Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet |
Sahibı: Cumhıırıyet Malbaacılık ve Gazeıecüık Turk Anonım Şırketı adına
Berin N»di • Genel Yayın Yönetmenı. Ozges Acar • Genel Yayın
Koordınaıoru. Hikmel Çelinkaya 9 Yazı tşlerı Mudurlen: Fösun Özbilgen
(Sorumlu), Celal Başlangıç 0 Yazı Işlen Mudur Yardımcısı: Salim Alpaslan
Sayfa DOzenı Yönetmenı: Ali Arar • Adana Temsılcısı: Çeün Yifenoglıı
Iç Politıka Mehmet Tezkan. İstanbul Haberleri: Şenay Kalkan, Dış Haberler: Ergon Balcı,
Kultur: Murşil Balabanlılar, Makaleler: Sami Karaoren, Spor' Abdulkadir Yucelman, Duzelıme:
Abdullah Yazıcı • Koordınatör: Ahmel Korulsan • Malı îşler- Erol Erkut • Muhasebe:
Bülent Yener • Butçe-Planlama. Sevgi Osmanbcşcoğlo • Idare: Huseyin Gurer • İşletme:
Önder Çejik • Bilgi-Işlem: Nail İnıl • Personel: Sevgi Bostancıoglu
Suran vt Yanm Cumhunyn Matbuahk ve Gazctcdlıl T-A^. THrkocjJı Cad. 39/41 Cafelofhı
34334 İSI PK 246 Istanbul Td 512 05 05 (20 h.1). Teta 22246, Fttt (I) 52* 60 72 • Bûroiar
Aıkum: Zıya Gökalp Blv lnküıp S. No 19/4, Tti. 433 11 41-47, TUEC 42344, Faı: (4) 133 05 65
• l™*r H Zıya Blv 1352 S. 2/3, Tcl: 13 12 30, Tctar S2359, F»* (51) 19 53 60 • M a c
InOnO Cad 119 S. Ncr 1 Kal 1, Ttl 19 37 52 (4 hat), TUor 62155, Fn: (71) 19 25 78
TAKVİM.-8HAZÎRAN 1992 İmsak:3.27 Güneş: 5.24 Öğle. 13.08 İkindi. 17 07 Akşam: 20.40 Yatsı: 22.30
Basın-yayın 72
yaşında
•ANKARA(AA)-
Basın-Yayın ve
Enformasyon Genel
Müdürlüğü'nün
kuruluşunun 12. yıldönümü
kutlanıyor. Basın-Yayın ve
Enformasyon Genel Müdür
Vekilı ömer Tarkan
başkanlığında bir heyet, dün
Anıtkabir'i ziyaret ederek
saygı duruşunda bulundu.
Anıtkabir özel defterini de
imzalayan genel müdür vekili
Tarkan, deftereşunlan
yazdı: "Ulu önder Atatürk,
talimatınla kuruian
Basın-Yayın ve
Enformasyon Genel
Müdürlüğû'nün 72. kuruluş
yıldönümünü kutlamanın
kıvaneı ıçindeyız. Senın
izinde, ilke ve inkılaplanna
bağlı kalarak çalışan genel
müdürlüğümüz, görev ini
daha iyı yapabilmek ıçin
çağdaş teknolojinin sunduğu
imkânlaria etkınliklerini
geliştirmek, ulusal ve
uluslararası düzeyde saygın
bir konuma ulaşmak
çabasındadır"
Çağdaş'ın ilk yılı
• Bt RSA (Cumhuriyet
Bfirosu) - Çağdaş Gazeteciler
Derneği (ÇGD) Güney
Marmara Şubesi tarafından
hazırlanan 'Çağdaş' isimli
aylık gazete, 1. yayın yılını
doldurdu. 'Gazetecilenn
Gazetesi' sloganıyla yayına
başlayan Çağdaş'ta, ÇGD
üyesi Bursalı gazetecilerin
özellikle basına yönelik
çalışmalan yer aldı. ÇGD
Güney Marmara Şube
Başkanı ve Çağdaş'ın sahibi
Arzu Yılmaz,
" Arkadaşlanm ile bırlıkte
Çağdaş'ı 1. yaşına getırmenin
mutluluğunu yaşıyoruz.
Gazetemiz gerek ele aldığı
konular gerekse de
gazetecilenn hiçbır karşılık
beklemeden özveriyle
hazırlamalan açısından bir
örnektir. Bu alanda önemli
bir boşluğu doldurduğumuz
kanısınday ım. Çağdaş'ın
daha uzun yıllar çızgısinı
koruyarak ve kendisinı
geliştirerek yaşayacağına
inanıyorum" dedi.
'Bayram
gazetesi'
tartışması
• ÎSTANBUL (AA) —
Sabah gazetesinin, Kurban
Bayramı'nda yayına devam
etme kararı uzerine,
Gazeteciler Cemiyeti, bugün
Türkiye genelindeki cemiyet
başkan veya temsilcilerinin
katılacağı bir toplantı
düzenliyor. Gazeteciler
Cemiyeti'nden yapılan
açıklamada, yasa ve meslek
gereği Şeker ve Kurban
bayramlarında günlük
gazetelerin yayımlanmama
kuralını bir gazetenin
çiğnemesi girişiminin, kendi
şehirlerinde Bayram
gazetesi yayımlama hakkına
sahip olan Anadolu'daki
basın kuruluşlarının da
tepkisiyle karşılandığı
belirtildi. Gazeteciler
Cemiyeti Burhan Felek
Konferans Salonu'nda yarın
düzenlenecek toplantıda,
meslek geleneğini bozmaya
yönelik bu eylem karşısında
alınacak ortak önlemler ve
yöntemlerin belirleneceği
bildirildi.
Mevlana müzesi
ışıklandırıldı
• KONYA (AA) - Konya'da
tarihi eserlerin
ışıklandınlması çalışmalan
devam ediyor. Vali Ihsan
Dede, düzenlediği basın
toplantısında. müze ile
birlıkte Mevlana
Gülbahçesi'nin
ışıklandınlmasına 620
milyon lira harcandığını,
bunun 120 milyon lirasının
vatandaşlarca karşılandığını
belirtti.
Balkanlar'da kültürel kimlik yok oluyor
Pitana. Sözcüğün anlamı, kadın kenti, kraliçe, Amazon... Şimdiki adı Çandarlı. Çandarlılılar başka kentlere taşınan tarihlerini geri istiyorlar.(tjMÎTOTAN)
Zamanın merkezi Pitana
ÜMİTOTAN
İZMİR - Şimdiki adı Çandarlı; Ama-
zon ana kraÜçesinin adını verdiği söyle-
nen, tarihi beş bin yıla dayanan Pitana.
Zamanın en önemli kesiüeri burada ya-
şanmış. Zamanın merkezi olarak
anılmış. Şimdilerde büyük bir sessızlik.
kimsesizlik ve ilgisizliği yaşıyor...
"Sağa viraj" işaretinin ardından tari-
hi Çandarlı Kalesi'yle yüzyüze gelıyor-
sunuz. Boş kumsalda yamız rüzgânn
mınldanması duyulabiliyor. Kale yöre-
sinde zaman sanki hep yerinde saymış.
Geçenlerde çukurlardan yeryüzüne fı-
rlayan sıkkeler Çandarh'ya hareket ge-
tirmeye yetmemış. Oysa olağanüstü
kumsalı, temiz denizi, görkemli tanhi ile
insanın arayıp da bulamayacağı yöre-
lerden Çandarh. Tek yapacağıruz, ana-
yoldan 10 kilometre içeriye girmek,
hepsi o kadar.
Pitana sözcüğünün anlamı; kadın
kenti, ana, kraliçe, Amazon kenti. Söy-
lencelere göre Pitana adlı ana kraliçe
Kyme, Priene kentlennin yanısıra Çan-
darlı yöresınde de bir kent kurmuş ve bu
kente kendi adını vermiş. 1910 yılından
bu yana Çandarb'nın tarihi "hallaç pa-
muğu" gibi atılmış. Buluntulardan, bu
yörede M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan
bir yaşam ve devinim izleniyor. Araştı-
rmacı Eyûp Eriş, "Bergama'nın, Foça'-
nın. Dikili'nin ilkçağına baktıkça hep
Çandarh'yı gördüm Bizans'ın karanlık
crtaçağında bile Çandarb bir yüdız gi-
biydi" diyor.
Çandarlı, Osmanhlann son dönemın-
de hızla küçülmeye başlıyor. Düşüş,
cumhuriyet döneminde de sürüyor.
Çandarlı yatınm görmüyor, kendini
unuttunıyor. Çandarlı Belediye Baş-
kanı Huseyin Gürel, 'Bu ölü toprağını
üstümüzden atmamız lazım" diyor.
Hüseyın Gürel, önce Çandarh'nın
öyküsünü anlatan bir kitapçık bas-
tırmakla işe başlamış. Geçen günlerde
bulunan sikkeler ve Afrodit heykeli ga-
zetelere haber olunca, "İşte fırsat" diyor
Gürel. Yörelerinde her yerden tarih
fışkırdığını, beldelerinin temiz ve do-
ğayia iç içe olduğunu, karmaşadan ka-
çanlann Çandarb'da çok rahat edeceği-
ni belirten Hüseyin Gürel sürdürüyor:
"Kumsalımız olağanüstü, denizimiz
tertemiz. Yatak fıyatlanmız turistik yö-
relere göre çok ucuz. Tatilcilere sesle-
niyorum: Bu yaz üç gününüzü de yöre-
mize ayınn. Eğer hoşnut kalmazsanız
benim yakama yapışın."
Bir de, "kaşla göz arasında" başka
kentlere giden "tarihlerini" geri istiyor
Başkan Hüseyin Gürel:
"Nerede Çandarb kaalannda ele ge-
çen buluntular? Seramikler, küpler,
heykeller, sikkeler nerede? Bergama'da,
İstanbul'da, Izmir'de, yurtdışmda. Ber-
gama kadar eski Pitana için ne söyleye-
bıliriz. ne gösterebiliriz? Bizim eserleri-
mızi gen versinler, bir müze açalım. Tu-
riste tarihi ve doğayı birlikte dayumsa-
yabileceği bir ortam yaratahm." Ama-
zonlann kenti Pitana sessizhk, kimsesiz-
lik çarkını kırmak istiyor. Yüzlerce, bin-
krce yıl önceki gibi "zamanın merkezi"
olmak istiyor. Pitana sizJeri bekbyor...
Dostlannın "Şişko Lucy"si Pavarotti için bir müzik eleştirmeni şöyle diyor:
Bazen söylemiyor bağnıyor
•Pavarotti hızla
kilo vermezse duru-
mu kötü. Siyatiği
var, şişmanlıgı yü-
zünden siniri sıkı-
şıyor. Boğazındaki
yağlanma nefıs sesini
çıkartmakta güçlük
yaratıyor. Beyaz
mendilini sallamak
dışında sahnede ha-
reket etmek istemi-
yor.
EDtPEMİLÖYMEN
LONDRA - Luciano Pava-
rotti, dünyanın en tanınmış
operauk sesi, sağlık bakımı-
ndan sorunlu bölgede. Doktor
gözetimınde hızla kılo veremez-
se durum kötü. Tat zevki de
müzik zevki kadar cilalanmış
olan Pavarotti'nin son sonınu,
bacaklanndaki ağnlar. Fazla
yemekten, dostlannın "Şişko
Lucy" dedikleri Pavarotti, bu
sezonda iki büyük konserini ip-
tal etti. Kendisini iyi hissetme-
diği için. Repertuan daraldı.
Operada dahi "esas oğlan"m
bu kadar şişman obnası, hele
artık günümüzde mümkün de-
ğjl. Opera da "esas oğlan ve
kızlar" için yaaldığı için Pava-
rotti gibi bir mega-star, ikinci
üçüncü derece rollere inecek de-
ğil. Aşın şişmanlığın bır başka
yönü de işte böyle psikolojik.
Pavarotti'nin sorunlan, yu-
kandan aşağıya, sağdan sola
uzun bir bste. Siyatiği var. Şiş-
manlığı yüzünden siniri
Pavarotti'nin yûksek tansiyon, damar sertliğinin yanı sua nefes darlığı da çektiği basına yansıdı.
sıkışıyor, yürümesini, ayakta varsa dahi basına yansımaz bır zen söylemiyor da bağınyor"
bilgı yok. Boğazındaki yağlan-
ma yüzünden nefıs sesini çıkar-
makta zorlandığı zamanlar olu-
yor. Bir müzik eleşürmeni,"Ba-
bile durmasını bazen acıh yapı-
yor. Yürürken aksıyor ayağı ve
ayağını sürür gibi bir hali var.
Kalça ekleminde de bir sorunu
dedi. New York'ta Metropoli-
tan Operası'nda "Aşk İksıri"-
nde (L'Elisir d'Amore) durum
ıyı değilmış. New York Times'-
Di ııiıı zehiri, Murdoch'a şerbet oldu
• Basın imparatoru Avustralyalı Rupert Murdoch ve
onunla aşık atma hevesindeki baa gazete patronlan için
saray haberleri, yaz tirajının kurtanaa olarak görülüyor.
LONDRA (Cumhuriyet) -
İngiltere veliahtı Prens Charles
ile eşı Prenses Diana'nın asb-
nda ne kadar mutsuz olduklan
ve güzel prensesin bir değil, tam
beş kez ıntıhara kalkıştığı iddi-
ası, Londra gazetelerinın sayfa-
lanndan düşmüyor.
Aşın yemek yiyip sonra bu-
nun hcpsini bir anda atmakla
kendini gösteren bir ruhi den-
gesizlik içindeki müstakbel kra-
liçenin, ruh doktorlanndan
falcılara kadar birçok kışıden
nasıl medet umduğu, ama ko-
casının "Sevgi yok, görev var-
dır" diyerek nasıl soğuk dav-
randığı" türünden yazılar,
İngiltere gündemini meşgul et-
meyı sürdürüyor.
Yaşamı sansasyon ve merak
uyandına, iç gıaklayıa haber-
lere bağlı magazin basınında
geçen hafta başlayan yaybm
yayınlar, hafta sonunda ağır-
başlı basına da sıçradı.
Kraliyet ailesine ilişkin ha-
berlere hiç yer vermemesiyle
ünlü "Independent" dışında
tüm basmda baş haber, "Dıana
ne kadar mutsuz, Charles ne
kadar ruhsuz" ana teması üze-
nnde döndü.
Charles-Diana evliliğinde bir
şeylerin iyi gitmediği öteden be-
ri belliyken, ancak bu konular-
da gerçek yerine her zaman söy-
lenti egemen de olacağı için, Di-
ana'nın bır değil, aslında beş
kez intihara kalkışmış olması
"yeni" bir haberdi.
Ancak yayınlan Avustralyalı
basın imparatoru Rupert Mur-
doch'un gazetelennin başlat-
ması. yaklaşan yaz aylanyla
birlikte tiraj durgunluğuna gi-
recek olan öteki magazin gaze-
telerini dehşete düşürdü.
Krab'yet aleyhtan cumhuri-
yetçi görüşleri ile tanınan, çoğu
belden aşağı ve gerçekliği belir-
siz, asparagas haberlerle dolu
magazin gazeteleri, sahibi oldu-
ğu Sky uydu kanalıyla, sıradan
ve yüzeysel televizyon prog-
ramlarıyla düşük beğenili ge-
nış bırkitleyehitapetmeyi ticari
bakımdan uygun gören Mur-
doch'un, kraliyet ailesindeki
aynlma. boşanma ve mutsuz-
luk haberlerini kısa sürede ga-
zetelerine tiraj aldırma fırsatı
saydığı anlaşılıyor.
Murdoch'un bulvar gazetele-
ri"Sun"biryıldayüzde4.5,"To-
day" yüzde 13, "News of the
NVorld" yüzde 5, ciddi gazetele-
ın eleştirmeni Edward Roths-
tein'a göre "Kazık gibi duru-
yordu ve hareketleri zorlaşmış-
tı." Pavarotti ise belb ki bu ope-
rayı "kurtancı" bulmuş. Sahne
hareketi az olduğu için olsa ge-
rek, Londra'da Covent Garden'-
de seslenecek "La Boheme"in
yerine bunda ısrar etmişti. Pa-
varotti'nin "La Boheme"in
sahnenin orasından burasına
koşturmayı gerektiren başrolü-
nü kaldıramayacağı anlaşıb-
yor. Pavarotti, artık beyaz
mendih'nı sallamak dışında sah-
nede hareket etmek istemiyor.
"Tosca'da oynayacaksa, mer-
diven inip çıkıp kale burçlanna
tumanmak yok." Tosca'nın
tüm sahnelenmesi, Pavarotti
için değiştirilmiş. i
Başka sorunlan olduğu da
biliniyor. Yüksek tansiyon, da-
mar sertb'ğinin yanı sıra nefes
darlığı çektiği de basına yansı-
yan sağbk sorunlan.
Pavarotti'ye baküacak olur- |
sa bu yıl başından beri, 130
kilosundan 10 kilo inmiş. Ama
bu aşın kilolar gerçekten fazla
yemekten mi hormonal mı
meçhul. "tngjliz Oburluk \
Araştırmalan Birliği" Başkanı
Dr. Peter Kopelman, "Kilosu \
biraz değil, çok aşın. Düpedüz
obur" diyor. Pavarotti ise 1985
yıbnda bir Fransız TV prog-
ramına verdiği mülakatta. "Şe-
ker sorunum yok. Kolesterol
sorunum da yok. Sadece kalori
sorunum var. Bu da sa-
natçıbğımı etkilemiyor" demiş-
ti. İngibz gazetelerinin aşın ki-
losuna takıldığını gören Pava-
rotti her zamanki esprisi ile
"Yan vücudumu incelteceğim,
öyle ki beni bir daha göremeye-
ceksiniz" demişti.
i Dubrovnik
tarihe gömülüyor
OKTAY EKİNCt
Dünyanın tarihsel kimliğini
en iyi koruyan kentleri arası-
nda "ilk sıralarda" bulunan
Dubrovnik, aylardır Balkan-
lan kan gölüne çeviren çatı-
şmalar nedeniyle sürekli bom-
balanıyor ve tahrip oluyor.
Kentteki tarihi binalann ve
sokaklann önemli ölçüde ha-
sar gördüğü geçen kasım ayı-
ndaki "geceyansı bombardı-
manlannın" yıkıntılan henüz
temizlenmeden, bu kez 30 ve
31 Mayıs 1992 günlerinde Yu-
goslav topçıılannın başlat-
tıklan yoğun ateş sonucunda,
geriye kalan kültür değerleri
de büyük yaralar aldılar.
Dünyadaki "en eski caddeler-
den" 650 yılbk Stradus ve çev-
resindeki Rönesans dönemine
ait bezemeli taş binalarda
"onanlamaz" düzeyde tahri-
bat olduğu söyleniyor. Ajans-
lann büdırdıklenne göre
Sırplann, Bosna-Hersek'teki
saldınlan sırasında yıkılan ta-
rihsel yapılar içerisinde, Mi-
mar Sinan'a ait ünlü Moster
Köprüsü de bulunuyor...
Adriyatik uygarhklan içeri-
sinde özgün bir yeri olan ve
"kaldınm taşlanndan sokak
fenerlerine kadar" geçmiş
yüzyülann Avrupa kenti este-
tiğini bugünlere taşımayı ba-
şaran Dubrovnik, }3 yüzyıllık
bir gecmişe sahip. İS 7. yüzyıl-
da, Slav ve Avar yağması-
ndan kacan Romah mülteci-
ler, Dalmaçya kıyılannda "Ra-
gusa" adlı küçük bır kent kur-
muşlar. Sonra bu kent, Akde-
niz uygarhklannın zengin mo-
zaiğı içinde, öbür güçlü kent-
lerie "yanşarak" kendine özgü
bir küîtürel kimliğe kavuşarak
güçlenmiş. 13. yüzyıl sonlan-
nda büyük bir yangın geçirme-
sinekarşın,yenidenve"eskisin-
den daha güzel" inşa edılmiş.
Kent estetiğini ve kültürünü
yaşatma çabası 1667'dekidep-
remden sonra da "inatla" sür-
dürülmüş ve bu kez Rönesans
MimarhğVnın üstün örnekle-
riyle yaratıbruş. Kültür ve sa-
nat alanında da Avrupa'nın
önemli bir merkezi hah'ne gel-
mesi sonucunda, Dubrov-
nik'in adı "Güney Slavlann
Atinası" olarak nam sabnış.
Geçen yıla kadar yayımla-
nan Yugoslav turizm tanıtma
broşürlerinde "Dabnaçya'nın
yeşil kıyılanndan 21. yüzyıla
bir ortaçağ armağmımız" ola-
rak söz edilen Dubrovnik,
şımdi aynı broşürleri hazırla-
yan ülkenin ordulan tarafı-
ndan sürekli bombalanıyor ve
21. yüzyıla ulaşmadan "tarihe
gömülüyor." Hırvat spikerin
radyodan süıekli anons ettiği
"SOS Avrupa" sesleri ise Ad-
riyatik'in rüzgârlanna kanşıp
Akdenız'e doğru kaybolarak
gidiyor.
Oysa Dubrovnik, Avrupa
Mimari Mirası'nın Konın-
ması Sözleşrnesi'ne (1985) .
göre "bütünüyle korunması
gereken anıt kentler" sınıfına
giriyor ve bu kentleri koru-
maîc görevi aynı sözleşmeyle,
tüm taraf ülkelere de veriliyor.
Benzer şekilde yine Dubrov-
nik, Uluslararası Anıtlar ve
Sitler Konseyi'nin (ICOMOS)
"müze-kent" olarak belirledi-
ği tarihsel yerleşmeler listesin-
deyerabyor.
Danimarka'daki gazeteciler
Hikmet Çetin'i
Jensen sandılar
FERRUH YILMAZ
KOPENHAG - Danimar-
ka'nın Avrupa BırhğTne hayır
demesınden sonra, dünyanın
herhangi bir ülkesinin bir tele-
vizyon kanalında Danimar-
ka'nın görüşlerini Türk Dışiş-
leri Bakanı Hikmet Çetin dile
getirdi. Çetin'in Danimarka'-
nın görüşlerini hangi ülkenin
televizyonuna anlattığı sapta-
namadı.
Sab günü yapılan halkoyla-
masından Avrupa Birliği'ne
"hayır' çıkmasıyla Danımarka
bır anda dünya basmının ilgı
odağı oldu. Danimarka Dı-
şişleri Bakanı, yabancı basının
sorulanna cevap yetiştiremez
oldu. Çarşamba günü Oslo'da
yapılan NATO Dışışleri Ba-
kanlan Toplantısı da Dani-
marka'daki halkoylamasının
gölgesinde kalırken basın men-
suplan
Danimar-
ka Dışiş-
leri Ba-
kanı Uffe
Elleman-
Jensen'i
gördükle-
ri yerde
sonı
yağmu-
runa tut-
tular. Da-
nimarka
Dışişleri Bakanı, damarlan-
ndaki İspanyol kanşımı kan-
dan doîayı KuzeyUler gibi
sanşın ve mavi gözlü değil, ak-
sine kumral ve kahverengi göz-
lü. Üstüne üstlük, kuzeyb dev-
let adamlanndan farklı olarak
bıyıkb ve de kocaman bir bur-
nu var. Bu da ona güneyb bir
hava veriyor.
Türk Dışişleri Oslo'daki
NATO toplanüsına gelirken
yolu orada bulunan bir televiz-
yon ekibi tarafından kesildi.
Televizyon ekibındeki gazete-
a. Çetin'e, Danimarka'daki
halkoylamasının sonucu ko-
nusunda ne düşündüğünü sor-
du.
Çetin, bu soruyu, "Demok-
ratik bir süreç sonunda alınmış
bir karar" diyerek oldukça
diplomatik bir şekilde yanıtla-
dı. Gazeteci cevaptan tat-
min ol-
mamış ola-
cakki"Ha-
len AT
üyeliğinde
ısrarb
mısınız"
diye so-
rusuna de-
vam etti.
Çetin de
üzerine
basa basa,
"Tabii ki ısrarhyız" dedi.
NATO Dışişleri Bakanlan
Topjantısı'nda verilen öğle ye-
meğinde Çetin, Danimarka
Dışişleri Bakanı Uffe Elleman-
Jensen'in yanına düştü ve Jen-
sen'e televizyon ekibinin soru-
lannı anlalarak sorulara şaşır-
dığinı söyledi.
Bunun üzerine, halkoyla-
masının sonucu belb olduğun-
dan beri yüzünden düşen bin
parça olan Danimarka Dışişle-
ri Bakanı, kahkahayı koyuver-,
di:
"Tabii ki seni ben sanmış-
lar..."
Jensen daha sonra Dani-
markab gazetecilere olayı,
"Türk meslektaşımın hangi te-
levizyonda konuştuğunu ve ne
dediğini bibrıiyorum, ama
yann bir gün bana söylemedi-
ğim bir şeyi mal etmeye kalkar-
larsa, en azından suçlunun kim
olduğunu bibyorum" diyerek
yansıttı.
ri "Times" yüzde 7, "Sunday
Times" da yüzde 2'ye yakın ti-
raj kaybetti. Murdoch'un tiraj
kovaruna çomak sokan muha-
fazakâr Sunday Telegraph,
"Charles-Diana ilişkisinde çar-
şaf halindeki yaymlann hiçbiri
hakkında somut delil yok. Ama
bu sorun değil. Önemli olan
Murdoch'un gazeteleri satsın"
diye yazdı.
Murdoch'un "Sunday Ti-
mes"ı, Diana'nın mutsuzluğu-
nu anlatan "Gerçek öyküsü"
adlı kitabı dizi yaptı. Mur-
doch'la aşık atmaya çalışan bir
başka magazin gazetesi, "Dail j
Mail" de, "Sorunlu Evlilik" ad- ,*
lı benzer bir kitabı, daha atik g
davranarak dizi yaptı. Hükü- t
mete yakınlığıyla tanınan "Da- ,
ily Mail" de tiraj sorunlan için- •
de. Günlük satışı 1.5 milyonu
bulan gazete, bir yılda yüzde 3
tiraj yitirdi.
Seviyorsunuz... Ama acaba yıldızlar
0'nun hakkında ne diyor?
Arayın, Ata Nirun cevaplasın!
KOÇ
BOGA
İKİZLER
YENGEÇ
ASLAN
BAŞAK
TERAZİ
AKREP
YAY
OĞLAK
K0VA
BALIK
900900 201
900 900202
900900203
900 900204
900900205
900900206
900900207
900900208
900900209
900900210
900900211
900900228
Türfciye'nin her yerinden sefvıslenmızın 1 daklkatı 5833 TL drr.
Ortalama servıs suresı 3-4 dakıkadır Alo Bıloı P K 16 Tarabva/fsf