15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 HAZİRAN1992 PAZARTESİ SAYFA HABERLER CUMHÜRIYETTEN OKURLARA ÖZGEN ACAR Basında Görülmemiş Bunalım...Türk basını son yılların en önemli bunalımını yaşıyor. Gazeteler geçen yılın aralık ayını toplam 3 milyon 155 binlik net satışla kapatmıştı. Oysa mayıs ayında bu rakam yaklaşık 620 binlik bir düşüşle 2.5 milyona indi. Bir başka deyişle altı ay gibi bir sürede yaklaşık her altı kişiden biri gazete almaktan vazgectı. 30 yıl önce de Türk basını bu kadar satıyordu. O günden bu yana nüfus ve okuryazar sayısı ikiye katlanmış, kişi ba- şına düşen ulusal gelir on kat artmış, ulaşım ve haberleş- me ile basının kullandığı teknikler görülmemiş boyutlara yükselmişti. Ama Türkiye'de basın yine gazete satamıyor- du... Üstelik, geçen yıl basın veTV, 346 çekilişte 40 milyarlira- yı aşkın mal ya da gayrimenkul dağıtmıştı. Bu yılın beş ayında ise bu rakam 236 çekilişte 55.5 milyar liraya yüksel- di. Bu arada 3 kupona lüks daire, 5 kupona araba, 2 kupo- na bisiklet ve hatta hatta uçak veTIR kamyonudağıtılması- na karşın, Türk basınının "tiraj" kanaması artarak sürü- yor. Satış düşünce "lotarya"ya konulan mal vegayrimenkul- lerın değerı arttırılıyor ya da kupon sayısı indiriliyor. Şubatta 780 binlik bir satışa yükselen Sabah gazetesinin mayısta indiği rakam 646 bin... Milliyet'in aralık aymdaki 440 binlik net satışı mayısta 340 bine, Hürriyet'in şubattaki 651 binlik net satışı da 545 bine, Türkiye'nin ocaktaki 342 binlik rakamı mayısta 226 bine gerilemiş. Cumhuriyet'e gelince... Basındaki bu üzücü gerilemeye ve herhangı bir lotaryacılığa başvurmamasına karşın, sa- tışı artan tek gazete Cumhuriyet oldu. Ekim aymdaki seçimlerde Cumhuriyet'in net satışı 119 bin idi. Bilinen olaylardan sonra Cumhuriyet'te büyük ka- nama başlayınca bu rakam kasım ayında 75 bine düştü. Aralıkta 54 bine, ocakta 47 bine, şubatta 41 bine (bu ay için- de bir gün 34 bine dahi düşmüştü), martta ise 42 bine in- mişti. "Dönuş süreci" başlayınca nisanda 57 bin oldu. Mayısta ise 65 bin aşıldı. Hafta sonlarmın net satışı ise 70-75 bin arasındadeğıştı. Cumhuriyet'teki dönüş sürecinin satış eğrimizi tersine çevirip yukarıya doğru yönlendirmesi hiç kuşkusuz önemli birgelişmedir. Cumhuriyet'in net satışları 1 1 9 3 3 8 sun böylesine bir artış, gazetenin sa- dık okurunun dönü- şünü kanıtlıyor. Biz bu rakamı yine de az görüyoruz. An- cak öteki tüm gaze- telerin duştüğü ve Türkiye'de toplam gazete satışının gö- rülmemiş bir biçim- de gerilediği bu büyük bunalım or- tamında Cumhuri- EK KAS ARA OC ŞUB MAR NIS MAY yg{ j r j p (jaha hlZİI bir artışı da elbette bekleyecek değiliz. • • • "Sabah Gazetesi", Kurban Bayramı'nda da yayımlana- cağını duyurdu. Bu kararı ilk duyduğumuzda "şaka" ola- rak niteledik. Ancak olayın gerçek olduğunu anladığımız an şu kararı aldık 1. Cumhuriyet yasalara saygılıdır. Yasalar böyle bir ya- yını yasaklamıştır. 2. Cumhuriyet "cemiyet" ve "sendika" gibi mesleki ku- ruluşları destekleyecektir. (Olayı sadece, bayram gazete- lerinin bu kuruluşlara sağladığı geliri kaybetmeleri olarak da görmüyorduk. Bu girişimin, mesleki kuruluşlarını orta- dan kaldırmanın ilk adımı olabileceğini de düşünüyorduk. Basının kendi içinde çıkacak bir kavgadan, gelecek siya- sal iktidarların nasıl yararlanacağını düşünmek bile iste- miyorduk.) 3. Cumhuriyet, söz konusu girişime karşı mesleki kuru- luşların yasal çabalarının sonucunu bekleyecektir. 4. Cumhuriyet, girişimi yapan gazetenin yanında yer alan ikinci gazete kesinlikle olmayacaktır. 5. Cumhuriyet, ancak öteki gazetelerin tümü yayımlan- ma kararı aldığı takdirde bayramda yayımlanacaktır. Bu- nu da "kendi okurunu gazetesiz bırakmamak için" yap- mak zorunda kalacaktır. Ancak "böyle bir olasılığı düşün- mek dahi istemediğimizi" ötek\ gazetelerin değerli yöneti- cilerinede ilettik. Cumhuriyet, Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası ile Ga- zeteciler Cemiyeti'nin görüşmelerı sonucunda yayımla- nan bildiriye imza koydu. Cumhuriyet her zamanki gibi bayramın birinci günü yayımlanacak, geleneksel uygula- ma çerçevesinde bayramın 2,3 ve 4. günleri yâyımlanma- yacaktır... "Türkiye Cumhurbaşkanı'nın oğlu TV Yasası'nı delerse biz Basın Yasası 'nı neden delmeyelim?" düşüncesinin ar- dında gerçekte başka nedenler yatıyor olmalı!.. Çünkü, hukukun temel kurallarındandır. Kötü örnek olmaz... Bu girişimin ardında basının içinde bulunduğu ekonomik bu- nalımı aramak gerekir düşüncesındeyız... Lotarya cana- varının yarattığı satıştaki kısırdöngü ve bunun sonucunda ortaya çıkan ekonomik bocalamadır... • • • Dış Haberler Servisimizin genç elemanı Sinan Gökçen, Erivan'a gitti ve Ermenistan Devlet Başkanı Petrosyan ile görüştü. Türkiye'nin dış politikasını da etkileyecek düzey- de ve son yılların bu en önemli mülakatında ortaya bir de "sürpriz mektup" çıktı. Mülakatın, mektubun ve içindeki önerilerin daha uzun günler tartışılacağına eminiz. 65.364 Doğramaa'nın yönetmelik değişikliğine karşın rektörlerin seçiınle belirleneceğini açıklayan Akyol 'Seçim görüntüsündekatıııerli atama' DOĞANAKIN ANKARA - Başbakan Süley- man Demirel'in. üniversitelerle ilgilı çalışma yapmak üzere gö- revlendirdiği Devlet Bakanı Türkân Ak>ol, YÖK Başkanı Prof. Dr. Ihsan Doğramaa'- nın, sürpriz bir yönetmelik de- ğişikliğiyle kurdurduğu "Rek- tör Atama Komisyonu" ile "seçim görûntüsü altında kat- merli atama" yaptığını söyledi. Yönetmelik değişikliğine karşın rektörlerin, üniversitele- rin tüm kadrolannın kaüldığı bir seçimle işbaşına geleceğini açıklayan Akyol, üniversite öğ- retim üyelerinin önerilerini de içeren bir çahşmanın Başbakan Demirel ile Başbakan Yardım- cısı Erdal İnönü'ye sunulduğu- nu bildirdi. Akyol, "Seçim diye sunulan sistem, yeni bir atama modeli- dir" dedi. YÖK Yasası'na göre, görev süresini dolduran 20 rek- tör ile yeni kurulan 20 üniversi- te ve bir teknoloji enstitüsüne atanacak rektör ve başkan se- çimlerine ilişkin işlemlerin tem- muz ayı sonuna kadar bitiril- mesı gerektiği için konunun önümüzdeki günlerde hüküme- tin gündemine gelmesi bekleni- yor. Rektör ve dekan seçimlerinin 1 ay içinde YÖK'ün gündemine geleceğini anımsatan Akyol, yönetmelik değişikliğini, koa- lisyon protokolü ile hükümet programına "bir alternatifle karşı çıkış" olarak değerlendir- di. Yeni sistemin, hükümet prograrru ile protokole aykın olduğunu vurgulayan Akyol, seçıcilerin YOK başkanının atadığı kimseler olduğuna dik- kat çekerek, "Seçim diye sunu- lan sistem, yeni bir atama modelidir" dedi. Cumhuriyet'in sorulannı yanıt- layan Akyol, şunlan söyledi: " Sayın poğramaa. bu iş için kendisine göre 5 kişilik bir heyet kurmuş. 3 kademeli İzmir Üniversiteleri Öğretim Elemanlan Derneği Başkanı Özlem: 'Hükümet, verdiği sözüyerine getirsin' İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - YÖKün bir yönet- melik değişikliğine gıtmesinin asıl amacının, "mevcut atama- cı ve tepeden ınmeci tutumunu sürdürmek istemesi" olduğu bildirildi. duğu gerekçesi üe yapüğını öne sürdü. Özlem, şunlan söyledi: "Şu ana kadar 385 arkadaşı- mız Izmir'den, 1102 arkadaşı- mız da İstanbul'dan Başbakan Süleyman Demirel'e bu konu- İzmir Üniversiteleri Öğretim da mektup göndemıişlerdir. Elemanlan Derneği Başkanı Türkiye çapında halen devam Doç. Dr. Doğan Özlem, etmekte olan mektup kampan- YÖK'ün son yönetmelik deği- yası da giderek yaygınla^mak- tadır. Eğer hükümet; YOK ve Prof. Dr. Doğramaa'nın poü- tik rüzgârlara göre yön alma konusundaki becerilerinden, kendine göre hakb bulduğu şikliğini, "öğretim elemanla- nndan ve öğretim elemanlan derneklerinden, seçılmiş yöne- tıcilerin işbaşında olduğu bir üniversite yönetimıne kavuş- mak konusunda gelen yoğun ısteklerin baskısı altında" ol- nedenlerden dolayı yararlan- mak gibi -kendisine yüklemek istemedığimiz- bir niyet taşı- yorsa, bundan kazançh çıka- cak olan, ne yazık ki sadece YÖK ve Prof. Dr. Doğramaa olacaktır. Buna karşılık, hükü- met güvenilirliğini yitirecek ve daha da önemlisi üniversitele- rimiz, yeni bir huzursuzluk or- lamına itilmiş olacaktır. Hü- kümeti verdiği sözü tutmaya ve gerekli yasa değişikliğini acilen yapmaya son kez davet ediyor; içte ve dışta yoğun problemlerle karşı karşıya olan ülkemizin, huzursuz bir üniversıtenin yaratacağı yeni problemlere maruz kalmama- smı diliyoruz." bir kurul oluşturarak yönetme- lik^ değiştiriyor. Bu tasan, YÖK'te görüşüldü ve inarul- maz bir süratle Resmi Gazete'- de yayımlandı. Sayın Doğra- macı, böylece. yeni kurulan üniversitelerin rektörlerinin atanmalannı da hazırlamış bu- lunuyor. Görünüşe göre, baş- vuran rektör adaylan arasında yönetmelikte öngörülen kurul tarafından seçim yapılarak Cumhurbaşkanı'nın onayına sunuluyor. Ancak, bu kurul da atamayla işbaşına gelıyor. Sa- yın Doğramaa'nın yapüğı kat- merli atamadır." Akyol, köklü bir üniversite reformunun anayasa değişikli- ğinden sonra gerçekleştırilebile- ceğinı, ama anayasa değişikliği- ni beklemeden de kısmi demok- ratikleşme sağlayabilecek bazı düzenlemeler yapılabıleceğini belırterek, şöyle devam etti: "Üniversite reformunun ya- nısıra, son 11 yılın tahribaunı giderecek yeni bir düzenleme de yapmak gerekiyor. Şimdilik, törlerin seçimle işbaşına gelme- sini sağlayacak yeni bir düzen- leme yapılması gerekiyor. Üniversıteler, eskiden olduğu gibi, kendi tektörlerini tüm kadrolannın katıldığı bir se- çimle belirleyecekler. Seçilerek belirlenen 3 rektör adayı Cum- hurbaşkanı'nın onayına sunu- lacak. Böylece, kim atanırsa atansın, bir ölçüde demokratik- Ieşme sağlanmış olacak. Bu, tek maddelik bir yasa değişıkliği ile yapılabılir ya da halen TBMM gündeminde bulunan yasaya birekdeyapılabilir." Akyol, anayasa değişikliğini beklemeden yapılacak düzenle- meler çerçevesinde, dekan seçi- mi statüsünün farklılaştırılabi- leceğini, geçıcı maddeyle dekan ve rektörlerin seçimle işbaşına gelmelerini sağlayarak, YÖK'- ün kompozisyonunun değişti- rilebileceğini açıkladı. YOK'- ün, üçte ikisi seçilmiş dekan ve rektörlerden oluşması halinde, demokratikleşmenin sağlanmış olacağını kaydeden Akyol, bir 5 yıl daha, adeta YÖK Ya- "Böyîece, YÖKün tek görevi^ sası'nı meşrulaştıracak bir ata- istihdam ve işgücü planlaması ma faktörünü bertaraf etmek gerekiyor. Bu çerçevede, rek- ile üniversiteler arası eşgüdüm olacakür" dedi. Bir tualin yazı-turası: Fahrelnissa Zeid ve oğlu Nejad Devrim Fahrelnissa Zeid'in bu resminin (solda) arkasına, tual bulamayan oğlu Nejad De>rim de bu resmi yapmış. Bir madalyonun iki yüzü gibi ana-oğul. NİLGÜNTOFTAS "Bundan 20-25 sene evvel Fahrelnissa (Zeid) sağ, buraya geldi. Sanyer'deki eski köşküne gitmek istedi, ben şoförlük yapanm dedim. Ben, Tunç Yalman hep birliktegittik. Her taraf toz içindeydi, 15 yıldır bu"akjp Irak'a gitmişlerdi.. Örtahkta bir sürü de resim vardı. 'Istersenız alın çocuklar...' demez mi? Hemen aldım bir tane." Nejad Devrim'in (Zeid'in oğlu) bir tablosunu almış Ali Nejzi. 20 yıldır bir yerlerde duran ve Neyzi'yi "pek de heyecanlandırmayan" resim, sergi olayı gündeme gelince, çerçevesi değiştirilmek üzere ele alınmış. "Çerçeveci arkadaş, 'Ali Bey, bu resmin arkasında başka bir şey var' dedi. Resmin arkasından bir resim daha çıkü. Resim Fahrelnissa Hanım'ın o dönem resimlerine çok benziyor. Bende böyle bir kanaat oluştu, Füreya Koral'a (Zeid'in yeğenı) gösterdim, o da kaüldı, ama biraz şüpheli. Anlaşılan Nejad tualsız kalmış, sıkışmış, annesinin resminı çevirip arkasına kendisininkini yapmış." Isviçre Sigorta'run yeni açılan binasının giriş katındakı galeride açılan resim sergisinde bulunan "çifte çerçeveli" resmin ılginç öyküsü böyle. Öyküyü anlatan, sergıyı düzenleyen koleksiyonun sahibi, İsviçre Sigorta'run Yönetim Kurulu Başkanı Ali H. Neyzı. Şirketin, geçen gunlerde hizmete açılan Altunizade'delu binasında bulunan galende Ali NeyzTnın koleksiyonundan resunler sergıleniyor. Aralannda Agop Arad, Avni Arbaş, Cihat Burak. Abidin Dino, Fikret Mualla, Bedri Rahrru, Burhan Uygur, Fahrelnissa Zeid, Nejad Devrim, Eşref Üren gibi birçok ressamın yapıtlannın bulunduğu resimlere "koleksiyon" denmesıne karşı çıkıyor Ali Neyzi:"Aslında resim toplamadım ben, resmi sevdiğim için aldım, sevdiğim resimleri aldım. Bazüanna para bıle vermedim. Dostluk ilişkileri içinde hediye edildi..." Ali Neyzi resim almaya 1940'larda başlamış. tlk resim Bedn Rahmi'den. "Delikanh, ünlü ressama yanaşır, 'Şu ufak Bursa resminıze hayranım. Otuz beş lira değer ko\Tnuşsunuz, şimdi elimdekı 15 lirayı takdim etsem, hafta sonlan harçlığımdan arUracağun beşer liralar ile dört haftada borcumu ödesem olur mu?" O günden bu zamana dek sanata olan tutkusunun bir yansıması olarak resimler almış ya da "ele geçirmiş". "Eren'in (Eyüboğlu) evinde resimlere bakıyoruz. Ben bir portre buldum. Orhan Veli'nin portresi. Almak istedim. Eren Hanım, 'O resim değil ki, arkadaş o..."dedi. Ben parayı çıkannca, Bedri Rahmi, 'Şimdi oldu mu? Bak şimdi resim oldu' dedi." Ali Neyzi'nin, 40'tan fazla sanatçının, lOO'e yakın yapıtından oluşan koleksiyonundaki neredeyse her parçarun böyle ilginç bir öyküsü var. Hepsinin en ilgina olan ve çifte çerçeve yapünhp tavana iplerle asılmış olarak sergilenen çift resırrüi tablo, çevresinde dönecek izleyicilenni bekhyor. Güreş, 'referandum önermedi' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Genelkurmay Başkanh- ğı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş'in İz- mir'dekı Efes-92 tatbıkatı sıra- sında, Genelkurmay Başkan- lığı'nın Milli Savunma Bakan- lığı'na bağlanması konusunda "halka gidin bakalım" şeklin- deki sözlennin kamuoyunda yanlış anlaşıldığını bildirdi. Genelkurmay BaşkanlığYn- dan üst duzeyde bir askeri yet- kili, Orgeneral Güreş'in sözleri- nin "referandum" istediği şek- linde yorumlanmasının "spe- külatif' bulunduğunu söyledi. Askeri yetkili, "Komutan, refe- ranoum demedi. Yalnızca, 'hal- ka sorun' dedi" diye konuştu. TSK'da mecburi hizmet süresi TBMM'de T k . 1 s-^.. .. GalatasarayLisesi'ningelenekselPilavGünü'n- y r l l a V İ7linildeoğreııcUervemezunlarbirarayagelip,anıla- rını tazeiediler. Yeni mezun Ali Rıza Karabağ'ın. ebnı sanatının inceiiklerini göstermesi de günün en ilgi çeken olayıydı. Pila> Gününde eski ve j eni mezunlar, "Bir dahaki sefere" dediler ve evlerinin yolunu ruttular. (Fotoğraf: MUSTAFA ERSOY) ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Genelkurmay Başkanlı- ğı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde mecburi hizmet süresinin 15 yıl- dan 9 yıla indirilmesi konusun- daki tasannın yasaJaşmanın "artık TBMM"nın gündemin- de" olduğunu bildirdi. Türk Silahlı Kuvvetlen'nde uzun süredir beklenmekte olan mecburi hizmet süresinin 15 yıl- dan 9 yıla indirilmesi sonrastn- da orduda bir dizi de istifa bek- leniyor. Genelkurmay Genel Sekreteri Tuğgeneral Tolon, bu konuda Cumhuriyet'in sorula- nnı yanıtlarken, "Bazı kritik görevlerde bulunan personel daha iyi ekonomik koşullar ve- nldiğinde istifa etmez mi? Eder, tabii kı. edebilir. Ama bir yerde askerlik bir şövalye mesleğidir. Bir gönül verme meselesidir" dedi. Tuğgeneral Tolon, mecburi hizmet süresi indiriminin yasa- laşması sonrasında, TSK'nın kaç mensubunun aynlabileceği yolunda kuvvetler bazında ge- rekli çahşmalann yapıldığını da belirtti. "'İsüfalar bekleniyor mu? " sorusuna ise şu karşılığı verdi: "Bekleniyor. Ashnda, belki buna ihtiyaç da vardır. TSK'da yeniden yapılanma, moderni- zasyon çalışmalan içinde subay yetiştirme kaynaklannda kü- çültme var. Bunlann hepsinin hesabı kitabı yapılmıştır. Aynl- ma oranlan konusunda kuvvet bazında çalışma yapılmıştır." BİR D E V R E - M Ü L K TATİ Ö N E M L Î D Î R BU YAZ, BAKIMU EVLERİ VE GOZ OKŞAYAN ÇEVREStYLE, ODAK TURGUTREIS DEVRE-MULK V111AIARIN HEMEN ONUNDE 20 EK V1LLA (150 DEVRE) BİTMEK UZERE 15 GUN YAZ + 15 GUN BAHAR 2^5 MİLYON PEŞİN, YA DA UYGUN TAKStTLERLE ODAK TURGUTOEISTE SON FIRSAT 1200 AÎLE... 4000*1 AŞKIN ODAKLI, BODRUM/TURGUTREÎS'TE TATÎLÎN TADINI ÇIKARIYOR. HER YAZ! TURGUTREIS / BODRUM • BELEK/ANTA1YA DEVRE-MULK TATtt. KOY1ERİ Şakir Kesebır Cad No 32 Balmumcu Plaza 2 80700 Balmumcu/tSTANBUL TEL:(1) 272 28 61-62-63 FAKS.O) 274 86 34
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle