Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 KASIM1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cttrsoy:
Gericiler
KürÜeri
hedef
gösterdi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - SHP İştanbul Milletve-
kilı. TBMM İdare Amirilbra-
him Gûrsoy, Erzurum"da
"devletin cami imamından
emir aldığını" savunarak
"Devletin valisi cami imamı-
nın, dinin terasilcisi olamaz.
Her sokağa dökülene, 'gel sila-
hını al' düşüncesiyle hareket
edilemez" dedı. Gürsoy ayn-
ca, "Devletin güvenliğini devle-
tin güçleri mi sağlayacak,
yoksa ülkücii mititanlar mı"
diye sordu ve "Hükümet; geri-
ctterin, yobazların. ülkücülerin
PKK'ya karşı olmak bahane-
siyle devlet desteğiyle elde et-
tikleri pozisyonu, bir kez daha
gözden gecirmelidir. Bu gerici
akımlar en az PKK kadar teh-
likelidir" dıye konuştu.
2 bakan Yüce
Divan yolunda
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Göçmen konutlan
ihalelerinde usulsüzlük
yapıldığı iddiasiyla
oluşturulan TBMM
Soruşturma Komisyonu,
eski devlet bakanlanndan
Ercüment Konukman ve
Mehmet Çevik'in Yüce
Divan"da yargılanmalan
yolunda rapor haarladı.
Rapor, TBMM Genel
Kurulu'nda ele alınacak.
Genel Kurul. raporu kabul
ederse Çevik ile Konukman,
bayındırlık eski bakanlan
Safa Giray ve Cengiz
Alunkaya'dan sonra Yüce
Divan sıfatıyla görev
yapacak Anayasa
Mahkemesi'nde
yargılanacaklar. Soruşturma
komisyonu dün yaptığı
toplanüda, raporuna son
şeklini verdi. Rapor
yaaldıktan ve üyelerce
imzalandıktan sonra TBMM
Başkanlığı'na sunulacak.
Raporda, eski devlet
bakanlan Konukman ve
Çevik'in. ANAP iktidan
döneminde göçmen
konutlan ihalelerinde
usulsüzlük yaptıklan
kanaatine vanldığı biliirildi.
Doğulu
milletvekilleri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Güneydoğu'da
gıderek tırmanan olay lar
üzerine, Meclis'te grubu
bulunan partilerin Doğu ve
Güneydoğu milletvekilleri
çözüm arayışına katkıda
bulunmak üzere dün
TBMM'detoplandı. Çağnh
74 milletvekilinden 22'sinin
katıldığı toplantıda,
ANAP'tan yalruzca Van
Milletvekili Şerif
Bedirhanoğlu. DYP'den
Erzurum Milletvekili
Abdulmelik Firat ve
CHP'denKars Milletvekili
Atilla Hun'un bulunduğu
dikkatçekti.SHPveRP'li
milletvekillerinin ilgi
gösterdiği toplanüda. son
olaylar değerlendirildi ve
çözüm önerileri tartışıldı.
Prof. Moran
toprağaveıHMi
• İstanbui Haber Servisi -Bir
rahatsızhk sonucu yaşamını
yitiren edebiyat kuramcısı ve
eleştirmen Prof. Berna
Moran dün toprağa verildi.
Moran'ın cenazesi Moda
Camii'nde öğleyin kılınan
namazdan sonra
Karacaahmet Mezarlığj'nda
defnedildi. Cenaze törenine.
Berna Moran'ın eşi Tatyana
Moran. yakmlan. yazar ve
eleştirmenler katıldılar.
Emeklilere
doğum yardımı
• ANKARA (AiNKA)-
CHP. SSK Yasası'nda
değişiklik yapılarak emekli
sigortahrun eşinin doğum
yapması halinde doğum
yardımından
yararlandınlmasını istedi.
CHP Grup Başkanvekili
Uluç Gürkan tarafından
hazırlanarak TBMM
Başkanlığı'na sunulan ve
SSK Yasasf nın
değiştirilmesini içeren yasa
önerisinde. gösterge tespit
tablosundan aybk ve gelir
elde etmekte olanlann aylık
ve gelirlerinin üst gelir
tablosunun 10'uncuderece
birinci kadernesine göre
hesaplanması ve bu miktar
üzerinden ödeme yapılması
öngörüldü.
DYPde muhalifler, Cindoruk'un karannınnetleşmesi amaayla erteleme istiyor
Kongre içiııtarihkavgası• Partiiçimuhalif
kanat, gruplaşmalann
kongre sonrasında
bölünmeye yol
açabileceği endişesini,
ertelemeye gerekçe
gösteriyor. Siyasi
çevrelerde ise bu
gerekçenin göstermelik
olduğu vurgulanırken
gerçekte Cindoruk'a
zaman yaratmak amacı
taşıdığı ileri sürülüyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DYP'deki muhalıf grup-
lar. partinin 4. olağan kongresi-
nin zamanlaması konusunda
mücadeleye başladılar. Başba-
kan Tansu ÇiUer'e yakın grup,
kongrenin. öngörüldüğü gibi
20-21 kasımda yapılmasmı sa-
vunurken. TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk'un lider
olmasını isteyenler, Cindoruk'a
"karar süresi" tanımak için.
kongrenin ertelenmesini isti-
yorlar.
Bu nedenle, 5 kasımda yapı-
lacak ve kongrenin tarihinin
saptanacağı Genel İdare Kuru-
lu toplantısı. rakip gnıplar ara-
sında "ilk raund" olarak değer-
lendiriliyor. TBMM Başkanı
Gökberk Ergenekon
Hüsamettin Cindoruk'un aday
olmaması durumunda, 20-21
kasımda yapılacak olan kong-
renin, DYP yetkili organlann-
da üstünlük sağlama mücadele-
si şeklinde geçmesi bekleniyor.
Partinin Genel İdare Kurulu
ve Başkanhk Divanı gibi yetkili
organlannda. kongrenin erte-
lenmesi yolundaki görüş gide-
rek ağırlık kazanırken. Başba-
kan Tansu Çiller, delegelere yö-
nelik kulis faaliyetlerine hız ver-
di. Çiller, yaklaşık bin 180 do-
layındaki kongre delegelerine
ayrı ayn gönderdiği mektubun-
da. partideki bölünmüşlük tab-
losuna karşı "biriiktelik"
çağnsında bulundu. Bu gelış-
Tansu Çiller
meler nedeniyle, 5 kasıma ka-
dar toplanarak, kongrenin yer,
gün, saat ve gündemini belirle-
mesi gereken GİK toplantısı,
Çiller ve karşıtlan açısından
kongre provası niteliğini taşıya-
cak.
Tablo, ÇiUer'in aleyhinde
Parti çevrelerinden edinilen
bilgilere göre, kongre öncesi
yapılacak son GİK toplantısı,
kongre tarihinin ertelenmesi ve
koalisyona son verilmesi yolun-
daki baskılarla karşılaşacak ol-
ması nedeniyle, Başbakan Çil-
ler'i tedirgjn ediyor. 40 kişilik
Genel İdare Kurulu'nda. üve-
Hüsamettin Cindonık
lerden yüzde 70'inin kongrenin
ertelenmesini istedıği bildirili-
yor. Partinin diğer yetkili or-
ganı Başkanlık Divanı'ndaki
tablo da Çiller açısından pek
"iç açKn" bulunmuyor. Dokuz
üyesi bulunan Başkanlık Di-
vam'nda. genel başkan yardım-
alan Yaşar Topçu ve Ersin Fa-
ralyalı. kongrenin mart yerel se-
çimleri sonrasına bırakılmasını
istiyorlar. Genel Başkan
Yardıması Mehmet Dülger.
Genel Muhasip Özden Özbilun
ile Genel Sekreter Gökberk Er-
genekon ıse kongrenin 1 ay son-
raya ertelenmesi görüşünü sa-
vunuyor.
Başbakan Çiller, Genel Baş-
SHP, konuyubugüngündeminden düşecek. Baykal 'Hayırlı olsun' dedi
SoldabirlikumudusöndüANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Birle-
şik parti organlannda temsil oranı nokta-
sında tıkanan "solda biriık" görüşmelerin-
de köprüler atıldı. SHP Genel Başkanı
Murat Karayalçın. CHP lideri Deniz Bay-
kal'ın grup toplantısındaki. "CHFyi eşit
kabul etmeyen bir düşünceyi müzakere et-
mem. Sayın Karayalçın, taşralı tüccar an-
layısını bırakmalıdır" sözlerini "umut kırı-
cı" bulduğunu söyledi. Karayalçın, "tnsa-
nın birlikte olacağı kişiyi kasaba taciri diye
nitelendirmesini doğru bulmuyonım. Ko-
nuşmadan olumlu bir mesaj çıkaramadık.
Bu nedenle daha fazla beklemeye gerek
yok" dedi
Karayalçın'ın. bugün olağa-
nüstü toplantıya çağırdığı SHP
Parti Meclisi'nde. konunun ke-
sin karara bağlanarak, solda
birlik çalışmalannı gündemden
çıkarması bekleniyor.
Karayalçın, dün partisinin
grup toplantısında yaptığı ko-
nuşmada. PM'deki değerlen-
dirmeler hakkında bılgi verdi.
SHP'nin "CHP" adı. CHP'nin
de genel başkanlık konulann-
daki özveriyİe belirli bir nokta-
ya gelindiğini anımsatan Kara-
yalçın. "Kim daha çok özveri
gösteriyor tartışmasını doğru bulmuyonım.
Bu bir güç, prestij, onur işi değil. Gücii. onu-
ru karıştınrsak, çok büyük bir fırsatı kaçır-
mış oluru?" dedı
Karayalçın. grup toplantısındayken.
Baykal'ın CHP grubundaki açıklamala-
nndan haberdâr edildi. CHP hderinin söz-
lerini eleştiren Karayalçın. yakın çevresi-
ne. "Anlayamıyonım. şaşırdım. Ben oran-
dan bile söz etmiyorum. Bu tür bir karşılık
veriliyor. Bu çok açık bir yanıt" diye yakm-
dı. Karayalçın. Baykal'ın açıklamalan
nedeniyle gelecek hafta yapılacak Parti
Meclisi'nı bugün olağanüstü toplantıya
çağırdı.
"Ba\ kal'ın sözleri umut kıncı"
»
Karayalçın, grup toplantısından sonra
SHP Merkez Yütürme Kurulu'nu topla-
dı. Karayalçın, MYK toplantısından ayn-
lırken, gazetecilere şu açıklamayı yaptı:
"Sayın Baykal'ın konuşması, bizim çağ-
nmıza yanıt niteliğinde değildir. Ben grup-
taki konuşmamda, SHP PM'nin tamdığı
süreyi değerlendirmek gerektiğini söyie-
dim. Ancak aynı saatlerde Sayın Baykal'ın
konuşması geldi. Orada doğrusu, çok
olumlu sayılabilecek bir çağrı yoktu. hatta
çok olumsuz sajdabilecek değerlendirme-
ler vardı. Üye saytsı ile ilgili değeriendirme-
ler yer alıyordu. Arkadaşlarmı. eleştirilen
üye sayısının 1990 sonbahanndan çok fark-
h olmadığuıı söylüyorlar. Sonra SHP'den
ayrılan iki parti >ar. Her ikisi de SHP liste-
si altında seçime girmişlerdi. Ben bunlara
girmek istemiyorum. Sonra benimle ilgili
kasaba taciri nitelemesi \ar. Ben konuşma-
/Varayalçm, PM'yi
olağanüstü toplantıya
çagırdı. Baykal, CHP
olarak kendi partilerinde
birleşme gibi bir ödün
istemediklerini söyledi
dan olumlu mesaj çıkaramadan."
Baykal'ın konuşmalannı, "umut kırKi"
olarak nitelendıren Karayalçın, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"İnsanuı birlikte olacağı kişiyi, kasaba
taciri diye nitelemesini doğru bulmuyorum.
Bu tür kişisel nitelemeler nedeni>le değil,
ama asıl eşitlik konusunda görüşlerinin de-
ğişmeyeceği ifadesi nedeniyle PM'yi top-
lantıya çağırma karan aldun. CHP'den bu
tür nitelemeleri, çağnlan sık alıyonım.
Eşitlik konusundaki yaklaşımlarının dcğiş-
meyeceği ifadesi, bizim istediğüniz hızlı bir
yapıyı sağlamamızı olanaksızlaştırıyor. Bu
durumda. 8 Kasım gününe dek beklemeyi
gerekli bulmadık."
Karayalçın. 8 Kasım günü PM'nin top-
lanarak terör konusunu ele alacağını.
"PM'nin artık başka konularda çalışmak
istediğini" sözlerine ekledi.
Edinilen bilgiye göre, Karayalçın,
MYK üyelerine "Genel başkan olarak, bu
partide genel sekreterlik yapmış birinin.
üyelerinüze naylon demesini yaktşıksız bu-
lıiyorum. Ben taşralı tüccar nitelendirme-
sinden rencide oldum. ancak üyelerimize
sahte demesi beni daha çok rencide etti. Ben
birleşmeyi ciddi olarak istcdiğim için, orada
açık bir kapı görmediğim halde bir haftalık
süreyi emrivakiyle koydum. Doğrusu böyle
bir yanıt beklemiyordum" dedı.
Baykal: "Hayu-h olsun"
CHP Genel Başkanı E>eniz Baykal da
partisinin Meclis Grubu'nda yaptığj ko-
nuşmada, bütünleşme konusunda SHP'-
nin ve Genel Başkan Karayal-
çın'ın tavnnı sert bir dille eleş-
tirdi. CHP olarak, kendi parti-
lerinde birleşme gibi bir ödün
istemc diklerini vurgulayan
Baykal. "CHP çatısı altında
birieşmek bizim sranmızla ka-
bul ediunemiştir. SHP'nin içinde
bulunduğu sorunlardan kurrul-
ması için. bir şans olduğu için
CHP çatısı altında birleşme
kendiliğinden kabul görmüştür"
dedi.
Baykal. bütünleşmede karşı-
lıklı güven ve eşithğin baş koşul
olduğunu belınerek. "Kararia-
nnın hayırlı olmasını dilerim'" dedi.
SHP'yi "naylon" üye kaydetmekle suç-
layan Baykal, SHP'den CHP'ye geçenle-
rin eski partilerindeki kayıtlannın hâlâ
silinmedığini öne sürdü. SHP'nin millet-
vekili sayısını ölçüt almasının da yanlış
olduğunu ifade eden Baykal. "SHP seçi-
me girdiğinde, biz de vardık. HEP de vardı.
SHP şu haliyle hiç seçime ginnedi" dedi.
Deniz Baykal. "Parti Meclisi'nin erken
toplantıya çağrüması üzerine SHP'ye yeni
bir öneri götürecek misiniz?" biçimindeki
bir soruya, herhangi bir öneri götürmeye-
ceklerini söyleyerek yanıt verdi.
Bugün ne olacak?
Alınan bilgiye göre bu sabah ilk olarak
SHP MYK toplanacak. MYK toplantısın-
da solda birliğin gercekleşememesinin gerek-
çeleri sıralanacak. Bu bildiri daha sonra
Parti Meclisi'nin değerlendirmesıne sunula-
cak.
kan Yardıması. Orman Bakanı
Hasan Ekinci. Tcşkilat Başka-
nı. Milli Savunma Bakanı Meh-
met Gölhan, Genel Başkan
Yardıması Aü Şevki Erek de
kongrenin kasım ayında ger-
çekleştirilmesini istiyor.
Cumhuriyet'in sorulannı ya-
nıtiayan Ekinci, kongrenin
20-21 kasımda yapılmasınm,
altı ay önce GİK'te benimsen-
diğini hatırlatarak, "İUer, teşki-
latlar kongrenin bu tarihte yapıl-
masını istiyor" görüşünü sa-
vundu. Ekinci, kongrenin erte-
lenmesi için haklı bir gerek-
çenin olması gerektiğini \ urgu-
layarak, "Eıtelensin divorlar,
ama gerekçe açıklayan yok" de-
di.
DYP'de muhahf kanat. "par-
tideki gruplaşmalann, kongre
sonrasında bölünmeye dönüşebi-
lecegini" ertelemeye gerekçe
olarak gösterirken; siyasi çevre-
lerde bu gerekçenin göstermelik
olduğu. asıl amacın adaybk ko-
nusundaki tavnnı net olarak
ortaya koyabilmesi için Cindo-
ruk'a zaman yaratmak olduğu
yorumlan yapılıyor.
ÇiUer'in kongre atağı
DYP genel merkez ve taşra
teşkilatı yönecilerinin yanı sıra,
milletvekillerince de "teşkilatı
dışlamak, örgüt yöneticilerine
zaman ayırmamakla" suçlanan
Başbakan Tansu Çiller. kong-
reye yönelık kulis çalışmalanna
hız verdi. Çiller, yaklaşık bin
180 kongre delegesine ayn ayn
gönderdiği mektuplarda. bir-
liktelik çağnsında bulundu.
Parti yöneticileri ve teşkilat-
larla ilışkıleri konusunda getiri-
len eleştiriler üzerine ABD'den
döner dönmez il başkanlan ve
belediye başkanlanyla bir ara-
ya gelen Çiller. kongre tarihinin
yaklaşmasıyla birlikte delegele-
re yönelik faaliyetlerine de ağır-
lık vermeye başladı. Çiller, bu
amaçla ilk olarak, 1 kasımdan
itibaren tüm delegelere ayn ayn
Acele Posta Servisi (APS) ile
mektup gönderdi. Çiller, mek-
tubunda. "Kasımın 20'sinde
kongreden birlik ve berabeıiik
içerisinde daha güçlü çıkacağu"
görüşüne yer vererek. delegeler-
den, muhalif gruplann, kongre
tarihinin ertelenmesi ve koalis-
yona son verilmesi konusunda
y ürüttükleri kulislere kulak
vermemelerini istedi.
Çiller aynca. kongrenin ka-
derini belirleyecek delegelerin
sorunlannı dinlemek ve çözüm
bulmak üzere iki danışmanı,
Tolga Atik ve Adil Asmm'ı gö-
revlendirdi. Çiller, mektubu-
nun sonuna eklediği notta, Atik
ve Aşınm'ın telefonlannı vere-
rek. "Delegelerimiz, karşılaştık-
ları her türlü sorunda bu numa-
raları arayarak, görevü arka-
daşlarıraıza sorunlannı iletebi-
lirler" dedi.
Çiller'ın. delegelerle ıletişım
görevini genel başkan yardım-
cılan ya da deneyimli parti yö-
neticileri yenne iki genç danış-
manına vermesi, genel merkez
çevrelerinde yoğun tepkıyle
karşılandı. Çiller. mektubuna
haziran kongresinde propagan-
da amacıyla kullandığı ve üze-
rinde. "Size ve ailenize sağlıklı
günler dilerim" yazan büyük
boy fotoğrafını da eklemeyi
unutmadı.
Çiller, kongre hazırlıklan
çerçevesinde dün, uzun bir sü-
redir kendisinden randevu iste-
yen DYP Kurucular Kurulu
üyeierinı de TBMM'de kabul et-
tı.
POLrnKA GUNLUGU
HIKMET p;TİNKAYA
Kocatepe'de Gösteri...
Sarıklı ve sakallı hoca sürekli yalan söylüyor. Arada
bir de şöyle diyor:
"Biz hükümetle karşı karşıya gelmek istemeyiz..."
Sonra?
Devam ediyor:
"Mektep niye okul oldu... Mektebin suyu mu çıktı...
Mektep, medrese..."
Sonra?
"Müslüman adı altında bir dernek bile kuramayız,
çünkü yasalar buna elvermez..."
Röportajı yapan kişi belli ki hazırlıksız. Onun için de
hoca efendi attıkça atıyor.
"İlahiyat Faküİtesi olur mu... İslam Enstitüsü var bu-
gün Avrupa'da..."
Sarıklı ve sakallı hoca efendi niye yalan söylüyor? Rö-
portajı yapan TV programcısı neden sıkıştırmıyor onu?
Herhalde demokrasi adına, düşünce ve inanç özgür-
lüğü adına olacak.,.
Sarıklı ve sakallı hoca efendi Nakşibendi tarikatı lideri
Şeyh Nazım Kıbrısi Nakşiler arasında Kıbrıslı Nazım
Hoca olarak tanınıyor.
Nazım Hoca, siyasetle iç içedir, tıpkı Fethullah Gülen
Hoca gibi. Kıbrıs'ta pek fazla kalmaz, dünyayı dolaşır.
önemli kişiler öldüğünde cenaze namazlarını kıldırır.
Elbet ölen kişi Nakşi ise.
Hafıze özal'ın cenaze namazını da Nakşi lideri Nazım
Hoca kıldırmamış mıydı?
Şimdi gelelim Nazım Hoca ve diğerlerinin TV ekranla-
rında bugünlerde sık sık boy göstermelerine...
Bu hocalar, nedense özel televizyonların bir numaralı
konuğu oldular. Bu konuda TGRT ve Samanyolu daha
akıllı biryayınpolitikası izliyor. Ama diğer özel TV'ler "iş
olsun" diye ne denli "kara yobaz varsa" televızyona çı-
karmayı marifet sayıyor.
Nazım Hoca, Fethullah Hoca ayrı "kulvarlarda koşan"
iki yobazdır. Fethullah Hoca, Nazım Hoca'dan daha akıl-
lıdır. Bugün arkasında da Zaman gazetesi vardır ve yak-
laşık 4 milyon müridi bulunmaktadır. Fethullah Gülen
Hoca'nın örgütü, devlet içinde giderek hissedilir bir gü-
ce ulaşmıştır.
Said Nursi'nin ölüm tarihi 23 Mart 1960.29 Ekim 1993-
te Ankara Kocatepe Camii'nde Said Nursi için okunan
mevlide on binlerce kişi kaöldı. Gazetelerde "Said Nursi'-
nin ölümünün 30. yıl mevlidi" yazıyordu.
Bu bir oyundu.
Cumhuriyet'in 70. yıldönümüydü 29 Ekim 1993. Ne-
dense aynı gün Kocatepe'de Said Nursi mevlidi okunu-
yordu. On binlerce kişi "mevlidi bahane" ederek bir güç
gösterisi yapıyordu. Atatürk'ün kurduğu laik Cumhuri-
yet'e karşı Nurcular, adı "Kocatepe olan" bir camide
toplanıyordu.
Ankara Kocatepe Camii'nde Said Nursi'nin mevlidin-
de yakalarında Milli Eğitim Bakanlığı rozetleri olan çok
sayıda eğitimcinin bulunduğunu gazeteler yazdı. Biz de
aylardır yazıp çiziyoruz, kara yobazların eğitimi ele ge-
çirdiklerini.ayrıntılarıylaanlatıyoruz. Bızbunlarıyazdık-
ça da "kara yobazlar" karşı saldırıya geçiyor hemen.
Diyorlar ki:
"Hani siz demokrasiyi, düşünce ve inanç özgürlüğünü
savunuyordunuz?"
Elbet savunuyoruz...
TCK'nun 163. maddesinden yargılananlar bugün Milli
Eğitim Bakanlığı'nda üstdüzey yöneticidifler. TOB-DER
davasından yargılanan ve üstelik aklanan öğretmenler
ise bugün görevlerine bile dönememişlerdir.
Hani Türkiye bir hukuk devletiydi?
Nazım Hoca, TV'de yalan söylüyor. Oysa bugün "Is-
lamcı vakıflann" sayısı giderek artıyor. Her ilde. her ilçe-
de, her gün onlarca vakıf kuruluyor. Açın Resmi Ga-
zete'yi. günde kaç vakıf açıldığını gözlerinizle görürsü-
nüz.
Nakşiler'le Fethullahçılar, özal'ın ölümüne dek
ANAP'ı desteklediler. 1984genel seçimlerinde çok sayı-
da milletvekilini Meclis'e soktular. Eğitim ve içişleri Ba-
kanlığı'nda etkili oldular. Yargı organlarına, kendi dü-
şünce çizgilerindekı yargıç ve savcıları atadılar.
Türkiye'yi ortaçağın karanlığına götürmek isteyen
güçlerdir bunlar. Universitelerde "örümcek ağı gibi'ör-
gütlüdürler. Sıkmabaşı, mescidi, camiyi "siyasat bir
simge" olarak kullananlar da bunlardır.
Şimdilerde PKK terörünü bahane ederek "Müslüman-
lar kardeştir" sloganıyla taraftarlarını daha da genişlet-
mek için atağa geçmişlerdir.
Sakın inanmayın bu kişilere..
Hepsi "sahte Müslüman'dır" bunların. Kendi çıkarları
için yapmayacakları yoktur.
Dün özal'ın peşindeydiler. Bugün Refah'ın peşine
düşmek üzereler.
Tek özlemleri vardır onların:
"Şeriat devleti kurmak..."
Bugünlerde "saf röportajcılan"kullanıpTVekranları-
naçıkıyorlar. Üstelik yalan söylüyorlar.
İnanmayın. kanmayın siz bu kara yobazlara...
Gülün geçin, onları TV'de gördüğünüzde bir başka ka-
nalı çevirin...
SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın Cumhuriyet 'eyazdı
Üç partiarasındaideolojikfarklıhk yokSHP Genel Başkanı Murat Karayatçtn.
solda birlik kapılarının kapanmak üzere oldu-
ğu "şu anda bile" konuyu gündemde tutmaya
çalışıyor. Sosyal demokrat üç parti arasında,
"ayn partilerdetiyasetyapmayt gerekrirecek
bir ideolojikfark bulunmadığuu" vurgulayan
Karayalçın, farklı düşünen DSP Genel Baş-
kanı Biilent Ecevit'in, ortaya ideolojik ayrım
koyamadığı görüşünde. 1980 den sonra İcuru-
lan sosyal demokrat parülerde siyasetin, sağ
partilerde olduğu gibi ideolojiden yoksun ola-
rak yapıldığını Yurgulayan Karayalçın. solda-
kibölünmenin altmda yatan temelnedeninpo-
litika üretmedekiyetersiılik ve bunun kişilere
bağlı hizipleşmeye olanak sağlaması olduğu-
na işaret ediyor. Karayalçın solda birlik konu-
sunda şu görüşleri dile getirdi:
Son 15 gündür daha çok tartışılan "solda
birleşme" konusu nasıl değerlendinlmetidir?
Öncelıkle solda birliğin üç partinin bir
araya gelmesiyle tam anlamıyla sağlanabile-
ceğıni belirtmek istiyorum. Bu anlayışla ve
"ön koşulsuz" olma koşuluyla başlattığımız
girişim. Sayın Ecevit'in karan ve yaklaşımı
doğrultusunda gerçekleşme olanağı bula-
madı.
SHP ile CHP'nin birleşmesini ise şu sıra-
larda bile gündemde tutmaya çahşıyoruz.
Bunu da çok önemli ve yararlı görüyoruz.
Ancak kamuoyuna da, kendi tabanımıza da
solda birlik olarak sunamayacağımızı bili-
\oruz.
SHP ile CHP ve DSP arasında ideolojik
farklar nelerdir?
Üç parti arasında ayn ayn partilerde siya-
set yapmayı gerektirecek bir ideolojik farklı-
hk olduğu kanısında değilim. Farklıhk. idc-
olojinin dışında aranmalıdır. Ancak Sayın
Ece\it, ideol,ojik farkhlığı ortaya koymasa
da bu konuda farklı düşünmektedir.
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in "sos-
yal demokrasi ile demokratik sohın birbirin-
den çokfarkh şeyler olduğu"yaklaşınu konu-
sunda neler söylenebilir?
Sosyal demokrat dünya görüşünün evren-
sel ilkeleri vardır. Kuşkusuz ülkemizin ko-
şullanndan kaynaklanan ilkeleri de vardır.
Ancak bu olguyu "çok farklı şeyler" olarak
tanımlamak doğru olmaz. Önemli olan te-
mel ilkelerdir. Eğer sosyal demokrasinin ev-
rensel değerleri yok sayılıyorsa, bu konuda
söylenecek bir şey gerçekten yoktur. Ama o
zaman ortaya çıkan düşüncenin "sol" olup
olmadığı tartışılır.
Solda bbrleşmeye SHP içindeki hazt grup-
lann farkh yaklaştığına itişkin değerlendir-
meler nasılyorumlanmahdır?
SHP, savunduğu dün\ a görüşünün bir ge-
reği olarak çok seslı bir parti olma iddiasm-
dadır. Bir sosyal demokrat partide yaklaşım
farklıhklan olması doğaldır, bunu gelişmede
ve doğrunun bulunmasında temel unsur ola-
rak gönirüm. Aynca çok önemli farklılıklar
Solda
Birleşme
olduğu kanısında da değilim.
Genel olarak Türk solu ve sosyal demok-
rasi, dünyadaki re Tûrkiye'deki değişime
ayak uydurabitiyor mu?
Sosyal demokrat dünya görüşü, gelişme-
nin ve değişimin motorudur, böyle olmak
zorundadır.
Ancak ülkemizde bunun gerçekleştiğini
söylemek zor. Bence sosyai demokrasinin
bugün ülkemizde olması gereken yerde ve
güçte olmamasının altında yatan temel ge-
rekçe. toplumumuzun isteklerine yanıt vere-
cek bir somut eylem programını ortaya ko-
yamamamız. bunun gerektirdiği örgütlenme
modelini gerçekleştıremememizdir.
Bunun nedenleri üzerinde biraz aynntılı
bir biçimde durmak istiyorum.
Ülkemizde siyaset, adeta bilinçli olarak
kirletildi. Toplumun büyük çoğunluğunun
gözünde siyaset, kirli işlerin alanı olarak ta-
nımlanmaya başladı. Bunun doğal sonucu
olarak da siyasal partilere ve siyasetçiye olan
güven büyük ölçüde zedelendi.
Siyasi partiler. 12 Eylül'den en çok zarar
gören örgütlenmelerdir.
Bu dönemde anayasa, siyasi partiler. sen-
dikalar, seçim. dernekler. meslek odalan ya-
salanyla getirilen düzenlemeler siyaset yapa-
bilme, siyaseti geniş kitlelerin katılımıyla et-
kin kılabilme olanaklannı çok büyük ölçüde
sınırlamıştır.
Getirilen yasaklamalarla bir kuşak siyaset
dışında bırakılmış. devlet tüm olanaklanyla
yetişen kuşaklann siyasetle ilgisini kesmek
için harekete geçmiş. siyaset kötülenmiş. si-
yasetçi aşağılanmış, siyasi parti, milli birlik
ve beraberliğjmizi tehdit eden bir örgüt ola-
rak suçlanmıştır.
Siyasi partilerin kurulmasına tekrar izin
verildiği dönemde, 1983'ten sonraki son on
yılda kurulan partiler. en olumsuz koşullar-
da, siyaseti yeniden keşfetmek durumunda
bırakılmışlardır.
Bu olumsuz koşullarda siyasi partilerin
hem de büyük değişimler ve yenilikler içeren
bir toplumsal ortamda. toplum taleplerini
karşılayacak bir biçimde örgütlenebılmesi
güçtü.
Bunun sonucunda siyaseti dar, bireysel,
yöresel ve gündelik çıkarlar etrafında örgüt-
leme anlayışı tüm partilerin yapılanmasına
ve işleyişine egemen oldu.
İşte bir yandan siyaset yapma alanının da-
raltılması ve siyasete karşı propagandanın
olumsuz etkisi. öte yandan bütün bunlann
sonucu olarak. siyasi yapılann yozlaşan ör-
gütlenme anlayışı insanlanmızda. siyasete
karşı bir gü\en bunahmı yarattı.
Siyasete getirilen kısıtlamalar ve yozlaşan
örgütlenmc anlayışı, siyasetin vazgeçilmez
değerleri olan. katılımcıhk ve demokratikli-
ğin yerine. tek kişiden biçimlenen ve sadece
onun karizmasına. fırsatçılığına indirgenen
bir siyaset anlayışını da beraberinde getirdi.
Düşünce farklılıklannın yerini imaj farklı-
hklan, özgür. çok sesli süreçlerle siyaset
oluşturmanın yerini. güce dayanarak siyasi
karar alma süreci aldı.
Siyasetin bu yenı biçimlenmesinden ve al-
gılanmasından en çok zarar gören kesim, sol
partiler ve siyasi kadrolar olmuştur. 12 Ey-
lül, demokrasiye ve onunla birlikte ve özel-
likle sol akımlara karşı yapılmış bir hareket-
ti. Demokratik ve dünya görüşü farkhhkla-
nna dayalı siyasetle birlikte. solu da Türkiye
sahnesinden silmek istiyordu.
Dünyada komünızmin çözülmesiyle orta-
ya çıkan ideolojik boşluk ıse her türlü sol ha-
reketi, bu arada, sosyal demokrasiyi kolay
bir hedef haline getirmişti. Türkiye'de sağın
ekonomik politikalannın ideolojik bir da-
yatma ile "seceneksiz" olarak gösterilmesi
de böyle bir ortamda mümkün olmuştur.
SÜRECEK