18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Özgen Acar •Genel Yayın Koordınatörü HOunet Çetinkaya •Genel Yayın Danışmanı. Orhan Erinc •\'aa-ışlen Mu- dûrlen: Aydm Engin. Cetal Başlangtç (Sorumlu)• Haber Merkezi Müdüru İpek Çabşiar • Görsel Yönetmen. Ali Acar • Düzenleme: İbrahim Yıkhz Ankara Temsilcısı: Mustafa Balbay • Haber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBul- • Dış Haberler: Ergun Balcı •İş-Ekonomı. Dinç Tajanç vanNo 125,K.at 4, Bakanhklar-AnkaraTel 4195020(7 Hat),Telex.42344, Fax. • Yurt Haberlen Mehmet Saraç «Makaleler Sami Karaö- l 4 ) 4 1 9 ^ 7 •I z m ı r T fm s ı 'c l * Serdar Knık, H Zıya Blv 1352 S 2 3 Tel_:4411220 ~" • Snor Ahriiilkadir Yiirrfman •Dibi'ltme Ahdullah T e l e x 52359, Fax- 4419117 «Adana Temsilcısı: ÇeOn Yığenoğlu lnonu Cd 119 • bpor ADdulkadır Yucelman •uuzeltme. AMuilan § N Q . , K a { ] Je] 352255O-35226Ol-3522492.Telex 62155, Fax 3522570 Müessese Müdürır Erol Eritut •Koordmatör Ahmet Konrisan «Muhasebe Böleot Yener • tdare Hfeeyin Gürer •tşletme ö»derÇeUk • Bılgı-lşlem Nail lnal •Bılgısayar Sıstem: Müriiret Çiler • Reklam Reha Işrtraan Yıyanbyın>e Basan: Yetıı GünHaber Ajansı Ba»ırne Yavıneıhk \ Ş TürkocağıCad \9 41 Cağatoğlu34334tst PK 246 Isunbul Tel (U 2l2)51205OS(2Ohat)Tetex 22246.Fax (O,2!2)5P>8595 3K.ASIM Imsak 5 01 Guncş 6 29 Öğle 11 52 İkındi 14 39 Akşam P 06 Yatsı. 18 26 Çöp ûretiminde 8. siraöayn • ATtNA (AA) - Avrupa, ABD ve Japonya'da gıderek tehlikeli boyutlar kazanan tüketım anarşisi, çöp dağlannın da büyûmesine yolaçıyor OECD'nin konuyla ilgilı son raporuna göre, Baüb ülkelerdeyılhk çöp üretimı 408 milyon tona çıkü. ABD, kişı başına yılda 721 kilo ile Batılıülkeier arasında en fazla çöp üretimıni elinde bulundururken, Türkiye 353 kilo ile sekizınci sırada yer alıyor OECD'nin listesine göre, Hollanda kışi başına 497 kilo ıle ikinci, Norveç 472 kilo ıle üçüncü, Macaristan 463 kilo ıle dördüncü, tsvıçre 441 kilo ıle beşincı, Japonya 411 kilo ile altıncı, Isveç de 374 kilo ıle yedinci sırada bulunuyor. Türkiye ve Italya kişi başına 353 kilo çöp ıle sekizını sırayı paylaşırken, Ingıltere 348 kilo ıle dokuzuncu, Belçika da 343 kilo ile OECD'nin listesinde onuncu sırayı aldı. Kediköpek pansiyonu • ANKARA (ANKA)- Çankaya Beledıyesi'ne bağlı Vetenner İşleri Müdürlüğû, sahıpsiz kedi ve köpeklerin tedavı edilip bannabilecekleri bir pansiyonun yapımına başladı.BalgatlOO.Yıl semıinde mşaatı süren ve ocak ayında tamamlanacak olan söz konusu pansıyonda, tatile çıkacak olan kişilerin, kedi ve köpekleri ücretli banndmlacak. Hayvanseverler Derneği Başkanı Betül Kalemli, belediyenın başlattıgı bu çabşmanın verimli bir başlangıç olduğunu söyledi. Bilgisayann yol açtığı rahatstztağa tazminat • LONDRA(AA)- Ingıltere'de. sürekli bilgisayarla çalıştığı ıçın bir tür eklem raha tsızlığına yakalandığını iddia eden bir gazeteciye, 17 bin dolar tazminat ödendi. Portsmouth News gazetesinde redaktör olarak çabşan Sarah Munson. sürekli bılgisayar klavyesı kullanmaktan parmak ve bılek eklemlerindeki '"kınş dokusu"nun harabıyete uğradığı ıddıasıyla tazminat davasıaçtı.. Sinatra'nın son albümü • LOS ANGELES (AA) - ABD'lı ünlü şarkıcı Frank Sinatra'nın, dokuz yıl aradan sonra ılk albümü "Duets"in dün pıyasaya sürüldüğü bıldirildi. Müzik otonteleri, 77 yaşındakı Sınatra'nın "Duets' albümünde telefonda sesın daha iyı gıtmesını sağlayan ve compact dısc ayannda ses veren. dijital fiber optik teknolojisindeki son gebşmelenn kullanıldığmı belirttiler. Otonteler, Los Angeles'ta oturan Sinatra'ya "Duets" albümünde vokallik yapan sanatçılardan bazılannın kendısıne telefon aracılığı ile başka kentlerden eşlik ettiğini belirttiler. Yetkılıler, örnek olarak Tony Bennet'in New York'tan, Aretha Frankhn'in Detroıt'ten telefon aracılığı ile ünlü sanatçıya eşlik etmesini gösterd'iler. Duets albümünde 15 esenn yer aldığını ifade eden yetkılıler, Sinatra'ya. Lısa Minelli, Barbara Streisand, Aretha Franklin, Tony Bennett, Natalie Cole, Anita Baker, Glona Estefan, Carly Sımon Çharles Aznavour. Julia İgllesıas, U2 topluluğunun solıstı Bono. saksofoncu Kenny G.'nın eşlik ettiği belırtiyor. Tecavûzcö rahibe para cezası • LİTTLEROCK(AA)- ABD'de bir mahkeme, bır Katolik rahıbini. kendisine tecavüz ettiğini öne süren kadına 1.5 milyon dolar para ödemeye mahkum ettığı bildirildı. Arkansas eyaletınde bir mahkeme jünsının, rahipTimothy Sugrue'yı, lOyıldandaha fazla süre önce, bir ABD hava üssünde görev yaptığj sırada K.ımberly Phillıps ısımli kadına cınscl saldınlarda bulunmaktan suçlu bulduğu bıldirildi Sugrue'nın rpahkemede görünmeyi reddetmesi yüzünden, duruşmaya katılmadığı bildınldi. Suna Cesuroğlu, dört yıl ara verdiği müziğe geri döndü. Şimdikrde, Küçükyalı'da bir düğün salonunda, yalnız kadınlara ait düğfinlerde org çalıp şarkı söylüyor. Piyano tuşundadillenenyaşam Erenköy Kız Lisesi'nde hesap öğretmenliği yapan Fatma Melek Hanım'ın kızı Suna'nın müzisyenlik öyküsü... 3 bini aşkın şarkı, bir piyano ve bir büyük aşk... BERAT GÜNÇIKAN Kucağmda, kımbilir kaç yolculukta yarundan ayırmadığı makyaj çantası. Dennin sıyahtan griye dönüşmüş rengı, savruk yıllan. üstü örtülerneyen düş kınklıklannı, tutunamayışlan ele veri- yor. Tıtreyen parmaklan. çantanın ıçınde hırsla dolaşıyor. Aradığı, gençlık yülan- na. düşüncesınde bir türlü toz kondura- madığı yülara aıt bir fotoğraf. O artık bir makyaj çantası değıl Karşıbğını bula- marruş mektuplann, vazgeçilememış fo- toğraflann sandukası... Bulamıyor, fo- toğraf yok. Tiz bir sesle bağınyor. - Vecdi, nerede bu fotoğraf? Sultan Vahdettın'ın kilercıbaşısının torunu Agah Vecdi, kendisınden ıstenı- len fotoğrafın hangısı olduğunun farkı- nda, odalan dolaşıyor. Açıhp kapanan çekmecelerin, çarpan dolaplann sesinı sessızlik, sonra da Vecdı'nıri sürüyen ayaklan izlıyor: - Sen ne ıstemiştın benden Suna 9 "Tamam, tamam" dıyor Suna Cesu- roğlu. bıkkın, vazgeçmiş bir sesle. Yüzü- nü çevreleyen yenı boyanmış saçlan. özenli giyımi. inci kupeleri ve kolyesiyle altmış ikı yaşındakı bir kadın gençlığe ne kadar yakınlaşabıhrse. o kadar yakın Gözkapaklanndan kirpiklenne kadar uzanan mavı ve dudaklanndaki ateş kırmızısıyla da o kadar çocuk. Aksarayb berber Mustafa Saadettin Akçayla evlenene kadar Erenköy Kız Lisesi'nde hesap öğretmenbğı yapan Fatma Mdek Hanım'ın kızlan Suna'nın müzisyenlik öyküsü altı yaşmda başb- yor. Bu yıllar, Dersaaadet'te Islamıyet'e rağmen müzığın hükmünün sürdüğü yıllardır. Aksaray'da neredeyse herevde bir piyano vardır, Sadullah Ağa'dan kantoya, hüzünden neşeye müzık fışkınr bütün pencerelerden Kendisı çabnayı bilmez, ama bir ahdı vardır Mustafa Sa- adettin Bey'ın: "Birgün bir kızım olursa, onun piyano çabnasını sağlayacağım." Yerine de getiriyor bu ahdmı. Suna doğar doğmaz eve bir piyano alıruyor. Kuzenle- rinin yardonıyla daha dört yaşında, ku- laktan dolma da oisa piyano çalmayı öğ- reniyor. Altı yaşına yeni girdiği günler- den birinde, bir öğk üzeri, yine oturuyor piyanonun başına. O çalıyor, annesi Fat- ma Metek Hanım söylüyor, "AJ canfliu AUahım, al da kurtulayım." Ses. açık camlardan sokağa vuruyor Aksaray'ın bıçkın debkanblanyla birlikte yoldan ge- çen orta yaşlannda bir adam da bu mü- zığ^n büyüsüne kapıhyor. Üst üste çalan kapının zibyle yeni baş- ladığı ikına şarkıya ara veren Fatma Melek Hanım, karşısında bu büyüyü hala üzennde taşıyan adamı görünce şa- şınyor. "Ben, konservatuar katibi Seia- hattin" dıyor adam. "*Bu piyanoyu kim çalıyor, omı taunauyım." Annesinın ar- çıkıyor Briüsh Pet- rol'de çab- şan Vecdi Bey. ke- sıntısız bir, aşkla bağlanı- yor Suna'-, ya Bu, kasından kocaman açılmış gözlenyle kendisine bakan Suna'yı gorünce dırenı- yor, "Bu çocuk, mutlaka konsenatuvara gehneli." Akşam, Mustafa Saadettin Bey eve dondükten beş dakika sonra tekrar kapıyı çabyor Selahattin Bey. Hiç ıtirazsız, şartsız kabullenıyor tekbfi ve Suna, konservatuvara başbyor. Piyano derslennin yanı sıra baleye de başbyor Suna. Tuşlan notayla bırleştir- menın keyfını tadıyor. Daha bırinci yıb- ndayken, üst kattan gelen sesin çağnsına kapıbp yukanya çıkıyor Sesin geldığı odanın anahtar debğine gözunü uydu- rup içenyi seyrediyor. Ortada uzun boy- lu bir adamın, ıkı yanda kızlar ve erkek- lenn bir ağızdan şarkı söylediklerinı gö- rüyor. Mınldanarak şarkıya eşbk eder-i ken, bir el kulağına yapışıyor Suna"nın ' kulağı hala ebnde, kapıyı açıp. o or- tada duran adama, "Bırak buniarla uğraşmavr diyor, "Al sana bir mas- kot" Ses hocası Hulusi Ökrnen. dın-1 ledığı ılk şarkıdan sonra, "Salı günü solfeje geleceksin" diyor Su- j na'ya. Ve piyano. bale derslen- ne bir de ses dersi ekleniyor. Butün bu dersler dördün- cü yılın sonunda. bir bıçak gıbi kesibyor. Düşup ayağını kıran Suna. tedavı uzun sürünce eve ka- panıyor. Bale eğıtimi tu- müylebitıyor Eveho- calar getirüip. müzık dersleri sürdürülü- yor. Muderris Ma- lik Bey'ın annesı Racia Hanım, "HJcranı Ekm Sinede Yare"yi hıç eksıksiz yonımlayan bu çocuğun karşısında gözyaş- lan için- de ikı yıl ders ver- meyi ka-* bul- lenıyor Suna, on altısını doldurdu- ğunda bu kez görücüler kapıyı aşındırmaya başbyor. Bir gün Fatma Ruzane Hanım çıkagebyor. Bu pek sevmese de Osmanbrun sertbğıru bir türlü üzennden atamayan kadının ıs- teğı Suna'yı ondan yirmı uç yaş büyük oğlu Vecdi'yle başgoz etmek Teklif. Mustafa Saadettin Bey'den de onay gö- rüyor Ancak, birşarü var. "Ben,Suna'yı müdkten kopartmadım, sen de kopart- ma." Vecdi Bey, söz veriyor ve baş çeyızı pıyanosuyla bırbkte Suna, evblık denı- len. yalnız. ılk ve tek yolculuğuna Fener- bah- çe'nin ilk bok- sörü, Türkiye şampıyonu sinırb rru sı- nirli adam. müzikle başka dünyalann tadını kendisine sunan kadın karşısında kendisın- den gecıyor. İşyenn- dekı bir kaza, ışsızlığe yol açınca ikı kızın ve evın bakımı Suna'ya ve müağıne düşuyor Böylece. Kadıköy"- den, Ankara Duğun Salonu'ndan ufak tefek bir kadının piyanoyla bütünkşen sesı bütün İstanbul'a ve hatta Anadolu'- ya yayılıyor.Vecdı Bey. her yerde Suna Hanım'la beraber. Cümleler arasına sıkıştınlan yemek davetlen, ımalı çağn- lar. Vecdi Bey"e çarpıp gen dönuyor Vecdi Bey'den gizlı. kayınpeder Hancı- yecı Haydar Bey'le Istanbul Radyosu'na yapılan başvuru da nzer nedenlerle yanıtsız kabyor. On üç yil boyun- ca girilen sı- navlarda göz- lerden okunan başansırayaruta geldiğınde "ol- muyor"a dönüşü- y or Sonradan Refik Fersan'ın dilediğı, "Bu, seni alacaktık. ama bilmem kimin kansı ya da sevgüisi de >ardı sına>a girenler arasında*' türü özürler de Suna Hanım'ı onurlandır- maktan başka bir işe ya- ramıyor , Ankara Marmara Gazino- su'nda ayakta alkışlanân kon- ser. daimı sanatçının kaprisıyle bir geceyle sınırlanıyor. Yalo- va'da Melek Sıneması'nda yoksul çocuklar ıçın düzenlenen. yedı bın kışının katıldığı sünnet düğününde sıra Suna Hanım'a geldiğınde mık- rofona bir haller oluyor. Bir elin mık- rofonla oynadığını gören Vecdi Bey, işaret edıyor, "Devam e t " Suna Hanım'- ın mikrofonsuz sesı, salonu aşıp vapur ıs- kelesıne ulaşıyor. Yolcular birbirlerine bakıp soruyorlar, "Bu ses kiminT" Sesle fızik bırleşınce film tekbfleri de ahyor Suna Hanım. Kısa süreb bu serü- venden geriye bugün, televizyonda gös- tenrler mi dıye merakla beklediği altı film kabyor. Hülya Kocyigit ve Cüneyt Arkın'la. "Sevgim ve Gururum". Pola MoreDi ve Eşref Kolçak'la "Kurşun Yağ- munı" bu fıbnlerden ıkısı. Bir de bir Amenkan dergisı kapak kızı olmasını is- tıyor Suna Hanım'dan. Kendisinden ıs- tenen poz, banyoda çınlçıplak, musluk- lan acarken yandan bir görünüm İkı kızını düşünüp. önerilen yüz elb' bin b- rayı gen çeviriyor... Repertuvannda üç bıni aşkın şarkı bu- lunan Suna Cesuroğlu, bugünlerde, ge- çırdığı trafik kazasından sonra dört yıl ara verdiği müağe geri döndü Şımdiler- de, Kuçükyab'da bir düğün salonunda, yalnız kadınlara aıt düğünlerde org çabp şarkı söylüyor. Bir de piyano derslen ve- riyor. Bugüne kadar yetişürdığı öğrena sayisı yüzü aşkın. Uşak ve hüzzam makamında şarkılar okuduğunda annesıni ağlatan Suna Ce- suroğlu, röportajın sonunda orgun başı- na geciyor. Vecdi Bey'ın sınlsıklam aşık bakışlan alünda kendısim anlatıyor. "Bi- raz kiil, biraz duman o benim işte / Kerem misali y anan o benim işte / İnanmam göz- lerine, ben dfğilim / Beni sevdiğin zaman o benim işte.'" Eıııiııöııirııdekaybolantarihi sütun J arihi eserlere çok meraklı bir toplumuz... Binlerce vülık geçmişe sahip, trilyonlarca lira değerindeki tarihi eserlerimizi y a y urtdışındaki müzelerde ya sanata meraklı zenginlerimizin villalannda ya da y abancı kaynaklı kitap ve dergilerde merakla izliyor ve inceliyoruz. Zaman zaman mesleğine ve tarihe saygılı araştırmacıların kişisel çabalan ve ilgili bakanlıkların katkılanyla tarihi eserlerimizi y urt içinde izleme olanağımız da oluyor. Bazen de tarihi değeri olmasına karşın, maddi değeri az olan eserlerimizi kaybediveriyoruz ortalıktan. Eminönü Yeni Camii önrJnde alt geçit inşaatı sırasında ortay a çıkarüan tarihi sütun da böylesine sır olan tarihi eserlerimizden. Işçiler, bir kepce darbesiyle binlerce yıldır toprağın sakladığı bu sütunıı gün ışığına çıkarmışlar, ama biz insanoğlu saklamasını becerememişiz. Şimdi sorvıy oruz, bu tarihi sütun nerede. Arkeoloji Müzesi yetkilileri, 'bizde değil' diyor. Kazıyı yapan işciler, çoktan inşaat mevsimini kapatıp memleketlerine döndüler. Ne belediye ne de diğer yetkililer bu sütun hakkında bilgi veremiyor bizlere... Biz de diyoru/ ki toprak binlerce yıl sakladı, insanoğlu kaybetti... (Fotoğraf:GARBİSÖZATAY) 25binyılöteye uzdtuutcuhm • Anadolu'da 25 bin yıl önce yaşamış ilk insanlann ayak izleri, Ankara Tabiat Tarihi Müzesi ve Manisa Müzesi'nde sergileniyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anadolu'da 25 bın yıl önce yaşamış ilk insanlann ayak izleri. Ankara'daki Tabiat Tarihi Müzesi ile Manisa Müzesi'nde sergileruyor. Manisa'ya bağb Salıhli ilçesı Çakallar volkan konisinde 1969 yılında yapılan kurtarma kazısmda. 200'e yakın insan ile köpek ya da tavşan olduklan sanılan bazı hayvanlann ayak izleri ortaya çıkanldı. Bunlardan 60 tanesi. Ankara MTA Genel Müdürlüğû içindeki Tabiat Tanhı Müzesi'ne geurildi. Kımi izler de Manisa Müzesi'ne taşındı. Yetkililer, belki de Anadolu'da yaşamış ilk insanlann izlen ıle ilgili şu bılgileri verdiler: "Günümûzden yaklaşık 25 bin yıl önce Ege Böigesi büyük bir doğal afetle karşüaştı. Bu olayda. Ege Denizi, Çanakkale ve tstanbul boğazlan ile Marmara Denizi oluştu. Bu doğal olaylar, Ege Bolgesi'nin kara kısımlarında da pek çok volkanik faaliy etlere de neden oldu. Bunlardan biri de Salihli ilcesinin Demirköprü Barajı yöresinde bulunan Çakallar volkan konisidir. Bu volkan konisi, 25 bin y ıl önce çevreye volkan tüflerini yaydı. Volkan, faaliy etini durdurduktan sonra, doğal olaylarla bu tüfler, kısmen aşındı. Daha sonra yağan •.. yağmurlarla, aşınmadan arta kalan tüfler ıslanarak balçık haline dönüştü. ÇevTede y aşay an insanlann, ıslak tüfler üzerinde yürümeleri sonucunda, ayak izleri tüflerin üzerinde oiuştu. Yağmur dindikten çok kısa bir zaman sonra, volkan yeniden faaliyetegeçtive ayak izlerinin açıkta uzun süre kalarak bozuhnasmı öntedi. Bu kez volkan, çevTeye bazaltlavlarınıve cünıflannı yaymaya başladı. Çok gazlı olan cünıflar, patlamayla havaya fıriadıktan sonra tüfler üzerine istiflendi. Sıcak cünıflar, ıslak rüfleri pisirdi. Böylece, sertleşen ayak izleri, üzerinde oluşan kalın cüruf tabakası ile uzun yıllar doğal olarak korundu." Uzmanlar. 1970'ten 1980 yıbna değin bölgenın SİT alanı yapılamaması nedenıyieayak izlerinin kaderlenne terk edıldığını, bir kısmının bozulduğunu. bir kısmının da baraj ınşaatında çalışan İsveçlijeologlar tarafından dışanya kaçınldığını ılen sürdüler. Kültür Bakanlığı yetkıblen ıse Çakallar yöresinde bulunan fosıl ve ayak izlenne ıbşkin ılk ışlemlenn. Eskı Eserler ve Muzeler Genel Müdürlüğü'nün 15Kasım 1980 gün ve 8369 sayıb yazısı üzerine başlatıldığını bebrterek şu açıklamayı yaptılar "Aynı bölge, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kunılu'nun 8 Mayts 1981 gün verdiği karar ile fosilve insan izlerinin bulunduğu alan olarak saptanarak, 2. derece doğal SİT alanı olarak tescil edilmiştir. Konuy la ilgili y azışmalarda herhangi bir gecikme söz konusu değildir. Konu. bakanlığımıza iletildiği andan itibaren gereği yapılmıştır. Bu bölgedeki ayak izlerinin bir boliimü MTA'ya. bir boliimü de Manisa Müzesi'ne alınmıştır. 27 Eylül 1993 tarihinde müze müdürlüğû uzmanlannca aynı yerde yapılan incelemede, ayak izlerinin geri kalan bölümünün de mevcut oiduğu anlaşılmtştır. İsveç'e ay ak izi kaçınlması konusunda bakanlığımıza ulaşmış herhangi bir bilgi yoktur. Kaçakçılık ile ilgili konu. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdüriüğü'ne iletilmiş ve gerekli soruşturmay a başlanmıştır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle