27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 KASIM1993 ÇARŞAMBA HABERLER 250 bin asker kaçağına ağırceza geliyor • Baştarafi 1. Sayfada da saklı. bakaya gıbilennm miktannın 250 bin dolayında olduğunu bildirirkcn. bu kişi- lerin süratle silah altma alın- ması içın yasalarda gerekli değişıkliklerin yapılması gc- rektiğini bildirdi. Yasal boş- luklann da doldurulması ge- rcktiğinc işaret eden Genel- kurmay yetkililcn. konunun hükümete iletıldıeinı kavdetlı Genelkurmay Başkanlığı'nı asker kaynağındakı eksikler konusunda tedirgjn eden ikin- ci bir nokta ise teciller. özel- likle Başbakan Tansu Çiüer'in son ÖSYM sınavı sonrasında açıkta kalan 440 bin kişinin Açıköğretim Fakültesi'ne kaydolacağını açıklaması da askeri birimlerin bu konudaki sıkınüsını artırdı. Bu konuda Genelkurmay'da hazırlanan "tasnif dışı" değerlendirme ra- porunda, "Ülkedeki eğitim düzeyinin yüksehnesinden kaynaklanan ertetemeler (te- cil). yurtdtşı iKşkiler nedeniyte asker almada mevdana gelen gecikmeler gibi sebeplerle, er- baş ve er kaynağmın istihda- mında bazı sonınlarla karşıla- şılmaktadır. Hissedüen bu rahatsızlıklann giderilmesi için gerekli girişünlerde bulu- nulmnştur" denildı. Gerekirsehapis Genelkurmay Başkanhğf- nın. özellikle asker kaçakla- nyla ilgili sıkınüsını hükümete iletmesi sonrasında Milli Sa- vunma Bakanhğı'nda çalış- malara başlandı. Milli Savun- ma Bakanı Mehmet Gölhan, konuyla ilgili olarak Cumhu- riyet'e bilgi verirken, asker kaçağı miktannın çok oldu- ğunu, bunu önlemek için ça- hşma yaptıklannı. asker ka- çaklanna uygulanan cezala- nn artınhnasını düşündükle- rini söyledi. Gölhan, çalışma- nın halihaarda bir bakanhk içi çalışma olduğunu da bildi- rirken, asker kaçaklanna ge- rekirse hapis cezasının bile uygulanmasının düşünülebi- leceğini ve sorunu kısa sürede çözmeyi planladıklannı kay- detti. Özellikle son günlerde as- kerlik süresinin yeniden 18 aya çıkartılacağı ve askere alınma yaşının aşağıya çekile- ceği yolundaki söylentiler, Milli Savunma ve Genelkur- may koridorlannda yoğunla- şırken. askeri yetkihler, bu- nun olanaksız olduğunu bil- dirdiler. Aynı yetkrtiler, askerlik süresinin 15 aydan 12 aya indirilmesinin ise bu aşa- mada uzunca bir süre daha söz konusu olamayacağmı da söylediler. Demirel y buluşmaya gitti ANKARA (Cnmhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel, Polonya Cum- hurbaşkanı Ledı VValesa'nın daveti üzerine, iki günlük resmi bir ziyaret için dün Polonya'ya gitti. Polonya'ya hareketinden ön- ce, Esenboğa Havaalanı'nda bir konuşma yapan Cumhur- başkanı Demirel, Türkiye ile Polonya arasmdaki ilişkilerin, uzun ve çoğunluğu dostluğa dayah bir geçmişi olduğunu söyledi. Demirel."Böyle müs- tesna bir geçmişe sahip Tfirk- Polonya itişkikrinin, soğuk harp sonrasında içine girdiğimiz yeni dönemde çok daha zengin bir içerik kazanması imkan dahiline girmiştir. Polonya'ıun 1989 >> lında serbest ekonomi diizenine geçmesiyle birlikte, ticaret hac- mimiz, ilerisi için büyük umutlar vaadeden önemli bir gelişme kaydetmiştir" diye konuştu. Demirel, Cumhurbaşkanı se- çilmesinden sonra ilk yurt dışı resmi gezisini yaptığı Polonya'- nın NATO'ya üyelik talebine Türkiye'nin nasıl baktığı soru- suna, böyle bir konunun yalnız- ca Ankara'nın değerlendirme- sine bağlı olmadığını söyledi. Demirel, Polonya'nın tttifa- ka üyelik talebinin tüm NATO üyesi ülkelerle birlikte değerlen- dirilmesi gerektiğini ammsattı. Dostluk, işbirliği anlaşması Cumhurbaşkanı Demirel. tür başka soru üzerine Ankara ve Varşova arasında yinelenerek irnzalanacak olan dostluk ve ış- birliği antlaşmasının aynntıla- nnın Polonya'yı ziyareti sıra- sında gprüşüleceğini söyledi. Karayalçın, kepenk kapatanı terörist sayan tasanyı antidemokratik olarak niteledi: Demokrasiden ödün yokANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SHP Genel Baş'kanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, olağanüstü hal uy- gulamasının uzatılması istemini Milli Güvenlik Kurulu'nun ka- ranna dayandıran hükümet tezkeresine karşı çıkmasının ar- dından. terörle mücadele ıçın önerilen antidemokıatik yön- temleri de sert bir dille eleştirdi. Karayalçın, Terörle Müca- dele Yasasfnda. demokratik özgürlüklere ve insan haklanna saygı göstermeven değişiklikler yapılmasına karşı olduklannı yineledi ve kepenk ındirenlerin • Bazı siyasetçilerin, Erzurum'da yurttaşlan, Kürt ve Alevilerin yaşadıklan mahallelere yönlendirdiğini söyleyen Karayalçın, "SHP heyeti Yavi'deyken ilçenin çıkışını tutturduîar" dedi. "Koalisyonda yer aldık diye ilkelerimizi, kurultay kararlanmızı gözardı edemeyiz" dıyen SHP lideri ödün verme eşiğine gelmeden hükümeti sürdüreceklerini söyledi. "terörist" sayılması girişimleri- ni "bataklığı kurutmak yerine sivminekle uğraşmak" olarak nitelendirdi. Sosyal demokrasinin ilkele- rinden ve laıklikten ödün verme eşiğine gelmeden koalisyonu sürdüreceklerini belirten Kara- yalçın, Güneydoğu'daki olay- lann bölge dışına taşma eğilimi gösterdiğıni. "başka ülkelerin yurttaşlarının Türkiye toprakla- nnda savaşttğını" söyledi. Ka- rayalçın, isim vermeden Erme- nistan'ı uyardı ve "Istihbaratlar yeni btılgular ortaya koyarsa. gereğini yapmaktan asla kaçın- raayız" dedi. Karavalçın, partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmada, Erzurum ve Yavi olaylan nede- niyle adını vermeden MHP. ve RP'li politikacılan da "provo- katör" olarak suçladı. Karayal- P K K ' n u ı Erzurum'da giriştiği son kanlı ey- lemler dün de Erzurum Atatürk Universitesi öğretim üyelerinin düzeniediği yüriiyüşte kınandı. Rektörlük binası önünde toplanan 2 bin dolayında öğretim görevlisi ile yak- laşık 5 bin öğrenci, PKK'yı protesto etmek için Havuzbası'na kadar yürüdü. Atatürk Anrtı'na çelenk koyan öğretim üyeleri ve öğrenciler, daha sonra saygı duruşunda bulundu. Okunan tstiklal Marşı'ndan sonra topluluğa hitaben bir konuşma yapan Rek- tör Yardımcısı Prof. Ertugay, yürüyüşü devletin yanında olduklannı göstermek için düzenlediklerini belirtti. Bu arada TBMM İnsan Hakları Komisyonu da yayımladığı bildinde terör olaylarmı kınarken. artan terör olavlarının insan hakları savunucu- lannın işlerini zorlaştırdığı kaydedildi. Bildinde, "Terör her zaman olduğu gibi en büyük darbesini demokrasiye ve insan haklan- na indirmektedir" denildi. (Fotoğraf: AA) CHP lideri Baykal, Erzurum Valisi'nin silah dağıtmasına tepki gösterdi: Hükümet lıalknıtepkisinetesliııı ANKARA (Cumhuriyet Burosu) - CHP GeneJ Baş- kanı Deniz Baykal. terör olaylan nedenıyîe Erzurum Valisi Oğuz Berberoğlu'nun halka silah dağıtmasını eleştırerek, "Terör sorununu çözemeyen hükümet, halk tepkisine teslim olmaya başlamıştır" dedi. Devletin, soru- nun çözümünde "etkinüğini >itirnıesi" ne- deniyle. halk tepkısinin ortaya çıkuğına dikkat çeken Baykal. bazı bakanlann halkın fıiü müdahaleye yönelmesine des- tek vermesini eleştirdi. Partisinin grup toplantısında konuşan Baykal, devletin kamu düzenmi sağlaya- maz hale geldiğini belirterek. "Yöneticiîer, ûnamlardan, siyasi bir takım çevrelerden yardıra isteme noktasuıa gelmiştir"' görü- şünü dile getirdi. "Büyük bir iktidar çürü- mesi" yaşandığını vurgulavan Baykal. hü- kümetin Türkiye'nin sorunlanna çözum üretemediğini vurguladı. Baykal, yerel seçimlere 5 ay kaldığını ve seçmen kütüklerinin 7 kasımda yenilene- ceğini belirterek, seçme ve seçilme yaşının indirilmesine ilişkin anayasa değişikliğinın hala gerçekleştirilemediğinı ammsattı. Baykal, iktidar ve muhalefet partilerinin bu konuda hemfıkir olmalanna karşın, bir türlü değişikliğin yapılamadığını vurgu- larken. CHP"nin bu konuya ilişkin anaya- sa değişikliği önerisi. dün imzaya açıldı. Konuşmasında, hükümetın ekonomi politikasına da değinen Baykal. Başbakan Tansu Çttier'in, "kişisel uygulamaları" ter- cih euiğını söyledi. "Ekonomi politikasınm sahibinin kim olduğu belli değildir" dıyen Baykal. ekonominin can daman olan DPT, KOİ, Hazine ve Dış Ticaret Müste- şarlığı gibi kurumlann vekaletle yönetildi- ğine dikkat çekti. Bunda, Başbakan Çil- ler'in. "kişisel uygulamaya" yönelik çalış- ma yöntemının etkılı olduğunu savunan Baykal. "Bakanlar de\re dışı bırakılmıştır. Başbakan teknokratlarla çalışma.M tercih ediyor. Ancak. Türkiye'nin jetişrirdiği de- ne>imli teknokratlar da devre dışı bırakıl- nuştır" görüşünü dile getirdi. çın, konuşmasında şu görüşlere yer verdi: Terörfc Mücadele Yasası: Te- rörle mücadelede sevgi, halkla bütünleşmek esastır. Terörist- ler halktan tecrit edilmelidir. Biz. insan haklanna. demokra- tik özgürlüklere saygı göster- meyen hiçbir girişimin yamnda olamayız, kabul edemeyiz. Te- rörle mücadele yasa taslağı bu ilkeler çerçevesinde değerlendı- rilmektedir. Taslağı. bu ilkeler- le tutarlı ve işlevsel görmüyo- ruz. Can ve mal kaygısıyla ke- penk indiren, kontak kapatan insanlann terörist olarak görül- mesini içimize sindiremiyoruz. Gazeteler, deyim yerindeyse Diyarbakır"da kepenk indirdi- ler, etkinliklerine son verdiler. Şimdi bunlar da terörist diye görülecek. alınıp götürülecek mi? Bu konulan ele almayı, ba- taklığın kurutulması yerine, sivrisinekle uğraşmak olarak değerlendiriyonız. yanlış bulu- yoruz. Hükümette kurulan alt komisyonun çahşmasında, umuyorum hükümetin iki ka- nadı bir uyum noktasına gelir. Güneydoğu olaylan: Olağa- nüstü Hal Bölgesi vemücaviril- lerin dışında, bölgenin kuzeyin- de de terörist eylemlerin vaygı- nlaşunlmasına calışılıyor. Baş- ka ülkelerin yurttaşlan bu top- raklarda savaşıyor. Her türlü istihbarat çalışması yapılmak- tadır. İstihbaratımız yeni bul- gular ortaya koyarsa, bunun gerekli kıldığı politikavi uygu- lamaktan. gereği neyse yap- maktan asla kaçınmayız. Koalisyonun geleceği: SHP'- nın gözönünde bulundurması gereken ilkeler, kurultay karar- lan var. Koalisyonda yer aldık diye bunlann hiçbirini gözardı edemeyiz. Erzurum ve Yavi olaylan: Yavi olayından sonra heyeti- miz oraya gitti. yurttaşlara baş- sağbğı diledi. Ancak bir grup politikacı yandaşlannı oraya taşımış. kimileri ilçenin çıkışını tutturmuş. arkadaşlanmız bun- lara başsağlığı dilerken homur- tular olmuş. Bunlan birileri ge- tirmiş. Vali ve Emniyet Müdü- rü de bunu teyit ediyor. 70'li yı- 1larda bu olaylan yaşamış. bu olaylara muhatap olmuş kişile- rin heyetimizin ilçeye gidişini si- yasi mülahazalarla kullanmaya yeltenenleri protesto ediyorum. Dadaşlar öfkeli, tepkilerini gös- teriyorlar. Birileri. kimi politi- kacılar çıkıp gece yansı yTirttaş- lan, Kürt ve Alevi yurttaşlann yaşadıklan mahallelere yönlen- dirdiler. Bu önlendi. Ne oluyor Türkiye"ye, yurttaşlara? Nere- de kardeşlik? Ne yapıyor politi- kacılar? İçinde bulunduğumuz koşullar ne derece vahim olursa olsun, biz politikacılar gerçek- leri görmeliyiz ve maliyeti ne olursa olsun haykırmalıyız. DYP'nin Meclis Grubu'nda konuşan Başbakan,seçimlerin mutlaka yapılacağını söyledi Çillen Gerekirse sıkı\öııetiıııe başyurabiliriz ANK.A.RA (Cumhuriyet Buro- su) - Başbakan Tansu Çiller. son günlerde tırmanan terör olavlannı değerlendirir- ken. sıkıyönetimin. anayasal bir müessese olduğunu vurgu- layarak, "Gerekirse bu yola baş>Tirabiliriz" dedi. Giderek ivme kazanan terör olaylann- dan. ANAP iktidarlannı so- rumlu tutan Çiller. Güney- doğu'da mart seçimlerinin mutlaka yapılacağını bildirdi. Çiller, "Geçen 10 yıl içinde hü- kümetler bizim gibi kararlılık ve etkinlikle bu işin üstüne gitseler- di, terör bu noktaya gelmezdi" dedi. Başbakan Çiller'in ve Gü- neydoğu'ya giden bakarlann bölgedeki terör olaylan ile ilgili bilgi verdiğı DYP grubunda. yi- ne sıkıyönetim istekleri dile ge- tirildi. Çok sayıda milletvekili- nin konuyla ilgili olarak konuş- ması istemesi üzerine, DYP grubu dün akşam yeniden top- landı. Başbakan Çiller, top- lantının açıhşında yaptığı ko- nuşmada. terörle mücadele ko- nusunda bir devlet ve hükümet boşluğunun söz konusu ol- madığını bildirerek son 10 yıldır ilk kez terörün üzerine kararlılık ve etkinlikle gidildiği- ni söyledi. "Geçmişte devlet ve hükümetler. sorunu bu kadar güclü, bu kadar pianlı ve bu ka- dar kararlı olarak ele almış ol- saydı, varılmış olan nokta bu ol- mazdı" diyen Çiller. terörün ta- rihçesiyle ilgili konuşmasında, özellikle 1987-1991 yıllanarası- ndaki ANAP iktidannın terör- le mücadelede bir başıbozukluk ortaya koyduğunu ve bu başı- bozukluğun sonunda lerörün tırmandırdığı görüşünü savundu. Cinayet şebekesi gibi çabşan bir örgıitün karşısında devletin de alacağı bir dizi önlemler ol- duğunu, bu amaçla oluşturulan özel güvenlik timlerinin sayısı- nın yaz aylanndan önce 10 bini aşacağını anlatan Çiller, terör örgütünün tek amacının bölü- cülük olduğunu söyledi. Terör örgütünün cinayetlerinin yansıt- maması için basının çahşmasını engellediğini belirten Çiller, si- yasi partilerin çalışmasının en- gellenmek istendiğine de dikkat cekerek şöyle dedi: "Terör örgütü bir bakıma, 'Burada seçim yaptırtmam' di- yor. Açıkça ifade edivorum. martta orada seçim yapılacaktır ve her türlü tedbir alınacaktır." Çiller. terör örgütünün kor- ku salarak güç kazanmaya ça- hşüğını, çünkü halkın istenildi- ğı gibi bir ayaklanma içinde ol- madığını belirterek, korku yolu ile yurt sathında yılgmlığı, bez- ginliği ve manevi çöküntüyü yaymak istediğini söyledi. PKK'nın fınansal kaynaklan- nın da kurutulacağını bildiren Çiller, şöyle konuştu: "O yöreye ne götürsek eşkıya bundan çaİıyor. Bölge halkının refahına çalıştığını iddia eden te- rör çetesi, halkın refahını önlü- yor. Bu açıkça ortaya çıkmıştır. Devlet oranın refahını arttırma- ya caltşıyor, halkın refahını art- tırmayı amaçladığını iddia eden eşkıya ise vatandaşı öldürmenin yanı sıra devletin götürdüğü ya- tınm üzerinden haraç alıyor. Kaçakçılık vapıyor. Aynca kor- ku saldığı birçok işadamından haraç almaktadırlar. Bunlar tes- pit edilmiştir. Bu finansal kay- naklar kurutulacaktır. Dış kay- nakları da gözardı edilmeyecek- tir. Yakında tran Başbakanı gele- cek, Suriye'ye de bizim adımıza konuşmaya yetkili bir hev et gön- derildi. Komşulanmız karar ver- mek zorundadır. Ya Türkiye'nin dostudurlar ya dosru değildirler. Eğer dost iseler topraklarındaki PKK kaynaklannuı kurutuuna- sı için Türkiye onlara yardımcı olur. Terör sorununa cözüm bul- mak zaman alsa da bunu çöz- mek. DYPnin ana ortak olduğu hükümete sahip olacaktır." ANAP Genel Başkanı, son dönemlerde terörün hareket noktasının değiştiğine dikkat çekti Yılmaz^dan 2. olağanüstühal bölge valiüği önerisi ANKARA (Cumhuriyet Burosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yıbnaz, olağanüstü hal uygula- masmın 10 ilde uygulan- masına karşın, 20 ilin terör tehdidı altı- nda olduğunu belirterek, hükümetin Iğdır, Erzurum ve Ardahan bölgesini mücavir il ilan edebileceğini ya da ikınci bir olağanüstü hal bölge valilıği kura- bileceğini söyledi. Terörle mücadelede devletin önündeki en büyük engelin ko- alisyon hükümeti olduğunu ileri süren Yılmaz, sorunlan çözebilecek, güçlü tek parti iktidannın çıkacağı erken seçime gidebilmek için her formülü savunacak- lannı bildirdi. Mesut Yılmaz. partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada. olağa- nüstü hal uygulamasının 10 ılle sınırlan- dınimaması gerektiğini söyledi. İkinci koalisypn hükümeti protokolünde, ola- ğanüstü halin ve koruculuk uygulama- sının kaldınlacağı sözlennin \er aldığı- na dikkat çeken Yılmaz, "Bu hükümet şimdi olağanüstü halin 4 ay daha uzatıl- ması talebiyle geliyor. 5 bin daha korucu alınmasını teklif edeceklerini öğrendik. Bu hükümet şaşkın bir hükümettir" dedi. ANAP'ın olağanüstü hal konusunda Türkiye'nin menfaati neyi gerektiriyor- sa onu yapacağım söyleyen. ancak endi- şeli olduğunu ifade eden Yılmaz. olağa- nüstü halin 10 ilde uygulanmasına karşın, 20 ilin terör tehdidi altında oldu- ğunu söyledi. Hükümetin dış politikası- nm iflas etmesi ve Ermenistan'm Azer- baycan topraklannın büyük bölümünü ele geçjnnesi sonucu, Türkiye'ye yöne- lik terörist hareketin yer değiştirdiğini savunan Yıbnaz. şöyle konuştu: "Bugün olaylann ağuiık merkezi. Gü- neydoğu Anadolu'dan Doğu Anadolu'ya kaymıştu-. En fazla olay olan iller; Iğdır, Ardahan ve Erzurum olmuştur. Eğer ola- ğanüstü hal; etkili, doğru bir tedbirse, o zaman sadece 10 iUe sınırlandırılmaması lazun. Eğer faydasız diyorlarsa. kaidır- malıdırlar. Bunu olağanüstü hal göriiş- melerinde de dile getireceğiın. Biz hükü- met tarafından Erzurum. Ardahan, Er- zincan, Muş, Kars ve Iğdır'ın, artan terör olaylan karşısında, güvenliği için ne ted- bir alnuşlar. Bunu biunek istiyonız. Hü- kümet bu illeri. olağanüstü haİin mücavir illeri ilan edebilir. Buralarda ayrı bir ola- ğanüstü hal bölge > aliliği kurabilir." 'Çakıltaşı edebiyatı' Başka önlemler de alınabileceğini, ancak bunlann hükümetin takdirinde olduğunu söyleyen Yılmaz. "Bu işin bil- gisi de, sorumluluğu da hükümettedir. Ama. orada y asayanların güvenliği de bi- zim meseleniizdir" dedi. Y'ılmaz. hükü- metin, halkın taşma noktasına gelen tepkıleri karşısında duyarlı olması ge- rektiğini söyledi. Yılmaz. "Bugün Başbakan Lice'yi zi- yaret edemezken, bir bakan Erzurum'un Çat'ına gidemezken, Türkiye Cumhuri- yeri kurtalan Ekspresi'ni calıştırama/- ken, bunlar nasıl ortada bakan, Başba- kan diye dolaşırlar?" dedi. Yılmaz. MGK önerileri konusunda hükümet içinde yaşanan tartışmalan da eleştirerek, hükümeti. "terörle mücade- lede devletin önündeki en büyük engeP olmakla suçladı. Yılmaz. Başbakan Tansu Çiller'e. "Sadece çakrltaşı edebi- yatıyla, müsamerelerde konuşmay ı ez- berlemiş öğrenciler gibi her gün TV'ye çıkmayı bıraksın" dedi. DEP milletvekillerini eleştiren Yılmaz. bir devletin kendisini bölmek isteyenlere hoşgörüyle yaklaşamaya- cağını belirterek. 'T"ürkiye'nin dunı- mundaki bir ülke kendisini bölmek is- teyenlere ve teröristlere kendi bünyesinde yer veriyorsa, bir devlet, kendisini öldür- mek isteyenlere, yaşam hakkı tanıyorsa, o devlete yakıştırüacak tek sıfat, budala devlettir" dedi. Yılmaz, seçmen ve aday güvenliği sağlanmadan yapılacak birse- çimin. bölgeyı PKK'ya teslim etmek an- lamına geleceğini belirterek. içinde bu- Junulan koşullarda seçim yapılma- masının. yapılmasından daha az sakı- ncalı olacağını savundu. HAPTAYABAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI v Birleşmer nin Mühehdisliği... Eskiden sorun "Sol nasıl birleşebilir?" idi. Giderek "Niçin birleşemez"e, hatta "niçin birleşmemeli"ye dö- nüştü. Bir avuç insan bu yönde düşünce cimnastiği yaparken kitleler şaşkın, üzgün, kızgın ve giderek umutsuz. Ayrın- tilı gerekçeler, ince politikalar bu gerçeği değiştirmiyor.. Laiklik tehlikede. Emekçiler yılgın ve etkisiz. Kısa va- deli ve kararsız tutumlar, Güneydoğu'yu ülkenin en bü- yük sorunu durumuna getirmiş. Türkiye, 169 ülke ara- sında, gelir dağılımı en bozuk son on ülke içinde yer alı- yor. Ve "sol" vıdı vıdı ile uğraşmakta.. Sevgili Mumcu'nun arkasından, ayakları ya da düşün- celeriyle milyonlar yürüyor. Cumhuriyetin 70. yıldönü- mü, inanılmaz bir halk katılımı ve coşkusuyla kutlanıyor. Ve o cumhuriyeti kuran partinin mirasçısı olduklannı önesürenlersahnedeyoklar. "Esameleri"bileokunmu- yor. • Yeri geldiğinde Demirel e, Çiller'e, hatta Erbakan a güvenmiş ve onlarla ortak sorumluluklar üstlenmiş olan solcular, birbirlerine güvenmiyorlar. SHP, CHP'ye güvenmiyor. Güvenmediğı için karar organlarında-genel başkanlı- ğa ek olarak- yüzde 70lik bir çogunluk istiyor. Karayal- çın ve arkadaşlan korkuyorlar; çünkü yarı yarıya bir pay- laşımda, Gürkan ve arkadaşlarının gidip Baykal ve ar- kadaşlan ile partıyi ele geçirebileceklerı kuşkusu için- deler.. CHP, SHPyegüvenmiyor. Güvenmediği için karar organlarında yarı yarıya pay- laşım istiyor. Geçmişten aldıkları tatsız dersler var. ön- ce SODEP, HP'yi yutmuş. Sonra Erdal inönücüler, yarı- dan biraz az oy alan Baykal ve arkadaşlarını silmişler. Onlara ne parti yönetiminde yer vermişler ne de hükü- mette.. Ecevit ise hiçbirisine güvenmiyor. Güvenmediği için.birleşmenin değil "birleşmeme"- nin daha sağlıklı ve doğal olacağını kamtlama çabası içinde.. Baykal ve çevresınin "/j/z/pç/"liğinden yılmış SHP'nin de bütünleşmeden çok bölünmeye göre oluş- muş, federasyonu andıran yapısını tutarsız buluyor.. • Eğer SHP, Kemalist çizgide tutarlı bir yapıya sahip ol- saydı, parti içinde demokratik bir güç dengesi kurulsay- dı, bugün CHP-SHP ikilemi yaşanır mıydı? Eğer CHP, kapılarını yeniden açarken "numaracı cumhurıyetçiler" ile kol kola yola çıkmasaydı, açık bir Kemalizm temsilcılığıni, ancak kitlelerin ilgisizliğini gör- dükten sonra benimsemiş olmasaydı, lideri ve dolayı- sıyla da kendisi, toplumda bugün daha "güvenilir" ve elbette daha güçlü bir konumda bulunmaz mıydı? Eğer Ecevit, hayatta eşınden başka hiç kimseye "sü- rekli" güvenemeyeceği izlenimini vermeseydi, etrafın- da halka güven veren bir kadro oluştursaydı, tutarlılığı sağlamak için parti içi demokrasiyi yok etmenin dışında bir yol bulabilseydi. bugün solda, iktidar adayı bir parti- nin önderi durumunda olmaz mıydı? • Sayın Ecevit'in tutumunu -en azından bugünkü koşul- larda- değiştirmeyeceği belli. Ama CHP ile SHP'nin arasmdaki güvensizliğin aşıl- ması olanaksız değil. Bunun için de birleşik partinin ge- lecekteki yapısı ile "geçiş donem/'ndeki yapısını birbi- rinden ayırmak gerekiyor. Yanlışları kalıcı kılmak yeni oluşuma da taşımak ka- dar, büyük bir yanlış olamaz. Yerel seçimlerin hemen ardından, partinin "yeniden yapılanma" sürecinin baş- layacağı peşinen kabul edilmeli. Ödentisir.i veren, etkin, bilinçli üye, parti içi eğitimden geçmiş örgütyönetimleri, yozlaşmış delege sistemi ye- rine, sandık temeline dayalı birimler ve "orantılı tem- s/7".. Adı CHP. bayrağı "Altı Ok" olacak olan yeni birleşik partinin "kalıcı"yonetimi ve genel başkanı. bu süreç so- nunda belirlenmeli. ilçe yörietimlerinden genel merkezyönetimine kadar, tüm organların "orantılı temsil" ilkesine göre belirlene- ceğini kabul ettiğiniz zaman, başlangıçtaki güvensizli- ğin gerekçesi büyük ölçüde ortadan kalkar. Kalıcı "yeniyap/'nın ilke vekurallarını peşinen kabul ettiğinizde de geçiş dönemi yönetiminin önemi azalır. Bu konudaki "pazarlık" daha da anlamsızlaşır... • Eğer CHP ve SHP, yeni ve tutarlı bir yapı üzerinde an- laşmadan birleşmek istiyorlarsa şu soruyu sormak hak- kımız-. - Öyleyse bir yıl önce niçin ayrılmıştmız? Şimdi ne de- ğişti de yeniden birleşiyorsunuz? Eğer, yeni yapıda anlaşmalarına karşın birleşemiyor- larsa da gene sormak gerekir - Birbirinize bu kadar güvenmiyorsanız niçin birleş- mek istiyorsunuz? ilçede Incelemelcr yapmi5lafiiı| AlmanYeşilleri: Lice'yi askerleryaktı • Lice'de incelemelerde bulunan Alman Yeşilleri'nden bir grup eyalet milletvekili yaptıklan açıklamada Lice"yi askerlerin yaktığını öne sürerek 25 kişinin öldüğünü, 150 kişinin de kaybolduğunu öğrendiklerini söylediler. DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN - Alman Yeşille- ri'nden bir grup eyalet mil- letvekili. Lice'ye giderek ince- lemelerde bulundu ve gözlem- lerini basına anlattı. Yeşiller'- in Kuzey Ren VVestfalya Eya- let Meclisi üyesi Siggi Martsch ve Bremen Belediye Meclisi üyesi VV'alter Ruflİer. yaptı- klan açıklamada Lice'nın bü- yük ölçüde yandığını ve 400 evin ya tamamen ya da kısmen yıkıldığını bildirdiler. Alman politikacılar. Olağa- nüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan ve Lice Kaymakamı'- yla da göriiştüklennı: Kayma- kam'ın kendilerine ilçenin 150 civannda PKK'lı tarafından tahrip edildiğını söylediğini aktardılar. Buna inanmayan Yeşiller'e göre Lice'de tahri- bat çoğunlukla sivil evlen kap- sadığından ve hükümet bina- lanna zarar gelmediğinden "Tahribatı PKK değil askerler yaptı." Halkın ıddiasına göre "Askerler evlere girdi ve halkm dışan çıkmasını emrettikten sonra yere açık sarı bir toz dö- kerek turuşturdular." Yeşillerin halktan aldığı bil- gilere göre Lice'de 25 kişi öldü, 150 kişi kayboldu. Al- man politikacılar Lice olayının Gcneral Bahtiyar Aydm'ın öldürülmesiyle ilgili olmadığını da iddia ediyor. Buna göre General Aydın. 22 ekim perşembe saat 12'- de öldürüldü. Askerlerin ise aynı günün sabahı. güvenlik güçlerini taşıyan bir minibü- sün Lice çıkışında taranması üzerine. saat 9"da harekatı başlattıklan. harekatın bütün gün ve gece boyunca sürdürül- düğü iddia ediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle