18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3KASIM1993 ÇARŞAMBA •*••• CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 15 Ozeltime • Baştarafi 1. Sayfada yeterli görülürken. broşürde, adaylık için "Türk olmak" şarünın aranması dikkat çekti. Içişleri Bakanbğı yetkilileri. "Türk olmak" şartını'n "Türki- _ye Cumlıuriyeti vatandaşı" ol- mak anlamında konulduğunu vurguladılar. Hukukçular ise. "İçişleri Bakanlığı hukuki açı- dan yanlış içinde değil. Ancak, "Türk olmak ibaresi bir niyet lli ediyor" yorumunu yaptı- 'Aradığımız siz olabilirsiniz' Bakanlıkça. 76 il emniyet müdürlüğüne gönderilen bro- şürde. " Evet... Aradığımız siz olabilirsiniz! Sizi, yeteneklerini- zi değerlendirebileceğiniz özel ve şerefli bir mesleğe davet ediyo- ruz. Siz de aramıza katılın! Mil- letimizin huzur ve güvenliği. va- tanımızın bölünmez bütünlüğü için birlikte çalışalım" denili- yor. Duyuruda, bu mesleği seçen- lerin sahip olacağı avantajlar şöyle sıralanıyor: - 1993 yılı itibariyle 7 milyon 500 bin lira ücret alacaksınız. - Olağanüstü Hal Bölgesine giren Doğu ve Güneydoğu ılle- rinde çalışırsaruz ayda 11 mil- yon lira net ücretiniz olacak. - Polise tanınan lojman, sos- yal tesisler ve diğer haklardan yararlanacaksınız. Broşürde, Olağanüstü Hal Bölgesi'ne giren illerde görev alacaklann ayda 11 milyon lira net ücret alacağını belirtmekle birlikte. Bakanlar Kurulu'nun benimsediği ve önümüzdeki günlerde meclise sunulacak olan bir tasanyla. bu bölgede görev yapacak olan özel hare- kat timlerinin maaşlan 20 mil- yon liraya çıkartılacak. Komandolara sözlü sınav Broşürde. askerliğini koman- do olarak yaprruş olanlann. yalnızca sözlü sınava alınacak- îan ve terhis tarihinden itibaren 18 ay içinde bulunduklan il em- niyet müdürlüğüne başvurur- larsa. işlemlennin hemen yapı- lacağı belirtildı. Askerliğini ko- mando olarak yapanlann altı ay, askerliğini yapmayanlann ise dokuz ay eğitim görecekleri kaydedilen broşürde, özel hare- kat timlerinde polis olmak için "Türk olmak'1 ' gerektiği vurgu- laruyor. Broşürün arka kapağında ise, şu çağnda bulunuluyor: "Vatanımızıo, milletimizin bölünmez bütünlüğü, huzur ve güvenliğine katkıda bulunmak için POLİS olun! Kararınızı ver- diniz mi? Haydi durmayın, kara- rınızı verin. En yakın emniyet müdürlüğüne müracaat edin ve siz de aramıza katılın. Bu broşü- rü sevdiğiniz, birlikte olmak iste- diğiniz arkadaşlarınıza da oku- tun. Yırrmavın; sizi de sevdikle- rinizi de beklivoruz." Ecevit'tenpartilere • Baştarafi 1. Sayfada oMuklarında ya da belediyeler- de. yerel yönetimlerde ikridar oMuklarında bu diyet borçlarını ödemek zorunda kalıyorlar." Bülent Ecevit. alınan büyük bağışlann. seçim kampanyala- nndaki yüksek harcamalarla da gözler önüne serildiğini kay- detti. Buna karşın büyük bağış- lann örtülü yollarla kamufle edildığını söyleyen Ecevit. DSP'nin önerdiği "çifte dene- tim" formülünü şövle anlattı: "Bizim görüşümüz şu: Par- tilerin gelirlerini olabildiğince tabi yasal sınuiar içinde tutma- ya çalışmak lazım ama. bu bir ölçünün ötesinde sağlanamıyor. Çünkü örtülü yollardan bağış yapılıyor. Örneğin bu Kastelli'- nin geçmişte Adalet Partisi'ne yaptığı bildirilen. yaptığını bil- dirdiğiniz bağış herhalde resmi kayıtlara o ölçüde geçmemiştir. Bunun çeşitli yoüarı, kamuflaj yolları bulunuyor. Onun için bizim tezûniz şu: Partilerin asıl harcamalanna sınırlamalar getirilmeli. Özellik- le son yıllarda bazı partilerin harcamaları, örneğin ANAP'ın. Doğnı Yorun, SHP'nin, Refah Partisi'nin harcamaları çok aşın ölcülere vardı. Yani poütika çok pahalılaştı. Ve bu pahalılaş- manın bedelini de, dediğûn gibi halk ödüyor. Onun için bir yan- dan gelirleri olabildiğince yasal sınırlar içinde tutmaya çalışı- rken, asıl ağırlığı harcamaların sınırianmasına vermek gerekir. Örneğin son yıllarda. biliyor- sunuz. b>ir belde seçimi yapıla- cağı zaman bile sokaklar öylesı- nebayraklarla donatılıyor ki. artık gökyüzü görülmez olu- vor. Ve anlamı da kalmıvor. Öte yandan bu televizyonlara verilen özel reklamlar. bu çok açık bir şckilde haksız rekabet. haksız yanşma yolunu açmış oluyor." TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un başkanlığında siyasi parti genel başkanlannın katıbmıyla düzenlenen top- lantıda da bağış konusunun ele alındığını anlatan Ecevit. bura- da da çözümün yanlış yolda arandığını ileri sürerek şunlan söyledi: "Meclis'te Meclis Başkanı*- nın düzenlediği partiler arası bir toplantı var. Orada. İSKİ olayımn ışığında bu konu iizerin- de önlemler alınıyor. .Ama har- camaların denetimi yine geri pla- na bırakıldı orada. Daha çok mal beyanı gibi konular üzerinde dunıluvor." POLTTIKADA SORUNLAR ERGUN BALCI • Baştarafi 9. Sayfada ği sınırlarını yeniden kurmaktan yana. Yeltsin ise bu işi. Batı ile ilişkileri bozmadan daha kurnaz ve dolaylı bir şekilde yapıyor. Ekonomik baskı, cumhuriyetlerde karı- şıklık çıkarmak, Moskova'ya meydan okuyan liderlere karşı işyancı grupları desteklemek gibi yöntemlerle asi cumhuriyetleri hizaya getiriyor. • • • Örnekler bol. Tacikistan'da yönetimdeki İslamcı-Demokrat İttifak. geçen yıl devrilerek Moskova yanlısı hükümet iktidara geldi. Azerbaycan'da Ebulfez Elçibey yönetimine karşı dışarıda Ermenileri, içeride ise isyancı Albay Suret Hü- seyinov desteklendi. Moldova'da 14. Rus ordusu Kishinev hükümetine kar- şı Trans-Dinyester Cumhuriyetini kuran ayrılıkçı Rus azınhğını destekliyor. Petrol ve doğalgaz bakımından Rusya'ya bağımlı olan Ukrayna, Moskova'nın baskısı al- tında Karadeniz filosu üzerinde hak iddia etmekten vaz- geçti. Gürcistan'da ise Moskova, oyunu çekinmeden açık bir şekilde oynadı. Abhazlar, Rusya'dan aldıkları modern tank. füze ve uçaklarla kendilerinden çok daha kalabalık olan Gürcü birliklerini yenilgiyle uğrattılar. Suhumi düştükten sonra Eduard Şevardnadze, boynu bükük bir şekilde Bağımsız Devletler Topluluğuna üye olmayı kabul ettiğini açıkladı. Tıpkı bir süre önce Azer- baycan Cumhurbaşanı Haydar Aliyev'in yaptığı gibi. Peki. Abhazlardan sonra isyancı Gamsahurdia güçle- ri karşısında da ağır yenilgiler alan Gürcü birlikleri, nasıl oldudatoparlanıp ilerlemeyebaşladılar? Sorunun yanıtı çok kolay. Rus tankları sayesinde. Geçen haftaki international Herald Tribune gazetesi- nin Tiflis muhabiri, Rusya'nın Gürcüler'e modern T-72 tankları ile deneyimli personel verdiğini, ağır tankların devreye girmesi üzerine savaşın seyrinin değiştiğini bil- diriyordu. Kremlin'in Şevardnadze'ye mesajı açık: Yaramazlık edersen seni yok ederim. Uslu durursan kurtarırım. Moskova, SSCB'nin dağılmasından sonra bölgede oluşan jeostratejik yapıyı değiştirme çabasındadır. Bu politikanm, Rusya nın bir süre sonra Batı ile Rusya arasında çıkar çatışmasına yol açması kaçınılmaz görü- nüyor. Dünyamız ikinci bir Soğuk Savaşa tanık olabilir. BİLSAK-DOVY1VTOWN BAR Her eece canlı müzik gitarda TANJU AŞANEL Adres: Sıraselviler. Soğancı Sok: No: 7TAKSİM (Taksim İlkyardım'ın karşı sokağı) TURKIYE'DE DUNYAOA Meteorotofi Gefiel Müdüriüğü'nden alınan bılgcye göre. butun bölge- lerimiz parçalı, yer yer çok buluttu, Batı Karadenız kıyıları. Orta ve Doğu Karadenız, Iç Anadolu nun doğusu, Dofiu Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri yağmur ve yer yer sağanak yağışlı geçecek. Havasıcaklığı azalacak. Denizlehmizde rüzgar, Akdeniz- de gûntalı» ve karayel, otefcı denizlerimızbe yıldız ve poyrazdan 3-5 kuvvetinde, saatts 10-21 deniz mili hızla esocetc Van Götü'nde hava, yağmuHu geçecek. Amtnan At™ B^dM Bom Briiksel C«n«vT« Şanyir .«toş. Londr» Madrid M.lano Moaton MOnıh DUo Pw1s > rag liyad tam l/ivam A 13 B25 A24 A 29 A 7 A 13 A 11 B20 A 7 Y29 K 1 A 12 Y 12 A 18 K 0 A 10 A 1 A 13 A 6 A 32 A22 A 11 Yağmurlu ı BulutJu Sisli Gûneşli İtirafçı - polis işbirliği belgelendi • Baştarafi 1. Sayfada Bölge ValiliğTne, davasına yardım edilmesi için yazdığı di- lekçede. "Burada 8 aydan beri sürekli izindeyim. Başta kendi gnıbum olmak üzere, birçok kellenin alınmasını ve silah sığı- naklarıyla örgüt milislerinin şe- hir komiteierinin yakalan- masını sağladım" sözlenyle ölümle sonuçlanan operasyon- lara katıldığını itiraf etti. Bitlis Valisi Fethi Tunç Abidin İvak'- m. Bitlis'te güvenlik güçlerinin operasyonlanna ve emniyet sorgulanna katıldığını bildire- rek İvak'ın. İstanbul'da yargı- lanması halinde > aşamının teh- likeye gireceğini bildirdı. Abi- din İvak'ın Pişmanhk Yasası'- ndan yararlanmak için Bitlis Emniyet Müdürlüğü faksı- ndan İstanbul DGM Baş- savalığı'na dilekçe gönderdiğı saptanırken İstanbul DGM Başsavcılığı, tutuklu olması ge- reken sanığın cezae\inde ol- madığını kabullenmesine kar- şın. bunun nedenini araştı- rmadı. Avukat Mustafa Ayzit. iti- rafçı saruklann "kontrgerilla tetikçisi" olarak kullanıldığı iddialarını hatırlatarak Abidin İvak'ın cezaevinden çıkan- lmasını sağlayan görevliler ve Bitlis Valisi hakkında suç du- yurusunda bulundu. İstanbul 3 Nolu DGM'de süren 1993 161 esas numaralı dosyaya göre davada tutuklu sanık olarak yargılanan Abi- din İvak. 29 Arahk 1992 günü İstanbul'da yakalandı. İvak'ın yakalandığını öğrenen Bitlis Emniyet Müdürlüğü. bu kişi- nin Bitlis çevresindeki eylem- lerinin sorgulanabilmesi için Bitlis'e gönderilmesini iştedi. Bu istek kabul edildi ve İvak. 1993 yılı ocak ayında Bitlis'e gönderildi. Abidin İvak'ın Bit- lis Emniyeti'ndeki sorgusu sü- rerkcn İstanbul 3 No'lu DGM. İvak hakkında İstanbul'daki eylemlerinden dolayı. TCK'- nın 168 2. maddesinden dava açarak tutuklama karan verdi. Bitlis Emniyet Müdürlüğü"- ndekı sorgusunda PKK örgü- tüne ilişkin bilgıler veren ve bazı militanlann yakalanması- na yardımcı olan Abidin İvak hakkında. Bitlis ve çevresinde- ki eylemlerinden dolayı. Diyar- bakır 1 No'lu DGM tafafı- ndan ikinci kez dava açıldı ve tutuklama karan verilerek Di- >arbakır Çezaevi'ne konuldu. Abidin İvak'ın. Diyarbakır 1 Nolu DGM'de süren yargıla- ması sırasında "Pişmanhk Ya- sası'ndan yararlanmak için'" mahkemeye verdıği dilekçe. mahkcmenin "Sanık Abidin İvak'ın sabit görülen eyleminin suç oluşturduğu kabul edilmek- le birlikte. sanığın güvenlik güç- lerine ayrıntılı bilgiler verdiği. bu bev anlannı yargılamanın her aşamasında tekrarladığı ve İçiş- leri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nce de sanığın Piş- manhk Yasası'ndan vararlana- General Aydın'ı PKK vurdu • Baştarufi 1. Sayfada olayla ilgili olarak iki kez "kaza kurşunu" ifa- desini kullanması ve PKK'nın olayın olduğu gün Lice'de hiçbirmilitanının bulunmadığını iddia etmesi. Bahtiyar Aydın'ın öldürülmesi- ne ilişkin kuşku yarattı. Genelkurmay Baş- kanlığı'na bu hafta başında ulaşan raporda. Tuğgeneral Aydın'ın. "keskin nişancı rüfeği" olarak adlandınlan "Kanas" marka suikası silahıyla vurulduğu bildirildi. Şehit bildirim formuna göre. Lice'deki olaylar şöyle gelişti: "Lice'nin kuzevindeki Dibak. Esenli ve Yol- çatı köyleri çevresinde terör örgütü PKK'nın eylem yapma hazırlığı içinde olduğu, 21.10. 1993 günü alındı. Bu duyunı üzerine iki ko- mando bölüğü planlanan harekatın icrası için bu bölgeye gönderildi. 22. 10.1993 günü saat 07.20"de Diyarbakır Jandarma Bölge Komu- tanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, beraberinde üst düzey subaylarla birlikte harekatın sevk ve idaresi için Lice'ye geldi. Sabah saat 10.00'da Lice çıkışında bir polis aracına saldırı düzen- lenmesi üzerine Tuğgeneral Aydın, pusu ma- halline bir birlik gönderdi. Pusu mahalline gi- den unsurlann çatışma>a girmesi üzerine Li- ce'deki jandarma bölüğünün kışlasına, doğu. batı ve güney yönlerinden ateş açıldı. Yoğun ateş altında Tuğgeneral Aydın'ı Lice'ye geti- ren helikopter, Diyarbakır'ın Kulp ilçesine tahliye edilirkeru bir gün önce operasyon için giden iki komando bölüğü de Lice'ye geri çağ- rıldı. Tuğgeneral Aydın, çıkan çatışmada ha- rekatı görerek bizzat sevk ve idare etti. Bu sı- rada Jandarma Bölüğü'ne Lice'nin dağlık ke- sûninden uzun menziüi silahlarla ateş edildi ve roket atıldı. Bütün bunlara ve çevredeki asker- lerin uyarılarına karşın. harekatı görerek sevk ve idare eden Tuğgeneral Aydın, yine dağlık kesimden keskin nişancı tüfeği Kanas marka silahla açılan ateş üzerine isabet alarak yere düştü. Tuğgeneral Aydın. derhal bölük binası- na alınırken, ilk müdahalesi de buradaki dok- tor tarafından yapıldı. Daha sonra Lice'ye gönderilen L'H-IH helikopteriyle Diyarba- kır'daki askeri hastaneye götürülen Aydın. ya- şamını burada yitirdi." Kaçırılan eserler, ülkelerine geri verilsin Baştarafi 1. Sayfada Büyükelçi Batu. konuşma- sında özetle şunlan söyledi: "LNESCO'nun, üik'elerinden çaünan kültürel hazine trafîğinin giderek artmasına değinen rapo- ru. konuyla ilgili ciddi adımlar atılması gerekliliğinin altını çizi- yor. Türkiye'deki kültürel mirasın kökeni pek çok eski uygarlığa dayanıyor. Bu büyük uygarlık- ların hazineleri bize miras kaldı. Türkiye, bu yiizden, çalıntı sanat eserieri trafiğine kartşanların hedefi haline geldi. Arkeolojik bölgelerin sistematik bir şekilde Boğazköyden çalınan bir talan edilmesi sonucu, kültürel sfenksin geri verilmesi için Batı hazinemizin büvük bir bölümü Almanya ile ikili görüşmelerde yasadışı yollardan çalındı ve bulunduğunu anımsattıktan farklı ülkelerin müzeleri, kolek- sonra şöyle konuştu: siyoncuları tarafından ele geçi- riİdi. Zengin bir kültürel mirasa sa- hip bütün ülkclerdeki tarihi eser- lerin kendi doğal ortamlarında ""Sağlanan bütün gelisrnelere karşın, uluslarası düzeyde daha kapsamlı bir çalışmanın yüriitül- mesi gerektiği bir gerçek. l'lus- lar arasındaki işbirliği, şu ana çalışmalarda kullanılabilmesi ^^ k e n d i ülkesinden yasadışı açısından bu hazinelerin Tür- yollarla kaçırılan belirli bazı kiye'ye iadesi can alıcı bir önem eserlerin geri verilmesini sağla- taşıyör." yacak, işlerliği olan bir mekaniz- Büyükelçi Batu. Türkiye'nin ma haline gelemedi-" korunup bilimsel ve arkeolojik Vakıflar Okmeydanı'nı satacak • Baştarafi 1. Sayfada Genel Müdürü Dunıkal Çulha şöyle dile getiriyor: "Bakanlığımızın bu tür satışa yonelik caltşması yok. Bayındır- lık ve Iskan Bakanlığı olarak başka bir bakanlığın bu konuda çalışma yapmasını da doğru bul- muyoruz. Bu tür satiş uygulama- ları. yeni işgalleri teşvik eder." Bugün Okmeydanı'nda arsa fiyatlannın metrekaresi 1 -2 mil- yon lira arasında değiştiğı gerçe- ğinden yola çıkınca. 1 milyon 700 bin metrekare arsanın top- lam değeri yaklaşık 3.5 tnlyon li- rayı buluyor. Ancak çoğunluğu tapu tahsis belgeli gaynmenkul- lerin sahiplerinin satış için üze- rinde buluştuklan rakam, met- rekare için 500 bin lira cıva- nnda. Satışın gerçekleşmesi ha- linde bu rakam üzerinde anlaş- ma sağlanırsa bir yıl içinde tril-Vakıflar'a ödenecek para yon lirayı bulabilecek. Ediniîen bilgilerc göre. Vakıf- lar'a ait işgal altındaki diğer gay- nmenkuller için şimdilik bir ça- lışma yok. Bu durumda Vakıf- lar'ın Eyüp. Beykoz. Hasköy ve Kağıthanedeki 4 milyon metre- kareyi bulan bu gaynmenkulleri üzerinde de kısa süre sonra ka- çak yapılaşmanın tamamlana- cağı belirtilıyor. Galeri • Alölye 233 64 26 • 230 21 87 GILERİI 'BALDEM SERGISI 21 Ekim- 17Kasım 1993 KORAY ARİŞ • BUBİ • MEHMET ÇETİNER TANJLJDEMİRCİ-TUBAİNAL BAHAR KOCAMAN • BİROL KUTADGU DENİZ ORKUŞ • ZEKAİ ORMANCI valikonağı Cad. Akkavn Sok No:22 IMişantaşı Tel: 222 40 81 IÇ MIMAR1 GRAFİK Rcsiın Kursları IÂRT),•)? 75 u » ( , ; u i k M ) I K ( ) \ »:«: -SK.«5KMH.\klKk(^ -I 12 25ü 5J I! K f Ş l k l VŞ GALERİ LEBRİZ SAIÎRİ l5 M:ŞI-: I:KIK>K IÎKC'.İN İNAN ŞT.NOI. YOKO/.I.U (> l i k i m - I -i K . I M I I I Eytam Cad. Âçıkhava Apt. N« 16/2 Nı^jnljşı J40 22 82 DESTi:K REASURANS SANAT GALERİSİ 10. Yıl NAİM ULUDOGAN Yağlıboya Resim YAVUZ GÖREY Heykel BEHRUZ ÇİNİCİ Suluboya 12Ekim-5Kasım1993 Abdi İpekçi Cad 75 Maçka Tel: (0212) 231 28 3 2 - 6 riOBİ sanat şalerisi Ü1VSAL TORER Resim Sergisi 2CE«ım -4KJS,JTI 1993 »I. l .-.,,-; Galeri • Atölye bileceğine dair göriiş bildirildiği anlaşılmakla sanık hakkında "ceza tatbikıne yer olmadığına' ve bu suçtan tahliyesine karar verilmiştir"şeklindeki karany- la kabul edildi. Ancak Abidin İvak. hakkında İstanbul 3 No- lu DGM'nin tutuklama karan olduğundan tahliye edilmedi. Abidin İvak. mahkeme ka- ranndan sonra. tutuklu bulun- duğu Diyarbakır Cezaevi'nden yazdığı 26 Temmuz 1993 tarih- li dilekçeyle Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'ne başvurdu. İvak'ın dilekçesinde "Ben 29. 12.1993 tarihinde İstanbul'da yakalandım ve kendi isteğimle itirafa gittim.Orada devlete ya- rayacak faalivetlerimi bitirdik- ten sonra. asıl faaliyet alanım olan Bitlis bölgesine güvenlik güçlerine yardımcı olmam amacıvla getirildim. Burada 8 a\dan beri sürekli izindeyim. Başta kendi grubum olmak üze- re birçok kellenin alınmasını ve silah sığınaklan ve örgüt milis- lerinin şehir komitesinin yaka- lanmasını sağladım" sözlcrini de içeren bu talebi. Bölge Vali Yardımcısı Ahmet Ertürk'ün 5 Ağustos 1993 tarihli yazısıyla "Dilekçe. içeriği itibariyle adli makamları ilgilendirdiğinden iade edilmektedir" denilerek reddedildi. Abidin İvak. İstanbul 3 Nolu DGM'deki davasından kurtulmak için çabalannı sür- dürdü. Dava dosyasında Di- yarbakır Cezaevi'nde tutuklu olduğu belirtilen İvak. 31 Ağustos 1993 tarihinde Bitlis Emniyet Müdürlüğü faksı- ndan'İstanbul 3 Nolu DGM Başkanlıâı'na eönderdiği di- lekçesinde. "978.1993 tarihli dunışmamda tahliye kararımm onaylanarak tarafıma iletilme- sini arz ve talep ederim" sözle- riyle tahliye edilmesini istedi. 3 Nolu DGM Başkanhğı'- nndan tahliye karan çıkara- mayan itirafçı sanık Abidin İvak. bu kez Bitlis Valisi Fethi Tunç'u araya soktu. Fethi Tunç imzasıyla Bitlis İl Jandar- ma Komutanlığı'nca hazırla- nan ve yine Bitlis Emniyet Mü- dürlüğü faksından istanbul DGM Başsavcılığı'na gönderi- len 6 eylül tarihli "gizli" ka\ıtlı vazıda şöyle denildi: "... Kendi müracaatı ve görü- len lüzum üzerine (7) defa deği- şik tarihlerde cezaevinden alı- narak sorgulamalarda ve bizzat operasyonlarda güvenlik güçle- rine yardımlarda bulunmuştur. 4-Şahsın komutanlığımız so- rumluluk bölgesinde siirdürülen faaliyetlerde ve bulunduğu süre içinde tamamen pişmanhk içeri- sinde olduğu. tutum ve davranı- şlanvla güven sağladığı kanaati hasıl olduğundan İstanbul ilinde yargilanması halinde hayatının tehlikeye gireceğini bilgilerinize arz ederim." İstanbul DGM Başsavcılığı. Bitlis Emniyet Müdürlüğü'ne gönderdiğı 10eylül tarihli yanıt yazısında. Abidin İvak ve 18 arkadaşı hakkında PKK üyesi olmak terör amaçlı öldürmeye teşebbüs etmek suçlanndan 3 Nolu DGM'de dava açıldığını ve duruşmasının 1 Kasım 1993 günü yapılacağını belirtti. DGM Başsavcılığı da yanıt yazısında. "Diyarbakır Cezae- vi'nde tutuklu olması gereken sanığın" neden Bitlis Emniyet Müdürlüeü'nde oldueunu sor- madı. "Kontgerilla tetikçisi" Diğer sanıklann savunma avukatı Mustafa Ayzit. "Abi- din İvak, çeşitli makamlara gönderdiği dilekçelerde cezae- vinden dışarıya izinli çıkarıldığını ve operasyonlara katıldığını belirtmiştir. İvak'ın kendi el > a/ısıvla Bitlis Emniyet .Müdürlüğü faksını kullanarak gönderdiği dilekçelerinde an- lattığı olaylar, kamuoyunda ve basında faili meçhul cinayetle- rin itirafçı sanıklarca işlendiği, kontrgerillanın itirafçı samklan 'tetikçi' gibi kullandığı iddia- larını doğrulamaktadır. Abidin İvak neler yapmıştır. Hangi operasyonlara katılmıştır? Bun- ların öğrenümesi gerekü" dedi. Avukat Niyazi Cem de Abi- din İvak'ın tutukluluk karannı veren mahkemeye getiril- memesinin suç oluşturduğuna işaret ederek "İtirafçı sanık, "Birçok kellenin alınmasını sağladım' diyor. Bu sözleri, sanığın birçok yargısız infaz olayına katıldığını belgelemek- tedir" dedi. Din Şûrası • Baştarafi L Sayfada Şûra'nın ilk gününde, Dıni Konularda Toplumu Aydınlat- ma Komisyonu "İrşad'ın Dünü. Bugünü, Yannı" konusunu ele aldı ve bu konuda Profesör İb- rahim Canan'ın teblığ sunma- sından sonra tartışmalara geçil- di. Canan'ın ardından Profesör Dr. Servet Armağan " Diyanet İşleri Bakanlığfnın İrşad Hiz- metleri ve Müşahadeler" başlıklı bir sunuş yaptı. Eski Bakanlar- dan Lürfîi Doğan. Profesör Ya- şar Nuri Öztürk, Halil Cencoğ- lu, Halim Karakaya, Fe>yaz Ya- şar, Celal Yıldırun ve Tunus Bü- yük Müftüsü Mohammed Mokhtar Sellami ise "Kuran ve Hadis'te İrşad" konusunu tar- tışUİar. Profesör Ekmeleddin Ihsanoğlu. Profesör Hüseyin Atay da İrşad konusunda tebliğ sundular. Dini Yayınlar Komisyonu'- nun "Günümüzde Hazırlanacak İdeal Anlamda Bir Meal ve Tef- sirin Metod ve Muhteva açısın- dan Nitelikleri Neler Olmalıdır" konulu toplanüsında Diyanet İşleri eski Başkanlanndan Pro- fesör Süleyman Ateş'in tefsirle il- gili tebliğı tartışmalara yol açtı. Tartışmalar. abdest alırken mesh veya yıkanma zorunlulu- ğu. diğer semavi dinlere inanan- lann Cennet'e gidip gidemeye- cekleri. Kuran'a ters hadislerin yeniden ele alınması üzerinde yoğunlaşü. Toplanülann ikinci gününde çok sayıda öğretim üyesi ve din uzmaru haarladı- kîan tebliğleri sunmayı sürdür- düler. Tebliğler arasında "Yeni Türk Cumhuriyetkrine Nasıl Bir İrşad Hizmeti Götürülebilir" tebliği ve ".Azınlık Halinde Yaşa- yan Müslüman Topluma İslamı tebliğ Metodu" ızleyenler tara- fından dikkat çekici bulundu. Profesör İlber Ortayh ise "Din Adamlan Yetiştiren Okullardaki l.isan Eğitiıni Geliştirilmeli mi- dir?" konulu bir tebliğ sundu. 6 Her şey erkeklere' • Baştarafi 1. Sayfada deceği" biçimde bir yorum yaptığını söylediler. Bu göriiş ge- niş eleştirilere konu oldu. Bu tartışma,"Yahudiler Cennet'e gi- der mi, granez mi?" anlayışının ele alınması noktasına kadar gitti. Bir öğretim üyesi. Kurandaki "Artık dinini/i tamam ettim" aye- tiyle. o andan itibaren bütün in- sanlann müslüman olması gerek- tiği yorumunu yaptı. Bu konu tam bir sonuca bağlanamadı. Komisyonun en heyecanlı tar- tışma konulanndan birisi de ab- dest alırken mesh'in ne kadar ge- cerli olduğu üzerineydi (ayak- kabının ve ayağın üzerine ıslak elle sürmek). Profesör Süleyman Ateş mesh'i yeterli görürken. bir çok öğretim üyesi bu yoruma karşı çıktı. Könuşmacılar, Pe\- gamberin "Abdest alırken ayağın kuru kalan bölümlerinin Cehen- nem'de yanacağı" hadisini haıı- rlattılar. Şûra'nın Profesör Bev'za Bilgin ve Profesör Nur Vergin'le birlikte şuranın üç kadın konuğundan bi- risi olan Profesör Amiran Kurt- kan ise kadın konusunu Dıni Yayınlar Komısyonu'na getirdi. Profesör Kurtkan. yorumeular tarafından her olanağın erkekle- re tanındığını belirıerek. bu an- layışı eleştirdi."Her şey erkeklere. Cennet'te binlerce hurinin erkek- leri beklediği söyleniyor. Peki kadınları ne bekliyor. Gılmanlar mı, bunu bir yorumlayalun" sözle- nyle. komisyona kadın bakışı ge- tirdi. Profesör Kurtkan'ınşusoz-r len de dikkat çekiciydi: "Ezilen hep kadııdar oluyor \e bu yüzden kadınlar dinden soğuyorlar. Ama benim inancım o ki, genel gidiş kadın erkek eşitliği yönündedir." Profesör Mehmet Hatipoğlu'- nun uyanlan da ilgınçti, ko- nuşmasında şu noktaîara dikkat çekti: "Gençler Kuran'ın Türkçesi- ni okuyunca içinde bir şey yok di- yerek tepki gösteriyorlar. Örneğin İki kadının şahitliğinin bir erkeğin şahitliğine eşit olması. hırsı/lık ya- panın kolunun kesilmesi" hükiim- leri gençlerin güvensizliğine neden olu>or. Bugünün diinyasında. o zamanın zorunlukları sonucu orta- ya çıkan bazı uygulamalann. ay- nen aktarılması yerine. >eni tefsir- ler yapılması zorunludur. Ahkam ayetlerine zamanın icaplanna göre yorum getirmek gerekir." İslam dünyasınm. bugün bir arayış içinde olduğu Şûra sırasın- daki tartışmalarda açıkça gö- rülüyor. Bu konulann. geçmişte dennlemesine tartışılmadığı da anlaşılıyor. Tanışmalarda iki eği- lim hemen ortaya çıkıyor. Birinci eğilim Kuran'ı lafzı olarak yo- rumlamak isteyen tutucu eğilim. Diğer eğilim ise. "Bugün bazı hü- kümlere yeni yorum getirmek isti- voruz" şeklinde kendisini ifade ediyor. Bazı Diyanet yetkilileri bunu bir "İçtihat tartışması" ola- rak görüyorlar. Yani bazı katı anlayışlann günümüz dünyası içinde yeniden ele alınması, tartışılması ve yorumlanması. Böyle bir istek ve ihtiyaç, kendisi- ni duyuruyor. Diyanet içinde ve öğretim üyelen içinde böyle bir yönelim gözleniyor. Fakat mu- hafazakarlann da önemli bir ağırlık oluşturduklan bir gerçek. "Sen kuran'a karşı geliyorsun, Allah'ın emirierini reddediyorsun" sözlenyle. karşılanndakileri suç- lamaktan gen dunmuyorlar. Alevilik araştırmalanyla tanı- nan Profesör Niyazi Öktem ise, Alevilerin bu Şûra'da temsil edilmemesini bir eksiklik olarak görüyor. Tebliğinde bu noktaya dikkat çekiyor. 1. Din Şûrası. İslam dünyası- nda bir arayışın ifadesi. islam kendisini yenileyebilır mi, tejjir alanında bsn veni aniayjşlarşcti- rebilir mi? Şûra bu sorunu geüşti- rcbilmck açısından iyi bir baş- langıç. Diyanet İşleri Başkanı'nın çabalan bir sonuç verebilir mi' 1 Dünya değişiyor. bakalım İslam dünyası bu değişim içinde nasıl bir yol izleyecek? Türkiye. bu açı- dan diğer İslam ülkelerine göre daha şanslı. TÎbii daha önemlisi. abdest alırken ayağın mesh mi edileceği. voksa yıkanacağı mı, türünden tartışmalarla zaman öl- dürmek yerine. yaklaşım ve an- layışı tartışmak gerekiyor. Bu yönde bir çaba olduğunu inkar edemeviz. Devlet tarihiyle banşsın • Baştarafi I. Sayfada açık. ama giren elini öpmeye gi- nşince küçük çaplı bir güç gösterisi oluyor Fırat. elinı aşağı itiyor. zi- şaretçi iyice eğiliyor. . Söze. "Çok dö\ûldük. ezildik. ama ne kinimiz. ne de gayzımız (düş- manlığımız) var" diye başladı Fıral ve şo\le sürdürdü: "Artık devlet. tarihi ile barışmalı. 70 yıllık yönetim kendini venilemeli. 70 yıldır vönetimde olan kemalist- ler, artık Müslümanlarla. kürtlerle anlaşsın, uzlaşsın. Eğer uzlaşırsan ardından ne gelir?' diye bakılmasın. Bu topraklardaki tüm insanlarla bir- likte olma. beraber yaşama mecburi- yetimiz var. Bugünkü çekişmenin zarardan başka faydası yok." Fı- rat'a göre. Türkiye. düşüncede or- taçağı yaşıyor. Padişahlık dönemı- ni savunmasının soz konusu ol- madığını. "ancak o döoemde bile kürtlere, azınlıklara bugünkünden daha çok tolerans tanındığını" sö\ - leyen Fırat. şöyle devam etti: "Padi- şahlıkta başkaldıran vurulup öldürii- lüyordu. ama kürt kimliği taıunıyor- du. Arşivlere baksınlar. Türk aydını araşrırsın: bin yıl öncesine gideiim. Romen Diyojen'e karşı, Türklerle kürtler birlikte olmuş. Şah İsnıail't karşı öyle. milli mücadelede öyle. Araştınlsın. kürtlerin hiç hıyaneti olmamıştır. Ne »ar ki. Cumhuriyet"- ten sonra kürtler yok farzedildi." Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel'in bu konudaki politikasını da ele^tiren Fırat. "*Sayın Cumhurbaş- kanımız, palyatif bir âyasetçi. Tür- kiye Cumhuriyeti'nin şartlanna göre vaziyet alıyor. Pratiği neyse. onu ifade ediyor. Siyasi mane\ra ka- biliyeti hayli jıiksek" dedi Fırat. bugüne kadar olağanüstü halin uzatılmasına ilişkin tezkerele- re hep "hayır" OSTI verdiğini belirte- rek. şu görüşlen dile getirdi: "Bunla- ra, 'Evet" diyemezdim. .\ma bugün- kü durum karşısında değil olağanüs- tü hal, sıkıyönetün bile masum geli- yor. Ben. Yeni hazırlanan Terörle Mücadele '»'asası mı. sıknönetim mi?" deseler, 'sıkıyönetim' derim. Hiç değilse bilirim ki. sıkıyönetim geçicidir, anayasada yeri vardır. Ama bu yasa kalıcı. Topyekün harp olan bir yerde sıkıyönetim ne ki? ^eni Savunma Bakanı Mehmet Gölhan bile. Güneydoğu gezisinden sonra Cepheden ge!i\orum" dedi. Artık meseleye kin ve nefretle bak- ma\ı bırakalım. Soğukkanlı ba- kalım" di\e konuştu. DILIMIZİN BÜYÜK EMEKÇİSİ VE USTASI ÖÖMER ASIM AKSOY'u YUREGİMİZDE VE BİLGİLERİMİZDE SAYGIYLA YAŞATACAGIZ. KADIKÖY DÖRTLER DERSHANESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle