kazanan SHP, bu secimlerde
ancak 8 bin 469 oy alabildi. CHP 1408,
DSP ıse 13 bin 721 oy aldılar. SHP bu se-
çimlerde "solda birliğin sağlanabilmesi" için
bir adım atarak Beykoz'da aday çıkarmadı
ve DSP adayı Mehmet Ketenci'yi destek-
leyeceğınj açıkladı. DSP lıden Bülent Ece-
vit'in "Bizim adayımızı destekledikkrini söy-
lemesinler" dıye çıkışmasına neden olan bu
destek, her şeye rağmen kampanyalar süre-
sınce devam etti. DSP ve CHP'lilerin "Zaten
SHP'nin kazanma şansı yoktu, o nedenle bizi
desteklemek iştedUer" açıklamalanna aldı-
rmayan SHP İl Yönetimi, sık sık Beykoz'a
gıderek seçmenlere. "Demokrasi ve laiklik
için DSP'nin adayına oy verin" çağnsı yapü-
lar. Türkiye'nin çoğu bölgesinde olduğu gibi
Beykoz'da da eger sol seçmen sandıkta bü-
tünleşirse oylan tüm partileri geçiyor.
RP'nin adayı Çeükbilek, bu seçimde de
hayli iddiah. ANAP'la aralanndaki yaklaşık
bin oyluk farkı daha da açacaklanru behrten
Çelikbilek, göreve geldığı anda geçmiş yöne-
timlerden kalan işçi ve yöneticileri işten at-
mak ya da yerkrini değiştirmekle suçlandı.
ANAP'h Hayri Zengin, ise işsizüği önlemek
ve terruz bir Beykoz yaratmak sözlenyle sür-
dürüyor kampanyasını. Zengin, seçimi ke-
sinlikle kazanacaklannı ınandığjnı belirt-
mekle birhkte seçmenlere, "Tatilde olsanız
büe, eğer Uçenizi düşünüyorsanız gelip oy
kuUanın" diye sesleniyor.
Yalova il olabüecek mi?
Yıllardır il ohna özlemiyle yanıp tutuşan
Yalovahlar, bu seçimlerde de bol bol il ohna
sözü aldılar. Belki de hiçbir zaman göreme-
yecekleri kadar siyasi parti genel başkanı,
milletvekih, bakan ve başbakan gören Yalo-
vahlar vaatlere aldırmıyorlar. İlçelerine ge-
len siyasileri adeta sorguluyarak hangisinin
il yapma sözünün daha gerçeğe yakın oldu-
ğunu tartıyorlar. DYP'nin kazandığı 27
Mart yerel seçimlerinde duygusal nedenlerle
kaybettiğini behrten SHP adayı Cengiz Ko-
çal, yanşın kendileri ile DYP arasında gece-
ceği görüşünde. Yalova sakinlerine göre de
yanş, SHP ile DYP arasında geçecek. RP'-
nin "ithal belediye başkanlarT ile sürdür-
yineledi. Ancak CHP ve DSP buyanıtlara. "Solda bir- düğü kampanyasına, istanbul Büyükşehir Belediye
liğin adresi sandıkta belli olacak" yanıtını vermekle ye- Başkanı Tayyip Erdoğan da dışandan destek veriyor.
tindiler. Eğer seçmen, sandıkta bir sol partiyi tercih Yalova da solda birlik konusunda genel kadersizhği
ederek oy kullanmazsa SHP'nin dördüncü, DSP ile paylaşıyor.
Fatih'te
6
Imar yetkisi' ne demek?
OKTAY EKİNCİ
Enûoönû ve Fatih ilçeleriyle İkiye bölüne-
rek' yöneülen 'Suriçi' bölgesi, tstanbul'un
2600 yühk tanhsel geçmışini banndınr. Bu
nedenle de ashna bakihrsa, iıygarük biriki-
mi' açısından bir bürünlük gösterir.
SözgeUmi, EdimekapTdaki bir Kariye
Müzesi ile S«ıltanahmetteki Ayasofy a arası-
ndaki 'kültür ziııcirini' Fatih ve Eminönü ü-
çelerinin idari yetki suıırian' nası! kopara-
mazsa, benzer şekılde bır Fatih Camisi ile
örneğın Süleymaniye ya da Eminönü ndeki
diğer Osmaıih dönemi ürünlen arasındaki
tarihsel bağlan', yine farkh ilçekrde obna-
lan yüzünden zayıflatmak rile mümkün
değUdir.
Denebüir ki, Suriçi bölgesi ya da bilinen
deyişle tarihsel yamnada'. ashnda tstan-
bul'un ta kendisidir ve idari olarak kaça
bölünürse bölünsün, yıne Istanbul'un ta
kendisi olarak tarihsel kimhğini gecmişine
dayanarak sürdürür, gider...
Ne var ki tarihsel bağlar böylesıne güçlü
büe olsa, yine de Suriçi'nin f arklı iki yöneti-
min' elinde obnası, özeUikle kent kimlığinin
ve hatta 'kent kühürünün' ister istemez
Yarkb yönleıde' gehşmesine, belki de 'gefiş-
metnesine' yol açıyor.
Bunun açık bir örneği, Suriçi bölgesinde-
ki imar planı çaljşmalannm' yine Eminönü
ve Fauh ılçe beledıyelennde İTarklı yaklaşı-
mlarla' sürdürüJmesi şekhnde yaşanıyor.
Ömeğin Eminönü'ndeki planlama kay-
gılan, salt ilçe sınınna giren kesimi, yani
Suriçi'ni bıcak gibi yaran Unkarjanı-Yeni-
kapı arasındaki Atatürk Butvan'nın doğu-
suyla sınırh kalırken, Fatih Beledıyesi de bu
bulvann baüsındaki imar bekkntilerine'
yanıt anyor. Böylece tarihsel yarımada,
sanki tarihsel bir bölüşümün' kıskaa alD-
nda giderek. adeta bır 'kültür parçalan-
masına' uğruyor. Kuşkusuz, bu *böl ve yö-
ılıtflcaslyla, sonunda olan da yine
l'un kimliğine oluyor.
tmarve iskansorunu
Fatih'teki imar beklentileri, hem Eminö-
nü' nden oldukca farkh hem de *yerel poBti-
kanm' önemh konulan arasında.
Eminönü daha çok tar iş, ticaret ve tu-
rizm bölgesi. Gündüz nüfusu üe milyonluk
bir ilçe. Gece nüfusu ise çok az. O nedenle
Eminönü Belediyesi'nin seçmenleriyle yine
aynı belediyenin hizmet ettiği nüfus çok
farkh. Denebilir ki Eminönü sakinleri, ash-
nda tüm tstanbul halkma hizmet veren' bir
yerel yönetim seçiyorlar. Ya da belki, yine
istanbul halkı adına karar veriyorlar.
Fatih ise pek öyle değil. Suriçi'nin bu
baü kesimi, ta Bizans ve Osmanh dönemin-
den bu yana daha çok iskan bölgesi' olarak
gelişmiş. Her iki uygarhk dönemınde de ör-
negm imparatorluk saraylan, ucaret yapı-
lan, büyuk dinsel yapüar Sultanahmet-
Sarayburnu yöresinde yoğunlasırken bu-
günkü Zeyrek, Fatih, Çarşamba, Edir-
nekapı, Balat, Aksaray, Samatya, Cerrah-
paşa, TopkapL.. oldum olası, hep 'halkm
yaşadığı' semtler olarak bugûne dek gel-
mış.
Fatih'in bu özelhğı, elbette ki imar ve in-
şaat' konusunda son yülarda gözle görülür
bir 'animT yapan dina çevreler için de ol-
dukca önem taşıyor. Hele. 1990'da onayla-
nan Suriçi Koruma (!) Planı'yla bu ilçenin
kalan boş alanlannda imar haklan sağ-
ianmış ohnası, tanhı yanmada içinde ve
özellikk Fatih'te 'nüfus çoğunluğunu' sağla-
mayı hedefleyen 'şeriatçı kesim' için eşi bu-
lunmaz bir olanak.
Dına çevreler, bır yandan bu bölgedeki
ve özelhkle 'Çarşamba-YavuzseKm' hatü-
ndaki carni, tekke, Kuran kurslan ve
imam-hatip okullannı 'siyasi örgutknne'
yerleri olarak kullanırken öbür yandan
imar ve inşaat beklentilerini* de zorlayarak.
gelecek seçımlen bütünüyle garantiye ala-
cak bir 'nûfus yerieşrirmesiniıı' planlannı
yapıyorlar. Bu planın hıç kuşkusuz 'önce-
likli hedefl' de 10 Temmuz 1994 seçimlerin-
de 'ünar vetkilerinı" ele geçırmek.
Özelhkle şu günlerde. sözgehmi Çarşam-
ba'daki Fethiye Cami ve çevresini dolaşı-
rsanız, şeriatçı akımlann her türlü giysileri-
ni herkesin sırtında görebilırsiniz.
Şalvarh. çanklı, cüppeh, sankh, takkeli
ve üstehk "rengarenk' bir tankatçı gıysi 'öz-
gürtüğü'. Fatih'm cadde ve sokaklannda
yeniden 'mazbata' beldiyor.Her yerde
olduğu gibi Fatih'te de belediye demek,
imar yetkisi' demek.
Ashnda yapılaşmaya 'doymuş' olan ve
özelhkle tanhsel kimhği ve kentsel değerleri
açısından artık imar hakkına 'kesin kısnia-
malar' getirilmesi gereken Fatih'te ise bu
yetkinin 'kimin etine' geçmesi gerektiği, 10
Temmuz seçimlerindeki en can ahcı soruyu
oluşturuyor.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Umut Tûkenmez
Sürekli bir umutsuzluk çemberiyle sarıhyor çevremiz.
Telefonlar geliyor, umutsuz Mektuplar, fakslar geüyor,
umutsuz. Toplantılarda sorular geliyor, umutsuz. Arkadaş-
lar aramızda sohbet ediyoruz, çoğunluk umutsuzluklarını
dile getiriyor...
Ekonominin göstergelerine bakıyoruz, rezalet. Yıllıkenf-
lasyon yüzde 100'ün üzerine çıkmış ve aşağılara inmesi de
beklenmiyor. Son üç ayda yüz bmlerce insan işsiz kaldı.
Zaten.ışsizlik oranı çok yüksek bir ülkede yaşıyorduk. işsiz-
ler ordusu büyüdü.
Toplumun değer yargıları tümüyle altüst olmuş durum-
da. Gençlerimiz neye inanacaklarını, kime inanacaklarını,
nasıl inanacaklarını şaşırdılar. Herkes "son on yılın kötü
ekonomi politikalanm" eleştirıyor ve daha sonra da bu
ekonomı politıkalarının mimarını, yanı özal'ı neredeyse
"ekonomi dâhisi" ilan ederek, onun söylediklerini yineliyor-
lar. Bırtürlü bıtmektükenmekbilmeyen, "fedakarlık'çağn-
ları ve "acı reçete" masallarıyla avutuyorlar toplumu.
Geçenlerde Sayın Başbakanımız, 5 Nısan Kararları'nın
nasıl başarılı(!) olduğunu anlatırken, "Bundan sonra ihra-
catayöneleceğiz"dıyordu. Kulaklarıma ınanamadım. San-
ki bundan önce (son on beş yıldır) başka bir şeye yönelmi-
şızgibi...
Memurun, kamu işçisinin ücret zammı söz konusu ol-
duğu zaman "bütçe olanakları" dile getirilıyor. Ama oto-
motıv sanayıine destek söz konusu olduğu zaman, KDV
oranlarını düşürünce, bunun bütçeye bir zararı dokun-
muyor(!).. Devlet, memurunun zorunlu tasarruftarının
yarısından çoğunu "gaspetti". ödeyeceğine söz verdiği
kısmını da birkaç ay geciktirmeyi "kâr"saytyor. Yasa gere-
ğı, haziran başında ödenmesı gereken paralardan ses
seda yok. Ama borç taksitlerını ve faizlerinı "gününde öde-
yeceklerini" ilan edıyorlar. Gerekçelerı de, "devletin itibarı
ile oynatmazlar"mış... Bu ne bıçım bır devlettır kı; emekçi-
sınin parasının üzerine yatınca itibarı zedelenmiyor, ser-
mayedarın parasının ödenmesı gecıkınce itibarı zedeleni-
yor...
Güneydoğu'dakı yara kanamaya devam edıyor. HADEP'-
in de DEP'ten bir farkı yok. Defalarca yazdım, "Demokrat
olamayanlar, hiç değilse akıllı olsunlar" dedim. "Ama kim
yaza, kim dinleye..."
Eğitim de çökmüş durumda. Üniversıtelerımız zaten bilgi
"üretemiyordu". Artık bılgı "aktarmayı" da yapamayacak
bir düzeye geldiler. Her kente bir üniversite açmakla çözül-
müyor bu işler. Artık başka çözüm yolları arıyor insanlar.
Türkiye'nin başkentiyle, en büyük kentinde yerel yö-
netimler 'Refah'lılarda. Hiçbir meseleye çözüm getire-
mediler Gereksiz bır hırçınlık ve polemık içinde günler ge-
çıyor. Herkes bir başka hesap peşınde, herkes bır başka
telden çalıyor.
Yolsuzluklardızboyu. Hangi taşı kaldırsanız, altından bır
başka pıslıkçıkıyor, ığrenç kokular yukselıyor. Ama herkes
"tfosyay/"elınin altında tutuyor ve gerektiği zaman, şantaj
vesilesi olarak kullanmak ıstıyor
Bu arada birıleri de "kendinı kurtarmanın" yollarını ara-
makta. Ve bunun ıçın her şey "mubah". Kımse, kımseyi
"ayıplamıyor". Bızım okulun karşısında bır ılkokul var.
Yazın bahçesını otopark yapıyorlar. Geçenlerde bir hesap-
ladım, ayda en az yuz-yüzelli milyon lıra para getiriyor. Ta-
biı ne makbuz var, ne başka btr resmı belge. Sorarsanız,
"Ofcu/a/7eo/r//ğ/acy/na"çalıştırdıklarını söylüyorlar. Bu ne
bıçim bir okul aile bırliğidir ki, birkaç makbuz bastıramaz.
ödenen para kıme, ya da kimlere gidıyor acaba?
Gene bir arkadaşım anlattı LeventÇarşısındadabaşına
benzer bir olay gelmiş Arabasını bıraktığı boş alandan
çıkmak isterken, "park parası" istemışler. Her dürüst va-
tandaş gibi, makbuz istemiş. "Yok" demişler, "Belediye
başkanının emrıyle, biz makbuz falan vermeyız..." Beledi-
ye, Beşıktaş Beledıyesi. Benim arkadaş karakola başvur-
muş, netice yok. "Bız, bır olay olursa karışabıliriz..."
yanıtını almış. Belediye'ye telefon etmiş. Çok ilgi göster-
mişler, "Allah Allah"demişler, "Nasılolurbu?"Amadeği-
şen bir şey yok. Birkaç bıçkın oraların haracını yemeye de-
vam ediyor...
Okurlarım, "bunca karamsar şeyler yazdıktan sonra,
'Umut Tûkenmez' başlığını nasıl koyduğumu" soracak-
lardır kuşkusuz. Ama her şeye ve herkese rağmen, "Umut
Tûkenmez"...
Tüm olumsuzluklar bir yana, Türkiye "üretiyor". An-
neler-babalar; bebelerıni büyütüyorlar, eğıtiyorlar. İnandı-
kları değerler ıçın savaşıyorlar, inançları için mücadele
ediyorlar.
Unutmamak gerek ki; gecenin en karanlık saatleri, gün-
doğumunun en yakın olduğu saatlerdir. Ve bu karanlıkların
ardından doğan güneş, hiç kuşkum yok ki, Türkiye'yi
aydınlığa boğacaktır.
RP, çıkarvaadiyleoytopluyor
Fatih'te şeriatuı her türlü üniformasıyla sokaklara taşan dind çevreler, bu
yasadışı özgürlükJerini 'mazbataya' da bağlamak istiyor.
ORALÇALIŞLAR
ANAP Unkapanı temsüciliğinden
içeri girdik. Rizeli Ahmet Fahri Cep,
daha konuşmaya başlamadan cebin-
den bir zarf çıkardı. Zarfın içinden
Rize'nin RP'h Belediye Başkanı Şev-
ki Yıunaz'ın mektubu çıktı. Şevki
Yıhnaz, Faüh'teki tüm Rizelilere bi-
rer mektup postalamış. Ashnda mek-
tup Rize'den değil Istanbul'dan pos-
taya verilmiş. Yılmaz, matbaada
basılmış mektubunda hemşehrisin-
den RP'ye oy vermesini istiyor.
ANAP'hlann anlatüğına göre RP'-
liler, Fatih ilcesindeki tüm yurttaşla-
ra benzer mektuplar postalamışlar.
Siirtli'ye Siirt Belediye Başkanı'-
ndan, Trabzonlu'ya Trabzon, Kon-
yahya Konya Belediye Başkam'ndan
mektuplar postalanmış. Fatih'in
merkezınden aşağıya doğru, Çar-
şamba'ya, Balat'a da doğru ınince,
sokaklann hakıminin RP olduğu
dikkat çekiyor. Diğer parti temsilcile-
ri RP'nin, güç kullanarak bölgede et-
kinlik kurmaya çahştığını anlatıyor-
lar. RP temsilcihğine girip diğer par-
tilerin şikayetlerini aktardık. Güle-
rek, yok böyle bir şey cevabını verdi-
ler. RP temsilciliğinde ilginç bir soh-
bete giriştik. Şivesinden Kürt kökenli
olduğu anlaşılan emekh' zabıta amiri
Muzaffer Çiftçi, nefes almadan etkili
bir nutuk çekti: "Medya bize düşman.
RP'nin hiçbir iyi işini topluma akset-
tirmiyor. Ama Hoca'nın (Erbakan'ı
kastediyor), Meüh Gökçek'in buyur-
duğu gibi Allah'ın izniyle secimleri
kazanacağız. Gece gündüz ev ev
çahşıyoruz."
RP'nin Unkapanı temsilcisi Suat
Binici, aynı zamanda RP'nin Hanım
Komisyonu Başkanı olduğunu söy-
leyince şaşırdık. Bir erkek nasıl
hanım komisyonu başkanı olabili-
yordu. Binici, bu komisyona yalnızca
evh olan erkeklerin girebildiğini, ken-
disinin de eşi kanahyla bu komisyon-
la ilişki kurdugunu anlatu. Erkekler
eşlerine anlaüyorlar ve onlar da diğer
• Fatih'te yanş RP'yle
ANAP arasında.
RP'nin temel seçim
stratejisi, yoksulluk ve
adaletsizlik üzerine
kurulmuş. İktidara
gelince her ikisine de
son vereceklerini
söylüyorlar. Bizim
gözlemimiz, çıkar
vaadinin RP'ye kısa
dönemde güç verdiği
şeklinde.
kadınlara. İlginç ve RP'ye uygun bir
yöntem. Böylece haremhk selamlık
bozulmuyor.
Binici, Kars'tan İstanbul'a işsizhk
nedeniyle geldiğinı. Üniversite'de
iken ateist olduğunu, adaletsizlik ve
işsizliğe tepki nedeniyle, adaleti sa-
vunduğuna inandığı RP'ye girdiğini
söylüyor. RP gelince adaletsizlik ve
eşitsizlik ortadan kalkacakmış. Ken-
disine Erbakan'm düğünündeki şata-
fatı hatırlatıp, adaleti bu zenginlikle
mi sağlayacak deyince, masada otu-
ran RP'lilerden birisi Peygamberden
bir hadısi hatırlattı. Şöyle diyordu:
"MüsKiman'ın iyi bir kadına. iyibirişe
ve iyi bir arabaya sahip olması gere-
kir." Peygamber dönenunde araba
bulunmadığını söylemeye gerek duy-
madık. öyle diyorlarsa öyledir.
RP'nin Fatih'teki temel seçim stra-
tejisi, yoksulluk ve adaletsizlik üzeri-
ne kurulmuş. İktidara gelince, ticareti
gehşüreceklerini, zengin bir tslam ce-
maati yaratacaklannı, artık yoksul
Müslümanlann kadenne son vere-
ceklerini söylüyorlar. 27 Mart'ta ye-
rel yönetimleri ele geçirmeleri, yaygın
bir esnaf örgütlenmesine dayan-
malan. çaresız ve yoksul kesimlerde
çıkar ve gelecek unıudu yaratıyor. Bu
tema, RP'nin seçimlerdeki en önemli
kozu. Ne kadar etkili olacağını göre-
ceğiz. Bizim gözlemimiz, çıkar vaadi-
nin RP'ye kısa dönemde güç verdiği
şeklinde.
Fatih'te en dınamik ve çahşkan
parti RP 27 Mart seçimlerinde ka-
zandıklan başan, onlan daha da ce-
saretlendırmiş. Sosyal demokrat par-
tilerin bir araya gelemeyeceği ve her-
kesin kendi adayına oy vereceği ve bu
yüzden önemli bir sonuç alamaya-
caklan gün gibi aşikar. Yanş,
ANAP'la RP arasında geçecek.
ANAP, RP kadar dinamik değil. An-
cak. diğer partilerin kazanma umu-
dunun ohnayışı ANAP açısından
önemli bir avantaj. RP'nin kazan-
masını ıstemeyen önemli bir kitlenın
ANAP adayı Saadettin Tantan'a oy
vereceği herkesin ortak kanaati. Bu
tepki oylan. aradaki 13.000 oy
farkını kapatmaya yetebiür mi?
Buradakı başan ve başansızbk,
Mesut Ydmaz'ın geleceği açısından
önemh sonuçlar doğurabihr. Diğer
partilerin tabanından ahnacak yuk-
sek bir oy yüzdesi, ANAP'ı yeniden
canlandırabihr. Tabii aksi bir sonuç
datersietkileryapar.
Kim ne derse desin görünen o ki,
RP, kısa vadede iktidar ohna yönün-
de ataklannı sürdürecek. Düzen ve
sistem partilerinin, moralsizhk ve çü-
rümüşlüğü çaresiz kitleleri, düzene
seçenek olduğunu söyleyen lslama
siyasi akıma yöneltiyor. RP'nin hiç-
bir derde deva ohnaclığı çok uzak ol-
mayan bir gelecekte ortaya çıkar. Bu
balon da söner. Bürün mesele, bu sü-
reç içinde, düzene altematif, eşitlikçi,
halkçı ve devrimci bir seçeneğin geliş-
tirilip, ortaya çıkanlmasında. Şimdi-.
lik tablo umutsuz. Ama, umut to-~
humlan koşullann en olumsuz oldu-
ğu dönemlerde toprağa dökülürler.
Bunca güçlük, kendi çözümlerini de
üretecektir. '