Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 HA2İRAN1992PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yazar: Diyaloğu
keseceğiz
• DİYARBAKIR(AA)-
HEP Genel Başkanı Feridun
Yazar, "Hükümetlehertûrlü
diyaloğu keseceğiz" dedi.
Yazar, HEPkökenli
Diyarbakır Bağunsız
Milletvekili Leyla Zana ile
dûn bir basın toplantısı
dûzenledi. Milletvekillerinin
Meclis'te
konuşturulmadığıru öne
süren Yazar, baa
milletvekillerine de
havaalanlannda bilet
verilmediğini iddia etti.
Milletvekillerine karşı
takınıldığını savunduğu bu
tavırlan eleşuren Feridun
Yazar, "Hükümetin artık
diyaloğa ihtıyacı olmadığının
anlaşıldığını, kendilerinin de
diyaloğu keseceklerini"
söyledi.
Özaf'ın tatili
• MARMARtS
(Cumhuriyet) -
Cumhurbaşkanı Turgut
özal ve eşi Semra Özal,
Marmaris Okluk
Koyu'ndaki Devlet
Konukevi'nde dinlencelerini
sürdürüyor. Marmaris'e
geldiğinden beri Devlet
Konukevi'nde dinlenen
Turgut Özal'ın danışmanı
Kaya Toperi,
Cumhurbaşkanı'nın bugün
bayram namazına
gitmeyeceğini ve evinde
dinleneceğini söyledi.
Toperi, "Şu anda nekahat
döneminde. Bu yüzden
dışarı çıkamıycr. Yarın da
(bugün) çıkmayacak.
Sadece özel dostlarını kabul
edecek. Sayın ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz da
öğleden sonra kendisini
ziyaret edecek" dedi.
Kurban Bayramı nedeniyle
yedi tane kurban keseceği
öğrenilen Cumhurbaşkanı
Turgut özal ile birlikte
Devlet Konukevi'nde oğlu
Ahmet Özal, gelini Elvan
özal, doktoru Cengiz Aslan
ve Kaya Toperi de kalıyor.
komisyonu
• ANKARA(ANKA)-
Olağanüstü hal
nygulamasına son
.verilmesinden sonra yerine
uygulanacak yönetim
biçiminin belirlenmesi için
çalışmalara başlayan merkez
'valilerinden oluşan
Icomisyor), çalışmalanru
tamamfayamadı. İçişleri
Bakanı İsmet Sezgin,
blağanüstü hale gereksinim
Tcalmadığı anda bu
lıygulamaya son verileceğini
bildirdi. İçişleri Bakanlığı
tarafından 54 merkez
valisinden oluşturulan 16
-komisyondan olağanüsiü
halle ilgili çalışmalar yapan
-komisyonun çalışmalannı
sonuçİandıramadıği
öğrenildi. İçişleri Bakanı
İsmet Sezgin, yaptığı
açıklamada, bölücü terör
orgütünün faaliyetlerine
Jtarşı anayasal bir yönetim
.şeklı olan olağanüstü hal
uygulamasına 19Tcmmuz
,1987 yılında geçildiğıni
anımsattı.
İnönü, Başbakan
• ANKARA(AA)-
Birleşmiş Milletler (BM)
Çevre ve Kallunma
Konferansı'nın zirve
bölümüne katılmak üzere
bugün Brezilya'ya gidecek
olan Başbakan Süleyman
t)emirere bir hafta süreyle
Devlet Bakanı Başbakan
Yardımcısı Erdal İnönü
vekâlet edecek. Bugünkü
Jlesmi Gazete'de
yayımlanan tezkerelere göre
Başbakan Demirel ile birlikte
ÎİM Çevre ve Kallunma
Konferansı'nın zirve
^ölümüne katılmak üzere
JJrezilya'ya gidecek olan
Devlet Bakanı Cavit
Çağlar'ın dönüşüne kadar
Devlet Bakanlığı'na Devlet
Bakanı Akın Gönen.
pışişleri Bakanı Hikmet
Çetin'in dönüşüne kadar
Dışişleri Bakanlığı'na Devlet
bakanı Türkân Akyol
»ekâlet edecek.
£them Demir
tırtuklandı
JBİSTANBUL(AA) —
'Yasadışı yollarla Türkiye'ye
Jüks otomobiller sokan ve
tunu sahte belgelerle satan
'JEthem Demir, çıkarıldığı
Tiöbetçi mahkeme
tarafından tutuklandı.
Yurda kaçak olarak
Isoktuğu otomobillerden
"birini de Fenerbahçeli ünlü
;futbolcu Tanju Çolak'a
şatan ve hakkında İstanbul
?5. Ağır Ceza ile İstanbul 1.
îAğır Ceza Mahkemeleri'nde
iaçılmış davalar bulunan
JEthem Demir, Oto Masası
;Ekipleri'nce yakalanmıştı.
-İstanbul Adliyesi Nöbetçi,
-Mahkemesi'nde bugün
şorgulanan Ethem
•JDtmir'in, yargılandığı
."davalarda hakkında
içıkarılan tutuklama karan
Vicahiye çevrildi.
Yusuf Erişti, Hüseyin Toraman, Hüsamettin Yaman ve Soner Gül bugüne kadar ölü veya diri bulunamadı
Gözaltındaki dört genç
u
sır' oldııBEHZATŞAHtV _ _
Yusuf Erişti, Hüseyin Toraman, Hüsamet-
tin Yaman, SonerGül... Bu dört gencin ortak
yanlan, ölü ya da diri bulunamayışlan. Aile-
leri ve yakmlan, sır olan çocuklannj bulmak
için yaptıklan girişimlerden hiçbir sonuç ala-
madı. Devlet de son iki yılda yok olan dört
gencin nerede veya ne olduklannın yanıtını
veremiyor. Türkiye'de yanıt verecek makam
bulamayan Hüsamettin Yaman'ın avukatı
Ergin Cinmen, müvekkilinin sonunu öğren-
mek için Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'-
na başvurdu. Komisyon da Türk yetkililer-
den 15 Haziran'a kadar yanıt beküyor.
Kayıplar (ölü ya da diri) nerede?
Costa Gavras'm, Şili'de kaybolan oğlu
Charles'ı geliniyle birlikte arayan orta sınıf
Amerikalı Ed'in çabalannı konu alan filmi
Missing'teki (Kayıp) öykü Türkiye'de de ya-
şanıyor. Son iki yılda ortadan yok olan dört
gencin ailesi ve yakınlan, çocuklanru ölü ya
da diri bulmaya çahşıyor. Ancak başvurduk-
lan hiçbir makam olumlu yanıt vermiyor.
Oysa kayıp dört gencin polis tarafından gö-
zaluna alındıklan yolunda savlar ve bazı gör-
gü tanıklan var.
Kayıplann öyküsü şöyle:
Yusuf Erişti, 14Mart 1991 saat 08.20 sıra-
lannda Belgradkapı civannda gözalüna alın-
dı. Erişti'yle birlikte gözalüna alınan Meh-
met Ali Çelik, Emniyet'te Yusuf Erişti'nin
'Size hiçbir şey söylemeyeceğim' diye bağırdı-
gıru duydu. Sonrasıru şöyle anlatıyor:
"15 mart günü akşamı Devrimci Sol timi
şefi Fikret Işınkaralar'ın odasında bana gös-
terilen resimlere bakıyordum. İçeri birisi girdi
ve İşi tamamladık. Bu ikisini de götürelim
mi' diye sordu. Fikret Işınkaralar da 'İyi,
bunlar için savcılığa bildirimde bulunduk' di-
ye yanıt verdi. Bu sözlerden Yusuf Erişti'nin
öldürülmesini kastettiği sonucunu çıkardım.
Çünkü Yusuf, kayıtlara geçirilmemiş, gözal-
üna alındığı bile gizlenmjşti. Şubeden
İnsanHaklan Komisyonu'nabaşvuru
İstanbul Haber Servisi - Gözalüna
alındıktan sonra kayıp olduğu savlanan
Hüsamettin Yaman'ın ab-leri Feyyaz ve
Feyzan Yaman, avukatlan £rgin Cinmen
aracıhğıyla Avrupa İnsan Haklan
Komisyonu'na başvurdu. Türkiye'deki ilk
başvuru olma özelliğı taşıyan bu
uygulamarun aşamalannı, Feyzan Yaman
şöyle anlattı:
"Başvurduğumuz kurumlardan olumlu
yanıt alamayınca, Avukat Ergin Cinmen'in
hazırladığı dilekçenin çevirisi ile DGM
savcıhğı dilekçesi, yanıünın aslı ve
tercümesinı. gazeteye verdiğimiz ilanı
Strasbourg'da bulunan Avrupa Konseyi
Avrupa insan Haklan Komisyonu'na
(European Commission of Human Rights-
Council of Europe, Strasbourg)
9-9-33-88412792 nolu faks numarasmdan 1
haziranda gönderdik. İzleyen gün
33-88412018 numaralı telefonla
fakslanmızın ahnmış olduğunu komisyon
yetkilisi Madam Buquicchio'dan öğrendik.
Kendisi. izleyen gün avukaümıza tebligatta
bulunacaklannı söyledi.
3 haziranda avukaümız Ergin Cinmen'e
yapılan tebligattan, konunun Komisyon
raportörüne havaleedildiği ve raportörün
konuya ilişkin bir rapor hazırlamak üzere
Türkiye hükümetinden en geç 15 hazirana
kadar yanıt vermesinin talep edildiği
anlaşıldı."
DGM'ye geürileceğimiz sırada 'Bizimle bir-
likte Yusuf Erişti de gözalüna alınmışü, o
nerede' diye sorduğumda. 'öyle birini alma-
dık* dediler. 'Ama bana resmini gösterdiniz.
O zaman aldık dediniz ve sesini duydum' de-
diğimde, 'Kes sesini, kaçü işte' diye cevapla-
dılar."
Mehmet Ali Çelik, bunlan açıkladıktan bir
süre sonra tutukJu bulunduğu Sağmalcılar
Cezaevi'nde şişlenerek öldürüldü. Çelik'in,
ihanet ettiği gerekçesiyle Devrimci Sol üyele-
rince öldürüldüğü öne sürüldü.
Erişti'nin gözalüna abnmasına tanık olan
Hamil Demirkaya da cezaevinden yaptığı
âçıklamada, Emniyet'te Erişü'ye yoğun iş-
kence uygulandığını öne sürdü.
Baba Bekir Erişti, oğlunun kaybolmasının
ardından Cumhurbaşkanı, zamanın başba-
kanı, siyasi parti liderleri, valilik, savcılık baş-
ta olmak üzere ilgili kurumlara verdiği otuzu
aşkın dilekçenin hiçbirine yanıt alamadı. Ba-
ba Erişti hâlâ oğlunun ne ölüsünü ne de dıri-
sini bulabildi.
Hüseyin Toraman, 26 Ekim 1991 'de Ko-
camustafapaşa'daki evinin önünde sivil kişi-
lerce bir otomobile bindirilerek götürüldü.
Çocuklanndan haber alamayan Toraman ai-
lesi, Çınar Polıs Karakolu'nu telefonla aradı:
"Mahalle halkının söylediğine göre oğlu-
muzu sivil kişilerzorla kaçırdı. Sizin karakol-
dan ekip gelmiş ve götürenlere müdahale
eünemiş. Biz, bunun doğru olup olmadığını
ve nedenini öğrenmek istiyoruz."
Polis: "Ben siyasi şube dıyorum sana, siyasi
şubegötürdü."
"Siz biliyorsunuz değjl mi?"
Polis: "Tabii."
"'Vatandaşlar kaçıranlann sivil olması ne-
deniyle size telefon etmişler."
Polis: "Tamam."
•'Siz de gidip çocuğun onlann elinden kur-
tanlması yönünde. elinden almması yönünde
herhangi bir işlem yapmamışsınız."
Polis: "Ne yapacakük? Polis alıp götürü-
yor. Sen geleceksin, sen de polissin, ben de
polisim. Bana inanmıyor musunuz?"
Hnseyin Toraman
Polisin de onayladığı gözalb olayı daha
sonra yadsındı. Toraman ailesinin Meclis'e
kadar ulaştırdığı kayıp olayı üzerine. TBMM
İnsan Haklan Komisyonu inceleme yapü.
Komisyon, yapüğı âçıklamada, Toraman'ın
gözalüna alındığına ilişkin hiçbir kayıt bu-
lunmadığını. Toraman'ın başka bir kimlikle
yurtdışına çıkmış olabileceğini bildirdi. Tora-
manın ölüsünü ya da dirisini bulmak isteyen
ailesi, hâlâ beldiyor.
Hüsamettin Yaman, İstanbul Üniversitesi
Avalar Meslek Yüksek Okulu son sınıf öğ-
rencisi. Arkadaşı Soner Gül, Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi öğrencisi. İki arkadaş da 5 Mayıs
1992'den bu yana kayıp. Gözalüna alındıkla-
nna ilişkin görgü tanığı yok, ancak Emniyet'-
te görüldükleri söyleniyor. Hüsametün
Yaman'ın ağabeyleri Feyyaz ve Feyzan Ya-
man, kardeşlerini bulabilmek için başvurma-
dık yer bırakmadüar. Avukatlan Ergin
Cinmen aracılığıyla başta DGM ve Cumhu-
riyet Savcılığı'na yapılan başvurulardan da
sonuç alınmayınca, durumu Avrupa İnsan
Hüsamettin Yaman
Haklan Komisyonu'na bildirdiler. Türkiye'-
deki ilk uygulama olan bu başvuru sonucu,
komisyon, Türk hükümeünden Hüsametün
Yaman'ın durumuyla ilgili bilgi istedi. Ko-
misyon da Hüsametün Yaman'ın ailesi de
hükümetten yanıt bekliyor.
Ailesi Mersin'in bir köyünde oturan Soner
Gül'ü ise arkadaşlan bulmaya çahşıyor.
Yapüklan eylemlerle, suç duyurusuyla sesle-
rini duyurmaya çalışan arkadaşlan, Soner
Gül'ün de gözaltında olduğunu öne sürüp
ölüsünün ya da dirisinin ortaya çıkanlmasını
isüyor.
Tüm bu kayıplar 21 Kasım 1980'de siyasi
şube ekiplerince gözalüna alındığı görgü ta-
nıklannca belirtilen ve şimdiye kadar kendi-
sinden hiçbir haber alinamayan Hayretün
Eren'i akla getiriyor. Hayrettin Eren'in ara-
bası uzun süre Emniyet Müdürlüğü önünde
kalmış, bir süre sonra o da ortadan yok ol-
muştu. Hayretün Eren'in ailesi de hâlâ oğul-
lannı anyor.
Yeni başkan Prof. Kolusay, 6 bin dosya biriktiğini, suçlamalann yavaş çalışmadan kaynaklandığını söyledi:
Adlî Tıp'tarüşveti aracılarahyor• Başkan Prof.
Özdemir Kolusay,
öncelikle bekleyen 6 bin
dosyanın
sıfirlanacağını,
kurumun hıziı çahşarak
rüşvet ve sahte rapor
iddialannın ortadan
kaldınlacağını söyledi.
TÂYFUNGÖNÜLLÜ ~
Otopsiden uyuşturucu ana-
lizlerine, kızlık muayenesin-
den cezai ehliyetin olup olma-
dığına, astronomi hesaplann-
dan bozuk gıdaya, balistik
incelemelere kadar Türk hu-
kuk sisteminin resmi bilirkişi-
lik görevini Adli Tıp Kurumu
üstlenmiş durumda. Kuru-
mun "değişmez" başkanı
Prof. Şemsi Gök'ün değişme-
sinden sonra gözler yeni baş-
kan Prof. özdemir Kolusay ın
uygulamalanna çevrildi.
Ancak bu önemli kurum
hakkında yakın zamana ka-
dar başta "rüşvet", "sahte
rapor" olmak üzere birçok id-
dia ortaya atıldı. Bu iddialann
bir çoğunu kurum, yarutsız bı-
raktı. Bunun yanı sıra kurum-
da birikmiş 6 bin dosya var.
Başkan Prof. özdemir Kolu-
say, öncelikle bu dosyalan sı-
fırlayacaklannı söylüyor.
Yeni başkan Kolusay ile
kuruma yöneltilen bu iddiala-
n konuştuk.
-Kurumla ilgili kamuoyimda
oldukça olumsuz bir imaj var.
Rüşvet ve sahte raporlara iliş-
kin iddialar var. Bunlar nere-
den kaynaklanıyor? Bu görün-
tüyü silntek için ne yapacaksı-
mz?
KOLUSAY- Kurum hak-
kında bir takım söylentilerin
çıkmasının nedenini yavaş ça-
hşmaya baglıyorum. Bunun
için de ideal hedefim, kuruma
gelen bir dosyanın bir hafta
içinde her şeyiyle burayı terk
etmesidir. Bir hafta içinde ra-
porlar gerekli yerlere ulaştın-
lırsa vatandaşın bu konudakı
yakınmalanrun ortadan kal-
İcacağma, söylentilerin de bi-
teceğine inanıyorum.
-Bu iddialar gerçek mi?
Türk hukuk sisteminin resmi bilirkişilik görevini üstlenen Adli Tıp Kurumu'nun \eni Başkanı
Prof. Özdemir Kolusay aracı ve dolandıncıyı ortadan kaldırmak için sövlentileri öniemek için
vatandaşın dosyalarını kendisinin takip edebileceği bir danışma servisi oluşturacaklarını söyledi.
KOLUSAY- Şımdiye ka-
dar gerçeklen pek söyleyeme-
dik. Herkes. "Adli Tıp'a rüş-
vet verdım" diyor. Yani bu tür
iddialann olduğu doğrudur.
Şimdı, kurumun vereceği ra-
por, iki kişiden birinin aleyhi-
ne olacakur. Bir taraf davalı,
diğer taraf davacıdır. Bu mah-
kemelik bir konu olduğu için
rapor. bir tarafı haklı çıkara-
cakür. Kısacası üçüncü bir
olasılık yoktur. O zaman ne
oluyor, kurumla hiç ilişkisi ol-
mayan bir kişi bile, para sız-
dırmak için kurumda raporu
hazırlanan kişilere. "Ben sizin
işinizi hallederim" diye orta-
lıkta dolaşıyor. Oysa, bir ra-
porun kişinin aleyhine veya
lehine çıkma olasılığı yüzde
5O'dir. Eğer rastlantı sonucu
rapor. para verdiğini iddia
eden kişinin lehine çıkmışsa
başlıyor, "Ben Adli Tıp'a rüş-
vet verdim" diye konuşmaya.
- Rüşvet bir anlamda doğru..
KOLUSAY- Rüşvet alan
kişinin kurumumuzla ilgisınin
olduğunu sanmıyorum. An-
cak bu konunun üzerine gidil-
mesine ragmen hala sıkınüla-
nmız var.
. - Bu kadar iddiaya karştn ku-
rumunuza resmen yansınuş
olaylar var nu?
KOLUSAY- Evet. bu ka-
dar söylenü var: ama kuruma
yansımış birkaç olayın dışında
somut bir şey yok. Bunlardan
biri; kızhk muayenesiyle ilgili
bir görevlinin belge vermesi
söz konusu. Bu da ağır ceza
mahkemesinde. Bir de yılJar
önce benim personelimdsn bi-
rinin rüşvet aldığı doğrultu-
sunda gelen bir şikâyetin üze-
rine gıttim ve olayı saptadım.
Hemen gerekeni yaptım.
- Basınm da üzerinde durdu-
ğu kuşkulu birtakım olaylar
var. Bunlar, kurumunuza res-
men yunsımamış olabilir. Geri-
ye dönük olsa bile bu tür başvu-
rular olduğunda yeni bir incele-
me vapar mısınız?
KOLUSAY- Konu, eğer
salt bizim kuruma ilişkin ıd-
dıalan içeriyorsa bunlara
bakmak zaten görevimiz.
Bunlar geriye dönük de olabi-
lir. Ama ortada yanlış anlaşıl-
ma veya kurumun yanlış anla-
tılmasından kaynaklanan
birtakım olaylar var. Bunlar
da biraz önce bahsettiğimız
aracı kişilerin vatandaşj do-
landırmasından kaynaklanı-
yor.
- Siyasi olavlarda öten kişile-
rin otopsilerinin sağlıklı olma-
dığma ilişkin iddialar var. Poli-
sin operasvoniarı sırasında
\akm mesafe atışları olduğu ve
insanlara üıfaz' uygulandığı
ileri sürülüyor. Sizler otopsi ra-
porlarmıza yakın veya bitişik
atif varsa bunlarm vazıyor mu-
sunuz?
KOLUSAY- Ben kurum
başkanlığına Morg Dairesi
Kadınlardan Kadın Bakanlığı'na tepki:
Tasarı kamuoyundatarbşılsınANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ankara, İzmir ve İstan-
bul başta olmak üzere çeşjtli
illerdeki kadın kuruluşian.
"Kadın ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı" kurulmasma iliş-
kin tasannın geri çekilmesi is-
temlerini telgraf çekerek
hükümete iletttiler. Kadınlar,
Başbakan Süleyman Demirel.
Başbakan Yardımcısı Erdal
İnönü, TBMM Başkanı Hüsa-
mettin Cindoruk ve Devlet
Bakanı Türkan Akyol'a çek-
tikleri telgrafta, tasannın
kamuoyunda tartışmaya açıl-
masını istediler.
Telgraf metninde şöyle de-
nildi:
"Bugüne kadar ilgili kadın
gruplannın tüm taleplerine
karşın tartışmaya açılmadan
hazırlanan ve TBMM komis-
yonlannda görüşülecek olan
"Kadın ve sosyal hizmetler
bakanlığının kuruluş ve gö-
rumunda çıkan yasayı destek-
lemeyeceklerini ifade eden
kadın kuruluşian, eleştirileri-
ni şöyle sıraiadılar:
"Çünkü. bu tasan kadını
yelkin bir yurttaş olarak değıl.
• Çeşitli kadın kuruluşian hükümete telgraf
çekerek "Kadın ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı"
kurulmasma ilişkin tasannın geri çekilmesini ve
kamuoyunda tartışılmasını istediler.
revlen hakkında kanun tasa-
nsı"nın geri çekilmesini ve
başta kadınlar olmak üzere
duyarlı kamuoyunun tartış-
nıasına açılmasını talep ediyo-
ruz".
Tasannın yasalaşması du-
hayatını ancak aile içinde sür-
dürebilecek yardıma muhtaç.
eksık bir varlık olarak gör-
mektedir. Kadını birey olarak
ele almamakta, sorunlanna
sadece ailc içinde çözüm ara-
makta. çeşitli sosyal sorunla-
nn çözümünü de aile içindeki
kadına yüklemektedir. Kadı-
nın aile içindeki gcleneksel
rollennı sürdürmekten yana-
dır ve bu rolleri daha iyi yapa-
bilmesinin koşullannı hazırla-
maktadır. Kadın poliıikalan-
nı uluslararası normlarla
oluijiuımayı değil. geçici hü-
kümet politikalanna terk et-
meyı yeğlcmiştir. Ev ekono-
misıni özendirmcktc. kadınla-
nn sosyal yaşama kaülımını
engellemckte. kadmı .sovval
güvcncesı olan bir orıamın-
dan uzak kılmaktadır. Göniil-
lu kadın kuruluşlannı yctcnn-
cc desteklcmcmcktc. ıcracı vc
dcvleli daha da büyütücü bir
bakanlık öngörmcktedir".
Başkanlığı nüan geldim.
Onun için benim çok yakın-
dan bildiğım bir konu. Önce
değişik bir raporun verilmesi-
nın kesinlikle doğru olmadığı-
nı söylemek istiyorum. Çünkü
ateşli silahlann vücutta bırak-
tığı çok değişik gelişimleri olu-
yor. İddia sahiplerinin bunu
iyi algılayabileceklerini san-
mıyorum. Zaten bu tür olay-
larda bulgulanmızı fotoğraflı-
yoruz. Bunlar bizde negatif
olarak duruyor. Gerektiğinde
karta basabıhriz.
- Örneğin, kişinin vücudunda
8 kurşun yarast olup da 2 kur-
şun isabet etmiş veya bitişik
atış vapılmıs da sizin buna uzak
atış yapılmış şeklinde rapor
vermeniz olası mı? Veya böyle
bir raporun çıkma olasılığını
önleyebilir misiniz?
KOLUSAY- Sorunuzdaki
olasılıklar olamaz. Çünkü si-
zin dediğjniz tek kişilik otop-
silerde olabihr. Ama otopside
bir hekim bulunmuyor. Yasa
gereği yanımızda cumhuriyet
savcısı bulunuyor. Ama "sava
insan vücudundan anlamaz'
diyebilirsiniz. Sava. yasanın
temsilcisi. Gelişebilecek yasa-
dışı bir olaya karşı variığı psi-
kolojik bir baskı oluşturmak-
tadır. Bazen otopsilerimizi 3
kişi değil, 6 kişiyle yaptığımız
bile olur.
- Yakın veya bitişik atışlar
için ne söy leyeceksiniz? Özel-
likle son dönemlerde rastladı-
ğuıız bu tür olaylar var mı?
KOLUSAY- Biz yakın atışı
sadece çıplak deride görebili-
riz. İnsanın çıplak olduğu yer-
leri de başı, boynu ve elleridir.
Kişiler giysili olduklan için
yakın veya bitişik atış yapıldı-
ğına ilişkin deliller elbisede
kalır. Şimdi kamuoyunda bi-
linmeyen veya yanlış bilinen
bir olgu var. Biz otopsilerimizi
çıplak derideki bulgularla de-
ğerlendiririz. Yakın mesafe
veya bitişik atış varsa bunun
delilleri elbisede kalır. Biz bu-
nu otopside saptayamayız.
Çünkü ceset bize çıplak gelir.
Raporumuzda ise 'uzak mesa-
feden atış yapılmışür' demiyo-
ruz. Burada çok önemli bir
aynntı var. O da rapora şöyle
yansır: "Bitişik atış mesafesi
dışından aüş yapılmışür'.
- Bu tür iddialara meydan
vermemek için ne yapmavı
plan/ıvorsunuz?
KOLUSAY- Herkese khpı-
mız açık. Vatandaşlanmız is-
tedikleri zaman gelıp bilgi
alabilirler. Aynı zamanda rüş-
vet verdiğini iddia eden veya
hem kurum içinden hem de
kurum dışından vatandaşlan-
mızın bağlantıda oldukian
aracı yani dolandına kişiler
varsa bize bunları anlatabilir-
ler.
Valandaşlarımızın dosya-
lannın takıbi konusunda bir
sistem gelıştırdik. Aracıyı yani
dolandıncıyı ortadan kaldır-
mak. en azından bu tür söv-
lentileri öniemek için kııruma
başvurup dosyalannın ne du-
rumda olduğunu öğrenebıl-
meleri için aktif bir danışma
servisi oluşluracağı/.
IHD istanbul Şubesi Başkanı:
Dörtinşaatişçisi kır
gezisinde kaybolduİstanbul Haber Servisi - İn
san Haklan Demeği İstanbul
Şubesi Başkanı Ercan Kanar,
Halkın Emek Partisi'nin
Tuzla'da gerçekleştirdiği kır
gezisine katıldığı gerekçesiyle
gözalüna alınan 4 inşaat işçi-
sınden henüz haber alamadık-
lannı açıklayarak bu kişilerin
hayatlanndan endişe duyduk-
lannı söyledi.
Ercâh Kanar. bayram arife-
si olması nedeniyle dün İnsan
Haklan Derneği İstanbul Şu-
besi'nde düzenlediği basın top-
lantısında. insan haklannın
ihlal edilmediği ve özgürlükle-
rin kısıtlanmadığı bayramlar
yaşayabilmek için bütün in-
sanlann çaba göstennesı ge-
rcktığini savunarak şunlan
söyledi:
"Özellikle son aylarda geri-
ye dönüp baktığımızda devle-
ün, geleneksel ahlakın ve
egemen anlayışlann yönlendir-
diği kurumlann insan haklan
ihlallerinin utanç verici bir dü-
zeyde sürdüğiinü görüyoruz.
Bir dini bayrama daha girece-
ğiz ve yöneticiler yine beylik
nutuklarla toz pembe tablolar
çizecekler. insan haklan ihlal-
lerini süslü sözlerle unuttur-
maya çalışacaklar. Resmi
kurumlarda. okullarda beka-
ret kontrolü gibi uygulamalar
adeta kurumlaştı.
dayak. hakaret resmi
politikası durumuna geldi.
Despot ve medrese eğitimi zih-
niyeti, Vefa Lisesi'nde Banş
Keleş gibi onurlu gençierin in-
tıhanna neden oluyor. Bu
olaydan çarpık eğitim politika-
sının yürütücüleri sorumlu-
dur."
Son aylarda Güneydoğu'da
görev yapan gazetecilere karşı
gerçekleştirilen saldınlara dik-
kat çeken Kanar. İzzet Kezer'-
den sonra Hafız Akdemir'ın
öldürülmesinin aynı zinhiyetin
uygulaması olduğunu belirtti.
Hükümetin insan haklan kav-
ramını dilinden düşürmcdiğini
anımsatan Ercan Kanar, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Hükümet, siyasi tutuklu ve
hükümlüierin en insani gerek-
sinmeleri olan aileleriyle hasret
gıdcrme haklannı vine^tubei
diyor. İnsan haklapm* avkın
Terörle Mücadele Yasası'na
sığınarak adli suçlulara tanı-
nan haklar siyasilerden esirge-
nerek eşitlik ilkesi ayaklar altı-
na alınıyor."
Toplusözleşme görüşmele-
rinde işçiyle dalga geçer gibi
düşük ücret artışlan önerildiği-
ni belirten İnsan Haklan Der-
neği İstanbul Şubesi Başkanı
Ercan Kanar, aynca yargısız
infaz ve gözaltında kayıplann
•furya' haline geldiğini vurgu-
layarak konuşmasını şöyle
tamamladı:
"Güvenlik güçlerince gözal-
üna alınan Hüsamettin Ya-
man ve Soner Gül'den haber
yok. Hayatlanndan endişe edi-
yoruz. Ceza Muhakemeleri
Usulü Yasası'nda yapılan, an-
cak yeterli olmayan cüzi dü-
zeltmeler bile Cumhurbaş-
kanı'nın veto duvanna çarpı-
yor. Cumhurbaşkanı gözaltı
Öğrenciye süresınin düşürülmesini iste-
eğitim miyor ve işkenceyi savunuyor.
' " Korucu olmadıklan için köy-
leri vakılan ve göçe zorlanan
Beytüşşebap köylüleri. İstan-
buİ ve başka yerlerdeki kilisele-
re sığınarak yaşamaya zorlanı-
\orlar. Devlel kendı yasalannı
çığniyor. Mülkiyet ve serbest
yerleşim haklannda dahi çifte
standart uygulanıyor. Düşün;
ce suç olmaya dev am ediyor ve
Hekimoğlu İsmail gibi birçok
yazarcezaevinde tahdit aliında
tutuluvor.
Polise yeni rütbeler getiriliyor
İlkokulmezunlan
komiser olabilecekANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - İçışlen Bakanlığı'-
nca hazırlanarak. Başbakan-
lığa sunulan ve Emniyet
Teşkilaü Yasası'nda değişik-
lik yapan taslak ile poliste
yeni rütbeler oluşturuluyor.
avnca komiserlik rütbesine
geçiş de yaygınlaştınlıyor.
Taslağın yasaîaşması halin-
de, ilkokul ve ortaokul me-
zunlan da komiser olabile-
cekler.
Taslak ile mesleğe polis
memuru olarak başlayanla-
nn; liyakat esasına göre, "üst
polis memuru", "kıdemli po-
lis memuru" ve "baş polis
memuru" rütbelerine yükse-
lebilmelerine olanak sağlanı-
yor. Bugüne kadar 6 rütbe
halinde ele alınan emniyet
hızmetlen sırufında. taslak ile
rütbe sayısı 12'ye çıkanlır-
ken. emniyet müdürlüğü rüt-
besi de kendi içinde birinci,
ikind. üçüncü ve dördüncü
sınıf olmak üzere dört ayn
grup halinde düzenleniyor.
içişleri Bakanlığı'ndan yapı-
lan âçıklamada, emniyet
müdürleri için getirilen dört
ayn rütbedeki zorunlu bekle-
me süreleri de yenıden düzen-
leniyor ve böylece alt-üst iliş-
kisine dayalı yeni bir hiyerar-
şik yapı kurulması amaçlanı-
yor.
SERIK KADASTRO MAHKEMESİ
Sayı: 1988 J616
Serik Kökez mahaücsi Taşlıklar mevkıinde bulunan 275 nr'lik 89
ada 65 parsel nolu nızalı yerin mahkememizde icra kılınan yargıla-
ma neticesinde:
Davacı adına tescilini karar verilmiş oJup adresi tesbit edilemeyen
davalı Şaban oğlu Abıdin'e 7201 savılı teblıant kanununa gore kara-
rın ncşrind.-r. uibarcn 15 gur M>nra :-.-h!iğı eaılmı> sayılacağı ilanen
du>urun.ı .". • 1992