Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET2 3 KASIM1993 ÇARŞAMBA
KULTUR
Riminili Federico Fellini Roma'da öldü, İtalyan sineması 'ulusal anıt'ını yitirdi...
Sinemanın'LatinHorozu' arükötmeyecek!
SUNGUÇAPAN
Tüm medya günlerdir alarm-
daydı, yaklaşık 2 haftadır arük
mâkinelere bağlı yaşatılan Ma-
estro FeUini'nin ölûmü bekleni-
yordu, deneyımli editörler yaz-
dan ben kalp krizi, beyin kana-
ması. kısmi felç gibi ölümcül
sağlık sorunlanyla cebelJeşen bü-
yük İlalyan sinema uslası hakkı-
ndaki anma yaalanru çoktan
hanrda tutuvordu; sinema vazar-
lannca tüm Fedenco Fellini dos-
yakn çoktan çıkanlmışü arşiv-
lerden. çekmecelerden, ölüm
beklentısindeydı herkes, "gemi
öteki tarafa gitmek için " artık de-
mir almak üzereydi kesınkes, tra-
jediyle komedi arasmda salına
sabna gidip gelen fılmlerini
çağnşuran ve uzadıkça uzayan
ölüm haberi. tıihayet 31 Ekim
1993'te, Roma'daki basının
kapısında nöbet tuttuğu hastane-
den geldi. Rimini-1920 doğumlu
Fellini. ardında son 30-40 yılı ve
yedıden yetmışe herkesi etkile-
miş, düşlerle kadınlann başköşe-
ye kurulduğu. kendine özgü fılm-
leriyle 73 yıllık dolu dolu yaşan-
mış. yaşarken mıtosa dönüşmüş
bir yaratıcı-büyücü efsanesi bıra-
karak perdeyi indirdi sonunda.
A.rdında
yediden yetmişe herkesi
etkileyen, kendine özgü
fılmleriyle 73 yılhk dolu
dolu yaşanmış. yaşarken
mitosa dönüşmüş bir
yaratıcı- büyücü efsanesi
bırakarak perdeyi
indirdi sonunda.
Zaten bedensel faalıyetleri en
aza inirgenmiş, umutsuz, denn
bir komadaydı. Roma'daki L'ra-
berto Primo polikliniğınde son
filmıni çevıren Maestro. arlık di-
renmıyordu azraile karşı ve film
nihayet koptu pazar günü Ro-
ma'da, bir Akdeniz bilgesı gibi
çekti gitti Federico Fellini. Ne
çok yazmış-çizmıştık onun
hakkında bunca yıldır. bazı fılm-
lerini ne kadar da çok sevmıştik
(bazen de tepkılerimize neden ol-
muştu!). Ve 73'lûk bu büyük si-
nema ustasıyla 23'lük gencecik
Amerikah aktör River PhoenLv'in
ölüm haberleri üstüste geldi, bize
de yeni kalem kağıda sanlmak
düşrü tanh düşürmek üzere!
IBasit kalıplara uyan
yönetmen değildi
Narsist ve anarşist, trajik ve
komik, otobiyografik ve nostal-
jik, lirik ve erotik... Bu sıfatlar.
eleştirmenlerin Federico Fellini-
yi kategorize etme cabalannın
ürünü olarak her yeni fılminin
çıkışında temcit pilavı gibi öne
sürülürdü, ancak basit kabplara
kolayca uyan. beylık formüllere
sığan bir yönetmen değildir o.
"Yarancı yöoetmen sinemasının"
vazgeçılmez, "Latin horozu" ola-
rak ötedenberi "sinenıanın, bir
sirk, cambazhane, delilerle dolu
bir gemide yapüan yolculuk serü-
veni ve yanİLsama" olduğunu sık
sık tekrarlayan usta ve fılmleri
üstüne. çevrek vüzvıldan beri
hokkalarca mürekkep alüülmış,
"Barok göriintü zenginliği. engin
çocukluk fantazyalannın derin su-
lannda boy atan, sınır tanunaz im-
gelerini, düşleri, coşkulu şiireelliği.
onla da, onsuz da ediletneyen
kadın tutusu ve erotik hezeyan-
lan" gibi gerekçelerle açıklanma-
ya çabşılmış yığınla yazı, incele-
me yayımlanmıştır. "Gizlerin,
suçluhıklann, havali bir haremi
süsleyen kadınlardan seçilmiş,
unutulmaz dişi kahramanlarımn
öne çıktığı. tutkulu cinseUiğin. ha-
ya1lerin, tabulann sinematografik
bir özgürlük alanına güriii günil
boşahmı" nitehğındeki Fellini si-
neması, tutucu Katolikler kadar
doğmatik solcular için de fazla
Arük'yaratıcıv önetmensinemasının'> azgeçilmez Vlaestro'nun egpirisinderi Voksttn sinema dünyası şimdi daha bir yoksul ve öksûz.
"Dolçe Vita"nın unutolmaı yıldızı Anita Ekberg ile'aziz ve eşsiz' oyuncusu Marcelk)Mastroiaıiiii"Intenista'X1987)filııunde.
"uçuk" kaçmışür hep.
1938'de 18 yaşında, parlak Ri-
minili delikanlı olarak Roma'ya
"indiği" "Yeni GerçekçfliğüT fi-
lızlendığı günlerde, Roseflini'nin
çıraklığından bolca feyz alan
genç Fellini, bukalemunvari de-
ğişim yeteneğini, kompleksız
anarşistliğini ilkin ustasından öğ-
rendi. Sinema yazarhğı, gazeteci-
lik, radycculuİc ve çizeriik ettik-
ten sonra, senarisüıkten yönet-
menliğe yumuşak geçiş yaptığı ilk
döneminde "Aylaklar" ve "La
Strada" adb "ehnas gibi paıia-
yan" iki küçük başyapıt çeken
Fellini, hiçbir zaman fazla ente-
lektüel olmadı. Kabasaba avant-
garde kalıplara oturttuğu fılmle-
rini büyük ölçüde otobiyografik
yansımalarla belirledi. Sürekli
birtakım sınırlan aşmaya uğra-
şarak iki cephede savaşan "şak-
laban" bir savaşçı gibi eser veren.
solun da sağın da hedef tahtası
>aptığı Maestro'nun. hayal ve şii-
re dayanan yaratma gücünün öz-
gün kanşımından örnekler sunan
fılmlennde kendini bulur küçük
İtalyan burjuvası... Bunca sevil-
mesinin. gittikçe İtalyan sine-
masının "ulusal anıtTna dönüş-
mesınin nedeni, sıradan insanın
(erkeğin) onunla kendisini özdeş-
leştirmesidır, popülerbğidir. Bir-
bırinden cins kadınlar, kocaman
göğüsler, büyümeye karşı duru-
lan düşler. cinsel hayaller, herke-
sin çaktırmadan "örtüştüğü"
simge ve görüntulerdir. Fellini
fılmlennde arularla günahlann.
düşünce kınntılanyla ruhsal du-
rumlann denetımsiz
"fışkınşına", görüntüsel, "bilinç
akışına", soruşturucu "icmono-
log"lara ve o rengahenk tempoya
kapılmamak ne mümkün?
ISancılı geçen
sonfilmi
Fellinı'nın "fenomene" dönüş-
mesi, 30 yıl önce "Tatiı Hayat" ve
"Sekizbuçuk"la başlamışür. Bu
iki fılmin yarattığı mitosu besle-
yen "Satyricon", "Roma",
"Amarcord" ve "Casano>a" gibi
başyapıtlanndan, geçerek 80'lere
gelen Fellini. feminizme karşı
maçoluğunu döktüğü "Kadınlar
KentT'yle başlayan son dönemin-
de yaşlanan bir palyaconun send-
romlannı gösteren bir "yorgunhı-
ğa" ayak bastı. Adı çevresinde
oluşturulmuş o abartıb kultün bı-
raz yara aldığı. Nuh peygamber-
liğe özenip soylusu. yoksulu,
cahıbyle eski bir yaşam biçiminın
temsılcisı kahramanlannı bir tek-
neye doluşturduğu "Ve Gemi Gi-
diyor" ile. uzun bir aradan sonra
yeniden bir araya gelen iki eskı
kabarecinin öyİcüsü aracıhğıyla
aptal kutusu TV'yi bombardıma-
na tutuğu "Ginger \e Fred", "Gö-
rüşnıe", "Ayın Sesi" gibi son
fılmlerine bakıldığında, hayal gü-
cünün tıkanıp zanaatkarlığının
öne çıktığı görülmektedır. "Gö-
rüşme"nin "gişe faciası" da, bu
yorgunluğun üstüne tuz biber ek-
miştır üstelik. Doğumu hayli
sancılı geçen son fılmı "Ayın Se-
si"vse ustanın, erotik dürtü ve
cinsel fantazyalannın eskisi ka-
dar olmasa da, hala su yüzüne
vurdueunu örnekliyordu.
e^/urekli birtakım
sınırlan aşmaya
uğraşarak iki cephede
savaşan 'şaklaban' bir
savaşçı gibi eser veren,
solun da sağın da hedef
tahtası yaptıeı
Maestro'nun lumlerinde
kendini bulur küçük
İtalyan burjuvası.
"Ayın Sea"nde yine kadınlar
vardı tabii ki, yaşamın ve (izni-
nizle) ölümün gizemiyle yaşblık
da girmişti artık FeUini'nin kJ-
tabına; her şeyi müzik, renk, aru-
nda geliveren buluş ve titreşim-
lerle çözümleyıvermişti bir kez
daha. Duygusal tonlarda seyre-
dip, yer yer bir "vasiyef filmi mi
acabâ" ızlenımı uyandırarak. >ıne
çocuksu bir düş dünyasının at-
mosferine bürünüyordu son
İstanbul Festivali'nde gösterilen
"Ayın Sesi". Tıpkı "Gecmişine
doğnı sinematografık bir sefere
çıktığı" o unutülmaz "Amar-
çord" ve "Aylaklar"daki gibi.
İtalya'nın büyük sinemacılar ye-
tiştirmekle ünlenmiş Emib'a Ro-
magna bölgesinde çekmişti Felli-
ni Ayın Sesi'ni.l960'ta o beybk
"soiinli İtalyan" imajını kınnış
ve tüm İtalya'da skandallara yol
açmış "Tadı Hayat"ı çektiğj Ci-
necitta'yı terkedip, Ameirkan sis-
temine geçen büyük yapımcı De
Laurenrils'ın "Dinocitta"sına(!)
kurmuştu setini. Zaten FeUini'-
nin sadece fılmleri değil, cekım
setleri de hep birtakım sürprizle-
rin patlak verdiği, çılgınca, deb-
dolu ve coşkulu atmosierleri
yansıtırdı öteden beri. Artık Ma-
estro'nun esprisinden yoksun si-
nema dünyası şimdi daha bir
yoksul ve öksüz. Ancak Fellini
fılmleri sonsuza dek bu boş kub-
bede baki kalacak kuşkusuz.
FeUini'nin komaya girmeden birkaç gün önce dostu, fılm eleştirmeni Lietta Tomabuoni ile yaptığı son röportajı
'Bu sevginin tek nedeni fümlerim olamaz...'
Knltür Servisi - Federico Fellini, kendi-
sini yaşamın ucuna götüren komaya gir-
meden birkaç gün önce eski dostu, film
eieştirmeni lietta Tomabuoni ile Ro-
ma'da tedavi görmekte olduğu Umberto
I Hastanesinde bir röportaj yapmıştı.
FeUini'nin hastanede geçen günlerini,
hastabğı ve geleceğine ilişkin görüşlerini
anlatan bu son röportaj Guardian gaze-
tesinde yayımlandı.
- Neden evine dönroek istiyorsun?
Aylardır hastanedeyim ve buna bir
daküca daha dayanamayacağım. Teker-
lekli sandalye ile hastaneden kaçıp ken-
dimi bir kamyonun altına atmaya bile
razıyım. Giuüetta ve dostlanmı görmek
istiyorum. Ait olduğum yere. evime dön-
meyi, kitaplanma, telefonuma kavuş-
mayı istiyorum. Odamdaki ışığm gün
boyu değişimini seyretmek, evdeki gün-
deÜk sesleri. postaamn geçışini dinle-
mek ve hayatıma kabaca müdahale
eden, kalp krizi geçirdiğim o ağustos ak-
şamını hiç yaşamamışım gibi hissetmek
istiyorum. Tekrar başlayabileceğime
inanmak istiyorum. Değişen durumum-
la bırlikte nasıl bir yaşamın beni bekledi-
ğini bilemiyorum. Ama burdan çıkmam
gerektığini biliyorum: Acil olarak. İşten
söz etmiyorum. Şu an için çabşmayı ha-
yal bıle edemem.
- Ama Visconti "L'Innocette" filmini
tekerlekli iskenılede çevirmişti...
Biliyorum, bıbyorum. Herkes sürekli
bunu sö>lüyor. Ama Visconti bir sa-
vaşçı, bir prensti. Zorluklar ve engeller
sadece ondaki savaşma isteğini körük-
lemeye yarardı. Ben Riminibyim. Kor-
kak. tembel. işe yaramaz biri. Ama ger-
çekten bundan sonraki yaşamımın nasıl
olacağını bilemiyorum. Roma'da hare-
ket etmeme, arabaya binmeme yardım
edecek genç bir yardımcı bulmam gere-
keceğini biliyorum. Bir zamanlar evde
bir sakatın yaşaması son derece normal
sayılır. evdeki mobilyalardan biri olarak
kabul edılirlerdi. Onlarla trajedi yarat-
madan normal biçimde konuşuîurdu.
Ya şimdi? "Dün gece iyi uyumadı. Bu sa-
bah yumurtasının rafadan olmasını iste-
dı'. Benim için önemü olan evime dön-
mek. bunun beni güçlendireceğine inanj-
yorum.
- Emir vermeye auşkın bir insanın emir
aldığı bir hastâne ortamında yaşaması
nasıl bir duygu?
Benim için kararlan almak. düzenle-
meleri yapmak, seçenekleri elemek ve
emirleri vermek çok daha doğal bir var
oluş biçimi. Süreklı bağımb durumda ol-
maktan nefret ettım. fnsanlara, eşyalar
ve hepsinden önembsi çocukluk cağma
gerilemekte olan bedenime bağımb ol-
mak. Böylesi fıziksel bir evren benim için
tümüyle yabancı. çünkü bugüne kadar
bsdenimı kendimden ayn tutuyordum.
Faşizan jimnastik talimlerinden ve Ka-
toliklere özgü şehvet düşkünlüğünden
uzak durmanın tek yolu buydu. Ama so-
nunda tövbekar oldum. Eğer süpermen
olsaydım bu canavarca haksızbklann
çoğuna karşı çıkabilirdim.
- 30 Ekim Giulietta ile altın evtilik yıl
dönümünüz. O güne dönmek istemüy-
din?
Yıldönümlerini düşünmüyorum. 50
yıl bir insanla birlikte yaşayınca, her şey
öylesine doğal gelmeye başbyor ki.
kutlamalara gerek kalmıyor. Yine de
aynı zamanda bu o kadar muhteşem bir
şey ki, gerçek değilmiş gibi de geliyor.
- Günlerini nasıl geçirmeyi planbyor-
sun?
İyileşmeye çahşarak. İki a>n klinikten
doktor ve terapistler rehabibtasyonu-
mun sürmesıni sağlavacak.
- İyi olacağına inanıyor musun yoksa
bu konuya karşı kayıtstz mısın?
Kayıtsız değılim. Bugüne kadar ivi gi-
den kaderime güveniyorum.
- En çok neyi özlüyorsun?
Kendimi özlüvorum. Eskiden var
olan beni.
- Ölümü hiç düşündün mü?
Ölüm, kaçış, v azgeçiş gjbi soyut konu-
larda yüce ya da asil düşünceler üretme-
sıni bilmiyorum. Sanınm hasta insan-
lann çok azı ölümü düşünür. Hastanede
hıç de iyi vakıt geçirdiğim söylenemez.
Her şevden önce etkilendim \e öfkelen-
dım. Âraba kazası geçinp parçalanan
gençleri gördüğümde ve sonsuza kadar
sakat kalacaklannı öğrendığimde öfke-
den kudurdum. Bu kabul edılmesı ola-
naksız bir anlamsızbk. Tüm bu gördük-
lenmı, belki olmasına engel olurum dıve
filme çekmek istedim. Sağlık personeb-
nin, insanüstü işler v apan bu kahraman-
lann, bu azizlerin, kokuşmuş sağlık sis-
temi yüzünden, politikacılann hırsız,
sendikalann çürümüş obnası yüzünden
böylesine düşük maaş almalan da beni
delıye döndürdü. İtalya'nın nasıl yöne-
tildiğini düşündükçe bogulacak gibi olu-
yorum. Politik bir tavır almak istemem
ama, şu son birkaç aydır tanık olduğum
olaylar beni çok kızdırdı. Kendimi Don
Kişot gibi, bir şeyler yapmak zorun-
daymış gibi hissettim.
- Değiştinnıi?
Gözlemlemeye her şeyi yalayıp yut-
maya haar görmek ve öğrenmek isteyen
öz kişiliğim değişmedi. Ama bedenimle
olan Uişkim değişti. Eskiden bedenimi
bana itaat etmesi. benim için işlemesi ve
bana zevk vermesi gereken bir hizmet-
kar olarak görürdüm. İnsan hastalaru-
nca gerçek patronun kim olduğunu anh-
yor. Tam tersine, seni hapseden asbnda
bedenin. Aayla ilişkim değişmedi. İn-
sanlann, Katobk kıbsesi ve faşizm ta-
rafından acı çekmenin kader olduğuna
ve onurla karşılanması gerektiğine
inandınldıklan bir dönemde yaşamış ol-
mama rağmen acı miti beni hep sıkmış
ve sabırsızlandırmıştır.
- Seni en çok kaygılandıran ne oldu?
Yalnızbk. Riminı'de kalp knzi geçir-
diğim gün yardım edecek kimseyi bula-
madım. Hep, önceden bazı sinyaller abp
bunlan yorumlayabildiğim için kendimi
şansb sayardım. Ama yanıbTiışım Beş
altı ay önce rüyamda yaratıcı taraftan
bir çağn aldım. Bana tekrar çalışmaya
başlamamı söylüyordu. Yine de hasta-
lanınca ne kadar çok sevildiğimi de an-
ladım. Bu sevginin tek nedeni fılmlerim
olamaz. Başka bir şeyler daha yapmış ol-
mabyım, ama ne olduğunu hatırla-
yamıyorum.
Roma dönemine ait 4 heykel
AMASRA (.AA)- Zonguldak'ın Amasra ilçesinde, sanayi
sıtesi inşaatı sırasında bulunan ve Roma dönemine ait
olduğu belirlenen 4 heykel, toprak altından çıkanldı.
Amasra Müzesi Müdürü Niyazi Taşçı. 10 günlük çalışma
sonucu toprak altmdan cıkanlan heykellerin MS 2. yüzyıla
ait olduğunu söyledi. Taşçı, bulunanlar arasında yer alan
imparator heykeh'nde, savaş elbısesi gıydirilmiş savaş
tannsı Atena, hayab' yaratık uçan Nike taçlandırması,
aslan motıfli Iskender başı, kartal ve koç motiflerinin yer
aldığını kaydetti. Heykeller. kesin tespit yapıldıktansonra
müzede sergilenecek.
Kültür Bakanhğı şiir yarışması
ANKARA (AA) - Kültür Bakanlığj Halk Kültürlerini
Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü'nce.
Cumhuriyet'in 70. yüdönümü kutlamalan çerçevesinde,
halk şairleri arasında düzenlenen "Atatürk, Cumhuriyet ve
Demokrasi" konulu şiiryanşması sonuçlandı. Kültür
Bakanhğı'ndan yapılan acıklamaya göre. yanşmada Musa
Merdanoğlu'nun "Dikkat Et" şiıri birincilik ödülüne,
Maksut Koca'nın "Mustafa Kemal" şiiri ikincilik
ödülüne. YılmazÖzer'ın "Cumhuriyet. Demokrasi.
Atatürk" şiiri de üçüncülük ödülüne değer görüldü
Yanşmada aynca. üç halk şairine de mansiyon verildi. Ali
EkberGülbaş'ın "Atatürk. Cumhuriyet. Eİemokrasi" adb
şiiri birinci mansiyon ödülü alırken. İmsak Kılıç'ın
"Cumhuriyet Yazıbr" şiiri ikincilik mansiyonuna. İsmail
İpek'in "Aşkım Demokrasi" adb şiın üçüncülük
mansiyonuna değer bulundu. Ödül alan şiirler.
değerlendirme kurulu tarafından yayımlanmaya değer
bulunan 40 adet şiirle birlikte kitap halinegetirilecek.
'Hayvan ÇiftüğV Bursa'da
BURSA (AA)- Türkiye ile İngiltere arasındaki diplomatik
ılişkilerin 200. yıldönümüetkinlikleri çerçevesinde. İngiliz
Northern Stage Tiyatro Topluluğu'nca "Hav'van Çiftliği"
adlı oyun 15 kasımda Bursa'da sahnelenecek. İngilız Kütür
Derneği İstanbul Şubesı ile Devlet Tiyatrolan Vakfı Bursa
Şubesi'nın düzenlediği etkinlik. Ahmet Vefık Paşa Devlet
Tıyatrosu'nda izlenime sunulacak. George Orvvell'in aynı
adlı romanından Ian Toolbndge tarafından uyarlanan.
Alan Lyddıard'ın yönettiğı oyunda. İkincı Dünya
Savaşı'nın son yıllannda Sovyetler Birliği ile müttefık olan
İngiltere'deki liberallerin, Stalin hükümetınin
uygulamalannı başanlı bir sistem olarak görmesi
hicvediliyor. Derneğin sanat işleri sorumlusu Leyla
Tonguç. İngiltere'nin Northern Stage Tiyatro
Topluluğu'nun özellikle görsel oyunlara ağırlık verdiğini
kaydederek. İngilizce sahnelenen oyunda akıcılık ve
uluslararası anlatımm dans ve müzikle sağlandığıru
söyledi.
Salah BirseVden' Varduman'
Kültür Servisi - Salah
Birsel. uzun süren
suskunluğunu, Yapı
Kredi Yayınlan
arasındançıkan
"Varduman" adlı
kitabıyla bozdu.
Kendine özgü dili ve
sözcükleriyle
kurduğu şiir
yapısının son
bütünlüğünü sunan
•'Varduman", Salah
Birsel şiirinin kısa bir
tarihçesidiyede
anılabilir. Türk
şiinnin en önemü
ustalanndan biri
sa>ılan ve uzun yıllar
kısa aralarla
dergilerde
gördüğümüz Salah
Birsel şiirinı bir bütün
olarak okura sunan
Yapı Kredi Yayınlan daha önce de yazann "1001 Gece
Denemeleri"nin son halkasını oluşturan "Gandhi ya da
Hint Kirazının Gölgesinde"yi okuru ile buluşturmuştu.
Son bölümde Tahir Alangu'nun "Salah Birsel'in Odası"'
başbkb yazısı da yer ahyor. "Varduman", Salah Birsel
tiryakileriiçin...
Müzik araştırması yarışması
TRABZON (Cumhuriyet) - Trabzon'da yayımlanan aylık
Mavi J^ota dergjsı. Nimet Koray adına birmüzik ödülü
düzenledı. Seçiciler kurulunu Ertuğrul BayTaktar. Koral
Çalgan. Necati Gedikli. Suna Kan, Ersin Onay. Teoman
Onaldı, Leyla Paır. Muammer Sun, AL Uçan, İlhan
Usmanbaş ve Faruk Yener'in oluşturduğu Nimet Koray
İnceleme-Araştırma Müzik Ödülü'nde birinci seçilen yapıt
sahibine 8 milyon lira para ödülü verilecek, aynca
yayımlanarak telif hakkı ödenecek. Son katılma tarihi 15
mart olarak belirlenen Nimet Koray İnceleme-Araştırma
Müzik Ödülü Y'anşmasf nın konusu, "Günümüz
Türkiyesi'nde Müzik Türlerinin Ulusal ve Evrensel
Ölçütler Açısından Durumu". Yanşmaya katılacaklann
yapıtlanru Müfıt Semih Baylan, Mavı Nota müzik dergisi,
PK. 205.61004. Trabzon adresine göndermelen gerekiyor.
'Nezih Ölüm Gardiyanları'
Kültür Servisi - Hale Tenger'in "Nezih Ölüm Gardiyanlan:
Bosna-Hersek" başbklı sergjsi, yann Kadın Eserleri
Kütüphanesi'nde açıbyor. 30 kasıma dek sürecek sergi.
"yeni dünya düzeni" terimıni söylemıne henüz katan 20.
yüzyıl insanım, "medeni" Avrupa'nın ortasında yaşanan
bu trajedi üzerine düşünmeye davet ediyor. 864 kavanoz ve
içlerindeki smda koruma aİtına alınmış 864 fotoğraf ve
yazı, Bosna-Hersek'te yaşananlara seyirci kalan bir
dünyaya dair. 864 kavanozda toplanan ymapıtlar, Haliç
kıyısındaki Kadın Eserleri Kütüphanesi'ninalt katında bir
odada sergileniyor.
VatiHk engetine kınama
Kültür Servisi - Edebiyatçılar Derneği. derneğin 1992 Onur
Ödülü Altın Madalyası sahibi Cahit Külebi'nin Aydın'da
yapacağı konuşmanın vablık tarafından engellenmesinı
kınadı. Cahit Külebı ve Sami Karaören, okurlan ve
edebiyat dostlan ile söyleşmek üzere Aydm'a davet
edilmişlerdı. Program, Anayasa Mahkemesi üyebğine
atanan, zamanın Aydın Vabsi Lütfı Tuncer'ın verdiği
kişisel kararlaengeÜendi. Edebiyatcılar Derneği'nden
yapılan açıklamada, "Kişisel kararlara dayanan bu gibi
engellemeleri kınıyor ve düşünce ile anlatırn özgürlüğünün
her türlü engeli aşacağım bir kez daha yineliyoruz" denildi.
TOBA Vtiyatro kuruyor
ANKARA(AA)- Devlet Tiyatrolan Genel Müdür
Yardıması ve TOBAV Başkaru Tamer Levent, Devlet
Opera ve Bale Çalışanlan Vakfı'nın (TOBAV) ocak ayına
dek bünyesinde kuracağı tiyatro ile bugüne dek çeşıtli
nedenlerle açıkta kalan sanatçı adaylanna istihdam
sağlanacağım kaydetti. Levent, bu çabşmanın gelecekte
sanatsal alanda özerk bir sanat kurumunun oluşmasına
yol açacağını beb'rtti. Levent. konservatuardan mezun
olduğu halde son üç yıldır görev alamayan sanatçı
adaylannın TOBAV'ın kuracağı tiyatrolarda
değerlendirileceğini söyledi. İlk etapta. İstanbul, İzrnir,
Adana, Antalya. Diyarbakır. Trabzon ve Ankara'da,
TOBAVın tiyatro kuracağını anlatan Tamer Levent, bu
kapsamda belediyelerleişbirliğinegidileceğini bildirdi.
Levent, şöyle dedi: Ocak ayına kadar bu çabşmayı
tamamlamak ve sanatçı adaylanna iş sağlamak istiyoruz.