Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Özgen Acar •Genel
Yayın Koordınatörü HOunet Çetinkaya •Genel
Yayın Danışmanı. Orhan Erinc •\'aa-ışlen Mu-
dûrlen: Aydm Engin. Cetal Başlangtç (Sorumlu)•
Haber Merkezi Müdüru İpek Çabşiar
• Görsel Yönetmen. Ali Acar • Düzenleme: İbrahim Yıkhz Ankara Temsilcısı: Mustafa Balbay • Haber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBul-
• Dış Haberler: Ergun Balcı •İş-Ekonomı. Dinç Tajanç vanNo 125,K.at 4, Bakanhklar-AnkaraTel 4195020(7 Hat),Telex.42344, Fax.
• Yurt Haberlen Mehmet Saraç «Makaleler Sami Karaö- l 4
) 4 1 9
^ 7
•I z m ı r T
fm s ı
'c l
* Serdar Knık, H Zıya Blv 1352 S 2 3 Tel_:4411220
~" • Snor Ahriiilkadir Yiirrfman •Dibi'ltme Ahdullah T e l e x
52359, Fax- 4419117 «Adana Temsilcısı: ÇeOn Yığenoğlu lnonu Cd 119
• bpor ADdulkadır Yucelman •uuzeltme. AMuilan § N Q . , K a { ] Je] 352255O-35226Ol-3522492.Telex 62155, Fax 3522570
Müessese Müdürır Erol Eritut •Koordmatör
Ahmet Konrisan «Muhasebe Böleot Yener
• tdare Hfeeyin Gürer •tşletme ö»derÇeUk
• Bılgı-lşlem Nail lnal •Bılgısayar Sıstem:
Müriiret Çiler • Reklam Reha Işrtraan
Yıyanbyın>e Basan: Yetıı GünHaber Ajansı Ba»ırne Yavıneıhk \ Ş
TürkocağıCad \9 41 Cağatoğlu34334tst PK 246 Isunbul Tel (U 2l2)51205OS(2Ohat)Tetex 22246.Fax (O,2!2)5P>8595 3K.ASIM Imsak 5 01 Guncş 6 29 Öğle 11 52 İkındi 14 39 Akşam P 06 Yatsı. 18 26
Çöp ûretiminde
8. siraöayn
• ATtNA (AA) - Avrupa,
ABD ve Japonya'da gıderek
tehlikeli boyutlar kazanan
tüketım anarşisi, çöp
dağlannın da büyûmesine
yolaçıyor OECD'nin
konuyla ilgilı son raporuna
göre, Baüb ülkelerdeyılhk
çöp üretimı 408 milyon tona
çıkü. ABD, kişı başına yılda
721 kilo ile Batılıülkeier
arasında en fazla çöp
üretimıni elinde
bulundururken, Türkiye 353
kilo ile sekizınci sırada yer
alıyor OECD'nin listesine
göre, Hollanda kışi başına
497 kilo ıle ikinci, Norveç 472
kilo ıle üçüncü, Macaristan
463 kilo ıle dördüncü, tsvıçre
441 kilo ıle beşincı, Japonya
411 kilo ile altıncı, Isveç de
374 kilo ıle yedinci sırada
bulunuyor. Türkiye ve Italya
kişi başına 353 kilo çöp ıle
sekizını sırayı paylaşırken,
Ingıltere 348 kilo ıle
dokuzuncu, Belçika da 343
kilo ile OECD'nin listesinde
onuncu sırayı aldı.
Kediköpek
pansiyonu
• ANKARA (ANKA)-
Çankaya Beledıyesi'ne bağlı
Vetenner İşleri Müdürlüğû,
sahıpsiz kedi ve köpeklerin
tedavı edilip
bannabilecekleri bir
pansiyonun yapımına
başladı.BalgatlOO.Yıl
semıinde mşaatı süren ve
ocak ayında tamamlanacak
olan söz konusu pansıyonda,
tatile çıkacak olan kişilerin,
kedi ve köpekleri ücretli
banndmlacak.
Hayvanseverler Derneği
Başkanı Betül Kalemli,
belediyenın başlattıgı bu
çabşmanın verimli bir
başlangıç olduğunu söyledi.
Bilgisayann yol
açtığı rahatstztağa
tazminat
• LONDRA(AA)-
Ingıltere'de. sürekli
bilgisayarla çalıştığı ıçın bir
tür eklem raha tsızlığına
yakalandığını iddia eden bir
gazeteciye, 17 bin dolar
tazminat ödendi.
Portsmouth News
gazetesinde redaktör olarak
çabşan Sarah Munson.
sürekli bılgisayar klavyesı
kullanmaktan parmak ve
bılek eklemlerindeki '"kınş
dokusu"nun harabıyete
uğradığı ıddıasıyla tazminat
davasıaçtı..
Sinatra'nın son
albümü
• LOS ANGELES (AA) -
ABD'lı ünlü şarkıcı Frank
Sinatra'nın, dokuz yıl aradan
sonra ılk albümü "Duets"in
dün pıyasaya sürüldüğü
bıldirildi. Müzik otonteleri,
77 yaşındakı Sınatra'nın
"Duets' albümünde
telefonda sesın daha iyı
gıtmesını sağlayan ve
compact dısc ayannda ses
veren. dijital fiber optik
teknolojisindeki son
gebşmelenn kullanıldığmı
belirttiler. Otonteler, Los
Angeles'ta oturan Sinatra'ya
"Duets" albümünde vokallik
yapan sanatçılardan
bazılannın kendısıne telefon
aracılığı ile başka kentlerden
eşlik ettiğini belirttiler.
Yetkılıler, örnek olarak
Tony Bennet'in New
York'tan, Aretha
Frankhn'in Detroıt'ten
telefon aracılığı ile ünlü
sanatçıya eşlik etmesini
gösterd'iler. Duets
albümünde 15 esenn yer
aldığını ifade eden yetkılıler,
Sinatra'ya. Lısa Minelli,
Barbara Streisand, Aretha
Franklin, Tony Bennett,
Natalie Cole, Anita Baker,
Glona Estefan, Carly Sımon
Çharles Aznavour. Julia
İgllesıas, U2 topluluğunun
solıstı Bono. saksofoncu
Kenny G.'nın eşlik ettiği
belırtiyor.
Tecavûzcö rahibe
para cezası
• LİTTLEROCK(AA)-
ABD'de bir mahkeme, bır
Katolik rahıbini. kendisine
tecavüz ettiğini öne süren
kadına 1.5 milyon dolar para
ödemeye mahkum ettığı
bildirildı. Arkansas
eyaletınde bir mahkeme
jünsının, rahipTimothy
Sugrue'yı, lOyıldandaha
fazla süre önce, bir ABD
hava üssünde görev yaptığj
sırada K.ımberly Phillıps
ısımli kadına cınscl
saldınlarda bulunmaktan
suçlu bulduğu bıldirildi
Sugrue'nın rpahkemede
görünmeyi reddetmesi
yüzünden, duruşmaya
katılmadığı bildınldi.
Suna Cesuroğlu, dört yıl ara verdiği müziğe geri döndü. Şimdikrde, Küçükyalı'da bir düğün salonunda, yalnız kadınlara ait düğfinlerde org çalıp şarkı söylüyor.
Piyano tuşundadillenenyaşam
Erenköy Kız Lisesi'nde hesap öğretmenliği yapan Fatma Melek Hanım'ın kızı
Suna'nın müzisyenlik öyküsü... 3 bini aşkın şarkı, bir piyano ve bir büyük aşk...
BERAT GÜNÇIKAN
Kucağmda, kımbilir kaç yolculukta
yarundan ayırmadığı makyaj çantası.
Dennin sıyahtan griye dönüşmüş rengı,
savruk yıllan. üstü örtülerneyen düş
kınklıklannı, tutunamayışlan ele veri-
yor.
Tıtreyen parmaklan. çantanın ıçınde
hırsla dolaşıyor. Aradığı, gençlık yülan-
na. düşüncesınde bir türlü toz kondura-
madığı yülara aıt bir fotoğraf. O artık bir
makyaj çantası değıl Karşıbğını bula-
marruş mektuplann, vazgeçilememış fo-
toğraflann sandukası... Bulamıyor, fo-
toğraf yok. Tiz bir sesle bağınyor.
- Vecdi, nerede bu fotoğraf?
Sultan Vahdettın'ın kilercıbaşısının
torunu Agah Vecdi, kendisınden ıstenı-
len fotoğrafın hangısı olduğunun farkı-
nda, odalan dolaşıyor. Açıhp kapanan
çekmecelerin, çarpan dolaplann sesinı
sessızlik, sonra da Vecdı'nıri sürüyen
ayaklan izlıyor:
- Sen ne ıstemiştın benden Suna
9
"Tamam, tamam" dıyor Suna Cesu-
roğlu. bıkkın, vazgeçmiş bir sesle. Yüzü-
nü çevreleyen yenı boyanmış saçlan.
özenli giyımi. inci kupeleri ve kolyesiyle
altmış ikı yaşındakı bir kadın gençlığe ne
kadar yakınlaşabıhrse. o kadar yakın
Gözkapaklanndan kirpiklenne kadar
uzanan mavı ve dudaklanndaki ateş
kırmızısıyla da o kadar çocuk.
Aksarayb berber Mustafa Saadettin
Akçayla evlenene kadar Erenköy Kız
Lisesi'nde hesap öğretmenbğı yapan
Fatma Mdek Hanım'ın kızlan Suna'nın
müzisyenlik öyküsü altı yaşmda başb-
yor. Bu yıllar, Dersaaadet'te Islamıyet'e
rağmen müzığın hükmünün sürdüğü
yıllardır. Aksaray'da neredeyse herevde
bir piyano vardır, Sadullah Ağa'dan
kantoya, hüzünden neşeye müzık fışkınr
bütün pencerelerden Kendisı çabnayı
bilmez, ama bir ahdı vardır Mustafa Sa-
adettin Bey'ın: "Birgün bir kızım olursa,
onun piyano çabnasını sağlayacağım."
Yerine de getiriyor bu ahdmı. Suna doğar
doğmaz eve bir piyano alıruyor. Kuzenle-
rinin yardonıyla daha dört yaşında, ku-
laktan dolma da oisa piyano çalmayı öğ-
reniyor. Altı yaşına yeni girdiği günler-
den birinde, bir öğk üzeri, yine oturuyor
piyanonun başına. O çalıyor, annesi Fat-
ma Metek Hanım söylüyor, "AJ canfliu
AUahım, al da kurtulayım." Ses. açık
camlardan sokağa vuruyor Aksaray'ın
bıçkın debkanblanyla birlikte yoldan ge-
çen orta yaşlannda bir adam da bu mü-
zığ^n büyüsüne kapıhyor.
Üst üste çalan kapının zibyle yeni baş-
ladığı ikına şarkıya ara veren Fatma
Melek Hanım, karşısında bu büyüyü
hala üzennde taşıyan adamı görünce şa-
şınyor. "Ben, konservatuar katibi Seia-
hattin" dıyor adam. "*Bu piyanoyu kim
çalıyor, omı taunauyım." Annesinın ar-
çıkıyor
Briüsh Pet-
rol'de çab-
şan Vecdi
Bey. ke-
sıntısız bir,
aşkla
bağlanı-
yor
Suna'-,
ya
Bu,
kasından kocaman açılmış gözlenyle
kendisine bakan Suna'yı gorünce dırenı-
yor, "Bu çocuk, mutlaka konsenatuvara
gehneli." Akşam, Mustafa Saadettin
Bey eve dondükten beş dakika sonra
tekrar kapıyı çabyor Selahattin Bey. Hiç
ıtirazsız, şartsız kabullenıyor tekbfi ve
Suna, konservatuvara başbyor.
Piyano derslennin yanı sıra baleye de
başbyor Suna. Tuşlan notayla bırleştir-
menın keyfını tadıyor. Daha bırinci yıb-
ndayken, üst kattan gelen sesin çağnsına
kapıbp yukanya çıkıyor Sesin geldığı
odanın anahtar debğine gözunü uydu-
rup içenyi seyrediyor. Ortada uzun boy-
lu bir adamın, ıkı yanda kızlar ve erkek-
lenn bir ağızdan şarkı söylediklerinı gö-
rüyor. Mınldanarak şarkıya eşbk eder-i
ken, bir el kulağına yapışıyor Suna"nın '
kulağı hala ebnde, kapıyı açıp. o or-
tada duran adama, "Bırak buniarla
uğraşmavr diyor, "Al sana bir mas-
kot" Ses hocası Hulusi Ökrnen. dın-1
ledığı ılk şarkıdan sonra, "Salı
günü solfeje geleceksin" diyor Su- j
na'ya. Ve piyano. bale derslen-
ne bir de ses dersi ekleniyor.
Butün bu dersler dördün-
cü yılın sonunda. bir bıçak
gıbi kesibyor. Düşup
ayağını kıran Suna. tedavı
uzun sürünce eve ka-
panıyor. Bale eğıtimi tu-
müylebitıyor Eveho-
calar getirüip. müzık
dersleri sürdürülü-
yor. Muderris Ma-
lik Bey'ın annesı
Racia Hanım,
"HJcranı Ekm
Sinede Yare"yi
hıç eksıksiz
yonımlayan
bu çocuğun
karşısında
gözyaş-
lan için-
de ikı
yıl ders
ver-
meyi
ka-*
bul-
lenıyor Suna,
on altısını doldurdu-
ğunda bu kez görücüler
kapıyı aşındırmaya başbyor. Bir
gün Fatma Ruzane Hanım çıkagebyor.
Bu pek sevmese de Osmanbrun sertbğıru
bir türlü üzennden atamayan kadının ıs-
teğı Suna'yı ondan yirmı uç yaş büyük
oğlu Vecdi'yle başgoz etmek Teklif.
Mustafa Saadettin Bey'den de onay gö-
rüyor Ancak, birşarü var. "Ben,Suna'yı
müdkten kopartmadım, sen de kopart-
ma." Vecdi Bey, söz veriyor ve baş çeyızı
pıyanosuyla bırbkte Suna, evblık denı-
len. yalnız. ılk ve tek yolculuğuna
Fener-
bah-
çe'nin
ilk bok-
sörü,
Türkiye
şampıyonu
sinırb rru sı-
nirli adam.
müzikle başka
dünyalann
tadını kendisine
sunan kadın
karşısında kendisın-
den gecıyor. İşyenn-
dekı bir kaza, ışsızlığe
yol açınca ikı kızın ve
evın bakımı Suna'ya ve
müağıne düşuyor Böylece. Kadıköy"-
den, Ankara Duğun Salonu'ndan ufak
tefek bir kadının piyanoyla bütünkşen
sesı bütün İstanbul'a ve hatta Anadolu'-
ya yayılıyor.Vecdı Bey. her yerde Suna
Hanım'la beraber. Cümleler arasına
sıkıştınlan yemek davetlen, ımalı çağn-
lar. Vecdi Bey"e çarpıp gen dönuyor
Vecdi Bey'den gizlı. kayınpeder Hancı-
yecı Haydar Bey'le Istanbul
Radyosu'na yapılan başvuru da
nzer nedenlerle
yanıtsız
kabyor. On
üç yil boyun-
ca girilen sı-
navlarda göz-
lerden okunan
başansırayaruta
geldiğınde "ol-
muyor"a dönüşü-
y or Sonradan Refik
Fersan'ın dilediğı,
"Bu, seni alacaktık.
ama bilmem kimin
kansı ya da sevgüisi de
>ardı sına>a girenler
arasında*' türü özürler de
Suna Hanım'ı onurlandır-
maktan başka bir işe ya-
ramıyor ,
Ankara Marmara Gazino-
su'nda ayakta alkışlanân kon-
ser. daimı sanatçının kaprisıyle
bir geceyle sınırlanıyor. Yalo-
va'da Melek Sıneması'nda yoksul
çocuklar ıçın düzenlenen. yedı bın
kışının katıldığı sünnet düğününde
sıra Suna Hanım'a geldiğınde mık-
rofona bir haller oluyor. Bir elin mık-
rofonla oynadığını gören Vecdi Bey,
işaret edıyor, "Devam e t " Suna Hanım'-
ın mikrofonsuz sesı, salonu aşıp vapur ıs-
kelesıne ulaşıyor. Yolcular birbirlerine
bakıp soruyorlar, "Bu ses kiminT"
Sesle fızik bırleşınce film tekbfleri de
ahyor Suna Hanım. Kısa süreb bu serü-
venden geriye bugün, televizyonda gös-
tenrler mi dıye merakla beklediği altı
film kabyor. Hülya Kocyigit ve Cüneyt
Arkın'la. "Sevgim ve Gururum". Pola
MoreDi ve Eşref Kolçak'la "Kurşun Yağ-
munı" bu fıbnlerden ıkısı. Bir de bir
Amenkan dergisı kapak kızı olmasını is-
tıyor Suna Hanım'dan. Kendisinden ıs-
tenen poz, banyoda çınlçıplak, musluk-
lan acarken yandan bir görünüm İkı
kızını düşünüp. önerilen yüz elb' bin b-
rayı gen çeviriyor...
Repertuvannda üç bıni aşkın şarkı bu-
lunan Suna Cesuroğlu, bugünlerde, ge-
çırdığı trafik kazasından sonra dört yıl
ara verdiği müağe geri döndü Şımdiler-
de, Kuçükyab'da bir düğün salonunda,
yalnız kadınlara aıt düğünlerde org çabp
şarkı söylüyor. Bir de piyano derslen ve-
riyor. Bugüne kadar yetişürdığı öğrena
sayisı yüzü aşkın.
Uşak ve hüzzam makamında şarkılar
okuduğunda annesıni ağlatan Suna Ce-
suroğlu, röportajın sonunda orgun başı-
na geciyor. Vecdi Bey'ın sınlsıklam aşık
bakışlan alünda kendısim anlatıyor. "Bi-
raz kiil, biraz duman o benim işte / Kerem
misali y anan o benim işte / İnanmam göz-
lerine, ben dfğilim / Beni sevdiğin zaman o
benim işte.'"
Eıııiııöııirııdekaybolantarihi sütun
J
arihi eserlere çok meraklı bir toplumuz...
Binlerce vülık geçmişe sahip, trilyonlarca lira
değerindeki tarihi eserlerimizi y a y urtdışındaki
müzelerde ya sanata meraklı zenginlerimizin
villalannda ya da y abancı kaynaklı kitap ve
dergilerde merakla izliyor ve inceliyoruz.
Zaman zaman mesleğine ve tarihe saygılı araştırmacıların
kişisel çabalan ve ilgili bakanlıkların katkılanyla tarihi
eserlerimizi y urt içinde izleme olanağımız da oluyor.
Bazen de tarihi değeri olmasına karşın, maddi değeri az olan
eserlerimizi kaybediveriyoruz ortalıktan.
Eminönü Yeni Camii önrJnde alt geçit inşaatı sırasında ortay a
çıkarüan tarihi sütun da böylesine sır olan tarihi eserlerimizden.
Işçiler, bir kepce darbesiyle binlerce yıldır toprağın sakladığı bu
sütunıı gün ışığına çıkarmışlar, ama biz insanoğlu saklamasını
becerememişiz. Şimdi sorvıy oruz, bu tarihi sütun nerede.
Arkeoloji Müzesi yetkilileri, 'bizde değil' diyor.
Kazıyı yapan işciler, çoktan inşaat mevsimini kapatıp
memleketlerine döndüler. Ne belediye ne de diğer yetkililer bu
sütun hakkında bilgi veremiyor bizlere...
Biz de diyoru/ ki toprak binlerce yıl sakladı, insanoğlu
kaybetti...
(Fotoğraf:GARBİSÖZATAY)
25binyılöteye
uzdtuutcuhm
• Anadolu'da 25 bin yıl önce yaşamış
ilk insanlann ayak izleri, Ankara Tabiat
Tarihi Müzesi ve Manisa Müzesi'nde
sergileniyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anadolu'da 25 bın yıl önce
yaşamış ilk insanlann ayak izleri. Ankara'daki Tabiat Tarihi
Müzesi ile Manisa Müzesi'nde sergileruyor.
Manisa'ya bağb Salıhli ilçesı Çakallar volkan konisinde
1969 yılında yapılan kurtarma kazısmda. 200'e yakın insan ile
köpek ya da tavşan olduklan sanılan bazı hayvanlann ayak
izleri ortaya çıkanldı. Bunlardan 60 tanesi. Ankara MTA
Genel Müdürlüğû içindeki Tabiat Tanhı Müzesi'ne geurildi.
Kımi izler de Manisa Müzesi'ne taşındı. Yetkililer, belki de
Anadolu'da yaşamış ilk insanlann izlen ıle ilgili şu bılgileri
verdiler:
"Günümûzden yaklaşık 25 bin yıl önce Ege Böigesi büyük bir
doğal afetle karşüaştı. Bu olayda. Ege Denizi, Çanakkale ve
tstanbul boğazlan ile Marmara Denizi oluştu. Bu doğal olaylar,
Ege Bolgesi'nin kara kısımlarında da pek çok volkanik
faaliy etlere de neden oldu. Bunlardan biri de Salihli ilcesinin
Demirköprü Barajı yöresinde bulunan Çakallar volkan
konisidir. Bu volkan konisi, 25 bin y ıl önce çevreye volkan
tüflerini yaydı. Volkan, faaliy etini durdurduktan sonra, doğal
olaylarla bu tüfler, kısmen aşındı. Daha sonra yağan •..
yağmurlarla,
aşınmadan arta
kalan tüfler
ıslanarak balçık
haline dönüştü.
ÇevTede y aşay an
insanlann, ıslak
tüfler üzerinde
yürümeleri
sonucunda, ayak
izleri tüflerin
üzerinde oiuştu.
Yağmur
dindikten çok kısa
bir zaman sonra,
volkan yeniden
faaliyetegeçtive
ayak izlerinin
açıkta uzun süre
kalarak
bozuhnasmı
öntedi. Bu kez
volkan, çevTeye
bazaltlavlarınıve
cünıflannı
yaymaya başladı.
Çok gazlı olan
cünıflar,
patlamayla
havaya fıriadıktan
sonra tüfler
üzerine istiflendi.
Sıcak cünıflar,
ıslak rüfleri pisirdi.
Böylece, sertleşen
ayak izleri,
üzerinde oluşan
kalın cüruf
tabakası ile uzun
yıllar doğal olarak
korundu."
Uzmanlar.
1970'ten 1980
yıbna değin
bölgenın SİT alanı
yapılamaması
nedenıyieayak
izlerinin
kaderlenne terk
edıldığını, bir
kısmının
bozulduğunu. bir
kısmının da baraj
ınşaatında çalışan
İsveçlijeologlar
tarafından
dışanya kaçınldığını ılen sürdüler.
Kültür Bakanlığı yetkıblen ıse Çakallar yöresinde bulunan
fosıl ve ayak izlenne ıbşkin ılk ışlemlenn. Eskı Eserler ve
Muzeler Genel Müdürlüğü'nün 15Kasım 1980 gün ve 8369
sayıb yazısı üzerine başlatıldığını bebrterek şu açıklamayı
yaptılar
"Aynı bölge, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek
Kunılu'nun 8 Mayts 1981 gün verdiği karar ile fosilve insan
izlerinin bulunduğu alan olarak saptanarak, 2. derece doğal SİT
alanı olarak tescil edilmiştir. Konuy la ilgili y azışmalarda
herhangi bir gecikme söz konusu değildir. Konu. bakanlığımıza
iletildiği andan itibaren gereği yapılmıştır. Bu bölgedeki ayak
izlerinin bir boliimü MTA'ya. bir boliimü de Manisa Müzesi'ne
alınmıştır.
27 Eylül 1993 tarihinde müze müdürlüğû uzmanlannca aynı
yerde yapılan incelemede, ayak izlerinin geri kalan bölümünün
de mevcut oiduğu anlaşılmtştır. İsveç'e ay ak izi kaçınlması
konusunda bakanlığımıza ulaşmış herhangi bir bilgi yoktur.
Kaçakçılık ile ilgili konu. Anıtlar ve Müzeler Genel
Müdüriüğü'ne iletilmiş ve gerekli soruşturmay a başlanmıştır."