Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3KASIM1993 ÇARŞAMBA •*••• CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 15
Ozeltime
• Baştarafi 1. Sayfada
yeterli görülürken. broşürde,
adaylık için "Türk olmak"
şarünın aranması dikkat çekti.
Içişleri Bakanbğı yetkilileri.
"Türk olmak" şartını'n "Türki-
_ye Cumlıuriyeti vatandaşı" ol-
mak anlamında konulduğunu
vurguladılar. Hukukçular ise.
"İçişleri Bakanlığı hukuki açı-
dan yanlış içinde değil. Ancak,
"Türk olmak ibaresi bir niyet
lli ediyor" yorumunu yaptı-
'Aradığımız siz
olabilirsiniz'
Bakanlıkça. 76 il emniyet
müdürlüğüne gönderilen bro-
şürde. " Evet... Aradığımız siz
olabilirsiniz! Sizi, yeteneklerini-
zi değerlendirebileceğiniz özel ve
şerefli bir mesleğe davet ediyo-
ruz. Siz de aramıza katılın! Mil-
letimizin huzur ve güvenliği. va-
tanımızın bölünmez bütünlüğü
için birlikte çalışalım" denili-
yor.
Duyuruda, bu mesleği seçen-
lerin sahip olacağı avantajlar
şöyle sıralanıyor:
- 1993 yılı itibariyle 7 milyon
500 bin lira ücret alacaksınız.
- Olağanüstü Hal Bölgesine
giren Doğu ve Güneydoğu ılle-
rinde çalışırsaruz ayda 11 mil-
yon lira net ücretiniz olacak.
- Polise tanınan lojman, sos-
yal tesisler ve diğer haklardan
yararlanacaksınız.
Broşürde, Olağanüstü Hal
Bölgesi'ne giren illerde görev
alacaklann ayda 11 milyon lira
net ücret alacağını belirtmekle
birlikte. Bakanlar Kurulu'nun
benimsediği ve önümüzdeki
günlerde meclise sunulacak
olan bir tasanyla. bu bölgede
görev yapacak olan özel hare-
kat timlerinin maaşlan 20 mil-
yon liraya çıkartılacak.
Komandolara sözlü sınav
Broşürde. askerliğini koman-
do olarak yaprruş olanlann.
yalnızca sözlü sınava alınacak-
îan ve terhis tarihinden itibaren
18 ay içinde bulunduklan il em-
niyet müdürlüğüne başvurur-
larsa. işlemlennin hemen yapı-
lacağı belirtildı. Askerliğini ko-
mando olarak yapanlann altı
ay, askerliğini yapmayanlann
ise dokuz ay eğitim görecekleri
kaydedilen broşürde, özel hare-
kat timlerinde polis olmak için
"Türk olmak'1
' gerektiği vurgu-
laruyor.
Broşürün arka kapağında
ise, şu çağnda bulunuluyor:
"Vatanımızıo, milletimizin
bölünmez bütünlüğü, huzur ve
güvenliğine katkıda bulunmak
için POLİS olun! Kararınızı ver-
diniz mi? Haydi durmayın, kara-
rınızı verin. En yakın emniyet
müdürlüğüne müracaat edin ve
siz de aramıza katılın. Bu broşü-
rü sevdiğiniz, birlikte olmak iste-
diğiniz arkadaşlarınıza da oku-
tun. Yırrmavın; sizi de sevdikle-
rinizi de beklivoruz."
Ecevit'tenpartilere
• Baştarafi 1. Sayfada
oMuklarında ya da belediyeler-
de. yerel yönetimlerde ikridar
oMuklarında bu diyet borçlarını
ödemek zorunda kalıyorlar."
Bülent Ecevit. alınan büyük
bağışlann. seçim kampanyala-
nndaki yüksek harcamalarla
da gözler önüne serildiğini kay-
detti. Buna karşın büyük bağış-
lann örtülü yollarla kamufle
edildığını söyleyen Ecevit.
DSP'nin önerdiği "çifte dene-
tim" formülünü şövle anlattı:
"Bizim görüşümüz şu: Par-
tilerin gelirlerini olabildiğince
tabi yasal sınuiar içinde tutma-
ya çalışmak lazım ama. bu bir
ölçünün ötesinde sağlanamıyor.
Çünkü örtülü yollardan bağış
yapılıyor. Örneğin bu Kastelli'-
nin geçmişte Adalet Partisi'ne
yaptığı bildirilen. yaptığını bil-
dirdiğiniz bağış herhalde resmi
kayıtlara o ölçüde geçmemiştir.
Bunun çeşitli yoüarı, kamuflaj
yolları bulunuyor.
Onun için bizim tezûniz şu:
Partilerin asıl harcamalanna
sınırlamalar getirilmeli. Özellik-
le son yıllarda bazı partilerin
harcamaları, örneğin ANAP'ın.
Doğnı Yorun, SHP'nin, Refah
Partisi'nin harcamaları çok aşın
ölcülere vardı. Yani poütika çok
pahalılaştı. Ve bu pahalılaş-
manın bedelini de, dediğûn gibi
halk ödüyor. Onun için bir yan-
dan gelirleri olabildiğince yasal
sınırlar içinde tutmaya çalışı-
rken, asıl ağırlığı harcamaların
sınırianmasına vermek gerekir.
Örneğin son yıllarda. biliyor-
sunuz. b>ir belde seçimi yapıla-
cağı zaman bile sokaklar öylesı-
nebayraklarla donatılıyor ki.
artık gökyüzü görülmez olu-
vor. Ve anlamı da kalmıvor.
Öte yandan bu televizyonlara
verilen özel reklamlar. bu çok
açık bir şckilde haksız rekabet.
haksız yanşma yolunu açmış
oluyor."
TBMM Başkanı Hüsamettin
Cindoruk'un başkanlığında
siyasi parti genel başkanlannın
katıbmıyla düzenlenen top-
lantıda da bağış konusunun ele
alındığını anlatan Ecevit. bura-
da da çözümün yanlış yolda
arandığını ileri sürerek şunlan
söyledi:
"Meclis'te Meclis Başkanı*-
nın düzenlediği partiler arası bir
toplantı var. Orada. İSKİ
olayımn ışığında bu konu iizerin-
de önlemler alınıyor. .Ama har-
camaların denetimi yine geri pla-
na bırakıldı orada. Daha çok
mal beyanı gibi konular üzerinde
dunıluvor."
POLTTIKADA
SORUNLAR
ERGUN BALCI
• Baştarafi 9. Sayfada
ği sınırlarını yeniden kurmaktan yana. Yeltsin ise bu işi.
Batı ile ilişkileri bozmadan daha kurnaz ve dolaylı bir
şekilde yapıyor. Ekonomik baskı, cumhuriyetlerde karı-
şıklık çıkarmak, Moskova'ya meydan okuyan liderlere
karşı işyancı grupları desteklemek gibi yöntemlerle asi
cumhuriyetleri hizaya getiriyor.
• • •
Örnekler bol.
Tacikistan'da yönetimdeki İslamcı-Demokrat İttifak.
geçen yıl devrilerek Moskova yanlısı hükümet iktidara
geldi. Azerbaycan'da Ebulfez Elçibey yönetimine karşı
dışarıda Ermenileri, içeride ise isyancı Albay Suret Hü-
seyinov desteklendi.
Moldova'da 14. Rus ordusu Kishinev hükümetine kar-
şı Trans-Dinyester Cumhuriyetini kuran ayrılıkçı Rus
azınhğını destekliyor. Petrol ve doğalgaz bakımından
Rusya'ya bağımlı olan Ukrayna, Moskova'nın baskısı al-
tında Karadeniz filosu üzerinde hak iddia etmekten vaz-
geçti.
Gürcistan'da ise Moskova, oyunu çekinmeden açık bir
şekilde oynadı. Abhazlar, Rusya'dan aldıkları modern
tank. füze ve uçaklarla kendilerinden çok daha kalabalık
olan Gürcü birliklerini yenilgiyle uğrattılar.
Suhumi düştükten sonra Eduard Şevardnadze, boynu
bükük bir şekilde Bağımsız Devletler Topluluğuna üye
olmayı kabul ettiğini açıkladı. Tıpkı bir süre önce Azer-
baycan Cumhurbaşanı Haydar Aliyev'in yaptığı gibi.
Peki. Abhazlardan sonra isyancı Gamsahurdia güçle-
ri karşısında da ağır yenilgiler alan Gürcü birlikleri, nasıl
oldudatoparlanıp ilerlemeyebaşladılar?
Sorunun yanıtı çok kolay.
Rus tankları sayesinde.
Geçen haftaki international Herald Tribune gazetesi-
nin Tiflis muhabiri, Rusya'nın Gürcüler'e modern T-72
tankları ile deneyimli personel verdiğini, ağır tankların
devreye girmesi üzerine savaşın seyrinin değiştiğini bil-
diriyordu.
Kremlin'in Şevardnadze'ye mesajı açık: Yaramazlık
edersen seni yok ederim. Uslu durursan kurtarırım.
Moskova, SSCB'nin dağılmasından sonra bölgede
oluşan jeostratejik yapıyı değiştirme çabasındadır.
Bu politikanm, Rusya nın bir süre sonra Batı ile Rusya
arasında çıkar çatışmasına yol açması kaçınılmaz görü-
nüyor.
Dünyamız ikinci bir Soğuk Savaşa tanık olabilir.
BİLSAK-DOVY1VTOWN BAR
Her eece canlı müzik
gitarda TANJU AŞANEL
Adres: Sıraselviler. Soğancı Sok: No: 7TAKSİM
(Taksim İlkyardım'ın karşı sokağı)
TURKIYE'DE DUNYAOA
Meteorotofi Gefiel Müdüriüğü'nden alınan bılgcye göre. butun bölge-
lerimiz parçalı, yer yer çok buluttu, Batı Karadenız kıyıları. Orta ve
Doğu Karadenız, Iç Anadolu nun doğusu, Dofiu Akdeniz ile Doğu ve
Güneydoğu Anadolu bölgeleri yağmur ve yer yer sağanak yağışlı
geçecek. Havasıcaklığı azalacak. Denizlehmizde rüzgar, Akdeniz-
de gûntalı» ve karayel, otefcı denizlerimızbe yıldız ve poyrazdan 3-5
kuvvetinde, saatts 10-21 deniz mili hızla esocetc Van Götü'nde hava,
yağmuHu geçecek.
Amtnan
At™
B^dM
Bom
Briiksel
C«n«vT«
Şanyir
.«toş.
Londr»
Madrid
M.lano
Moaton
MOnıh
DUo
Pw1s
>
rag
liyad
tam
l/ivam
A 13
B25
A24
A 29
A 7
A 13
A 11
B20
A 7
Y29
K 1
A 12
Y 12
A 18
K 0
A 10
A 1
A 13
A 6
A 32
A22
A 11
Yağmurlu ı BulutJu Sisli Gûneşli
İtirafçı - polis işbirliği belgelendi
• Baştarafi 1. Sayfada
Bölge ValiliğTne, davasına
yardım edilmesi için yazdığı di-
lekçede. "Burada 8 aydan beri
sürekli izindeyim. Başta kendi
gnıbum olmak üzere, birçok
kellenin alınmasını ve silah sığı-
naklarıyla örgüt milislerinin şe-
hir komiteierinin yakalan-
masını sağladım" sözlenyle
ölümle sonuçlanan operasyon-
lara katıldığını itiraf etti. Bitlis
Valisi Fethi Tunç Abidin İvak'-
m. Bitlis'te güvenlik güçlerinin
operasyonlanna ve emniyet
sorgulanna katıldığını bildire-
rek İvak'ın. İstanbul'da yargı-
lanması halinde > aşamının teh-
likeye gireceğini bildirdı. Abi-
din İvak'ın Pişmanhk Yasası'-
ndan yararlanmak için Bitlis
Emniyet Müdürlüğü faksı-
ndan İstanbul DGM Baş-
savalığı'na dilekçe gönderdiğı
saptanırken İstanbul DGM
Başsavcılığı, tutuklu olması ge-
reken sanığın cezae\inde ol-
madığını kabullenmesine kar-
şın. bunun nedenini araştı-
rmadı.
Avukat Mustafa Ayzit. iti-
rafçı saruklann "kontrgerilla
tetikçisi" olarak kullanıldığı
iddialarını hatırlatarak Abidin
İvak'ın cezaevinden çıkan-
lmasını sağlayan görevliler ve
Bitlis Valisi hakkında suç du-
yurusunda bulundu.
İstanbul 3 Nolu DGM'de
süren 1993 161 esas numaralı
dosyaya göre davada tutuklu
sanık olarak yargılanan Abi-
din İvak. 29 Arahk 1992 günü
İstanbul'da yakalandı. İvak'ın
yakalandığını öğrenen Bitlis
Emniyet Müdürlüğü. bu kişi-
nin Bitlis çevresindeki eylem-
lerinin sorgulanabilmesi için
Bitlis'e gönderilmesini iştedi.
Bu istek kabul edildi ve İvak.
1993 yılı ocak ayında Bitlis'e
gönderildi. Abidin İvak'ın Bit-
lis Emniyeti'ndeki sorgusu sü-
rerkcn İstanbul 3 No'lu DGM.
İvak hakkında İstanbul'daki
eylemlerinden dolayı. TCK'-
nın 168 2. maddesinden dava
açarak tutuklama karan verdi.
Bitlis Emniyet Müdürlüğü"-
ndekı sorgusunda PKK örgü-
tüne ilişkin bilgıler veren ve
bazı militanlann yakalanması-
na yardımcı olan Abidin İvak
hakkında. Bitlis ve çevresinde-
ki eylemlerinden dolayı. Diyar-
bakır 1 No'lu DGM tafafı-
ndan ikinci kez dava açıldı ve
tutuklama karan verilerek Di-
>arbakır Çezaevi'ne konuldu.
Abidin İvak'ın. Diyarbakır 1
Nolu DGM'de süren yargıla-
ması sırasında "Pişmanhk Ya-
sası'ndan yararlanmak için'"
mahkemeye verdıği dilekçe.
mahkcmenin "Sanık Abidin
İvak'ın sabit görülen eyleminin
suç oluşturduğu kabul edilmek-
le birlikte. sanığın güvenlik güç-
lerine ayrıntılı bilgiler verdiği.
bu bev anlannı yargılamanın her
aşamasında tekrarladığı ve İçiş-
leri Bakanlığı Emniyet Genel
Müdürlüğü'nce de sanığın Piş-
manhk Yasası'ndan vararlana-
General Aydın'ı PKK vurdu
• Baştarufi 1. Sayfada
olayla ilgili olarak iki kez "kaza kurşunu" ifa-
desini kullanması ve PKK'nın olayın olduğu
gün Lice'de hiçbirmilitanının bulunmadığını
iddia etmesi. Bahtiyar Aydın'ın öldürülmesi-
ne ilişkin kuşku yarattı. Genelkurmay Baş-
kanlığı'na bu hafta başında ulaşan raporda.
Tuğgeneral Aydın'ın. "keskin nişancı rüfeği"
olarak adlandınlan "Kanas" marka suikası
silahıyla vurulduğu bildirildi. Şehit bildirim
formuna göre. Lice'deki olaylar şöyle gelişti:
"Lice'nin kuzevindeki Dibak. Esenli ve Yol-
çatı köyleri çevresinde terör örgütü PKK'nın
eylem yapma hazırlığı içinde olduğu, 21.10.
1993 günü alındı. Bu duyunı üzerine iki ko-
mando bölüğü planlanan harekatın icrası için
bu bölgeye gönderildi. 22. 10.1993 günü saat
07.20"de Diyarbakır Jandarma Bölge Komu-
tanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, beraberinde
üst düzey subaylarla birlikte harekatın sevk ve
idaresi için Lice'ye geldi. Sabah saat 10.00'da
Lice çıkışında bir polis aracına saldırı düzen-
lenmesi üzerine Tuğgeneral Aydın, pusu ma-
halline bir birlik gönderdi. Pusu mahalline gi-
den unsurlann çatışma>a girmesi üzerine Li-
ce'deki jandarma bölüğünün kışlasına, doğu.
batı ve güney yönlerinden ateş açıldı. Yoğun
ateş altında Tuğgeneral Aydın'ı Lice'ye geti-
ren helikopter, Diyarbakır'ın Kulp ilçesine
tahliye edilirkeru bir gün önce operasyon için
giden iki komando bölüğü de Lice'ye geri çağ-
rıldı. Tuğgeneral Aydın, çıkan çatışmada ha-
rekatı görerek bizzat sevk ve idare etti. Bu sı-
rada Jandarma Bölüğü'ne Lice'nin dağlık ke-
sûninden uzun menziüi silahlarla ateş edildi ve
roket atıldı. Bütün bunlara ve çevredeki asker-
lerin uyarılarına karşın. harekatı görerek sevk
ve idare eden Tuğgeneral Aydın, yine dağlık
kesimden keskin nişancı tüfeği Kanas marka
silahla açılan ateş üzerine isabet alarak yere
düştü. Tuğgeneral Aydın. derhal bölük binası-
na alınırken, ilk müdahalesi de buradaki dok-
tor tarafından yapıldı. Daha sonra Lice'ye
gönderilen L'H-IH helikopteriyle Diyarba-
kır'daki askeri hastaneye götürülen Aydın. ya-
şamını burada yitirdi."
Kaçırılan eserler, ülkelerine geri verilsin
Baştarafi 1. Sayfada
Büyükelçi Batu. konuşma-
sında özetle şunlan söyledi:
"LNESCO'nun, üik'elerinden
çaünan kültürel hazine trafîğinin
giderek artmasına değinen rapo-
ru. konuyla ilgili ciddi adımlar
atılması gerekliliğinin altını çizi-
yor.
Türkiye'deki kültürel mirasın
kökeni pek çok eski uygarlığa
dayanıyor. Bu büyük uygarlık-
ların hazineleri bize miras kaldı.
Türkiye, bu yiizden, çalıntı sanat
eserieri trafiğine kartşanların
hedefi haline geldi. Arkeolojik
bölgelerin sistematik bir şekilde Boğazköyden çalınan bir
talan edilmesi sonucu, kültürel sfenksin geri verilmesi için Batı
hazinemizin büvük bir bölümü Almanya ile ikili görüşmelerde
yasadışı yollardan çalındı ve bulunduğunu anımsattıktan
farklı ülkelerin müzeleri, kolek- sonra şöyle konuştu:
siyoncuları tarafından ele geçi-
riİdi.
Zengin bir kültürel mirasa sa-
hip bütün ülkclerdeki tarihi eser-
lerin kendi doğal ortamlarında
""Sağlanan bütün gelisrnelere
karşın, uluslarası düzeyde daha
kapsamlı bir çalışmanın yüriitül-
mesi gerektiği bir gerçek. l'lus-
lar arasındaki işbirliği, şu ana
çalışmalarda kullanılabilmesi ^^ k e n d i
ülkesinden yasadışı
açısından bu hazinelerin Tür- yollarla kaçırılan belirli bazı
kiye'ye iadesi can alıcı bir önem eserlerin geri verilmesini sağla-
taşıyör." yacak, işlerliği olan bir mekaniz-
Büyükelçi Batu. Türkiye'nin ma haline gelemedi-"
korunup bilimsel ve arkeolojik
Vakıflar Okmeydanı'nı satacak
• Baştarafi 1. Sayfada
Genel Müdürü Dunıkal Çulha
şöyle dile getiriyor:
"Bakanlığımızın bu tür satışa
yonelik caltşması yok. Bayındır-
lık ve Iskan Bakanlığı olarak
başka bir bakanlığın bu konuda
çalışma yapmasını da doğru bul-
muyoruz. Bu tür satiş uygulama-
ları. yeni işgalleri teşvik eder."
Bugün Okmeydanı'nda arsa
fiyatlannın metrekaresi 1 -2 mil-
yon lira arasında değiştiğı gerçe-
ğinden yola çıkınca. 1 milyon
700 bin metrekare arsanın top-
lam değeri yaklaşık 3.5 tnlyon li-
rayı buluyor. Ancak çoğunluğu
tapu tahsis belgeli gaynmenkul-
lerin sahiplerinin satış için üze-
rinde buluştuklan rakam, met-
rekare için 500 bin lira cıva-
nnda. Satışın gerçekleşmesi ha-
linde bu rakam üzerinde anlaş-
ma sağlanırsa bir yıl içinde
tril-Vakıflar'a ödenecek para
yon lirayı bulabilecek.
Ediniîen bilgilerc göre. Vakıf-
lar'a ait işgal altındaki diğer gay-
nmenkuller için şimdilik bir ça-
lışma yok. Bu durumda Vakıf-
lar'ın Eyüp. Beykoz. Hasköy ve
Kağıthanedeki 4 milyon metre-
kareyi bulan bu gaynmenkulleri
üzerinde de kısa süre sonra ka-
çak yapılaşmanın tamamlana-
cağı belirtilıyor.
Galeri • Alölye 233 64 26 • 230 21 87
GILERİI
'BALDEM
SERGISI
21 Ekim- 17Kasım 1993
KORAY ARİŞ • BUBİ • MEHMET ÇETİNER
TANJLJDEMİRCİ-TUBAİNAL
BAHAR KOCAMAN • BİROL KUTADGU
DENİZ ORKUŞ • ZEKAİ ORMANCI
valikonağı Cad. Akkavn Sok No:22 IMişantaşı Tel: 222 40 81
IÇ MIMAR1
GRAFİK
Rcsiın Kursları
IÂRT),•)? 75 u » ( , ; u i k M ) I K ( ) \
»:«: -SK.«5KMH.\klKk(^
-I 12 25ü 5J I! K f Ş l k l VŞ
GALERİ
LEBRİZ
SAIÎRİ l5
M:ŞI-: I:KIK>K
IÎKC'.İN İNAN
ŞT.NOI. YOKO/.I.U
(> l i k i m - I -i K . I M I I I
Eytam Cad. Âçıkhava Apt.
N« 16/2 Nı^jnljşı J40 22 82
DESTi:K REASURANS
SANAT GALERİSİ
10. Yıl
NAİM ULUDOGAN
Yağlıboya Resim
YAVUZ GÖREY
Heykel
BEHRUZ ÇİNİCİ
Suluboya
12Ekim-5Kasım1993
Abdi İpekçi Cad 75 Maçka
Tel: (0212) 231 28 3 2 - 6
riOBİ
sanat şalerisi
Ü1VSAL
TORER
Resim Sergisi
2CE«ım -4KJS,JTI 1993
»I. l .-.,,-;
Galeri • Atölye
bileceğine dair göriiş bildirildiği
anlaşılmakla sanık hakkında
"ceza tatbikıne yer olmadığına'
ve bu suçtan tahliyesine karar
verilmiştir"şeklindeki karany-
la kabul edildi. Ancak Abidin
İvak. hakkında İstanbul 3 No-
lu DGM'nin tutuklama karan
olduğundan tahliye edilmedi.
Abidin İvak. mahkeme ka-
ranndan sonra. tutuklu bulun-
duğu Diyarbakır Cezaevi'nden
yazdığı 26 Temmuz 1993 tarih-
li dilekçeyle Olağanüstü Hal
Bölge Valiliği'ne başvurdu.
İvak'ın dilekçesinde "Ben 29.
12.1993 tarihinde İstanbul'da
yakalandım ve kendi isteğimle
itirafa gittim.Orada devlete ya-
rayacak faalivetlerimi bitirdik-
ten sonra. asıl faaliyet alanım
olan Bitlis bölgesine güvenlik
güçlerine yardımcı olmam
amacıvla getirildim. Burada 8
a\dan beri sürekli izindeyim.
Başta kendi grubum olmak üze-
re birçok kellenin alınmasını ve
silah sığınaklan ve örgüt milis-
lerinin şehir komitesinin yaka-
lanmasını sağladım" sözlcrini
de içeren bu talebi. Bölge Vali
Yardımcısı Ahmet Ertürk'ün 5
Ağustos 1993 tarihli yazısıyla
"Dilekçe. içeriği itibariyle adli
makamları ilgilendirdiğinden
iade edilmektedir" denilerek
reddedildi.
Abidin İvak. İstanbul 3
Nolu DGM'deki davasından
kurtulmak için çabalannı sür-
dürdü. Dava dosyasında Di-
yarbakır Cezaevi'nde tutuklu
olduğu belirtilen İvak. 31
Ağustos 1993 tarihinde Bitlis
Emniyet Müdürlüğü faksı-
ndan'İstanbul 3 Nolu DGM
Başkanlıâı'na eönderdiği di-
lekçesinde. "978.1993 tarihli
dunışmamda tahliye kararımm
onaylanarak tarafıma iletilme-
sini arz ve talep ederim" sözle-
riyle tahliye edilmesini istedi.
3 Nolu DGM Başkanhğı'-
nndan tahliye karan çıkara-
mayan itirafçı sanık Abidin
İvak. bu kez Bitlis Valisi Fethi
Tunç'u araya soktu. Fethi
Tunç imzasıyla Bitlis İl Jandar-
ma Komutanlığı'nca hazırla-
nan ve yine Bitlis Emniyet Mü-
dürlüğü faksından istanbul
DGM Başsavcılığı'na gönderi-
len 6 eylül tarihli "gizli" ka\ıtlı
vazıda şöyle denildi:
"... Kendi müracaatı ve görü-
len lüzum üzerine (7) defa deği-
şik tarihlerde cezaevinden alı-
narak sorgulamalarda ve bizzat
operasyonlarda güvenlik güçle-
rine yardımlarda bulunmuştur.
4-Şahsın komutanlığımız so-
rumluluk bölgesinde siirdürülen
faaliyetlerde ve bulunduğu süre
içinde tamamen pişmanhk içeri-
sinde olduğu. tutum ve davranı-
şlanvla güven sağladığı kanaati
hasıl olduğundan İstanbul ilinde
yargilanması halinde hayatının
tehlikeye gireceğini bilgilerinize
arz ederim."
İstanbul DGM Başsavcılığı.
Bitlis Emniyet Müdürlüğü'ne
gönderdiğı 10eylül tarihli yanıt
yazısında. Abidin İvak ve 18
arkadaşı hakkında PKK üyesi
olmak terör amaçlı öldürmeye
teşebbüs etmek suçlanndan 3
Nolu DGM'de dava açıldığını
ve duruşmasının 1 Kasım 1993
günü yapılacağını belirtti.
DGM Başsavcılığı da yanıt
yazısında. "Diyarbakır Cezae-
vi'nde tutuklu olması gereken
sanığın" neden Bitlis Emniyet
Müdürlüeü'nde oldueunu sor-
madı.
"Kontgerilla tetikçisi"
Diğer sanıklann savunma
avukatı Mustafa Ayzit. "Abi-
din İvak, çeşitli makamlara
gönderdiği dilekçelerde cezae-
vinden dışarıya izinli
çıkarıldığını ve operasyonlara
katıldığını belirtmiştir. İvak'ın
kendi el > a/ısıvla Bitlis Emniyet
.Müdürlüğü faksını kullanarak
gönderdiği dilekçelerinde an-
lattığı olaylar, kamuoyunda ve
basında faili meçhul cinayetle-
rin itirafçı sanıklarca işlendiği,
kontrgerillanın itirafçı samklan
'tetikçi' gibi kullandığı iddia-
larını doğrulamaktadır. Abidin
İvak neler yapmıştır. Hangi
operasyonlara katılmıştır? Bun-
ların öğrenümesi gerekü" dedi.
Avukat Niyazi Cem de Abi-
din İvak'ın tutukluluk karannı
veren mahkemeye getiril-
memesinin suç oluşturduğuna
işaret ederek "İtirafçı sanık,
"Birçok kellenin alınmasını
sağladım' diyor. Bu sözleri,
sanığın birçok yargısız infaz
olayına katıldığını belgelemek-
tedir" dedi.
Din Şûrası
• Baştarafi L Sayfada
Şûra'nın ilk gününde, Dıni
Konularda Toplumu Aydınlat-
ma Komisyonu "İrşad'ın Dünü.
Bugünü, Yannı" konusunu ele
aldı ve bu konuda Profesör İb-
rahim Canan'ın teblığ sunma-
sından sonra tartışmalara geçil-
di. Canan'ın ardından Profesör
Dr. Servet Armağan " Diyanet
İşleri Bakanlığfnın İrşad Hiz-
metleri ve Müşahadeler" başlıklı
bir sunuş yaptı. Eski Bakanlar-
dan Lürfîi Doğan. Profesör Ya-
şar Nuri Öztürk, Halil Cencoğ-
lu, Halim Karakaya, Fe>yaz Ya-
şar, Celal Yıldırun ve Tunus Bü-
yük Müftüsü Mohammed
Mokhtar Sellami ise "Kuran ve
Hadis'te İrşad" konusunu tar-
tışUİar. Profesör Ekmeleddin
Ihsanoğlu. Profesör Hüseyin
Atay da İrşad konusunda tebliğ
sundular.
Dini Yayınlar Komisyonu'-
nun "Günümüzde Hazırlanacak
İdeal Anlamda Bir Meal ve Tef-
sirin Metod ve Muhteva açısın-
dan Nitelikleri Neler Olmalıdır"
konulu toplanüsında Diyanet
İşleri eski Başkanlanndan Pro-
fesör Süleyman Ateş'in tefsirle il-
gili tebliğı tartışmalara yol açtı.
Tartışmalar. abdest alırken
mesh veya yıkanma zorunlulu-
ğu. diğer semavi dinlere inanan-
lann Cennet'e gidip gidemeye-
cekleri. Kuran'a ters hadislerin
yeniden ele alınması üzerinde
yoğunlaşü. Toplanülann ikinci
gününde çok sayıda öğretim
üyesi ve din uzmaru haarladı-
kîan tebliğleri sunmayı sürdür-
düler. Tebliğler arasında "Yeni
Türk Cumhuriyetkrine Nasıl Bir
İrşad Hizmeti Götürülebilir"
tebliği ve ".Azınlık Halinde Yaşa-
yan Müslüman Topluma İslamı
tebliğ Metodu" ızleyenler tara-
fından dikkat çekici bulundu.
Profesör İlber Ortayh ise "Din
Adamlan Yetiştiren Okullardaki
l.isan Eğitiıni Geliştirilmeli mi-
dir?" konulu bir tebliğ sundu.
6
Her şey erkeklere'
• Baştarafi 1. Sayfada
deceği" biçimde bir yorum
yaptığını söylediler. Bu göriiş ge-
niş eleştirilere konu oldu. Bu
tartışma,"Yahudiler Cennet'e gi-
der mi, granez mi?" anlayışının ele
alınması noktasına kadar gitti.
Bir öğretim üyesi. Kurandaki
"Artık dinini/i tamam ettim" aye-
tiyle. o andan itibaren bütün in-
sanlann müslüman olması gerek-
tiği yorumunu yaptı. Bu konu
tam bir sonuca bağlanamadı.
Komisyonun en heyecanlı tar-
tışma konulanndan birisi de ab-
dest alırken mesh'in ne kadar ge-
cerli olduğu üzerineydi (ayak-
kabının ve ayağın üzerine ıslak
elle sürmek). Profesör Süleyman
Ateş mesh'i yeterli görürken. bir
çok öğretim üyesi bu yoruma
karşı çıktı. Könuşmacılar, Pe\-
gamberin "Abdest alırken ayağın
kuru kalan bölümlerinin Cehen-
nem'de yanacağı" hadisini haıı-
rlattılar.
Şûra'nın Profesör Bev'za Bilgin
ve Profesör Nur Vergin'le birlikte
şuranın üç kadın konuğundan bi-
risi olan Profesör Amiran Kurt-
kan ise kadın konusunu Dıni
Yayınlar Komısyonu'na getirdi.
Profesör Kurtkan. yorumeular
tarafından her olanağın erkekle-
re tanındığını belirıerek. bu an-
layışı eleştirdi."Her şey erkeklere.
Cennet'te binlerce hurinin erkek-
leri beklediği söyleniyor. Peki
kadınları ne bekliyor. Gılmanlar
mı, bunu bir yorumlayalun" sözle-
nyle. komisyona kadın bakışı ge-
tirdi. Profesör Kurtkan'ınşusoz-r
len de dikkat çekiciydi: "Ezilen
hep kadııdar oluyor \e bu yüzden
kadınlar dinden soğuyorlar. Ama
benim inancım o ki, genel gidiş
kadın erkek eşitliği yönündedir."
Profesör Mehmet Hatipoğlu'-
nun uyanlan da ilgınçti, ko-
nuşmasında şu noktaîara dikkat
çekti: "Gençler Kuran'ın Türkçesi-
ni okuyunca içinde bir şey yok di-
yerek tepki gösteriyorlar. Örneğin
İki kadının şahitliğinin bir erkeğin
şahitliğine eşit olması. hırsı/lık ya-
panın kolunun kesilmesi" hükiim-
leri gençlerin güvensizliğine neden
olu>or. Bugünün diinyasında. o
zamanın zorunlukları sonucu orta-
ya çıkan bazı uygulamalann. ay-
nen aktarılması yerine. >eni tefsir-
ler yapılması zorunludur. Ahkam
ayetlerine zamanın icaplanna
göre yorum getirmek gerekir."
İslam dünyasınm. bugün bir
arayış içinde olduğu Şûra sırasın-
daki tartışmalarda açıkça gö-
rülüyor. Bu konulann. geçmişte
dennlemesine tartışılmadığı da
anlaşılıyor. Tanışmalarda iki eği-
lim hemen ortaya çıkıyor. Birinci
eğilim Kuran'ı lafzı olarak yo-
rumlamak isteyen tutucu eğilim.
Diğer eğilim ise. "Bugün bazı hü-
kümlere yeni yorum getirmek isti-
voruz" şeklinde kendisini ifade
ediyor. Bazı Diyanet yetkilileri
bunu bir "İçtihat tartışması" ola-
rak görüyorlar. Yani bazı katı
anlayışlann günümüz dünyası
içinde yeniden ele alınması,
tartışılması ve yorumlanması.
Böyle bir istek ve ihtiyaç, kendisi-
ni duyuruyor. Diyanet içinde ve
öğretim üyelen içinde böyle bir
yönelim gözleniyor. Fakat mu-
hafazakarlann da önemli bir
ağırlık oluşturduklan bir gerçek.
"Sen kuran'a karşı geliyorsun,
Allah'ın emirierini reddediyorsun"
sözlenyle. karşılanndakileri suç-
lamaktan gen dunmuyorlar.
Alevilik araştırmalanyla tanı-
nan Profesör Niyazi Öktem ise,
Alevilerin bu Şûra'da temsil
edilmemesini bir eksiklik olarak
görüyor. Tebliğinde bu noktaya
dikkat çekiyor.
1. Din Şûrası. İslam dünyası-
nda bir arayışın ifadesi. islam
kendisini yenileyebilır mi, tejjir
alanında bsn veni aniayjşlarşcti-
rebilir mi? Şûra bu sorunu geüşti-
rcbilmck açısından iyi bir baş-
langıç. Diyanet İşleri Başkanı'nın
çabalan bir sonuç verebilir mi'
1
Dünya değişiyor. bakalım İslam
dünyası bu değişim içinde nasıl
bir yol izleyecek? Türkiye. bu açı-
dan diğer İslam ülkelerine göre
daha şanslı. TÎbii daha önemlisi.
abdest alırken ayağın mesh mi
edileceği. voksa yıkanacağı mı,
türünden tartışmalarla zaman öl-
dürmek yerine. yaklaşım ve an-
layışı tartışmak gerekiyor. Bu
yönde bir çaba olduğunu inkar
edemeviz.
Devlet tarihiyle banşsın
• Baştarafi I. Sayfada
açık. ama giren elini öpmeye gi-
nşince küçük çaplı bir güç gösterisi
oluyor Fırat. elinı aşağı itiyor. zi-
şaretçi iyice eğiliyor. .
Söze. "Çok dö\ûldük. ezildik.
ama ne kinimiz. ne de gayzımız (düş-
manlığımız) var" diye başladı Fıral
ve şo\le sürdürdü:
"Artık devlet. tarihi ile barışmalı.
70 yıllık yönetim kendini venilemeli.
70 yıldır vönetimde olan kemalist-
ler, artık Müslümanlarla. kürtlerle
anlaşsın, uzlaşsın. Eğer uzlaşırsan
ardından ne gelir?' diye bakılmasın.
Bu topraklardaki tüm insanlarla bir-
likte olma. beraber yaşama mecburi-
yetimiz var. Bugünkü çekişmenin
zarardan başka faydası yok." Fı-
rat'a göre. Türkiye. düşüncede or-
taçağı yaşıyor. Padişahlık dönemı-
ni savunmasının soz konusu ol-
madığını. "ancak o döoemde bile
kürtlere, azınlıklara bugünkünden
daha çok tolerans tanındığını" sö\ -
leyen Fırat. şöyle devam etti: "Padi-
şahlıkta başkaldıran vurulup öldürii-
lüyordu. ama kürt kimliği taıunıyor-
du. Arşivlere baksınlar. Türk aydını
araşrırsın: bin yıl öncesine gideiim.
Romen Diyojen'e karşı, Türklerle
kürtler birlikte olmuş. Şah İsnıail't
karşı öyle. milli mücadelede öyle.
Araştınlsın. kürtlerin hiç hıyaneti
olmamıştır. Ne »ar ki. Cumhuriyet"-
ten sonra kürtler yok farzedildi."
Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel'in bu konudaki politikasını da
ele^tiren Fırat. "*Sayın Cumhurbaş-
kanımız, palyatif bir âyasetçi. Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin şartlanna
göre vaziyet alıyor. Pratiği neyse.
onu ifade ediyor. Siyasi mane\ra ka-
biliyeti hayli jıiksek" dedi
Fırat. bugüne kadar olağanüstü
halin uzatılmasına ilişkin tezkerele-
re hep "hayır" OSTI verdiğini belirte-
rek. şu görüşlen dile getirdi: "Bunla-
ra, 'Evet" diyemezdim. .\ma bugün-
kü durum karşısında değil olağanüs-
tü hal, sıkıyönetün bile masum geli-
yor. Ben. Yeni hazırlanan Terörle
Mücadele '»'asası mı. sıknönetim
mi?" deseler, 'sıkıyönetim' derim.
Hiç değilse bilirim ki. sıkıyönetim
geçicidir, anayasada yeri vardır.
Ama bu yasa kalıcı. Topyekün harp
olan bir yerde sıkıyönetim ne ki?
^eni Savunma Bakanı Mehmet
Gölhan bile. Güneydoğu gezisinden
sonra Cepheden ge!i\orum" dedi.
Artık meseleye kin ve nefretle bak-
ma\ı bırakalım. Soğukkanlı ba-
kalım" di\e konuştu.
DILIMIZİN BÜYÜK
EMEKÇİSİ VE USTASI
ÖÖMER ASIM
AKSOY'u
YUREGİMİZDE VE
BİLGİLERİMİZDE SAYGIYLA
YAŞATACAGIZ.
KADIKÖY
DÖRTLER DERSHANESİ